(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/12981 E. , 2012/12731 K.
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, Hazineyi hasım göstererek 2006/1 esas sayılı dava dosyasıyla ... İlçesi, ... Köyünde kain 113 ada 1 nolu parselin kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tesbit gördüğünü, taşınmazın 369564.79 m2 olarak tesbit görmesine karşın 500.000 m2'lik kısmının dikkate alınmadığını ve tesbit dışı bırakıldığını, oysa ki, 1957 tarihli memleket haritasında dava konusu taşınmazın devlet ormanı olarak gözüktüğünü, parseller üzerinde civar ormanlarda yetişen ve orman ağacı olan meşe ve türleri bulunduğunu, parseller üzerinde humus bakiyesi bulunması nedeniyle orman toprağı muhafaza karakterini taşıdığını, devlet ormanlarının Anayasa'nın himayesi altında olduğunu, özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceğini ve zilyetlik yoluyla da iktisap edilemeyeceğini, bu nedenle tesbit tutanağı doğrultusunda bahse konu taşınmaz hakkında askı ilânı süresi içerisinde bu davayı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, dava konusu 113 ada 1 nolu taşınmazın hazine adın-tusunda bahse konu taşınmaz hakkında askı ilânı süresi içerisinde bu davayı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, bu kısımların orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili talebiyle dava açmıştır.
..., 14/07/2006 tarihli müdahale dilekçesinde; dava konusu ... ilçesi, ... köyünde bulunan 113 ada 1 nolu parselde kendisinin de hissesi olduğunu iddia ederek, davaya müdahale talebinde bulunmuş ve 113 ada 1 parselin adına tesciline talep etmiştir. Aynı şekilde ... 07/09/2006 tarihli dilekçesiyle; murisleri ... ...'dan kalan taşınmazının 113 Ada 1 nolu parsel içerisinde orman vasfı ile davalı hazine adına tespit ve tahdit edildiğini, bu yerin ormanla ilgisinin bulunmadığı, babası ... ...'dan kalan dava konusu yerin murisi tarafından 07/11/1937 yılında köy senedi ile satın alındığını, şimdiye kadar da ... ... ve mirasçıları tarafından malik sıfatı ile kullanıla geldiğini, bu yerin 25 Rebuülevvel 1289 tarih ve 174 no ile tapulu olduğunu iddia ederek, dava konusu yerin hazine adına orman vasfı ile yapılan tahdit ve tesbitinin iptali ile ... ... mirasçıları adına miras payları oranında tesbit ve tapuya tesciline karar verilmesini talebiyle davaya müdahil olmuştur.
Orman Yönetimi, 28.12.2009 tarihli yazısıyla, kadastro sırasında orman olarak tesbit edilmesi gerekirken, eksik tespit edilen yerlerin listesini dosyaya ibraz etmiş olup bu listede 120 ada 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 35, 38 ve 39, 113 ada 18, 19, 21, 22, 23, 24, 25 ve 26 parsellerin dava konusu olduğu bildirilen parseller olduğu görülmektedir. Aynı şekilde
Orman Yönetimi, 16.12.2010 havale tarihli dilekçesiyle 113 ada 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 120 ada 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 35, 38, 39 ve 42 nolu parsellerin dava konusu edilen parseller olduğunu bildirmiştir.
... Köyü, 113 ada 1 parsel sayılı 1443612,08 m2 ve 120 ada 1 parsel sayılı 369564,79 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, orman vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiştir.
Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının reddine; 120 ada 1 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline, müdahil davacılar ... ve ...'ın davaları yönünden mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, müdahil dava dilekçelerinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 5304 sayılı yasayla değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmü gereğince yapılan orman sınırlandırılmasına ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Dava dilekçesi dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, çekişmeli ... Köyü 113 ada 1 ve 120 ada 1 parseller, yörede 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırması sırasında kadastro ekiplerince orman vasfı ile hazine adına tesbit edilmiş olup, davacı ... Yönetimi bu sınırlandırma sırasında orman sınırları dışında bırakılan 113 ada 1 ve 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazlara ilişkin olarak orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış olup, yargılama sırasında dosyaya ibraz ettiği 28.12.2009 tarihli yazı ve 16.12.2010 havale tarihli dilekçesiyle de dava konusu edilen yerlerin ada ve parsel numaralarını bildirmiştir. Dava konusu edilen taşınmazlar, 113 ada 1 ve 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar değildir. Davacı ... Yönetimi tarafından 23.03.2011 tarihli dahili dava dilekçesiyle bu parsellerin tesbit malikleri davaya dahil edilmiş; ancak, mahkemece Orman Yönetimi tarafından dava konusu olduğu bildirilen taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanak örnekleri getirildikten sonra bu taşınmazların (... ilçesi, ... köyünde bulunan 113 ada 21, 20, 22, 19, 18, 24,23 ve 25 nolu parseller ile 120 ada 6, 3, 7, 4, 11, 10, 8, 2, 35, 38, 39, 42, 25, 22, 26, 23, 21, 24, 19, 16, 20, 18, 17, 14, 27, 15, 13, 12 ve 9 parsel nolu taşınmazlar) kadastro tesbitlerinin kesinleştiğinin İlçe Tapu Müdürlüğünce gönderilen tapu kayıtlarından anlaşıldığından, her ne kadar tesbitleri kesinleşen bir takım taşınmaz malikleri yargılama sırasında dahili davalı olarak davaya dahil edilmişlerse de, bu husus usul ve yasaya uygun bulunmadığından kendilerine karar başlığında dahili davalı olarak yer verilmemiştir.
Dava, kadastro komisyonunca orman sayılmayarak orman sınırları dışına çıkarılan 113 ada 1 ve 120 ada 1 sayılı parsele bitişik olan taşınmazlara yönelik olarak açılmış orman kadastrosuna ve genel arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır. 113 ada 1 ve 120 ada 1 numaralı parseller orman olarak sınırlandırılmış, ancak bu parsellere bitişik olduğu bildirilen ve dava konusu edilen alanlar 5304 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince kurulan kadastro komisyonu tarafından orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Mahkemece dava edilen taşınmazların 113 ada 1 ve 120 ada 1 numaralı orman vasfı ile hazine adına tespit edilen taşınmazlar olduğu değerlendirilerek davanın reddine ve ... Köyü 113 ada 1 ve 120 ada 1 numaralı parsellerin orman vasfıyla hazine adına tapuya tesciline karar verilmişse de, yörede orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır .
3402 sayılı Kadastro Yasası hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu; 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi 5304 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önce bu madde hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, kadastro çalışma alanı sınırlarında orman bulunduğu takdirde; durum çalışmaya başlamadan iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilmekte ve ... tarafından bu yerde bulunan ormanların sınırlaması ve orman sınırı dışına çıkarma işlemleri 6831 sayılı Orman Yasası hükümlerine göre orman kadastro komisyonlarınca tesbit ve haritasına işaretlenerek tutanaklarıyla birlikte kadastro ekiplerine teslim edilmekte ve bu yerlerin ölçü ve harita işlemleri orman kadastro komisyonunun düzenlediği harita ve tutanaklar esas alınarak kadastro ekiplerince ikmal edilmekte, eğer iki ay içinde orman kadastro komisyonları orman sınırını belirlemezse, kadastro alanı sınırları arazi kadastro ekipleri tarafından belirlenerek, çalışmalar yürütülmekte ve arazi kadastro ekiplerince bu şekilde tesbit ve ilân edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılmakta ve Yasanın 9. maddesine göre yapılan itirazlar aynı Yasanın 10. maddesi hükmüne göre komisyonlar tarafından
incelendikten sonra ister orman kadastro komisyonları tarafından, isterse arazi kadastro ekipleri tarafından belirlenen orman parsellerine ait tesbit tutanakları ile aynı çalışma alanında bulunan diğer taşınmazların kadastro tutanaklarına göre yapılan tesbitlere dayanılarak, düzenlenen askı cetvelleri ile pafta örnekleri 30 gün süre ile ilân edilmekte ve askı ilân süresi içinde itiraz edilmeyen tesbit tutanakları kesinleştirilerek aynı Yasanın 12. maddesi gereğince tapuya tescil edilmekte, askı ilân süresi içinde kadastro mahkemelerinde dava açılan parsellerle ilgili uyuşmazlıklar 3402 sayılı Yasanın 25, 26, 27, 28, 29 ve 30. madde hükümlerine göre karara bağlanmakta, daha önce orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyularak bu ormanlar hakkında aynı Yasanın 22/4. maddesi hükmü uyarınca işlem yapılmakta idi.
