10. Hukuk Dairesi 2021/7243 E. , 2022/3590 K.
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi: ... 3. İş Mahkemesi
Asıl dava, iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi, birleşen dava ise maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçeyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, birleşen dava yönünden ise davanın kabulüne ilişkin kararın davalılardan Honda Türkiye A.Ş. ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesince verilen kararın, Honda Türkiye A.Ş. ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve Honda Türkiye A.Ş. vekili tarafından duruşma talep edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili asıl dava dosyasının dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigortalının 17.07.2012 tarihli iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğradığını beyanla 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 21.736,81 TL’ye artırmıştır.
Davacı vekili birleşen dava dosyasının dava dilekçesinde özetle: İş kazası nedeniyle maluliyet oranının tespitini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı nedeni ile davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkili işçisi olmadığını, meydana gelen kazada müvekkilinin kusuru olmadığından kusura dayalı sorumluluğu da olmayacağını, bu nedenle de husumet yöneltilemeyeceğini, davacının kuruma yaptığı bir müracaatı olmadan açılan davanın reddi gerektiğini, iş kazası nedeni ile işverene karşı dava ikame edilebilmesi için SGK tarafından karşılanmayan zararların bulunması gerektiğini, davacının diğer davalının işçisi olduğunu, davacının nakliyat hizmeti alınan alt işverenin işçisi olup çalıştığı şirkete ait araçlara ürün yükleme işi yapmakta olduğunu, araçların yüklenmesinin yapıldığı alanda iş güvenliği ve işçi sağlığına ilişkin gerekli her türlü önlem alınmakta olduğunu, 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesine istinaden davalı işyerinin temizlik işini alt işverene devrettiğini, anılan madde gereği asıl işverenin işyerinde yürütmekte olduğu yardımcı işler veya işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler alt işverene verilebileceğini, davalının asli faaliyetinin otomobil üretim ve satışı olduğunu, nakliye hizmeti ise yardımcı iş niteliğinde olduğunu, davacı işçinin yükleme işi yaptığı alanda araçlar ve forkliftler bulunması nedeniyle iş güvenliği ve işçi sağlığına ilişkin her türlü önlem ve yukarı işareti bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Nakliyat Taş. Taah. İnş. Tekst. Bilgi. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça da belirtildiği üzere davacının 16.06.2012 tarihinde davalı şirket ...Nakliyat ta işe başladığını, davalı yanın Honda Türkiye A.Ş. ile yapmış olduğu anlaşma ile Honda Türkiye A.Ş.'ye nakliye hizmeti vermekte olduğunu, davacının görevi de davalı firma araçlarının Honda Türkiye A.Ş. firmasına yapmış olduğu sevkiyatların programını sağlamak olduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar kaza tarihi olan 17.07.2013 yazılmış ise de bu tarih davacı tarafça hatalı olarak yazılmış olup kaza tarihinin 17.07.2012 olduğunu, davacının işe başladığı tarihten 1 ay sonra dava konusu kazanın gerçekleştiğini, olay günü davacı işaretli forklift yoluna girerek kazayı yazan forklift sürücüsü ile muhabbet etmekte olduğunu, davacı ile forklift sürücüsünün muhabbeti bitince de davacı henüz forkliftin yanından ayrılmadan forklift çalışanı manevra yaptığını ve bu manevra esnasında kaza meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde kusurlu olan iş güvenliğini hiçe sayarak forklift çalışma sahasında forklift şoförü ile forkliftin yanı başında sohbet eden davacının kendisi olduğunu, tazminat bedellerinin de kabulünün mümkün olmadığını, davacının hastane masrafları da SGK tarafından karşılandığını, SGK tarafından karşılanmayan hastane masrafları ise davalı şirket ...tarafından ödendiğini, davacının herhangi bir iş gücü kaybı olmadığını, mahkemece davalı şirkete davacının kazadan sonra çalışıp çalışmadığı ve ücreti sorulduğunu, asgari ücretle çalışan davacı kazadan sonra davalı şirkette çalışmadığını, kendi isteği ile işyerinden ayrıldığını,davanın reddine karar verilmesini''talep etmiştir.
Davalı ... Bakanlığı vekili birleşen dava dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle:'Davacı tarafından müvekkili kuruma yapılan müracaata istinaden 5510 s.k 19. md kapsamında yapılan inceleme neticesinde davacının iş göremezlik oranının % 0 olduğunun tespit edildiğini ve ilgilisine durumun bildirildiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini'' talep etmiştir.
II- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince; “Asıl Dosya yönünden:
A-21.736,81 TL maddi tazminat talebinin olay tarihi olan 17/07/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan (birleşen dosya davalısı SGK haricinde) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.
B-5.000,00 TL manevi tazminat talebinin olay tarihi olan 17/07/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan (birleşen dosya davalısı SGK haricinde) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine. Fazlaya ilişkin 5.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine.
Birleşen dosya yönünden: Davacı ...'in davalılardan ...Nak. Taş. Taah. İnş. Turz. Tek. San. ve Tic. Ltd. Şti. sigortalısı olarak davalı ...ye ait iş yerinde 17/07/2012 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu iş göremezlik oranının %4,2 olduğunun tespitine,” şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “Davalı ... Kurumunun ve asıl davaya ilişkin davalı ...Ş. İstinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ...Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; maluliyet tespiti istemini içeren dava ile maddi manevi tazminat istemini içeren davanın birleştirilmesinin hatalı olduğunu, söz konusu davaların tabi oldukları yargılama usullerinin, konularının ve temyiz inceleme mercilerinin farklı olup eda davasının tespit davası sonucunu bekletici mesele yapması gerektiğini, asıl dosya ile birleşen maluliyet tespiti davasında işverenlerin davalı olarak gösterilmemesinin savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı SGK vekili temyiz dilekçesinde özetle kuruma başvuru dava şartı gerçekleşmediğinden dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, tespit davasının maddi ve manevi tazminat istemli dava ile birleştirilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A)Davalı ...Ş. vekilinin asıl dava dosyasında hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat istemlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”.
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir.
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge Adliye Mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, ilk derece mahkemesince verilen 26.06.2018 tarihli kararda asıl dava dosyası yönünden davacı lehine 21.736,81 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın iş bu davalı vekili ile SGK vekilli tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli kararıyla istinaf istemlerinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 110.maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve diğer hükümlerden ayrı olarak hüküm ve sonuç doğuracağının bu yönle de kesinlik sınırının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği gözetildiğinde maddi ve manevi tazminat hükümlerinin Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 58.800,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, davalı ...Ş. vekilinin bu kısma yönelik temyiz istemlerinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
B)Davalı ...Ş. ve SGK vekillerinin birleşen dava dosyasındaki tespit hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalılardan Honda Türkiye A.Ş. ve SGK vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Birleşen dava dosyasında talep davacının iş kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkindir.
Bu tür davalarda elde edilecek hükmün, sigortalıyı çalıştıran işverenlerin hak alanını da ilgilendirdiği ve onlar yönünden bir takım sorumluluk ve yükümlülükler doğurabileceği belirgin bulunmakla, işverenlerin davalı Kurumla birlikte zorunlu dava arkadaşı konumunda yer aldığı ve kendisine de husumet yöneltilmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde düzenlenen Hükmün Kapsamı içerisinde “1/b” bendinde “Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin” hükümde yer alması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda birleşen davaya ilişkin dava dilekçesinde, her ne kadar davalı olarak sadece Sosyal Güvenlik Kurumu gösterilmiş ise de; mahkemece işverenler Honda Türkiye A.Ş. ile ...Nakliyat Ltd. Şti.’ne birleşen dava dosyası yönünden tebligat yapılıp, davadan haberdar olmalarının sağlanarak yargılamaya devam edildiği, nitekim verilen kararın hüküm kısmında da işverenlerin davalı olarak sorumluluğuna hükmedildiği anlaşılmakla beraber; iş bu davalı işveren şirketlerin karar başlığında da gösterilmesi gerekirken açıkça gösterilmemiş olmaları hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ...Ş. ve SGK vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan redde ilişkin karar ortadan kaldırılarak, ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle ... 3. İş Mahkemesinin 26.06.2018 tarih ve 2013/752 E. - 2018/261 K. sayılı kararının karar başlığında: Birleşen aynı yer mahkemesinin 2014/226 Esas sayılı dosyasıyla ilgili Davalı olarak 1-Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından sonra gelmek üzere
“2-Honda Türkiye A.Ş. - Atatürk Mah. Turgut Özal Cad. No:123 41480 Şekerpınar Çayırova/ Kocaeli,
Vekili : Av. ... - Nuhkuyusu Cad. Elıf Apt. No: 249 K:3 D:6 Altunızade 34664 Üsküdar/ ...
3-...Nakliyat Taş. Taah. İnş. Tur. Tekstil Bilg. San. ve Tic. Ltd. Şti. - Şekerpınar Mah. T. Özal Cad. 119. Sk. No:6 Çayırova/ Kocaeli” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 15.03.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.