11. Ceza Dairesi 2021/13430 E. , 2021/6472 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Kovuşturma aşamasında ölen sanık ...'in, suç tarihinden önce, kendine ait aracını satması için galericilik yapan diğer sanık ...'e bıraktığı, sanık ...'in kendine ait ... Oto adres bilgisini kullanarak aracın satışı için sahibinden.com isimli internet sitesinde ilan verdiği, katılan ...'in bu ilanı görerek sanık ...'i aradığı ve aracın satışı hususunda anlaşmaları üzerine sanığın bildirdiği hesaba kapora olarak 200 TL gönderdiği, akabinde katılanın aracını almak için annesi ve babasıyla birlikte ...'a gittikleri, katılanın satış bedeli olarak sanık ...'e 26.500 TL para, 52 gr bilezik ile 6 adet küçük altın verdiği, sanık ...'in araç bedelini bu şekilde aldıktan sonra sanık ...'ten aldığı ... 3. Noterliğince düzenlenen 24.06.2014 tarihli süreli satış vekaletini verdiği, katılan ve tanıkların vekaleti ve aracı teslim aldıktan sonra yola çıktıkları, katılanın yolda ... Noterliğine uğrayıp satış vekaletiyle aracı babası tanık ...'ın üzerine devir ve satış işlemi yapmak istediği sırada araçta haciz bulunduğunu öğrendiği, bunun üzerine sanık ...'i telefonla aradığı ve sanığın araçtaki haczi kaldıracağını, bugün yarın haciz borcunun ödeneceğini söyleyip oyaladığı, katılanın haciz durumu nedeniyle temyiz dışı sanık ... ile de telefonla görüştüğü, sonrasında bu sanığın ... 3. Noterliğinden düzenlenen 27.06.2014 tarihli azilname ile katılana verdiği satış vekaletini geçersiz kıldığı ve aracı icra yoluyla katılandan geri aldığının iddia ve kabul olunduğu olayda; sanık ...'in kollukta alınan 24.11.2014 tarihli ifadesinde, '... Oto Galeri isimli iş yerini işlettiğini, ...'i tanıdığını, onun sağlıklı bir iş yeri olmadığını, araçlarını kendi iş yerine koyarak sattığını ve komisyonunu aldığını, ...'i tanımadığını ve hiç görmediğini, galeriye gelip gelmediğini de görmediğini ve hiçbir irtibatının olmadığını, ...'in sana komisyon vereyim aracımı satıver demesi üzerine onun aracını internet sitesinden satılık ilanı verdiğini, tarihini tam olarak hatırlamadığını ...'in aracı satış için en az beş altı ay kadar önce getirdiğini, ... ile telefonda görüştüğünü ve 35.000 TL veya 32.000 TL civarında bir paraya anlaştıklarını, 200 TL kapora gönderdiğini, bu parayı ...'e verdiğini, telefon konuşmasından on gün sonra ismini bilmediği genç bir şahsın iş yerine geldiğini, bu kişiyi aracın sahibi ...'e yönlendirdiğini, ...'in bu şahıs ile iş yerinin önünde görüştüklerini, hiçbir şekilde ...'den ve bir başkasından para veya altın almadığını, sadece komisyon alacağını, bu kişi ile ...'in aralarında anlaştıklarını, ...'in şahıslara vekalet verdiğini, ...'in kendisine söylediğine göre şahıslar parayı getirip rehni kaldırıp aracın satışını verecek olduğunu, bu şartlarla aracı şahıslara teslim ettiğini, sonra yine ...'in parasını alamadığı için vekaleti kaldırdığını ve arabasını şahıslardan geri aldığını söylediğini, ...'in aracı kendisine sattığına yönelik iddiasını kabul etmediğini, noterdeki hiçbir işleme karışmadığını ve ...'in kendisine vekalet belgesi vermediğini, şahıslara aracın anahtarının evde olduğunu söylemediğini, araçla ilgili tüm işlemleri ...'in kendisinin yaptığını, araç üzerinde rehin olduğunu ...'e söylediğini, şahsın da olsun ben rehni kaldırtırım dediğini, kimseyi dolandırmadığını' beyan ettiği, kovuşturma aşamasında Mahkemece yapılan 16.02.2016 tarihli sorgusunda, 'galericilik yaptığını ve ... Galeri isimli