7. Ceza Dairesi 2018/5363 E. , 2019/30279 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : 07/01/2016 tarihli karar ile Hükümlülük, sanıklar ... ..., ... ve ... haklarında erteleme; müsadere, iade; 26/12/2016 tarihli ek karar ile sanık ... müdafiinin eski hale getirme talebinin reddine
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) ... Çay San. ve İnş. Mal Üretim Paz. A.Ş. vekilinin temyizine göre yapılan incelemede;
.....AŞ. vekilinin temyizinin hükmün gerekçesine yönelik olmayıp kararı temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II) Sanıklar ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz istemlerine yönelik yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1 maddesi yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı olup, sanıklar ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca; Hüküm fıkrasında sanıklar ..., ... ve ... hakkında takdiri indirim uygulanan bentlerde yer alan '62.' ibaresinin çıkarılarak yerine '62/1.' ibaresinin eklenmesi ve diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III) Sanık ... müdafiinin 19.12.2016 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunduğu mahkeme tarafından eski hale getirme talebinin reddine karar verilmiş ise de, temyiz talebi ile birlikte yapılan eski hale getirme talebi 5271 sayılı CMK'nun 42/1. maddesi gereğince Yargıtay'ca karara bağlanacağından bu konuda verilen 26.12.2016 tarih ve 2012/88 Esas ve 2016/6 Karar sayılı ek kararı kaldırılarak ve sanığa yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünü içerir gerekçeli karar 03.03.2016 tarihinde 'aynı konutta yakınına tebliğ' şerhi ile kardeşi...'a tebliğ edilmiş ise de, dosya kapsamına göre sanık ... ile kardeşi ...'ın aynı evde oturmadıklarının anlaşılması karşısında yapılan tebligatın usulsüz olduğu cihetle, eski hale getirme talebinin kabulü ile öğrenme üzerine sanık müdafiinin temyiz istemi yasal süresinde kabul edilerek sanık ... müdafinin temyiz istemi ile birlikte yapılan incelemede;
1.Sanık ...'un suç tarihinde adli sicil kaydının bulunmadığı, diğer sanık ...'ın sabıkasında gözüken ilama konu mahkumiyetin ise karşılıksız çek keşide etmek suçundan kaynaklandığı, 20.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı yasa yürürlükten kaldırılarak yeni düzenlemeler getirildiği ve suç olmaktan çıkarıldığı cihetle, 5271 sayılı CMK'nun 231.maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan sanıkların kaçak eşyaya mahsus tespit varakası eklenmeksizin talimat yoluyla alınan savunmalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri de gözetilerek, davaya konu eşyanın cif değerine göre, Gümrük İdaresince tespit edilen eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplamından oluşan gümrük vergilerinin kamu zararı olduğunun sanıklara bildirilmesi ve sonucuna göre gerektiğinde 5271 sayılı CMK'nun 231/9. maddesi hükümleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken 'adli sicil kaydındaki kasıtlı suçlardan mahkumiyeti, kamu zararını gidermemesi, kişiliği nazara alındığında tekrar suç işlemeyeceği yönünde Mahkememize olumlu kanı gelmediğinden' şeklindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2.5237 sayılı TCK'nun 51. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; 'sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmamış olması ve (b) bendinde; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması koşulları getirilmiş olmakla' sanıkların TCK'nun 51. maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi müessesesine objektif koşullar yönünden engel hallerinin bulunmaması karşısında, “adli sicil kaydındaki kasıtlı suçlardan mahkumiyeti, kamu zararını gidermemesi, kişiliği nazara alındığında tekrar suç işlemeyeceği yönünde Mahkememize olumlu kanı gelmediğinden” şeklindeki hatalı ve yasal olmayan gerekçeler ile hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
3-Sanıklar hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1 maddesi yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanıklar ... müdafii ile ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarlarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
IV) Sanık ... müdafiinin temyizine göre yapılan incelemede;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 03.01.2010, iddianame düzenleme tarihinin 13.10.2011 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasından Dairemizin 2016/20647 Esas sırasında kayıtlı olan Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/117 Esas, 2014/535 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 10.01.2010, iddianame düzenleme tarihinin 22.12.2011 olduğu, yine Dairemizin 2018/5059 Esas sırasında kayıtlı olan Amasya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/553 Esas, 2016/129 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 13.02.2010, iddianame düzenleme tarihinin ise 26.11.2010 olduğu,
Temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/164 Esas, 2012/391 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 20.01.2010, iddianame düzenleme tarihinin 01.03.2010 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından, mahkemesince tespit edilecek başka dosyalarınında bulunması halinde bu dosyaların da incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi, kesinleşen dosya yönünden ise mahsubun düşünülmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
V) Sanık ... müdafiinin temyizine göre yapılan incelemede;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihlerinin 29.01.2010 - 08.03.2010 - 10.03.2010 ve 12.03.2010, iddianame düzenleme tarihinin 13.10.2011 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasından Dairemizin 2016/20647 Esas sırasında kayıtlı olan Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/117 Esas, 2014/535 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 10.01.2010, iddianame düzenleme tarihinin 22.12.2011 olduğu, Dairemizin 2015/27542 Esas sırasında kayıtlı olan Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/28 Esas, 2013/356 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 06.10.2009, iddianame düzenleme tarihinin ise 22.04.2010 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından, mahkemesince tespit edilecek başka dosyalarınında bulunması halinde bu dosyaların da incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
VI) Sanık ...'nun temyizine göre yapılan incelemede;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 03.01.2010, iddianame düzenleme tarihinin 13.10.2011 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasından Dairemizin 2016/20647 Esas sırasında kayıtlı olan Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/117 Esas, 2014/535 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 10.01.2010, iddianame düzenleme tarihinin ise 22.12.2011 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından, mahkemesince tespit edilecek başka dosyalarınında bulunması halinde bu dosyaların da incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık ...'nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
VII) Sanık ... vasisi ...'in temyiz istemine yönelik yapılan incelemede;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 29.01.2010, iddianame düzenleme tarihinin 13.10.2011 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında daha önce incelenerek Dairemizin 2017/7135 E.-2019/29818 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/115 E, 2015/260 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 18.02.2010, iddianame düzenleme tarihinin 16.03.2010 olduğu, yine Dairemizin 2015/24073 E.- 2019/29867 K. Sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen Ardahan Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/355 Esas, 2012/62 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 13.03.2010, iddianame düzenleme tarihinin 19.10.2010 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasından Dairemizin 2018/5059 Esas sırasında kayıtlı olan Amasya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/553 Esas, 2016/129 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 13.02.2010, iddianame düzenleme tarihinin 26.11.2010, yine Dairemizin 2015/17046 Esas sırasında kayıtlı olan Horasan Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/169 E., 2013/129 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 19.12.2009, iddianame düzenleme tarihinin ise 03.08.2010 olduğu,
Daha önce incelenerek Dairemizin 2015/1055 E. 2017/5394 K. Sayılı ilamı ile 21.06.2017 tarihinde düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşen; Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/125 E, 2013/455 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 18.02.2010, iddianame düzenleme tarininin ise 16.03.2010 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından, mahkemesince tespit edilecek başka dosyalarınında bulunması halinde bu dosyaların da incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi, kesinleşen dosya yönünden ise mahsubun düşünülmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık ... vasisi ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 15.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi