T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1244
KARAR NO : 2022/1319
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2022 (Dava) - 05/04/2022 (Ara Karar )
NUMARASI : 2022/291 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
TALEP : Teminatsız verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05/04/2022 ara karar tarihli ve 2022/291 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati haciz isteyen vekili dava/talep dilekçesinde özetle; 11/11/2019 tarihinde davalı ... ile davacı ... arasında yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, ... plakalı aracın sürücüsü ve maliki olan davalı ...'in kazanın oluşumunda tamamı ile kusurlu bulunduğunun Çine Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/170 Esas sayılı yargılaması ve devamında tanzim olunan raporlar ve yapılan yargılama sonucu verilen Mahkemenin 2021/801 Karar sayılı kararı ile subuta erdiğini, müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi amacıyla poliçe tarihinde mevcut bulunan yönetmelik hükümlerine göre Adli Tıp Ana Bilim Dalından rapor alınmasına, müvekkilinin kaza tarihinde brüt 2940 TL işçi olarak ... A.Ş' de çalıştığını, ayrıca hayvancılık mesleğinden gelir elde ettiği bu şekilde gelirinin asgari ücretin üç katına ulaştığını, ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeni ile teminatsız olarak 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere malvarlığı değerlerine ihtiyati haciz konulmasına, arttırılmak üzere; müvekkilin uğradığı cismani zarardan kaynaklı100 TL. Geçici İş Göremezlik, 100 TL Sürekli İş Göremezlik tazminatının davalı ...'dan 11/11/2019 tarihinden itibaren; davalı ... Sigorta Şirketinden ise 10/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...'dan haksız fiil tarihi olan 11/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, adli yardım talebinin HMK 334/1 maddesi uyarınca kabulüne, adli yardım kararıyla davacının HMK 335/1. maddesi uyarınca; yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet, yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet, dava sırasında yapılması gereken tüm giderlerin devlet tarafından avans olarak ödenmesi suretiyle yararlandırılmasına, HMK 339/1 maddesine göre adil yardım kararından dolayı ertelenen tüm yargılama giderleri ile devletçe ödenen avanslar dava sonunda haksız çıkan kişiden tahsil edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri, vekalet öcretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden reddi gerektiğini, başvuru sahibi tarafından taraflarına yapılan başvurunun reddedilmiş ya da eksik ödenmiş olmadığını, başvuru sahibinin talebi üzerine dosya açıldığını, belirlenecek olan hastaneden yeni sağlık kurulu raporu alması gerektiğinin tespit edildiğini, davacı tarafın geçici iş göremezlik gideri tazminatını talebinin trafik sigortası genel şartları gereği teminatı dışı olduğunu, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davanın kabülü anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle ve sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, SGK tarafından davacıya bağlanan gelirlerin tespitini, maluliyet oranının tespiti açısından Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ve taleplerin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, talep edilen bedelin davacının tespit edebileceği likit bir alacak nedeniyle belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, her ne kadar müvekkilinin tam kusuru bulunduğu iddia edilmiş olsa da; davacıların bu iddiasının yalnızca olay yerinde düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağına dayandığını, tutanağının geçerliliği, aksi ispat oluncaya kadar söz konusu olduğu ve bilirkişi raporu tespitleri ile sona ereceğini, somut olayda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54.maddesinde sayılan tazminat kalemlerinden hiçbiri gerçekleşmediğinden tazminat hakkı doğmadığını, davacının sürekli iş göremezlik zararının varlığının, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre uzman hekimce belirlenmesi gerektiğini, davacı taraf, davacının hayvancılık yaptığı iddiasının soyut kaldığını, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesine karar verilebilmesi için öncelikle davacıda ağır bedensel zarar mevcut olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, gerekli şartlar, somut olayda doğmamış olacağından davacıların manevi tazminat taleplerinin reddi gerekeceğini, bununla birlikte; Yerleşik Yargıtay İçtihatları ve doktrindeki hâkim görüşün göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacının yaralanmasının basit nitelikte olması nedeniyle manevi tazminatın takdirinin son derece düşük olması gerekeceğini belirterek davanın reddi ile ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve masraf ve ücreti vekaletin karşı yandan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece 05/04/2022 tarihli ara kararı ile; ''...Davacı vekilinin mahkememizin 16/03/2022 tarihli tensip 13 nolu ara kararıyla ihtiyati haciz kararına itirazın teminat yönünden KABULÜ ile teminat hükmünün kaldırılmasına, teminatsız olarak ihtiyati haciz talebinin KABULÜNE...' şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın mahkemeye tatmin edici deliller sunmadığını, mahkemece yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmeden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, 2004 sayılı İİK'nin 257-268- 265 maddeleri gereği şartların oluşmadığını ve itiraz ettiklerini, müvekkilinin kusurlu olduğuna dair yeterli bir delil bulunmadığı, bu nedenle alacağın kaza tarihinde muaccel hale gelmediğini, davalı müvekkilinin mal kaçırma gibi bir amacı olmadığını, mahkemece olaya ilişkin Çine Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama ile ...'in asli kusurlu olduğu ve hakkında mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle talep kabul edilmiş ise de, ceza yargılamasında alınan kesinleşmemiş bilirkişi raporlarına istinaden ve kesinleşmemiş karara rağmen, ihtiyati haciz talebinin teminatsız olarak kabulünü kabul etmediklerini belirterek, yerel mahkemenin vermiş olduğu haksız ve hukuka aykırı teminatsız olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin reddine veya teminatlı olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle cismani zarardan kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Talep, teminatsız olarak ihtiyatı haciz kararı verilmesi yönündeki ara kararının istinafına yöneliktir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, 05/04/2022 tarihli ara karar ile 16/03/2022 tarihli ihtiyati haciz kararındaki teminat hükmü kaldırılmasına karar verilmiş, karara karşı davalı ... vekili istinafa başvurmuştur.
