Ceza Genel Kurulu 2020/420 E. , 2021/277 K.
Nitelikli cinsel saldırı suçundan sanık ...'in TCK'nın 102/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 11 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.10.2019 tarihli ve 462-385 sayılı hükümlerin katılan mağdureler vekili, katılan ... vekili ile sanık müdafileri tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesince 03.12.2019 tarih ve 2917-2276 sayı ile istinaf başvuruları esastan reddedilmiş, bu kararın da katılan mağdureler vekili, katılan ... vekili ile sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından 12.03.2020 tarih, 1983-1971 sayı ve oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
Daire Başkanı...ve Daire Üyesi ...;
'İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14.11.2018 tarih ve 181635/43569/8293 sayılı iddianamesi ile; nitelikli cinsel saldırı suçundan Türk Ceza Kanunu 102/2/3.a-b, 53/1-2, 63/1 (28.09.2018 tarihli ...'ye yönelik eylemi) Türk Ceza Kanunu 102/3-a-b, 53/1-2, 63/1 (11.10.2018 tarihli ...'ye yönelik eylemi) maddeleri uyarınca sanığın cezalandırılması için kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucu İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.10.2019 tarih ve 2018/462 Esas, 2019/385 sayılı Kararı ile sanığın TCK 102/2, 62. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası ile 2 kez cezalandırılmasına karar verildiği, yapılan istinaf başvurusu sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 03.12.2019 gün ve 2019/2917-2276 sayılı Kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Katılanlar özetle şikâyetlerinde; sanığın yaklaşık 9 yıldır hastası olan tanık ... ile suç tarihinde 30 yaşlarında bulunan boşanmış bir çocuklu katılan ...’ün yakın arkadaş oldukları ve sohbetleri esnasında jinekolojik rahatsızlıkları olduğunu beyan etmesi üzerine ...’nun sanık olan hekime kontrole gideceğini söylediği ve ...’nin de sanığa muayene için gitmeye karar verdiği ve ... ile ...’nin 27.09.2018 tarihinde sanığın muayenehanesine birlikte gittikleri ve muayene oldukları, 28.09.2018 tarihinde sanığın 'muayene sırasında yapmış olduğu testlerin sonuçlarının kötü olduğunu, böbreklerine zarar verebilecek bir bakteri sebebi ile acil olarak yanına gitmem gerektiğini' söylemesi nedeniyle ...’nin yanında çocukluk arkadaşı, suç tarihinde 30 yaşlarında ve boşanmış diğer katılan mağdure ... olduğu hâlde tekrar muayenehaneye gittiği, ...'nin iddiasına göre sanığın ...’nin klitorisini uyararak çıkan salgının teste gönderilmesi işlemini yapmak için 3 parmağını vajinasına sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu ve bu şekilde ...’ün muayenesi bittikten sonra jinekolojik rahatsızlıkları bulunan ...’nin de sanığa muayene olduğu, test sonuçlarının çıkması nedeniyle 01.10.2018 tarihinde ... yanında ... olduğu hâlde tekrar sanığın muayenehanesine gittikleri ve sanığın test sonucuna göre jinekolojik (yara yakma) operasyonu geçirmesi ve derhâl yakılması gerektiğini, dayanamaması hâlinde anestezi altında hastanede bu işlemin yapılabileceğini söylemesi üzerine ...’nin yara yakma işleminin gerçekleştiği ve sanığın antibiyotik yazdığı ve 10 gün sonrasına randevu alarak oradan ayrıldığı, ...’nin 11.10.2018 günü kanaması olduğundan tekrar sanığın muayenehanesine gittiği, ...’nin iddiasına göre sanığın, katılan ...'a 'genital bölgene baskı uygulayarak çıkan sıvıyı laboratuvara göndereceğiz' diye katılanı etkilemek için laptopundan porno açarak gösterdiği, olumlu tepki alamayınca görüntüleri ilerleterek etkilenmiyor musun diye sorduğu, dudağından öpmeye kalkıştığı, katılan ...'nin sanığın erekte olmuş penisini bacağında hissettiği, sonrasında sanığın rutin muayeneyi gerçekleştirerek spekulum takarak baktığını beyan etmesine karşın katılanın iddiasına göre, sanığın iki parmağını katılanın vajinasına sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettikleri,
Sanık aşamalarda savunmasında; Şişli ilçesinde kendisine ait özel muayenehanesi bulunduğunu, müşteki ...'yi kendisiyle tanıştıran ve tedavi için getiren yaklaşık 10 yıldır hastası olması nedeniyle tanımış olduğu ... olduğunu, müşteki ...’nin toplam iki defa muayeneye geldiğini, müşteki ...'yi muayene için getiren ise müşteki ... olduğunu, ... ve ...’nin yanma, akıntı ve vajinada kötü koku şikâyetiyle geldiklerini, bu tarz şikâyetlerin genellikle çok eşli bayanlarda görüldüğünü, bu nedenle bu tarz şikâyetle gelen bayanlara ilk olarak evli mi bekar mı, çok eşli mi tek eşli mi şeklinde sorular sorduğunu, bu soruları ... ve ...'ye de sorduğunu, ilk olarak bu şikâyetle gelen ve bakire olmayan her hastaya olduğu gibi önce eldiven takarak iki parmağıyla müştekilerin vajinal bölgelerine iterek diğer eliyle karın üstünden bastırarak klasik muayene yaptığını, bu sırada hiç bir şekilde klitorislerine temas etmediğini, daha sonra spekulum isimli alet ile müştekilerin vajinalarını açarak hem göz ile hem de akıntı örneği alarak muayene yaptığını, bunun üzerine görevi gereği bu şikâyetlerin genellikle çok eşlilerde (birden fazla kişiyle cinsel ilişkiye giren) görülebileceğini düşünerek akıntı örneği almak istediğini, trikomonas rahatsızlığından şüphelendiğini, müşteki ...’nin yanması çok olduğu ve akıntı örneğinde çok bol Lokosit bulunması nedeniyle bir adet Genta 160 mg kalçadan iğne yaptığını, bunun haricinde müştekilerin suçlamalarını kabul etmediğini, muayene odasının sekreterinin oturduğu yerin tam karşısında olduğunu, muayene sırasında sürekli kapıyı açık bıraktığını, müştekilerin herhangi bir tepkisi halinde kolay bir şekilde duyulabileceğini, müştekilerin muayene olduktan sonra bu tarz olayları yaşadıklarını kendilerini getiren ...'a hiçbir şekilde bahsetmediklerini, bu nedenle müştekilerin anlatımlarının çelişkili olduğunu, muayenede randevu işlemleri ile sekreterinin ilgilendiğini, kendisinin de hastalarıyla cep telefonundan sürekli iletişim kurduğunu, dosya içerisinde yer alan mesajlarda herhangi bir olumsuzluk olmadığını, bu mesajları tamamen hastalarının durumunu takip etmek için gönderdiğini, müşteki ...’ye mesajları atmaktaki amacının gereken salgı enfeksiyon nedeniyle alınması gereken salgı için olduğunu, kimi hastalarda spekulum takılırken tedirgin olduklarından yarıda kaldığını, ...'de de aynı durum yaşanmış olması nedeniyle yeterli salgı alınamadığı için bu yazışmalar olduğunu savunduğu anlaşılmakla;
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; katılan mağdurelerin birbiriyle arkadaş oldukları, ... isimli tanığın tavsiyesiyle sanık doktorun muayenehanesine gittikleri, ...'nin 11.10.2018 tarihli muayene sırasında cinsel saldırıya uğradığını söylemesi üzerine ...'nin de 28.09.2018 tarihli muayene sırasında cinsel saldırıya uğradığını belirterek şikayetçi olmaya karar verip avukatlarının hazırladığı 24.10.2018 tarihli dilekçenin 02.11.2018 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulması suretiyle şikâyetçi oldukları, suç tarihi ile şikâyet tarihi arasında ... yönünden 33 gün, ... yönünden 23 gün sonra hayatın olağan akışına ters biçimde şikâyetin söz konusu olduğu, olayı ilk önce katılan ...’nin anlattığı, katılan ...’nin ...’nin anlatmasından sonra cinsel saldırıya uğradığını anladığı, her iki katılanın iddialarını ilk önce avukata anlattıkları, kendilerini sanık ile tanıştıran tanık ...’ın olayı avukattan öğrendiği, katılan ... aşamalarda olayı anlamadığını belirtmesine karşın cinsel saldırı suçundan şikâyetçi olduğu, yine olay sonrası sanıkla normal şekilde mesajlaştığı, hatta gülücük ve çiçek ikonu emojileri gönderdiği, tanık ...’ın öpme iddiasını doğrulamadığı, katılan ...’nin muayene sırasında bilgisayardaki porno görüntülerini görme ihtimâlinin bulunduğu, sanığın tüm aşamalarda ...’nin klitorisini uyararak salgı çıkardığı iddiasını, ... yönünden ise genital bölgesine baskı uygulayarak sıvı çıkartma, etkilemek için laptopundan porno açarak gösterme, olumlu tepki alamayınca görüntüleri ilerleterek etkilenmiyor musun diye sorma, dudağından öpmeye kalkışma, erekte olmuş penisini bacağında hissettirme iddialarını kabul etmediği, Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/601 Esas sırasında kayıtlı katılanların sanık aleyhine açmış oldukları tazminat-hukuk davası dosyasının bulunduğu birlikte değerlendirildiğinde; sanığın katılan ...’ün vajinasına üç parmağını ve sanığın rutin muayeneyi gerçekleştirerek spekulum takarak baktığını beyan etmesine karşın katılan ...’ın iddiasına göre vajinasına soktuğu iki parmağını jinekolojik muayene amaçlı soktuğunun dışında cinsel saldırı amacıyla soktuğunu iddia etmesi karşısında, olay yerinin kamera görüntüleri incelenip gerek görülür ise mahallinde keşif yapılıp, doktor olan sanığın, aşamalarda rutin muayene dışında katılanların vücuduna cinsel amaçlı temasta bulunmadığını savunması karşısında, katılanların bedenleri üzerinde yapılan eylemlerin tıbbi gereklere uygun olup olmadığı, bunu aşacak şekilde ve cinsel arzuları tatmin amacıyla yapılıp yapılmadığı hususlarında katılanlarda mevcut hastalık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp gerektiğinde Adli Tıp Kurumundan da görüş sorulup, sanığın üzerine atılı eylemleri cinsel saldırı amacıyla gerçekleştirdiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde açıkça gösterilmemesi nedeni ile ilk derece mahkemesi tarafından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, anılan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı,' düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 25.06.2020 tarih ve 10172 sayı ile;
'...İlk Derece Mahkemesi 'sanığın 28.09.2018 tarihinde katılan ...'e klitorisini uyararak çıkan salgının teste gönderilmesi işlemini yapmak için 3 parmağını vajinasına sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu, 11.10.2018 tarihinde de katılan ...'a 'genital bölgene baskı uygulayarak çıkan sıvıyı laboratuvara göndereceğiz' diye cinsel saldırı içeren eylemlerine başladığı, katılanı etkilemek için laptopundan porno açarak gösterdiği, olumlu tepki alamayınca görüntüleri ilerleterek etkilenmiyor musun diye sorduğu, dudağından öpmeye kalkıştığı, katılan ...'nin sanığın erekte olmuş penisini bacağında hissettiği, sonrasında sanığın iki parmağını katılanın vajinasına soktuğu anlaşılmıştır' kabulle sanığın atılı suçtan iki kez cezalandırılmasına karar vermiştir.
Katılanların anlatımlarında; sanığın yaklaşık 9 yıldır hastası olan tanık ... ile suç tarihinde 30 yaşlarında bulunan boşanmış bir çocuklu katılan ...’ün yakın arkadaş oldukları ve sohbetleri esnasında jinekolojik rahatsızlıkları olduğunu beyan etmesi üzerine ...’nun sanık olan hekime kontrole gideceğini söylediği ve ...’nin de sanığa muayene için gitmeye karar verdiği ve ... ile ...’nin 27.09.2018 tarihinde sanığın muayenehanesine birlikte gittikleri ve muayene oldukları, 28.09.2018 tarihinde sanığın 'muayene sırasında yapmış olduğu testlerin sonuçlarının kötü olduğunu, böbreklerine zarar verebilecek bir bakteri sebebi ile acil olarak yanına gitmem gerektiğini' söylemesi nedeniyle ...’nin yanında çocukluk arkadaşı, suç tarihinde 30 yaşlarında ve boşanmış diğer katılan mağdure ... olduğu hâlde tekrar muayenehaneye gittiği, ...'nin iddiasına göre sanığın ...’nin klitorisini uyararak çıkan salgının teste gönderilmesi işlemini yapmak için 3 parmağını vajinasına sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu ve bu şekilde ...’ün muayenesi bittikten sonra jinekolojik rahatsızlıkları bulunan ...’nin de sanığa muayene olduğu, test sonuçlarının çıkması nedeniyle 01.10.2018 tarihinde ... yanında ... olduğu hâlde tekrar sanığın muayenehanesine gittikleri ve sanığın test sonucuna göre jinekolojik (yara yakma) operasyonu geçirmesi ve derhâl yakılması gerektiğini, dayanamaması hâlinde anestezi altında hastanede bu işlemin yapılabileceğini söylemesi üzerine ...’nin yara yakma işleminin gerçekleştiği ve sanığın antibiyotik yazdığı ve 10 gün sonrasına randevu alarak oradan ayrıldığı, ...’nin 11.10.2018 günü kanaması olduğundan tekrar sanığın muayenehanesine gittiği, ...’nin iddiasına göre sanığın, katılan ...'a 'genital bölgene baskı uygulayarak çıkan sıvıyı laboratuvara göndereceğiz' diye katılanı etkilemek için laptopundan porno açarak gösterdiği, olumlu tepki alamayınca görüntüleri ilerleterek etkilenmiyor musun diye sorduğu, dudağından öpmeye kalkıştığı, katılan ...'nin sanığın erekte olmuş penisini bacağında hissettiği, sonrasında sanığın rutin muayeneyi gerçekleştirerek spekulum takarak baktığını beyan etmesine karşın katılanın iddiasına göre, sanığın iki parmağını katılanın vajinasına sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettikleri ve mahkemenin de bu anlatımlara itibar ettiği anlaşılmaktadır.
Sulh Ceza Hâkimliğine hitaben sanık müdafiilerince yazılmış savunma yazılarına ekledikleri Prof. Dr. H. ...'nun yazılı mütalaasında hastanın izni alınarak elle tuşe yapılacağını bildirdiği görülmüştür.
Adli Bilişim Uzmanı ... Yakut tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; sanığın bilgisayarında 06.11.2018 ve 07.11.2018 tarihinde silme işlemlerinin yapıldığı, adli bilişim programıyla silinen verilerin geri getirildiği, sanığın bilgisayarında 4.063 adet porno içerikli bağlantı tespit edildiği, katılan ...'nin sanık tarafından muayene edildiği 11.10.2018 günü saat 13.49.31'de sanığın arama motorunda porno arattığı, saat 13.50.01 itibarıyla filmpornofrancais.tr sitesinde porno film açıldığının tespit edildiği, sanığın cep telefonunda doktor, hostes, hemşire, porno aramalarını yaptığının tespit edildiği, dizüstü bilgisayarın sabit diski içinde de porno içerikli görüntü ve fotoğrafların olduğunun tespit edildiği, aynı gün saat 14.45 sıralarında sanığın arama motorunda ... ismini arattığının rapor edildiği görülmüştür.
Sanığın özetle; Şişli ilçesinde kendisine ait özel muayenehanesi bulunduğunu, müşteki ...'yi kendisiyle tanıştıran ve tedavi için getiren yaklaşık 10 yıldır hastası olması nedeniyle tanımış olduğu ... olduğunu, müşteki ...’nin toplam iki defa muayeneye geldiğini, müşteki ...'yi muayene için getiren ise müşteki ... olduğunu, ... ve ...’nin yanma, akıntı ve vajinada kötü koku şikâyetiyle geldiklerini, bu tarz şikâyetlerin genellikle çok eşli bayanlarda görüldüğünü, bu nedenle bu tarz şikâyetle gelen bayanlara ilk olarak evli mi bekar mı, çok eşli mi tek eşli mi şeklinde sorular sorduğunu, bu soruları ... ve ...'ye de sorduğunu, ilk olarak bu şikâyetle gelen ve bakire olmayan her hastaya olduğu gibi önce eldiven takarak iki parmağıyla müştekilerin vajinal bölgelerine iterek diğer eliyle karın üstünden bastırarak klasik muayene yaptığını, bu sırada hiçbir şekilde Klitorislerine temas etmediğini, daha sonra spekulum isimli alet ile müştekilerin vajinalarını açarak hem göz ile hem de akıntı örneği alarak muayene yaptığını, bunun üzerine görevi gereği bu şikâyetlerin genellikle çok eşlilerde (birden fazla kişiyle cinsel ilişkiye giren) görülebileceğini düşünerek akıntı örneği almak istediğini, trikomonas rahatsızlığından şüphelendiğini, müşteki ...’nin yanması çok olduğu ve akıntı örneğinde çok bol Lokosit bulunması nedeniyle bir adet Genta 160 mg kalçadan iğne yaptığını, bunun haricinde müştekilerin suçlamalarını kabul etmediğini, muayene odasının sekreterinin oturduğu yerin tam karşısında olduğunu, muayene sırasında sürekli kapıyı açık bıraktığını, müştekilerin herhangi bir tepkisi hâlinde kolay bir şekilde duyulabileceğini, müştekilerin muayene olduktan sonra bu tarz olayları yaşadıklarını kendilerini getiren ...'a hiçbir şekilde bahsetmediklerini, bu nedenle müştekilerin anlatımlarının çelişkili olduğunu, muayenede randevu işlemleri ile sekreterinin ilgilendiğini, kendisinin de hastalarıyla cep telefonundan sürekli iletişim kurduğunu, dosya içerisinde yer alan mesajlarda herhangi bir olumsuzluk olmadığını, bu mesajları tamamen hastalarının durumunu takip etmek için gönderdiğini, müşteki ...’ye mesajları atmaktaki amacının gereken salgı enfeksiyon nedeniyle alınması gereken salgı için olduğunu, kimi hastalarda spekulum takılırken tedirgin olduklarından yarıda kaldığını, ...'de de aynı durum yaşanmış olması nedeniyle yeterli salgı alınamadığı için bu yazışmalar olduğunu savunduğu anlaşılmıştır.
Her iki mağdurun da sanığın iddia edilen eylemlerinin niteliğini yorumlamada güçlük çektikleri, mağdur ...'nin olayı diğer mağdur ...'ye anlattıktan sonra cinsel saldırıya uğradıklarını düşündükleri, hatta ...'nin ... ile konuşana kadar bu konuda herhangi bir düşüncesinin de bulunmadığı, tereddütlerini gidermek için avukatla görüştükleri ve avukatın kendilerini ikna etmesi ile şikâyet etmeye karar verdikleri, şikâyetin ... yönünden 33 gün, ... yönünden 23 gün sonra yapıldığı, evlilik yaşamış olan her iki mağdurun yaşı ve sosyal durumları itibarıyla cinsel saldırıyı algılamada zorluk çekmeyecekleri gözetildiğinde şikâyette bulunmalarınındaki gecikmenin hayatın olağan akışına uymadığı, her iki mağdurun ayrıca tazminat davası da açtıkları,sanığın uyguladığı prosedürün tıbbi litaretüre uygun olmadığına dair bir saptamanın da bulunmadığı gözetildiğinde sanığa atılı suçların sübut bulmadığı,' görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Dairesince 22.10.2020 tarih ve 5255-4265 sayı ve oy çokluğuyla; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı katılan mağdureler ... ve ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin olup yapılan müzakere esnasında Ceza Genel Kurulu Başkanının önerisi üzerine, sanık hakkında katılan mağdurelerin sanık tarafından gerçekleştirildiğini iddia ettikleri numune alma yönteminin jinekolojik muayenenin zorunlu bir unsuru olup olmadığı, hastaya teşhis konulması için böyle bir testin bulunup bulunmadığının tespiti bakımından eksik araştırmayla hükümler kurulup kurulmadığı hususu uyuşmazlık kapsamına alınmıştır.
İncelenen dosya kapsamından;
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 14.11.2018 tarih ve 8293 sayılı iddianamesi ile; sanık hakkında muayenehanesine tedavi için gelen ve muayene sırasında beden ve ruh bakımından kendilerini savunamayacak durumda olan katılan mağdurelere yönelik, aralarındaki hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuzu kötüye kullanarak vücutlarına organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğinden bahisle TCK’nın 102/2, 102/3-a,b, 53 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi 01.10.2019 tarih ve 462-385 sayılı kararında nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği sabit kabul edilen sanığın TCK'nın 102/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar vermiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 03.12.2019 tarih ve 2917-2276 sayılı kararıyla tarafların istinaf başvuruları esastan reddedilmiştir.
TEMYİZ NEDENLERİ: Katılan ... vekili ile katılan mağdureler vekili temyiz dilekçelerinde; sanık hakkında TCK’nın 102/3-a,b maddelerinin uygulanmaması, cezaların alt sınırdan tayin edilmesi ve TCK'nın 62. maddesinin uygulanması nedenleriyle hükümlerin bozulmasını talep etmişler, sanık müdafileri ise Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olması, duruşma açılarak sanığın savunmasının alınması gerektiğinin gözetilmemesi, 06.11.2018 tarihinde sanığın muayenehanesinde yapılan aramanın CMK’nın 119/4. maddesine aykırı olması, bu nedenle yapılan aramada ele geçen bilgisayardan elde edilen verilere ve bu verilere dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporuna gerekçede yer verilmesinin mutlak hukuka aykırılık teşkil etmesi, arama gününde elkonulan bilgisayardan imaj çıkarılmaması, imajın bilirkişi raporunun düzenlenmesinden sonra teslim edilmesi, 18.11.2018 tarihinde saat 18.00’de tamamlanan arama işleminden sonra bilgisayarda silme ve değiştirme işlemlerinin yapılması, muayenehanede keşif yapılmaması ve neden yapılmadığının kararda açıklanmaması, yapılan muayene ve tedavi yöntemlerine ilişkin olarak Adli Tıp Kurumuna inceleme yaptırılmaması, tanık ...’nın beyanlarına itibar edilmemesi, dava dışı kadınların beyanlarının delil olarak kabul edilmesi, katılan mağdurelerin muayenehaneye giriş ve çıkışlarını içeren kamera kayıtları üzerinde inceleme yapılmaması, mevcut deliller hep birlikte değerlendirildiğinde üzerine atılı suçları işlenmediği sabit olan sanığın beraati yerine mahkûmiyetine hükmedilmesi nedenleriyle temyiz kanun yoluna başvurmuşlardır.
HUKUKİ DENETİMİN KAPSAMI: İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf başvurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz kanun yolunda, mülga 1412 sayılı CMUK'dan farklı şekilde resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde temyiz edenin, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini, temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu ve temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren ek bir dilekçe vermesini öngörmüştür. Gerekçeli temyiz dilekçesi, (ek dilekçe, temyiz layihası) temyiz nedenlerinin gösterildiği dilekçedir. Temyiz dilekçesinde ya da daha sonradan verilen ek temyiz dilekçesinde temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından hangi hukuka aykırılıklara dayanıldığının anlaşılır bir şekilde gösterilmesi gerekir.
Bir muhakemede, çözümü amaçlanan iki temel sorun vardır. Bunlar, maddi sorun ve hukuki sorundur. Maddi sorun, 'olgusal dünya'ya; hukuki sorun, 'normatif dünya'ya aittir. Mahkemede önce maddi sorun, sonra hukuki sorun çözülür. Maddi sorunun çözümü geçmişte yaşanmış bir olayın temsili, nasıl gerçekleştiğinin tespitidir. Bu çözüm de sadece hukukun izin verdiği yöntemlerle gerçekleşecektir. Maddi olayın gerçeğe uygun temsil edilebilmesi öncelikle, eksiksiz soruşturma yapılması ve toplanan tüm delil araçlarının doğru değerlendirilmesine bağlıdır. Hâkim; delil araçlarını, akıl yürütmek ve bu arada tecrübe kurallarına başvurmak suretiyle, vicdanına göre değerlendirecektir. Yine akıl yürüterek boşlukları dolduracaktır. Dolayısıyla vicdani kanaate sezgilerle değil akıl yoluyla ulaşılacaktır.
Temyiz denetiminde, maddi olayın tespitinde ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin, sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüzyüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir ederken, delillerle varılan sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere uygun olup olmadığının tespiti bakımından somut dosya üzerinden görüşülüp incelenebileceği gibi maddi sorunla ilgili vaka değerlendirmelerindeki hukuka aykırılıkları da gerekçe üzerinden denetlenebilecektir.
Temyiz dilekçesinde bir temyiz nedeni var olmasına rağmen muhakeme hukukuna aykırılık iddiasının temyiz sebebi olarak gösterilmemesi ya da gösterilmekle birlikte hükme etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılması durumunda usul hükümlerine uygunluk bakımından sadece 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesi kapsamındaki hukuka kesin aykırılık hâlleriyle sınırlı bir temyiz incelemesi yapılacak, inceleme sırasında tespit edilen ancak hükmü etkilemeyen muhakeme hukukuna aykırılıklar Yargıtay tarafından bozma nedeni yapılmayarak kararda bu aykırılıklara işaret edilmekle yetinilecektir.
Temyiz nedeninin, maddi hukuka aykırılık iddiasına dayanması hâlinde ise maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmün temyiz edilmesi yeterli olup cezai yaptırımların kişiler üzerindeki telafisi mümkün olmayan ağır sonuçları da gözetilerek somut olayda adaleti gerçekleştirme ve doğru bir hüküm oluşturma ile yükümlü olan Yargıtayca dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar tespit edilip temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle bozma nedeni yapılması gerekecektir.
CMK'nın 289. maddesinde yazılı olan 'Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır' kuralı, hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusunda, mutlak temyiz nedenlerinin kendiliğinden gözetileceği şeklinde anlaşılamaz. Bu noktada dilekçe yalnızca bir veya birden fazla nispî temyiz nedeni içeriyorsa, bu nedenler kabul edilmese dahi 5271 sayılı CMK'nın 289. maddesinde yer alan mutlak hukuka aykırılık hâllerinden birine dayanarak hükmün bozulması mümkündür.
YEREL MAHKEMECE HÜKME ESAS ALINAN DELİLLER: katılan mağdurelerin ifadeleri, sanık savunmaları, tanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in beyanları, sanığın Whatsapp mesajları, ... isimli şahsın Bursa Nilüfer Polis Merkezi Amirliğinde müşteki sıfatıyla vermiş olduğu ifadesi, İstanbul Tabip Odası’nın sanık hakkında benzer suçlamayla ilgili olarak yürüttüğü soruşturma evrakı kapsamı, 02.04.2019 ve 27.05.2019 tarihli bilirkişi raporları.
Katılan mağdure ...’ün suç tarihinde yirmi dokuz yaşında bulunduğu, boşanmış ve çocuklu olduğu, lise grafik tasarım bölümü mezunu olup bir dövme stüdyosunda çalıştığı,
Katılan mağdure ...’ın suç tarihinde yirmi dokuz yaşında bulunduğu ve boşanmış olduğu, üniversite mezunu olup bir ahşap atölyesinin bulunduğu,
Suç tarihinde altmış yedi yaşında olan sanık ...’in evli ve çocuklu olduğu, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan sanığın Nişantaşı'nda özel bir muayenehanesinin bulunduğu,
02.11.2018 tarihinde katılan mağdurelerin vekili tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan şikâyet dilekçesi üzerine sanık hakkında soruşturma başlatıldığı,
02.11.2018 tarihli şikâyet dilekçesinin ekinde sanık ile katılan mağdureler arasında gerçekleşen bir kısım Whatsapp yazışmaları, katılan mağdure ...’nin 11.10.2018 tarihinde saat 12.49’da sanığın kullandığı 05xx 2xx3xx8 numaralı hattı arayarak 25 saniye görüştüklerine, 11.10.2018 tarihinde saat 15.02’de sanığın kullandığı 05xx 2xx3xx8 numaralı hattan katılan mağdure ...’nin arandığına ancak ulaşılamadığına, katılan mağdure ...’nin 11.10.2018 tarihinde saat 15.15’de önce sanığın kullandığı 05xx 2xx3xx8 numaralı hatta yönelik aramadan vazgeçtiğine ve sonra tekrar saat 15.15’de arayarak 45 saniye görüştüklerine, sanığın kullandığı 05xx 2xx3xx8 numaralı hattan katılan mağdure ...’nin 12.10.2018 tarihinde saat 11.44 ve 11.47’de arandığına ancak yapılan aramalara cevap verilmediğine dair arama kayıtları ile 11.10.2018 tarihinde saat 14.10’da Jinekomed Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketi tarafından katılan mağdure ... adına düzenlenen, açıklama bölümünde 'muayene' ibaresi bulunan, 320 TL bedelli fatura ile bu ödemenin katılan mağdure ... tarafından Akbank mastercard kullanılarak yapıldığını gösteren slipin yer aldığı, katılan mağdure ... ile sanık arasında yapılan ve tarihi anlaşılmayan Whatsapp yazışmalarının;
'Katılan mağdure ...: ... Bey merhaba, bir görüşmedeyim, açamıyorum. Test sonucum çıktı mı? Önemli bir şey yok umarım.
Katılan mağdure ...: Yarın kaça kadar oradasınız? Hangi sıvı yetersiz? Simir için olan mı? Anlamadım bu mantar bakteri testi için enfeksiyon yok değil mi?
Katılan mağdure ...: Pardon yoğun günüm bugün. Pazartesi kaç ile kaç arası acaba?
Katılan mağdure ...: Siz bana bir saat aralığı verebilirseniz uymaya çalışırım.
Katılan mağdure ...: Hayır, stresli değil. Kendi işimi yapıyorum. Sadece yoğun.
Katılan mağdure ... ile sanık arasında yapılan Whatsapp yazışmalarının ise;
'Sanık: Günaydın ..., salı yerine pztesi ya da çarşamba olur mu gelmek için? Salı ameliyatlarım var. Bu arada nasılsın?
Katılan mağdure ...: Teşekkürler ... Beyy iyiyim, daha iyiyim. Siz nasılsınız? Bana uygun iki gün de. ...’ye sormalıyım. Sonuçlar çıkar mı pazartesiye peki?
Katılan mağdure ...: Deneriz (Gülen yüz emojisi). Bilemedim.
Katılan mağdure ...: Sorun yok. Pazartesi gelebiliriz. Saat kaç gibi olsun? Erken olur mu?
Katılan mağdure ...: Tabiki (Dans eden kadın emojisi). 11.30’da görüşmek üzere.
Katılan mağdure ...: Ben de (El sallayan kadın emojisi).
2 Ekim Salı
Salı
Katılan mağdure ...: Selaammm. 10 nu demiştik (Gülen yüz emojisi).
Katılan mağdure ...: Sanırım öyle demiştik.
Katılan mağdure ...: En erken ve en geç kaçta gelebiliriz (Gergin yüz emojisi)
Katılan mağdure ...: 3.30’da oradayız o zaman.
Çarşamba
Katılan mağdure ...: ... Beyy merhaba. Plansız bir dövme işi çıktı bugün, gelemiycez.
Katılan mağdure ...: Pekii (Çiçek emojisi).
16 Ekim Salı
Çarşamba
Bugün
Katılan mağdure ...: ... bey merhaba.
Katılan mağdure ...: Bana yaptığınız iğnelerin adını öğrenebilir miyim? Son iğneden sonra 3 kere regl oldum da.
Katılan mağdure ...: Evet. Bir de bir şey daha sormak istiyorum. Yaptığınız testleri bana mail olarak atmanız mümkün mü?
