1. Ceza Dairesi 2009/10300 E. , 2010/2381 K.
TEBLİĞNAME : 1-B/09/283392
MAHKEMESİ :Alanya Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO :16/07/2002 - 2002/421
SUÇ :Reşit olan dört mağdureyi zorla kaçırıp müteselsilen ırzlarına geçmek, gasp, suç delillerini gizlemek öldürme ve öldürmeye tam teşebbüs
Y A R G I T A Y İ L A M I
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Reşit olan dört mağdureyi zorla kaçırıp müteselsilen ırzlarına geçmek, gasp, suç delillerini gizlemek için iki kişiyi öldürmek ve iki kişiyi öldürmeye tam teşebbüs suçlarından; sanık M.. K.. hakkındaki cezaların 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 70, 71. maddeleri uyarınca iki ayrı müebbet ağır hapis ve 17 ayrı özgürlüğü bağlayıcı cezayı gerektiren suçlarının aynı türden olması sebebiyle toplanarak 137 yıl 107 ay 15 gün ağır hapsine, neticeten üç yılı hücrede tecrit edilmek, tek başına geceli gündüzlü çektirilmek ve infaz edilmek sureti ile müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 17/01/1997 tarihli ve 1996/312 esas, 1997/9 sayılı kararının infazı sırasında, 21/12/2000 tarihli ve 24268 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun'da değişiklik yapan 23/05/2002 tarihli ve 24763 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4758 sayılı Kanun gereğince 23/05/2002 tarihi itibarıyla şartla tahliyesine ilişkin, Hatay Ağır Ceza Mahkemesinin 23/05/2002 tarihli ve 2002/274 müteferrik sayılı kararına vaki itiraz üzerine anılan kararın kaldırılmasına dair, İskenderun Ağır Ceza Mahkemesinin 04/06/2002 tarihli ve 2002/136 müteferrik sayılı kararı sonrası, Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/312 esas, 1997/9 sayılı ilâmındaki zorla ırza geçme yönünden verilen cezaların çözülerek ırza geçme suçundan verilen 36 yıl 40 ay 15 gün ağır hapis cezasının 765 sayılı Kanun'un 77/1. maddesi gereğince 36 yıl olarak aynen infazına, reşit olan dört mağdureyi zorla kaçırmak, gasp, suç delillerini yok etmek için iki kişiyi öldürmek ve iki kişiyi öldürmeye tam teşebbüs suçlarından verilen cezaların 4616 ve 4758 sayılı Kanun ile 647 sayılı Cezaların infazı Hakkında Kanun hükümleri nazara alınarak infazına ilişkin, Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 06/06/2002 tarihli ve 2002/145 değişik iş esas, 2002/148 değişik iş sayılı kararına itirazın reddine dair, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/07/2002 tarihli ve 2002/421 müteferrik sayılı kararı ile Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 06/06/2002 tarihli ve 2002/145-148 değişik iş sayılı kararına göre infazın devam ettiği sırada, çektirilecek ceza ve mahsupla ilgili tereddütün giderilmesi talebi üzerine Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 06/06/2002 tarihli ve 2002/145 değişik iş esas, 2002/148 değişik iş sayılı kararının aynen infazı ile ırza geçme suçundan infaz edeceği sürenin 14 yıl 5 ay 14 gün ve insan öldürme, insan öldürmeye teşebbüs, yağma ve evli kadını zorla kaçırma suçlarından verilip toplanan müebbet hapis cezasının 4616 ve 4758 sayılı kanuna göre yapılarak 10 yıl düşülüp 6 yıl 2 gün olarak hükümlünün cezaevinde fiilen infaz edeceği sürenin 20 yıl 5 ay 16 gün olarak belirlenmesine, ancak sonuç ceza müebbet hapis olduğundan sonuçta hükümlünün cezaevinde geçireceği sürenin 16 yıl 2 gün olarak belirlenerek şartla tahliye tarihinin hesaplanması gerektiğine dair, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/12/2008 tarihli ve 2008/842 değişik iş esas, 2008/798 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına, 765 sayılı Kanun'un 70, 73, 77/son. maddeleri uyarınca üç yılı hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet hapis ve 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak ederek tahliye süresinin 36 yıl 3 gün olarak değerlendirilmesine ilişkin Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2008 tarihli ve 2008/889 değişik iş esas, 2008/902 değişik iş sayılı kararı sonrası şartla tahliye isteminin reddine dair Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/01/2009 tarihli ve 2009/28 değişik iş esas, 2009/25 değişik iş sayılı kararına itiraz üzerine Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının 09/01/2009 tarihli müddetnamesine göre 02/06/2001 tarihi itibarıyla şartla salıverilmesine ilişkin Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/01/2009 tarihli ve 2009/21 değişik iş sayılı kararını kapsayan infaz dosyası incelendi.
