4. Ceza Dairesi 2018/6792 E. , 2018/19733 K.
Tehdit suçundan sanık ...’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1. cümle, 43/1, 62/1, 51/1 maddeleri gereğince 3 ay 4 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanunun 51/1 maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2018 tarihli ve 2017/714 esas, 2018/409 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 24/09/2018 gün ve 94660652-105-22-10577-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2018 gün ve 2018/79063 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, söz konusu mahkeme kararının gerekçe kısmında yer alan, “Sanık alınan savunmasında her ne kadar, 'kesinlikle eşine tehdit ve hakarette bulunmadığını' beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmemiş ise de; müştekinin 'eşinin kendisin tüfek ile tehdit ettiği' yönündeki iddiaları, müştekinin şikayeti sonrası evde yapılan arama sonucu av tüfeğinin ele geçirilmesi, tarafların müşterek çocukları olan tanık Özkan'ın 'babasının, annesini sürekli hakaret ederek aşağıladığına ve annesi ile avukatını tehdit ettiğine defaten şahit olduğuna dair anlatımları ve taraflar arasında daha önceden yine benzer suçtan yargılama yapıldığını gösterir Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/720 esas 2017/778 Karar sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde; sanığın savunmalarının inkara dayalı olduğu kanaatine varılmış ve eşini adli emanete alınan av tüfeği ile tehdit ettiği ve eşine karşı müştekinin doğrulanan iddiaları doğrultusunda hakarette bulunduğu sabit görülmüştür.” şeklindeki kabule karşın, hüküm kısmında sanığın 106/2-a ve 125/1 maddelerinden cezalandırılmaksızın sadece 5237 sayılı Kanun'un 106/1-1.cümle maddesi gereğince mahkûmiyetine karar verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ...’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1. cümle, 43/1, 62/1, 51/1 maddeleri gereğince 3 ay 4 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanunun 51/1 maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2018 tarihli ve 2017/714 esas, 2018/409 sayılı kararının, söz konusu mahkeme kararının gerekçe kısmında yer alan, “Sanık alınan savunmasında her ne kadar, 'kesinlikle eşine tehdit ve hakarette bulunmadığını' beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmemiş ise de; müştekinin 'eşinin kendisin tüfek ile tehdit ettiği' yönündeki iddiaları, müştekinin şikayeti sonrası evde yapılan
arama sonucu av tüfeğinin ele geçirilmesi, tarafların müşterek çocukları olan tanık Özkan'ın 'babasının, annesini sürekli hakaret ederek aşağıladığına ve annesi ile avukatını tehdit ettiğine defaten şahit olduğuna dair anlatımları ve taraflar arasında daha önceden yine benzer suçtan yargılama yapıldığını gösterir Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/720 esas 2017/778 Karar sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde; sanığın savunmalarının inkara dayalı olduğu kanaatine varılmış ve eşini adli emanete alınan av tüfeği ile tehdit ettiği ve eşine karşı müştekinin doğrulanan iddiaları doğrultusunda hakarette bulunduğu sabit görülmüştür.” şeklindeki kabule karşın, hüküm kısmında sanığın 106/2-a ve 125/1 maddelerinden cezalandırılmaksızın sadece 5237 sayılı Kanun'un 106/1-1.cümle maddesi gereğince mahkûmiyetine karar verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Gerekçede sanık ...'ün eyleminin silahlı tehdit ve hakaret suçlarını oluşturduğunun kabul edilmesine karşın, hüküm fıkrasında sanığın sadece TCK'nın 106/1-1. cümlesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesin ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 1. fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
Y.C.G.K.'nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen 'Kanun yararına bozma' kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında, eşi olan katılan Ülküye Yörük'e yönelik 08/08/2017 tarihindeki hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle TCK'nın 106/2.a, 125/1, 53/1 ve 54/1. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle 16/08/2017 tarihli iddianamenin düzenlendiği, yargılama sırasında sanıkla katılan arasında daha önce gerçekleşmiş bir tehdit eyleminin olduğunun ve bunla ilgili yargılamanın Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/720 esas sayılı dosyası üzerinden yapıldığının ve sanığın mahkumiyetine karar verildiğinin belirlendiği, Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli 2017/720
esas, 2017/778 karar sayılı dosyasında suç tarihinin 05/07/2017, iddianame tarihinin 07/09/2017, şikayetçilerin Özkan Yörük ve Ülküye Yörük sanığın ... olduğu, sanığın TCK'nın 106/1-1. cümle uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın suçu birden fazla mağdura karşı tek eylemle gerçekleştirdiğinden cezasının TCK'nın 43/2-1 maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılmasına, TCK'nın 29 ve 62. maddeleri uyarınca neticeten 5 ay 18 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği, hükmün 18/01/2018 tarihinde kesinleştiği, incelemeye konu dosyada ise yargılama neticesinde Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2018 tarihli ve 2017/714 esas, 2018/409 sayılı kararıyla sanığın TCK'nın 106/1-1. cümle, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 8 ay 22 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli 2017/720 esas, 2017/778 karar sayılı dosyasında hükmolunan 5 ay 18 gün hapis cezasının bu cezadan mahsubuna, neticeten sanığın 3 ay 4 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hapis