Hukuk Genel Kurulu 2019/198 E. , 2022/922 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasında birleştirilerek görülen “sıra cetveline itiraz” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Ereğli (Konya) İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen asıl davada şikâyetin reddine, birleşen davada dava şartı yokluğu nedeniyle şikâyetin usulden reddine ilişkin karar asıl davada şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı şikâyetçi vekili tarafından asıl dava yönünden temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Asıl Davada Şikâyetçi İstemi:
4. Asıl davada şikâyetçi vekili dilekçesinde; borçlu ... Tarım Ürünleri Hayvancılık Gıda Maddeleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait Mofem marka MF 500 model silaj balyalama makinesinin satışından elde edilen paranın paylaştırılması için 27.09.2012 tarihinde sıra cetveli düzenlendiğini, müvekkili şirketin makine üzerinde rehin hakkının bulunması nedeniyle ilk sırada yer alması gerektiği hâlde sıra cetveline hiç alınmadığını, müvekkili şirketin, borçlu şirketin aldığı krediye kefil olduğunu, bu kefaletten dolayı 25.07.2011 tarihli düzenleme şeklinde ticarî işletme rehni ve iki adet traktör için araç rehni sözleşmeleri düzenlendiğini, borçlu şirketin kredi taksitlerini ödememesi üzerine müvekkili şirketin kefil olduğu bedeli bankaya ödediğini, satılan makinenin ticarî işletme rehni kapsamında bulunduğunu ileri sürerek şikâyetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl Davada Şikâyet Olunanlar Cevabı:
5. Asıl davada şikâyet olunan ... Yemcilik Hayvancılık Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde, Ereğli 2. İcra Müdürlüğünün 2011/3244 E. sayılı dosyasında alacaklı müvekkili şirket tarafından borçlu şirket aleyhine icra takibi yapılarak borçlu şirketin Mofem marka 500 model silaj balyalama makinesinin haczedilerek ihalede satıldığını, satış işleminin ardından davacı şirketin icra takip dosyasına gönderdiği 26.06.2012 tarihli dilekçesiyle silaj balyama makinesinin rehinli olduğunu bu nedenle satış bedelinin kendilerine gönderilmesini talep ettiklerini, icra müdürlüğünün de davacı şirketin talebini reddettiğini, söz konusu silaj balyalama makinesinin davacı tarafın iddia ettiğinin aksine 25.07.2011 tarihli ticarî işletme rehni sözleşmesinde belirtilen araçlardan olmadığını, sözleşmede satışı yapılan makineden bahsedilmediğini belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.
6. Asıl davada şikâyet olunan ... ve ... cevap dilekçesi sunmamış, ancak duruşmadaki beyanlarında, hacze konu ve satışı yapılan makinenin ticarî işletme rehni kapsamında olmadığını ve davacının rehinden kaynaklanan önceliğinin de bulunmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuşlardır.