iş yeri olduğunu, deftere tabi esnaf olarak çalıştığını, ...'in aracını satması için galerisine bıraktığını, kendisinin de satılık ilanını sahibinden.com adresine verdiğini, daha önceden tanımadığı ...'in telefonla alıcı olduğunu, telefonda görüştüğünü ve pazarlıkla 32.000 TL'ye arabayı bıraktığını, satış ilanını kaldırmak için de 200 TL kapora istediğini, kendi hesabına ...'in gönderdiğini, araç sahibi ...'in telefonunu ...'e verdiğini, 5-10 gün sonra ...'in ... ile iş yerine geldiğini, başka kişi görmediğini, yanında para alış verişi olmadığını, sadece her ikisinden 250'şer TL komisyon istediğini, vermediklerini, ... ile ikisinin arabayı galeriden alıp gittiklerini, ...'den ilk başta havale ettiği 200 lira kapora dışında para, altın vs. almadığını, mal sahibi olmadığını, satışa aracılık ettiğini, ...'in ...'e vekalet vermesinden ve sonra onu kaldırmasından arabada haciz olup olmadığından haberinin olmadığını, ...'in kendisine verdiği vekalet olmadığını, olsaydı zaten kendisinin satıp devrini vereceğini, para, altın ve vekalet işi olmuşsa ... ile onun arasında olduğunu' savunduğu, ölen sanık ...'in kollukta alınan 21.11.2014 tarihli ifadesinde, 'aracını galericilik yapan ...'e sattığını, ancak aralarında herhangi bir devir işlemi gerçekleşmediğini, araç üzerinde kredi borcu olduğunu, ...'in 25.000 TL vereceğini ve kalan kredi borcunu da yatıracağını, aracın satışını alacağını söylediği, aracı ...'e satmasından bir hafta kadar sonra ben senin aracını sattım ... isimli şahıs üzerine sen vekalet ver dediğini, bunun üzerine vekaleti çıkartıp ...'e verdiğini, vekaleti ...'e elden vermediğini, ...'in kendilerine verdiğini, ...'in vermesi gereken 25.000 TL'yi vermemesi üzerine ... adına verdiği vekaleti feshettiğini, ...'e ulaşamadığını, telefonlarını kapattığını, ...'in aracı satıp ...'e teslim ettiğini, ... parayı ödemeyince mağdur olduğunu anladığından aracına yakalama koydurduğunu ve Bursa ilinde yakalandığını, icra memurlarıyla aracı teslim aldığını' beyan ettiği, katılan ...'in Cumhuriyet savcısı tarafından alınan 19.11.2014 tarihli beyanında, '25.05.2014 tarihinde ... İli Fevzi Çakmak Mahallesi'nde bulunan ... Oto adlı internet sitesinden ... plakalı ... marka kamyoneti gördüğünü, telefonda anlaşarak Bursa Karacabey Ziraat Bankası'ndan 200 TL kapora gönderdiğini, sonra ... İli'ne giderek 26.500 TL para 52 gram bilezik, 6 adet küçük altını ...'a esnaf oldukları için teslim ettiğini, aracı aldığında anahtarın birini evde kaldı diyerek teslim etmediklerini, para ve altınları verirken yanında babası ... ve annesi ... olduğunu, aralarında bir sözleşme ve noterde tescil işlemi yapmadıklarını, ...'in araç sahibi ...'in bir haftalık vekaletini verdiğini, ailesiyle arabayı alıp ... giderken .../... İlçesi'nde mola verdikleri esnada babasına satış yapmak için notere gittiklerini, Noterde arabanın üzerinde haciz olduğunu öğrendiklerini, daha sonra bu şahıslarla irtibata geçtiklerini, bu aracın haczini kaldıracağız deyip kaldırmadıklarını, daha sonra da bir haftalık süre için verilen vekaletnameyi 4. gün iptal ettirdiklerini, bu sebeple anlaşmadan vazgeçmek istediğini ama kabul etmediklerini, ... ve ...'le telefonla görüştüklerini, babasının telefonda benim paramı geri verin aracınızı alın dediğini, ...'in 30.000 TL verelim aracı geri verin diye söylediğini, sonra vekaletnameyi iptal ettiklerini ve aracı icra yoluyla götürdüklerini' ifade ettiği, kovuşturma aşamasında alınan beyanında, '25/06/2014 