1. Hukuk Dairesi 2022/853 E. , 2022/3134 K.
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/02/2021 tarihli 2018/321 Esas 2021/71 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 21/12/2021 tarihli 2021/962 Esas 2021/1964 Karar sayılı kararıyla, HMK’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davalılar tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, 504 ada 5 parsel sayılı taşınmazın maliki iken, davalı ... Başkanlığının 25/02/2015 tarih ve 184 sayılı Encümen kararı ile 5366 Sayılı “Yıpranan Kültürel ve Tarihi Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Kanunu” gereğince söz konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiğini, anılan Encümen kararına istinaden İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/72 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen dava sonucu, kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın Belediye adına tesciline 18/10/2017 tarihinde karar verilip, taşınmazın 14/12/2017 tarihinde davalı ... adına tescil edildiğini, kamulaştırma bedelini almadığını, davalı İdarenin hesabında durduğunu, İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 2016/945 Esas 2018/113 Karar sayılı 24/01/2018 tarihli kararı ile kamulaştırma işleminin iptaline karar verildiğini, ancak davalı Belediyenin kamulaştırdığı dava konusu taşınmazı 04/05/2018 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iştiraki olan davalı Kiptaş A.Ş.’ye devrettiğini, kamulaştırma işlemi İdare Mahkemesince iptal edilmekle, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında verilen tescil kararının ve taşınmazın davalı ... adına tescilinin hükümsüz hale geldiğini, taşınmazın diğer davalıya devrinin de hukuka aykırı olup, yolsuz tescil oluştuğunu ileri sürerek, dava konusu 504 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1.1. Davalı ... Belediyesi vekili, kamulaştırma işleminin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararının henüz kesinleşmediğini, dava konusu taşınmazın diğer davalıya devredilmesi nedeniyle davalı Belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, yenileme alanı ilan edilen bölgelerde kamulaştırma işlemlerinin yürütüldüğünü, bu kapsamda yapılan 13/06/2008 tarihli sözleşme gereğince taşınmazın diğer davalıya devredildiğini, kamulaştırma sürecinin usul ve yasaya uygun olup, kamulaştırma davasında verilen tescil kararının da kesin olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
1.2. Davalı Kiptaş AŞ. vekili, İdare Mahkemesi kararının henüz kesinleşmediğini, davalı ... ile imzalanan sözleşmeye istinaden taşınmazın davalı Şirkete devredildiğini, kamulaştırma sürecinin davalı ... tarafından yürütülmesi nedeniyle davalı Şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası sonucu mülkiyetin davalı İdareye geçtiğini, kamulaştırma sürecinin de usule uygun olduğunu, kamulaştırma davasında verilen tescil kararının kesin olup, işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın davalı ... adına tesciline dayanak kamulaştırma işleminin iptaline dair İdare Mahkemesi kararının kesinleştiği ve bu durumda davalı ... adına oluşan tescilin geçerli bir hukuki dayanağının kalmadığı, tescilin baştan itibaren yolsuz hale geldiği, davacı tarafından kamulaştırma dosyası kapsamında alınmış herhangi bir bedel olmadığından, eldeki davada kamulaştırma bedelinin depo ettirilmesi yönündeki davalı talebinin yerinde olmadığı, davalı Belediyenin kamulaştırma bedelini kamulaştırma dosyasından iade alabileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davalı ... vekili istinaf itirazlarında özetle; husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, İdarenin kayıt maliki olmadığını, yargılama sırasında yürürlüğe giren 7247 sayılı Kanun’un 5. maddesine göre, depo edilen kamulaştırma bedelinin faiziyle iadesi için davacıya süre verilmesi, aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.2. Davalı Kiptaş İstanbul Konut İmar Plan Tur. Ulaşım San. ve Tic. AŞ. vekili istinaf itirazlarında özetle; 18/06/2020 tarihli 7247 