Katılan mağdure ...: Bir arkadaşımlayım da o sordu, kanamaya sebep olacak bir durum var mı diye. O sebeple sordum. Teşekkürler yine de.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.11.2018 tarih ve 181635 sayılı yazı ile; sanığın nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunduğundan ve arama yapılmadığı takdirde delillerin kaybolma ihtimali olduğundan, gecikmesinde sakınca bulunan hâl nedeniyle '... Şişli/İstanbul' adresinde 06.11.2018 tarihinde 16.00-19.00 saatleri arasında bir defaya mahsus arama yapılmasına, ele geçirilecek suç ve suç unsurlarına el konulmasına, CMK'nın 134. maddesi gereğince sanığa ait akıllı telefon ve adreste bulunan bilgisayar, tablet, dijital materyaller ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine, sanığın ofis bilgisayarı ve diğer dijital materyallerde pornografik görüntü olup olmadığının tespit edilmesine, arama ve el koyma kararı ile CMK'nın 134. maddesi gereğince gecikmesinde sakınca bulunan hâl nedeniyle verilen bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma kararının hâkim onayına sunulmak üzere 24 saat içerisinde hazır edilmesine karar verildiği, kararın gereğinin yerine getirilmek üzere Şişli Emniyet Müdürlüğüne gönderildiği,
06.11.2018 tarihli ev arama ve elkoyma tutanağına göre; Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 05.11.2018 tarihli ve 181635 sayılı yazısı uyarınca sanığın '... Şişli' adresinde faaliyet gösteren muayenehanesinde 06.11.2018 tarihinde saat 17.00 sıralarında muayenehanede sekreter olarak çalışan ... refakatinde arama işlemine başlandığı, içeri girildiğinde sanığa ait olduğu beyan edilen odada bulunan 1 adet Toshiba marka, gri renkli, ZD033108P seri numaralı, SATALLITE M50D-A-10E model dizüstü bilgisayara elkonulduğu, söz konusu tutanağın iki polis memuru ile arama sırasında hazır olan sekreter ... tarafından saat 18.00 itibarıyla imzalandığı,
06.11.2018 tarihinde saat 18.00’de kolluk görevlileri tarafından düzenlenen tutanağa göre; sanığın '... Şişli' adresinde bulunan iş yerinin içinde ve muayene odasında kamera sisteminin olmadığı ancak muayenehane dış kapı kısmını gösteren güvenlik kamerasının bulunduğu,
07.11.2018 tarihinde saat 07.45'te düzenlenen yakalama ve elkoyma tutanağına göre; iş yerinde ve ev adresinde yakalanması mümkün olmayan sanığa, kullanmış olduğu telefondan ulaşılarak yapılan görüşme üzerine sanığın, müdafisiyle birlikte 07.11.2018 tarihinde saat 07.30’da karakola geldiği, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 05.11.2018 tarihli ve 181635 sayılı yazısı uyarınca yapılan üst aramasında ele geçen cep telefonu ve simkarta elkonulduğu,
İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07.11.2018 tarihli ve 5964 değişik iş sayılı kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hâl nedeniyle verilen elkoyma kararının CMK'nın 127. maddesi uyarınca onanmasına ve bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama yapılması ve elkonulan dijital materyaller üzerinde CMK'nın 134. maddesi gereğince inceleme yapılmasına izin verilmesine karar verildiği,
07.11.2018 tarihinde kolluk görevlileri tarafından düzenlenen tutanağa göre; sanığa ait cep telefonu ile Toshiba marka dizüstü bilgisayarda; sanığın özel hayatı ve iş hayatında çekmiş olduğu fotoğraf ve videoların olduğunun görüldüğü, cinsel içerikli video ve fotoğraf bulunmadığı,
12.11.2018 tarihinde sanık müdafileri tarafından dosyaya sunulan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan Prof. Dr. Hasan ... tarafından sanık müdafilerinin talebi üzerine düzenlenen jinekolojik muayene ile ilgili mütalaaya göre; jinekolojik muayenenin aşamalarının gözle muayene, spekulum muayenesi, eldivenle yapılan ve tuşe olarak adlandırılan elle muayene ve transvaginal (vajinal yolla yapılan) ultrason olduğu, muayene esnasında önce dış genital organların gözle incelendiği, herhangi bir tümörün veya anormal bir oluşumun varlığının araştırıldığı, enfeksiyon, kaşıntı gibi problemlerin gözlendiği, daha sonra spekulum-valv muayenesi yapıldığı, plastik veya metal aletlerle vajinaya girilerek vajina duvarlarında veya rahim ağzında (serviks) bir problem olup olmadığının araştırıldığı, bu muayene esnasında hastanın akıntısı varsa mikrobiyolojik tetkik için ucunda pamuk bulunan çubuklarla kültür; rahim ağzı kanseri taraması için, plastik fırça ile PAP smear alınabileceği, muayene esnasında eldiven kullanıldığı, vajinal tuşe veya bimanuel muayenede ise eldiven giyilerek, bir elin işaret ve orta parmağı ile nazikçe vajinaya girildiği, üstten, karından bastırılarak rahim ve yumurtalıkların muayene edildiği, ek bir kitle veya rahim ve yumurtalıklarda büyüme olup olmadığına bakıldığı, aynı zamanda ağrı ve hassasiyet olup olmadığının araştırıldığı, gerek spekulum muayenesinde gerekse elle yapılan tuşe esnasında hastanın izninin alındığı, bu muayenelerin yapılabilmesi için hastanın virgo (bakire) olup olmadığının sorularak izninin alındığı, son olarak ultrasonografinin yapıldığı, yine eldiven giyilmiş elle, kadının dış genital organları aralanarak yaklaşık 3 cm çapındaki ve 20 cm uzunluğundaki vajinal prob ile iç genital organların (yumurtalıklar ve rahim) görüntülendiği, bu esnada ekrandaki görüntünün hastaya da açıklandığı, bu muayenelerden herhangi biri yapılmamışsa, muayenenin tamamlanmamış olacağı,
27.11.2018 tarihinde katılan mağdureler vekilinin dosyaya sunduğu kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr.Bülent Uran’ın tıbbi bir teşhis koymak amacıyla yapıldığı öne sürülen bir tıbbi muayene ile ilgili olarak 22.11.2018 tarihinde sunduğu hekimlik görüşüne göre; vajinal ultrason ile bir kişinin cinsel sorun yaşayıp yaşamadığını tespit edebilecek bir tanı kriteri ve bunu açıklayan bir bilimsel kanıt olmadığı, cinsel sorun yaşayanlarda örneğin; orgazm olamayanlarda ultrason ile vajinal bölgede ödem tespit edildiğine dair bir bilimsel kanıt olmadığı, ayrıca böyle bir ödemin kanallara yayılarak sağlık problemi yaratacağına dair de tıbbi bir bilginin mevcut olmadığı, bir kadında vajinal boşalmanın olmamasının ödem yaptığına dair bir kanıt bulunmadığı, yumurtalık kanallarında iltihap olup olmadığını araştırmak için yumurtalık kanallarının endoskopi ile incelenmesi ve endoskopi sırasında o bölgelerden materyal alınıp değişik mikrobik kültür incelemeleri yapılması gerektiği, cinsel uyarılma sırasında elde edilen bir sıvıdan mikrobik analiz yapıldığına dair bir bilimsel bilgi bulunmadığı, böyle bir bilgi olsa dahi bunun son derece steril koşullarda alınması gerektiği, vajinal sıvıda mikrop olması ve bunun ancak uyarılması ile açığa çıkarılabileceği gibi bir şey söylenmek isteniyorsa bu bilginin de bilimsel olmadığı,
27.11.2018 tarihinde katılan mağdureler vekilinin dosyaya sunduğu tahliye kararına itiraz dilekçesinde; sanığın kendinden yaş olarak oldukça küçük kadınlar ile sosyal medya üzerinden arkadaşlık kurduğu, bu kadınların fotoğraflarının normal sayılamayacak düzeyde ve yaşam tarzlarının müstehcen boyutlarda olduğu, sanığın arkadaşlık yaptığı kişiler arasında 11 yaşında yabancı uyruklu bir kız çocuğunun dahi bulunduğu bildirilerek sanığın kişiliği açısından bir kanaat oluşturması amacıyla dilekçe ekinde bir kısım ekran görüntülerine yer verildiği,
26.11.2018 tarihinde ... tarafından dosyaya sunulan dilekçede; sanığın oğlu ... ile ilkokul yıllarından bu yana arkadaşlık yaptıklarını, 2007 yılı yaz aylarında sevgili olarak birliktelik yaşamaya başladıklarını, bir gün ... ile beraber sanığın muayenehanesine uğradıklarını, ...'ın sanıkla bir işinin olduğunu, bu işi hâllettikten sonra Fransa’da yaşadığı kadınsal rahatsızlığı ve orada gittiği doktorun Türkiye’ye döndükten sonra da bir hekime danışması gerektiğini söylediğini bilen ...'ın, sanığın iyi bir doktor olduğunu belirterek kendisini muayene etmesinin iyi olacağını söylediğini, kendisinin ise ilk başta sanığa muayene olmaktan çekindiğini ama sonrasında sanığın, tanınmış ve iyi bir doktor olduğunu düşünerek kabul ettiğini, o gün muayene sırasında olağan dışı bir durum yaşandığını fark etmediğini, muayene işlemi bittikten sonra da oradan ayrıldıklarını, yakın bir zaman sonra ...'ın eğitim için Kanada’ya döndüğünü, o günden sonra kısa bir zaman içinde sanığın kendisini arayarak tekrar muayene etmesi gerektiğini söyleyip muayenehanesine çağırdığını, sanığın muayenehanesine yeni bir tetkik ve kontrol için gittiği bu son seferde sanığın, kendisini hasta yatağına uzandırdığını, altında herhangi bir kıyafet ya da örtü bulunmadığını, sanığın çıplak elle kendisinin cinsel organına dokunduğunu, bu şekilde tam muayene edemediğini söyleyerek kendisinden ayağa kalkmasını, yüzü duvara dönük olacak şekilde ayakta durmasını ve ellerini duvara yaslamasını istediğini, tanınan, saygın bir doktor olmasına güvenerek sanığın söylediklerini yaptığını, sanığın, arkasında durduğunu, parmağını kendisinin cinsel organının içine soktuğunu ve tüm vücudunu kendisine dayadığını, sanığın cinsel organını kendi vücudunda hissettiğini, normal bir muayene olmadığını fark edip sanığa durmasını söylediğini ancak sanığın devam ettiğini, korku ve şok içinde kalarak sanığı itip aceleyle giyinip oradan panikle ayrıldığını, sanığın konumunu ve itibarını kullanıp kendisinin de tıbbi bilgisizliğinden faydalanarak kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu fark ettiğini, daha sonra sanığı arayarak rahatsızlığıyla ilgili tüm raporları göndermesini istediğini, sanığın panikleyerek bu raporları neden istediğini sorduğunu, başka bir doktora göstereceğini söylediğini ancak hiçbir zaman raporların kendisine gönderilmediğini, sanıkla tüm irtibatını kestiğini, yaşadıklarını kimseyle paylaşamadığını, en son basına yansıyan katılan mağdurelere yönelik cinsel saldırı olayı nedeniyle yine çok kötü hissettiğini, yaşadıklarını hatırladığını, cesaretini toplayarak bu dilekçeyi yazmak istediğini ifade ettiği,
18.03.2019 tarihinde katılan mağdure ... vekilinin ... isimli şahıs hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu şikâyet dilekçesinde; katılan mağdureler ve sanık arasında görülmekte olan davanın 19.03.2019 tarihli ilk duruşmasından dört gün önce 15.03.2019 tarihinde ... isimli şahsın katılan mağdure ...’nin iş yerine geldiği, sanığın yakın bir dostu olduğunu belirterek katılan mağdure ...’ye sanık hakkındaki şikâyetinden vazgeçmesi gerektiğini belirterek tehdit ettiğini, çok güçlü ilişkileri olan sanığa bir şey olmadığını ve olmayacağını, kendisini şikâyet etmesi hâlinde kendisine de bir şey olmayacağını çünkü güçlü ve nüfuz sahibi insanlar olduklarını, söylediklerinin yapılması karşılığında makul bir tazminat ödemeye de hazır olduklarını bildirdiği ve katılan mağdurenin iş yerinden ayrıldığı, iş yerinin önünde de bir müddet beklediği, saat 16.04 ve 17.10’da katılan mağdure ...’yi telefonla arayarak kendisiyle görüşme talebini yenilediği, saat 18.13’te Whatsapp üzerinden katılan mağdure ...’ye mesaj göndererek bulundukları yerden ayrıldıklarını, vaktinin olması hâlinde kendisiyle görüşmek istediklerini bildirdiği, ayrıca ... isimli şahsın 08.12.2018 tarihinde Facebook sosyal paylaşım sitesinde sanıkla katılan mağdurelerin yaşadıklarına ve hukuki sürece ilişkin paylaşımda bulunduğu, katılan mağdure ...’nin gerçekleştiğini iddia ettiği bu tehdit olayı nedeniyle 19.03.2019 tarihli duruşmaya katılmayarak can güvenliğinden endişe duyduğunu belirttiği,
Katılan mağdure ... tarafından yapılan müracaat üzerine ...’nın 22.03.2019 tarihinde Savcılıkta alınan ifadesinde özetle; sanığın eşine uyguladığı tedavi sayesinde çocuk sahibi olduklarını ve uzun yıllardır görüştüklerini, olayı duyduktan sonra Facebook hesabındaki paylaşımı yaptığını, sanığın durumuna çok üzülerek katılan mağdure ...’yle görüşmeye karar verdiğini, eşi ve çocuğu yanında olduğu hâlde katılan mağdurenin iş yerine gittiğini, kapalı olması nedeniyle İnstagram hesabında yazılı olan telefon numarasını aradığında katılan mağdureyle görüştüğünü, görüşme üzerine katılan mağdurenin çalıştığı pet shop dükkânına gittiğinde içeride başka şahıslar da olması nedeniyle geliş amacını katılan mağdureyle paylaşamadığını, bir süre eşi ve çocuğuyla hayvanlara baktıktan sonra dükkânın yanında bulunan lokantaya geçtiklerini, burada katılan mağdureyi telefonla arayarak sanığın hastası olduğunu söyleyip görüşme isteğini dile getirdiğini, bir süre sonra katılan mağdureye uygun olması durumunda görüşmek istediğini bildiren Whatsapp mesajını göndererek bulunduğu yerden ayrıldığını, bu görüşmeler sırasında katılan mağdureyi tehdit etmediğini, katılan mağdurenin iş yerine gittiğinden sanığın haberdar olmadığını ve bu konuda kendisine bir telkinde bulunmadığını ancak görüşme girişiminden sonra sanığın eşine bu durumu aktardığını, sanığın eşinin de 'Keşke böyle bir şey yapmasaydın.' diyerek tasvip etmediğini ve bir daha görüşmemesini tembihlediğini belirttiği,
Sanığın 19.03.2019 tarihli yazılı savunmasında; katılan mağdure ...'nin, kendisinin uzun süredir hastası olan ...'ın tavsiyesi ile ...’la beraber muayenehanesine geldiğini, mağdurelerin ayrı ayrı ve birlikte üçer defa muayenehanesine geldiklerini ve her seferinde memnuniyetle ayrıldıklarını ancak dilekçe ve ifadelerinde, her gelişlerinde rahatsız olduklarını, bir an önce muayenehaneden uzaklaşmak, kaçmak istediklerini dile getirdiklerini, dosyaya sunulan mesajlaşmalar, avukatları aracılığıyla sunduğu güvenlik kamera kayıtları ve asistan sekreterinin tanıklığının bu iddiaların gerçek olmadığını ispatlayacağını, katılan mağdure ...’nin, ... ile 27.09.2018 tarihinde muayenehanesine geldiğini, kötü kokulu vajinal akıntı ve kasık ağrısı şikâyetleri nedeniyle, 'vajinal tuşe' yaparak ve 'spekulum' takarak katılan mağdureyi muayene ettiğini, akıntıdan örnek aldığını ve mikroskopta incelediğini, o gün katılan mağdurede yoğun iltihaplanma olduğundan 'smear testi' için örnek alamadığını, katılan mağdure ...’nin, ilk muayenede dahi kendisinin kimi davranışlarından tedirginlik duyduğunu iddia etmesine rağmen katılan mağdureyi öptüğünü kesinlikle kabul etmediğini ve 28.09.2018 tarihinde, katılan mağdure ...’nin memnuniyet ve tavsiyesi üzerine arkadaşı olan diğer katılan mağdure ... ile beraber muayenehanesine geldiklerini, katılan mağdure ...’nin ağrı ve akıntı şikâyetlerinin devam ediyor olması üzerine önce onu 'tuşe' ve 'ultrasonla' muayene ettiğini, bu sırada asistan sekreteri olan ...’nin yanında bulunup muayeneye yardımcı olduğunu ve muayene odasının kapısının her zamanki gibi açık olduğunu, hatta katılan mağdure ...’nin kendisinin odasında oturduğunu, katılan mağdure ...’ye antiseptikli solüsyon ile 'vajinal lavaj' yapıldığını ve vajinaya 'gaz tampon' yerleştirildiğini, muayenenin, enfeksiyona yönelik bir 'Genta ampul 160 mg' uygulanmasının ardından sorunsuz bir şekilde sonlandırıldığını, katılan mağdure ...’ye kendisini rahatsız hissettirecek, tedavi ile bağlantısı olmayan hiçbir soru sormadığını, katılan mağdure ...’nin de herhangi bir rahatsızlık dile getirmediğini, ayrıca katılan mağdurelerin vajinal bölgesine eldivensiz dokunduğuna dair iddianın tamamen yanlış ve yalan olduğunu, katılan mağdure ...’nin de kokulu, kaşıntılı vajinal akıntı şikâyetiyle geldiğini, katılan mağdure ...’nin vajinal muayenesini 'tuşe' yaparak gerçekleştirdiğini, katılan mağdurenin genital bölgesi ağrılı olduğu için 'spekulum' takılamadığını, tuşede, rahim ağzında parmak uçlarıyla küçük 'mukoid granüller' hissettiğini, iddia edildiği gibi fotoğraf çekmediğini, katılan mağdure ...’den aynı gün biri 'trikomonas' bakılmak üzere vajen ağzından, diğeri enfeksiyon tetkiki için vajen içinden spatül ile iki ayrı örnek aldığını, nitekim ikinci örneğin yetersiz bulunduğunu, birinci örnekte de trikomonas ve mantar görülmediğini, katılan mağdurelerle tedavileri süresince cep telefonuyla mesajlaşmış olmasının aleyhine değerlendirilemeyeceğini, meslek hayatı boyunca daima hastalarıyla doğrudan iletişim kurmaya özen gösterdiğini, dolayısıyla dava dosyasında yer alan ve katılan mağdurelerle arasında geçen Whatsapp mesajlaşmalarının katılan mağdurelere özgü olmayıp kendisinin hastalarıyla genel iletişim biçimi olduğunu, katılan mağdurelerin 01.10.2018 tarihinde tekrar birlikte muayenehanesine geldiklerini, katılan mağdure ...’nin ağrıları devam ettiğinden, bilgisi dahilinde 'Dikloron ampul' ve 'Genta ampul 160 mg' uygulandığını, sonrasında katılan mağdure ...’yi bu sefer spekulum takarak muayene ettiğini, rahim ağzında gözlemlediği granüllerden dolayı kanser riski için 'Lugol Testi' uygulandığını, bir patoloji görülmemesi üzerine granüllerin koterize edildiğini, iki muayenenin de literatüre uygun olarak gerçekleştirildiğini, tüm bu uygulamalar esnasında sekreterinin yardımına ihtiyaç duyduğunu, katılan mağdure ...’nin 10 gün sonrası için randevu alarak muayenehanesinden ayrıldığını, katılan mağdure ...’nin, vajinal kanamasının olduğunu söyleyerek 11.10.2018 tarihinde muayenehanesine geldiğini, rutin muayeneyi gerçekleştirerek yakılan yerin tamamen iyileştiğinin, kanamanın rahmin iç yüzünden geldiğinin ultrason ile tespit edilmesinden sonra bu kanamanın hormonal olabileceği düşünülerek buna uygun takip önerildiğini, katılan mağdureye orgazm yaşayıp yaşamadığını sormadığını, katılan mağdurenin klitorisine temas etmeyi gerektirecek bir test ya da eylemde bulunmadığını, zaten tıp literatüründe böyle garip bir testin olmadığını doktor olmayan bir kişinin de bilebileceğini, katılan mağdure ...’ye ofisinde porno izletmek gibi yakışıksız, anlaşılmaz bir durumun yaşanmadığını, katılan mağdure ...’nin önceki seferlerde de, en ağır cinsel tacize uğradığını iddia ettiği 11.10.2018 tarihinde de muayenehanenin önünde sakin bir şekilde asansör beklediğini, en ufak bir olumsuz tutum içinde olmadığını, atılı suçu işlemediğinin kabulünü ve hakkında beraat kararı verilmesini talep ettiğini bildirdiği,
02.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda; incelemeye konu iki adet flash bellekten bir tanesinin farklı bilgisayar ve programlar denenmesine rağmen açılamadığı, sanık müdafileri tarafından dosyaya sunulan savunma dilekçesinin ekinde yer alan ve intikalden sonra sanık ile katılan mağdure ... arasında gerçekleşen, toplam uzunluğu 1 dakika 37 saniye olan video kaydının incelendiği, düzenlenen çözüm tutanağının;
'Sanık: Anlamadım yani.
Katılan mağdure ...: Şöyle bir şey bana söylediğiniz kayıtların hiçbirisi doğru değilmiş. Yani bu alacağınız sıvıyla alakalı böyle bir testin olmadığını öğrendim ve siz beni kandırdınız.
Katılan mağdure ...: Hayır size soracak bir şey yok. Aynısını medyatik yaptığınız şeyleri öğrendim. O da beni çok üzdü.
Katılan mağdure ...: Evet.
Katılan mağdure ...: Evet anlattı. Zaten benim size olan güvenim o sebeptendi ve size inandım.
Katılan mağdure ...: Ama sizin söylediğiniz testi birçok jinekolog insanlarla görüştüm ve böyle bir test olmadığını söylediler bana.
Katılan mağdure ...: Hayır, yani şöyle aslında bana...
Katılan mağdure ...: Tamam kapatmam gerektiğini söylüyorlar, kusura bakmayın, sizinle daha fazla görüşemeyeceğim.' içeriğinde olduğu,
Yerel Mahkemenin, sanık hakkında 1998'li yıllarda dava konusuna benzer cinsel saldırı suçlamasıyla ilgili olarak herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığına, yapılmış ise buna ilişkin dosyanın onaylı örneğinin gönderilmesine dair müzekkeresine İstanbul Tabip Odasının 02.04.2019 tarihinde verdiği cevabi yazı ekinde yer alan belgelerden;
09.06.1998 tarihinde Sertaç Ergin isimli bir şahsın sanık hakkında şikâyetçi olduğu, şikâyetinde; 1996 yılı Mart ayından beri sanığın hastası olduğunu, 1996 yılı Mart ayında sanık tarafından kürtaj yapıldığını ve hemen ardından rahim içi araç (spiral) takıldığını, 24.03.1998'de rutin kontrol için sanığa gittiğini, ultrasonla rahim içi kontrolü ve spiral kontrolü yapıldığını, her şeyin normal olduğunu, sanığın kendisine başka bir şikâyetinin olup olmadığını sorduğunu, son bir senedir giderek artan bir biçimde cinsel isteksizlik şikâyetinin olduğunu sanığa söyleyerek bunun için kendisine bir psikiyatrist ya da bir terapi grubu önerip öneremeyeceğini sorduğunu, sanığın bu durumda ilk yapılması gerekenin hormonal yeterlilik durumuna bakmak olduğunu, bunun için de aylık kanamasının 4. günü kendisine kontrole gelmesini söylediğini, 20.04.1998 Pazartesi günü randevu alarak muayenehaneye gittiğini, sanığın ultrasonla bakıp ertesi günden başlamak üzere cycloprogyma isimli bir hormon ilacı verdiğini, beyaz haplar bittiğinde kontrole gelmesini istediğini, 01.05.1998 tarihinde Cuma gününe randevu alarak kontrole gittiğini, sıvı numune almak için klitorise yapılacak çok basit ve kısa bir uyarının bezeleri harekete geçirmeye yeterli olacağı kendisine açıklanmış olmasına rağmen nitelikli cinsel saldırı oluşturacak davranışlarda bulunması nedeniyle, hem kendi adına hem diğer hastalar adına sanık hakkında gerçekleştirdiği cinsel taciz eylemi sebebiyle soruşturma açılmasını ve gerekli cezanın verilmesini talep ettiğini bildirdiği, İstanbul Tabip Odası Başkanlığı'nın 29.03.2000 tarihli ve 12 sayılı Yönetim Kurulu Kararı gereğince sanık hakkında soruşturma yürütüldüğü, soruşturmacı tarafından düzenlenen 14.06.2000 tarihli ve 5 sayılı fezlekede; dosya içeriğinde bulunan belgeler, ifadeler, bilirkişi incelemeleri ve savunmanın değerlendirilmesi sonunda iddianın analizle ilgili bölümünde herhangi bir kusur oluşmadığı, uygulanan muayene metodunun cinsel taciz amacıyla başladığının ve hastanın kandırıldığının ispatı mümkün olmamakla birlikte, hastanın rızasıyla da olsa bilimsel olmadığı, bilirkişi raporuyla tespit edilen bu metotla muayeneye devam edilmesinin, hastanın zaaflarından yararlanarak cinsel taciz sonucunu doğurduğu ve Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün 13. ve Hekimlik Mesleği Etiği Kurallarının 12. maddelerinin ihlal edildiği anlaşılmakla, iddianın bu bölümü sabit olduğundan eylemine uyan Türk Tabipleri Birliği Soruşturma ve Yargılama Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 'g' fıkrası uyarınca geçici olarak meslekten alıkoyma cezası ile cezalandırılması gerekeceğinin bildirildiği, dosyanın Onur Kuruluna sevk edilmesine karar verildiği, 03.10.2000 tarihli ve 258 sayılı Onur Kurulu Kararı ile iddia edilen eylemin gerçekleştiği kanaatine varılarak Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün 13. ve Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının 12. maddesinin ihlal edildiği değerlendirilerek sanığın, eylemine uyan Türk Tabipleri Birliği Soruşturma ve Yargılama Yönetmeliği'nin 6-g maddesi uyarınca 6 ay süre ile geçici olarak meslekten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafisinin itirazı üzerine Türkiye Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulunun 14-15.04.2001 tarihli ve 2 sayılı kararı ile İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu kararının onanmasına karar verildiği, bu eylemin şikâyetçi veya Türk Tabipleri Birliği tarafından adli mercilere intikal ettirilmediği,
Sanık hakkında 17.10.1993 tarihinde Fatma Yüksel tarafından yapılan başvuruda, çalıştığı resmi kurumda hastadan para aldığı ve uzun süre gebelik tedavisi yaptığını söyleyip hastayı oyalamak suretiyle kandırdığı iddiaları üzerine, 'tıbbi hata ve haksız kazanç' konusunu araştırmak üzere açılan inceleme dosyasının ve konu ile ilgili alınan bilirkişi görüşünün 03.01.1994 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında değerlendirilerek söz konusu iddiaların geriye dönük kanıtlanmasının olanaksız olması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı kararı verilerek dosyanın işlemden kaldırıldığının belirtildiği, ayrıca yine sanık hakkında e-posta yoluyla cinsel taciz iddiası ile bir başvuruda bulunulduğu ancak hukuk kuralları gereği, ilgili kişiden yazılı veya bizzat gelerek sözlü başvuruda bulunmasının istendiği bildirilerek yazı ekinde söz konusu iki adet e-postanın sunulduğu,
03.04.2001 tarihinde saat 23:24'te [email protected] adresinden İstanbul Tabip Odasının adresine gönderilen 'Konu: ÖNEMLİ' olarak belirtilen e-postanın 'Önemli çünkü bir sorunum var ve iki yıldır hiçbir yetkili makama açamadım. 2 yıl önce Prof. Dr. ... ... (Nişantaşında jinekolog) tarafından sözle ve elle tacize uğradım ve deşifre olmayayım diye tabipler odasına şikâyet edemedim. Size bunu ispatlayabilirim. Üstelik sadece bana yapılmadığını da. Ne olur iki yıllık bu utançtan hem siz hem ben aklanayım.' içeriğinde olduğu; 03.04.2001 tarihinde saat 23:33'de [email protected] adresinden İstanbul Tabip Odasının adresine gönderilen 'Konu: ÖNEMLİ' olarak belirtilen e-postanın 'Selam, sorunumla ilgili nihayet muhatap bir merci bulabildim. Kısaca, 2 yıl önce Nişantaşındaki muayenehanesinde, Prof. Dr. ... ... tarafından elle ve sözle tacize uğradım ve sonra bunun sadece bana yapılmadığını öğrendim. Tabip odasına telefon açtım ama ismimi vererek şikâyet edebileceğimden deşifre olmaktan ve ailemden korktum, ama iki yıldır hiç aklımdan çıkmıyor bu olay ve o adam hâlen cezasını çekmeden utanmadan doktorluk yapıyor . Bunu ispatlayabilirim gerekirse. Ne olur yaptığı yanına kâr kalmasın. O da benim gibi acı çeksin. Ne olur yazdıklarımı dikkate alın. Benim aklıma gelen tek ceza eşine telefon açmak ama bunun benden sonraki kurbanlarına yardımı yok.' içeriğinde olduğu,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık hakkında ... isimli şahsa yönelik 1999 yılında gerçekleştirdiği iddia olunan basit cinsel saldırı suçundan zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle 08.05.2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, inşaat mühendisi ve evli olan ...’in 12.11.2018 tarihinde CİMER’e başvuruda bulunduğu, bu başvuruda gazetelerde, sanık hakkında iki kadına taciz nedeniyle tutuklama kararı verildiğini okuduğunu, sanığın 20 yıl önce kendisini de taciz ettiğini ancak kimsenin duymaması için şikâyetçi olamadığını, avukat bir arkadaşına danıştığında zamanaşımı nedeniyle sanığın ceza almayacağını ancak şikâyetçi olmasının faydalı olacağını öğrendiğini, koskoca muayenehanesinde arka odada yalnız başına muayene yapan sanığın yüzlerce kadına daha aynı şeyleri yapmış olabileceğini, hakkında açılan davada kendisinin de tanık olarak şikâyetçi olmak istediğini belirttiği, olayla ilgili olarak 18.03.2019 tarihinde Nilüfer Polis Merkezi Amirliği'nde alınan ifadesinde ise; yaklaşık 20 yıl önce bekâr olduğu dönemde hormon rahatsızlığı nedeniyle ve bir tanıdığının önerisiyle sanığın muayenehanesine 3-4 defa gittiğini, son gittiğinde sanığın smear testi yapması gerektiğini söylediğini ve kendisinin de bunu kabul ettiğini, bu testin ne olduğunu ve nasıl yapıldığını o dönemde bilmediğini, sanığın testi yapabilmek için kendisini sırtüstü muayene sedyesine yatırdığını, sanığın elleriyle kendisinin göğsüyle oynamaya başladığını, yaklaşık 1 dakika göğsünü okşadığını, bu okşamanın muayene amaçlı değil, tamamen taciz amaçlı bir okşama olduğunu, işlem sırasında odada sadece sanık ... kendisinin bulunduğunu, sanığa kızarak 'Ne yapıyorsunuz?' dediğinde sanığın, kendisinin doktor olduğunu ve bunun çok normal bir şey olduğunu söylediğini, kendisine 'Ben senin baban yaşındayım.' dediğini, ayağa kalkması üzerine sanığın, kendisinin sırtını duvara dayayarak öpmeye çalıştığını, itiraz ederek sanığın öpmesini engellediğini, sinirlenerek muayenehaneden ayrılacağı sırada sanığın 'Seni her hafta ücretsiz olarak muayenehanemde akşamları penil yönden uyarmam gerekiyor. Bu nedenle her hafta bir gün buraya gelmen lazım.' dediğini, sanığın ne söylediğini anlamadığını ve bir daha gitmediğini, o dönem genç kız olması ve ailesinin doğu kökenli muhafazakar bir yapıya sahip olması nedeniyle sanık hakkında şikâyetçi olmadığını, olaydan sonra İstanbul Tabipler Odası'nı telefonla arayarak durumu bildirdiğini, kendisine yazılı şikâyet dilekçesi vermesi gerektiğinin söylendiğini,
27.05.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; sanığa ait 355764073251953 imei numaralı iphone 6S marka cep telefonu ve 1503100720766 seri numaralı, Turkcell 64k ibareli sim kart ile ZD033108P seri numaralı, SATALLITE M50D-A-10E model dizüstü bilgisayar ve Toshiba marka, '93HWCZTWT' seri numaralı, 500 GB kapasiteli sabit disk üzerinde inceleme yapıldığı, cep telefonunda yer alan görüntü dosyaları ve sim kartta yapılan incelemede; olayla ilgili herhangi bir veriye rastlanılmadığı, telefonun içerikleri arasında 'PORN' anahtar kelimesi olarak aratılmak suretiyle yapılan incelemede; 'doktor porno izle, hostes porno izle, hemşire porno izle, porno izle' arama terimlerinin kulanıldığı bir kısım google aramaları ve web geçmişlerinin tespit edildiği, dizüstü bilgisayar içerisinde bulunan sabit diskin fiziksel olarak imajının alındığı, içerisinden toplam 891.050 adet dosya çıkartıldığı, sabit diskten çıkarılan dosyalarda 'PORN” anahtar kelimesi ile yapılan aramada toplam 4063 adet internet araması ve site girişinin tespit edildiği, içerikler içerisinde 11.10.2018 tarihinde saat 13.30 ile 14.00 arasında “PORN' anahtar kelimesi aratıldığında saat 13.49.31’de başlayan 'porno' ibareli internet araması ve kayıtlarının bulunduğu, saat 13.50.01 itibarıyla google aramaları ve 'https://www.filmpornofrancais.fr/' ana sayfası giriş ile bu sayfaya ait URL’lerin dizüstü bilgisayar içeriklerinde yer aldığı, 'https://www.filmpornofrancais.fr/' ana sayfası ve bu sayfaya ait URL’lerin dizüstü bilgisayarın 'chrome sık kullanılanlar simgeleri' bölümünde de göründüğünün tespit edildiği, dizüstü bilgisayarın içeriklerinde '...' anahtar kelimesi ile yapılan aramada 11.10.2018 tarihinde saat 14.45 sıralarında Facebookta '...' araması yapıldığı, dizüstü bilgisayarın sabit diski içerisinden tespit edilen porno içerikli görüntü-fotoğraf dosyalarına katılan mağdure ...’nin beyanında geçen olay tarih ve saatlerinde erişim tespit edilmediği, 06.11.2018 tarihinde saat 18.10 ve 07.11.2018 tarihinde saat 09.38’de dizüstü bilgisayarın içerisinde yer alan işletim sistemi haricindeki verilerin silindiğinin değerlendirildiği,