Dosya kapsamına göre; sanık M.. K..'un, 27/03/1995, 21/05/1995 ve 23/05/1995 tarihlerinde diğer sanıklar Ali Güldalı, Yusuf Çağlayan, Gazi Köleoğlu ile birlikte işledikleri reşit olan dört mağdureyi zorla kaçırıp müteselsilen ırzlarına geçmek, gasp, suç delillerini gizlemek için iki kişiyi öldürmek ve iki kişiyi öldürmeye tam teşebbüs suçlarından yapılan yargılama sonucu iki ayrı müebbet ağır hapis ve 17 ayrı özgürlüğü bağlayıcı cezayı gerektiren suçlarının aynı türden olması sebebiyle toplanarak 137 yıl 107 ay 15 gün ağır hapsine, neticeten üç yılı hücrede tecrit edilmek sureti ile tek başına geceli gündüzlü çektirilmek ve infaz edilmek sureti ile müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olduğu Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 17/01/1997 tarihli ve 1996/312 esas, 1997/9 sayılı kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 12/06/1997 tarihli ve 1997/2140-2390 sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşip, infaza verildiği,
Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/07/2002 tarihli ve 2002/421 müteferrik sayılı kararı ile ilgili olarak;
Anayasa Mahkemesinin 18/07/2001 tarihli ve 4-332 sayılı kararında vurgulandığı üzere 4616 sayılı Kanun'un 4758 sayılı Kanun'la düzenlenen 1. madde 2. bendindeki kurallar müebbet ve on yıldan fazla süreli hükümlülükler bakımından cezadan indirim öngören, tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından veya toplam hükümlülük sürelerinden on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi veya hükümlülük süresi dolmuş olanlar bakımından ise, belirli bir süreyle suç işlememeleri şartına bağlanmış özel af niteliğinde olduğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/01/2004 tarihli ve 2003/6-292 esas, 2004/5 sayılı kararında ise, 4616 sayılı Kanun'un 4758 sayılı Kanun'la düzenlenen 1. madde 2. bendindeki kuralların, bazı suçlar yönünden verilen cezaların on yıllık bölümünün çekilmiş sayılması gibi hükümlü lehine sonuçlar doğuran ve hukuki niteliği toplu özel af olarak belirlenen kanunî düzenlemeler ile cezaların infazı konusunda 647 sayılı Kanun'dan farklı bir sistem öngörülmediği gibi cezaların toplanmasına engel bir hükümde sevk edilmediği, gerek hükmedilen ağır hapis cezalarının toplamının 36 yılla sınırlandırılmasıyla ilgili 765 sayılı Kanun'un 71/1. maddesiyle öngörülen kural, gerekse 4616 sayılı Kanun'la öngörülen kurallar hükümlü lehine getirilen kanunî düzenlemeler olduğundan bu kuralların hükümlü aleyhine sonuç doğuracak biçimde yorumlanmasına da imkan bulunmadığı, biçimindeki açıklamalar karşısında itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde,
Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/01/2009 tarihli ve 2009/21 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/09/2007 tarihli ve 2007/1-214-181 sayılı kararında belirtilen 'Gerek yargısal kararlarda gerekse öğretide tartışmasız kabul edilen ilkeler şunlardır;
1- Cezaların içtimai bir infaz kurumu ve işlemidir.
