17. Ceza Dairesi 2019/10172 E. , 2019/12539 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, muhafaza görevinin kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Muhafaza görevini kötüye kullanma ve hırsızlık suçlarından sanıklar ... ve ... haklarında yapılan yargılama sonunda, Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/62 Esas sayılı dosyası ile fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan bahisle dosyanın Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/62 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, diğer mahkemenin dosyaların birleştirilemesine muvafakat vermemesi nedeniyle anılan hususta karar vermesi için dosyanın yüksek görevli mahkemeye gönderilmesine dair Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/01/2018 tarihli, 2016/622 Esas ve 2018/44 Karar sayılı kararı üzerine, anılan kararın esas hükümle birlikte kanun yolu açık olan hükümlerden olduğundan bahisle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/02/2018 tarihli ve 2018/273 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19/07/2019 tarihli ve 94660652-105-45-7334-2019-KYB sayılı “Kanun Yararına Bozma” talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başavcılığının 03/08/2019 tarihli ve 2019/80870 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İstem yazısında;
“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun“Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesinde yer alan “(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.' şeklindeki hüküm ile anılan Kanun'un 'Bağlantılı suçlarda yetki' başlıklı 16. madesinde yer alan “(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir. (3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet Savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.' biçimindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen birleştirme kararına karşı yapılan itiraz hakkında mercii Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesince anılan kararın itiraz kanun yoluna tabi olduğu görülmekle işin esasına girilmek suretiyle birleştirme hakkında bir karar vermesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
5271 sayılı CMK'nin 'Bağlantı kavramı' başlıklı 8. maddesi; '(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır. (2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır' şeklinde, anılan Kanun'un 'Davaların birleştirilerek açılması' başlıklı 9. maddesi; 'Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir' biçiminde düzenlenmiştir.
Anılan Kanun'un 'Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme' başlıklı 11. maddesinde; mahkemenin, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görmesi halinde, bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yine anılan Kanun'un 'Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması' başlıklı 10. maddesi; '(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir. (2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır. (3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur' şeklindedir.
Aynı Kanun'un 'Bağlantılı suçlarda yetki' başlıklı 16. maddesi;
'(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir. (3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir. (4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.' biçimindedir.
Ceza Genel Kurulunun 11/07/2014 tarihli ve 2014/5-52 Esas ve 2014/354 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; CMK'nin 8. maddesinin birinci fıkrasında; bir kişinin birden fazla suçtan sanık olması veya bir suçta birden fazla sanık bulunması şeklinde dar bağlantı tanımlanmış, maddenin ikinci fıkrasında da, suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiillerinin de bağlantılı suç sayılacağı belirtilerek, bu halde de fiiller arasında bağlantının varlığı kabul edilmiştir. Kanunun 11. maddesinde ise geniş bağlantı tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, yapılan yargılamada mahkemece bakılmakta olan birden fazla dava arasında bağlantının saptanması halinde, bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa dahi, yargılamanın birlikte yapılarak hükme bağlanması için davaların birleştirilmesine karar verilebilecekir. Maddede, ne tür bağlantıların bu kapsamda değerlendirileceği yönünde bir sınırlandırmaya yer verilmemiş, yalnızca mahkemenin bakmakta olduğu birden çok davada bağlantı görmesi yeterli kabul edilmiştir. Bu hükmün amacı, görülmekte olan uyuşmazlıkların birlikte yargılanmasında ve karara bağlanmasında yarar bulunmasıdır. Bu şekilde tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, daha adil bir kararın verilmesi ve verilecek hükümlerde muhtemel değerlendirme hatalarının engellenmesi hedeflenmiştir. Görüldüğü gibi, ceza muhakemesinde genel kural, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılamanın yapılmasıdır. Ancak, uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğu zaman, bağlantının özelliği gereği bu kuraldan ayrılınabilmektedir. Bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi, birleştirilerek de görülebilecek olup, istisnai hallerden biri olan yargılamaların birleştirilmesi kararı verilebilmesi için; davalar arasında bağlantı olmalı, davaların birleştirilmesinde yarar görülmeli, birleştirme yasağı söz konusu olmamalıdır.
Kanun koyucu, açılan her dava üzerine ayrı yargılama yapılmasını kural olarak benimseyip istisnai durumlarda davaların birleştirilebileceğini hüküm altına alırken, birleştirmede fayda bulunup bulunmadığının her olayda araştırılmasını yargılamayı yürüten hakime bırakmış, istisnaen de, yargılamaların birleştirilip birleştirilmeyeceğini kendisi tayin etmiştir. Örneğin 4483 sayılı Kanun'un 10. maddesinde yer alan; “Bu kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur üst memur ile aynı mahkemede yargılanır” şeklindeki hükümle birleştirme zorunluluğu vurgulanırken, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca sanıkların yargılama sırasında başka suçları olduğu anlaşılsa dahi davaların birleştirilerek görülemeyeceği, benzer şekilde 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 346/1. maddesi uyarınca İcra Tetkik Merciinin yetkisine giren ceza davalarının diğer davalarla birleştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Birleştirme zorunluluğu ya da birleştirme yasağının söz konusu olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davalar birleştirilebilecektir. Fakat birleştirme zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
Peki birleştirme kararlarına ilişkin olarak mahkemeler arasında çıkan uyuşmazlıklar nasıl çözümlenecektir?