Ancak, 22.02.2005 gün ve 5304 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi değiştirilmiş ve 'çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin Tarım Müdürlüklerince görevlendirilecek bir yüksek ... mühendisi veya ... mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re'sen devam ettirilir' şeklini almıştır.
3402 sayılı Yasanın değişik 4/3. maddesi gereğince kurulan komisyonlara 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesini uygulama görevi verilmemiştir. Bu komisyonlar o çalışma alanında nitelik kaybetme araştırmasına girmeden öncesi ve halen orman olan taşınmazların orman niteliğiyle tesbit tutanaklarını düzenlemekle görevlidir. Bu komisyonlarınca orman niteliğiyle tesbit tutanağı düzenlerek otuz günlük kısmî ilâna çıkartılan taşınmazlar hakkında hak sahipleri, bu yerlerin orman niteliğini yitirdiği konusunda değil, sadece eskiden beri orman niteliğinde olmadığı konusunda kadastro mahkemesinde, Orman Genel Müdürlüğüne husumet yönelterek dava açacaklardır.
Ancak, orman niteliğinde tesbit tutanakları düzenlenerek 30 günlük kısmî ilâna çıkartılması halinde hak sahibi olan ... ya da Hazine orman alanları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında orman savı ile dava açabilecek midir? Hemen belirtmek gerekir ki; yasalarımızda bunu engelleyen hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile ..., kadastro sırasında orman sınırı dışında bırakılan orman alanlarının bulunduğunun tesbiti halinde, bu yerlerin orman sınırı içine alınması konusunda dava açmak zorundadır. 3402 sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince 'Kadastro Mahkemesinin yetkisi (görevi), her taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar' orman parsellerinin kısmî ilâna çıkartıldığı tarihte henüz tesbit tutanakları düzenlenmeyen maliki, yüzölçümü ve geometrik durumu belli olmayan taşınmazlar hakkında Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile ... 6831 sayılı Yasasının 11/1. maddesinin verdiği dava açma yetkisini nasıl ve kime karşı kullanacaktır? 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi hükmüne göre 'Tutanak, harita ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine müracaatla sınırlamaya ve 2 nci maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı), ... ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir'. Görüldüğü gibi yasa, Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğüne aleyhlerine olan tutanak harita ve kararlara karşı itiraz davası açmakla yükümlü olduğu gibi 3224 sayılı ... Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Yasanın 2/g maddesi Orman Genel Müdürlüğüne 'orman kadastrosu ve mülkiyetle ilgili işlemlerini özel mevzuatına göre yürütmek' görevini vermiştir. 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan işlem, 6831 sayılı Orman Yasası ve 3402 sayılı Kadastro Yasası aynı anda birlikte ve iç içe uygulanarak yapılan karma bir kadastro işlemdir. 3402 sayılı Yasa ile 6831 sayılı Yasanın hiçbir maddesi yürürlükten kaldırılmamış, aksine, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/D maddesinde ormanlar hakkında, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel yasasının (6831 sayılı Yasa) uygulanacağı öngörüldüğünden, 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda, bu yasanın belirlediği usul hükümleriyle birlikte, özel yasa olan 6831 sayılı Yasanın belirlediği hükümlerin de uygulanması gerekir. 6831 sayılı yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda,
orman sınırları içinde barıkılan taşınmazlar hakkında orman olduğu konusunda 'olumlu orman kadastro harita ve tutanağı' düzenlendiği kabul edilerek hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere, orman sınırları dışında bırakılan, yani orman olmadığı konusunda 'olumsuz orman harita ve kadastro tutanağı' düzenlenmiş sayılan taşınmazlar hakkında, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğüne, askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açma olanağı 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde tanındığı gibi 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunda orman olduğu konusunda 'olumlu harita ve tesbit tutanağı' düzenlenen parsellerde (kısmî ilâna çıkartılan parseller ) hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere tanınan dava hakkının, orman sınırı dışında bırakılarak o tarihte henüz arazi kadastro tesbit tutanağı düzenlenmemiş olmakla birlikte 'olumsuz orman kadastro harita ve tutanağı' düzenlenmiş olduğu kabul edilerek 3402 sayılı Yasanın 26/4. maddesindeki kadastro tesbit tutanağının düzenlenme koşulu aranmadan bu taşınmazlar hakkında da Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğüne de dava açma hakkının tanınmış olduğunun kabulü gerekir. Şunu da, belirtmek gerekir ki, kısmî ilâna çıkartılan orman parsellerinden sonra kültür arazisi olarak tesbit tutanakları düzenlenen taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Yasanın 9. maddesi gereğince Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile ..., orman savı ile itiraz edebileceği gibi, itiraz edilmeyen ya da itirazları komisyonca ret edilerek kültür arazisi niteliği ile tesbit tutunakları düzenlenip 3402 sayılı Yasının 11. maddesi gereğince askı ilânına çıkartılan parseller hakkında H.G.K.'nun 13.07.1996 gün 1996/20-459-556 ve 13.05.1996 gün ve 1996/20-566 - 1998/338 sayılı kararlarındaki ilke gereğince ... ile Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) orman savı ile kadastro mahkemelerinde dava açabileceklerini ya da H.G.K'nun 16.05.2001 gün ve 2001/20-401-416 sayılı kararında kabul edildiği gibi başkaları tarafından süresinde açılan davaya, aynı Yasanın 26/D maddesi gereğince katılabileceklerini önleyen hiç bir yasa hükmü bulunmamaktadır.