tarihinde internet üzerinden ... Oto adlı internet sayfasında ... plakalı ... Marka kamyonet ilanını gördüğünü, galeriyi telefonla aradığını ve sanık ... ile 31.000 TL karşılığında telefonda anlaştıklarını, ... Bankası'ndan 200 TL kapora gönderdiğini, sonra annesi ... ve babası ... ile birlikte ...'a giderek 26.500 TL para, 52 gram bilezik, 6 adet küçük altını ...'e teslim ettiklerini, aralarında bir sözleşme ve noterde tescil işlemi yapmadıklarını, ...'in araç sahibi ...'in bir haftalık vekaletnamesini verdiğini ve arabayı teslim ettiklerini, ancak aracın yedek anahtarının evde olduğunu söyleyerek vermediklerini, akabinde anne ve babası ile Bursa'ya doğru yola çıktıklarını, .../... İlçesi'nde aracı babasına devretmek için notere gittiklerini, noterde arabanın hacizli olduğunu öğrendiklerini, hemen telefonla sanık ...'i aradığını 'Şehir dışındayım, ...'e 15.000 TL bıraktım, o para ile haczi kaldırıp, satışı yapabilecek, aracı üzerinize alabileceksiniz' dediğini, akabinde ...'i aradığını, ...'in aracın haczini kaldıracağız, bugün ödeyeceğiz yarın ödeyeceğiz diyerek kendisini oyaladığını, ancak aracın haczini kaldırmadıklarını, daha sonra da bir haftalık verilen vekaletnameyi 4. gün içinde iptal ettirdiklerini, bu sebeple anlaşmadan vazgeçmek istediğini ama kabul etmediklerini, daha sonra babasının sanıkları aradığını ve telefonda benim paramı geri verin aracınızı alın dediğini, ...'in 30.000 TL verelim aracı geri verin diye cevap verdiğini, teklif ettikleri 30.000 TL parayı vermedikleri gibi aracı da kendi aralarında 27.06.2014 tarihinde vekaleti iptal ettikleri gün icra yoluyla götürdüklerini' beyan ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 04.02.2013 gün ve 2013/1878 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere hilenin nitelikli bir yalan olduğu fail tarafından yapılacak hileli davranış belli oranda ağır yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık ya da başkasına haksız ya da çıkar sağlanmaktadır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumunu ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kovuşturma aşamasında ölen sanık ... tarafından satışı için oto galericiliği yapan sanık ...'e bırakılan üzerinde kredi borcu bulunan araç mağdur tarafından sözleşme ve belge düzenlenmeden satın alınmış ve aracın noter devri için sanık ... tarafından mağdura noterden vekaletname verilmiş, noterden verilen vekaletnameye dayanarak aracın devri yapılacakken aracın üzerindeki kredi borcunu öğrenen mağdurun satıcılarla irtibat kurması üzerine aralarında araç üzerindeki kredi borcunun kim tarafından ödeneceği hususunda anlaşmazlık meydana gelmiştir. Akabinde araç devri için 24.06.2014 tarihinde sanık ... tarafından mağdur lehine düzenlenen vekaletname ölü sanık ... tarafından 27.06.2014 tarihli azilname ile iptal edilmiştir. Olayın gelişim ve seyri nazara alındığında somut olayda hile unsurunun gerçekleşmediği aracın tesliminden sonra taraflar arasındaki araç üzerindeki kredi borcunun ödenmesine ilişkin hukuki anlaşmazlıktan kaynaklandığı ve hukuki ihtilaf niteliğinde bulunduğunun tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.09.2021 tarihinde, Başkanvekili ... ... ile Üye ...'ın, eylemin TCK'nin 157/1 kapsamında kaldığı ve öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dairemizin 14.09.2021 tarih, 2021/13430 Esas, 2021/6472 Karar sayılı yerel mahkemenin kararının bozulmasına yönelik çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum.
