20. Hukuk Dairesi 2016/9797 E. , 2018/6372 K.
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve asli müdahil ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili 17/02/1997 tarihli dilekçe ile; ... ilçesi, ... köyünde bulunan dava dilekçesinde hudutları yazılı taşınmazlara davalıca ziraat yapılmak suretiyle müdahalede bulunulduğundan müdahalenin men'i talepli olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmış, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın tapusuz taşınmaza müdahalenin men'ine ilişkin olduğu belirtilerek 16.7.1999 gün 1997/23-149 sayılı ilamı ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın kesinleşmesine müteakip ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi sonrasında ... Sulh Hukuk Mahkemesine aktarılan davada 15.9.2004 gün 2000/214 -151 sayılı ilamı ile açılan elatmanın önlenmesi davasının uyuşmazlığın mülkiyet hakkına dayandığı belirtilerek davanın görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi öncesinde 2005 yılında yörede kadastro çalışmaları yapılmış ve ... ili, ... ilçesi, ... köyü 105 ada 179- 181- 202- 219- 308- 348 parsel sayılı sırasıyla 44708,46 m2- 13502,19 m2- 1196,52 m2- 3203,82 m2- 4372,15 m2- 450,37 m2 yüzölçümlü taşınmazlar sulh hukuk mahkemesinde davalı olduğundan malik hanesi boş bırakılarak kadastro mahkemesine devredilmişlerdir.
... Yönetimi vekili kadastro mahkemesine sunduğu 04/07/2005 günlü dilekçe ile; 105 ada 181- 202- 219- 308 parsel sayılı taşınmazların evveliyatı itibariyle ... sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek taşınmazların ... vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında ... Kadastro Mahkemesi teşkilatının kaldırılması ve yargı çevresi olarak ... Kadastro Mahkemesinin yargı çevresine dahil edilmesi üzerine mahkemenin yukarıda belirtilen esasına kaydedilen davada yapılan keşif sonrasında 105 ada 726 parsel sayılı ... vasfı ile tespitli taşınmazın da dava konusu olduğu belirlenmiş, tutanak aslı dosya arasına alınmıştır.
Yapılan yargılama sonunda mahkemece, davacının açmış olduğu davanın reddine, müdahil ... Yönetiminin açmış olduğu davanın kabulüne;
1-Dava konusu ... ili Gökçebey ilçesi... köyünde kain 105 ada 308, 105 ada 202 ve 105 ada 726 parsel sayılı taşınmazların ... vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 2016/9797-2018/6372
2-Dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyünde kain 105 ada 219 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi ...'in 23.12.2015 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 1432,70 m2'lik kısmının ... vasfı ile Hazine adına, aynı krokide (A) harfi ile gösterilen 1771,12 m2'lik kısmın 1/3 nün verasete iştirak hükümleri gereğince ... mirasçıları olan ... kızı ..., ... evlatları ..., ..., ..., ..., ... evlatları ..., ..., ... ..., ... evlatları ..., ..., ..., ... evlatları ... ..., ..., ..., ..., ... evlatları ..., ..., ..., ..., ... oğlu ..., ... evlatları ..., ..., ... adına, 2/3 nün verasete iştirak hükümleri gereğince ... mirasçıları olan ... evlatları ..., ..., ..., ... evlatları ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... oğlu ...,... kızı ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline,
3-Dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyünde kain 105 ada 181 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi ...'in 23.12.2015 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 8064,32 m2'lik kısmının ... vasfı ile Hazine adına, aynı krokide (A) harfi ile gösterilen 5437,87 m2'lik kısmın verasete iştirak hükümleri gereğince ... mirasçıları olan ... kızı ... , ... evlatları ..., ..., ..., ..., ... kızı ..., ... kızı ... ..., ... evlatları..., ..., ..., ..,
5-Dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyünde kain 105 ada 348 parsel sayılı taşınmazın 2/4 nün ... ..., ... ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm asli müdahil ... Yönetimi vekili ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde ... kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli... köyü 105 ada 179- 181- 202- 219- 308- 348 parsel sayılı taşınmazlar, sulh hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan sözedilerek kadastro tutanakları malik hanesi açık olarak kadastro mahkemesine aktarılmış, yapılan keşif sonrasında 105 ada 726 parsel sayılı ... vasfı ile tespitli ve hükmen aynı şekilde tapuya tescilli taşınmazın da dava konusu olduğu belirlenmiş, mahkemece tapu kaydına davalıdır şerhi verdirilerek tutanak aslı dosya arasına alınmıştır. Dava konusu 105 ada 726 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının incelenmesinde; tutanak üzerine taşınmazın kadastro mahkemesinin 2005/10 Esas sayılı dosyasında davalı olduğunun yazıldığı görülmüş ise de mahkemece dava dosyasının akıbeti araştırılmamış, dava konusu parselin mahkeme ilamı ile tescil edildiği belirlenmiş iken buna ilişkin bir araştırma yapılarak tescile esas dava dosyası ilgili yerden getirtilmemiş ve temyize konu davaya etkisi değerlendirilmemiştir.