sayılı Kanun kapsamında, idarece ödenen kamulaştırma bedelinin davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesinin şart olduğunu, kamulaştırma sürecinin davalı ... tarafından yürütüldüğünü, davalı Kiptaş’a husumet yöneltilemeyeceğini, kamulaştırma neticesinde mülkiyet davalı İdareye geçtikten sonra KİPTAŞ’a devredildiğini davacı ile davalı Kiptaş arasında hukuki ilişki bulunmadığını, davanın reddi gerektiği belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 21/12/2021 tarihli 2021/962 Esas 2021/1964 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalı ... adına tesciline esas kamulaştırma işleminin idari yargı yerinde iptaline ilişkin kararın kesinleşmesi ile tescilin yolsuz hale geldiği, iptal kararı verilmesinden sonra taşınmazı edinen diğer davalı Kiptaş AŞ’nin de İBB iştiraki bir şirket olup, basit bir araştırmayla yolsuzluğu ve uyuşmazlığı bilecek durumda olduğu, bu durumda iyiniyetli kabul edilemeyeceği, ediniminin korunmasına yasal olanak bulunmadığı, her ne kadar kamulaştırma bedelinin eldeki davada depo ettirilmesi gerektiği davalı tarafça ileri sürülmüş ise de, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil dosyasında verilen kararın istinaf aşamasında kaldırılması ve bloke edilen kamulaştırma bedelinin ödenmemesine tedbiren karar verilmiş olması nazara alındığında, kamulaştırma bedelinin bloke edildiği ancak henüz davacıya ödenmediği açık olup, bu konudaki talebin yerinde olmadığı, eldeki davada kayıt maliki davalı Kiptaş'a ve ara malik davalı Belediyeye husumet yöneltilmesinin doğru olduğu, ancak tapu iptal tescil hükmünün kayıt maliki davalı Kiptaş hakkında kurulması gerekirken her iki davalı hakkında kurulmasının hatalı olduğu, davalı Kiptaş AŞ’nin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davalı ... Belediyesinin istinaf başvurusunun hükmün hatalı olması nedeniyle kabulü gerektiği gerekçesiyle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davalı ... vekili temyiz itirazlarında özetle; istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyip kararın gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olduğunu, belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.2. Davalı Kiptaş İstanbul Konut İmar Plan Tur. Ulaşım San. ve Tic. AŞ. vekili istinaf itirazlarında özetle; istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.', 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024/3. maddesinde, “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.2.2. Öte yandan; 18/06/2020 tarihinde kabul edilen ve 26/06/2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5. maddesi ile 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanuna eklenen Geçici 1. Maddeye göre, “ Bu Kanun hükümleri uyarınca, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce alınmış olan kamulaştırma kararları üzerine, mahkeme kararıyla idare adına tescil edilen taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle idari yargı mercilerine açılmış olan davalarda iptal kararı verilmesi sebebiyle idare aleyhine açılacak davalarda; taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi üzerine idarece ödenmiş olan kamulaştırma bedelinin davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi şarttır. Mahkeme veznesine depo edilecek kamulaştırma bedeli, taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih başlangıç kabul edilmek üzere, davanın açıldığı tarihe kadar yasal faizi işletilerek depo edilir. Bu bedel depo edilmeden açılan davalarda, mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içinde bedelin mahkeme veznesine depo edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve yargılama gideri ile vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır.
Birinci fıkra hükmü kanun yolu aşamasında bulunanlar dâhil derdest davalar hakkında da uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
3.2.3. Hemen belirtilmelidir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b.2. maddesine göre,“Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir.”
