11. Ceza Dairesi 2021/35202 E. , 2022/12659 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
Mahkemenin ana ve birleşen davalarına konu olaylarda; suç tarihlerinde sanık ...'un ... Devlet Hastanesinde Nöroloji Uzmanı, sanık ...'ün aynı hastanede Nefroloji Uzmanı, sanık ...'ın Yunus Emre Devlet Hastanesinde Psikiyatri Uzmanı, sanık ...'ün aynı hastanede Göğüs Hastalıkları Uzmanı, sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın ... Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi, sanık ...'in Şair ... Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi, sanık ...'ün Yenikent Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi ve sanık ...'in ... Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak görev yaptıkları, sanık ...'ın ... Eczanesinin sahibi, sanıklar ..., ... ve ...'ün aynı eczanenin çalışanları, sanık ...'in sanık ...'ın ağabeyi, sanık ...'nün sanık ...'un bacanağı, sanık ...'in ... Eczanesinin sahibi, sanık ...'ın aynı eczanenin çalışanı, sanık ...'nın ... Eczanesinin sahibi, sanık ...'ın da ... Eczanesinin sahibi oldukları, sanık ...'ın ... firmasında ilaç mümessili olarak çalıştığı, eczane sahibi ve çalışanları ile ilaç mümessili olan sanıkların, bir kısmı kendi yakınları olmak üzere, katılan kurumun sigortalıları olan bazı tanıklara ait sağlık karnelerini bir şekilde temin ettikten sonra, sigortalıların muayene için herhangi bir müracaatlarının bulunmadığı ve muayene de olmadıkları halde, bu sağlık karneleriyle doktor sanıklar ..., ..., ... ve ...'e giderek ederek toplam 60 tane gerçeğe aykırı ilaç muafiyet raporları düzenlettikleri ve yine sigortalıların herhangi bir müracaatları bulunmadığı halde tüm doktor sanıklara giderek toplam 135 adet sahte reçete düzenlettikleri, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında açılan ve Mahkemenin birleşen 2009/462 Esas sayılı davasına konu olayda atılı suçlara konu belge sayısının toplam 49 adet sahte reçete olduğu, daha sonra bu reçetelerde muhteviyatını reçete sahiplerine teslim edilmiş gibi gösterecek şekilde işlem yaparak katılan kuruma fatura edip bedellerini de ... Eczanesinin 305.559,14 TL, ... Eczanesinin 29.308,68 TL, ... Eczanesinin 15.317,81 TL ve ... Eczanesinin 8.722,21 TL olarak tahsil ettikleri, bu şekilde iştirak halinde hareket eden sanıkların zincirleme şekilde kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ile kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarını işlediklerinin iddia edildiği kamu davalarında;
A) Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraz yoluna tabi olduğundan ve katılan vekilinin talebine ilişkin olarak mahallinde merciince değerlendirme yapıldığından dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
B) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine; sanık ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının, katılan vekilinin, sanık ... ve müdafisinin, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafilerinin ve sanık ...'ün temyizlerinin incelenmesinde;
Sanıklar ..., ... ve ...'ın TCK'nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işledikleri suç nedeniyle haklarında aynı Kanun'un 53/5. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; TCK’nin 53/1. maddesinin uygulamasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu yönünden, yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiillerin sanıklar tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik ile sanık ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçları yönünden ise, yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, Cumhuriyet savcısının, katılan vekilinin, sanık ... ve müdafisinin, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafilerinin ve sanık ...'ün temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA,
C) Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ile kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyizlerinin incelenmesinde;
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkların eylemleri bir bütün olarak TCK'nin 257/1 maddesinde düzenlenen icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunun zincirleme biçimde işlenmesine ilişkin olup, buna göre, sanıklara yüklenen suçun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanıkların sorgularının yapıldığı 18.03.2010 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla Cumhuriyet savcısı ile katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
Ç) Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine; sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen mahkumiyet hükmüne; sanıklar ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısının, katılan vekilinin, sanık ... ve müdafisinin, sanıklar ..., ..., ..., ... müdafilerinin ve sanık ...'ün temyizlerine ilişkin;
1) Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının, sanık ... ve müdafisinin, sanıklar ..., ..., ... müdafilerinin ve sanık ...'ün diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a-Sanıklar hakkında açılan davaların iddianamelerinde TCK'nin 158/1-son maddesinin uygulanması talep edilmediği halde, CMK'nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan anılan maddenin uygulanması suretiyle sanıkların savunma haklarının kısıtlanması,
b-Kabule göre;