Tesbit tutanağı düzenlendikten sonra açılacak davalarda husumetin, tesbit malikine ya da kadastro komisyonunca malik sonradan değiştirilmişse onlara yöneltilerek açılması gerektiği usul hukukunun temel ilkesidir. Asıl sorun, orman niteliğindeki parsellerin kısmî ilâna çıkartıldığı tarihte henüz kadastro tesbit tutanağı düzenlenmediği için maliki, zilyedi, yüzölçümü ve geometrik durumu belli olmayan ancak orman sayılmayarak hakkında 'olumsuz kadastro harita ve tutanağı düzenlenmiş' sayılan taşınmazlar hakkında ... ya da Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) kadastro mahkemesinde orman savı ile açacağı davada husumeti kime ya kimlere yöneltileceğidir.
Dava açıldığı sırada bu davanın sonucu kim ya da kimleri etkileyeceği baştan belli ise, açılacak davada pasif husumet ehliyeti onlara ait olacağı Usul Hukukunun temel kuralıdır. Ancak, dava konusu edilen ve dava dilekçesine ekli memleket haritasında kırmızı ile taramak suretiyle gösterilen alan içinde bulunan taşınmazlara ilişkin dava tarihinde tespit tutanağı düzenlenmediğinden, dava konusu olan taşınmazın gerçek hak sahibi belli değildir. Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile ... taşınmazda hak sahibinin kimler olduğu konusunda otuz günlük askı ilân süresi içinde idarî bir araştırma yapıp, bu araştırma sonucuna göre belirlenecek gerçek ya da tüzel kişilere husumet yöneltilerek askı ilân süresi bitmeden dava açılmalıdır denebilirse de, bu kısa süre içinde, dava edilecek taşınmazda hak sahibi olanlar her zaman tesbit edilemeyeceği gibi, yapılacak araştırma sonucu tesbit edilecek hak sahipleri her zaman gerçeği de yansıtmayabilir. O halde, kısmî ilâna çıkartılan orman parsellerinin dışında kalan taşınmazlar yönünden Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da ... tarafından orman savı ile otuz günlük askı ilân süresi içinde kadastro mahkemelerinde açılacak orman kadastrosuna itiraz davalarında, yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği gereği, husumetin Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da taşınmazda hak sahibi olduğu varsayılan gerçek veya tüzel kişilere karşı açılabileceğini kabul etmek gerekir.
Bu nedenle, mahkemece; dava konusu olan ve Orman Yönetiminin 28.12.2009 tarihli yazı ve 16.12.2010 havale tarihli dilekçesiyle de dava konusu edildiği bildirilen taşınmazların tespit tutanak asılları getirtildikten sonra bu taşınmazlar davalı hale getirtilmeli ve tespit malikleri davaya dahil edilerek 3402 sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tesbit tutanaklarında isimleri geçen, hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler davaya katılıp kendilerine duruşma günü tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılıp davada taraf oluşturulduktan sonra taraf delilleri ve 3402 sayılı
Yasanın 30. maddesi gereğince mahkemece lüzum görülen diğer deliller de toplanarak dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi gerekirken mahkemece bu taşınmazların kadastro tesbit tutanaklarının itirazsız kesinleştiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre ise ... köyü 113 ada 1 ve 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar dava konusu olmadığından bu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ile eklerinin olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken bu parseller yönelik tescil hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 15/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.