02.09.2019 tarihinde sanık müdafileri tarafından dosyaya sunulan savunma dilekçesinin ekinde yer alan Dokuz ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı ile Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından düzenlenen uzman bilimsel görüşünde; sanığın yaptığı işlemlerin (vajinal tuşe, elle palpasyon, örnek alımı vb.) katılan mağdurelerin şikâyetleri doğrultusunda, şüphelenilen tanıyı destekler nitelikte, jinekolojik muayenenin birer parçası olduğu, yapılan muayene ve incelemeler bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde genel tıp standartlarına uygun olduğu ifadelerine yer verildiği,
30.10.2019 tarihinde katılan mağdureler tarafından sanık aleyhine her bir katılan mağdure adına 750.000 TL olmak üzere toplam 1.500.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi talebiyle ihtiyati tedbir istemli manevi tazminat davası açıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure ... Kollukta; avukatı vasıtasıyla 24.10.2018 tarihinde hazırlanarak 02.11.2018 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan şikâyet dilekçesindeki hususları tekrar ettiğini, arkadaşı tanık ...’ın tavsiyesiyle 27.9.2018 tarihinde sanığın muayenehanesine ...’yla beraber gittiğini, burada önce ...’nun sonra da kendisinin muayene olduğunu, sanığın kendisine, ... ile çok yakın görüştüklerini, bu nedenle kendisinden muayene ücreti alamayacağını söylediğini, sanığın, ayrılırken tokalaştıktan sonra kendisini öpmek için hamle yaptığını, sol yanağını değdirdikten sonra sağ yanağını dudağına yakın bir noktasından öptüğünü, durumdan rahatsızlık duymasına rağmen sanığın statüsü, yaşı ve kurmuş olduğu güven ilişkisi nedeniyle yanlış anladığını düşünerek muayenehaneden ayrıldığını, 28.9.2018 Cuma günü saat 12.00 sıralarında sanığın kendisini telefonla arayarak muayene sırasında yapılan testlerin sonuçlarının kötü olduğunu, böbreklerine zarar verebilecek bir bakteri sebebiyle acil olarak yanına gitmesi gerektiğini söylediğini, sanığın sözlerinden endişelenerek ...’yu aradığını, ...’nun kendisine vakit kaybetmeden sanığın muayenehanesine gitmesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine diğer katılan mağdure ... ile birlikte sanığın muayenehanesine gittiğini, sanığın kendisini gördüğünde ayağa kalkıp elini sıktığını, ilk muayene gününde olduğu gibi kendisini rahatsız edici ve normal olmayan bir şekilde öptüğünü, cinsel hayatına dair bazı sorular sorduğunu, kendisine sağ yumurtalığında iltihaplanma olduğunu ve acil olarak tedaviye başlanılması gerektiğini söylediğini, bunun üzerine ofisten muayene odasına geçerek altındaki kıyafetleri çıkarıp muayene koltuğuna oturduğunu, sanığın, muayene örtüsünü tamamen açarak metal makas aletini vajinasına takıp genital bölgesini yıkamak suretiyle muayeneye başladığını, bu sırada kendisine orgazm problemi yaşayıp yaşamadığını sorduğunu, bu sorudan oldukça rahatsız olduğunu ancak cevap verdiğini, sanığın ise bunun çok ciddi bir problem olduğunu ve tedavi edilmesi gerektiğini söylediğini, devamında sanığın kendisine 'Mastürbasyon yapıyor musun? Yaparken bir şey kullanıyor musun? Elle mi yoksa bir aletle mi yapıyorsun?' şeklinde sorular sorduğunu, sanığın sorularına mecburen cevap verdiğini, sanığın kendisini bir teste tabi tutacağını söylediğini, testin nasıl olacağını sorması üzerine sanığın, kendisinin vajinasına eldivensiz bir şekilde dokunduğunu, durumdan rahatsızlık duyarak testin nasıl yapılacağını tekrar sorduğunda sanığın, kendisine vajina mi yoksa klitoristen mi boşaldığını sorduğunu, klitorisi uyarıp oradan gelen sıvının laboratuvara gönderilmesi gerektiğini söyleyerek söz konusu testi yapmayı teklif ettiğini, kendisinin de tedavi amaçlı olduğunu düşünerek testin yapılmasını kabul ettiğini, bunun üzerine sanığın dışarı çıkıp geri dönerken ofis ile muayene odası arasındaki kapıyı kapattığını, kendisi muayene koltuğunda otururken sanığın, baldırını tutarak sol yanında durduğunu, sanığın sağ el işaret ve yüzük parmaklarını kendisinin vajinasına yerleştirerek orta parmağıyla klitoris bölgesine dokunduğunu ve uyarmaya başladığını, durumdan korkarak sanıktan muayeneyi sonlandırmasını istediğini, sanığın ise kendisine 'Gerginsen yapamayız. Kendini hazır hissettiğinde tekrar deneriz.' dediğini, işlemler bittikten sonra muayenehaneden çıkacakları sırada ödeme için tekrar konuştuklarını ve sanığın, ...’nun arkadaşlarından sadece laboratuvar ücreti alabileceğini, bu konuyu sekreterinden öğrenebileceklerini söylediğini, akabinde ödemenin kişi başına 150 TL olduğunun bildirildiğini, nakit ödeme yaparak muayenehaneden çıktıklarını, ödeme karşılığında kendilerine hiçbir fiş ve fatura verilmediğini, sanığın hiçbir şekilde test sonuçlarını göstermediğini ve laboratuvar sonuçlarını da teslim etmediğini, muayene odasından ayrıldıktan sonra 29.9.2018 tarihinde saat 11.50’de sanığın kendisini randevuya davet eden mesajlar gönderdiğini, 01.10.2018 Pazartesi günü saat 11.30’da sanığın muayenehanesine tekrar gittiğini, sanığın kendisini yine rahatsız edici bir şekilde öperek karşıladığını, sanığın kendisine test sonuçlarının kötü olduğunu ve müdahalede bulunmak istediğini belirttiğini, muayene odasına geçip hazırlandığını, koltuğa uzandığını, üzerine örtü örttüğünü ancak sanığın bu örtüyü açarak muayeneye başladığını, muayene sırasında sanığın kendisine salgıyı alıp alamayacağını sorduğunu, kendisini hazır hissetmeyerek kalkmak istediği sırada sanığın iğneyi kendisine sapladığını, iğne sonrası bacağını hareket ettiremediğini söylediğinde sanığın 'Yürü geçer.' yanıtını verdiğini, tüm bu yaşananlar nedeniyle sanıktan davacı ... şikâyetçi olduğunu,
17.07.2019 tarihinde Mahkemede; 6 aylık arkadaşı tanık ... vasıtasıyla sanığın muayenehanesine gittiğini, ...’nun, kendisine 20 yıllık doktoru olan sanığa muayene olabileceğini söylediğini, daha önce ...’ya sorunlarından bahsederek doğumdan sonra hiç jinekolojik muayene yaptırmadığını anlattığını, ...’nun da bu nedenle kendisinin de sanığa muayene olmasını istediğini, böylelikle ilk olarak ...’yla beraber 27.09.2018 tarihinde sanığın muayenehanesine gittiklerini, ilk gittiğinde gayet sıcak bir şekilde karşılandığını, sanığın kendisini ayakta elini sıkmak suretiyle karşıladığını, biraz ...’yla sohbet ettiklerini, sanığın önce ...’yu muayene odasına alıp muayene ettiğini, sonra da kendisini aldığını, ilk başta ultrasonla kontrol yaptığını, kasıklarına baktıktan sonra kendisine sağ yumurtalığında bir iltihap olduğunu, simir ve kültür testi olmak üzere 2 tane test yapacağını, bunlara göre bir tedavi süreci başlatacağını, sonuçlar çıktığında kendisini bilgilendireceğini söylemesi üzerine vedalaşarak muayenehaneden ayrıldıklarını, 28.09.2018 tarihinde saat 12.00 sıralarında kayıtlı olmayan bir numaradan kendisini arayan sanığın, 'Testler sonucunda böbreklerinize zarar verecek bir bakteri tespit ettim. Acilen gelmeniz gerekiyor.' dediğini, kendisinin de iş durumuna bakıp onu haberdar edeceğini söylediğini, çalıştığı dövme stüdyosuna gittiğinde orada bulunan ...’ya '... Bey beni aradı. Böyle böyle bir sıkıntı varmış. Ne yapayım? Tek gitmek istemiyorum.' dediğini, ...’nun da kendisine 'Ben şu anda müsait değilim. İstersen pazartesi gideriz ama pazartesi günü de geç olur. Bence şimdi gitmende fayda var.' diyerek cevap verdiğini, daha önce kendisine bazı rahatsızlıklarının bulunduğunu söyleyen katılan mağdure ...’ye sanığın iyi bir doktor olduğundan bahsetmesi nedeniyle ...’yi telefonla arayarak 'Müsaitsen beraber gidebilir miyiz?' diye sorduğunu, ...’nin de bu teklifi kabul ettiğini, aynı gün saat 16.00'ya randevu alarak ...’yle beraber ikinci randevuya gittiğini, sanığın daha önce ...’ya verdiği son ders CD’sini ...’nun da kendisine vererek sanığa teslim etmesini istediğini, ikinci randevuda ilk başta sanığa bu CD’yi teslim ettiğini ve sonrasında oturduklarını, testleri hakkında konuştuklarını, sanığın sonuçlarının vahim olduğunu, bir tedaviye başlayacağını, bir iğne ve vajinal yıkama işlemi yapacağını söyleyip 'Muayenehaneye geçin. Hazır olun. Hazır olunca söyleyin. Geleceğim.' diyerek gittiğini, hazırlanınca 'Hazırım.' diyerek sanığı yanına çağırdığını, sanığın gelerek ilk başta vajinal yıkama işlemini yaptığını, sonra cinsel hayatıyla ilgili olarak 'Orgazm olabiliyor musun? Nasıl oluyorsun? Bir alet kullanıyor musun? Elle mi oluyorsun?' gibi bazı sorular sorduğunu, kendisinin de bu sorulara cevap verdiğini, mastürbasyon yapmadığını söylediğini, 'Orgazm bütün kadınların ortak bir sorunu. Emin değilim.' dediğini, kendisine bir test olduğunu, vajina kısmında iki kanal bulunduğunu, mevcut enfeksiyon, böbreklerine zarar verebilecek olan bakteri bu kanala gittiyse tedavinin daha uzun süreceğini ve tehlikeli olduğunu söylediğini, bunu söylerken de sanığın elleriyle vajinasına dokunduğunu, kendisinin de sanığa 'Böyle bir test varsa tabii ki yapabiliriz.' dediğini, sanığın 'Tamam. Tedavimiz bitsin, şu işlemi bitirelim. Ondan sonra sıvı alma işlemine geçeriz. Bu testi yaparız.' demesi üzerine testin nasıl yapıldığını anlamadığını ve öğrenmek istediğini sanığa söylediğini, sanığın 'Klitoris mi boşalıyorsun yoksa vajinal mi boşalıyorsun?' şeklindeki sorusuna 'Klitoris.' diyerek cevap verdiğini, 'Tamam. Halledeceğiz. Şu işlemi bitirelim.' diyen sanığın, kendisi çatalda oturuyorken yanına geldiğini, sol eliyle bacağını tutup yanına geçtiğini, sanığın üç parmağını vajinasına koyduğunu ve uyarmaya çalıştığını, bu sırada panik olarak bacaklarının titremeye başladığını, sanığın parmağını vajinasına soktuğunu, kendisinin de 'Yapmayın. Ben şu anda buna hazır değilim. Psikolojik olarak kendimi iyi hissetmiyorum.' dediğini, sanığın 'Tamam. Zaten iyi hissetmiyorsan bunu şu anda yapamayız.' demesi üzerine teşekkür edip kalktığını, sanığın, giyinebileceğini söylediği hâlde odadan çıkmadığını, kendisine iğne yapan sanığın 'Tamam. Sen kalkabilirsin.' diyerek sekreterini çağırdığını, sekreteri tanık ...’nın, kendisinin oturduğu yeri temizlediğini, o arada ...’ye 'Bir test varmış. Ben şu anda yaptıramadım. Ama neden yaptıramadığımı bilmiyorum. Rahatsız oldum.' dediğini, ...’nin de 'Neden rahatsız oluyorsun? Bu doktor yani ondan da rahatsız oluyorsan zaten yaptıramazsın. Nasıl yaptırabilirsin?' diyerek cevap verdiğini, sanığın sonra muayene odasına ...’yi aldığını, yaklaşık 10-15 dakika ...’yle muayenehanede kaldıklarını, sanığın ...’ye de bir simir testi ve kültür testi yaptığını, çıktıklarında cinsel hayatlarıyla ilgili birkaç soru sorduğunu, 'Tek eşli misiniz? Daha önce hiç boşalmadınız mı? O zaman partneriniz size yeterli performansı sağlamıyor, yeterli mesaiyi harcamıyor.' gibi sözler söylediğini, kendilerinin de sanığa bu durumu çok fazla dert etmediklerini söylediklerini, sonra teşekkür edip çıktıklarını, sanığın ayrıca kendilerine 'Sekreterden son ödemenizin ne olacağını öğrenirsiniz. Sadece test ücretlerini alıyorum sizden. Çıkabilirsiniz.' dediğini ve ofisten ayrıldıklarını, nakit ödeme yaparak muayenehaneden çıktıklarını, sonra aralarında bir mesajlaşma olduğunu ve gitmeleri gereken tarihte muayenehaneye gidemediklerini, başka bir tarihe randevu aldıklarını, sanığın ... vasıtasıyla kendisine ...’nin durumunun da çok sıkıntılı olduğunu, rahim ağzında kansere dahi sebep olabilecek bir yara bulunduğunu, yara yakma işleminin hemen yapılması gerektiğini ilettiğini, bunun üzerine ...’yi telefonla arayarak 'Sıkıntılı bir durum varmış. Hemen gitmemiz gerekiyor.' dediğini, ...’yle beraber tekrar sanığın muayenehanesine gittiklerini, sanığın ilk başta muayene odasına kendisini aldığını, tekrar vajina yıkama işlemi yaptığını ve bu sırada 'Sıvıyı alabilecek miyiz?' diye sorduğunu, kendisinin de '... Bey şu anda iyi hissetmiyorum. Ben bunu yaptıramayacağım.' dediğini, 'Ama sen şimdi böyle yapınca ben kendimi kötü hissettim. Yani niye kötü hissediyorsun.' gibi sözler söyleyen sanığa 'Şu anda psikolojik olarak hazır değilim. Yeni bir boşanma geçirdim. Çok zor bir zamandan çıktım.' diyerek cevap verdiğini, sanığın 'Tamam o zaman. Geç sedyeye. İğneni yapacağım.' dediğini, bu sefer üzerindeki tişörtü biraz kısa olduğu için muayene örtüsünü beline sararak sanığın muayene odasından çıkmasını beklediğini, sanık çıktıktan sonra da üstünü giyinerek sedyeye yattığını, sanığın iğneyi yaptığını, bu defa biraz fazla acıması nedeniyle sanığa 'Neden bacağım uyuştu? Ne yapmam gerekiyor?' diye sorduğunu, sanığın da 'Ofisin içinde biraz yürü. Geçer. Bacağını oynat.' şeklinde sözlerle cevap verdiğini, kendisi muayenehane içinde gezerken sanığın ...’yi içeri aldığını, ...’nın yakma işlemi yapılacağı için bütün ekipmanı hazırladığını, sonra sanığın, '..., ... çok gergin. Gelir misin?' diyerek kendisini de muayene odasına çağırdığını, içeri girerken de 'Ne kadar kötü gözüküyor. Bakar mısın?' dediğini, 'Evet. Çok kötüymüş.' demesi üzerine ...’nın da 'Kız zaten korkuyor. Korkutma.' gibi sözler söyleyerek güldüğünü, ...’ye yapılan işlem bittikten sonra muayene odasından beraber çıktıklarını, ...’ye 'Neden eldiven kullanmıyor? Şu anda çok ciddi bir işlem yapıyor ve eldiven kullanmıyor.' dediğini, ...’nin de 'Bir şey ellemiyor. Belki o yüzden eldiven kullanmamıştır. Bir yere dokunmuyor.' diyerek cevap verdiğini, kendisinin yine de ameliyat ortamında eldiven kullanılması gerektiğini hatırlatması üzerine ...’nin 'Çok önemli değil. Değmediğini düşünüyor demek ki.' gibi sözler söylediğini, dördüncü randevusuna gitmek istemediğini, ...’ye 'Ben şu anda gitmek istemiyorum. Birkaç gün sonra gidebilir miyiz?' diye sorduğunda ...’nin bu talebi kabul ettiğini, ertesi gün acil bir kanaması olduğu için ...’nin tek başına gittiğini ve sonrasında ...’nin başına gelen olayları öğrendiğinde aynı şeyi kendisinin de yaşadığını anladığını, sorulması üzerine; olayı başta anlamamış olduğunu, kötü giden bir şeyler olduğunu anladığını fakat 'Bunu bana bir kadın da yapsa ben aynı hissi yaşarım.' diye düşündüğünü, sanığın böyle bir şey yapabileceğinin asla aklına gelmediğini, aslında 'Böyle bir şey olabilir mi?' diye düşündüğünü ama bunun mümkün olabileceğine inanmadığını, sorulması üzerine; sanığın parmağını bir kez kendisinin vajinasına soktuğunu, sanığın hiçbir muayenesinde eldiven kullanmadığını, Kollukta verdiği ifadenin daha detaylı olduğunun hatırlatılması üzerine; hâlihazırda çok heyecanlı olduğunu, muayenehaneye ilk gittiğinde sanığın sadece elini sıktığını, ayakta karşıladığını, çıkarken yine elini sıkıp kendisine doğru çektiğini, bir yanağını öptüğünü, diğer tarafını döndürmeden dudağına yakın bir yerini öptüğünü, kendisinin de sanığın boynunun tutuk olduğunu, döndüremediğini düşündüğünü, sanığın o sırada normal bir tokalaşma merasiminin gereği gibi davranmadığını, sanığın bir cinsel haz kastıyla mı yaklaştığını düşündüğünün sorulması üzerine; kesinlikle tacize uğradığını, bu durumu anladıktan sonra cinsel bir kast olduğunu düşündüğünü, ...’nin kendisine anlatmasından sonra aynı şeyleri yaşadığını anladığını, ...’nin anlatmaması durumunda kendisinde bir sorun olup olmadığının sorulması üzerine; aslında bir sorun olduğunu ama o dönemde bunun kendisine bile açıklayamadığı bir durum olduğunu, sanığın vajinaya parmak sokma eyleminin yaptığı işin gereği olarak mı düşündüğünün sorulması üzerine; öyle zannettiğini ama sonrasında ...’nin anlatmasıyla böyle bir test olup olmadığını soruşturduğunu, 12.10.2018 tarihinde birçok jinekologla görüştüğünü, sorulması üzerine; ilk duruşmaya gelmemesinin sebebinin duruşmadan bir gün önce çalıştığı iş yerine müşteri gibi gelen kişilerin yarım saat kendisiyle konuştuktan sonra sanığın yakınları olduklarını söylemelerinin kendisini çok korkuttuğunu, ne yapacağını bilemediğini, avukatına danıştığını, sorulması üzerine; bu kişinin ... olduğunu, bu kişilerin davadan dönerse iyi olacağını, karşı tarafın çok nüfuzlu olduğunu, kendisine zarar verebileceklerini, davadan dönmesi karşılığında bir tazminat ödemeye hazır olduklarını söylediklerini, bunları duyunca panik olduğunu, 'Lütfen çıkın. Sizinle konuşmak istemiyorum.' dediğini, önce ...’yi sonra avukatını aradığını ve ne yapması gerektiğini sorduğunu, o işten bu sebeple ayrıldığını çünkü kendisinin iş yerine gelebilen kişilerin evine, çocuğunun okuluna, her yere ulaşabileceklerini düşündüğünü, sorulması üzerine; muayene esnasında sanıkla baş başa olduklarını, sadece bir muayene sırasında ...’nın yanlarında bulunduğunu, ...’nin rahim ağzını yakma işleminin gerçekleştiği sırada ...’nın da kendileriyle beraber olduğunu, bunun haricinde sanıkla hep baş başa olduklarını, muayene esnasında muayenenin yapıldığı yeri muayenehanede bulunan herhangi birinin görüp göremeyeceğinin sorulması üzerine; göremeyeceğini, muayenehanenin iki giriş çıkışı olduğunu, bu şikâyetlere rağmen sanığın muayenehanesine kısa aralıklarla üç defa gittiğinin hatırlatılması üzerine; olayın farkında olmadığını, sadece rahatsızlık duyduğunu ve buna ihtimâl vermediği, tedavi süreci de devam ettiği için ikinci ve üçüncü kez muayenehaneye gittiğini, son muayene tarihi ile müracaat arasında 36 gün geçtiğinin hatırlatılması üzerine; 12.10.2018 tarihinde ...’nin anlatması üzerine kendisinin de 'Evet. Ben de aynı şeyleri yaşadım. Ne yapılıyorsa ne gerekiyorsa yapalım.' dediğini çünkü internetten sanığı araştırdıklarında sanığın birçok çocuk hastası olduğunu öğrendiklerini, çocuklar konusunda hassas olduğu ve bir çocuğu bulunduğu için bu durumdan büyük üzüntü duyduğunu, ...’ye ne gerekiyorsa yapmak istediğini ve sanığı şikâyet etmelerini söylediğini, bir avukat bulduklarını, ertesi gün avukatla görüştüklerini, avukatın 'İfadelerinizi yazın. Bunu dilekçe hâline getireceğiz.' dediğini, ifadeleri yazmalarının dört gün sürdüğünü, sonrasında avukata dilekçeyi verdiklerini, o zaman avukatları olan ...’ün davayı açtığını söylediği tarihten çok sonraki bir tarihte müracaatta bulunduğunu, zaten ...’ün bu nedenle davadan çekilmesini istediklerini, bütün birikimine rağmen eldivensiz muayeneye neden tepki göstermediğinin sorulması üzerine; kendisinin 18 yaşından 25 yaşına kadar bir ya da iki kere jinekoloğa gittiğini, kendisine yapılan test ya dajinekolojik muayenelerde nelere, nasıl dikkat edilmesi gerektiğini bilmesi hâlinde bir şekilde sanık tarafından kandırılamayacağını düşündüğünü, sanığın, tamamen kendisinin bilgisizliğinden faydalandığını, muayenelerde eldiven takılıp takılmadığının sorulması üzerine; eldivenin hiçbir şekilde kullanılmadığını, hangi şikâyetlerle sanığın muayenehanesine gittiğinin sorulması üzerine; vajinal bir akıntı sebebiyle gittiğini, bu olayların yaşanmasından sonra kendisine sanığı tavsiye eden ...'yla görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine; dava açıldıktan sonra ...’dan uzak durmaya çalıştığını, ...’nun sanığa olayı anlatmasından ve sanığın da delilleri yok edip kaçmasından korktukları için ...’yla hiçbir şekilde bu konuyu konuşmadığını, şikâyet dilekçelerinin verildiği gün ilk işinin ...’yu aramak olduğunu, ...’ya durumu anlattığını, kendisine 'İnanamıyorum ben. Ailecek görüştüğüm bir insan benim. Yeğenlerimi kuzenlerimi götürüyorum ben ... Bey'e. Çok iyi yapmışsın .... Arkandayım. ... psikolojim bozuldu. Belki benim yeğenlerime, kuzenlerime de yaptı bu. Psikolojim bozuldu. Ne yapacağımı bilmiyorum.' diyen ...'nun sonrasında ise yalan ifadeler verdiğini, vajinal yıkama işleminden sonra tampon konulup konulmadığının sorulması üzerine; tentürdiyotlu bir tampon yerleştirildiğini, bu tamponun 4 saat kalması gerektiğini söyleyen sanığın 'Sakın unutmayın. Sonra ameliyatla çıkarmayalım.' şeklinde espriler de yaptığını, iğne yapıldıktan sonra 3 gün devam ettiğini belirttiği ağrı ve çekme hissine rağmen neden bunu sanığa söylemediğinin sorulması üzerine; 3. muayeneden sonra hiçbir şekilde sanıkla iletişime geçmediğini, sanığın yazdığı ve hatta yazıp sildiği Whatsapp mesajlarının hiçbirine cevap vermediğini, ifadesinde geçen sanığın kendisine 'Kendini hazır hissettiğinde tekrar deneriz.' cümlesiyle neyi kastettiğinin, tekrar denenmek istenen şeyin ne olduğunun sorulması üzerine; sanığın klitorisin uyarılarak çıkan salgının bir teste gönderileceğini söylediğini, bunu ilk seferde yaptıramadığı için sanığın mesajla sorduğunu, kendisinin de 'Deneriz.' şeklinde cevap verdiğini, mesajda sanığa gülen yüz emojisi de gönderdiğinin hatırlatılması üzerine; yazım dilinin böyle olduğunu, smile kullandığını, bu mesajın yazılması sırasında herhangi bir tacize maruz kaldığına dair en ufak bir şüphesinin olup olmadığının sorulması üzerine; ... kendisine anlatana kadar bir rahatsızlığının olduğunu ama asla tacize uğradığını anlamadığını, ifadesinde çatal olarak tabir edilen masaya oturduktan sonra sanığın sol tarafında durduğunu, sağ eliyle kendisini uyardığını anlatması karşısında fiziken bir insanın elini tersten döndüremeyeceği de düşünüldüğünde eylemin nasıl gerçekleştiğini tarif etmesinin istenmesi üzerine; sağ kol hareketi ile eylemin gerçekleşme biçimini göstererek fiziki sıkıntısı olmayan herkesin yapabileceğini, bu sırada sanığın arkasının, kendisine dönük olmadığını, kendisiyle aynı yöne baktığını, sorulması üzerine; ...’nin başına gelenleri dinledikten sonra 'Aynı şeyin mağduru yani aynı şekilde yüksek derecede aynı şeyin mağduru ben de olabilirdim ve ben buna müsaade etmedim.' diye düşündüğünü, o zamana kadar bu durumu anlamadığını, ... kendisine anlattığında 'Ben de tacize uğradım ama böyle bir test var mı? Bunu öğrenmemiz gerekiyor. Bu test varsa eğer yapılan işlem doğru olabilir. Bunu araştıralım. Gidelim. Bütün doktorlara soralım.' dediğini, ... tacize uğramış olduğu hâlde hâlâ böyle bir testin olabileceğini düşündüğünü, jinekologlardan böyle bir testin bulunmadığını, bunun hasta doktor ilişkisi açısından etik olmadığını duyunca kendisinin ...’ye 'Ben şikâyetçi olacağım. Sen olsan da olmasan da ben şikâyetçi olacağım.' dediğini, ...’nin tacize uğradığını anladıktan sonra 'Aynı şey benim de başıma gelebilirdi.' demekten kastının ne olduğunun sorulması üzerine; kendisine yönelik eylemin ...’nin başına gelen kadar ağır olmadığını, ... kadar ağır bir travma yaşayabileceğini söylemek istediğini, özellikle ikinci muayenede yaşadığını anlattığı eylemlerden sonra üçüncü muayeneye nasıl gittiğinin sorulması üzerine; tacize uğradığını anlayamadığını, olayın adli makamlara intikalinden sonra telefonla arayan sanığın konuşma sırasında kendisine karşı herhangi bir saygısızlığının ya da nezaketsizliğinin bulunup bulunmadığını sorduğunun, kendisinin de bu soruya 'Hayır.' cevabını verdiğinin hatırlatılması üzerine; böyle bir şey olmadığını, sanığın kendisini aradığını, '... hanım neden benimle konuşmadınız? Ben size bir test yaptım, bir salgı almak istedim. Bunu neden kendi aramızda oturup konuşamadık?' dediğini, kendisinin de '... Bey siz bizi kandırmak istediniz. Siz bizi kandırdınız. Böyle bir test yokmuş. Biz görüştük. Böyle bir test yokmuş.' şeklinde sözler söylediğini, sanığın 'Benim size bir nezaketsizliğim bir saygısızlığım mı oldu ... Hanım?' diye sorması üzerine sanığa 'Hayır.' diyerek cevap verdiğini ama gerçekte öyle olmadığını, tam sözlerini bitirmekte olduğu sırada polis memurunun 'Konuşacak hiçbir şeyin yok. Konuşma.' dediğini, avukatının ise sanığı konuşturmasını söylediğini, arada kalıp 'Kapatmam gerekiyor ... Bey.' diyerek telefonu kapattığını, dolayısıyla bu cevabı sanığın sorduğu soruya cevap olarak değil, sanığın sözünü kesmek için verdiğini, cevabının devamını beklemeden telefon görüşmesi sonlandırıldığı için bu şekilde yarım kaldığını, İnstagram hesabındaki paylaşımların özel hayatı olduğunu, yargılananın kendisi mi yoksa sanık mı olduğunu bilemediğini, sorulması üzerine; sanığın muayenehanesine bir akıntı sebebiyle gittiğini, bu akıntının da kadınlarda normal, doğal olan bir akıntı olduğunu, sorulması üzerine; vajinal akıntının kokulu olmadığını, sadece çok fazla miktarda olduğunu,
Katılan mağdure ... Kollukta: sanığın muayenehanesine geçmeyen akıntı şikâyeti nedeniyle kontrol için gitmek istediğini, daha önce de bir jinekoloğa gittiğini ancak sonuç alamadığını, üniversite hocası ve profesör olan sanık hakkında, arkadaşı diğer katılan mağdure ...'ün ilk seansa gidip memnuniyetini dile getirmesi nedeniyle ilk kontrol seansı için 28.09.2018 Cuma günü saat 16.00 sıralarında sanığın muayenehanesine gittiğini, sanığın, kendisine rahim ağzı kanseri aşısı olup olmadığına ve cinsel hayatına dair sorular sorduğunu, sanığın aldığı yanıtlar karşısında 'Hangi köyden geldiniz?' diyerek alay ettiğini, muayene koltuğuna oturup muayene örtüsünü örttüğünü, sanığın, bacaklarını yeterince açmadığı için muayene makasını takamayacağını söylediğini ve sürekli olarak kendisine gergin olduğunu söyleyip rahat olması konusunda uyarıda bulunduğunu, muayene devam ederken sanığın, rahim ağzında çok büyük bir yara olduğunu ve bir test yapması gerektiğini söylediğini, daha sonra sanığın, cep telefonunu alarak kendisinin genital bölgesinin fotoğraflarını çektiğini, buna gerek olmadığını belirtmesine rağmen sanığın daha sonra sileceğini söylediğini ancak sildiğine şahit olmadığını, muayene sonrası sanığın, kendisine yaralı ve sağlıklı rahim fotoğrafları göstererek bu açık yaranın bakteri yuvası olduğunu ve hijyene çok önem vermesi gerektiğini söyleyip kendilerinden muayene ücreti almayacağını belirttiğini, ... ile ayrı ayrı 150 TL nakit ödeme yaptıktan sonra test sonucu çıktığında tekrar görüşmek üzere oradan ayrıldıklarını, 01.10.2018 Pazartesi günü ... ile buluşarak saat 11.30’da sanığın muayenehanesine gittiklerini, sanığın, test sonucuna göre jinekolojik yara yakma operasyonu geçirmesi gerektiğini ve operasyonun derhâl yapılması gerektiğini, dayanabilirse hemen aksi hâlde anestezi altında hastanede bu işlemin yapılabileceğini kendisine söylediğini, işlem için sekreterinden muayene odasını hazırlamasını istediğini, sanığın, muayene sırasında üzerindeki örtüyü kaldırıp tedirgin olmaması gerektiğini söylediğini, ayrıca korktuğunu görünce istememesine rağmen ...’yi içeriye davet ederek kendisini rencide ettiğini, bu işlemin ardından ofise geçtiklerini ve sanığın kendisine antibiyotik reçete ettiğini, kontrole gelmesi gerektiğini ve işlem ücreti olarak 1.000 TL ödeme yapması gerektiğini söylediğini, 10 gün sonrasına randevu alarak muayenehaneden ayrıldığını, 11.10.2018 tarihinde kanaması olduğundan saat 12.49’da sanığı acilen arayarak muayenehanesine gittiğini, muayene sırasında bacakları titrediği için sanığın kendisine 'Sen hep böyle misin? Cinsel ilişki sırasında da zorlanıyor musun?' şeklinde muayeneyle ilgisi olmayan sorular yöneltmeye başladığını, kendisi konuşmak istemediği hâlde sanığın, cinsel hayatını irdelediğini, ultrasonla yapılan kontrol sırasında da aynı tarz davranışlarını devam ettirdiğini, yine ultrason sırasında ödemi olduğunu söyleyip orgazm problemi yaşayıp yaşamadığını sorduğunu, devamında orgazm probleminin büyük bir problem olduğunu, tüm hayatını etkileyebileceğini, mutsuzluk, gerginlik yapabileceğini, sağlık açısından da ödemin büyüyerek rahme yayılabileceğini, doğru test ve ilaçlarla bundan kurtulabileceğini söylediğini, ilaç tedavisi olmadığı takdirde genç yaşında cinsellikten soğuyabileceğini belirterek kendisine mastürbasyon yapıp yapmadığını, ilişkide klitoral mi yoksa vajinal mi boşaldığını sorduğunu, 'Klitoral.' yanıtını verdiğinde sanığın, kendisine 'O halde tam boşalma olmuyor.' şeklinde yorum yaparak bahsettiği testi yaptırması konusunda tavsiyede bulunduğunu, tıbbi mağduriyet dolayısıyla sanığa güvenerek testin yapılmasını kabul ettiğini, sanığın 'Cinsel olarak uyarıldığında çıkan salgıdan örnek alıp laboratuvara göndereceğiz.' dediğini ve kendisinin tekrar muayene odasına geçtiğini, kendisine 'Çatalda yapılmıyor. Ayakta olman gerek. Kalk. Duvarın önünde ayakta dur. Hazır olduğunda geleceğim.' diyen sanığın, muayene için yanına geldiğinde 'Çekinecek bir şey yok. Sağlığın için yapıyoruz.' diyerek kendisinin sağ elini tutup vajinasına götürdüğünü ve ne şekilde uyarıldığını sorduğunu, 'Baskı mı? Sürtünme mi?' dediğini, 'Baskı.' şeklinde cevap vermesi üzerine sanığın, sağ elini tutup vajinasına baskı uygulayarak birtakım hareketler yaptığını, sonra kasıklarına bastırdığını fakat bu hareketi sanığın kendi eliyle yaptığını, sanığın telefon görüşmesi yaptığı sırada kendisini yanına çağırdığını, bu esnada sanığın, bilgisayar ekranını kendisine doğru çevirdiğini, ekrana baktığında açık porno bir film gördüğünü, sanığın kendisine 'Bundan etkilendin mi?' diye sorduğunu, 'Hayır.' demesi üzerine sanığın, yanına yaklaşmasını istediğini, yaklaştığında filmdeki sahneleri değiştirerek 'Etkilendin mi?' diye sormaya devam ettiğini ve parmak ucunu kendisinin kalçasına değdirdiğini, kımıldaması üzerine sanığın elini çektiğini, sanığın bu hareketleri yaparken kendisine bunların tıbbi bir gereklilik olduğunu ve aynı yere geçmesini istediğini, aynı yere geçtiğinde sanığın, elindeki tüpe sıvıyı alıp muayenesini bitireceğini söylediğini, cinsel organına temas ederek birtakım hareketler yaptığını, sanığın sağ elini, vajinasına yerleştirip sol elini de, kalçasına yerleştirerek kendisini sıkıştırdığını, sonra kendisinden tişörtünü kaldırmasını istediğini, kabul etmeyince 'Benim diye mi geriliyorsun?' diye soran sanığın, alnını kendisinin burnuna, yanağını da kendisinin çenesine dayadığını, kafasını sola çevirmesi üzerine neden rahatsız olduğunu sorduğunu, rahatsız olduğunu söylediği hâlde suratını düz konuma getirdiğini ve 'Ben rahatsız olmuyorum.' diyerek penisini sağ kalçasına değdirdiğini, aynı anda sanığın, yanağı kendisinin dudağına gelecek şekilde kafasını yavaşça hareket ettirmeye ve döndürmeye başladığını, bunun üzerine kendisinin 'Yeterli.' dediğini ancak sanığın 'Onu ben anlarım. Orgazm olman gerekiyor. O andaki titreme ve şiddetini görmem lazım.' diyerek devam etmek istediğini, kendisinin daha fazla dayanamadığını ve muayeneyi sonlandırmak istediğini, bunun üzerine sanığın elini kendisinin vajinasından çektiğini ve elindeki çubuğu vajinasına sürerek tüpe yerleştirdiğini, 'Bir laboratuvara gitsin. Anlarız.' dediğini, sanığın çıkarken kendisine daha önce taciz vakası yaşayıp yaşamadığını sorduğunu, kendisinin de bu soruya cevap vermeden borcunun miktarını öğrenmek istediğini, 300 TL borcu olduğunun söylenmesi üzerine yanında nakit para olmadığı için banka kartı ile ödeme yaparak muayenehaneden çıktığını ve hemen yakın arkadaşı ...'yı arayarak tacize uğradığını söylediğini, bu olaydan sonra arkadaşı Melek'in, doktoru ... Bey’i telefonla arayarak böyle bir testin olup olmadığını sorduğunu, olmadığını öğrenince panik olup rahatsızlık duyduğunu ve sanık hakkında suç duyurusunda bulunmaya karar verdiğini, ayrıca ifadesinin alındığı saat 18.06 sıralarında sanığın 05xx 2xx5xx2 numaralı hattan mağdure ...'yi telefonla arayarak ...’ye 'Benim hakkımda neden şikâyetçi oldunuz? Ne gerek vardı? Muayeneye çağırdım gelmediniz sonra ben böyle bir olayla karşılaştım. Çok şaşkınım.' diye sorduğunu, ...’nin ise sanığa 'Bizi kandırdınız.' diyerek cevap verdiğini, sanığın 'Ne alakası var? Benimle neden konuşmuyorsunuz? Bana neden bunları sormuyor musunuz?' dediğini, ...'nin 'Arkadaşım ...'ye de aynısını yapmışsınız. Size güvendik.' demesi üzerine sanığın 'Sizi bana ... Hanım getirdi. Ben enfenksiyon olup olmadığını öğrenmek için test yaptım. Neden bu konuma getirdiniz? Fevkalade üzgünüm. Saygısızlık yapmadım.' şeklinde sözler söylediğini ve devamında ...’nin telefon görüşmesini sonlandırdığını, sanığın bahsetmiş olduğu laboratuvarla ilgili kendilerine hiçbir bilgi vermediğini, tahlil sonuçlarını istediklerini ancak sanığın bu talebe karşılık vermediğini, 'Neden istediğinizi anlamadım. Onlar muayenehanededir.' dediğini ve bir hafta geçmesine rağmen sonuçları göndermediğini, ayrıca 11.10.2018 Perşembe günü muayenehaneye gittiği hâlde hemen ertesi gün telefonla arayan sanığın, almış olduğu sıvının yetersiz olduğunu, bu nedenle tekrar muayenehaneye gelmesi gerektiğini söylediğini, sanığın ...’ye de aynı eylemleri gerçekleştirdiğini, ertesi gün ...’yi arayarak tahlil sonuçlarını göstermeden sadece sözlü olarak söylediğini, sanığın kendilerine çok ciddi hastalıkları olduğunu söyleyip muayenehanesine çağırdığını, sanığın hemen dönüş yapması ve sonuçları kendilerine yazılı olarak göndermemesi nedeniyle böyle bir laboratuvarın varlığından şüphelendiklerini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