Birleşen Davada Şikâyetçi İstemi:
7. Birleşen davada şikâyetçi vekili dilekçesinde asıl davadaki şikâyet dilekçesinde yer alan maddî vakıaları tekrar ederek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
8. Ereğli (Konya) İcra (Hukuk) Mahkemesinin 14.01.2014 tarihli ve 2012/167 E., 2014/8 K. sayılı kararı ile; 25.07.2011 tarihli düzenleme şeklinde ticarî işletme rehni sözleşmesinin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, ancak dava konusu makineye ilişkin olduğu iddia edilen ikinci sıradaki rulo silaj balya makinesinin model, tip, seri numarası gibi hiç bir ayırt edici özelliği belirtilmeden ticarî işletme rehni sözleşmesinde yer aldığı, sıra cetvelinde birinci sırada yer alan alacaklının başlattığı icra takibi üzerine şikâyet konusu olan balyalama makinesinin de haczedildiği, makinenin bilirkişi marifetiyle tespitinin yaptırıldığı ve icra dosyasına sunulan raporda “Mofem marka MF 500 model 500 kg’lık Silaj Balyalama Makinesi” olarak belirtildiği, haczedilen bu makinenin ticarî işletme rehni sözleşmesi kapsamında kalıp kalmadığı hususlarının tespiti için keşif icrasına karar verildiği, ancak 21.05.2013 tarihli tutanakta belirtildiği üzere şikâyete konu makinenin nerede olduğu bilinmediğinden keşfin yapılamadığı, mülga 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun 4. maddesinde, sözleşmede rehne dair unsurların tam listesi de ayırt edilmelerini mümkün kılacak özellikleri ile birlikte yer alacağının belirtildiği, şikâyete konu makinenin ticarî işletme rehni sözleşmesinde ayırt edici özellikleri ile birlikte açıkça belirtilmediği, bu durumda haczedilen makinenin usulüne uygun olarak ticarî işletme rehni kapsamında sayılamayacağı, makine üzerinde keşif yapılmasının da mümkün bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada şikâyetin reddine, birleşen davanın ise ilk olarak asliye hukuk mahkemesine sıra cetveline itiraz davası olarak açıldığı, mahkemesince davanın sıra cetvelindeki sıraya itiraz davası olarak değerlendirilip görevli mahkemenin icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtayca onanarak talep üzerine mahkemenin 2013/99 E. sayılı numarasını aldığı, devamında eldeki dava ile birleştirme kararı verildiği, her iki davada da şikâyetçinin ve şikâyet olunanların aynı olduğu, her iki davanın da şikâyet sebebinin ve konusunun sıra cetvelindeki sıraya ilişkin olduğu gerekçesiyle birleşen davada dava şartı yokluğu nedeniyle şikâyet talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyetçi vekili tarafından asıl davada verilen karar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
10. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince 15.01.2015 tarihli ve 2014/3603 E., 2015/179 K. sayılı kararı ile;
“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl dosyada şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir.
Ticari İşletme Rehni Kanunu'nun 3. maddesinde, ' Ticari işletme rehni aşağıdaki unsurları kapsar:
a -Ticaret unvanı ve işletme adı,
b-Rehnin tescili anında mevcut ve işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş olan makina, araç, alet ve motorlu nakil araçları,
c-İhtira beratları, markalar, modeller, resimler ve lisanslar gibi sınai haklar.
Taraflar ticaret unvanı, işletme adı ve menkul işletme tesisatı dışında kalan unsurlardan bir veya birkaçını rehnin dışında bırakabilirler. Gemi ipoteği hakkındaki hükümler saklıdır.' hükmüne yer verilmiştir.
Ticari işletmenin, anılan Kanun maddesinde yer alan unsurlarının tamamı üzerinde rehin kurulabilir, sadece bazıları üzerinde kısmi rehin kurulması mümkün değildir. Ticaret unvanı, işletme adı ve işletme tesisatları rehnin zorunlu unsurlarıdır. Kalan diğer unsurlar rehnin kapsamı dışında bırakılabilir ( Prof. Dr. Şeref Ertaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2005, 7. Cilt, sy 39 ).