CMK'nin 'Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması' başlıklı 10. maddesinde, kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemede yer alan yüksek görevli mahkeme tanımından anlaşılması gereken, bağlantılı davaları görmekte olan mahkemelerden yüksek görevli olanıdır. Yani bağlantılı davalar, davalardan birini görmekte olan yüksek görevli mahkemenin kararıyla birleştirilebilecektir. Bu durumda alt görevli mahkemenin muvafakati gerekmemektedir. Tabi ki yüksek görevli mahkeme öncelikle bağlantılı gördüğü davaya ilişkin dosyayı inceleyecek, dava dosyaları arasında sanıklar ve suçlar yönünden şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğunda ve davaların birlikte yürütülmesinde yarar görüldüğünde birleştirme kararı verecektir.
Farklı yetki alanlarında bulunan mahkemeler arasında birleştirme ise, CMK'nın 16. maddesine göre yapılacaktır. Anılan maddenin 1. fıkrasında; değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davalarının, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebileceği, 2. fıkrasında; bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsinin veya bir kısmının bu mahkemelerin birinde birleştirilebileceği, 3. fıkrasında ise; mahkemeler arasında uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkemenin birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar vereceği hüküm altına alınmıştır. Yani farklı yetki alanlarında bulunan mahkemeler arasında birleştirme, mahkemelerin uyuşması üzerine olacak, mahkemeler uyuşamazsa ortak yüksek görevli mahkeme, birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verecektir.
Aynı yetki çevresinde ve aynı derecede olan mahkemeler arasında çıkan birleştirme uyuşmazlıkları nasıl çözümlenecektir? Buna dair 5271 sayılı CMK'da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ceza muhakemesi hukukunda kıyasın mümkün olması nazara alındığında CMK'nin 16. maddesinde yer alan 'mahkemeler arası uyuşma' ve 'ortak yüksek görevli mahkeme' kavramları bu uyuşmazlığa kıyasen uygulanabilecek ve sorun böylece çözülmüş olacaktır. Aksi takdirde mahkemeler arasındaki birleştirme uyuşmazlığı istinaf ya da temyiz kanun yoluna başvurulduğunda bölge adliye mahkemesi ya da Yargıtay tarafından denetlenene kadar çözülemeyecek ve bu durum da yargılamanın sürüncemede kalması gibi arzu edilmeyen neticelere sebep olacaktır.
İnceleme konusu somut olayda:
Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 26/04/2016 tarihli, 2016/2018 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar ... ve ... hakkında, katılanlar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile Vedat Türkmen’e yönelik paydaş veya elbirliği ile malik olunan eşya hakkında hırsızlık ve muhafaza görevini kötüye kullanma suçlarından kamu davasının açıldığı, davanın Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/622 Esas numaralı dosyası üzerinden görülmekte olduğu;
Öte yandan Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 13/01/2016 tarihli, 2016/218 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar ... ve ... hakkında, katılan Alternatif
Finans Kiralama Anonim Şirketine yönelik meslek,sanat, ticaret veya hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kamu davasının açıldığı, davanın Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/22 Esas numaralı dosyası üzerinden yürütüldüğü,
Anılan dava dosyaları arasında bağlantı bulunduğundan bahisle Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesince, dosyaların birleştirilmesine muvafakat verilip verilmediği konusunda Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinden görüş istenildiği, Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin de dava dosyaları arasında fiili ve hukuki bağlantının bulunmadığından bahisle dosyaların birleştirilmesine muvafakat vermediği, bunun üzerine Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/01/2018 tarihli, 2016/622 Esas, 2018/44 Karar sayılı kararı ile dosyaların birleştirilmesine ve diğer mahkeme ile oluşan uyuşmazlık nedeniyle, dosyaların birleştirilmesi hususunda bir karar vermesi için dosyanın ortak yüksek görevli mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, ortak yüksek görevli mahkeme olan Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin de 26/02/2018 tarihli, 2018/273 değişik iş sayılı kararı ile anılan kararın esas hükümle birlikte kanun yolu açık olan hükümlerden olduğundan bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği anlaşılmaktadır.
Aynı yetki çevresinde ve aynı derecede olan iki mahkeme arasında dosyaların birleştirilmesi hususunda çıkan uyuşmazlığın çözümü hususunda 5271 sayılı CMK'da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ceza muhakemesi hukukunda kıyasın mümkün olması nazara alındığında CMK'nin 16. maddesinde yer alan 'mahkemeler arası uyuşma' ve 'ortak yüksek görevli mahkeme' kavramları bu uyuşmazlığa kıyasen uygulanabilecek ve sorun böylece çözülmüş olacaktır.
'(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir. (3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir. (4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.' şeklinde düzenlenen 5237 sayılı CMK’nin 'Bağlantılı suçlarda yetki' başlıklı 16. maddesi ışığında somut olay incelendiğinde, Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesi ile Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz birleştirme uyuşmazlığının, CMK’nin 8. maddesinde sayılan koşulların bulunup bulunmadığı, aynı Kanun’un 16. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde işlem yapılıp yapılmadığı yönlerinden değerlendirilip aynı maddenin 3. fıkrası gereğince karar verilerek birleştirme konusundan kaynaklanan nizanın ortadan kaldırılması görevinin ortak yüksek görevli mahkeme olan Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesince giderilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde anılan hususta karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden;
Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/02/2018 tarihli, 2018/273 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4. maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.