T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2018
NUMARASI ...
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/11/2021
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 10.10.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı ... plakalı kamyonet ile davacının oğlu ... ...’in şehirlerarası mal taşıma işi yaparken araç kasasındaki malzemeleri düzeltmek için yol kenarında durduğu sırada aynı istikamette arkadan gelen ...’ın idaresinde bulunan ...plakalı aracın çarptığını, meydana gelen kaza sonucu ... ...’in vefat ettiğini, davacı annenin oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, davalı sigorta şirketinin ... plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapması nedeniyle sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 68.162,04 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davalının ... plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, Ankara Mahkemelerinin yetkili olmadığını, sigortalı aracın işletilme halinde bulunmadığını, vefat eden kişinin araç içerisinde bulunmadığını, yaya olan ve emniyet şeridinde bulunan müteveffaya ... plakalı aracın çarptığını, aracın park halinde olduğunu, aracın işletilmesinden kaynaklanmadığını, aracın kusuru bulunmadığını, bu nedenle sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı, davadan önce başvuru yapılmadığı için dava şartı yokluğundan davanın esastan reddi gerektiğini, savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nin .... sayılı dosyasında, sanık ... hakkında taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle yapılan yargılamada... alınan raporda, sanık ...’ın asli kusurlu, müteveffanın ise tali kusurlu olduğu belirtildiği ve sanığın mahkumiyetine karar verildiği...... Başkanlığından alınan raporda kamyonet sürücüsü ...’ın %75 oranında, ... ...’in ise %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, aktüer raporunda tazminatının 272.648,15 TL olduğunu, müteveffaya izafe edilen %25 kusur oranına göre davalı sigorta şirketinin hesaplanan tazminatın 68.162,04 TL’sinden sorumlu olduğunun belirlendiği, davalı olayda aracın işletilme halinde olmadığı için davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını iddia etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nun 85/1.maddesinde bir aracın işletilmesinden doğan sorumluluk, 85/3.maddesinde ise işletilme halinde olmayan motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından doğan sorumluluğun düzenlendiği, 2918 sayılı Yasa’nın 85/1. maddesinde düzenlenen sorumluluğun bir tehlike sorumluluğu olduğu doktrinde ve uygulamada duraksamaya meydan vermeyecek şekilde kabul edildiği, anılan Yasa’nın 85/3. maddesinde düzenlenen sorumluluğun ise bir tehlike sorumluluğu olmayıp, madde metninden de anlaşılacağı üzere bir kusur sorumluluğu olduğu, müteveffa sürücünün aracı terk kasdı taşımaksızın yolda aracını durdurup araç kasasındaki malzemeleri düzelttiği, buna göre; müteveffanın kullandığı aracın işletilme halinde olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile, 68.162,04 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının müteveffanın kusurundan yararlandırıldığını, kusurlu şahsın desteğinden mahrum olanların desteğin kusurundan faydalanamayacağını, sigortalı aracın işletilme halinde olmadığını, davalının davacının desteğinin yanında bulunduğu aracın sigortacısı olup, aracın işletilme halinde olmadığını, müteveffa için bütün bilirkişi raporlarında yaya olarak bahsedildiğini, bu sebeple davaya konu zarar bu bakımdan trafik sigortası teminatlarına girmediğini, sigortalı aracı kullanan müteveffanın aracı durdurup çıktıktan sonra aracın yakınında iken, başka bir aracın çarpması neticesi vefat ettiğini, yargılama aşamasında, müteveffaya %25 kusur verildiğini, müteveffanın destekten mahrum kalanlarına karşı sigortanın sorumlu olmadığını, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/1315 E-, 2017/1239 K. Sayılı ilamı), mahkemece savunmaları üzerinde durulmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacının desteği idaresinde bulunduğunu, müteveffanın araçta bulunan yükleri düzeltmek için araçtan indiği sırada aynı yöne seyreden araç tarafından çarpılması sonucu vefat ettiğini belirterek müteveffanın annesi için destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen 10.10.2014 tarihli kaza tespit tutanağında ... plakalı araç sürücüsü ...’ın idaresinde bulunan kamyonet ile yolun sağ tarafından sınır çizgisi üzerinde aracını zorunlu hal olmadan park edip aracın arkasında şerit üzerinde bekleme yapan araç ve ... ...’e çarptığı belirtilerek yaya ... ...’in şerit üzerinde zorunluluğu olmadan bekleme yaptığından yayalara ait kusurlardan 2918 sayılı KTK.nın 68/c. maddesinde düzenlenen zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde trafiği tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmamak kuralını ihlal ettiğinden birinci derecede kusuru olduğu, sürücü ...’