2- İçtimaya dahil olan suçlar hukuken bağımsızlıklarını korurlar ve her suç yönünden ayrı ayrı sonuçlar doğururlar,
3- İnfaza ilişkin uygulamalar kazanılmış hak oluşturmadığından, içtimaya ilişkin uygulamalar da lehe oluşan hatalar kazanılmış hakka konu olmazlar,
4- Sonradan yürürlüğe giren ve lehe hükümler içermesi nedeniyle her bir suç yönünden uygulanması gereken yasanın tatbikinde infaza ilişkin normların ve bu kapsamdaki içtima hükümlerinin gözetilmesiyle sonraki yasanın lehe olduğunun reddinin ve önceki yasanın lehe kabulünün olanaklı sayılması kabul edilemez.' biçimindeki açıklamalar karşısında, somut olayda sanığın, Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/312 esas, 1997/9 sayılı ilâmındaki cezaların ayrı infaz rejimlerine tabi olduğu, zorla ırza geçme yönünden verilen 36 yıl 40 ay 15 gün ağır hapis cezasının 765 sayılı Kanun'un 77/1. maddesi gereğince 36 yıl olarak infazı, reşit olan dört mağdureyi zorla kaçırmak, gasp, suç delillerini yok etmek için iki kişiyi öldürmek ve iki kişiyi öldürmeye tam teşebbüs suçlarından verilen cezaların 4616, 4758 ve 647 sayılı Kanun hükümleri nazara alınarak infazı gerektiği gözetilmeksizin itirazın bu yönden reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden sözedilerek, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 03.12.2009 tarihli ve 67829 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.12.2009 tarihli ve 283392 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
I. O l a y:
Hükümlü M.. K.. hakkındaki dosya kapsamından:
a) Reşit olan dört mağdurenin zorla kaçırıp müteselsilen ırzlarına geçmek, gasp, suç delillerini gizlemek için iki kişiyi öldürmek ve iki kişiyi öldürmeye tam teşebbüs suçlarından hükümlünün Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.06.1997 tarihinde kesinleşen, 17.01.1997 tarihli ve 1996/312 esas, 1997/09 sayılı kararıyla iki müebbet ağır hapis ile on yedi ayrı ve toplam 137 yıl 107 ay 15 gün süreli hürriyeti bağlayıcı cezalarının üç yıl hücrede çektirilmek üzere toplanarak çektirilmesine başlandığı;
b) Bu sırada, Hatay Ağır Ceza Mahkemesinin 23.05.2002 tarihli ve 2002/274 müt. sayılı kararıyla, 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İslenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair 4616 sayılı Kanun'da değişiklik yapan 4758 sayılı Kanun gereğince 23.05.2002 tarihi itibarıyla koşullu salıverildiği;
c) Koşullu salıverilme kararına yönelik itiraz üzerine anılan kararın,
İskenderun Ağır Ceza Mahkemesinin 04.06. 2002 tarihli ve 2002/136 müt. sayılı kararıyla kaldırıldığı;
d) Bundan sonra, Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2002 tarihli ve 2002/145–148 D. İş sayılı kararıyla, Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.06.1997 tarihinde kesinleşen, 17.01.1997 tarihli ve 1996/312 esas, 1997/09 sayılı kararıyla müebbet ağır hapis cezasıyla muvakkat cezaların 3 yıl hücrede çektirilmesine ilişkin içtima kararının kaldırılarak, ırza geçme suçundan verilmiş olan 36 yıl 40 ay 15 gün ağır hapis cezalarının 765 sayılı TCK’nun 77/1. maddesi uyarınca 36 yıl olarak, reşit olan dört mağdureyi zorla kaçırmak, gasp, suç kanıtlarını yok etmek için iki kişiyi öldürmek ve iki kişiyi öldürmeye tam kalkışmak suçlarından verilen cezaların 4758 sayılı Yasayla değişik 4616 sayılı ve 647 sayılı Yasalar hükümlerine göre çektirilmesine karar verildiği ve bu karara yönelik itirazın Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.07.2002 tarihli ve 421 müt. sayılı kararıyla reddedildiği;
e) İnfazda oluşan duraksamanın giderilmesi istemi üzerine, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.12.2008 tarihli ve 2008/842–798 sayılı kararıyla, ırza geçmek suçlarından toplam 36 yıl hapis cezasının 647 sayılı Yasanın 19 ve ek 2. maddeleri gereğince 14 yıl 5 ay 14 gün ve 4616 sayılı Yasa kapsamında kalan diğer suçlarında içtimalı müebbet ağır hapis cezasının 6 yıl 2 gün olarak çektirilmesi gerektiğine karar verildiği;
f) (e) bendinde anılan karara yönelik itirazı kabul eden Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12. 2008 tarihli ve 2008/889–902 D. İş sayılı kararıyla, Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.06.1997 tarihinde kesinleşen, 17.01.1997 tarihli ve 1996/312 esas, 1997/09 sayılı kararıyla verilen üç yılı hücrede geçirilecek müebbet hapis ile sonradan aldığı 3 gün hapis cezasının 77/son maddesi uyarınca ayrıca infazına, sonuç olarak koşullu salıverilebilmesi için infaz kurumunda toplam 6 yıl 3 gün tutulmasına karar verildiği;
g) Ancak, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.01.2009 tarihli ve 2009/01–01 sayılı kararıyla, Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12. 2008 tarihli ve 2008/889–902 D. İş sayılı kararı yok sayılarak ve Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.12.2008 tarihli ve 2008/842–798 sayılı kararında yazılı gerekçeler esas alınarak koşullu salıverilme isteminin reddedildiği;
h) Bu kararlardan sonra, hükümlünün Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2009 tarihli 2009/21 D. İş sayalı kararıyla, 02.06.2001 tarihinden geçerli olarak koşullu salıverildiği;
Anlaşılmaktadır.
II. Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Hükümlünün Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/312 esas, 1997/9 sayılı ilamındaki cezaların ayrı infaz rejimlerine tabi olduğu, zorla ırza geçme yönünden verilen 36 yıl 40 ay 15 gün ağır hapis cezasının 765 sayılı Kanun'un 77/1. maddesi gereğince 36 yıl olarak infazı, reşit olan dört mağdureyi zorla kaçırmak, gasp, suç delillerini yok etmek için iki kişiyi öldürmek ve iki kişiyi öldürmeye tam teşebbüs suçlarından verilen cezaların 4616, 4758 ve 647 sayılı Kanun hükümleri nazara alınarak infazı gerektiği gözetilmeksizin anılan kararların bozulması istemine ilişkindir.
III. Hukuksal değerlendirme:
Anayasa Mahkemesinin 18.07.2001 tarihli ve 4–332 sayılı kararında vurgulandığı üzere, “4616 sayılı Yasanın 4758 sayılı Yasayla düzenlenen 2. bentteki kurallar, müebbet ve 10 yıldan fazla süreli hükümlülükler bakımından cezadan indirim öngören, tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından veya toplam hükümlülük sürelerinden on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi veya hükümlülük süresi dolmuş olanlar bakımından ise, belirli bir süreyle suç işlemelerine bozucu koşuluna bağlanmış toplu özel af niteliğindedir.
Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.01.2004 tarihli, 2003/6–392 esas ve 2004/05 sayılı kararında, “bazı suçlar yönünden verilen cezaların 10 yıllık bölümünün çekilmiş sayılması gibi hükümlü lehine sonuçlar doğuran ve hukuki niteliği toplu özel af olarak belirlenen bu yasal düzenlemelerle cezaların infazı konusunda 647 sayılı Yasadan farklı bir sistem öngörülmediği gibi cezaların toplanmasına engel bir hüküm de sevkedilmemiştir. Öte yandan, gerek hükmedilen ağır hapis cezaları toplamının 36 yılla sınırlandırılmasına ilişkin TCY'nın 71/1. maddesinde öngörülen kural, gerekse 4616 sayılı Yasada öngörülen ve yukarıda açıklanan kurallar hükümlü lehine getirilen yasal düzenlemeler olduğundan, bu kuralların hükümlü aleyhine sonuç doğuracak biçimde yorumlanmasına da olanak bulunmamaktadır” denilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 17.04.2007 gün ve 32-97 ile 06.11.2007 gün ve 190-228 sayılı kararları başta olmak üzere bir çok kararında ayrıntıları belirtildiği üzere; Gerek yargısal kararlarda gerekse öğretide tartışmasız kabul edilen ilkeler şunlardır.