Sayın çoğunlukla ortaya çıkan uyuşmazlık sanık ...’ın üzerine atılı eylemde TCK’nin 158/1-f, son maddelerinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Yargılama konusu olayda sanık ...’ın temyiz dışı (ölü) sanığın aracının satmak için sahibinden.com isimli internet sitesine satış için ilan verdiği, bu ilan üzerine katılan ...’ın kendisiyle temasa geçtiği, satış konusunda anlaştıkları hatta bu amaçla sanığın bildirdiği hesaba katılan tarafından 200 TL cayma bedeli (kapora) gönderdiği daha sonra yanında tanık babası da olduğu halde satış için anlaştığı aracı teslim almak üzere ...’a geldiği, satış bedeli olarak 26.500 TL para ve 52 gram bilezik ve 6 adet küçük altını vermek suretiyle aracı teslim aldığı ayrıca devir işlemleri yapabilmesi için de ... 3. Noterliğince düzenlenmiş 24.06.2014 tarihli süreli, satış ve devir yetkisini içerir vekaletname ile sanık ...’den aldığı, satış görüşmelerinde sanığın aracın üzerinde haciz olduğuna dair alıcı katılanı ve tanığı aydınlatmadığı, aracı bu şekilde alan katılanın Karacabey’e giderken yolda ... Noterliğine uğramak suretiyle tanık babası ...’a devir yapmak istediği sırada üzerinde haciz olduğu için satışı gerçekleştiremediği, telefon görüşmelerinde sanığın hacze konu borcun ödeneceğini ve haczin de kaldırılacağını söyleyerek oyaladığı ancak haczin kaldırılmadığı bu arada temyiz dışı (ölü) sanığın da azletmek suretiyle vekaletnameyi yetkisiz bıraktığı bu şekilde katılanın zarara uğratıldığı anlaşılmaktadır.
Dolandırıcılık suçlarında belirleyici unsur hilenin varlığıdır. 765 sayılı eski TCK’nin 503. maddesinde “hile ve desiseden söz edildiği halde, 5237 sayılı TCK’nin 157. maddesinde sadece hileli davranışlar”dan söz edilmiştir. Ancak pratik olarak bu farkın önemli bir sonucu yoktur. Çünkü hile birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap ve oyun anlamına gelirken desise ise; entrika olarak tanımlanan bir sözcüktür.
Hilenin objektif olarak mağduru hataya düşürücü olması gerekir. Yani hile gerçekte mevcut olmayan bir hususu var gibi göstermek veya gerçekleşen bir olayı olduğundan başka türlü ya da hiç gerçekleşmemiş gibi göstermek suretiyle mağdurun hataya düşürülmesidir.
Hile icrai bir davranışla (söz, yazı veya kandırıcı herhangi bir davranışla) gerçekleştirilebileceği gibi karşı tarafın içine düştüğü hatadan veya bir konuda yanlış bilgi sahibi olmasından yararlanarak da ihmali bir davranışla da gerçekleştirilmesi mümkündür.
Somut olayda araç satışı işiyle iştigal etmekte olan sanık ticari ve mesleki teamüllerin ve hayatın olağan akışının gereği olarak mağdur katılanı aracın üzerinde haciz olduğu konusunda aydınlatmayarak hataya düşürmüştür. Halbuki araç satışına aracılığı meslek edinen bir kişi alıcılarla hukuki (sözleşmesel) ilişki halindedir. Dolayısıyla üzerinde haciz olduğunu bildiği ve kendisine satış için bırakılan aracın satışı sırasında alıcıyı doğru bilgilendirmek zorundadır. Somut olayda sanık bu konuda susmak (alıcıyı aydınlatmamak) suretiyle hileli davranışı gerçekleştirmiştir.
