10. Ceza Dairesi 2020/7295 E. , 2020/5554 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nin 05/06/2017 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 07/08/2018 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/08/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 19/11/2016 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçu nedeni ile, Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 05/04/2017 tarihli, 2017/2292 soruşturma, 2017/339 esas ve 2017/52 sayılı iddianame ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 188/4-a,53,54 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle Bandırma Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Kanun yararına bozma talebine konu Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nin 05/06/2017 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı kararı ile, sanığın eylemi kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/8-son maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. madde yollamasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, sanık ve vekilinin yüzüne karşı verilen kararın 13/06/2017 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
3- Sanık hakkında verilen denetimli serbestlik kararının Bandırma Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz edildiğinin bildirilmesi üzerine Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma talebine konu 07/08/2018 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı ek kararı ile, denetimli serbestlik tedbirine uyulması nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verildiği, kararın 10/09/2018 tarihinde kanun yoluna gidilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına BozmaTalebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nin 05/06/2017 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı kararı ile anılan kararı müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine ilişkin aynı Mahkemenin 07/08/2018 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı kararı bakımından yapılan değerlendirmede;
6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” biçimindeki düzenleme gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sonrasında sanık hakkında ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş ise de; anılan Kanun'un 191/3. maddesindeki ' Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.' şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, anılan maddenin uygulama alanının uyuşturucu madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan başlatılan soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi hâli ile sınırlı olduğu gözetilmeksizin sanık hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde,
2- Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 07/08/2018 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı ek kararı bakımından yapılan değerlendirmede;
Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarihli kararı ile sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle artık 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin geçerli olduğu ve aynı maddenin 8. fıkrasına göre sanığın 5 yıllık denetim süresine tâbi bulunduğu, bu durumda anılan maddenin onuncu ve on birinci fıkralarında düzenlenen kanunî koşullarının gerçekleşmesi durumuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının gereklerine uyduğundan bahisle düşme kararı verilmesinde,isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı kararı ile Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 07/08/2018 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı ek kararının bozulması talep edilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında,uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı kararı ile sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, sanık hakkında verilen denetimli serbestlik kararının Bandırma Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz edildiğinin bildirilmesi üzerine Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 07/08/2018 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı ek kararı ile, denetimli serbestlik tedbirine uyulması nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5.maddesi uyarınca düşürülmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
1-Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nin 05/06/2017 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin incelenmesinde:
Her ne kadar kanun yararına bozma talebinde, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de;
28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda, “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak,kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçu nedeniyle yürütülen soruşturmalarda,öncelikle TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilecek, 3. fıkrası uyarınca da erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanacak, ayrıca gerek görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilecektir.Bununla birlikte, 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden öncesine ilişkin olarak izlenecek yolu göstermek üzere 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan;
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” biçimindeki düzenleme uyarınca, 28/06/2014 tarihi itibariyle “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak,kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçu nedeniyle hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilecek ve soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından verilen denetimli serbestlik ve gerek görülmesi halinde tedavi kararlarının, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından verilmesi sağlanacaktır. 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7.maddenin kanun tasarısı gerekçesinde yer alan “Tasarıya geçici madde eklenmek suretiyle, görülmekte olan davalarda 191 inci madde kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi ve ilgili hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanması sağlanmaktadır” ifadesine nazaran kanun değişikliğinin amacı da bu yöndedir.Bu şekilde,6545 sayılı Kanun öncesi dönemde soruşturma ve kovuşturma aşamasında hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan kişilere bu hak tanınmış olacaktır.Kişilerin uyuşturucu madde kullanmaktan uzak tutulmaları ve gerekli görülmesi halinde tedavilerinin yapılarak topluma kazandırılmalarına imkan sağlamak amacıyla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin denetim süresi içinde kanunda belirlenen süreler dahilinde denetimli serbestlik ve tedavi gibi yükümlülüklere hükmedilmesi kovuşturmayı yapan mahkemenin yetkisindedir.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda mahkemece 6545 sayılı Kanun ile “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak,kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçuna ilişkin yapılan değişiklikler uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilip hakkında daha önce soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmediğinden denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan sanık hakkında TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, aynı maddenin 3. fıkrasında düzenlenen denetimli serbestlik tedbirinin de uygulanmasına karar verilmesi kanuna uygun olup ( 1 ) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
2- Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nin 07/08/2018 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı ek kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin incelenmesinde:
Her ne kadar mahkemece, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile birlikte 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/3.maddesi gereğince hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiği gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmiş ise de;
Yukarıda açıklandığı üzere, somut olayda olduğu gibi 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca,daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve soruşturma aşamasında uygulanmamış olan denetimli serbestlik ve gerekli görülmesi halinde tedavi tedbirine karar verilmesi durumunda, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği,bu maddeye göre de sanığın sadece 1 yıllık tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiği gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesinin mümkün olmadığı, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına bağlı olarak belirlenen 5 yıllık denetim süresinin tamamını TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmadan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmadan geçirmesi gerektiği, soruşturma aşamasındaki sürece ilişkin kıyasen uygulanması gereken TCK’nın 191/7. maddesindeki “Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirlenen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde,hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir” şeklindeki düzenlemenin bu yönde olduğu anlaşıldığından, henüz 5 yıllık denetim süresi kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu işlenmeksizin geçirilmeden, sanığın yalnızca bu 5 yıllık denetim süresi içerisindeki 1 yıl süreli denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiği gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi kanuna aykırı olup sanık lehine verilmiş olan bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek (2) numaralı kanun yararına bozma talebi bu yönü ile ve değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle,
1-Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı kararına yönelik (1) numaralı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE;
2-Sanığın 1 yıl süre ile uygulanan denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinin bildirilmesi üzerine, “kamu davasının düşmesine” dair Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi'nin 07/08/2018 tarihli ve 2017/84 esas, 2017/176 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası ile 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
14/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.