3.3. Temyiz Nedenlerinin Değerlendirilmesi
3.3.1 Somut olaya gelince; dava konusu 504 ada 5 parsel sayılı 99 m2 miktarlı ahşap bahçeli hane vasıflı taşınmazın tamamı davacı ... adına kayıtlı iken, 14/12/2017 tarihli kamulaştırma işlemiyle davalı ... Belediyesi adına, 04/05/2018 tarihli kamu kurumlarının bedelsiz devri işlemiyle de davalı Kiptaş adına tescil edildiği; taşınmazın beyanlar hanesinde 2. grup korunması gerekli kültür varlığı olduğunun ve 5366 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereği ve Yönetmeliğin 30. maddesine göre belirlenen yenileme alanı içerisinde kaldığının belirtildiği; İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 2016/945 Esas 2018/113 Karar sayılı 24/01/2018 tarihli kararına göre, davacı Şebnem Gürbüz tarafından davalı ... Başkanlığına karşı açılan iptal davasında, davacı tarafından, dava konusu 504 ada 5 parsel sayılı taşınmazın Bakanlar Kurulunun 24/05/2016 tarih 2006/10501 sayılı kararı ile kabul edilen Süleymaniye Kentsel Yenileme Alanı hükümlerine göre kamulaştırılmasına dair Fatih Belediye Encümeninin 25/02/2015 tarihli ve 184 sayılı kamulaştırma kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptalinin istenildiği, İdare Mahkemesince, “... bir alanın yenileme alanı ilan edilmesi ve taşınmazın yenileme alanı içerisinde kalmasının tek başına kamulaştırma işlemi tesis edilmesine gerekçe olamayacağından özel mevzuat niteliğinde olan 5366 sayılı Kanun ile Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü çerçevede ve yürürlükteki planlar ile avan projeye uygun olarak projeye katılım ve yapının inşası hususunda taşınmaz maliki davacıyla anlaşma yoluna gidilmeden söz konusu taşınmazın kamulaştırılmasına yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle anılan kamulaştırma kararının iptaline karar verildiği, İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin 2018/1860 Esas 2019/499 karar sayılı 12/03/2019 tarihli kesin kararı ile davalı ... Belediyesinin istinaf talebinin reddine karar verilerek kararın 15/04/2019 tarihinde kesinleştiği; İstanbul 13. İdare Mahkemesinin 2018/1232 Esas 2018/2201 Karar sayılı 28/12/2018 tarihli kararına göre de; ... Encümeninin 25/02/2015 tarihli 184 sayılı kamulaştırma kararının İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 2016/945 Esas 2018/113 karar sayılı 24/01/2018 tarihli kararı ile iptaline karar verilmiş olması karşısında, dava konusu taşınmazın davalı ... Meclisinin 09/02/2018 tarih 2018/26 sayılı işlemi ile davalı Kiptaş AŞ’ye devrine ilişkin işlemin dayanaksız kaldığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline 28/12/2018 tarihinde karar verildiği ve bu kararın da 17/04/2019 tarihinde kesinleştiği; İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/72 Esas 2017/264 Karar sayılı 18/10/2017 tarihli kararına göre, eldeki davanın davalısı ... tarafından eldeki davanın davacısı ...’e karşı açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın İdare adına tescili davası olduğu, Mahkemece 18/10/2017 tarihli karar ile dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin 1.500.000,00 TL olarak tespitine ve taksitler halinde ödenmesine, dava konusu 504 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı İdare adına tesciline karar verildiği, kararın tescil yönünden kesin olduğu, davalısı ... tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesinin 2019/549 Esas 2020/1076 Karar sayılı 09/09/2020 tarihli kararı ile; idari yargı yerinde kamulaştırma kararının iptaline karar verilmiş olması nazara alınarak, İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/10/2017 tarihli 2016/72 Esas 2017/264 Karar sayılı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil kararının kaldırılmasına, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bloke edilen kamulaştırma bedelinin ödenmesine ilişkin işlemlerin tedbiren durdurulmasına, bloke edilen kamulaştırma bedeli ödenmiş ise davacı İdareye geri verilmesine, dava konusu 504 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapusu İdareye devredilmiş ise iptali ile ... adına tesciline, iptal işlemi gerçekleşmemiş ise payının aynen muhafazasına karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmeyerek 27/10/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
3.3.2. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin Encümen kararının idari yargı yerinde iptal edilmesi karşısında tescilin dayanağının kalmadığı ve yolsuz tescil olduğu sabittir.
3.3.3. Ancak; Bölge Adliye Mahkemesince, hükümde hata yapıldığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirildiğine göre, HMK’nin 353/1-b.2. maddesi uyarınca, gerekçe düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, hem söz konusu hataya değinilip hem de davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan; kamulaştırma bedelinin davacı ... tarafından alınıp alınmadığı ilgili birimlerden sorularak tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edildikten sonra, davacının kamulaştırma bedelini tahsil etmiş olması halinde 7247 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanuna eklenen Geçici 1. Maddeye göre işlem yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir.
VI. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 14/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.