Bu durumda mahkemece, ilk haciz tarihi itibariyle borçlu ... Tarım Ürünleri Hayvancılık Gıda Maddeleri San. ve Tic. Ltd. Şti'nin bilanço, gelir-gider cetveli, demirbaşları, işletme tesisatları ile ilgili belgelerin ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü'nden ya da muhtemel bir kredi başvurusu nedeniyle bu belgeler ibraz edilmiş ise ilgili bankalardan getirtilerek, uzman mali müşavir bilirkişiden haciz tarihi itibariyle borçlu şirketin envanterinde bir tane silaj makinesi olduğunun tespiti halinde şikayetçi ticari işletme rehninin yukarıda özetlenen Ticari İşletme Rehni Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca bu makineyi de kapsadığının kabulü ile sıra cetvelinin bu gerekçe ile iptali; birden fazla silaj makinesi olduğunun tespiti halinde ise şimdiki gibi şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, 09.10.2012 olan şikayet tarihinin, gerekçeli karar başlığında 17.10.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. Ereğli (Konya) İcra (Hukuk) Mahkemesinin 17.06.2015 tarihli ve 2015/98 E., 2015/130 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, Ereğli 2. İcra Müdürlüğünün 2011/3244 E. sayılı dosyası arasında bulunan borçlu şirkete ait mizanda 253.02 hesap kodlu rulo silaj balya makinesi ve 257.18 hesap kodlu rulo silaj balya makinesinin bulunduğu anlaşıldığından bozma kararında belirtilen hususlarda inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı, detay mizanda zaten iki adet rulo silaj balya makinesi olduğunun belirtildiği ve makineler hakkında keşif yapılmasına da imkân bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde şikâyetçi vekili tarafından asıl dava yönünden temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikâyetçi vekilinin, 25.07.2011 tarihli taşınır rehni sözleşmesinde yer alan rulo silaj balya makinesinin icra dosyasında satışı yapılan makine olduğu yönündeki iddiası karşısında mahkemece, borçlu şirketin ilk haciz tarihi itibariyle bilanço, gelir-gider cetveli, demirbaşları, işletme tesisatları ile ilgili belgelerin getirtilerek ve bilirkişiden haciz tarihi itibariyle borçlu şirketin envanterinde kaç tane silaj makinesi olduğu tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
15. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek herhangi bir yeni delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
16. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
17. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dâhi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
18. Bu açıklamalar kapsamında eldeki davaya gelince, mahkemece verilen ilk kararda, şikâyete konu makinenin ticarî işletme rehni sözleşmesinde ayırt edici özellikleri ile birlikte açıkça belirtilmediği bu durumda haczedilen makinenin usulüne uygun olarak ticarî işletme rehni kapsamında sayılamayacağı, makine üzerinde keşif yapılmasının da mümkün bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada şikâyetin reddine dair verilen kararın şikâyetçi vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece, ilk haciz tarihi itibariyle borçlu şirketin bilanço, gelir-gider cetveli, demirbaşları, işletme tesisatları ile ilgili belgelerin ilgili vergi dairesi müdürlüğünden ya da muhtemel bir kredi başvurusu nedeniyle bu belgeler ibraz edilmiş ise ilgili bankalardan getirtilerek, uzman malî müşavir bilirkişiden haciz tarihi itibariyle borçlu şirketin envanterinde bir tane silaj makinesi olduğunun tespiti hâlinde, rehnin bu makineyi de kapsadığının kabulü ile sıra cetvelinin bu gerekçe ile iptali, birden fazla silaj makinesi olduğunun tespiti hâlinde ise şimdiki gibi şikâyetin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
19. Mahkemece Özel Dairenin bozma kararı sonrası yapılan yargılamada, önceki karar gerekçesi yanında, bozma kararında belirtilen hususlarda inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı, borçlu şirket tarafından sunulan ve icra dosyasında yer alan mizanda zaten iki adet rulo silaj balya makinesi olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
20. Açıklanan bu maddî ve hukukî olgulara göre, mahkemece verilen ilk kararda şikâyete konu makinenin ticarî işletme rehni sözleşmesinde ayırt edici özellikleri ile birlikte açıkça belirtilmediği, haczedilen makinenin usulüne uygun olarak ticarî işletme rehni kapsamında sayılamayacağı, makine üzerinde keşif icrası da mümkün bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada şikâyetin reddine karar verildiği hâlde Özel Dairenin bozma kararı sonrası yapılan yargılamada ise, mahkemece, icra dosyası içerisinde bulunan borçlu şirkete ait mizanda 253.02 hesap kodlu rulo silaj balya makinesi ve 257.18 hesap kodlu rulo silaj balya makinesinin bulunduğu anlaşıldığından bozma kararında belirtilen hususlarda inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı, detay mizanda zaten iki adet rulo silaj balya makinesi olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
21. Görüldüğü üzere, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik bir gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
22. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
23. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
24. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Şikâyetçi vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. madde atfıyla uygulanmakta olan İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.