Davacı vekili, dava dilekçesi ile 100.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece talebin dava değeri üzerinden kabul edildiği nazara alınarak, davacının ihtiyati haciz talebinin kısmen kabul edildiğinin anlaşıldığı; mahkemece, 16/03/2022 tarihli tensip tutanağının 13 nolu ara kararı ile, 'Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin dava değeri olan 15.200 TL'nin % 15'i oranında (şahsi kefalet hariç) hesaplanan 2.280,00- TL teminat karşılığında kabulüne, borçluların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının (15.200,00-TL) İHTİYATİ HACZİNE...''şeklinde karar verilmiş; 22/03/2022 tarihinde tensip zaptı davalı vekiline tebliğ edildikten sonra davacı vekili 24/03/2022 tarihinde karara itiraz ile tensip zaptına ve ihtiyati hacizde teminata yönelen itirazlarının kabulü ile müvekkilinin teminat yönünden de adli yardım talebinin kabulüne ve teminatsız olarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş; itiraz üzerine mahkemece 05/04/2022 tarihli arar karar ile ''...Davacı vekilinin mahkememizin 16/03/2022 tarihli tensip 13 nolu ara kararıyla ihtiyati haciz kararına itirazın teminat yönünden KABULÜ ile teminat hükmünün kaldırılmasına, teminatsız olarak ihtiyati haciz talebinin KABULÜNE...' şeklinde karar verilmiştir.
1-Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup; mahkemece adli yardım talebi HMK'nın 335. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yargılama giderlerinin tümü yönünden kabulü şeklinde karar verilebileceği gibi anılan maddenin ikinci fıkrasına göre de mahkeme talepte bulunanın birinci fıkradaki bentlerde düzenlenen hususlardan bir kısmından yararlanmasına karar verebileceğinin düzenlenmiş olduğu; mahkemece adli yardım talebinin kabulüne ilişkin 25/04/2022 tarihli ara kararın incelenmesinde,'...Davacının adli yardım talebinin KABULÜNE, Davacının ödemesi gereken harç ve masrafların devlet ödeneğinden karşılanmasına,...' şeklinde karar verildiği, dolayısıyla mahkemece verilen ara kararda talebin yargılama harç ve giderleri bakımından geçerli olmak üzere sınırlı olarak verilmiş olduğu nazara alındığında ihtiyati haciz kararı nedeniyle hükmedilen teminata ilişkin olarak adli yardımdan yararlanamayacağı anlaşılmış; kaldı ki, mahkemece adli yardım talebinin kabulüne ilişkin 25/04/2022 tarihli ara kararının da, haciz nedeniyle hükmedilen teminatın kaldırılmasına dair 05/04/2022 tarihli ara karar tarihinden sonraki bir tarihte verildiği anlaşılmıştır.
2-2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”;
258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
Bu hükümlere göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK.’nın 257-(2) hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek ve alacağını yaklaşık olarak ispat zorundadır.
265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki 'muacceliyet' kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosya kapsamına göre, dava konusu kaza nedeniyle sanık sıfatıyla yargılanan davalı sürücü hakkında Çine Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/07/2021 tarihli ve 2020/170E-2021/801K sayılı kararı ile davalıya kaza sırasında 1,53 alkollü araç kullanarak bilinçli taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olmak suçundan 6 ay 20 gün hapis cezası verildiği, anılı ceza dosyasında düzenlenen 09/03/2021 tarihli kusur raporunda davalı ...'in asli kusurlu kabul edildiği, kaza tespit tutanağı ile belirlenen kusur ile benzer olduğunun karada belirtildiği; Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları ve epikriz raporları ile Aydın Devlet Hastanesi kaydına göre HMK'nun 390. Maddesi ve İİK 258. maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulunu anılan belgeler sağlamaktadır. İhtiyati haczin talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Anılan belgeler uyarınca bir miktar tazminat alacağının doğduğunu kabul ihtimal ve ispat dahilinde olduğundan mahkemece davalı sürücü hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi doğru bulunmuş ise de; (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/11/2017 tarih, 2016/18144 esas ve 2017/11201 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) İİK'nın 265. maddesinde borçlunun ihtiyati haciz kararına itiraz şartları düzenlenmiş ancak ihtiyati haciz talebi kabul edilen davacının karara itiraz edebileceği hususu düzenlenmemiş olup, davacının itirazı üzerine mahkemece 05/04/2022 tarihli ara karar ile davacının itirazının usulden reddine karar vermesi gerekirken, ara kararda yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı ... vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı ... vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/04/2022 tarihli ve 2022/291 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davacı vekilinin itirazının, ihtiyati haciz kararına itiraz hakkı olmadığından USULDEN REDDİNE, ihtiyati haczin 16/03/2022 tarihli ara kararı uyarınca teminatlı olarak devamına,
b-Talep derdest dosya içerisinde istenildiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları ;
a)İstinaf eden davalı ... tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
b)İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
c)6100 Sayılı HMK.'nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edene İADESİNE,
d)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e)Davalı ...' in diğer istinaf itirazlarının REDDİNE,
f)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK'nın 362-(1)-f) maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.