cezasının TCK'nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine, 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın taraflara yöntemince tebliğ edildiği ve kanun yoluna konu edilmeksizin kesinleştiği, incelemeye konu hükmün gerekçesinde 'Sanık alınan savunmasında her ne kadar, ' kesinlikle eşine tehdit ve hakarette bulunmadığını' beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmemiş ise de;; müştekinin 'eşinin kendisin tüfek ile tehdit ettiği' yönündek iddiaları, müştekinin şikayeti sonrası evde yapılan arama sonucu av tüfeğinin ele geçirilmesi, tarafların müşterek çocukları olan tanık Özkan'ın 'babasının, annesini sürekli hakaret ederek aşağıladığına ve annesi ile avukatını tehdit ettiğine defaten şahit olduğuna ' dair anlatımları ve taraflar arasında daha önceden yine benzer suçtan yargılama yapıldığını gösterir Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/720 esas 2017/778 Karar sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde; sanığın savunmalarının inkara dayalı olduğu kanaatine varılmış ve eşini adli emanete alınan av tüfeği ile tehdit ettiği ve eşine karşı müştekinin doğrulanan iddiaları doğrultusunda hakarette bulunduğu sabit görülmüştür. Yapılan değerlendirmeler neticesinde; Sanığın sabit görülen eylemlerinden dolayı ayrı ayrı cezalandırılmasına, sanığın daha önce Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2017/720 esas 2017/778 Karar sayılı ilamı ile tehdit suçundan cezalandırıldığı, bu dosya ile mevcut mahkememiz dosyasındaki suç tarihleri, iddianame tarihleri ve iddianame kabul tarihleri karşılaştırıldığında hukuki kesintinin bulunmadığı, dolayısıyla sanığın müştekiye karşı olan tehdit eylemini, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda birden fazla kez işlediği anlaşıldığından, hakkında öncelikle k hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına, uygulama yapıldıktan sonra Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2017/720 esas 2017/778 karar sayılı ilamı ile müştekiye yönelik tehdit eyleminden dolayı verilmiş ve kesinleşmiş olan 5 Ay 18 Gün Hapis Cezasının iş bu dosyadan almış olduğu cezadan mahsubuna ve daha önceden 3 aydan fazla kasıtlı suçtan dolayı mahkumiyetinin bulunmaması, cezasının ertelenmesi halinde yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde olumlu kanaat oluşması dikkate alınarak cezasının ertelenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.' denilmesine karşın, uygulamanın TCK'nın 106/1-1. cümlesi uyarınca yapıldığı, 'sanık hakkında daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğundan ve 6545 sayılı kanun ile 5271 sayılı CMK'nın 231/8. maddesine eklenen ek cümle uyarınca yasal koşulları
oluşmadığından' biçimdeki gerekçeyle sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği, hakaret suçundan hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.
Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde, 10/03/2014 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair bir adet kaydın yer aldığı görülmüştür.
Bu bağlamda;
Sanığın Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli 2017/720 esas, 2017/778 karar sayılı hükmüne konu olan eyleminin ve incelemeye konu Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2018 tarihli ve 2017/714 esas, 2018/409 sayılı dosyasına konu eyleminin 16/08/2017 tarihli iddianameden önce gerçekleştiği ve her iki eylem arasında hukuki kesintinin bulunmadığı, bu nedenle her iki dosya arasında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Ancak; sanığın Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli 2017/720 esas, 2017/778 karar sayılı hükmüne konu eylemini tek hareketle birden fazla mağdura karşı gerçekleştirdiğinin anlaşılması nedeniyle, incelemeye konu Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/714 esas sayılı dosyasında, mahsup öncesi ceza tayin edilirken Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/720 esas sayılı dosyasına konu eylemin tek hareketle birden fazla mağdura gerçekleştirildiği gözetilip TCK'nın 43/2. maddesinin de uygulanması, ardından TCK'nın 62. maddesinin tatbiki suretiyle belirlenecek cezadan Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli 2017/720 esas, 2017/778 karar sayılı hükmüne konu cezanın mahsup edilmesi gerektiği nazara alınmayarak eksik ceza tayin edilmiştir.
Yine sanığa isnad edilen tehdit suçunda dosyaya yansıyan ve talep edilen somut maddi bir zararın bulunmaması, manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmaması, sanığın duruşmadaki davranışları olumlu görülerek takdiri indirim uygulanması, sanığın hükmün açıklanmasınını geri bırakılmasına karar verilmesini kabul etmesi, yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılarak hükmolunan cezanın ertelenmesi, adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 6545 sayılı Kanun ile CMK'nın 231/8. maddesinde yapılan değişikliğin yapıldığı 28/06/2014'den önce 10/03/2014 tarihinde kesinleşmesi karşısında, CMK'nın 231/6. maddesi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapıldıktan sonra, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmemiş, 'sanık hakkında daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğundan ve 6545 sayılı kanun ile 5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesine eklenen ek cümle uyarınca yasal koşulları oluşmadığından' şeklindeki kanuni olmayan gerekçeyle, CMK'nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedenleri, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.