19.03.2019 tarihinde Mahkemede; katılan mağdure ... ile ilkokul arkadaşı olduklarını, 6 yaşından beri birbirlerini tanıdıklarını, sadece çocuğunun doğumu sırasında jinekolojik muayene olduğunu bildiği ...’ye, belli bir yaşa geldikleri için her yıl simir testi yaptırmaları gerektiğini sürekli olarak söylediğini, ...’nin de bu hususu tanık ... ile paylaştığını, ...'nun, ...’ye çocukluğunda geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle yaklaşık 10 yıldır gittiği ve çok memnun kaldığı, ailecek de görüştüğü sanıktan bahsettiğini, sanığın, İstanbul Üniversitesinde profesör olduğunu ve bir de özel muayenehanesinin bulunduğunu söylediğini, ...’nin simir testi yaptırmak için gittiği ilk seanstan sonra kendisine 'Senin dediğini yaptım. Simir testi yaptırmak için ben Nişantaşı'nda bulunan muayenehaneye ... ile birlikte gittim. Hoca çok ilgiliydi. Çok iyi bir hoca. Bize izlememiz için son dersinin CD’sini verdi. Sanırım emekli oluyormuş,tam bilmiyorum. Çok ilgiliydi. Çok bilgiliydi.' şeklinde sözler söylediğini, kendisinin de internetten araştırma yaptığını ve sanık hakkında hiçbir şey görmediğini, sadece İstanbul Tıp Fakültesinde hocalığı ile alakalı bilgilere eriştiğini, 27 ...’de sanığa gittiğini hatırladığı ...’nin, bir gün sonra telefonla kendisini aradığını ve sanığın, ...'yu arayarak kendisinin kanallarında bir iltihap olduğunu ve bunun çok ciddi göründüğünü söylediğini, bu yüzden kendisini acil olarak muayenehaneye çağırdığını anlattığını, ...’nin biraz evhamlı bir insan olduğunu, yalnız gitmek istemediğini söyleyerek muayenehaneye kendisiyle beraber gelmesini rica ettiğini, kendisinin de ...’ye 'O hocaya ben akşam internetten de bakmıştım. Zaten iyi bir hoca olduğunu görmüştüm. Benim de şikâyetim var. Ben de geleyim seninle. ...'ya sorar mısın muayene ücreti ne kadardır?' dediğini, araya hafta sonunun girmemesi için cuma günü saat 16.00 sıralarında ... ile metroda buluşarak ilk defa sanığın muayenehanesine gittiğini, ...'nin ise ikinci gidişi olduğunu, sanığın ayağa kalkarak ellerini sıkmak suretiyle kendilerini karşıladığını ve ...'yi öptüğünü, sonra sanığın masasının tam karşısında bulunan iki sandalyeye oturduklarını, ...’nin 'Sizin CD’niz vardı.' diyerek son ders CD’sini sanığa geri verdiğini, sanık ile ... aralarında konuşurlarken kendisinin ilgilenmediğini ve telefonla oynadığını, zaten sanığın da kendisinin bulunduğu tarafa bakmadığını, sürekli ...’yle ... ve son dersle alakalı bir şeyler konuştuklarını, bu konuşmaları dinlemediğini, ardından sanığın yeni gelen hastalara sorulacak sorular olduğunu söyleyerek 'Tek eşli misiniz? Evli misiniz? Bekâr mısınız?' şeklinde sorular yönelttiğini, kendisinin de sanığa boşandığını söylediğini, Şubat ayında boşandığını, olayın ise Ekim ayında yaşandığını, arada çok uzun bir süre olmadığını, sanığın kendisine şikâyetini sorduğunu, sanığa 'Bir akıntı yaşıyorum ama liseden beri geçmeyen bir akıntı bu. Yani çocukluğumdan beri devam ediyor ve çok iyi de bir doçente gidiyorum.' diyerek gittiği doktorun Çapa’da ... Bey olduğunu söylediğini, sanığın da 'O bizim öğrenci. Biliyorum.' dediğini, sanığın ...'ye de aynı soruları sorduğunu, sonra da rahim ağzı kanseri aşısı olup olmadıklarını öğrenmek istediğini, aktif bir cinsel hayatı bulunmadığı için bu aşıyı da olmadığını söylediğini, sanığın aşının cinsel hayatla alakası olmadığını söyleyerek kendilerini aşağılar bir şekilde 'Hangi köyden geldiniz siz?' dediğini, sanığın önce ...'yi muayene odasına aldığını, aradaki kapının açık olduğunu, ofisin 'L' şeklinde olduğunu, koridora açılan üç kapıdan birinin mutfak kapısı, birinin tuvalet-banyo kapısı, birinin de sanığın odasının kapısı olduğunu, sanığın odasına girdikten sonra tekrar sağa dönüldüğünde bir kapının daha bulunduğunu ve buranın da muayene odası olduğunu, muayene odasına açılan başka bir kapının daha bulunduğunu ve bu kapının banyoya açıldığını, sanığın eldivensiz muayene ettiği için her muayeneden sonra bu banyoda ellerini yıkadığını, sanık ile ... muayene odasına gittiklerinde kapının aralık olduğunu, sanığın ...’ye ilk iğnesini yaptığını, ...’nın hazırladığı düzeneğe ilk olarak ...’nin uzandığını, içeriyi göremediği için tam olarak bilmediğini ancak sanığın ...’ye vajinal yıkama işlemi yaptığını tahmin ettiğini, ardından sanığın kendisinin de bulunduğu ofisin olduğu yere geldiğini, bu sırada kendisinin telefonla oynamakta olduğunu, sanığın tekrar muayene odasına dönerken ofisin kapısı kapalı olduğu için ...’yı telefonla arayarak muayenehaneyi hazırlamasını söylediğini, ...’nın ofisten geçmeden muayene odasına girdiğini, kendilerinin '... Hanım gelsin. ... hanım odadan çıksın.' gibi bir taleplerinin olmadığını çünkü ...’nın muayene örtüsünü serdiğini, kendilerini yatırarak örtüyü örttüğünü ve ardından kaybolduğunu yani hiçbir şekilde tekrar görülmediğini, sanığın tekrar muayene odasına dönerken aradaki kapıyı kapattığını, kendisinin hiçbir şekilde bunun normal bir durum olup olmadığını düşünmediğini çünkü bu davayı açana kadar jinekolojik muayenenin nasıl olması gerektiğini bilmediğini, dolayısıyla bu yapılanların hiçbirinin kendisine garip gelmediğini, birkaç dakika geçtikten sonra sanığın ofis tarafına geçmek için kapıyı açtığını, açık olan kapıdan ...’yi üstü giyinik ve yüzüstü hâlde sedyenin üzerinde yatarken gördüğünü, bu nedenle ...’nin, sanığın muayene odasında bulunduğu sırada giyindiğini anladığını, bu duruma da bir anlam yüklemediğini, sanığın, ofiste masasının tam arkasında bulunan dolabı açtığını, kendisine garip geldiği için sanığın bu hareketlerini çok detaylı izlediğini, sanığın, adını bilmediği iğneyi hazırlayarak tekrar muayene odasına geçtiğini, bu sefer kapının yarı açık olduğunu ve baktığı açıdan ...’nin yüzünü görebildiğini, sanığın, ...'nin kalçasından iğneyi yaptığını, ... kalktıktan sonra sanığın, tekrar telefonla ...’yı arayarak '... Hanım gelebilirsiniz. İkinci hasta için hazırlayalım odayı.' dediğini, ... gelip odayı hazırladığı sırada ...'nin de muayene odasından çıkıp kendisinin karşısına oturduğunu, yalnız oldukları sırada ...’nin kendisine yaklaşıp 'Ya ben biraz çekiniyorum. İşte bilmiyorum. Çok çekiniyorum aslında.' şeklinde sözler söylediğini, ...’ye neden çekindiğini sorduğunda iltihap yüzünden anksiyete geçiren ve çok korkan ...’nin 'Aslında bir test varmış. Bu ilhitabın iyi huylu, kötü huylu, nereye kadar ulaşmış, nelere sebep olmuş hepsini görebileceği çok detaylı bir test varmış Hocanın.' dediğini, kendisinin de 'İşte tamam o zaman. Neyse test yaptıralım.' diyerek cevap verdiğini, ...’nin 'Bilmiyorum. Ben çok rahat hissedemiyorum jinekolojik muayene sırasında.' demesi üzerine kendisinin de '68 yaşında, deden yaşında bir profesörden mi utanıyorsun?' diyerek ufak bir nükte yaptığını, ...’ye de bu sebeple bir güven geldiğini, sanığın kendilerine köylü demesi, bütün bunların üstüne kendisinin de ...'ye 'Bu adam jinekolog. Her şeyi yapabilir.' şeklinde beyanda bulunması nedeniyle ...’nin yaşadıklarını kendisine anlatmama ya da söylememe kararı aldığını düşündüğünü çünkü kendisinin ...’yle biraz dalga geçmiş gibi olduğunu, ardından kendisinin muayene odasına geçtiğini, uzandığını ve alt kısmında bulunan her şeyi çıkardığını, sanığın odaya gelerek gri bir alet taktığını, bu alet takılırken zorlandığını ve bacaklarının titrediğini ancak sonuç olarak sanığın aleti taktığını ve bu sırada odada ...’nın bulunmadığını, ofisle muayene odası arasındaki kapının açık olduğunu, sanığın içeri gidip geldikten sonra kendisine rahim ağzında beyazlıklar olduğunu, yara gördüğünü söylediğini, sanığın kendisine cep telefonu ile yaranın fotoğrafını çekeceğini söylediğini, kendisinin de 'Hocam, yani siz söylüyorsunuz sonuçta. Kalbinde delik var deseniz ben bunun fotoğrafını sizden istemeyeceğim. Yani siz söylüyorsanız vardır. Böyle bir şeye, fotoğraf çekmenize gerek yok.' dediğini, çekindiğini çünkü gereksiz bir şey olduğunu düşündüğünü, sanığın ise sadece yarayı çekeceğini, genel bir görüntü almayacağını, kendisine gösterdikten hemen sonra da görüntüyü sileceğini söylediğini, sanığa duyduğu yüksek saygı ya da muayeneye gitme şekli nedeniyle sanığa izin verdiğini ancak sanığın o sırada zaten fotoğrafı çekmekte olduğunu, sonra çektiği fotoğrafı kendisine gösterdiğini, gerçekten rahim ağzında beyazlıklar bulunduğunu ancak kendisinin daha önce hiç rahim ağzı görmediğini, sanığın görünen bu beyazlıkların yara olduğunu aktardığını, giyindikten sonra içeride kendisine sağlıklı ve sağlıksız rahim ağzının nasıl olacağını göstereceğini söylediğini, sanığa fotoğrafı silip silmediğini sorduğunda 'Tabii ki sildim.' diyerek cevap verdiğini, bu arada ilk muayene sırasında gri aleti takarken kendisinin kasıldığını ve bacaklarının titrediğini görünce de sanığın 'Ben bu şekilde ama muayene edemem ki seni. Ama böyle olmaz ki.' şeklinde sürekli aşağılayıcı bir tavırla konuştuğunu, sanığın ...'ye hiç böyle davranmadığını, kendisinin de hep sanıktan özür dilediğini çünkü sanığı haklı bulduğunu, koskoca bir profesörün zamanını çaldığını düşündüğünü, sanıkla 'Bu benle alakalı bir durum. Sizinle alakalı bir durum değil. Sadece biraz çekingenim ve yani bu aletin takılma olayı beni biraz rahatsız ediyor.' şeklinde konuşarak özürlerini dile getirdiğini, cep telefonuyla fotoğrafı çekip sildiğini söyleyen sanığın sonrasında örnek aldığını, kendisinin Dr. ... Bey’den gelen, temiz bir simir testi sonucunun olduğuna dair bir kağıt çıktısının bulunduğunu ancak sanığın 'Ama bu yara çok kötü görünüyor. O yüzden benim bir enfeksiyon bakteri testi yapmam gerekiyor. Çünkü bu açık yaralar enfeksiyon riskinin yüksek olduğu yaralar.' dediğini, sanığın banyoya geçip elini yıkadığını bildiğini çünkü eldiven kullanmadığını, sanığın geri geldiği sırada kendisinin de örtünün altından giyinmeye çalıştığını, ardından ... ile birlikte oturdukları ofis bölümüne geçtiklerini, orada sanığın kendilerine sağlıklı rahim ağzının nasıl olması gerektiğine dair fotoğraflar gösterdiğini, kadınlarda kanserin özellikle göğüsten ya da rahimden vurduğunu, bu nedenle bu tip şeylere çok dikkat edilmesi gerektiğini anlattığını, sanığa bunun neden olduğunu, Dr. ... Bey’e yaptırdığı simir testi sonucunun temiz çıktığını, doktorun kontrolde de böyle bir yaradan bahsetmediğini söylediğinde sanığın kendisine 'Bizim öğrenci zaten. Nasıl böyle bir hata yapmış?' dediğini, sanığa ne yapılması gerektiğini sorduğunda sanığın, test sonucunun beklenmesi gerektiğini söylediğini, sanığın kullandığı kelimeler nedeniyle bu testleri bir laboratuvara gönderdiğini düşündüğünü, sanığın testleri ofisinde kendisinin yaptığını duruşma sırasında öğrendiğini çünkü daha önce gittiği jinekoloğun kendisine her defasında kağıt çıktısı verdiğini, bu çıktının üzerinde testin hangi laboratuvarda yapıldığına dair her türlü bilginin bulunduğunu, simir testi temiz olduğu için enfeksiyon testini kabul ettiğini, sanığın zaten kendisi kalkmadan enfeksiyon örneğini almış olduğunu, sanığın kendisine 'Sen bana yalan söyledin. Sen çok eşliymişsin. Tek eşliyim diyorsun ama ben bu yaradan anlıyorum ki sen çok eşlisin.' gibi bir şey söylemediğini, kendisine korkulacak bir şey olmadığını, zaten testten sonra ne olduğunun anlaşılacağını ama sürekli akıntıyı stres oranı, şeker kullanımı gibi her şeyin etkilemiş olabileceğini, ortak havuz kullanımı, ortak tuvalet kullanımı ve akıntı arttıkça da hâliyle rahimde yara oluştuğunu belirttiğini, kendisinin sanığa rahmindeki yara şikâyetiyle gitmediğini, geçmemiş olan bir akıntı için sanığa gittiğini, sanığa akıntının kötü koktuğunu ya da kaşındığını da söylemediğini, salı günü buluşmak üzere sözleşip muayenehaneden çıktıklarını, sanığın da sonuçların salı gününe kadar çıkacağını kendilerine söylediğini, ...'yle çıkmadan önce sanığa borçlarının ne kadar olduğunu, bunu kendisine mi yoksa sekreterine mi sormak gerektiğini bilmediklerini söylediklerini, sanığın 'Yok canım öyle bir şey olamaz.' demesi üzerine kendisinin de 'Bu şekilde konuşmadık. Biz ne gerekiyorsa ödemeye geldik.' dediğini, sanığa kendilerinden ücret alınmaması gibi bir taleple gitmediklerini, yanlarında da hem nakit paranın hem de kredi kartlarının bulunduğunu ancak ..., tanık ...'yla yakın olduğu ve ...’nun aracılığıyla muayenehaneye gittikleri için sanığın, kendilerinden muayene ücreti alamayacağını, sadece laboratuvar ücreti alacağını söylediğini, sanığın, laboratuvar ücreti demesi üzerine kendisinin salı günü buluştuklarında da laboratuvardan gelecek kağıdı almayı beklediğini, ardından sekretere borçlarının ne olduğunu sorduklarını çünkü sanığın kendilerine bir fiyat söylemediğini, ...’nın da kendilerine test için ayrı ayrı 150 TL ödemelerinin yeterli olduğunu söylediğini, normalde salı günü buluşmak üzere anlaştıklarını ama sanığın, ...’ye salı günü ameliyatı olduğunu, pazartesi ya da çarşamba günü gelip gelemeyeceklerini soran bir mesaj gönderdiğini, ...'nin de 'Hocam biz pazartesi günü sabah erken olursa gelebiliriz.' dediğini, pazartesi saat 11.30'da gitmek üzere sözleştiklerini, kendisinde sanığın telefon numarası olmadığı için ... vasıtasıyla haberleştiklerini, 1 Ekim’de kendisinin ikinci muayenesinin ayrıca yakma işleminin olduğunu, 1 Ekim günü ... ile gitmeden önce sanığın ...'yu telefonla arayarak 'Ben orada ...'ye söyleyemedim ama yara çok ciddi görünüyor. Yani kız da korkmasın şimdi şey yapmayalım. Ama onlar bir an önce gelirlerse, aksatmazlarsa iyi olur.' dediğini, ...’nun yakın arkadaşı olan ...'ye bunları söylediğini, ...'nin de kendisine anlattığını ve kendisine '... yanlış anlama ama bu ciddi bir yaraymış. Bizim acil gitmemiz gerekiyormuş.' dediğini, 01.10.2018 Pazartesi günü saat 11.30’da ...’yle beraber muayenehaneye gittiklerini, bu gidişlerinin kendisinin ikinci seansı, ...'nin ise üçüncü seansı olduğunu, gittiklerinde sanıkla tekrar el sıkıştıklarını ve oturduklarını, sanığın kendisine 'Ben senin yaranın çok ciddi olduğunu düşünüyorum. Bu yarayla ilgili hemen bir yakma işlemi yapmamız gerekiyor. Eğer burada sabredebilirsen hemen şimdi yakma işlemini gerçekleştirebiliriz. Ama ben acıya dayanamam diyorsan da istiyorsan hastane ortamında bir anestezi altında yapabiliriz bu durumu.' dediğini, kendisinin de 'Hocam madem bu kadar acil. Araya da hastalığım, regl dönemim girecek. O yüzden ben hemen bugün halletmeyi tercih ederim.' diyerek cevap verdiğini, ardından sanığın kendilerine önce ...'nin iğnesini yapacağını sonrasında yakma işlemini gerçekleştireceğini söylediğini, ...’nin muayene odasına geçtiğini, sanığın önce ...’ye vajinal yıkama işlemi yaptığını bu defa aradaki kapının hiç kapanmadığını, kendisinin ofiste oturduğunu ama ofisin koridora açılan kapısının kapalı olduğunu, zaten bu nedenle sanığın, odayı hazırlaması gerektiği zamanlarda sekreterini hep telefonla aradığını, arama kayıtlarına bakılabileceğini, vajinal yıkama işleminden sonra ancak iğne yapılmadan önce sanığın ...'ye 'Tamam ama o zaman sen böyle yaparsan ben kendimi çok kötü hissederim.' dediğini duyduğunu, sanığın bunu neden söylediğini bilmediğini ve anlam veremediğini, sonra sanığın elini yıkamaya gittiğini, ...’nin üzerini giyinip sedyeye yattığını ve iğnesinin yapıldığını, ...’nin sanığa 'Bu sefer çok acıdı. Geçen defa bu kadar acımamıştı Hocam. Bu sefer niye bu kadar acıdı?' şeklinde sorular sorduğunu, sanığın da ...'ye 'Yürüyebilirsin. Ofisin içinde yürürsen geçer.' dediğini, ...’nin ofisin içinde dolanmaya başladığını, o sırada sanığın ...’yı çağırarak kendisinin yakma işlemine hazırlanmasını istediğini, ...’nın da gelerek hazırlıklara başladığını, bir alet yerleştirip tam olarak bilemediği bir şeyler yaptığını, kendisine 'Şuraya dokunma. Buraya dokun.' gibi sözler söylediğini, ...’ya 'Burada olacak mısınız?' diye sorduğunda yakma işlemi sırasında yanında olacağını söylediğini, muayenehaneye gittiği üç seans boyunca ...’nın sadece 1 Ekim’de yapılan yakma işlemi sırasında yanında bulunduğunu, ...’nın başında durduğu sırada bacaklarının titremeye başladığını, korktuğunu, sanığın gelip örtüyü kaldırdığını, kendisinin de refleksle beyaz muayene örtüsünü geri ittirdiğini çünkü örtünün açılmasının gerekli olup olmadığını bilmediğini, sanığın 'Burada kimden çekiniyorsun? Burada bu kadınla benden başka kimse yok. Ben de jinekolog olduğuma göre sen kimden çekiniyorsun? Böyle titrersen, kasarsan, örtüyle uğraşırsan biz bu işlemi yapamayız. Çünkü çok hassas bir yakma işlemi yapıyorum. En ufak bir kıpırdamanda zarar verebilirim.' diyerek kendisini uyardığını, kendisinin de 'Tamam ama tutamıyorum kendimi.' dediğini ve bacaklarının titremeye başladığını, sanığın 'O zaman ...'yi çağıracağım.' demesi üzerine sanığa çağırmamasını, arkadaşının kendisini bu hâlde görmesinin gerekmediğini söylediğini, sanığın ise 'Bunda bir şey yok. Bir hastalık sonuçta. Arkadaşın sana destek olsun.' diyerek zorla ...'yi muayene odasına çağırdığını, ardından yarayı gösterdiğini çünkü yarayı gördüğünde ...’nin yüzünü ekşittiğini, ...’nın da ...'nin koluna vurarak 'Korkutma kızı. Zaten korkuyor.' dediğini, sanık soğutucu sıktığı için çok fazla acı hissetmediğini, 5 dakika içinde biten, kolay bir işlem olduğunu düşündüğünü, bu sırada herkesin odadan çıktığını ve ...’nin kendisine yardımcı olduğunu, üzerini giyindiği esnada ...’nin kendisine 'Elinde eldiven yoktu. İğrenmiyor mu bu adam acaba?' dediğini, kendisinin de sanığın ucu uzun olan bir alet tuttuğunu, kendisine dokunmadığını söylediğini, ...’nin 'O yüzden olabilir ama sonuçta şu an bir operasyon yapıyor. Küçük de olsa yani hijyen açısından acaba bir önemi yok mu bu işin? Yani sana, kendisine zararı yok mu?' diye sorması üzerine ...’ye bilmediğini, koca profesörün herhâlde bu durumu hesaplayabileceğini söylediğini, sanığın eldiven kullanmadığını, ardından ofis tarafına geçtiklerini, aktif bir cinsel hayatları olmamasına rağmen sanığın gülerek 'Perhiz veriyorum şimdi size 10 gün dayanabilecek misiniz?' şeklinde bir şaka yaptığını, ...'nin de gülerek 'Hocam zaten durumu biliyorsunuz. Çok eşli değil hiç eşliyiz.' diyerek espri yaptığını, sanık ile ...’nin böyle laubali bir şakalaşma yaptıklarını, ...'nin çok sıcakkanlı bir insan olduğunu, kendisinin o sırada sanığa 'Hocam siz ne diyorsanız öyle yapacağız sonuçta.' dediğini, muayenehaneden çıkarken yine ücreti sorduklarını, sanığın da bu işlemi indirimli olarak 1.000 TL'ye yapabileceğini söylediğini, ...’ye sadece iğne yaptığı için ondan bir ücret isteyip istemediğini hatırlamadığını, bu ikinci seansta da hiçbir şey hissetmediğini, ...'yle aralarında herhangi bir konuşma geçmediğini, sonraki muayene gününe kadar kendisini çok kötü hissettiğini çünkü sanığın, kendisinin gözünde bu rahatsızlığı basit bir yara yakma operasyonu değil de hayatında çok büyük şeylere sebep olacak bir hastalıkmış gibi gösterdiğini, 10 Ekim tarihinde ...'ye 'Gidiyor muyuz?' diye sorduğunda ...’nin 'Bir önceki gidişimizde benim bacağımı resmen felç etti, üç gün acısıyla zor yürüdüm. Açıkçası bu sefer içimden gelmiyor, gelmek istemiyorum. Üçüncü iğneyi de olup tedaviyi tamamlamak istemiyorum.' diyerek cevap verdiğini, kendisinin de 'Sen bilirsin ama benim gitmem gerekiyor. Sonuçta bana bir operasyon yapıldı. Sonucunu görmem gerekiyor.' dediğini ancak o gün ... gitmeyince kendisinin de yalnız gitmek istemediğini, neden ...’yle beraber gitmek istediğini bilmediğini, aynı yerde oturmaları ve gidecekleri yerin de aynı yer olması nedeniyle birlikte gitmeyi tercih ettiğini, 11 Ekim tarihinde atölyesine gideceği sırada bir kan akıntısı olduğunu ama bunun bir kanama mı yoksa yakma operasyonuyla alakalı bir durum mu olduğunu bilemediğini çünkü âdetinin belli bir süre önce bittiğini, ...'yi arayarak durumu anlattığını, ...’den sanığın telefon numarasını alarak telefonuna kaydettiğini, sanığı telefonla arayarak kanamasından bahsettiğini, sanığa normalde 10 Ekim tarihinde olan kontrole gelemediğini, 15-20 dakika uzaklıkta bir yerde olduğunu, Osmanbey’e gelebileceğini söylediğini, sanığın da müsait olduğunu belirterek yalnız da gelebileceğini kendisine bildirdiğini, 11 Ekim tarihinde tek başına saat 13.30 sıralarında sanığın muayenehanesine gittiğini, sanığın kendisine operasyondan sonraki 10 günün nasıl geçtiğini sorduğunu, kendisinin de âdetin başlayıp bittiğini, antibiyotik ve fitili kullandığını sanığa anlattığını, sanığın 'Seni odaya alalım. Bir bakalım durum nedir?' dediğini ve odaya geçerken randevu günü neden gelmediklerini, neden hep ...'yle birlikte gelmeye çalıştıklarını, kendisinden çekinip çekinmediklerini sorduğunu, kendisinin de sanığa çekinmediklerini, ... ile aynı yerde oturdukları için birlikte geldiklerini anlattığını, sanığın da 'Ha tamam. Başka bir şey olmasın da.' dediğini, bu konuşmalardan sonra muayene odasına geçip uzandığını, üzerine örtü örtüldüğünü, sanığın önce gri aleti takarak yaranın durumuna baktığını, kanamanın bu operasyonla ya da başka bir şeyle ilgili olmadığını, tamamen iyileşme belirtisi olduğunu, korkulacak hiçbir şeyin bulunmadığını, gayet iyi göründüğünü, yine de içinin rahat etmesi açısından tekrar simir ve enfeksiyon bakteri testi için örnek alacağını söylediğini ve örnekleri aldığını, iki örneği alıp tüpe yerleştirdiğini, tüpleri de içeri bıraktığını, tekrar gelip gözden kaçan bir şey olmaması için ultrasonla baktığını, ultrasonla bakarken sanığın, kendisine bir ödem gördüğünü, patlayacak gibi şiş bir ödemin olduğunu söylediğini, kendisinin tıbbi terimleri bilmediği için ödemin ne anlama geldiğini ve sebebinin ne olduğunu sorduğunda sanığın 'Sen boşalma yaşamıyor musun? Cinsel ilişki yaşamıyor musun sen?' diyerek bu ödemin onun belirtisi olduğunu söylediğini, devamında da klitoristen mi yoksa vajinal mi boşaldığını sorduğunu, kendisinin de 'Klitoris herhâlde hocam, bilmiyorum.' şeklinde cevap verdiğini, sanığın 'Ha tamam işte ondan. Sonuçta vajinal boşalmadığın için tam bir boşalma olmuyor. Yarım kalıyor. Bu yüzden de sen bu ödeme sahipsin.' dediğini, sanığa ne yapması gerektiğini sorarak ilk defa böyle bir şey duyduğunu söylemesi üzerine sanığın, korkulacak bir şey olmadığını, sonuç olarak bu ödemin patlayıp daha içeriye gitmemesi ya da rahim içine yayılmaması, kansere veya herhangi bir başka hastalığa yol açmaması hatta ileride çocuk sahibi olma konusunda bir sıkıntı olmaması için bu konuyla ilgili bir test olduğunu, istemesi hâlinde bu testi yapabileceğini, bu testin yapılması durumunda orada ne sıkıntı varsa hepsinin çözüleceğini, doğru tedaviyi uygulayarak ve doğru ilacı vererek kendisini bu durumdan kurtaracağını, korkmamasını söylediğini, kendisine 'Sen bu yaşta niye böyle bir şeyler yaşıyorsun?' diye sorarak cinsel tatminsizliğin bunu yaptığını, tahammülsüzlük, mutsuzluk, huzursuzluk yaptığını, genç yaşta böyle şeyler yaşamaması gerektiğini, yardımcı olmak istediğini ifade ettiğini, kendisinin de sanığa böyle bir test olduğunu bilmediğini, nasıl yapıldığı konusunda hiçbir fikrinin olmadığını, kendisinin üniversitede görevli bir hoca olarak daha iyisini bileceğini, son seminerlerden ve yurt dışındaki yöntemlerden kendisinin haberdar olduğunu, ne gerekiyorsa yapılmasını, böyle yaşamayı kendisinin de istemediğini aktardığını, sonra sanığın, eşiyle ve boşanma sebebiyle alakalı sorular sorduğunu ve 'Sence niye böyle bir cinsel sorun yaşıyorsun?' dediğini, kendisinin de utangaç büyüdüğü için muhtemelen yine utandığını, neden böyle bir sorun yaşadığını tam olarak bilemediğini söylediğini, sanığın bununla ilgili terapi alıp almadığını sorması üzerine bunu bir sorun olarak görmediği, düşkünlüğü de olmadığı için terapi almadığını belirttiğini, bu defa sanığın daha önce başına bir şey gelip gelmediğini sorduğunu, kendisinin de çocukken başına bir taciz olayı geldiğini, bir adamın, kendisini kolundan tutup bodruma çekmeye çalıştığını, kolunu sıyırıp adamdan kurtulduğunu, bu durumun travma yaratmış olabileceğini ve bununla ilgili alternatif tıp yöntemi ile bir hipnoz yapıldığını, atlattığını düşündüğünü anlattığını, sanığın kendisine 'Sen onu psikolojik olarak atlatmışsın ama fizyolojik olarak duruyor işte. Bu ödem onun göstergesi. Eğer bu fizyolojik kısmı atlatmazsan ikisi birbirinin tamamlayıcısı. İkisini birlikte çözmek lazım.' dediğini, sanığın testi o gün yapacağını düşünmediği için sanığa giyinip giyinemeyeceğini sorduğunu, sanığın giyinebileceğini söylemesine karşın odadan çıkmadığını, o sırada kendisinin de örtünün altından giyinmeye çalıştığını, ayakkabılarını bağladığı sırada sanığın kendisine 'Şimdi senin travmaların var diye ben üstüne gelmek istemiyorum ama ben ...'ye de bahsetmiştim bu testten. ...'de şimdilik yapamayacağım hocam demişti. Bunda çekinecek bir şey yok. ... de çekindiğini söylemişti o yüzden yapamamıştık ama bunda çekinecek birşey yok. Yani ister bugün ister hazır hissettiğin bir gün ben size yardım etmek için buradayım. İstediğiniz zaman bu testi gerçekleştirebiliriz.' dediğini, sanığa tam olarak nasıl bir test olduğunu anlayamadığını söylediğinde sanığın 'Genital bölgene baskı uygulayacağız. Oradan çıkan sıvıyı da laboratuvara göndereceğiz.' dediğini, bu testin ne kadar süreceğini sorduğunda sanığın 3-5 dakika süreceğini söylediğini, bunun üzerine sanığa 'O zaman hocam buraya gelmişken yapalım.' dediğini, sanığın kendisinden hazırlanmasını istediğini, bu arada içeride klasik müzik çaldığını ve sanığın çok nazik bir şekilde konuştuğunu, 'Hazırım.' demeden asla muayene odasına girmediğini, bunların insanda hep güven uyandırdığını, kendisi hazır olduğunu söylediğinde sanığın odaya girdiğini ve bu testin çatalda yapılmadığını, duvarın önünde ayakta durması gerektiğini söylediğini, hazır olduğunda çağırmasını isteyerek dışarı çıktığını, kendisinin belindeki beyaz örtü ve ayağındaki hasta terliğiyle kapıyla duvar arasında bir yerde ayakta durduğunu ve sanığa tekrar hazır olduğunu söylediğini, sanığın tekrar içeri girdiğini, elinde tuttuğu beyaz örtüyü görüp bu şekilde testin nasıl yapılacağını sorduğunu, örtüyü kenara bırakmasını, elini açmasını ve rahat olmasını istediğini, rahat olmadığı sürece bu testin gerçekleştirilemeyeceğini söylediğini, kendisinin de örtüyü çıkarıp kenara bıraktığını, bunu yaparken de kendini rahat hissettiğini çünkü yazlık tişörtünün uzun olduğunu ve her yerini kapattığını, duvarın önünde dimdik durduğunu, sanığın talimatıyla ellerini yanda birleştirdiğini, duvarın önünde bu şekilde dimdik dururken sanığın kendisine doğru geldiğini, sağ elini kendi sağ eliyle birlikte genital bölgesine götürdüğünü, eliyle genital bölgesine baskı yapmasını istediğini, bunun üzerine kasıldığını, sanığın boyunun biraz kısa olduğunu ve kendisinin kulak hizasına geldiğini, eline baskı uygulattığını hatırladığını, bu esnada sanığın telefonunun çaldığını ve sanığın ofis bölümüne geçtiğini, kendisine de 'Rahat olman gerekiyor, kasılmaman gerekiyor.' dediğini, sonra sanığın, yanına gelmediğini, kendisinin duvarın önünde beklediği sırada sanığın kapıdan 'Bir saniye bakar mısın?' demesi üzerine aralık olan kapıdan baktığını, sanığın 'Korkma, korkma. Kapı kapalı yani buraya kimse giremez. İçeri gelir misin?' dediğini, tişörtünü çekiştirerek sanığın yanına gittiğini, sanığın 'Ekrana bakar mısın?' diye sorarak bilgisayar ekranını kendisine doğru çevirdiğini, ekranda porno açtığını görerek sanığa anlamadığını söylediğini, kafasında tüp bebek tedavisiyle ilgili olan şeyleri birleştirdiğini, bir şeyden şüphelenemediğini çünkü tüp bebek, sperm sayımı gibi şeylerde bir şey izletildiğini bildiğini, bir jinekolog olarak