12. Ceza Dairesi 2019/3686 E. , 2021/3595 K.
Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'un beraatlerine, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'un mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar ... ve ... müdafii, sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafii, sanıklar ..., ... ve ... müdafii, sanık ... ve ... Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü, ölenin sevk ve idaresindeki “...” isimli teknesi ile deniz trafiğine açık olan ve herhangi bir uyarıcı levhanın bulunmadığı ... Mahallesindeki (balıkçıların kullandığı ve küçük teknelerin yanaştığı) koya geldiği ve teknesi ile iç kısma doğru girdiği esnada, teknesinin yüksek metal direğinin üst kısımdan geçen yüksek elektrik enerjisi gerilim hattına temas etmesi sonucunda elektrik akımına kapılarak olay yerinde vefat ettiği, ölü muayene ve otopsi işlemi ile sistematik otopsi raporlarına göre, ölenin elektrik akımına maruz kalması sonucunda öldüğünün tespit edildiği, olay yeri inceleme raporu ve ekli fotoğraflara göre, ölenin yüksek gerilim hattına temas eden teknesinin trimaran, kamaralı tipte ve fiberglas yapı malzemesinden imal edildiği, tam boyunun ve kütük boyunun 5,4 metre, kütük eninin 1,6 metre, 1.63 gros ve net tonilato olduğu, tekne direğinin teknenin bağlantı noktasına kadar olan mesafesinin 7.15 m uzunluğunda, teknenin direk bağlantı yerinin su yüzeyine olan mesafesinin 90 cm uzunluğunda olup, deniz trafiğine uygun seyir gücüne sahip teknik ve yasal bakımından herhangi bir eksikliğinin söz konusu olmadığı, tekne direğinin temas ettiği yüksek gerilim hattının deniz yüzeyine olan yüksekliğinin 7.50 - 7.60 cm civarında (deniz seviyesine salınımların en düşük olduğu yerdeki dahil) bulunduğu, kazanın meydana geldiği mevkideki yüksek gerilim enerji hattına ilişkin olarak, 1985 yılında sanık ... tarafından üçağız bölgesi için elektrik şebekesi projesi hazırlandığı, söz konusu projenin 1985 yılında ... tarafından tadilat projesi hazırlanarak 31/10/1985 tarihinde ... müdürlüğü adına, ...tarafından onaylanarak 1986 yılında tesis edildiği, ... Elektrik Dağıtım A.Ş ... İl Müdürlüğüne ait 24.12.2010 tarih ve 1720 sayılı cevabi yazıya göre de, dava konusu kazanın meydana geldiği tesisin yüklenici firma tarafından yarım bırakılması nedeniyle kabul işlemi yapılamadığı, tesisin ... tarafından tamamlandığının bildirildiği, dosya kapsamında mevcut 16.06.2015 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre, kazanın meydana gelmiş olduğu 31,5 kilovatlık orta gerilim hattının en alçak noktasının elektrik akım yönetmeliği uyarınca teknenin en yüksek noktası olan yelken direğinden 5 metre yükseklikte yani 17 metre yükseklikte inşa edilmesi gerektiği, elektrik kuvvetli akım tesisleri yönetmeliğinde belirtilen ilkelere aykırı olarak söz konusu elektrik hattını deniz seviyesinden 7.50 - 7.60 cm civarındaki yükseklikten geçirip inşa ettikleri ve tesisi işletmeye açıktıkları anlaşılan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’un asli kusurlu olduklarının mahkemece kabul ve tespit edildiği olayda; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’un 23/02/2016 tarihli rapor gözetilerek 2007 tarihinde bakım ve denetimde görevli oldukları bu nedenle kusurlu oldukları bildirilmiş ise de, yer teslim protokolu, suça konu yere ilişkin tek hat şeması istenip geçici kabul tutanağının suça konu yere ilişkin olup olmadığı hususunda alınan 23/02/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda, geçici kabul tutanağının ve denetim ve bakımın suça konu yeri kapsamadığı belirtildiğinden, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’un beraatine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, mahkemenin beraat kararlarına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kendisine kusur izafe edilen ...hakkında, taksirle öldürme suçundan zamanaşımı süresi içinde dava açılması mümkün görülmüştür.
Gerekçeli karar başlığında, suç tarihinin “20.06.2009” olarak yazılması gerekirken, “2009” olarak yazılmış olması, mahallinde düzeltilmesi mümkün bir yazım hatası olarak görülmüştür.
I-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’un beraatine ilişkin hükümlere yönelik, ... Cumhuriyet savcısının ve sanıklar ..., ..., ... müdafinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanıklar ..., ..., ... müdafiinin temyiz isteminin vekalet ücreti ile sınırlı olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, ... Cumhuriyet savcısının sanıkların bilirkişi raporuna göre cezalandırılması gerektiğine, kararın hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Beraat eden ve yargılama sırasında kendilerini ayrı vekaletname ile aynı vekille temsil ettiren sanıklar ..., ..., ... yararına hazine aleyhine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince ayrı ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ..., ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün (F-2) bendine “Sanıklar ..., ..., ... yararına ayrı ayrı” ibaresinin eklenmesi ve hükümlerdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan beraate ilişkin hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’un mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik sanıklar ... ve ... müdafii, sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafii ve sanık ...’ün temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ...,...,..., ..., ... ve ... müdafileri ve sanık ...’ün kusur tespitine, eksik incelemeye, savunma hakkının kısıtlandığına, işbu davada illiyet bağı bulunmadığına, ölenin olayda kusurlu olduğuna, kararın hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğuna, asıl kusurlu olanın ...... ilçe baş müdürlüğünde görevli yetkililer olduğuna ve kararın sanıklar lehine bozulması talebine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanıklar hakkında temel ceza 3 yıl hapis cezası olarak tayin edildiği ve sonraki uygulama bu ceza miktarı esas alınarak belirlendiği halde, hüküm fıkrasının ilk paragrafında, sehven, “2 yıl 6 ay hapis” ibareleri yazılarak, hükümde karışıklığa neden olunması,
2-Taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, yargılama giderinin her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin eşit olarak tahsiline karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün (E-1) paragrafında yer ... “2 yıl 6 ay” ibaresinin, “3 yıl” olarak değiştirilmesi, yargılama giderine ilişkin paragrafta yer ... “eşit oranda” ibaresinin “sebebiyet verdikleri oranda” olarak değiştirilmesi ve hükümlerdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 14/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.