1- Cezaların içtimai bir infaz kurumu ve işlemidir.
2- İçtimaya dahil olan suçlar hukuken bağımsızlıklarını korurlar ve her suç yönünden ayrı ayrı sonuçlar doğururlar,
3- İnfaza ilişkin uygulamalar kazanılmış hak oluşturmadığından, içtimaya ilişkin uygulamalar da lehe oluşan hatalar kazanılmış hakka konu olmazlar,
4- Sonradan yürürlüğe giren ve lehe hükümler içermesi nedeniyle uygulanması gereken yasanın tatbikinde infaza ve bu kapsamdaki içtima hükümlerinin gözetilmesiyle sonraki yasanın lehe olduğunun reddinin ve önceki yasanın lehe kabulünün olanaklı sayılması kabul edilemez.
1412 sayılı CYUY, 765 sayılı TCY ve 647 sayılı CİY döneminde kabul edilen bu ilkeler, 5271 sayılı CYY, 5237 sayılı yeni TCY ve 5275 sayılı CGTİY döneminde de geçerliliğini korumaktadır. Yeni yasal dönemde yasa koyucu cezaların içtimaına ilişkin kurallara, 5237 sayılı Yasada yer vermemek suretiyle, infaz hukukunu daha net ve daha doğru bir yasal temele kavuşturmuştur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Alanya Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06.06.2002 tarihli ve 2002/145-148 D.İş sayılı kararıyla, Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.06.1997 tarihinde kesinleşen, 17.01.1997 tarihli ve 1996/312 esas, 1997/09 sayılı kararıyla müebbet ağır hapis cezasıyla muvakkat cezaların 3 yıl hücrede çektirilmesine ilişkin içtima kararının kaldırılarak, ırza geçme suçundan verilmiş olan 36 yıl 40 ay 15 gün ağır hapis cezalarının 765 sayılı TCK.nun 77/1. Maddesi uyarınca 36 yıl olarak, reşit olan dört mağdureyi zorla kaçırmak, gasp, suç kanıtlarını yok etmek için iki kişiyi öldürmek ve iki kişiyi öldürmeye tam kalkışmak suçlarından verilen cezaların 4758 sayılı Yasayla değişik 4616 sayılı ve 647 sayılı Yasalar hükümlerine göre çektirilmesine dair karara yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar veren Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.07.2002 tarihli ve 421 müt. sayılı kararı usul ve yasaya uygun olmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının anılan kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin isteminin kabulüne;
Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2002 tarihli ve 2002/145-148 D.İş sayılı kararına yönelik itirazın sonucunun beklenerek, buna göre hükümlünün koşullu salıverilme tarihinin belirlenmesi gerektiğinden, 09.01.2009 tarihli müddetname uyarınca hükümlünün 02.06.2001 tarihinden geçerli olarak koşullu salıverilmesine dair Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2009 tarihli 2009/21 D.İş sayılı kararına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine;
Karar vermek gerekmiştir.
IV.) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
a) Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.07.2002 tarihli ve 421 müt. Sayılı kararına yönelik bozma istemi yerinde görüldüğünden, anılan kararın 5271 sayılı CMK’nun 309/3. maddesi uyarınca (BOZULMASINA),
b) Alanya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2009 tarihli 2009/21 D.İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin ise 5271 sayılı CMK.nun 309/3 maddesi uyarınca (REDDİNE),
Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE), 14.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.