20. Hukuk Dairesi 2014/6729 E. , 2015/3135 K.
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleştirilen dosya davalısı... ve davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı...,... Köyü, ...Mevkiinde bulunan 920, 921, 922 ve 923 numaralı orman sınır noktaları ile çevrili 29900 m²'lik taşınmazın tahdit içinde iken 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sonucu... adına orman sınırları dışına çıkartıldığını ileri sürerek, bu taşınmazın... adına tescili istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır.
Davacı ...,... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/397 esasında kayıtlı davaya konu olup, davacısı ... tarafından açılan tescil davasının reddedildiğini, bu davaya konu olan 60 dönümlük kesimin zilyedi olduğunu ve fıstık çamı dikmek suretiyle tasarruf ettiğini beyanla, dava konusu yerin adına tescilini istemiştir. Bu dava dosyası...nin açtığı tescil dava dosyası ile birleştirilmiş ve yargılama...'nin açtığı dava üzerinden yürütülmüştür.
Mahkemece, davanın kabulü ile bilirkişilerin 03/08/1998 tarihli rapor ve krokileri ve 07/12/1998 tarihli ek rapor ve krokilerinde gösterilen taşınmazların orman vasfıyla... adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen dosya davasının reddine karar verilmiş, davalı birleştirilen dosya davacısı ... tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay... Hukuk Dairesinin 06/10/1999 tarih ve 1999/8420 E. - 8362 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ''Davacı... ve davacı ... tarafından açılıp birleştirilen tescil davasında dava konusu yerin... Köyü, ...mevkii 920, 921, 922 ve 923 numaralı orman sınır noktaları arasında kalan saha olduğu açıkça belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında dava konusu yerin 924, 925, 926 ve 927 numaralı orman sınır noktaları arasında kalan saha olduğu kabul edilip, buna göre hüküm kurulduğu mahkemece dava dilekçelerinde belirtilen orman sınır noktaları esas alınıp burasının tahdit içinde kalıp kalmadığının, 2/B madde uygulamasına konu olup olmadığının saptanması'' gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, dava konusu taşınmazlar hakkında 124 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı parsellerin malik haneleri açık şekilde kadastro tutanakları tanzim edildiğinden kadastro mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, kadastro mahkemesince taşınmazın kesinleşen tahdit dışında kaldığından...nin davasının reddine, gerçek kişilerin davasının ispatlanamadığından reddine, yargılama sırasında yapılan arazi kadastro çalışmalarında 124 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel numaralarını alan taşınmazların dahili davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, Orman Yönetimi ve... tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay Hukuk Dairesinin 24/04/2003 tarih ve 2003/2068 E. - 3378 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ..vekiline ve davacı ...'ya dava ettikleri yerlerin açıklanması 1991/397 sayılı dosyada dava edilen yerin neresi olduğunun krokisi uygulanmak sureti ile kesin olarak tesbit edilmesi güneydeki yoldan sonra gelen taşınmazların parsel numaraları belirlenerek tutanak örneklerinin getirtilmesi bu konuda yerel bilirkişi ve tarafların göstereceği tanıkların dinlenilmesi önceki bilirkişiler dışında seçilecek uzman orman mühendisi ve fen elemanı marifetiyle ile yapılacak keşifte kesinleşen tahdit haritası zemine uygulanmak sureti ile dava edilen
yerlerin konumlarının ayrı ayrı belirlenmesi, uygulamada komşu parsel kayıtlarından yararlanılması çekişmeli taşınmazların kesinleşen 1991/397 sayılı ilâm kapsamında olup olmadığı orman tahdidine göre konumları ile 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklık olup olmadığı tartışılarak değerlendirilmesi çekişmeli 124 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı parsellerin malik hanelerinin boş olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince mahkemece resen doldurulması'' gereğine değinilmiştir.
Davacı...nin 125 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dört tarafının Devlet ormanı ile çevrili olduğu ve halen de orman niteliğinde olduğu iddiasıyla kadastro mahkemesinde açtığı dava, bu dava dosyası ile birleştirilmiş,
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, birleşen 2002/34 Esas sayılı dosyada ...nin açmış olduğu davanın kabülü, birleşen 1997/434 Esas sayılı dosyada ...'ın açmış olduğu davanın reddi, 2004/1 Esas sayılı ana dosyada ...nin açmış olduğu davanın reddi ile, ...İli,... İlçesi,... Köyü, ...Mevkii 125 ada 1 nolu parselin orman vasfıyla davacı... adına tapuya tesciline, 124 ada 1 nolu parselin ..kızı 1948 doğumlu ... adına, 124 ada 2 nolu parselin ..kızı 1929 doğumlu ... adına, 124 ada 3 nolu parselin.. 1946 doğumlu ... adına, 124 ada 4 nolu parselin ..kızı 1960 doğumlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı-birleştirilen dosya davalısı... ve davalı ... Yönetimi tarafından 124 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1969 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1989 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece, bozma kararına uyularak temyize konu çekişmeli 124 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı parsellerin orman sayılmayan ve zilyedlikle kazanılacak yerlerden olduğu ve kazanma koşullarının adına tescil kararı verilen gerçek kişiler yararına gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur.
Şöyle ki; dairenin önceki bozma kararlarında, dava konusu edilen alanın 920, 921, 922 ve 923 numaralı orman sınır noktaları arasında kalan alan olduğu, bu alandaki taşınmazlar hakkında dava devam ederken 124 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı parsellerin malik haneleri açık şekilde tutanak düzenlendiği 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince malik hanelerinin re'sen doldurulması gerektiği açıklanmıştır. Son bozma kararından sonra davacı..., dava konusu ettikleri yerlerin 124 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı parseller ile 125 ada 1 sayılı parsel olduğunu belirtmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden yörede 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunduğu anlaşılmaktaysa da kesinleşen tahdide ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirtilmemiş, orman bilirkişi çekişmeli taşınmazların ilk tahdit haritası ile aplikasyon ve 2/B madde haritasındaki konumlarını duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptamamış; çekişmeli yerlerin bu haritalara göre konumlarını ayrı ayrı renklerle gösteren kroki düzenlememiş, yine hükme esas alınan orman bilirkişinin uyguladığını belirttiği memleket haritasının tarihi belirtilmediği gibi dava konusu taşınmazları kapsayan hava fotoğrafları getirtilip stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliği, konumu ve kullanım durumu, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmemiştir. Orman bilirkişi raporu bu hali ile denetimden uzak ve dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Hükmüne uyulan bozma kararında asliye hukuk mahkemesinin 1991/397 sayılı dosyada dava edilen yerin krokisi uygulanmak suretiyle neresi olduğunun kesin olarak tesbit edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece bu doğrultuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde, mahkemece, yörede ilk yapılan orman tahdidine ve daha sonra yapılan aplikasyon ve 2/B çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile hem eski tarihli, hem de tesbit tutanağının düzenlendiği tarihden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ....ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, orman tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek yerine uygulanıp taşınmazların tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, bilirkişilere tahdit hattı ile paftadaki kroki düzenlettirilmeli, yine diğer resmi belgeler çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) en eski ve tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten önce düzenlenen memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskopik yöntemle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliği belirlenmeli, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, 1991/397 sayılı dosyada dava edilen yerin neresi olduğu da krokisi uygulanmak suretiyle net olarak tesbit edilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; taşınmazların öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp malik haneleri açık olan taşınmazlar yönünden 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi hükümleri de gözönünde bulundurularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı-birleştirilen dosya davalısı... ve davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/04/2015 günü oy birliği ile karar verildi.