sanığın da aynı şeyi yapıp yapmadığını anlayamadığını, sanığa anlayamadığını söylediğinde sanığın kendisine 'Bundan etkilenmiyor musun?' diye sorduğunu, sanığa etkilenmediğini söylediğini, sanığın bu defa 'Sen porno izlemiyor musun?' dediğini, sanığa 'Yok hocam izlemiyorum. Bana çok hayvani geliyor.' şeklinde sözlerle cevap verdiğini, sanığın 'O zaman ilerletiyorum.' diyerek görüntüleri dakika dakika ilerletmeye başladığını, her ilerlettiği dakikada pozisyonların da iğrenç bir şekilde değiştiğini, sanığın dakika dakika ilerletip kendisine 'Bundan etkileniyor musun?' diye sorduğunu ve o sırada da kendisinden yanına yaklaşmasını istediğini, bu sırada sanığın sandalyede oturduğunu, kendisinin ise ayakta durduğunu, kapının açılması halinde görünmek istemediği için tişörtü çekerek durup ekrana baktığını, sanığın birkaç parmağının beline, baldırına yani çıplak tenine değdiğini, sanığın birkaç parmağını hissettiğini, bunu da yakınlaşmasını söylerken yaptığı için yaklaşmasını sağlamak amacıyla sanığın kendisini itekler gibi davrandığını düşündüğünü, kendini oradan çektiğini ve sanığa 'Yok hocam, ben bundan etkilenmiyorum. Dinlemek istemiyorum. Görmek istemiyorum.' dediğini, sanığın da 'Tamam o zaman. Sen yerine geç. Ben geliyorum.' şeklinde sözler söylediğini, tekrar kapının arkasındaki duvarın önüne geçerek dimdik durduğunu, sanığın gelip yine elini tuttuğunu, baskı uyguladıktan sonra elini bıraktığını, sanığın kendi eliyle, kasıklarını muayene eder gibi dokunduğunu, kasıklarına doğru indiğini ama bunu tamamen parmak uçlarıyla nazikçe ve muayene eder gibi yaptığını, hâlâ şüphelenebileceği hiçbir şeyin olmadığını, literatürde duvarın önünde muayene yapılamayacağı gibi bir şey olduğunu, bir tedavinin nasıl yapılması gerektiğini bilmediği için beklemeye devam ettiğini, bu sırada sanığın, elini bırakmış olduğunu, kasıklarına muayene eder gibi dokunduğunu, o sırada sanığın parmaklarıyla kendisinin genital bölgesine yine baskı uyguladığını, kendisine baskıyla mı sürtünmeyle mi boşaldığını sorduğunu, sanığa 'Hocam benim boşalmam şu an öyle bir şey mümkün değil ki, anlamadım.' dediğini, sanığın 'Sen benim diye mi etkilenmiyorsun?' diye sorması üzerine 'Tabii ki sizsiniz diye bundan etkilenmem mümkün değil. Benim bu testi bitirmemiz için etkilenmem, boşalmam mı gerekiyor? Ben anlayamıyorum.' dediğini, sanığın boşalması gerektiğini, o an yaşanacak titreme ve şiddeti görmek zorunda olduğunu söylediğini, kendisinin de 'O zaman Hocam böyle bir şey mümkün değil yani bu testi o zaman bitiremeyiz. Benim sizin yanınızda, sizin elinizden herhangi bir şekilde bir etkilenmeyle ya da bir porno, böyle bir şey mümkün değil Hocam. Başka bir yolu yok mu yani bu testin?' dediğini, sanığın 'Tamam o zaman. Madem baskı diyorsun, biraz daha deneyelim, baskı yapalım, madem başladık teste, bitirelim.' biçimindeki teklifini kabul etmesi üzerine sanığın tekrar baskı uyguladığını, bu defa kendisinin dik bir şekilde durduğunu, sanığın da sağ yanından yaklaştığını ama biraz kambur durduğu için sanığın yanağı ve alnının kendisinin burnu ve çenesine doğru yapıştığını, sanığın, nefesini dinlemeye çalışıyormuş gibi kendisine yaklaştığını, ardından çok nazik bir şekilde muayene eder gibi parmak uçlarını, bel ve kalça kısmına yerleştirdiğini, önden de genital bölgesine hâlâ baskı uyguladığını, o sırada sanık sağ yanından yaklaştığı için sağ baldırında bir sertlik hissettiğini yani sanığın kendisine yapıştığını, bunların hepsinin birkaç saniye içinde gerçekleştiğini, aynı zamanda sanığın elleri arasında kendisini sıkıştırdığını, erekte olmuş cinsel organı ile duvar arasında da bacağını sıkıştırıp nefesini dinler gibi yaptığını, kafasını döndürüp dudağının yanını kendisinin dudağına dayayacak şekilde öpmeye kalkıştığını, kendisini kastığı için bir hareket olduğunu ama gözünü açtığını çünkü artık sanığın kendisine doğru dönmekte olduğunu, bundan önce sanık kendisine dayandığında rahatsız olup kafasını çevirmiş olduğunu, sanığın da kafasını neden çevirdiğini, rahatsız olup olmadığını sorduğunda sanığa 'Hocam hem ben rahatsız oldum hem de bütün parfüm kokunuzla, hem de benim burnum sizin alnınıza değdiği için siz rahatsız olmayın diye ben kafamı çevirmek durumda kaldım.' şeklinde sözlerle cevap verdiğini, sanığın iki parmağıyla kendisinin kafasını çevirip saçma bir ses tonuyla 'Ben rahatsız olmuyorum.' dediğini, o anda kendisini kastığını, bir an önce testin bitmesini beklediğini ama birkaç saniye içerisinde hem sanığın penisini bacağında hissettiğini hem de sanığın kafasını çevirip kendisini öpmeye çalıştığını anladığını ve gözünü açıp kendisini sanıktan ayırdığını, kapının arka tarafına sıkışmış gibi olduğunu, sanığa bu teste daha fazla devam edemeyeceğini söylediğini, sanığın 'Onu ben anlarım. Sen nereden anlayacaksın bu testin olup olmadığını? Devam yani ona ben karar veririm.' dediğini, hiçbir şey anlamadan sanığa 'Nasıl yani?' diye sorduğunu, sanığın 'Şimdi kontrol edip anlayacağım.' diyerek elinde eldiven bulunmaksızın iki parmağını kendisinin genital bölgesine, vajinasına soktuğunu ve ardından çıkardığını, bu yaptığı hareketi gözleriyle gördüğünü, sanığa 'Hocam kusura bakmayın, kanamalı akıntım elinize bulaştı.' diyerek sanıktan özür dilediğini, sanığın bunları neden yaptığını hiçbir şekilde bilmediğini, bir yandan sanığın kendisini resmen sıkıştırdığını, öpmeye çalıştığını, bir yandan kendi kendine 'Yapmaz. Sen yanlış anlıyorsundur. Neden böyle bir şey yapsın?' diye düşündüğünü, sonrasında böyle bir test varsa böyle mi yapılması gerektiğini yani gerçekleştirme metodunun böyle mi olması gerektiğini anlamaya çalıştığını, duruma hiçbir şekilde anlam veremediğini, duygusal ve mantıken sürekli bir çatışma içerisinde olduğunu, sanığın elindeki kanamayı gördükten sonra testin gerçekleşip gerçekleşmediğini sorduğunu, sanığın telefon konuşmasının ardında kendisine porno izlettikten sonra muayene odasına gelirken yanında tüp getirmiş olduğunu, tüpü sedyenin üzerinden alarak kendisinin genital bölgesine sürdüğünü ve yeterli olduğunu düşündüğünü söylediğini, bunun üzerine sanığa artık ayrılmak istediğini söyleyip giyinip giyinemeyeceğini sorduğunu, sanığın da 'Sen üstünü giyin. Bu test üzerine tekrar haberleşeceğiz.' dediğini, kendisinden toplam iki tüp simir ve bakteri testi için, bir tüp de cinsel uyarı ile çıkan sıvıyı alma testi ya da vajinal uyarı testi için örnek alındığını, sanığın her seferinde başka bir isim söylediğini, bu nedenle hangi ismin doğru olduğunu veya böyle bir test olup olmadığını bilmediğini, sanığın kendisine 'Baskıdan sonra alınan sıvıyı laboratuvara göndereceğim. Bütün sorunları öğreneceğiz. İlaç tedavisi ile çözeceğiz.' dediğini, 'Tamam.' diyerek üzerini giyindiğini, tam ayakkabılarını bağlarken sanığın kendisine 'Çocukken kolundan seni çekmişler ya bodruma. Ne yaptın?' diye sorduğunu, kendisinin de kolunu sıyırıp hemen kaçtığını, eve çıktığını sanığa anlattığını, sanığın bu olayı anne ve babasına anlatıp anlatmadığını sorduğunda ise, adamın karşı komşularının hizmetçisinin kocası olup aynı zamanda karşı komşularının şoförlüğünü yaptığını, ailesinin kendisine inanmayacaklarını düşünerek yaşananları anne ve babasına söylemediğini anlattığını, sanığın 'Senin kolunu çekerken hiç çığlık atmadın mı?' şeklindeki sorusuna çocuk olduğunu, utandığını, zaten utangaç bir insan olduğunu, bu nedenle çığlık atmadığını söyleyerek cevap verdiğini, sanığın bu soruyu ilk olarak ayakkabısını bağlarken, henüz test yapılmadan önce sorduğunu, testi yaptıktan sonra ayakkabısını bağladığı sırada ise 'Senin hiç davaya konu olmuş bir taciz vakan var mı?' dediğini, kendisinin de sanığa olmadığını söylediğini, sanığın 'Peki anladım.' diyerek içeri geçtiğini, kendisinin de eşyalarını ve çantasını alarak sanığa 'Görüşmek üzere.' deyip odadan çıktığını, sanığın arkasından 'Tamam. Ben sana haber vereceğim.' gibi sözler söylediğini ancak kendisinin hızlıca çıktığını, acilen burnunu sabunla yıkamak istediğini, çünkü burnunun sanığın parfüm kokusuyla dolduğunu, çıkarken de kapıyı açtığında anne-kız olduklarını düşündüğü orta yaş üstü bir kadın ile 14-15 yaşında genç bir kızın orada oturduklarını gördüğünü, kendisi çıktıktan hemen sonra onlar odaya girince rahatladığını, kendi kendine 'Tamam. Kendine zaman tanı. Hemen ödemeni yap. Ondan sonra arkadaşını ara ve sor.' dediğini, çünkü böyle bir testin olup olmadığını, böyle bir test varsa sanığın Cumartesi günü kendisine testin sonucunu yazılı olarak verip veremeyeceğini, o kağıttan o testin olup olmadığını okuyacağını, internetten araştıracağını, taciz edilip edilmediğini anlayacağını düşündüğünü, sonra kendi kendine 'Saçmalıyorsun .... Senin bacağında penisin ne işi var? Beni öpmeye çalışmasının herhangi bir testle ne alakası olabilir?' dediğini, bu çelişki içerisinde sekretere gidip borcunun ne kadar olduğunu sorduğunu, tam ödemeyi yaparken sanığın odasına giren iki hastanın da çıkmakta olduklarını, çok gergin hissettiğini çünkü iki hasta henüz içerideyken muayenehaneden hemen çıkacağını düşündüğünü, kapı açık hâlde onlar çıkmak üzereyken kendisinin de hemen ödeme yapmaya çalıştığını, 320 lirayı ödeyip çıkacağı sırada sekreterin telefonunun çaldığını, kendisine sanığın tekrar çağırdığını söylediğini, bu sefer geri döndüğünü ancak sanığın odasına girmediğini, kapısını kapatmadığını, bir ayağı dışarıda bir ayağı içeride olduğu hâlde durduğunu çünkü içeri girmek istemediğini, sanığın kendisine iyi olup olmadığını sorduğunu, sanığa 'Nasıl yani?' deyince sanığın tekrar 'İyi misin?' diye sorduğunu, bunun üzerine sanığa 'Hocam siz bir tıp profesörüsünüz. Bunun da bir tıbbi gereklilik olduğunu söylüyorsunuz. Benim mağdur olduğum bir durumu söylüyorsunuz. Yardım edeceğinizi söylüyorsunuz ve yardım etmek için elinizden geleni yapacağınızı. Neden iyi olmayalım. İyiyiz gayet iyiyiz.' diyerek cevap verdiğini, bir yandan böyle bir tacizin ya da yaşananların gerçek olmaması için dua ettiğini ancak bir yandan da orada bir şey olduğunu hissettiğini ve uzaklaşmak istediğini, bağıramadığını, çünkü bağırırsa sanığın nasıl bir tıbbi bilgisi olduğunu bilmediğini, bir iğneyle kendisini bayıltıp bayıltamayacağını bilemediğini, ayrıca o iki hastayı daha önce görmemiş olduğunu, sadece sanıkla kendisine hiç güven vermeyen, yüzü hiç gülmeyen, selam vermeyen bir sekreterin bulunduğunu, kendisini orada güvensiz hissettiğini, iyi olduğunu söyledikten sonra sanığın da bir şeyler söylediğini, sanığın en az üç kere iyi olup olmadığını sorduğunu, muayenehaneden çıkmadan kulaklığını taktığını çünkü toplu taşıma kullandığını ve doğrudan arkadaşı ...'yı aramak istediğini, çünkü bu durumu biriyle konuşması gerektiğini, kulaklığını takıp telefonunu yerine yerleştirdiğini, hiçbir şekilde müzik dinleyecek bir hâlinin olmadığını, müzik dinlediğinin de ispatlanamayacağını çünkü ağzının oynamadığını ve oradan dans ederek çıkmadığını, rahat göründüğünü de düşünmediğini, sakince çıktığını, daha sonra ...'yı aradığını, ...’ya kendisini bir jinekoloğun taciz ettiğini söylediğini, ...’nın da gülüp dalga geçtiğini, kendisine 'Saçmalıyorsun. Yani sen de abartıyorsun galiba. Fazla utandın ya da bir şey oldu belki. Sen rahatsız etmiş olabilirsin böyle bir şey mümkün olamaz.' dediğini, ...’yla acilen buluşmak için metroyla Haliç’e geçtiğini, Haliç’te metrodan indiği sırada sanığın kendisini aradığına dair bir mesaj aldığını, o anda kalbinin sıkıştığını, elinin ve ayağının titrediğini, hemen sanığı geri aradığını, sanığa kendisini neden aradığını sorduğunda sanığın iyi olup olmadığını merak ettiğini söylediğini, sanığa 'İyiyim. Kötü olacağım bir şey var mı?' diye sorduğunu, sanığın olmadığını söyledikten sonra âdet döngüsüyle ilgili bir şeyler söylediğini, kendisinin de âdet döngüsünün 1 Ekim tarihinde başladığını, bittikten sonra fitili yaptığını, bunların hepsinin notunu zaten almış olduğunu sanığa ifade ettiğini, sanığın kendisine verdiği hiçbir belge olmadığını, sanığın önünde her defasında bir kare kağıt bulunduğunu ve o kağıda notlar aldığını, sanığın kendisine öyle çıkınca biraz da merak ettiğini söyleyerek 'Hani sen şimdi travmalarım var demiştin ya bana. Şimdi sen acaba yanlış anladın mı bir şeyi?' diye sorduğunu, sanığa hiçbir şeyi yanlış anlamadığını, gayet iyi olduğunu, bir sıkıntı bulunmadığını söylediğini, sanığın 'İşte travmalarım var diyorsun ya ben o yüzden sormak istedim.' demesi üzerine teşekkür edip iyi olduğunu söyleyerek telefonu kapattığını, sanığın neden kendisine sürekli iyi olup olmadığını sorduğunu anlamadığını, ardından tekrar ...'yı aradığını, akşama kadar bekleyemeyeceğini, hemen buluşmak istediğini söyleyerek Taksim'de ...'yla buluşup konuştuğunu, ricası üzerine onların tanıdıkları jinekolog doktorları aradıklarını, böyle bir testin olma ve olmama ihtimâlini konuştuklarını, ardından arkadaşı Melek’in, kendisinin de eski doktoru ... Bey’i telefonla aradığını, böyle bir testin olup olmadığını sorduklarında ... Bey’in böyle bir testin kesinlikle olmadığını söylediğini, arkadaşlarının kendisine '... anlattıkların çok net. Basit düşün sadece. Bu oldu mu bu?' diye sorduklarını, olduğunu söylediğini, zaten arkadaşlarına dalga geçmelerinden korkarak olanların tamamını anlatmadığını, nasıl bu kadar salak olabildiğini düşünerek çok utandığını ve kimseye anlatamadığını, detaylarını aylar sonra şikâyet dilekçeleri hazırlanıp da ilk avukatları ...’ın suç duyurusu sürecini tamamlamasından sonra açıkça anlatabildiğini, o gece ...'nin yanına gittiğini, gitmeden önce telefonla aradığı ...’ye 'Ben ... Hoca'da kötü hissettim kendimi. Senin hiç muayene olurken, onun yanında kendini kötü hissettiğin oldu mu?' diye sorduğunu, ...’nin de olduğunu söyleyerek bunu neden sorduğunu öğrenmek istediğini, ...’ye 'Şimdi telefonla konuşmak istemiyorum. Lütfen akşam işten döner dönmez haber ver. Buluşmak istiyorum.' dediğini, hiçbir şekilde kimseye güvenemediğini, akşam hemen ...'yle buluştuğunu, ondan neler yaşadığını ve neden kendini kötü hissettiğini anlatmasını istediğini, ...’nin de ne olduğunu merak ederek anlatmaya başladığını, kendisine 'İşte mesela girdiğimde yanağıma yakın bir yerden öpüyordu. Dudağıma yakın bir yerden öpüyordu. Rahatsız yani garip hissediyordum kendimi ama rahatsızlık gibi ama hep adamın böyle boynu tutuk gibi olduğu için yaşlılığına veriyordum.' dediğini, ...’nin de kendisi gibi bahaneler üretmiş olduğunu gördüğünü, sonra ...’nin sanığın, muayene örtüsünü çok ileri ittiğinden ve bu testi ona da yapmayı denediğinden bahsettiğini, ...’nin, muayene koltuğunda yatarken sanığın sol tarafından yaklaştığını, üç parmağını kendisinin genital bölgesine yerleştirdiğini, sanık baskı yapmaya başlayınca kendisinin de bacaklarının birden zangır zangır titremeye başladığını, sanığa hazır olmadığını, yapmak istemediğini söylediğinde sanığın da 'Tamam. Sonra.' dediğini, sonraki seans gittiğinde de sanığın kendisine yine testi yapıp yapamayacaklarını sorduğunu, yapamayacağını söylemesi üzerine sanığın bir şeyler mırıldandığını kendisine anlattığını, sanığın bu mırıldanmalarını kendisinin de net olarak duyduğunu, ardından ...’ye bu yaşadıklarını daha önce neden anlatmadığını sorduğunu, ...’nin de kendisine 'Ben de tam olarak idrak edemedim ki. Yani oraya gitmek istemedim evet ama bir yandan da tabii ki böyle bir şeye ihtimal veremiyorsun. Biz bir kere seninle yakın arkadaşız.' dediğini, o gece ...’ye 'Bana daha kötülerini yaptı maalesef. Daha ileri gitti. Resmen benim için bu tecavüze yeltenme gibi bir his yarattı. Bence zaten öyle. Ne amacı olabilir parmağı içimde, dudağıyla beni öpmeye çalışıyor duvara sıkıştırıp. Ne amacı olabilir? Ben gerçekten hangi testse hangi test buna sebep olabilir? Kesinlikle bununla ilgili şikâyette bulunacağım. Utanacağım sıkılacağım belki ama ben bunu yapacağım. Ben bunun, bana yapılan şeyin bir taciz olduğuna, tecavüze yeltenme olduğuna eminim.' dediğini, hissettiğinin kesinlikle tecavüze yeltenme olduğunu, hemen o gece, 11 Ekim saat 23.45 sıralarında, çok geç bir saat olmasına rağmen lisede dersaneden arkadaşı olan ... isimli sosyal sorumluluk projelerinde yer aldığını, cinsel istismarla mücadeleyle alakalı çalışmalar yaptığını ve avukat olduğunu bildiği arkadaşını aradığını, ...’a '... konuşabilir miyiz? Benim başıma bir şey geldi ama emin olmak için seninle konuşmak istiyorum.' içerikli mesaj gönderdiğini, o gece ...’ün mesajı görmediğini, evlerine dağıldıklarını, sabah tekrar buluştuklarını, sabah saatlerinde ...’ün, kendisine müsait olduğunu, arayabileceğini bildiren bir mesaj gönderdiğini, sokakta yürürken ...’e başından geçenleri anlattığını, kendini çok kötü hissettiğini, bu konuyla ilgili bir şey yapması gerektiğini bildiğini ama gidip bunu polise, herhangi bir savcıya anlatamayacağını söylediğini, bu beş aylık süreçte olayı duruşmada ağlamadan anlatabilmek, kendini savunabilmek için bile bir sürü hipnoz yöntemi, alternatif tıp metodları ve terapiler aldığını, hâlen Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi psikiyatri bölümünde Münevver Hanım'la birlikte tedavisinin devam ettiğini, ...’e bunları anlatamayacağını söyleyerek başka bir yolun olup olmadığını sorduğunu, ...’ün de kendisine 'O zaman dilekçeni hazırlayacaksın. Ben bu dilekçeyi savcılığa sunacağım. Ben de senin vekilin olarak orada olacağım. Bu şekilde yapabiliriz. Ama eninde sonunda bunu duruşmada anlatacaksın.' dediğini, ...’le konuşurken arkadan telefonunun çaldığını, arayanın sanık olduğunu, sanığın, meşgul olduğunu gördüğü hâlde ikinci kez aradığını, sanıkta, sonucunu beklediği üç tane test olduğunu, sanığın da böyle art arda sabahın erken saatlerinde aramasından şüphelenerek bir şey olduğunu düşündüğünü, bir yandan da kendi kendine 'Böyle bir test yok ki. Şimdi seni arıyor. Seni resmen demoralize edecek ya da bir şey olacak.' diye düşündüğünü, ama bir yandan da sanığın kendisini araması durumunda açma zorunluluğu varmış gibi ya da sanık kendisini çağırırsa gitme zorunluluğu varmış gibi hissettiğini, hemen telefonu kapatıp ...'ü aradığını ve ...’e sokakta sinir krizi geçirdiğini söyleyip ne yapması gerektiğini, sanığın anlamaması ve kaçmaması için ne demesi gerektiğini sorduğunu, ...’ün de kendisine 'Sen sakin ol. Sen ne yapıyorsun? Bu iş hukuka yansıyacak ve sen onu bir daha görmek zorunda değilsin.' dediğini, şu anda sanığa bakmamasının sebebinin de bu olduğunu, sanığı görmek istemediğini, sanığın ölmesini istediğini, bu kadar okuyup bu kadar insana faydası olduğunu söyleyen bir insanın nasıl böyle şeyler yapabildiğini, nasıl böyle bir seçim yaptığını, kime yapıp kime yapmadığını anlamadığını, sanığın cezasını çekmesini istediğini, telefonu açmayınca ...’ün kendisine 'Anlamasını, kaçmasını istemiyorsan mesaj at.' dediğini, kendisinin de sanığa toplantıda olduğuna, telefonu açamadığına dair bir mesaj gönderdiğini, sanığın cevaben alınan bu sıvının yetersiz olduğunu, tekrar gelmesi gerektiğini bildirdiğini, hemen tekrar ...'ü arayarak ondan kendisine yardım etmesini istediğini ve orada sinir krizi geçirdiğini, ...’ün de kendisine 'Saçmalıyorsun gitmek zorunda değilsin. Gitmeyeceksin, bir daha o adamı görmeyeceksin.' dediğini, o sırada sanığa hiçbir şey yazmadığını ama bir yandan da sanığın kaçmasını istemediğini, sanığın, onun tacizine uğradığını anladığını anlamasını istemediğini, bir yandan bu konuda ...’den yardım aldığını, ...’ün yönlendirmesiyle sanığa hangi testin sıvısının yetersiz kaldığına dair mesaj gönderdiğini, simir testi mi yoksa bakteri enfeksiyon testi mi olduğunu sorduğunu, sanığın 'Diğeri.' şeklinde cevap yazdığını, sanığın kendisine sürekli nerede çalıştığını, işinin stresli olup olmadığını, hangi sektörde çalıştığını soran mesajlar gönderdiğini, kendisinin de 'Hayır stresli değil. Kendi işimi yapmaya çalışıyorum.' gibi cevaplar verdiğini, sanığa bir daha hiçbir şekilde cevap vermediğini, sözleştikleri gün muayenehaneye gitmediğini, sanığın ofisinde tacize uğradığını anladıktan sonra muayenehaneye gitmediğini, kendilerine taciz olayını bile bile art arda neden gittiklerinin sorulduğunu, 11 Ekimden sonra sanığın hiçbir telefonunu açmadığını, hiçbir mesajına cevap vermediğini, sanıkla aynı nefesi almak, sanığın ayak bastığı kaldırımda yürümek bile istemediğini, ardından ...'le kendi dilekçesini yazdığını, başına gelen her şeyi en ince detayına kadar yazdığını, ...'nin de aynı şekilde kendisinin de kandırıldığını, kötü hissettiğini, şikâyetçi ve davacı olacağını söylediğini, bu şekilde dilekçeleri hazırlayıp ...'e gönderdiklerini, dilekçeleri ...'e olayın gerçekleştiği tarihten yaklaşık 5 gün sonra ulaştırdıklarını, ayrıca ...’le yüz yüze görüşüp anlattıklarını, bu sırada kendisinin hâlâ bir sürü jinekoloğa böyle bir testin olup olmadığını sormaya devam ettiğini, kendisine hipnoz yöntemini öğreten hocası Bülent Uran’a sorduğunu çünkü Bülent Uran’ın yurt dışında eğitim aldığını ve jinekolog olduğunu bildiğini, kesinlikle böyle bir test olmadığını herkesin söylediğini, ...’ün o şekilde dava dilekçesini hazırladığını ve kendilerine 19.10.2018’de Savcılığa şikâyette bulunduğunu söylediğini ancak şikâyet dilekçesini 02.11.2018’de Savcılığa verdiğini öğrendiklerini, 4 gün içinde de kendilerini polisin arayarak ifade vermek üzere karakola davet ettiğini, hemen ...'yi aradığını ve buluştuklarını, ...’ün 'Ben de geliyorum. Beni de bekleyin.' demesi üzerine Mecidiyeköy’de buluşup emniyete gittiklerini, ifadelerin hazırlandığı ve imzaların atıldığı sırada ...'nin telefonunun çaldığını, bu arada bir yandan ... kapıyı açmadığı için arama yapmak üzere sanığın muayenehanesine giden polisin kendilerine bu kapıyı nasıl açtıracaklarını sorduğunu, ...’ün ...’yı arayarak bir hasta gibi kendisini tanıtıp kapıyı açmasını istediğini, ...’nın da 'Tamam canım, hemen açıyorum.' diyerek kapıyı açtığını, polislerin bu şekilde içeri girdiklerini, karakola çağrılmalarından bir gün önce ...’nin kendisine 'Ben artık ...'ya söylemek zorundayım çünkü bizi oraya ... götürdü.' dediğini, kendisinin de yalvararak '... Allah’ını seviyorsan ...'ya söyleme. ... onun akrabası, yani akraba gibi ilişkileri var. Evlerine girip çıkıyor, yiyor içiyor. Lütfen söyleme.' dediğini, en son polis karakolundayken sanığın ...'yi aradığını, ...’nin de telefonu açtığında sanığınsesini doğrudan tanıdığını, sanığın ...’ye '... Hanım benim size herhangi bir saygısızlığım, bir nezaketsizliğim mi oldu?' diye sorduğunu, aslında saygısızlığın da nezaketsizliğin de var olduğunu ancak sanığın bunları çok kibar yaptığını, anlaşılmasının çok zor olduğunu,gerçekten çok nazik ve kibar bir cinsel saldırıda bulunma gerçekleştirdiğini, bir yandan polislerin ...'ye telefonu kapatıp konuşmamasını söylediklerini, öbür yandan ...’ün ...’ye sanığı konuşturmasını, video çektiğini aktardığını, ...'de bu videonun olduğunu ancak hâlihazırda ...’le görüşmediklerini, davadan el çekmesini istediklerini, polis telefonu kapatmasını söyledikçe ...’ün de ...’ye sanığı konuşturmasını söyleyip video çekmeye çalıştığını, ...’nin strese girdiğini, 'Kapatıyorum ben. Siz bizi kandırdınız.' dediğini, bu sırada ...’nin yanında kendisinin de bulunduğunu, ...’ün, kendisinin sanıkla konuşmasına izin vermediğini, ...'ün izin vermesi hâlinde sanığın kendisinden hayır yerine evet cevabını alacağını, kendilerini nasıl taciz ettiğinin, nasıl kandırdığının, olmayan bir testin varlığı ile nasıl kandırdığının cevabını da alacağını ama polisin telefonu kapatmalarını istediğini, ...’nin de telefonu kapattığını,bunlarla uğraşırken ...’nun da bir yandan ...’ye 'Sana çok kızgınım. Beni neden böyle bir şeyin içine çektin? Benim niye adımı verdin?' dediğini, oysa telefonu açar açmaz sanığın 'Sizi bana ... getirmedi mi?' diye sorduğunu, kendilerinin ...'nun adını vermeleri gibi bir durumun söz konusu olmadığını, kendilerinin zaten ...'yu karıştırmak istemediklerini, kendisinin bu ricası üzerine ...’nin kesinlikle ...'ya hiçbir şey söylemediğini, bir gün önce ... söylediğinde de ...'dan çok kötü tepkiler aldıklarını, ...’nun kendilerine 'Beni neden böyle bir davaya karıştırdınız? Ben böyle çirkin bir şeyin içinde olmak istemiyorum. Yaptıysa cezasını çeksin. Umrumda değil.' gibi sözler söylediğini ayrıca sanığı telefonla arayarak ona 'Senin Allah belanı versin. Sen benim arkadaşlarıma bunu nasıl yaptın? Beni nasıl böyle pis bir şeyin içine çektin? Ben nasıl böyle bir şeye sebep olmuş olabilirim.' demek istediğini söylediğini, bunun üzerine bir yandan ...’nin ...’ya 'Benim çocuğum var. Yapma .... Bak adamı ararsan kaçacak adam.' dediğini, bir yandan da ... isimli kadın polis memurunun 'Bak ... suç işliyorsun. Şu an eğer adamı arayıp da bunları söylersen adam kaçar. Bu yüzden sakın söyleme.' diyerek ...’ya sürekli telkinlerde bulunduğunu, ...’nun umurunda olmadığını söyleyerek telefonu kapattığını, ...'ye de 'Ne hâliniz varsa görün.' dediğini, sonrasında ...'yla hiçbir irtibatlarının olmadığını, sanık ... ailesiyle ve basınla da hiçbir irtibatlarının bulunmadığını, işin basına yansımasıyla bir ilgilerinin olmadığını, Av....’ın istifa dilekçesi okunarak aralarında davayla ilgili para talebi gibi bir şey geçip geçmediğinin sorulması üzerine; kesinlikle böyle bir şey olmadığını, ...’ün kendilerine bu davayı ücretsiz göreceğini söylediğini ama ...’ün dosyanın durumu hakkındaki sorularına cevap veremediğini, bütün bilgileri kendisinin e-devletten kendi olanaklarıyla öğrendiğini, ...'nin neden duruşmaya gelmediğiyle ilgili bilgisi olup olmadığının sorulması üzerine; ...’nin cuma günü akşam saat 17.00-18.00 sıralarında kendisini telefonla aradığını ancak araba kullandığı için açamadığını, tekrar tekrar araması üzerine telefonu açtığında kendisine 'Çok kötüyüm. Ne olur buraya gel. Buraya geldiler. Beni buldular. Dükkânımın içine kadar girdiler.' dediğini, ...’nin kendisine söylediği kadarıyla müşteri gibi gelip önce konuştuklarını, sonra sanığın yakınları olduklarını söylediklerini, 11.10.2018’de gerçekleşen vajinaya parmak sokma olayından 22 gün sonra şikâyet dilekçesi verildiğinin hatırlatılması üzerine; o gece ...'le iletişime geçtiğine dair her şeyin mevcut olduğunu, 4 gün sonra bütün dilekçelerini hazırlayıp ...'e ilettiklerine dair mail adreslerinde her şeyin bulunduğunu, bunların saat ve tarihlerini verebileceğini, ...’ün dosyadan el çekmesini rica etmelerinin sebeplerinden birinin de bu olduğunu, olayın 11.10.2018’de yaşandığını, 16.10.2018’de her şeyi ...’e ilettiklerini, ...’ün 19.10.2018’de kendilerine davayı açtığını, rahat olmalarını söylediğini, kendilerinin de 19.10.2018’den itibaren davanın açıldığını sandıkları ve süreci bilmedikleri için sürekli e-devlete baktıklarını, ...’nin istismara uğradığını yani sanığın parmağını vajinasına soktuğunu kendisine ne zaman söylediğinin sorulması üzerine; ...’nin sanığın, kendisinin de dudağının yakınından öptüğünü, muayene örtüsünü sonuna kadar açtığını, bu testi yapmaya çalıştığını 11.10.2018 tarihinin akşam saatlerinde söylediğini, kendisinin ...’yle telefonla konuşmak istemediğini, kendisinin tacize uğradığını söylememesi hâlinde ...’nin ne yapacağının sorulması üzerine; bilmediğini, ...’den bir ses çıkmayabileceğini, kendisinin ...’ye başına geleni ağlayarak anlattığını, böyle bir testin olmadığını söylediğini, ...’nin de kendisine 'Nasıl yokmuş. Bana da böyle bir test olduğunu söyledi. Bana da yapmayı denedi.' diyerek tepki verdiğini, ...’ye sanığın kendisine testi nerede yapmaya çalıştığını sorduğunda ...’nin, koltukta dediğini, kendisine ise ayakta duvar kenarında yaptığını, bundan bile böyle bir testin olmadığının anlaşıldığını, böyle bir uygulama olmadığını ...’ye söylediğini, ...’nin ilk seans memnun olup olmadığının sorulması üzerine; ...’nin ... ile gittiği ilk seans herhangi bir şey olmadığını, kendisine sadece sanığın, yanağına yakın bir yerden öptüğünü ama sanığın boynu tutuk olduğu için öperken 'Herhâlde öyle öpüyor.' diye düşündüğünü söylediğini, sanığın boynunda bir sıkıntı olduğunu bildiğini, sorulması üzerine; sanığın sertleşmiş, erekte olmuş penisini kendisinin çıplak tenine değdirdiğini, evlenmiş boşanmış bir insan olarak kemerin mi yoksa pantolonun mu değdiğini anlayabileceğini, bu sırada sanığın pantolonunun üzerinde olduğunu, hissettiği şeyden emin olduğunu, kendisinin fotoğrafını çektiğine de, porno açtığına da emin olduğunu, sorulması üzerine; diğer hastaların kendisi ödemeyi yapana kadar 5 dakika içinde muayenehaneden çıktıklarını, kendisi de tam çıkacakken telefonun çaldığını, ...’nın sanığın, kendisini geri çağırdığını söylediğini, o hastalar çıktıktan yaklaşık 3-5 dakika sonra kendisinin de muayenehaneden çıktığını, yaşadığını iddia ettiği şeylere ve bu durumdan uzunca bir süre şüphelenmesine rağmen hâlâ tacize uğradığını anlamamasının kendisine garip gelip gelmediğinin sorulması üzerine; tacize uğradığını anlamadığını söylemediğini, mantığıyla duygularının tamamen çatıştığını ifade ettiğini, tacize uğradığını anladığını, sonuçta çıplak bacağına değen erekte olmuş bir penis bulunduğunu veya porno açmanın gerçekleştiğini, porno açma olayını en başta anlamadığını çünkü sperm sayımı, tüp bebek tedavisi gibi şeyler olduğunu, bu nedenle porno izletme durumunun tıbbi bir şey olduğunu düşündüğünü, defalarca sahne değiştirilip 'Beğendin mi? Beğenmedin mi?' diye sorulduğu hâlde hâlen bunun tıbbi bir şey olduğunu düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine; sanığın, kendisinin etkilenmesini sağlamaya çalıştığını, ardından da sıvıyı alacağını düşündüğünü, asıl tacizin pornoyu izleterek muayene odasına geçtikten sonra başladığını, durumun bu kadar vahim olduğunu anlamasına rağmen neden odaya geçtiğinin sorulması üzerine; anlamadığını daha önce de söylediğini, porno izlerken sanığın kendisini taciz ettiğini düşünmediğini, sanığın bir jinekolog olduğunu ve cinsel sağlıkla ilgilendiğini, sanığın, kendisine porno izletmesinde bir sebep olduğunu düşünerek izlediğini ancak etkilenmediğini, izlemek istemediğini ve hayvani geldiğini de belirttiğini, sanığın porno izlettiği anda bir şeylerin anormal olup tacize başladığını anlayıp anlamadığının sorulması üzerine; porno izletmeden önce sanığın eliyle kendisini taciz etmediğini, kendi eliyle kendisini uyardığını, bunu taciz olarak düşünmediğini, porno izlettikten sonra kendisini kötü hissettiğini, sanığın kendisine 'Geç yerine.' demesinden sonra anladığını, yaşananların kendisine garip gelip gelmediğinin sorulması üzerine; garip gelmediğini, emniyette elkonulan telefon ve cihazlar incelendiğinde bahsettiği gibi bir kaydın olmadığına dair tutanak düzenlendiğinin hatırlatılması üzerine; silinmiş olduğunu, bilgisayarın nasıl silinebileceğinin sorulması üzerine; pornonun çıkmama ihtimâlini düşünmediğini, olaydan sonra kasanın ya da bilgisayarın değiştirilip değiştirilmediğinin incelenmesi gerektiğini, yani kalıcı olarak silinebileceğine asla inanmadığını, bunun bir CD olması hâlinde CD’yi yok edip etmediğini bilemeyeceğini ancak kendisinin CD olduğunu da düşünmediğini, tek bir tanığının bulunmadığını, tek şahidinin sanığın telefonla çektiği o fotoğraf ya da bilgisayarda açarak 3-5 dakika ilerlettiği, kendisinin ise sadece yaklaşık 10 saniye baktığı porno görüntü olabileceğini,