Dolayısıyla hilenin aldatıcılık niteliğini taşıdığı konusunda bir duraksama söz konusu olmamalıdır. Aracın bedelini teslim aldıktan sonra katılanı haczin dayanağı olan borcun ödeneceği konusunda oyalaması bu konuda aktif bir davranış göstermemesi sonucu aracın devir işlemleri yapılamamıştır. Buda sanığın baştan itibaren katılanı aldatmak kastıyla hareket ettiğini göstermektedir. Nitekim (Kapatılan) Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 19.02.2018 tarih 2018/810 Es, 2018/1026 sayılı İçtihadı da bu yöndedir.
Yukarıda açıkladığım gerekçelerle sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararının Onanması görüşünde olduğumdan Bozma yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 14.09.2021
KARŞI OY
Tarafların beyanlarına göre, subüt bulan olay: Dosyamız sanığı ... galericilik yapmaktadır. Ölen sanık ... ... plakalı aracını sanık ...’e satması için bıraktığı, sanığın da sahibinden.com internet sitesinde oto adres bilgilerini kullanarak satış ilanı vermiştir. Katılanda bu ilanı görüp yüz yüze gelmeden telefonda sanıkla görüştüğü, anlaşmaları üzerine sanığın verdiği hesaba 200 TL para göndermiştir. Daha sonra katılan anne ve babası ile birlikte satın alma işlemini gerçekleştirmek için ... iline gitmiş ve sanığa satış bedeli olan 26.500 TL. para, bilezik ve küçük altın vermiştir. Sanık ... ...’ten aldığı süreli satış vekaletini ve aracı katılana teslim etmiştir. Katılan ... Noterliğine giderek, aracı babası tanık ...’ın üzerine devir ve satış yapmak istediği ancak aracın üzerinde haciz bulunduğunu öğrendiği ve sanık ...’i telefonla aradığı, sanık Şahinin’de, haczi kaldıracağını söyleyerek oyaladığı, hatta ölen Ümiti de aradığı daha sonra, ölen sanık ...’in noter azilnamesiyle katılanı azlettiği vekaleti geçersiz kıldığı bu suretle sanık ...’in katılanı dolandırması şeklinde gerçekleşmiştir.
Sanık ... sahibinden.com sitesinde, suça konu aracı piyasa değerinin altında bir fiyattan satışı için ilan verdiği, katılanla görüşmelerinde de ortaya çıktığı üzere hacizli olduğunu bildiği halde, galericilik mesleğiyle uğraşan sanığın ilan verirken hacizli mal olduğunu belirtmeden, muhmetel alıcıları kandırmak gayesiyle davranarak ilan verdiği, katılanla yüz yüze gelmeden fiyat konusunda anlaşarak 200 TL kapora aldığı, araç sahibi ölen sanık ...’le anlaşarak katılanla görüşmelerinde hacizi kaldıracağını vaad ederek oyalayıp, ...’in azilnamesiyle katılanın aracın devrini gerçekleştiremediği böylelikle dolandırıcılık suçunu işlediği kanaatine varılmış olmakla çoğunluğun beraat yönündeki görüşüne katılmıyorum.
Ayrıca tebliğnamedeki eylemin 157 kapsamında kaldığı mütalasıda kanaatimce doğru değildir. Sanık hacizli aracı hacizli olduğunu belirtmeden piyasa değerinin altında sahibinden.com da satış ilanı verdiği, katılanı kandırıp anlaştığı ve yüz yüze gelmeden 200 TL de kaparo aldığı daha sonra araç bedelini de yüz yüze geldikten sonra aldığı dolayısıyla eylemin daha ağır suç olan TCK’nin 158/1-f maddesine uyduğu görüşündeyim. 14.09.2021