1. Hukuk Dairesi 2021/3795 E. , 2022/1205 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerin ayrı ayrı kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 50 dönüm miktarındaki taşınmazların tapulama çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tespit harici bırakıldığını, 30 yıl önce imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirdiğini ve tasarruf edildiğini açıklayarak dava konusu taşınmazların adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... tüzel kişiliği yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/04/2011 tarihli ve 2008/569 Esas, 2011/136 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine; davacı yararına kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle teknik bilirkişinin 25.03.2011 havale tarihli raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 16.171,26 metrekare, (B) harfi ile işaretlenen 2.671,92 metrekare ve (C) harfi ile belirlenen 20.667,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kabule yönelik bölümü davalı ... vekili süresi içinde temyiz isteminde edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Yukarıda bahsi geçen Mahkeme kararının davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 17.04.2012 tarihinde verdiği 2011/6353 Esas, 2012/2968 Karar sayılı kararı ile 'Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu zira; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazlar 1976 yılında, 766 sayılı Tapulama Kanunu'na göre yapılan tapulama çalışmalarında 'taşlık' vasfı ile tespit harici bırakıldığına göre, taşlık niteliği ile tapulama harici bırakılan yerlerin imar ve ihyaya muhtaç olduklarından imar-ihyanın araştırılması gerektiği, eldeki davada, keşfe katılan uzman bilirkişilerin 25.03.2011 hakim havale tarihli müşterek raporları hüküm kurmaya yeterli olmadığı nizalı taşınmazların kıraç yapıda, taşlı ve eğimli olduğu bildirilmekle birlikte imar-ihya olgusunun tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı ve arazi kullanım kabiliyeti olarak hangi sınıf arazi kapsamında kaldıkları hususunun açıklanmadığı, öte yandan sadece 1984 yılına ait hava fotoğrafının uygulandığı ve anılan tarihte taşınmazların sürülü olduğunun bildirildiği, bu kapsamda müşterek rapora göre taşınmazların halen taşlık nitelikte olduğu da bildirildiğine göre, taşınmazlarda kazanmayı sağlayan imar ve ihya işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı noktasında tereddüt hasıl olduğu, sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 2008 olan dava tarihine göre, 20-30 yıl öncesine ait (1988-1978) stereoskopik hava fotoğraflarının istenilmesi ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekeceği, ne var ki Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli olan hava fotoğraflarından yeterince yararlanılmadığı belirtilmiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığı’ndan sorularak getirtilmesi, yapılacak keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması, bundan ayrı taraflara delillerini varsa tanıklarını liste halinde vermesi için usule uygun süre ve imkan verilmesi, belirlenen yerel bilirkişi listesinde yer alan kişiler ile taraf tanıklarının ...nın 240., 243. ve 259. maddeleri uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılarak, aynı Kanun'un 259/2. ve 290/2. (HUMK m. 259) maddeleri hükümleri uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde aynı Kanunun 261/1. (HUMK m. 265) maddesi hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması, taşınmazların kim tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı, kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının sorularak açıklığa kavuşturulması, bundan ayrı çifte tapunun önlenmesi ve tescil davasının konusunu ancak tapusuz taşınmazlar oluşturacağından teknik bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve kroki gönderilmek suretiyle taşınmazların tapulu olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerektiği ' gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.03.2015 tarihli ve 2012/369 Esas, 2015/130 Karar sayılı kararıyla; davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 117 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile; davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5. Bozma Kararı
(IV/3.) numaralı paragrafda yer verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.11.2017 tarihli ve 2015/10093 Esas, 2017/7714 Karar sayılı kararı ile 'Mahkemece, kararın gerekçe bölümünde, çekişmeli 117 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 09.06.2014 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (C3) ile gösterilen 3.800,00 metrekare yüzölçümündeki kısmı yönünden zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği kabul edilerek bu kısım yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği bildirilmesine karşın; hüküm kısmında teknik bilirkişi raporuna göre herhangi bir ayrım yapılmaksızın 117 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hal böyle olunca, kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 298/2. maddesi gereğince kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler. Bu durum 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi bozma nedenidir. O halde, önceki kararla bağlı kalınmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle yeniden bir hüküm kurulması gerekli olduğu' gerekçesiyle bozulmuştur.
6. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.02.2019 tarihli ve 2018/446 Esas, 2019/36 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın 1977 yılında geçen kadastro tespitinde tapulama harici taşlık alan olarak nitelendirilerek tescil dışı bırakıldığı, tescil dışı bırakılma tarihinden dava tarihine kadar 20 yılık süre geçtiği, davacının imar ve ihya işlemlerinin 30 yıl kadar önce yani son olarak 1980 yılında tamamlayıp bu tarihten beri malik sıfatıyla davasız ve aralıksız olarak taşınmazı zilyetliğinde bulundurduğu, dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olup bilim ve fenne göre tesciline engel bir durumunun bulunmadığı, davacının aynı kadastro çalışma bölgesinden zilyetlikle ediniminin bulunmadığı, gerekli ilanlar yapılmış olmasına rağmen üstün hak iddia eden bir kimsenin bulunmadığı, davacının 20 yılı aşkın bir süre ile taşınmazı davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğundan davacı yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 117 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 3.800 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalı ... adına kayıtlı tapusunun iptali ile; davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
8.1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, mahallinde yapılan keşif sırasında tanık ve mahalli bilirkişinin yetersiz beyanlarıyla hüküm kurulduğu gibi, keşif ara kararında tanık ve mahalli bilirkişilerin ne şekilde dinleneceği hususunda bir açıklamaya da yer verilmediği, bu nedenle keşif ara kararının usulüne uygun olmadığı, davacının yaşı itibariyle taşınmaza tasarruf edebilecek yaşta olup olmadığının belirlenmediği, iki ayrı zamanda çekilen hava fotoğraflarının incelenmesi suretiyle çekişmeli yerin imar ve ihyasının yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmadığı, dava konusu taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ile varsa komşu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmadığı, öte yandan ziraat fakültesi toprak bölümünde uzman üçü akademisyen bilirkişi kurulu aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenerek taşınmazların imar ve ihyasının hangi tarihte tamamlandığı konularında komşu taşınmazlar karşılaştırılmalı rapor alınmadığı, belgesiz norm sınırının aşılıp aşılmadığı da belirlenmeden karar verildiği gerekçesiyle, eksik incelemeye dayalı hükmün bozulmasını talep etmiştir.
8.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, yapılan keşif sırasında anılan yer hakkında tanık ve bilirkişilerin yetersiz beyanlarıyla hüküm kurulduğu, jeodezi veya fotogrametri uzmanından dava konusu taşınmazların dava tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği ile taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile ekonomik amaca uygun zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı saptanmalı, bilgisayar programı vasıtasıyla ölçekler eşitlenmek suretiyle taşınmazın paftası, hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde çakıştırılması suretiyle rapor alınmadığı, ziraat mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmazların öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları irdelenir şekilde rapor alınmadığı, davacıya ait nüfus kayıtları da nüfus müdürlüğünden getirtilip davacının yaşı itibariyle taşınmaz üzerinde tasarruf edebilir yaşta olup olmadığının tam olarak tespit edilmediğini bu haliyle eksik incelmeye dayalı olarak verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında 'taşlık-kayalık' vasfıyla tespit harici bırakılan, ardından karar tarihinden önce 'ham toprak' vasfıyla toplulaştırma çalışmaları sonucunda Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilen taşınmazın, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
9.2. Değerlendirme
9.2.1. Temyizin konusunu teşkil eden Bismil ilçesi, Güzelköy Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli 117 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yörede yapılan kadastro sırasında 'taşlık-kayalık' vasfıyla tescil harici bırakıldıktan sonra, 02.07.2012 tarihinde yapılan toplulaştırma sonucunda 'ham toprak' niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmiş olup, davacı ... imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmış, Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kısmen kabulü ile, 117 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 3.800 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalı ... adına kayıtlı tapusunun iptali ile; davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
9.2.2. Bilindiği üzere davada taraf olmayan veya hukuki yararı bulunmayan kurum ve kişilerin hükmü temyiz hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda; dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olmakla beraber davaya konu taşınmazın toplulaştırma sonucunda Hazine adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil davasına dönüştüğünün kabulü zorunludur. Şu halde hükmü temyiz eden ...’nın çekişmeli taşınmazların kayıt maliki olmadığı, ayrıca bağımsız hak talebi ile çekişmeli taşınmazlar hakkında açılmış bir davası ya da yargılama sırasında eldeki davaya katılma talebi de bulunmadığı gibi, temyiz isteğinde bulunanın aleyhine bir hüküm de kurulmadığı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; ...’nın davanın tarafı olmadığı, hükmü temyizde de hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
9.2.3. Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince, dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (IV./5.) no.lu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararın (IV./6.) no.lu bendinde yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
1- Yukarıda (9.2.2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmü temyizde hukuki yararı bulunmayan ... vekilinin temyiz inceleme isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
2- Yukarıda 3.3.4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, usule yasaya ve bozma ilamına uygun karar verilmiş olmasına göre davalı ... vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.