17.07.2019 tarihinde Mahkemede; bu davayı açmaktaki amacının benzer olaylar başına gelen insanların ortaya çıkmasını sağlamak değil, kendisine karşı yapılan eylemin bir suç olduğunu anlatmak ve başka insanların başına gelmesini engellemek olduğunu ama geriye dönük başka insanlar çıktığını, bunların hiçbirinin kendilerinin buldukları ya da rica ettikleri kişiler olmadığını, karşı tarafın bunun bir sendrom olduğunu söylediğini, herkesin söylediğine saygı duyduğunu ama kendisine karşı işlenen suçu burada herkesin önünde anlatmak istediğini, sanığın profesör olarak anılmasını ve profesör olarak ölmesini istemediği için, buna karşı olduğunu, yani bir vatandaşlık hakkı olduğunu, ayrıca bir de kul hakkının bulunduğunu, bunların hepsinin ihlâl edildiğini, bu yüzden bu davayı açtığını,
Tanık ... Savcılıkta; 26 yıldır sanığın özel muayenehanesinde sekreter olarak çalıştığını, muayenehaneye girildiğinde ilk olarak kendisinin oturduğu masanın olduğunu, arka tarafında koridorun karşısında da sanığın odasının bulunduğunu, bu odanın içinde ise muayene odasının olduğunu, sanığın odasını karşıdan görmediğini ancak çok yakın olması sebebiyle herhangi bir olumsuzluk olması hâlinde sesleri duyabileceğini, sanığın muayenelerini yaparken her zaman kapıları açık tuttuğunu, çoğunlukla da muayene sırasında kendisini yanına çağırdığını, katılan mağdureleri muayenehaneye tanık ...’nun getirdiğini ve sanıktan rica ettiği için katılan mağdurelerden muayene ücreti almadıklarını, bu şekilde davranılan başka hastalar da olduğunu, hastalarla kimi zaman sanığın bizzat iletişime geçtiğini, katılan mağdurelerin muayenehaneye ... ve Ekim ayında tam olarak hatırlamadığı günlerde geldiklerini, muayene olurlarken yanlarında bulunmadığını ancak muayenehaneye girip çıkarken gayet neşeli olduklarını ve sanığa teşekkür ederek çıktıklarını, iddia edilen olaylar yaşanmış olsaydı herhangi bir tepkiyi kendisinin duyacağını,
Mahkemede; hem sekreteri hem de asistanı olarak sanığın yanında bulunduğunu, böyle bir şeyin olduğuna inanmadığını, sorulması üzerine; muayenehanede sadece kendisinin bulunduğunu, hem sanığın odasının kapısının hem de muayene odasının kapısının her zaman açık olduğunu, hastalar geldiğinde önce sanığa bildirdiğini, hastanın sanığın yanına geçtiğini, hasta muayene odasına geçince sanığın kendisini çağırdığını, bu hâlde hastanın yanına geçerek hastayı hazırladığını, hastanın soyunduğunu, masaya geçtiğini, muayene örtüsünü örtüp sanığı çağırdığını, sanığın da geldiğini, kendisinin her zaman için muayene odasında bulunduğunu, katılan mağdurelerin beyanlarının hatırlatılması üzerine; kendisinin istisnasız olarak tüm hastalarda ve her zaman sanığın yanında olduğunu, katılan mağdureler ... ile ...'yi hatırlayıp hatırlamadığının sorulması üzerine; hatırladığını, ...’yi kendilerine tanık ...'nun getirdiğini, ...’nin de ertesi gün ...’yi muayenehaneye getirdiğini, ikisiyle de böyle tanıştıklarını, ...’nin biri hariç diğer bütün muayenelerde odada bulunmadığını söylediğinin hatırlatılması üzerine; her zaman sanığın yanında olduğunu, kendisi olmadan sanığın zaten muayene yapamayacağını çünkü sanığa yardım ettiğini, ön hazırlık bittikten sonra odadan çıktığının söylendiğinin hatırlatılması üzerine; her zaman sanığın yanında olduğunu, muayene olduktan sonra hasta giyinip sanığın odasına geçmeden kendisinin odayı terketmediğini, zaten odayı da diğer hasta için hazırlayıp öyle çıktığını, sorulması üzerine; iddialara inanmadığını, sanığın çok titiz ve merhametli bir insan olduğunu, sanığın cep telefonuyla genital bölge fotoğrafı çektiğine dair iddianın hatırlatılması üzerine; böyle bir şeye inanmadığını, sanığın iş yerindeki bilgisayarda ...’ye porno görüntüler izlettiğine dair iddianın hatırlatılması üzerine; sanığın teknoloji açısından çok yetersiz olduğunu, bilgisayarda pornografi açacak kadar bilgisi olmadığını, böyle bir şeyin imkânsız olduğunu, kendisinin bilgisayardan anlayıp anlamadığının sorulması üzerine; kendisinin de bilgisayardan çok anlamadığını, sanığın bilgisayarını açma yetkisinin olup olmadığının, sanığın bilgisayarının şifresini kendisiyle paylaşıp paylaşmadığının sorulması üzerine; yetkisinin olmadığını, şifreyi bilmediğini, sorulması üzerine; dizüstü bilgisayarda böyle bir pornografik görüntünün olduğunu görmediğini, olsa göreceğini, sorulması üzerine; herkesin bir Facebook hesabı olduğunu, sanığın ayrıca bilgisayarı açarak gazeteleri okuduğunu, sanığın bilgisayarda sadece bunları yaptığını, başka bir yerde ifade verip vermediğinin sorulması üzerine; vermediğini, Savcılıkta '... ve ... Hanım muayeneye ..., Ekim ayında tam olarak hatırlamadığım günlerde geldiler, muayene olurlarken yanlarında değildim.' şeklindeki beyanını nasıl izah ettiğinin sorulması üzerine; ...’yi muayenehaneye getiren ..., muayeneler sırasında kendisini yanında istemediği için o gün ... ile ...’nin muayenelerinde yanlarında olmadığını, onun için Savcılıkta bu şekilde bir ifade verdiğini, daha önce hiç istisna bırakmadığının hatırlatılması üzerine; bazı hastaların kendisinin içeride olmasını istemediklerini, bu istisnaların birkaç tane olduğunu ve sayısıyla söyleyebileceğini, bu hastalar kendisinin içeride olmasını istemedikleri için bazen sanığın odasına geçtiğini çünkü sanığın odası ile muayene odası arasında üç dört adımlık bir mesafe bulunduğunu, muayene bittikten sonra tekrar hastanın yanına geçtiğini, ...'nin ilk gelişinde bu nedenle yanlarında olmadığını, diğerlerinde ise yanında bulunduğunu, ...’nin ikinci, ...’nin de birinci gelişlerinde ...’ye zaten vajina yıkama işlemi yapıldığını, bu işlem sırasında kendisinin muhakkak sanığın yanında olması gerektiğini, sanığın hep yanında olması durumunda telefonlara kimin baktığının, bu sırada gelen hastalara kapıyı kimin açtığının sorulması üzerine; randevulu çalıştıkları için bir sonraki hastaya yarım saatte bir ya da bir saatte bir randevu verildiğini ve bir problem yaşamadıklarını, telefon çaldığında da sanığın odasındaki paralel telefona bakıp tekrar hastanın yanına geçtiğini, muayene odasının kaç tane giriş ve çıkışının olduğunun sorulması üzerine; sanığın odasından ve ayrıca yan odadan iki giriş olduğunu, kendisinin daha çok yan odadan muayene odasına geçtiğini, sorulması üzerine; ...’nin muayenehaneye üç sefer geldiğini, ...’nin üçüncü gelişinde muayenehaneden ayrılırken başka hastaların geldiklerini hatırlayıp hatırlamadığının sorulması üzerine; hatırladığını, onların da 15-20 dakika önce gelmiş olduklarını, o hastaların geleceklerinden haberdar olup olmadığının sorulması üzerine; haberinin olduğunu, ne şekilde haberinin olduğunun sorulması üzerine; ... muayene olduğu sırada kapı zilinin çaldığını, kendisinin hemen kapıyı açıp muayene odasına döndüğünü, hiçbir zaman sanığı yalnız bırakmadığını, bulunduğu konum itibarıyla sanığın odasını ve muayene odasını görüp görmediğinin sorulması üzerine; görmediğini, randevu işlemlerini kimin yaptığının sorulması üzerine; kendisinin yaptığını, sanığın da telefonla konuşup bazen hastalarla randevulaştığını ama sonrasında 'Şu hastaya şu saatte randevu verdim. Not al.' diyerek kendisine bildirdiğini, sanığın katılan mağdurelere randevu vermesini kendisine not aldırdığını hatırlayıp hatırlamadığının sorulması üzerine; hatırladığını, 01.10.2018 tarihinde saat 10.45 sıralarında bir haberleşme, randevulaşma olduğunu, hatta ...’nin çok yakın bir yerde olduğunu söyleyerek 'Gelebilir miyim?' diye sorduğunu, tarihin tekrar sorulması üzerine; 11.10.2018 olduğunu, alınan numuneleri hangi laboratuvara gönderdiklerinin sorulması üzerine; Akademi Laboratuvarına gönderdiklerini, katılan mağdurelerden alınan numunelerin Akademi Laboratuvarına gönderilip gönderilmediğinin sorulması üzerine; Akademi Laboratuvarına gönderilmediğini hatırladığını, bu durumun nedeninin sorulması üzerine; sanığın numuneleri odasında da incelediği bir düzenek olduğunu, bu tarz numunelerin incelenmesini daima sanığın kendisinin mi yaptığının sorulması üzerine; sanığın bazı acil hastalara kendisinin baktığını, Akademi Laboratuvarına gönderdiği bu tarz numunelerin de olduğunu, sanığa ne gibi bir yardımda bulunduğunu, hastayı hazırlamak dışında tedavi ve muayene sürecinde ne gibi görevlerinin olduğunun sorulması üzerine; sanığın bütün aletlerinin hijyenik olarak temizliğini kendisinin yaptığını, bir operasyon sırasında her zaman için sanığın yanında durduğunu, söz gelimi; ...’ye vajina yıkama işlemi yaptıkları sırada sanığın yanında olduğunu, öncelikle hem sanığın hem de kendisinin eldiven taktıklarını, gelen hastanın zaten vajinasının problemli, akıntılı olduğunu ve hijyenik açıdan sağlıklı bir vajinaya sahip olmadığını, bu nedenle muayenesini yaptıklarını, sanığa yardım ettiğini, istediği aletleri sanığa verdiğini, sanığın hastalarından muayene ücreti almadığı zamanların olup olmadığının sorulması üzerine; olduğunu, çünkü bazı hastaların muayene ücretinin yarısını ya da bir kısmını ödemek konusunda ricada bulunduklarını, bunu kabul ettiklerini, sanığın bu durumu sıklıkla kabul edip etmediğinin sorulması üzerine; sanığın her zaman kabul ettiğini, sorulması üzerine; sanığın hastalarıyla çok sık görüştüğünü, 24 saat hastalarıyla iletişim içinde olduğunu, telefonla görüştüğünü, Whatsapptan yazıştığını, randevu rutininin nasıl olduğunun sorulması üzerine; randevulu çalıştıkları için yapılacak işlemlere göre bazı hastalara yarım saat, bazı hastalara bir saat verdiklerini, 11.10.2018 tarihinde ... tedavi olduktan sonra ne yaptığının sorulması üzerine; ...’nin muayene odasına geçtiğini, muayenesinin ve kontrolünün yapıldığını, sonra üstünü giyinerek sanığın odasına geçtiğini, içeride salonda bekleyen iki hastanın daha olduğunu, kendisinin de o hastalar için odayı hazırladığını ve içeri geçtiğini, o iki hastanın ...’nin muayene olup içeriden çıkmasını beklediklerini, ... muayene olduktan sonra anne kız olan o iki hastayı içeri aldığını, ... ile salonda olduğunu, ...’nin içeriden çıktıktan sonra lavaboyu kullandığını, sonra telefonuyla biraz zaman geçirdiğini ve ödemesini yaptıktan sonra gittiğini, sorulması üzerine; ...’nin bu sırada sıkıntılı bir yüz ifadesinin bulunmadığını, olumsuz bir durum gözlemlemediğini, ...’nin lavaboda geçirdiği sürenin sorulması üzerine; yaklaşık 5 dakika sürdüğünü, muayene odasında lavabo olup olmadığının ve operasyon ya da muayene sırasında orada el yıkanıp yıkanmadığının sorulması üzerine; olduğunu ve yıkandığını, sorulması üzerine; 11.10.2018 tarihinde ...’nin tek başına geldiğini, kendisinin ...’yi hazırladığını ve yanında durduğunu, muayenesi bitene kadar gelen hastalara kapıyı açmak için çıkıp tekrar geri dönüp dönmediğinin sorulması üzerine; geri geldiğini, ...’nin muayenesinin 15-20 dakika sürdüğünü, muayeneden sonra giyinip sanığın odasına geçtiğini, ... kendisinin yanına geldikten sonra o iki hastayı içeri aldığını, o iki hastanın tedavisi bitip çıktıklarında ...’nin hâlâ salonda, kendisinin yanında olduğunu, o iki hasta muayenehaneden ayrıldıktan sonra ...’nin de çıktığını,
Tanık ... Mahkemede; katılan mağdure ...’nin yakın arkadaşı olduğunu, katılan mağdure ...'yi hayatı boyunca bir kere gördüğünü, ...’nin çalıştığı stüdyonun müşterisi olduğunu ve uzun süreli dövme seansları olduğu için çok sık gittiğini, ... ile uzun uzun sohbet etme ve yakın olma şanslarının bulunduğunu, özel hayatlarını, başlarına gelen her şeyi detaylıca konuştuklarını, daha öncesinde yaşadığı kadınsal bir rahatsızlık nedeniyle sık sık doktora gittiğini de ...’yle paylaştığını, ...’nin de kendisine bazı problemlerinden sürekli bahsettiğini, en son konuşmalarında ...’ye doğumdan sonra hiç doktora gidip gitmediğini sorduğunu, ...’nin de bir kere gittiğini ama sonuçlarını takip etmediğini ve çok ciddi bir rahatsızlığı olduğunu söylediğini, ...’nin birlikte olduğu birisinin bulunduğunu, doktora da kendisinde bulunan hastalığın bulaşıcı olup olmadığını, karşı tarafa geçip geçmediğini sormak için gittiğini, ayrıca ...’nin detayını anlatması üzerine kendisinin de rahatsız olduğunu ve ...’ye, kontrolünün olduğu gün kendisiyle birlikte doktora gelebileceğini söylediğini, ...’ye 'Çok uzun süredir tanıdığım bir doktor ve çok iyi tanıdığım bir hoca. Hem sana detaylı anlatır, yönlendirebilir hem de yardımcı olabilir.' dediğini ancak sonuçta hasta olanın ... olduğunu, bu nedenle çok üstüne düşmediğini, ertesi gün kendisini ...’nin aradığını ve gelmek istediğini söylediğini, buluşarak beraber doktora gittiklerini, kendisinin kontrolünün yapıldığını ve çok kısa sürdüğünü, daha sonrasında ...’nin de şikâyetinden bahsettiğini, cinsel yolla bulaşıp bulaşmayacağını sorduğunu, cinsellikle ilgili yaşadığı bazı problemleri kendisi de olduğu hâlde ofiste konuştuklarını,... muayene olduğu esnada kapının açık olduğunu, kendisinin de içeride konuşulanlara birebir şahit olduğunu, sonrasında ...’nin muayenehaneden çıktığını, biraz sohbet ettikten sonra vedalaşarak oradan ayrıldıklarını, çıktıklarında ...’nin kendisine 'Neden sık sık geldiğini şimdi daha iyi anlıyorum.' dediğini, muayenehaneden ayrıldıktan sonra zaten sık sık görüştüklerini, haftada en az üç gün beraber olduklarını, her gün telefonla konuştuklarını, ertesi gün ...’nin kendisini tekrar aradığını ve sonuçları için doktora gitmesi gerektiğini söylediğini, kendisinin ise o gün müsait olmadığını ama ...’ye bir sonraki hafta tekrar gideceğini, dilerse kendisiyle gelebileceğini, dilerse tek başına gidebileceğini söylediğini, daha sonra ...’nin ... ile gittiğini kendisine söylediğini, hatta ...’nin, kendisine ...’nin de bazı problemleri olduğunu, onun da doktora gözüktüğünü dile getirdiğini, daha sonrasında ... ile yine sürekli olarak birlikte olduklarını, bir ay sonra bir gün ... ile sabah saatlerinde konuşarak akşam buluşmak üzere plan yaptıklarını, ...’nin saat 17.00 sıralarında kendisini telefonla aradığını, telefonu açtığında ...’nin telefonu doğrudan avukat olduğunu öğrendiği bir kadına verdiğini, avukatın telefonda 'Ben ...'le ...'ın avukatıyım. Sizin yönlendirdiğiniz doktor tarafından tacize uğradılar ve biz şu an emniyette ifade veriyoruz. Sizin de emniyete gelip ifade vermeniz gerekiyor.' dediğini, kendisinin çok şaşırdığını, ne zaman gittiğini, ne zaman olduğunu anlayamadığını çünkü ... ile sürekli birlikte olduklarını ve her doktor randevusundan sonra nasıl geçtiğini, ne sıkıntı olduğunu, her şeyi ...’nin kendisiyle paylaştığını, ...’nin, birlikte olduğu insanla özel ilişkisine kadar çok rahatlıkla anlatabilen biri olduğunu, sonrasında avukata 'Gelmek zorunda değilim. İfade vermek zorunda değilim.' dediğini, avukatın ise kendisine gelmezse polis zoruyla getirileceğini, ifade vermek zorunda olduğunu söylediğini, 'Hangi konu hakkında ifade vereceğim?' diye sorduğunda avukatın, ...'nin söylediklerini doğrulamasının, ...’ye sanığı kendisinin önerdiğini, yönlendirdiğini anlatmasının yeterli olduğunu söylediğini, bu duruma çok sinirlendiğini, şarjının da çok az kaldığını, bağırarak tepki gösterdiğini çünkü bunu her gün birlikte olduğu arkadaşı ...’den değil avukatından duyduğunu, sonrasında telefonu kapattığını, kendisini ısrarla aramaya devam ettiklerini, ... veya avukatının mesaj göndermeye başladıklarını, mesajlarda 'Aç telefonunu lütfen. Aç telefonunu. Şu an polis seni arıyor. Biz aramıyoruz. Yanımızda bulunan polis seninle konuşacak. Eğer açmazsan hakkında şu an suç duyurusunda bulunacağız. Eğer karşı tarafı ararsan delilleri karartmaktan hakkında tekrardan şu an işlem başlatılacak. Aç şu telefonu. aç.' gibi ifadelerin yer aldığını, kendisinin de çok ağır şeyler yazdığını çünkü çok sinirlendiğini ve neyin içinde olduğunun farkına varamadığını, zaten ...’yi bir kere ...’nin çalıştığı stüdyoda gördüğünü, oraya gittiğinde ...’nin uyumakta olduğunu, tanımadığı için ...’yi, ...'nin müşterisinin bir tanıdığı zannettiğini, ...'nin işi bittiğinde ...’yi uyandırması üzerine bu kişinin ... olduğunu anladığını, orada kendisine sanığı tavsiye etmesi nedeniyle tekrar teşekkür ettiklerini ve ayrıldıklarını, ...’yle ilk ve son görüşmesinin bu olduğunu ancak ...'yle sürekli bu konuyu konuştuklarını, ...’nin, muayenenin nasıl geçtiğini, nasıl olduğunu, nasıl ilerlediğini, bir probleminin olup olmadığını ve yapılan işlemin detayını kendisine anlattığını, yıkama işlemi yapıldığını, tampon yerleştirildiğini ve diğer ayrıntıları hep bildiğini, her şeyini anlatıp da sonrasında olanları avukattan bu şekilde duyması nedeniyle ...’yle hiçbir şekilde iletişime geçemediklerini, ...’nin kendisini aramadığını, karşılaşmadıklarını, aynı arkadaş ortamında bile denk gelmediklerini, sorulması üzerine; ...’nin bu tavrına hiç anlam veremediğini, ...’yle yüz yüze konuşması hâlinde onun yalan ya da doğru söylediğini kesinlikle anlayacağını, ...’yle duruşmada karşılaşmak istemesinin nedeninin sorulması üzerine; bazı şeyleri ...’ye bakarak söylemek istediğini, ...’nin de kendisine bu konuyla ilgili soru sorabileceğini, tartışabileceklerini düşündüğünü, ... ile yüzleşmeyi çok istediğini, ortak arkadaşlarını da araya soktuğunu fakat ...’nin kendisiyle konuşmayı tercih etmediğini, soruşturma başladıktan sonra bir daha hiç görüşmediklerini, ...'nin avukatının kendisini arayıp tehdit ettiği gün doğrudan kendi avukatını aradığını, avukatının kendisine bu konuyla ilgili sadece tanık olduğunu, eğer mahkeme çağırırsa gidip gördüklerini anlatmasının yeterli olduğunu söylediğini, daha sonrasında kimseyle konuşmaya gerek görmediğini, duruşma gününü kimden öğrendiğinin sorulması üzerine; tedavisi devam ettiği için sanıkla görüşmekte olduğunu, ...’nin avukatının 'Gelmek zorundasın. İfade vermek zorundasın. Anlatmak zorundasın. Sen önerdin.' gibi sözlerini muayeneye gittiği zaman sanığa da söylediğini, sanıkla yaklaşık 8-9 yıldır tanışıklığının bulunduğunu ve bu tanışıklıklarının hasta doktor ilişkisi çerçevesinde olduğunu, uzun süredir her konudaki rahatsızlığıyla ilgili sanığa gittiğini, değiştirme gereği duymadığını, sorulması üzerine; sanığa çok fazla sayıda muayene olduğunu, muayenenin dışında da muayenehanenin bulunduğu yerden geçerken selam vermek için bile uğradığını çünkü sanığın, hastalığı süresince çok zor zamanlarında yanında olduğunu, tanık ...’nın, muayene olurken sürekli olarak yanında bulunup bulunmadığının sorulması üzerine; ilk zamanlar sürekli yanında olduğunu ama üstünü giyinip çıkartırken birinin orada olmasının kendisini rahatsız ettiğini, o güveni sağladıktan sonra ...’nın bulunmasına ihtiyaç duymadığını söylediğini, gerektiği zaman zaten ...’nın çok yakında olduğunu, ihtiyaç duyulduğu zaman sürekli yanlarına gelebildiğini, sorulması üzerine; hem çatalda hem de sedyede muayene olduğunu, hiç ayakta muayene olmadığını, ayakta genital bölgelere dokunularak muayene olup olmadığının sorulması üzerine; üstünü değiştirdiği sırada sanığın hiçbir zaman odaya girmediğini, örtüyü örttükten sonra sanığa seslendiğini, sanığın da içeri geldiğini, konuların mahiyetini bilip bilmediğinin sorulması üzerine; bazı şeyleri gazeteden, basından okuduğunu, sanığın kendisine porno görüntüler izletip izletmediğinin sorulması üzerine; kesinlikle göstermediğini, sanığı ilk defa bir hastaya önermediğini, sanığın, çok fazla arkadaşını çocuk sahibi yaptığını, çok arkadaşının hâlâ sıklıkla sanığa kontrole gittiklerini, muayene olduklarını ve gazetelere çıktıktan sonra kendisine bu konuyla ilgili çok fazla mesaj geldiğini, kimsenin böyle bir şeye inanamadığını, sanıkla doktor hasta ilişkisinin ötesinde arayıp konuşmalarının, yazışmalarının olup olmadığının sorulması üzerine; yazışmalarının olduğunu çünkü hastalık sürecinde psikolojik olarak da çok ağır bir dönem geçirdiğini, mesajlaşarak randevulaşıp randevulaşmadıklarının sorulması üzerine; randevulaştıklarını, ... aracılığıyla randevulaşıp randevulaşmadıklarının sorulması üzerine; sanıkla doğrudan randevulaştıklarını, hatta ... ile gittikleri ilk gün ...'ye de sanığın kartını aldığını, bir sorunu olduğunda sanığa yazabileceğini söylediğini çünkü kendisinin sanıkla samimiyetinin olduğunu, ...’yı istemediği zamana kadar hep yanında olup olmadığının sorulması üzerine; hep yanında olduğunu, diğer hastaların durumunu bilip bilmediğinin sorulması üzerine; kendisinin bekleme salonunda çok bekleme fırsatı olduğunu, ...’nın her zaman yani her muayenede olduğunu, sanığın muayene ücretinin sorulması üzerine; 400 TL olarak bildiğini ama kendisinin uzun süredir sanığa gittiğini, çok ciddi paralar ödediği zamanlar da olduğunu ancak sanıkla çok uzun süredir tanışıklıkları olduğu için parası olmadığı zaman bunu rahat bir şekilde dile getirebildiğini, muayeneye devam edip etmediğinin sorulması üzerine; devam ettiğini, sanığın eşini ya da çocuklarını muayenehanede gördüğü zaman onlarla da konuştuğunu, sanığın eşine gördüğünde selam vermesinin ya da sanığın eşinin kendisini tanımasının çok normal bir şey olduğunu, yargılamaya ilişkin konuyu sanıkla ya da eşiyle konuşup konuşmadığının sorulması üzerine; sanığa 'Geçmiş olsun.' dediğini ama detayına çok fazla giremediğini çünkü muayene olmaya gittiğini, Sevcan isimli bir arkadaşını sanığa yönlendirip yönlendirmediğinin sorulması üzerine; Sevcan’ın hâlen sanığa kontrol olduğunu hatta bu hafta küçük çaplı bir operasyonunun bulunduğunu, ... ile birlikte ilk defa muayenehaneye gidip çıktıktan sonra ...’ye 'Bu adamın sapık olduğu söyleniyor ama baksana nasıl tatlı bir adam.' şeklinde bir beyanının olup olmadığının sorulması üzerine; 9 senedir gittiği sanığın sapık olduğuna dair en ufak bir şüphesi olsa gitmeye devam etmeyeceğini, bir kadın ve utangaç bir insan olduğu için tercih ettiği doktorun sanık olduğunu, sorulması üzerine; ... ile beraber ilk muayeneye gittikleri gün çok küçük bir alanda sanıkla vedalaştıklarını, ...’nin önden sanığın elini sıkıp odadan çıkmasından sonra kendisinin vedalaşıp ayrıldığını, dışarı çıktıklarında da ...’nin tam olarak 'Neden buraya bu kadar sık geldiğini şimdi daha iyi anlıyorum.' cümlesini kurduğunu çünkü şakayla karışık hoş bir sohbet geçirdiklerini, sanığın vedalaşırken ...’yi öpüp öpmediğinin sorulması üzerine; kesinlikle böyle bir şey olmadığını, kendisinin alerjik bir rahatsızlığının bulunduğunu, sanığın odası parfüm koktuğu için içeri girdiğinde sürekli hapşırdığını, sanığın da sürekli kendisinin üzerine kolonya sıktığını, titiz bir insan olduğunu, el sıkıştıktan sonra dahi kolonya sıktığını düşündüğünü, sanığın ...’yi dudağından öpeceğini düşünmediğini, sorulması üzerine; sanığın eldiven kullandığını, bir keresinde rica etmesi üzerine sanığın kendisine iğne yaptığını ve o sırada bile eldiven taktığını, sanığın bu konuda çok titiz bir insan olduğunu, 27.09.2018’den katılan mağdurelerin avukatının aradığı tarihe kadar katılan mağdurelerin kendisine sanığın yaptıklarından söz edip etmediklerinin sorulması üzerine; kesinlikle söylemediklerini, son gün buluşma planı yaptıklarını, ...’nin bunun için aradığını düşünerek telefonu açtığında hiçbir şey söylemeden telefonu avukatına verdiğini,
Tanık ... Mahkemede; bilgisayar mühendisi olduğunu, eşiyle çocuk sahibi olmak istedikleri bir dönemde kuzeni ...’nın, kendisine sanığı tavsiye ettiğini, sanığın uyguladığı tedavi ile doğal yollarla bir çocuk sahibi olduklarını, sanığı bu çocuğa sahip olmasına vesile olan kişi olarak gördüğünü, bu olayın ardından sanığın, kendi annesinin de doktorluğunu yaptığını, hemen hemen ailesindeki bütün kadınların doktorluğunu yapmakta olduğunu, sanığa bu suçlama yöneltildiğinde çok şaşırdıklarını ve sanığa nasıl ulaşabileceğini öğrenmeye çalıştığını, muayenehanesine gittiğini ama ulaşamadığını, ardından internet üzerinden sanığın yeğenlerini bularak onlarla irtibata geçtiğini, sanığın gözaltına alındığını öğrendiklerini, Bakırköy Savcılığına başvurup sanığı görmek için izin aldığını ancak sanığı görmeye gittiğinde sanığın nakil işlemlerinin yapılmakta olduğunu, sanık suçlamaları gerçekleştirmiş gibi ithamlarda bulunan televizyon yayınları yapıldığını, kendisinin de bunlara karşılık olarak hastalarını, öğrencilerini, diğer aile bireylerini bir araya toplayan bir Whatsapp grubu kurduğunu, ardından sanığı ziyaret ettiğini ve Facebookta bu konuyla ilgili bir paylaşımda bulunduğunu, ardından sanığa itibarının iade edilmesi ile ilgili bir imza kampanyası başlattığını, son olarak da eşine 'Sen güveniyor musun Hocama? Yüzde yüz emin misin?' diye sorduğunu, eşinin emin olduğunu söylemesi üzerine 'O zaman çocuğu hazırla. ... Hanım'la bir görüşmeyi deneyelim.' dediğini, katılan mağdure ...’nin Şenlikköy’de bir pet shopta çalıştığını öğrendiklerini, Şenlikköy'deki pet shopları ziyaret ettiklerini, aradıkları ilanlardan bir tanesinde ...'ye ulaştıklarını, kapıyı açıp kendilerini buyur ettiğini, eşi ve çocuğuyla birlikte dükkâna girdiklerini, bir adam ve bir kadının kendilerini karşıladığını, onlara hayvanlar hakkında sorular sorduklarını, ... müsait olmadığı için dükkânın yanında yer alan bir lokantaya gittiklerini, yemek söyledikten sonra aradıkları ...’ye 'Bakın biz aslında ... Bey'in hastalarıyız. Sizinle görüşmek üzere bugün buraya geldik. Kusura bakmayın size kendimizi tanıtamadık.' dediğini, ...’nin de sorun olmadığını söylediğini, bu defa ...’ye 'Bizle görüşebilir misiniz? Arzu edersiniz buyrun siz gelin, arzu ederseniz biz gelelim.' diye sorduğunu, ...’nin de sıkıntı olmadığını, kendilerini arayacağını söylemesi üzerine yemek yediklerini, Şenlikköy Polis Karakolunun karşısında bulunan çocuk parkında vakit geçirdiklerini ancak ...’den haber alamadıklarını, ...’ye 'Eğer müsaitseniz önümüzdeki hafta sizinle görüşmeyi arzu ederiz.' içerikli bir Whatsapp mesajı gönderdiğini ve oradan ayrıldıklarını, sonra sanığın eşi Şule'yi aradığını, ona böyle bir girişimde bulunduğunu anlattığını, Şule'nin ise kendisine 'Lütfen bunu yapmayın.' dediğini, sanığın da bu görüşmeye bağlanarak 'Bu, davanın seyrini olumsuz etkileyebilir. Lütfen buna kalkışmayın. Teşekkürler bir girişimde bulunmuşsunuz ama lütfen bunu yapmayın.' dediğini, ardından bir önceki duruşmaya katıldıklarını, dışarıda beklediği sırada ...’nin, kendisi hakkında bulunduğu şikâyetle ilgili ifade vermek üzere çağrıldığını, bütün bu süreç boyunca eşiyle çocuğunun yanında olduğunu, olayla ilgili hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini bildiğini, ... ile konuşmak ve irtibat kurmak istediklerini ama ...’nin kendilerini birtakım suçlarla itham ettiğini, ...’den şikâyetçi olmamasını isteyip istemediğinin sorulması üzerine; ... ile iki görüşmesinin olduğunu, görüşmelerden birincisinin 14 saniye sürdüğünü ve bu görüşmenin 'Biz geldik. Acaba köpek satan dükkan siz misiniz?' içeriğinde olduğunu, bu görüşmeden sonra ...’nin gelerek kapıyı açtığını, 55 saniyelik diğer görüşmede ise ...’ye 'Kusura bakmayın biz size kendimizi tanıtamadık. ... Bey'in hastalarıyız. Görüşmeyi arzu ediyoruz. Arzu ederseniz biz gelelim, arzu ederseniz buyrun siz gelin.' dediğini, bir tane de 'Eğer müsaitseniz önümüzdeki hafta sizinle görüşmeyi arzu ederiz.' içerikli Whatsapp mesajı gönderdiğini,
Tanık ... Mahkemede; kızının ameliyat olacağını, olay günü sanıkla ameliyat öncesi görüşme yapmak istediklerini, gittiklerinde kapıyı çaldıklarını, sekreter ...’nın birkaç dakika sonra kapıyı açtığını, içeriye girdiklerini, ...’nın sanığın yanına gittiğini, kendilerinin de koltuğa oturduklarını ve sanığa selam verdiklerini, bu sırada sanığın masasında oturmakta olduğunu, içeriden hastanın çıktığını, birkaç dakika sonra içeriye kızıyla birlikte girdiklerini, sanığın, ameliyattan önce yapılması gerekenleri söylediğini ve birkaç dakika sonra çıktıklarını, çıkarken önceki hastayı salonda gördüğünü,katılan mağdureler arasında hasta olarak bahsettiği şahsı göstermesinin istenmesi üzerine; saçlarının uzun ve siyah olduğunu söyleyerek katılan mağdure ...’yi işaret ettiği, '... mi?' diye sorulması üzerine; adını bilmediğini, tarih ve saat verip veremeyeceğinin sorulması üzerine; 11.10.2018 tarihinde öğleden sonra olduğunu, saat 13.00’de olabileceğini, sorulması üzerine; muayenehanede yaklaşık 5 dakika kalmış olabileceklerini, girişte koltuklarda kızıyla oturup beklediklerini, ...’nin kendilerinden önceki hasta olduğunu, ... çıktıktan sonra kendilerinin girdiğini, ...'nin rahat olduğunu, dikkatini çekecek bir şey görmediğini, sorulması üzerine; muayenehaneye girdikten yaklaşık 2-3 dakika sonra sanığın odasına geçtiklerini, tam olarak bilemediğini, muayenehanenin kapısını çaldıklarında kapıda bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine; çok beklemediklerini, 1-2 saniye beklemiş olabileceklerini, oturdukları yerden sanığın masasının göründüğünü ve odasının kapısının açık olduğunu, masasında oturan sanığa selam verdiklerini, sonra o kapının kapanmadığını ve ...’nin çıktığını, sorulması üzerine; kendileri çıktığında ...’nin oralarda gezindiğini, muayenesinin bitmiş olduğunu, ...’de olumsuz, ağlar bir ifade görüp görmediğinin sorulması üzerine; görmediğini, sorulması üzerine; muayene sırasında hep kızının yanında olduğunu, sanığın hep eldiven taktığını, ...’nın muayene sırasında genelde yanlarında bulunduğunu ama muayeneden sonra kontrole gittiklerinde zaten annesi olarak kızının yanında kendisinin olduğunu, muayenehanenin kapısını kimin açtığının sorulması üzerine; ...’nın açtığını, kendileri içeri girdikten sonra da ...’nın sanığın yanına gittiğini,