aa) Sanıklar ... ve ... hakkında hüküm verilirken adli para cezasına esas alınacak gün sayısının suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı olan 29.308,68 TL dikkate alınarak en az 2.930 olarak belirlenmesi gerekirken 1.659 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik adli para cezaları tayini,
bb) TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) Sanık ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
a-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarih, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan belgede sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, dolayısıyla sanığın sübut bulan kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun mağdurunun kamu olduğu dikkate alındığında, UYAP ortamında yapılan incelemede, benzer mahiyetteki eylemleri nedeniyle sanık hakkında Mahkemenin 2015/259 Esas sırasında kayıtlı derdest dava mevcut olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından inceleme konusu dava ile anılan davanın birleştirilmesi, birleştirme mümkün değilse bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunup bulunmadığının tartışılması ve bundan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması,
b-Kabule göre; sanığın TCK'nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği suç nedeniyle hakkında aynı Kanun'un 53/5. maddesinin uygulanmaması,
3) Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
a) Sanıklar savunmalarında, hiçbir hastayı muayene etmeden ve teşhis koymadan ilaç muafiyet raporu düzenlemediklerini ve hastayı görmeden de reçete yazmadıklarını savunmuş iseler de, kendilerine müracaat eden hastaları muayene edip, muhakkak surette, gereken tetkikleri uyguladıktan sonra teşhisi belirleyerek ilaç muafiyet raporları düzenlemeleri ve söz konusu raporlara göre reçete düzenlerken de mutlaka hastanın kimliğini belirlemeleri gerekirken bu işlemleri yapmadan çok sayıda sahte ilaç muafiyet raporu ve reçete düzenledikleri, bir kısım sigortalılar hakkında farklı hastalıklara ilişkin sanıklar ..., ... ve ...'in ayrı ayrı sahte ilaç muafiyet raporları düzenledikleri, sanık ... tarafından düzenlenen sahte reçetelerin çoğunda ilaç mümessili sanık ...'nın tanıtımını yaptığı ilacın yazılı olduğu, sanık ...'in tanık ... hakkında dört tanı konulmuş 28.11.2006 tarihli ilaç muafiyet raporunu düzenledikten kısa bir süre sonra bu kez üç yeni tanı daha konulmuş 18.01.2007 tarihli raporu düzenlediği, yine, tanık ...'ın annesi Meliha hakkında bir aydan kısa bir süre içinde 27.07.2007 ve 24.08.2007 tarihli iki ayrı ilaç muafiyet raporu düzenlediği ve bu iki raporda yer alan tanıların tümünün ilk raporda belirlenmediği, ... Aile Sağlığı Merkezinde hekim olan sanık ...'in ikamet ettikleri yerlerde başka aile sağlığı merkezleri bulunmasına rağmen bir günde (29.11.2007 tarihinde) görev bölgesinin dışındaki 13 kişi hakkında reçete düzenlediği, anılan reçetelerin dayanağı olan raporların tümünün sahte olduğu, reçetelerin muhteviyatının sahiplerine teslim edilmiş gibi ... Eczanesinden işlem yapıldığı ve buna göre sanıkların, eczane sahibi ve çalışanları ile ilaç mümessili olan sanıklarla birlikte tam bir işbirliği ve iştirak iradesiyle hareket ettiklerinin toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında, sübut bulan eylemleri nedeniyle atılı suçtan mahkumiyetlerine hükmolunması gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraat hükümleri verilmesi, ayrıca sanık ... hakkında UYAP ortamında yapılan incelemede, benzer mahiyetteki eylemleri nedeniyle Mahkemenin 2015/259 Esas sırasında kayıtlı derdest dava mevcut olduğu görüldüğünden, sanığın fiillerinin her birinin yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, inceleme konusu dava ile anılan davanın birleştirilmesi, birleştirme mümkün değilse bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunup bulunmadığının tartışılması ve bundan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması,
4) Sanıklar ... ve ... hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
... Eczanesinde çalışan sanıkların yakınlarına ait çok sayıda sağlık karnesini temin ederek sanıklar ... ve ...'a verdikleri, sonra adı geçen sanıkların doktor sanıklara sahte ilaç muafiyet raporları ve reçeteler düzenlettikleri, daha sonra reçeteler üzerinde muhteviyatlarının reçete sahiplerine teslim edildiğine yönelik işlem yapıldığı ve bunun için sanıkların çok sayıda reçetenin arkasını yazıp imzalamak suretiyle doldurdukları, en sonunda katılan kuruma fatura edilip bedellerinin tahsil edildiği toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakta olup, olayların gelişimi ile sanıklar ... ve ...'un eylemlerine iştirak şekillerine nazaran, sübut bulan eylemleri nedeniyle, sanıkların atılı suçlardan TCK'nin 39/2-c maddesinde düzenlenen yardım eden sıfatıyla mahkumiyetlerine hükmolunması gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraat kararları tesisi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının, katılan vekilinin, sanık ... ve müdafisinin, sanıklar ..., ..., ..., ... müdafilerinin ve sanık ...'ün temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi gereğince, sanıklar ... ve ... hakkında verilen adli para cezası ile sanık ... hakkında TCK'nin 53/5 uygulanmamasına ilişkin kazanılmış hakkın gözetilmesine, 15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.