Bunun yanı sıra; çekişmeli... köyü 105 ada 179- 181- 202- 219- 308- 348 parsel sayılı taşınmazlar, sulh hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan sözedilerek kadastro tutanakları malik hanesi açık olarak kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Bu nedenle; 3402 sayılı Kanunun 30/2. madde hükmüne göre kadastro mahkemesince re’sen yapılacak araştırma ile taşınmazların niteliği ve maliklerinin belirlemesi zorunlu olup dava konusu taşınmazların kadastro tutanağının edinme sütununda isimleri geçen kişilerin tamamının davada taraf olmaları gerekmektedir. Mahkemece, taşınmazların kadastro tutanağının edinme sütununda isimleri geçen kişilerin tamamının davada taraf olmaları sağlanmadığı gibi dosya tarafları ve miras bırakanları ile mirasçıları yönünden 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesince 40 ve 100 dönüm sınırının aşılıp aşılmadığının araştırılmadığı, taşınmazların niteliğinin saptanması bakımından taşınmazların bulunduğu yeri kapsar en eski tarihli ve aktarılan dava tarihinin 1997 olduğu gözetilerek dava tarihinden 20 yıl öncesini gösteren resmî belgelerdeki konumunun değerlendirilmesi gerekir iken hükme esas ... bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların sadece 1958 tarihli memleket haritasındaki konumlarının değerlendirildiği, 1958 tarihli memleket haritasının yapımında kullanılan hava fotoğraflarında ve aktarılan dava tarihinin 1997 olduğu gözetilerek dava tarihinden 20 yıl öncesini gösteren resmî belgelerde taşınmazların niteliğinin ne şekilde görüldüğü araştırılmadığı, 6831 sayılı Kanunun 17. maddesi kapsamında kalıp kalmadıklarının değerlendirilmediği, taşınmazların bilirkişi raporlarında belirlenen eğimlerinin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediğinin açıklanmadığı, zirai ve ... bilirkişi raporlarında taşınmazların belirlenen eğimleri, eylemli durumu ve niteliği hususlarında çelişkiler bulunduğuna dikkat edilerek bu çelişkilerin giderilmesine çalışılmadığı görülmüş, bu hali ile, dosya kapsamında yapılan inceleme ve araştırma taşınmazların evveliyatının ... olup olmadığı ve gerçek kişiler lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda tereddüde neden olmuştur. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince ... sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde eksiksiz bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
O halde; mahkemece, öncelikle taşınmazların kadastro tutanağının edinme sütununda isimleri geçen kişilerin, bunlar hayatta değiller ise mirasçılarının davalı olarak davaya dahil edilip, süre verilerek delillerinin toplanması, daha sonra dava konusu 105 ada 726 parsel sayılı tutanak aslı üzerinde yazılı kadastro mahkemesinin 2005/10 Esas sayılı dosyası ile dava konusu parselin tesciline esas dava dosyası, taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile aktarılan dava tarihinin 1997 olduğu gözetilerek dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi, bir fen ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dava konusu taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca ... içi açıklık olup olmadıkları değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; ... kadastrosu kesinleşmediğine göre fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ile ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliği, konumu ve kullanım durumu belirlenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez taşınmazların tutanakları malik hanesi açık olarak düzenlendiğinden kişiler yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisi tarafından taşınmazların toprak örnekleri alınıp, bilimsel analizleri yapılarak kaç yıldır tarımda kullanıldığı konusunda rapor alınmalı, taşınmazların her bir bölümünün toprak yapısı ve üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı, tarım bitkileri yetiştirilip yetiştirilemeyeceği, hangi tür tarım bitkileri yetiştirilmesine uygun olduğu ayrıntılı açıklanmalı, taşınmazların eğimi münhaniler ve eğim ölçer aletler yardımıyla bilimsel yöntemler ile belirlenmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; mahalli bilirkişiler, tesbit tutanağı bilirkişileri ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; taşınmazların kimler tarafından kullanıldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kimden kime geçtiği kaç yıl, ne şekilde devam ettiği, taşınmazlar üzerindeki ağaçların ne zamandan beri zeminde mevcut olduğu, kendiliğinden mi dikim yoluyla mı yetiştiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; taşınmazın komşu parseller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, dava tarihi olan 17/02/1997 tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, dahili davalı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar ve dava konusu 105 ada 726 parsel sayılı taşınmazın tesciline esas dava dosyasının temyize konu davaya etkisi değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asli müdahil ... Yönetimi vekili ve davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 15/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.