Tanık ... Mahkemede; sanığın oğlu olan tanık ... ile kısa bir süre beraber olduklarını, kendisinin daha önceden tam olarak ne olduğunu bilmediği bir rahatsızlığının bulunduğunu, ...’ın da bu durumdan detaylı olarak haberdar olduğunu, ...'la beraber Nişantaşı-Taksim taraflarında gezdikleri bir gün sanığın ofisine uğradıklarını, ...’ın biraz emrivaki bir şekilde 'Babam da baksın. Nasıl olsa doktor.' dediğini, o gün sanığın normal bir şekilde kendisini kontrol ettiğini, ...’ın da yan odada bulunduğunu, anormal bir durum yaşanmadığını, sanığın daha sonra kendisini tekrar muayeneye çağırdığını, ikinci kez çağırdığında sanığın kendisine 'Tekrar kontrol etmem gerekiyor. Emin değilim. Tekrar bir bakmam lazım.' dediğini, o esnada ...’ın yurt dışında olduğunu ve sanığın muayenehanesine tek başına gittiğini, koltuğa uzandığını, sanığın eliyle muayeneye başladığını, sonrasında bu şekilde rahat kontrol edemediğini, anlayamadığını söyleyerek 'Bir duvara yaslanır mısın?' diye sorduğunu,ellerini duvara koyduğunu, yüzü duvara dönük şekilde duvara dayalı olduğunu, sanığın arkasından kendisine dayandığını ve sürtünmeye başladığını, eliyle vajinasını ellediğini ve sürtündüğünü, bu sırada parmağını içeri doğru sokunca kendisinin afalladığını, ne olduğunu anlayamadan oradan çıktığını, olayı sindirerek ne olduğunu anlayınca sanığı aradığını, sanığa 'Ben raporlarımı istiyorum. Bana raporlarımı gönderin.' dediğini, sanığın raporları neden istediğini sorarak korkulacak bir şey olmadığını söylemesi üzerine raporları başka bir doktora göstermek için istediğini söylediğini, sonrasında ise çok korktuğunu ve sanığı bir daha hiç aramadığını, olay tarihinde 22 yaşında olduğunu ve kime, nasıl şikâyet edeceğini bilmediğini, ...'ın ve annesinin kendisine inanmayacaklarını düşündüğünü, katılan mağdurelerin başına gelen bu olay ortaya çıktığında inanamadığını, bir yandan 'Keşke o zaman bir şey yapabilseydim, belki bunların devamı olmazdı.' diye düşündüğünü, sorulması üzerine; olayın üniversite 3. sınıfta olduğu 2007 yılında yaşandığını, sorulması üzerine; sanığın eldiven kullanmadığını, muayenehaneye ilk gidişinde eldiven kullanıp kullanmadığının sorulması üzerine; yine kullanmadığını, dava konusu olayla ilgili görgü ve bilgisinin sorulması üzerine; 12 yıl önce kendisinin başına gelen ve bunca yıl sessiz kaldığı bir olayı paylaştığını, katılan mağdurelerin yaşadıklarından basına yansıdıktan sonra haberdar olduğunu, sorulması üzerine; ... yurt dışına çıktığında iletişim hâlinde olduklarını, ... ile bu olay üzerine ayrılıp ayrılmadıklarının sorulması üzerine; bu olayın üstüne hiç kimseyle onlarla ilgili daha fazla iletişim kurmak istemediğini, yaşadığı bu olayın üstüne ...’la bir ilişkiye devam edemeyeceğini, bu sebeple ilişkiyi bitirdiğini,
Tanık ... Mahkemede; Kanada’da yaşadığını, sanığın oğlu olduğunu, tanık ... ile ilkokul 5. sınıftan bu yana sınıf arkadaşı olarak tanışıklığının bulunduğunu, ailecek görüştüklerini, 2007 yılında ...’le buluştuğunu ve arkadaşlıklarının sevgili olarak devam ettiğini, o yaz birlikte sıkça vakit geçirdiklerini, 2007 yılının yaz tatili sonunda, Ağustos ayında kendisinin Kanada'ya eğitimine devam etmek için geri döndüğünü, yaklaşık 1-1,5 ay sonra ilişkinin yürümediğini, uzaklık ve mesafe koşulları nedeniyle ayrılma kararı verdiklerini, bunun ortak verilmiş bir karar olduğunu, 2007 yılı Ağustos ayının başlarında, kendisi Kanada’ya henüz dönmeden önce ... ile Nişantaşı'nda gezinirken ...’e muayenehaneye çıkmayı teklif ettiğini çünkü ...’in uzun zamandır muayene olmadığını bildiğini, sanığın yanına çıktıklarını, sanığın gayet samimi bir ortamda kendilerini karşıladığını, güzel bir konuşmanın akabinde durumu sanığa izah ettiğini, 'Babacığım ...’in böyle bir sıkıntısı varmış. Acaba nedir ne değildir? Bir ilgilenir misin?' dediğini, sanığın kabul etmesi üzerine ...’in muayene odasına geçtiğini, kendisinin de sanığın ofis odasında kaldığını, ...’in 3 dakika içinde muayene odasından çıktığını, sanığın ...’e neler yapması gerektiğini söylediğini, hiçbir sıkıntı yaşanmadan muayenehaneden çıktıklarını, akabinde ...’in, duayen bir isme gittiği ve nihayet işin ehli olan bir kimseden konuyla ilgili fikir aldığı için kendisine çok teşekkür ettiğini, Kanada’da bulunduğu sırada ilişkilerinin telefon ve e-posta ile bir şekilde devam ettiğini, ...’e uzun mesafeden ötürü bu ilişkiyi devam ettiremeyeceğini söylediğinde ...’in bunu üzülerek de olsa anlayışla karşıladığını ve ilişkilerinin son derece medeni bir şekilde sonlandığını, 12 yılın sonunda sanığın yaşadığı bu talihsiz durum vesilesiyle hayatında ilk defa duyduğu böyle bir olayla karşılaştıklarını, ayrılma kararını kimin verdiğinin sorulması üzerine; mesafenin uzunluğundan ötürü kendisinin ayrılma kararını verdiğini, 2007 yılı ... ayında ayrılıp ayrılmadıklarının sorulması üzerine; ... ya da ekim ayında ayrıldıklarını, ...’in yaşadığını iddia ettiği olayla ilgili ortak arkadaşlarından kendisine yansıyan bir durum, bir şikâyet olup olmadığının sorulması üzerine; kimseden en ufak bir şikâyet duymadığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; jinekolog olduğunu, '... Şişli' adresinde bulunan iş yerinde 26 yıldır çalıştığını, toplumda saygın, itibarlı bir akademisyen olduğunu, hakkında şikâyette bulunan katılan mağdureler ... ve ...'yi tanıdığını, eski bir hastası olan tanık ... vasıtasıyla muayenehanesine geldiklerini, katılan mağdurelere normal jinekolojik muayene dışında hiçbir davranış sergilemediğini, 44 yıllık meslek hayatında çok fazla hastaya baktığını, şimdiye kadar böyle bir suçlamayla karşılaşmadığını, katılan mağdurelerin neden böyle bir suçlamada bulunduklarıyla ilgili bir fikrinin bulunmadığını, bu iddiaların bir kurgu olduğunu düşündüğünü çünkü katılan mağdurelerin iddialarının aynı olduğunu, katılan mağdurelere tıbbi olarak ne gerekiyorsa onu yaptığını, katılan mağdurelerin muayene esnasında ve muayenehaneden çıkarken ikinci gelişlerinde de hiçbir olumsuz tepkide bulunmadıklarını, ikinci muayeneye de kendi istekleriyle geldiklerini, ...’yu tanıdığı için ...’den ücret alamayacağını söyleyip söylemediğinin sorulması üzerine; ...’nun kendisine ücret konusunda kolaylık göstermesini rica ettiğini, bunun üzerine katılan mağdurelere 'Sizden muayene ücreti almayacağım. Test, iğne ve masraflar için ücret alacağım.' dediğini, ...’nin yanağını dudağına yakın bir noktasından öpüp öpmediğinin sorulması üzerine;iddia edildiği gibi bir öpme olayının gerçekleşmediğini, ilk muayeneden sonra ...’yi arayıp yapılan testlerin sonuçlarının kötü olduğunu söyleyerek acilen muayenehaneye çağırıp çağırmadığının sorulması üzerine; ilk muayeneden sonra ...’yi aradığının doğru olduğunu, test sonuçları hakkında şifahi olarak bilgi verdiğini, acilen çağırmasının ise söz konusu olmadığını, kendisini telefonla arayarak ücret soran ...’ya 'Kızlardan para alamam. Zaten onların parası bana yetmez. Sadece test ve laboratuvar ücreti alacağım. Muayene parası almayacağım.' şeklinde cevap verip vermediğinin sorulması üzerine; beyanının bu şekilde olmadığını, ...’ya 'Arkadaşlarından muayene parası almayacağım.' dediğini, bunu da ...’nun ricası üzerine söylediğini, her hastasına olduğu gibi katılan mağdurelere de bilgilendirme yaparken rahim ağzı kanseri aşısı olup olmadıklarını, ayrıca tek eşli olup olmadıklarını sorduğunu, muayene esnasında ...’nin üzerindeki örtüyü açıp açmadığının sorulması üzerine; açmadığını, ...’ye orgazm ve mastürbasyon ile ilgili soru yöneltip yöneltmediğinin sorulması üzerine; tedavisi dışında hastalarının cinsel hayatı konusunda soru sormasının mümkün olmadığını, böyle bir soruyu kesinlikle sormadığını, katılan mağdurelerle, partnerlerinin yeterli mesaiyi harcamamaları ya da fizyolojik bir sorun olup olmadığı konusunda konuşup konuşmadığının sorulması üzerine; kesinlikle böyle bir soru sormadığını, katılan mağdurelerin bahsetmiş oldukları testin, akıntı örneği alma testi olduğunu ve bu testin tüm hastalara uygulandığını, katılan mağdurelerin vajinalarına eldivensiz olarak dokunup dokunmadığının sorulması üzerine; hem kendisini korumak için hem de tıbbi zorunluluk sebebiyle hiçbir hastasını eldivensiz muayene etmediğini, ...’ye vajinal mi yoksa klitoristen mi boşaldığı konusunda soru yöneltip yöneltmediğinin sorulması üzerine; böyle bir soru sormadığını, ...’nin ayakta olduğu sırada onun baldırını tutup tutmadığının sorulması üzerine; katılan mağdureye ayakta olduğu esnada hiçbir tedavide bulunmadığını, hiçbir yerini tutmadığını, orta parmağıyla cinsel bölgesine dokunmak suretiyle ...’yi uyarmaya çalışıp çalışmadığının sorulması üzerine; ofiste bulunan muayene odasının kapısının hiçbir zaman kapalı olmadığını, ofisinin hemen karşısında da sekreteri tanık ...'nın bulunduğunu, böyle bir eylemde bulunmuş olması hâlinde bunun gizli kalmasının, duyulmamasının mümkün olmadığını, bu iddianın gerçek olamayacak kadar abartılı ve kötü niyetli bir iddia olduğunu, muayeneden sonra ayrılırken ...’yi rahatsız edici bir şekilde öpüp öpmediğinin sorulması üzerine; böyle bir şeyi kesinlikle yapmadığını, muayene masasında iken ...’nin üzerinde bulunan örtüyü açıp açmadığının sorulması üzerine; kesinlikle açmadığını, muayenenin gerektirdiği işlemlerden başka hiçbir işlem yapmadığını, cep telefonunda ve dizüstü bilgisayarında herhangi bir pornografik görüntü olup olmadığının sorulması üzerine; telefonunda veya bilgisayarlarında kayıtlı pornografik bir görüntünün olmadığını, hiçbir hastasına böyle görüntüler izletmediğini, hastalarının özel bölgelerinin fotoğraflarını çekip çekmediğinin sorulması üzerine; hiçbir hastasının özel bölge fotoğrafını çekmediğini, teslim ettiği cep telefonunun incelenmesi hâlinde bu durumun ortaya çıkacağını, ...’ye muayene esnasında titrediğini söyleyerek ilişki esnasında da bu şekilde titreyip titremediğine dair bir soru yöneltip yöneltmediğinin sorulması üzerine; bu tür çirkin iddiaların hiçbirini kabul etmediğini, hiçbir hastasının cinsel hayatını irdelemediğini, ...’nin özel bölgesine dokunarak taciz edip etmediğinin sorulması üzerine; böyle bir şeyin olmadığını, suçlamaların hepsinin yalandan ve kurgudan ibaret olduğunu, katılan mağdurelerin böyle olaylar yaşadıktan sonra tekrar kendisinin muayenehanesine gelmelerinin ve farklı farklı yaşadıkları olayları ifadelerinde aynı şekilde anlatmış olmalarının olayların ortak bir kurgu olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, meslek hayatı boyunca hiçbir hastasından benzer ya da olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadığını,
Savcılıkta; katılan mağdure ...'yi kendisiyle tanıştıran ve tedavi için getiren kişinin yaklaşık 10 yıldır hastası olması nedeniyle tanıdığı tanık ... olduğunu, ...’nin toplam iki defa muayenehanesine geldiğini hatırladığını, katılan mağdure ...'yi muayene için getirenin ise ... olduğunu, katılan mağdurelerin kendisine yanma, akıntı ve vajinada kötü koku şikâyetleriyle geldiklerini, bu tarz şikâyetlerin genellikle çok eşli bayanlarda görüldüğünü, bu nedenle bu tip şikâyetlerle gelen kadınlara ilk olarak evli mi bekâr mı, çok eşli mi tek eşli mi olduklarına dair sorular sorduğunu, bu soruları katılan mağdurelere de sorduğunu, tam olarak ne cevap verdiklerini hatırlamadığını, bu şikâyetle gelen ve bakire olmayan her hastaya olduğu gibi ilk olarak eldiven takıp iki parmağıyla katılan mağdurelerin vajinal bölgelerini iterek diğer eliyle de karın üstünden bastırarak klasik muayenesini yaptığını, bu muayeneyi katılan mağdurelere farklı günlerde yaptığını hatırladığını, bu sırada hiçbir şekilde klitorislerine temas etmediğini, daha sonra spekulum isimli âletle katılan mağdurelerin vajinalarını açarak hem gözle hem de akıntı örneği alarak muayenesini yaptığını, söz konusu şikâyetlerin genellikle çok eşlilerde görülebileceğini düşünerek akıntı örneği almak istediğini, trikomonas rahatsızlığından şüphelendiğini, ...’nin yanmasının çok olması ve akıntı örneğinde çok bol lökosit bulunması nedeniyle kalçasından bir adet Genta 160 mg iğne yaptığını, bunun haricinde katılan mağdurelerin suçlamalarını kabul etmediğini, muayene odasının, sekreterinin oturduğu yerin tam karşısında olduğunu ve muayene sırasında kapıyı sürekli açık bıraktığını, katılan mağdurelerin herhangi bir tepki vermeleri hâlinde kolay bir şekilde duyulabileceğini, katılan mağdurelerin muayene olduktan sonra bu tarz olayları yaşadıklarını kendilerini getiren ...’ya hiçbir şekilde anlatmadıklarını, bu nedenle katılan mağdurelerin birbirinin kopyası mahiyetindeki anlatımlarının çelişkili olup itibar edilmemesi gerektiğini, muayenehanede randevu işlemleri ile sekreterinin ilgilendiğini, kendisinin de hastalarıyla cep telefonundan sürekli iletişim kurduğunu, bizzat randevu verdiği hastalarının da olduğunu, dosya içerisinde yer alan mesajlarda herhangi bir olumsuzluk bulunmadığını, bu mesajları tamamen hastalarının durumunu takip etmek için gönderdiğini, ...'yi 11.10.2018 tarihinde neden aradığını hatırlamadığını, tedavisiyle ilgili bir hususu hatırlatmak için aramış olabileceğini, suçlamaları kabul etmediğini, ...'nin iddialarının doğru olmadığını, eldivensiz olarak parmaklarıyla katılan mağdurenin vajinasına temas etmediğini, ...’ye gönderdiği mesajlarda bahsettiği salgının, enfeksiyon nedeniyle alınması gereken salgı olduğunu, kimi hastalarda spekulum takılırken tedirgin olduklarından muayenenin yarıda kaldığını, ...’de de aynı durumun yaşanmış olması nedeniyle yeterli salgının alınamadığını ve bu yazışmaların yapıldığını, farklı bir amacının olmadığını,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde benzer savunmalarına ek olarak; katılan mağdurelerin kendisine birçok partnerle ilişkiye girdiklerini söylediklerini, muayene sırasında genital bölgenin fotoğraflarını çekmediğini, vajinanın iç kısmını görebilmek için led ışıklı bir cihazla baktığını, ...’nin bunu flaş olarak değerlendirmiş olabileceğini, ...’yla konuştuğunda onun da dehşete düştüğünü, katılan mağdurelerin yaşadıklarını iddia ettikleri olayları ...’ya da anlatmadıklarını, ...’nun kendisine 'Canlarını sıkan bir şey olsa önce bana anlatırlardı.' dediğini, ...’nun da tanık sıfatıyla dinlenmesini talep ettiğini,
19.03.2019 tarihinde Mahkemede; 68 yaşında ve 45 yıllık hekim olduğunu, bu süre zarfında binlerce öğrenci, yüzlerce uzman öğrenci yetiştirdiğini, on binlerce hasta tedavi ettiğini, dolayısıyla mesleğini büyük bir özveriyle yaptığını, yıllardır tanıdığı tanık ...'nun telefonla arayarak bir arkadaşının kronikleşmiş bazı jinekolojik sorunlarının olduğunu söyleyerek ekonomik olarak da yardımcı olmasını kendisinden rica ettiğini, kendisinin de 'Memnuniyetle bakarım.' demesi üzerine katılan mağdure ...’nin ilk defa ... ile 27.09.2018 tarihinde muayenehanesine geldiğini, önce ...’nun ön tetkikini kontrol mahiyetinde yaptığını, sonra ...’nin kendisine şikâyetinin kötü kokulu bir genital akıntı olduğunu anlattığını, bu esnada sekreteri tanık ...’nın, ...’yu yakinen tanıması ve ...’nun da ...’nın orada bulunmasını istememesi nedeniyle ... ve ... ile odada kaldıklarını, devamında ...’yi muayene odasına aldığını, hatta ...’yu da içeri davet ettiğini çünkü muayene odasıyla ofis arasında 4 adımlık bir mesafe bulunduğunu ve kapının daima açık durduğunu, mevcut şikâyeti nedeniyle ...'yi önce tuşe ile muayene ettiğini, vajinal tuşe denilen bu muayenenin, steril eldiven giyilerek parmaklarla yapılan, yüzlerce yıldır var olan, klasik bir jinekolojik muayene olduğunu, bu muayeneyi yaptıktan sonra spekulum denilen özel bir alet ile genel muayeneyi yaptığını ve akıntı örneği aldığını, çok yoğun bir akıntı olup simir almaya müsait olmadığı için simir alınamadığını, akıntıyı kendi muayenehanesindeki imkânlarla tahlil ettiğini, bunun basit bir taze preparat tahlili olduğunu, tahlilden sonra ...’de genelde cinsel temasla bulaşan, yoğun, kötü kokulu ve kaşıntılı akıntı yapan trikomonas denilen bir enfeksiyon olduğunu saptadığını ve katılan mağdureye reçete tanzim ettiğini, bunun üzerine ... ve ...’nun teşekkür ederek muayenehanesinden ayrıldıklarını, ertesi gün ...’nin, muayeneden memnun kaldığını ifade ederek benzer şikâyetleri olan katılan mağdure ... ile beraber muayenehanesine geldiğini, bu esnada katılan mağdurelerin yanında ...’nun olmadığını, ...’nin mevcut şikâyetleri devam ettiği için mağdureye lavaj denilen bir vajinal yıkama işlemi yaptığını, bu işlemler esnasında ...’nın devamlı yanında olduğunu çünkü bu işlemi sekreterinin yardımı olmadan yapmasının mümkün olmadığını, işlemi yapıp tamponu yerleştirdikten sonra ...’nin masadan indiğini, ...’nın masayı hazırlaması üzerine ...’nin masaya çıktığını, bu sırada ...’nin tedirgin olduğunu ve bu nedenle sadece tuşe yapabildiğini, vajinal spekulumu takamadığını, dolayısıyla sadece vajinanın ağız kısmından akıntı örneği ve ayrıca ince bir spatül ile içeriden akıntı örneği aldığını, nitekim ikinci akıntı örneğinin yetersiz geldiğini, birinci akıntı örneğinde de trikomonas gibi enfeksiyonlara rastlamadığını, gerekli tavsiyelerde bulunmasından sonra katılan mağdurelerin, kendisine teşekkür ederek muayenehanesinden ayrıldıklarını, sonrasında bazı mesajlaşmalarla ...’nin nasıl olduğunu, şikâyetlerinin ne durumda olduğunu kendisine sorduğunu, mesajlaşmanın kendisinin mesleki anlamda yaygın olarak yaptığı bir alışkanlık olduğunu çünkü kendisinin bir jinekolog ve bir kadın doğum hekimi olması nedeniyle telefonunun 24 saat açık bulunduğunu, hastalarının gün içerisinde kendisine en az 15-20 mesajla ulaştıklarını, sorular sorduklarını, kendisinin de onlara cevaplar verdiğini, ikinci muayeneden sonra ...’nin rahim ağzında ele gelen küçük mukoit birtakım lezyonların olduğunu tespit ettiği için tekrar bir lugol testi yapıp kanser riskini kısmen bertaraf ettikten sonra bu yaranın yakılmasının doğru olacağını ...’ye söylediğini, konu hakkında anatomik atlaslar yardımıyla bilgi verdiğini, ...’nin de itiraz etmediğini, yakma işlemini yine ...’nın mutlak yardımı ile gerçekleştirdiğini, zaten bu işlemi tek başına yapabilmesinin mümkün olmadığını, hatta o esnada içeride ...’nin de bulunduğunu, ...’nin daha iyi hissetmesi için ...’yi içeri almayı kendisinin önerdiğini, ...’nin, ...’nin genital pozisyonunun karşısına geçmeden zaten küçük olan odanın bir kenarında durduğunu, ...’nin canını acıtmadan bu yakma işleminin yapıldığını, bir tampon yerleştirilerek işleme son verildiğini, yaklaşık 6-7 gün sonra ...’nin kanamasının olduğunu kendisine mesajla bildirdiğini, kendisinin de ...’ye onu görmek istediğini söylediğini çünkü bu durumda kanamanın yakılan yerden olabileceği gibi bir başka nedenden de kaynaklanabileceğini, bu esnada yine her iki katılan mağdureye enfeksiyonları nedeniyle birtakım antibiyotikler uyguladığını, nitekim daha sonra ...’ye mesaj göndererek nasıl olduğunu sorduğunda katılan mağdureden 'Daha iyiyim.' yanıtını aldığını, ... kanamalı olarak tekrar muayenehanesine geldiğinde bu sefer spekulum takarak baktığını, yaktığı yerin tamamen iyileştiğini ve kanamanın içeriden geldiğini gördüğünü, kanamanın orta düzeyde olması nedeniyle bu durumun hormonel olabileceğini düşünüp 'Takip edelim. Bekleyelim. Bir hormonel düzensizlik olabilir.' düşüncesini ...’yle paylaştığını, ...’nin de hem kendisine hem de ...’ya teşekkür ederek gayet makul bir şekilde muayenehanesinden ayrıldığını, muayanehanesinin girişinde güvenlik amaçlı bir kamera bulunduğunu, bu güvenlik kamerasının tetkikinde katılan mağdurelerin muayenehaneden gayet sakin bir şekilde, hiçbir taşkınlık olmadan rahatlıkla çıktıklarının görüldüğünü, yaklaşık 1 ay geçtikten sonra ...’nın, kendisini muayenehaneden telefonla arayarak iki polisin geldiğini, hakkında şikâyet olduğunu, muayenehanede arama yaptıklarını, bilgisayarına elkonulduğunu kendisine söylediğini, bunun üzerine polis memurlarından biriyle telefonda konuşmayı rica ettiğini, telefonda kendisini tanıtması üzerine konuştuğu polis memurunun 'Hocam hakkınızda bir taciz şikâyeti var. O yüzden gelmeniz gerekir.' dediğini, 'Geliyorum Şikâyet kimden kaynaklanıyor?' diye sorduğunda polis memurunun bunu söylemenin pek âdetleri olmadığını bildirerek mağdurelerin adlarını verdiğini, bunun üzerine ...’nin telefonuna ulaşması daha kolay olduğu için hemen ...’yi telefonla aradığını, telefonda ...’ye '... hanım, bir şikâyet söz konusu olmuş. Ben size karşı bir saygısızlık, bir nezaketsizlik, bir yanlışlık yaptım mı?' diye sorduğunu, ...’nin de 'Hayır. Ama siz beni yanlış tedavi etmişiniz.' dediğini, o esnada telefondan 'Kapat. Kapat.' diye bir ses duyulduğunu ve telefonun kapandığını, hemen avukatıyla beraber İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek ilk ifadesini verdiğini, yapılan ilk tetkikte bilgisayarı ve cep telefonunda herhangi bir cinsel içerikli kayıt olmadığının saptandığını, tutuklanmasına karar verilmesinden sonra apar topar Metris Cezaevine gönderildiğini, sonra da tahliyesinin sağlandığını, hem yaşı hem itikatı itibarıyla fiziksel olarak da böyle primitif birtakım şehvet duygularının peşinde koşacak bir insan olmadığını, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığının hem hasta açısından hem hekim açısından hiç umulmayacak farklı risklere gebe bir meslek olduğunu çünkü hastanın en mahrem pozisyonunda en mahrem organıyla uğraşıldığını, bu muayenenin şeklinin hasta için çok yadırgatıcı ve irite edici olabileceğini, bu bakımdan 45 yıllık meslek hayatında, başka doktor arkadaşlarına ve hatta kısmen kendisinin başına da bundan kaynaklanan birtakım sıkıntılar geldiğini ancak bunun, mesleğin tabiatında var olan bir hadise olduğunu, kendisine yöneltilen hiçbir suçlamayı kabul etmediğini, vajinanın fotoğrafını çekip çekmediğinin sorulması üzerine; fotoğraf çekilmediğini, hastanın mevcut lezyonunun takibi için fotoğraf çekilebileceğini ama bu fotoğrafın sadece lezyon fotoğrafı olduğunu yani kadının genel çıplak bir fotoğrafı olmadığını, cep telefonuyla ya da muayenehanedeki bu işe yarayan aletlerle fotoğrafın çekilip çekilmediğinin sorulması üzerine; fotoğraf çekmediğini, ...'yı tanıyıp tanımadığının sorulması üzerine; ...’nın kendisinin hastası olduğunu, hastalık dışında yakın dostluk ilişkisinin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine; ... ile eşinin çocukları olmadığı için kendisine başvurduklarını, uyguladığı tedavi sonrasında kadının gebe kaldığını, ondan sonra da aralarında bir dostluk geliştiğini, bu dava konusu olaydan sonra ... ile bir görüşmesinin olup olmadığının sorulması üzerine; sadece ... değil, birçok hastasının geçmiş olsun dileklerini iletmek ve üzüntülerini belirtmek için muayenehanesine ziyarete geldiklerini, ...’nin, ... tarafından şikâyetinden vazgeçmesi, kendisi lehine ifadesini değiştirmesi, ...’nin beyanlarını çürütmesi, aksi hâlde başına çok kötü şeyler geleceği, hayatının kararacağı, çocuğunu bir daha göremeyeceği yönünde tehdit edildiğine, can güvenliğinden endişe duyması sebebiyle duruşmaya katılamayacağına dair dilekçesinin okunarak sorulması üzerine; bunu ilk defa duyduğunu, ...’dan böyle bir konuda ricacı olmadığını ve ona böyle bir misyon yüklemediğini, birçok hastasının 'Sizin için ne yapabiliriz?' diyerek kendisini ziyarete geldiklerini, gelen hastalarına iş, hukuka intikal ettiği için hukukun doğal seyrinin beklenmesi gerektiğini söylediğini, vajinadan sıvı alınmasının bilimsel olup olmadığının sorulması üzerine; bilimsel olduğunu, bu sıvının nasıl alındığının, sıvıyı alabilmek için kadının tahrik edilmesinin gerekli olup olmadığının, sıvının ayakta mı yoksa çatalda mı alındığının, tıp literatüründe sıvının ayaktan alınıp alınmadığının sorulması üzerine; doğal olarak var olan sıvının alındığını, spekulum aletini takarak o aletle sıvının alınacağını, sıvıyı almak için kadının tahrik edilmesine gerek olmadığını, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, ayakta sıvı alınmadığını sadece jinekolojik masada alındığını, sedyede de alınabileceğini ancak kesinlikle ayakta alınmayacağını, orgazm problemlerinin rahimde ödem büyümesine etkisi olup olmadığının sorulması üzerine; böyle bir şey söylediğini hatırlamadığını, ...'ye bu şekilde söylediğine dair iddianın hatırlatılması üzerine; bunun bir iddia olduğunu, ne dediğini bildiğini ve böyle bir şey söylemediğini, 11.10.2018 tarihinde ...'yi bir sıvının yetersiz olduğuna dair aradığı yönündeki iddianın hatırlatılması üzerine; bu iddianın doğru olduğunu, Cumhuriyet savcısına neden aradığını hatırlamadığı şeklinde cevap verdiğinin hatırlatılması üzerine; telaştan böyle bir cevap verdiğini, ...’ye orgazm ve mastürbasyonla ilgili soru yöneltip yöneltmediğinin sorulması üzerine; tedavi dışında hastalarının cinsel hayatlarıyla ilgili soru sormasının mümkün olmadığını, böyle bir soruyu kesinlikle sormadığını, sorulması üzerine; led ışığın vajen içerisini daha iyi görebilmek için bir güç kaynağı olduğunu, o güç kaynağından istifade ederek vajen içine bakılabilineceğini, tıbben bir lezyonun, bir yaranın fotoğrafının daha sonra o yaradaki iyileşmeyi takip amaçlı olarak çekilebileceğini ama kendisinin bu konumda böyle bir şeye tevessül etmediğini, olayda fotoğraf çekmediğini, muayene sırasında sekreterinin hep yanında olduğunu, ...’nin ilk muayenesi sırasında sekreterinin sadece masayı hazırladığını, sonrasında ... çıkmasını istediği için sekreterinin odadan çıktığını, mağdurelerle hiç baş başa kalmadığını, ...’ın, bir zamanlar oğlunun sevgilisi olduğunu, evlerinde de kaldığını, eşiyle çok samimi olduklarını, oğlunun bu ilişkiyi sonlandırmasının ...’ta çok büyük bir öfke patlamasına yol açtığını düşündüğünü, daha önce yine bu tarz bir isnatla ilgili olarak geçirmiş olduğu herhangi bir soruşturmanın, idari soruşturmanın, almış olduğu bir cezanın bulunup bulunmadığının sorulması üzerine; mesleğin kendi içinde var olan risk faktörlerinden dolayı Çapa Tıp Fakültesinde öğretim üyesi iken 1998 yılında sebebi tamamen farklı olan, hukuka intikal etmemiş, yine bir hastanın ileri sürdüğü benzer birtakım şikâyetlerle hakkında takibat yapılması ve tabip odası tarafından ceza verilmesi gibi bir olayın yaşandığını, bu olayın da hiçbir delile ve kanıta dayanmadığını, sorulması üzerine; katılan mağdurelere yapılan testlerin kendisinin muayenehanesinde kendi imkânlarıyla yapabileceği testler olduğunu, buna taze preparat dendiğini, en basit pratisyen doktorun dahi yapabileceği bir test olduğunu, muayenehanesinde güçlü bir mikroskobunun ve boyama imkânlarının da bulunduğunu, o mikroskopta yayma preparata bakarak da tanı koyduğunu, rutinde birçok jinekoloğun yaptığı bir tetkik olduğunu, 11.10.2018 tarihinde ...’nin muayenehaneden ayrılmasından sonra ısrarlı bir şekilde ...’yi arama nedeninin ne olduğunun sorulması üzerine; ısrarla arama sözünün çok doğru olmadığını, ...’nin kanamasının normal âdet tarihi ile olan ilintisini tam hatırlayamadığı için o bilgiyi almak maksadıyla aradığını çünkü kendisinin o kanamanın hormonal bir işlev bozukluğu olduğu kanaatine vardığını ama erken bir âdet kanaması ya da âdetin yakın olup olmadığını belirlemek, o tarihi tam tespit etmek için ...’yi aramaya gayret gösterdiğini, ...’ye 15 Ekim, 16 Ekim, 17 Ekim tarihlerinde art arda 'Selam. Selam. Nasılsın? Selam. Nasılsın?' gibi birtakım mesajlar göndermesinin sebebinin ne olduğunun, hasta hekim arasındaki ilişkide bu ısrarlı ulaşma gayesinin normal olup olmadığının sorulması üzerine; ulaşamadığı zaman hastayı müteaddit kez aradığını, o anda hastanın ya müsait olmaması nedeniyle cevap veremediğini ya da aramayı görmediğini, en azından hastanın sağlığını sormak açısından 'Nasılsın?' diye aradığını, bu durumun sadece ...’ye özgü bir şey olmadığını, ... ile yapılan yazışmalarda yarım kalan ikinci bir testten bahsedildiği, sıvı alma işleminin ne zaman yapılabileceğinin sorulduğu görülmekle bu ikinci testin ne olduğunun sorulması üzerine; bu testin, hastalığın tamamen geçip geçmediğini, mevcut mikroorganizmaların ortamdan uzaklaşıp uzaklaşmadığını tetkik etmek için yapılan bir kontrol testi olduğunu, zaten rutin olarak yapıldığını, bir kere yapılan testin sonucuna göre nokta konulamayacağını, uygulanan tedavi ile problemin ortadan kalkıp kalkmadığını belirlemek için tekrar test yapıldığını,
17.07.2019 tarihinde Mahkemede; katılan mağdure ...’nin, kendisine başvurma sebebinin sadece basit bir akıntı olmadığını, ciddi bir kokudan rahatsız olduğu ve hatta bu koku yüzünden erkek arkadaşından ayrıldığı için muayenehaneye geldiğini, yaptığı tahlil sonucunda da cinsel temasla bulaşan bir hastalık tespit ettiği için ...’yi acilen çağırdığını, ...’ye partner sayısı ve cinsel hayatıyla ilişkili sorular sormasının tıbbi bir nedene dayandığını, nitekim vajinal yıkama işlemini yaptıktan sonra bakteriyi oradan atmak için ağızdan alınacak ilaçlarla o bölgeye çok yoğun bir şekilde tedavi yapılması gerektiğini, tedavinin sadece vajinal yıkamayla bitmediğini, o bölgeye 4-5 saat kalması gereken antiseptik ilaçlı bir tampon konulduğunu, o tamponun da ucunun hastanın rahat çıkarılabilmesi için dışarıda olduğunu, Tabip Odasının muayenehanenin kapatılması cezasını verdiği soruşturmanın gerçekleştiği esnada üniversitede çok çalkantılı bir dönem yaşadığını, profesörlük kadrosuna atanma konusunda klinik içerisinde ciddi problemler bulunduğunu ve akabinde bu olayın ortaya çıktığını, bu olayda da iddiaların aklın, mantığın almayacağı şekilde absürt iddialar olduğunu,
Savunmuştur.