ın ise hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlamama kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu, ... ...’in yaya olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nin ..... sayılı dosyasında ... ...’in ölümü nedeniyle sanık ... hakkında taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle yapılan yargılamada; İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, sanık sürücünün park halindeki aracı çarpma öncesi 150-200 m mesafede gördüğünü belirtmiş olması, park halindeki kamyonete ve arkasında bulunan yayaya karşı zamanında fren ve direksiyon tedbirlerine başvurmayıp yayaya yaklaştıktan sonra fren ve direksiyon manevrası yapmış olması, yayanın yola ani bir hareketinden bahsedilmemiş olması durumları birlikte dikkate alındığında sanık ...’ın idaresindeki kamyonet ile meskun dışı mahaldeki yolda seyir halindeyken olay mahalline yaklaştığında, 150-200 m sağ ilerisinde park halinde olduğunu gördüğü kamyoneti ve kaplama içinde bulunan yayayı dikkate alarak hızını azaltmak suretiyle seyrini daha kontrollü biçimde sürdürmesi gerektiği hususuna riayet etmediği, zamanında gerekli fren-direksiyon tedbirine başvurmadan olay mahalline geldiğinde ise kaplama içinde bulunan yayaya yakın mesafede aldığı tedbire rağmen çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede, müteveffa ... ...’in meskun dışı olay mahallinde yolun sağ şeridine taşacak şekilde aracını park ettikten sonra kendi can güvenliği açısından tehlike arz eder biçimde kaplama içinde bulunduğu, yaklaşan araçlara ilişkin gerekli kontrolü yapmadığı ve olay mahalline gelmekte olan sanık sürücü idaresindeki kamyonete karşı gerekli korunma tedbirine başvurmayıp kamyonetin çarpmasına maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile tali derecede kusurlu olduğu belirlenmiş, mahkemece sanığın asli kusurlu olduğu kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş, kararın katılan ve sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 26.09.2018 tarih,... sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas ... Başkanlığından alınan raporda kamyonet sürücüsü ...’ın yönetimindeki araç ile gündüz vakti seyri sırasında olay yerine 150-200 m. kala yolun sağında gördüğü park halindeki kamyonet ve kaplama içerisindeki yayaya karşı hızını azaltarak müteyakkız yaklaşması gerekirken bu hususa özen göstermediği, kontrolsüz yaklaştığı mahalde etkin tedbirde gecikerek park halindeki kamyonetin arka kısmında kaplama içerisinde bulunan yayaya aracının sağ ön kısmı ile çarpmasıyla meydana gelen olayda; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketleri nedeniyle %75 oranında, yaya ... ...’in yerleşim yeri dışındaki mahalde, yönetimindeki kamyoneti bir kısmı sağ şeride taşacak şekilde yolun sağındaki emniyet şeridine park ettiği, akabinde kendi can güvenliğini tehlikeye atar vaziyette kaplama içerisinde bulunduğu sırada, bölünmüş yolu takiben gelen araçtan korunma tedbiri almayıp, bu aracın sadmesine maruz kaldığı olayda %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ... plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin 1.10.2014- 2015 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalının ... olduğu anlaşılmıştır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101. maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 91. maddesinde “İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Türk Medeni Kanunun'un 6. maddesine göre 'Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.' 6098 sayılı TBK.nın zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” düzenlemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sorumlu tutulabilmesi için sigortalı araçtan kaynaklanan bir zararın doğması veya sigortalı araç sürücüsünün eylemi nedeniyle bir zararın meydana gelmesi gerekir.
Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi müteveffa ... ... idaresinde bulunan ... plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Kaza tespit tutanağında, ceza mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporlarında ve mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Şube Başkanlığı raporunda müteveffa ... ...’in yaya olduğu kabul edilerek, 2918 sayılı KTK.nunda belirtilen yayalara ait kurallara uymaması nedeniyle kusur verildiği, ... plakalı aracın sürücüsü olması nedeniyle kusur verilmediğinden aracın işleteni ve dolayısıyla zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin davacının zararından sorumlu olmadığı gözetilmeden karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurlu olmaması başka bir deyişle sigortalı araç sürücüsü olan destek ... ...’e araç sürücüsü olması nedeniyle değil yaya olması nedeniyle kusur verildiğinden davalı sigorta şirketinin sorumluluğu doğmayacağından davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden, HMK.353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı sigorta şirketi vekilinin İstinaf başvurusunun KABULÜ İLE, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davacı tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının reddine,
2-Harçlar kanunun gereğince alınması gereken 59,30 TL. karar ve ilam harcının 29,20 TL 232,47 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 261,67 TL harçtan mahsubu 202,37 TL. harcın davacıya iadesine,
3-Davalı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4. maddesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.096,30 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK.nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 150,00 TL. yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 14.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.