Uyuşmazlık konularının ayrı ayrı değerlendirmesinde yarar bulunmaktadır.
1-Sanık hakkında eksik araştırma ile mahkûmiyet hükümleri kurulup kurulmadığı;
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir değişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yaklaşık 45 yıl süreyle kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak görev yapan sanığın, muayenehanesine gelen katılan mağdurelerin şikâyetlerini dinledikten sonra onlara teşhis koymak ve doğru bir tedavi uygulamak amacıyla gerçekleştirdiği iddia edilen klitorisin uyarılması suretiyle numune alınması yönteminin tıp literatüründe yer alıp almadığı, jinekolojik muayenenin zorunlu bir unsuru olup olmadığı, mevcut şikâyetler de gözetildiğinde böyle bir yöntem sonucu elde edilecek numuneler üzerinde yapılan çalışmaların herhangi bir hastalığın teşhis ve tedavisinde rol oynayıp oynamadığı hususunda alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenecek bir rapor, sanık tarafından gerçekleştirildiği iddia olunan eylemleri hukuka uygun hâle getiren bir nedenin bulunup bulunmadığının belirlenmesi bakımından gerekli ise de sanığın aşamalarda böyle bir numune alma yönteminin literatürde yer almadığını açıkça ifade etmesi karşısında, bu kapsamda alınacak bir raporun sonuca bir katkı sağlamayacağı göz önünde bulundurularak eksik araştırmaya dayalı hükümler kurulmadığı kabul edilmelidir.
Bu uyuşmazlık yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık hakkında eksik araştırmayla mahkûmiyet hükümleri kurulduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
2-Sanığa atılı katılan mağdureler ... ve ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçlarının sabit olup olmadığı;
Suç denilince kusur yeteneği bulunan bir kimsenin tipe uygun, hukuka aykırı ve kusurlu bir hareketi anlaşılır. Bir başka deyişle, ceza yaptırım gerektiren fiildir.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK'nın 102. maddesi;
'1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.' şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasındaki nitelikli hâlin oluşması için vücuda organ veya sair cismin sokulması gerekir.
Korunan hukukî değer, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığıdır. Cinsel saldırı suçunda failin kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir. Cinsel saldırı kasten işlenebilir ve failin kastının suçun kanuni tanımındaki tüm unsurları, yani mağduru, cinsel davranışı, vücut dokunulmazlığının ihlalini ve mağdurun rıza göstermediğini kapsaması gerekir.
Cinsel saldırı suçunun özelliği, bu suçu oluşturan fiillerin mağdurun iradesi dışında gerçekleştirilmesidir. Mağdura karşı cebir veya tehdit ya da hile kullanılabileceği gibi, örneğin bilincin yitirilmesine neden olmak veya örneğin uyku hâli nedeniyle bilincin kapalı olmasından yararlanmak suretiyle bu suçlar işlenebilir. Maddenin 5. fıkrasında “kullanılan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine sebep olması halinde ayrıca yaralama suçundan da cezalandırılacağı” (madde gerekçesinden) hüküm altına alınarak suçun unsurlarını oluşturan ve iradeyi etkileyen hâller tahdidi olarak sayılmıştır.
Cebir, kişiye karşı fiziki güç kullanmak suretiyle, onun veya üçüncü bir kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zecri bir etki meydana getirilmesidir. Cebre maruz kalan kişi, bu fiziki gücün meydana getirdiği acının etkisiyle belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır. Buna karşılık, tehdit hâlinde, kişi bir tecavüzün, kötülüğün ileride meydana geleceği bildirilerek korkutulmaktadır.
Hile nedeniyle iradenin yanıltılması kavramı üzerinde daha ayrıntılı değerlendirme yapmak gerekirse, hilenin sözlükteki anlamı; “birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika” olarak tarif edilmiş, aldatma ise; “beklenmedik bir davranışla yanıltmak, karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak, bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek” şeklinde tanımlanmıştır. Muhatabını hataya düşürmeye, aldatmaya, onun algılama ve irade yeteneğini etkilemeye elverişli, gerçeği gizlemeye, başkalaştırmaya, olduğundan farklı göstermeye hizmet eden maddi yahut gayri maddi her türlü davranış “hile” olarak nitelendirilebilir. Ayrıca failin somut olgularla desteklediği, mağdurun denetleme imkânını, gerçekleşen güven ortamı içinde ortadan kaldıran ve belli bir ağırlık ve yoğunlukta bulunan yalan da hile kavramı içinde mütalâa edilir. Ancak sadece basit bir yalan, hile kapsamında değerlendirilmez.
Hileli davranışla bir kimsenin rızası alınarak cinsel davranışta bulunulmuşsa gösterilen rıza geçersizdir. “Hile” kavramı birçok anlama gelebilmektedir ve bu yüzden müphemdir. Dolandırıcılık suçu yönünden yapılan hileli davranışlarla mağdurun aldatılmış olması yeterli görülmektedir. Bu suç yönünden bariz hile hâllerinde bile, mağdur aldatılmış ise hileli davranışın var olduğu kabul edilmektedir. Bariz hile hâllerinin, cinsel özgürlüğe karşı suçlar yönünden rızayı bertaraf edip etmeyeceği doktrinde tartışmalı bir konudur. Bunun yanında belirtmek gerekir ki karşıdaki kişiyi baştan çıkarmaya yönelik bir takım söz ve davranışlarda bulunmak hile kapsamında değerlendirilmemelidir. (..., S. ...: Yargı Kararları Işığında Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar, Ankara 2016, s. 111. 120) Nitekim yüksek Yargıtay yerleşik içtihatlarında, cinsel ilişkiye girme yönünden, evlenme vaadiyle rızanın sağlandığı olaylarda, evlenme vaadinin hile olarak kabul edilemeyeceği yönünde karar vermiştir.
“Rıza gösterme”; bir kimsenin, kendisine yönelen bir davranışa razı olması, müsaade etmesi, uygun bulması ya da onaylaması anlamlarına gelmektedir. (Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, 11. Baskı, Ankara/2011, s. 1979.) Hukuki anlamda ilgili kişinin rızası ise, bir kimsenin, başka kişiye ait hak ya da menfaati zarara uğratma ya da tehlikeye koyma şeklindeki suç teşkil edebilecek fiilinin, (kanundaki şartları taşımak şartıyla) gösterilen rıza nedeniyle hukuka uygun kabul edilmesi ve bu nedenle cezalandırılmamasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 26/2. maddesinde hukuka uygunluk nedenlerinden biri olan “ilgilinin rızası” hükmüne yer verilmiştir. TCK’nın 26/2. maddesine göre; kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez. Geçerli bir rızanın varlığını kabul edebilmek için rıza beyanında bulunan ilgilinin, temyiz kudretine sahip olması ve rızasını açıkladığı sırada rıza açıklama ehliyetini kaldıran başkaca bir nedenin bulunmaması gerekir. Rıza gösterecek kişi, rıza gösterdiği fiilin, ne gibi sonuçlar doğurabileceğini anlayabilecek durumda olmalıdır. Bunu algıladıktan sonra sübjektif değerlendirme süreci başlar ve bunu da irade etme ve isteme süreçleri izler. Kısaca kişi, algılama, algıladığını değerlendirebilme ve irade etme yeteneğine sahip ise geçerli bir rıza açıklamasından söz edilebilecektir. “Geçerli bir rızadan söz edebilmek için ayrıca kişinin rıza iradesini dış dünyaya ortaya koyabilecek, kendisini ifade edebilecek yetenekte olması gerekir. Bu nedenle bilinci kapalı kişilerin rıza açıklamaları mümkün olmadığından rıza ehliyetlerinin varlığından söz edilemez.” (Demirbaş, Timur: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Baskı, Ankara 2012, s. 309.) Ayrıca rıza suçtan önce veya en azından suç işlendiği sırada açıklanmalıdır.
Doktrinde “Cinsel suçlar yönünden gösterilen rıza zımnen de olabilir. Cinsel davranış sergilenen kişinin, bu fiile razı olduğu hâl ve durumdan anlaşılıyorsa, cinsel nitelikte fiilin işlenmesine engel olmuyorsa, direnmiyorsa veya ses çıkarmıyorsa, kişinin maruz kaldığı cinsel davranışa karşı rızasının bulunduğu şeklinde değerlendirilebileceği” (86. ..., ...: “Ceza Hukukunda ‘Hakkın Kullanılması’ ”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 41, Sayı 1-4, Yıl 1989-1990, s. 13; Bakıcı, s. 581.) ifade edilmiştir. “Ancak belirtmek gerekir ki üstü kapalı olarak gösterilen bu rızanın da, irade fesadının olmadığı, serbest bir ortamda oluşması gerekir. Fiil icra edilirken içinde bulunan durum, fail ile mağdur arasındaki güç farklılıkları, olayın geçtiği zaman ile yer ve çevresel etkiler mağdurun direnç göstermemesine yol açmış olabilir.” ( Sevük, Handan Yokuş: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2018, s. 93)
Anayasa’nın 17. maddesi; “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.” şeklinde, “kişinin vücut bütünlüğünün korunması ve tıbbi müdahalenin koşulları” Anayasal bir hak olarak teminat altına alınmıştır.
Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümler kısmında ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler başlığı altında yer alan 24/1. maddesinde; “Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.” ifadesi ile kanunun emrini yerine getirme veya görevin ifası hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmiştir.
Tıbbi müdahalenin hukuka uygunluğunun değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır. Müdahalenin yetkili kişiler tarafından uygulanması, hastaya müdahale ederken tıp mesleğinin gerektirdiği kurallara ve özen yükümüne uygun davranılması ve hastanın aydınlatılmış rızasının alınması koşulları yerine getirilmelidir.
Tıbbi bir müdahale insanın yaşam, sağlık ve vücut tamlığı gibi değerlerine zarar verici nitelikte görülmesine karşın, amacı bu değerlerin daha da iyileştirilmesini sağlamak olduğundan, hukuken kabul edilir. Hastanın kendi vücudu üzerindeki hakları, tıbbi müdahalenin, ancak hastanın rızasıyla yapılabilmesini gerekli kılar. (HAKERİ, Hakan, “Tıbbi Müdahalenin Hukuka Uygunluğunun Koşulları ve Hekimin Yükümlülükleri” Tıbbi Uygulama Hataları (Malpraktis) Komplikasyon ve Sağlık Mensuplarının Sorumluluğu İstanbul, 2008,s.15.)
Yasal mevzuattaki düzenlemelere bakıldığında;
08.05.2014 tarihinde yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2/ğ maddesinde bilgilendirmenin tanımı; “Bilgilendirme: Yapılması planlanan her türlü tıbbi müdahale öncesinde müdahaleyi gerçekleştirecek sağlık meslek mensubu tarafından kişiye gerekli bilgilerin verilmesi” şeklinde yapılmıştır.
15. maddesinde;
“Hastaya;
a) Hastalığın muhtemel sebepleri ve nasıl seyredeceği,
b) Tıbbi müdahalenin kim tarafından nerede, ne şekilde ve nasıl yapılacağı ile tahmini süresi,
c) Diğer tanı ve tedavi seçenekleri ve bu seçeneklerin getireceği fayda ve riskler ile hastanın sağlığı üzerindeki muhtemel etkileri,
d) Muhtemel komplikasyonları,
e) Reddetme durumunda ortaya çıkabilecek muhtemel fayda ve riskleri,
f) Kullanılacak ilaçların önemli özellikleri,
g) Sağlığı için kritik olan yaşam tarzı önerileri,
h) Gerektiğinde aynı konuda tıbbi yardıma nasıl ulaşılabileceği, hususlarında bilgi verilir”,
18. maddesinde;
“Bilgi, mümkün olduğunca sade şekilde, tereddüt ve şüpheye yer vermeden, hastanın sosyal ve kültürel düzeyine uygun olarak anlayabileceği şekilde verilir.
Hasta, tıbbi müdahaleyi gerçekleştirecek sağlık meslek mensubu tarafından sözlü olarak bilgilendirilir. Bilgilendirme ve tıbbi müdahaleyi yapacak sağlık meslek mensubunun farklı olmasını zorunlu kılan durumlarda, bu duruma ilişkin hastaya açıklama yapılmak suretiyle bilgilendirme yeterliliğine sahip başka bir sağlık meslek mensubu tarafından bilgilendirme yapılabilir...” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir. Bu bilgilendirme sonrası hastanın veya şartları gerekli kılıyorsa yasal temsilcisinin rızası doğrultusunda tedavisi yapılabilecektir.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; 'suçsuzluk' ya da 'masumiyet karinesi' şeklinde, Latincede ise 'in dubio pro reo' olarak ifade edilen 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak görev yapan sanığın muayenehanesine ilk olarak katılan mağdure ...'nin, tanık ...'nun tavsiyesiyle 27.09.2018 tarihinde ...'yla beraber gittiği, katılan mağdure ...'nin memnuniyetini dile getirdiği çocukluk yıllarından başlayıp hâlihazırda devam eden yakın bir arkadaşlık ilişkilerinin bulunduğu diğer katılan mağdure ... ile birlikte 28.09.2018 ve 01.10.2018 tarihlerinde sanığın muayenehanesine gittikleri ve son olarak katılan mağdure ...'nin ani gelişen kanaması nedeniyle 11.10.2018 tarihinde tek başına sanığın muayenehanesine giderek muayene olduğu, katılan mağdurelerin vekilleri vasıtasıyla 02.11.2018 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sundukları şikâyet dilekçesi üzerine sanık hakkında soruşturmanın başlatıldığı, katılan mağdurelerin aşamalarda özetle; sanık tarafından kendilerinde mevcut olan hastalığın teşhisinin konulması ve uygun tedaviye başlanılması için klitorisin uyarılması suretiyle elde edilecek salgının tahlil edilmesi gerektiğine ikna edildiklerini, tıbbi bilgisizliklerinden faydalanan ve mesleki tecrübesini kullanan sanığın bu numune alma işlemi sırasında kendilerine nitelikli cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettikleri; sanığın aşamalarda uzun yıllardır hastası olan ve özel hayatında da görüştüğü tanık ... aracılığıyla muayenehanesine gelen katılan mağdurelerin şikâyetlerini dinledikten sonra jinekolojik muayenenin gereklerini yerine getirdiğini, genel tıp standartlarına uygun olarak katılan mağdureleri muayene ettiğini, klitorisin uyarılması suretiyle numune almadığını, suçlamaların kurgudan ibaret olduğunu savunduğu olayda;
5271 sayılı CMK'nın 119/4. maddesinin 'Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur' açık, amir hükmüne aykırı olarak sanığın muayenehanesinde 06.11.2018 tarihinde yapılan aramanın, o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi hazır bulundurulmaksızın yapılması, elkonulan bilgisayar ve cep telefonundan CMK’nın 134. maddesindeki koşullara uygun imaj alınarak sanığa verilmemesi nedeniyle bu arama işlemi sırasında ele geçirilen delillerin de hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş olduğu, 5271 sayılı CMK'nın 217. maddesinde hâkimin ancak hukukun izin verdiği yöntemlerle elde edilen delilleri dikkate alabileceğinin hüküm altına alındığı, anılan Kanun’un 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde de ortaya konulmak istenen delilin kanuna aykırı olarak elde edilmiş olması hâlinde reddolunacağının ifade edilerek hukuka uygun olarak elde edilmeyen delillerin ispat aracı olarak kabul edilmeyeceği ve hükme esas alınmayacağının açıklandığı hususları karşısında arama işleminin ve bu işlem sonucunda elde edilen ve Yerel Mahkemece mahkûmiyet hükümlerine esas alınan delillerin de “hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil” olduklarının kabulü ile 06.11.2018 tarihli arama ve elkoyma tutanağı, aramada ele geçen ve elkoyma işleminden sonra içeriğine müdahalede bulunulduğu anlaşılan dizüstü bilgisayarda yapılan inceleme sonucu düzenlenen 27.05.2019 tarihli bilirkişi raporu ile 02.09.2019 tarihinde sanık müdafileri tarafından dosyaya sunulan savunma dilekçesinin ekinde yer alan dijital analiz raporu dışındaki mevcut delillere göre yapılan incelemede;
Katılan mağdure ...'nin 01.10.2018 ve diğer katılan mağdure ...'nin 11.10.2018 tarihlerinde gerçekleştiğini iddia ettikleri nitelikli cinsel saldırı eylemlerinin yaklaşık 1 ay sonra 02.11.2018 tarihinde adli mercilere intikal ettirilmesi, katılan mağdurelerin aşamalarda alınan beyanlarında sanığın cinsel hayatlarına ilişkin olarak sorduğu sorulardan ve muayeneyi gerçekleştirme biçiminden rahatsız olduklarını bildirmelerine karşın muayenehaneye gitmeye devam etmeleri, katılan mağdure ...'nin 27.09.2018 tarihinde tanık ... ile beraber gittiği ilk muayeneden sonra vedalaşırken kendisini öpme şeklinden rahatsız olduğunu ileri sürmesine rağmen sanığın yaklaşımını överek yakın arkadaşı olan katılan mağdure ...'ye önermesi ve ...'nin de sanığın muayenehanesine gitmesine vesile olması, tanık ...'nun da beyanında ilk muayeneden sonra katılan mağdure ...'nin, kendisine 'Neden sık sık geldiğini şimdi daha iyi anlıyorum.' diyerek sanıktan ve muayeneden duyduğu memnuniyeti açıkça dile getirdiğini belirtmesi, katılan mağdure ...'nin sanıkla arasında geçen Whatsapp yazışmalarının içeriğinde rahatsızlığını ya da tedirginliğini belirtecek herhangi bir mesaja rastlanılmamakla beraber gülen yüz, çiçek emojilerinin yer aldığı samimi bir ifade tarzının kullanılması, yine bu yazışma içeriklerinde sanığın atılı eylemleri gerçekleştirdiğine dair hiçbir delil veya emarenin bulunmaması, katılan mağdure ...'nin 11.10.2018 tarihinde gerçekleşen muayeneden sonra sanığın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu paylaştığı diğer katılan mağdure ...'nin, kendisinin başına da benzer bir olay geldiğini ve sanık tarafından kendisine yönelik olarak da cinsel saldırıda bulunulduğunu iddia etmesi, eylem tarihleri ile müracaat tarihi arasında geçen zaman diliminde katılan mağdure ...'nin yakın arkadaşı olan, özel hayatına dair pek çok ayrıntıyı bilen ve sanığı kendisine tavsiye eden tanık ...'ya olaya dair hiçbir anlatımda bulunmaması, tanık ...'nun intikalden sonra katılan mağdureler vekilinin kendisini telefonla arayarak ifadeye çağırması üzerine iddialardan haberdar olması, muayenehanenin girişinde bulunan kamera kaydında muayenelerden sonra katılan mağdurelerin korku, telaş ve panikle muayenehaneden ayrıldıklarına dair herhangi bir görüntünün bulunmaması, tanık ...'nın aşamalarda muayeneler sırasında sanığın katılan mağdureler ile muayene odasında yalnız kalmadığını, kendisinin de her defasında yanlarında bulunup sanığa yardımcı olduğunu ifade etmesi, 11.10.2018 tarihinde kızıyla beraber muayenehaneye gelen tanık Saniye'nin olay tarihinde muayenehaneye girerek bekleme odasında oturdukları sırada açık olan ofis kapısından sanığın, masasında oturduğunu gördüğünü ve sanıkla selamlaştığını, bir süre sonra ofis odasından çıkan katılan mağdure ...'nin hâl ve hareketlerinde ise dikkat çekecek bir durum olmadığını açıkça belirtmesi, mağdure ...’nin sanık ile yaptığı telefon görüşmesinde cinsel saldırıyı doğrulamaması, ...’nin yönlendirmesi sonucu şikâyette bulunması ve sanığın tüm aşamalarda atılı suçları işlemediğini, katılan mağdureleri muayene etmek dışında bir eyleminin olmadığını, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığının hem hasta açısından hem hekim açısından hiç umulmayacak farklı risklere gebe bir meslek olduğunu çünkü hastanın en mahrem pozisyonunda en mahrem organıyla uğraşıldığını, bu muayenenin şeklinin hasta için çok yadırgatıcı ve irite edici olabileceğini savunması, Dokuz ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı ile Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından düzenlenen uzman bilimsel görüşünde; sanığın yaptığı işlemlerin (vajinal tuşe, elle palpasyon, örnek alımı vb.) katılan mağdurelerin şikâyetleri doğrultusunda, şüphelenilen tanıyı destekler nitelikte, jinekolojik muayenenin birer parçası olduğu, yapılan muayene ve incelemeler bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde genel tıp standartlarına uygun olduğu ifadelerine yer verilmesi, sanığın önceki yıllarda Türk Tabipler Birliğine şikayet edilen cinsel saldırı iddialarının bir kısmı tıbbi etik kurallara aykırı bulunmakla birlikte cinsel saldırıya yönelik somut delil olmadığı gerekçesi ile adli mercilere intikal etirilmemesi, üniversite mezunu olarak serbest ticari faaliyette bulunan, evlilik deneyimi yaşayan, rahatsızlıkları nedeniyle birçok kez jinekolojik muayene oldukları anlaşılan mağdurelerin cinsel saldırı oluşturabilecek davranışları ayırt edebilecek yeteneklerinde eksiklik bulunmadığı, genel olarak yaşları, eğitim düzeyleri itibarıyla tıbbi muayene sırasında hile ile aldatıldıkları yönündeki beyanlarının genel hayat deneyimlerine aykırı olduğu, hükme esas alınan delillerin sanığın savunmasının aksini ispata yeterli olmadığı sanığın, katılan mağdurelere nitelikli cinsel saldırıda bulunduğuna dair kabulün kesin ve açık ispata dayanmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesine aykırılık oluşturduğu, bu nedenle sanığın atılı suçlardan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesinin isabetli olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının haklı nedene dayanan itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Sanığa atılı katılan mağdureler ... ve ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçlarının sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu üyesi ...; 'Olay tarihlerinde, Katılanlar ... ve ... muayene olmak için kadın doğum uzmanı olan sanık ... ‘in özel muayenehanesine gelip muayene olmuşlardır.
Sanığın 28/09/2018 tarihinde katılan ...'e klitorisini uyararak çıkan salgının teste gönderilmesi işlemini yapmak için 3 parmağını vajinasına sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunmuştur. Sanığın ...'ye yönelik tahrikle salgı alma işlemi tamamlanamamış ise de sanığın ...'nin vajinasına cinsel haz kastıyla parmak soktuğu sabit olduğundan, katılan ...’ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun tamamlandığı ve sübuta erdiği anlaşılmıştır.
Sanığın 11/10/2018 tarihinde katılan ...'a' genital bölgene baskı uygulayarak çıkan sıvıyı laboratuvara göndereceğiz' diye cinsel saldırı içeren eylemlerine başladığı, katliam etkilemek için bilgisayarından porno açarak gösterdiği, olumlu tepki alamayınca görüntüleri ilerleterek etkilenmiyor musun diye sorduğu, dudağından öpmeye kalkıştığı, katılan ...'nin sanığın erekte olmuş penisini bacağında hissettiği, sonrasında sanığın iki parmağını katılan ...’nin vajinasına soktuğu katılan ... ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun tamamlandığı ve sübuta erdiği anlaşılmıştır.
Olay tarihinde sanığın muayene ettiği katılanlara cinsel yönden nasıl rahatladıkları mastürbasyon yapıp yapmadıkları gibi muayene için gerekli olmayan sorular sorduğu, katılanlarla cinsel saldırı iddialarını doğrulayan şekilde tıbben gerekli olmayan içerikte mesajlar yazdığı, katılanlara muayene etme tahlil veya test için cinsel bölgeden sıvı alma bahanesi ile elini müştekilerin cinsel organlarına sokarak nitelikli cinsel tacizde bulunduğunun sabit olduğu görüşünde olduğumdan;
Sanığın katılanlara nitelikli cinsel saldırıda bulunduğuna dair mahkumiyet kararına yapılan İstinaf Başvurusunun reddine yapılan Temyiz başvurusunu inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesinin mahkumiyetin onanması kararına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan sanığa isnat edilen suçların sabit olmadığına dair itirazının kabulüne ilişkin Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum.',
Sanığa atılı katılan mağdure ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmesi gerektiği,
Sanığa atılı katılan mağdure ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmesi gerektiği,
Düşünceleriyle karşı oy kullanmışlardır.
Sanığa atılı katılan mağdure ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık yönünden Ceza Genel Kurulu üyeleri ... ve ...; 'Sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının Yargıtay 14. Ceza Dairesince onanmasını müteakip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı eksik inceleme yönünden itiraz yasa yoluna gelmiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu da; mahkumiyete esas alınan bir kısım delillerin hukuka aykırı olduğuna, dosyadaki delillerin mahkumiyete yeter bulunmadığına ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerekçesiyle itirazın kabulüne karar vermiştir.
Tarafımızca da dosyada yer alan ve mahkumiyete esas alınan bir kısım delillerin hukuka aykırı olduğu ve hükme esas alınamayacağı değerlendirmekle birlikte; hukuka aykırı deliller değerlendirme dışı bırakıldıktan sonra, hükmün gerekçesinde son derece samimi ve inandırıcı olduğu ifade edilen katılanlar ve tanıkların beyanlarından ibaret mevcut delillerin mahkumiyete yeter olup olmadığının takdirinin, ceza muhakemesine hakim olan doğrudan doğruyalık-vasıtasızlık ilkeleri gereği yargılamayı yapan mahkemeye ait olduğu düşüncesinde olduğumuzdan, itirazın bu gerekçeyle kabulü yönünde oy kullanılmıştır.',
Sanığa atılı katılan mağdure ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık yönünden iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; hukuka aykırı delillerin değerlendirme dışı bırakılmasından sonra mevcut delillerin katılan mağdure ...'ye yönelik eylemleri yönünden sanığın mahkûmiyetine yeterli olup olmadığının takdirinin Yerel Mahkemeye ait olması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmesi gerektiği,
Şeklinde görüş bildirmişlerdir.
SONUÇ:
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 12.03.2020 tarihli ve 1983-1971 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 03.12.2019 tarihli ve 2917-2276 sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararının, sanığa atılı katılan mağdureler ... ve ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçlarının sabit olmadığının gözetilmemesi nedeniyle istinaf isteminin kabulü yerine esastan reddedilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilip, Özel Daire onama kararının kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesinin hükmünün bozulmasına karar verilmesi nedeniyle cezaların İNFAZLARININ DURDURULMASINA ve sanık ...’in TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,
5-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 01.06.2021 tarihinde yapılan eksik araştırma ile mahkûmiyet hükümleri kurulup kurulmadığına ve sanığa atılı katılan mağdure ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlıklar yönünden oy çokluğuyla; sanığa atılı katılan mağdure ...'ye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık yönünden ise 01.06.2021 tarihinde yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından, 15.06.2021 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
01.06.2021 tarihli oturumda (Katılan mağdureler ... ve ...'ye yönelik kurulan hükümlerde eksik araştırma olup olmadığı ve katılan mağdure ...'ye yönelik eylemin sabit olup olmadığı);