10. Ceza Dairesi 2015/1378 E. , 2015/29269 K.
Mahkeme : İZMİR 8. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Suç Tarihleri : a) Sanık ... yönünden: 16.04.2005
b) Sanıklar ... ve Erhan yönünden:
07.05.2005
c) Sanıklar ... Vasıf, Ertuğrul, Tarkan,
..., Serkan, Fatih, Leman ve Hüseyin yönünden:
12.05.2005
d) Sanık ... yönünden: 13.05.2005
Hükümler : a) Mahkûmiyet (Sanıklar Nadim, ... Menderes,
Vasıf, Ertuğrul, Veysel, Tarkan, ..., Serkan,
Fatih, ..., Erhan ve Mesut hakkında)
b) Beraat (Sanıklar Leman ve Hüseyin hakkında)
Temyiz Edenler : a) Cumhuriyet savcısı (sanıklar Leman ve Hüseyin hakkında
verilen beraat hükümlerine yönelik)
b) Sanıklar ... Vasıf, Veysel, Tarkan, Erhan ve
Mesut'un müdafileri ile sanıklar Nadim, Menderes,
Ertuğrul, Veysel, Serkan, Fatih, ... ve
Erhan
c) Sanık ... vasisi
hükümlerinin onanması
b) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü
yönünden; Temyiz isteğinin reddi
c) Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet
hükmünün bozulması
d) Sanıklar Nadim, ... Menderes, Vasıf, Ertuğrul,
Veysel, ..., Serkan, Fatih, ...,
Erhan ve Mesut hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin
düzeltilerek onanması
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesi:
Dosyada mevcut nüfus kaydına göre sanığın hükümden önce 05.04.2008 tarihinde öldüğü, ölüm nedeniyle vekâlet ilişkisinin son bulduğu ve bu nedenle sanık müdafiinin hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığından; sanık müdafiinin temyiz isteğinin CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, oybirliğiyle,
B) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesi:
Sanığın yokluğunda verilen hükümde kanun yoluna başvuru şeklinin gösterilmemesi nedeniyle, sanığın temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Hükümden sonra UYAP aracılığı ile MERNİS'ten çıkarılarak dosyaya konulan nüfus kaydında sanığın 15.12.2010 tarihinde öldüğü belirtildiğinden, sanık ...'ın ölüp ölmediği kesin olarak belirlenip sonucuna göre hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin, CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
C) Sanıklar ... Vasıf, Fatih, ... ve Erhan hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığına sanıklar ... Vasıf, Fatih yönünden “12.05.2005” ve sanıklar ..., Erhan yönünden “07.05.2005” yerine, sanık ayrımı yapılmaksızın '12.05.2005' olarak yazılması, Mahkeme tarafından düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Sanık ...'ın, saklaması için diğer sanık ...'a verdiği uyarıcı tabletler ile, sanık ...'in ikametine getirdiği esrarlardan dolayı, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda iki kez uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği dikkate alınarak, hakkında zincirleme suçla ilgili TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile eleştiri ve aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Adli para cezasının, 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden önce 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu'nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ... Vasıf ve Erhan'ın müdafileri ile sanıklar Fatih, ... ve Erhan'ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK'nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; YTL olarak hükmolunan adli para cezalarının TL'ye dönüştürülmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Başkan Vekili ...'nın sanıklar ... Vasıf ve Fatih hakkındaki hükümlerin bozulması gerektiğine ilişkin karşı oyu ve oyçokluğuyla, diğer sanıklar yönünden oybirliğiyle,
D) Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Sanıkla arasında husumet bulunan muhbir tanık Seçil'in sonradan döndüğü kolluk
ifadesi ile bu kişiyle sanık arasındaki somut olay ve olgularla örtüşmeyen telefon mesajları dışında, sanığın muhbir tanık tarafından teslim edilen esrarla ilgisi olduğuna ve dolayısıyla atılı suçu işlediğine ilişkin, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
E) Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, aşağıda belirtilen dışında bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın evinde dikili durumda 21 kök kenevirin ele geçirildiği, ancak herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunmadığı, kenevir tohumunun uyuşturucu madde içermediği ve bulundurulmasının suç oluşturmadığı, sabit olan fiilinin 2313 sayılı Kanun'un 23. maddesinde düzenlenen 21 kök “kenevir ekme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, bu suç yerine 'uyuşturucu madde ticareti yapma' suçundan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
F) Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “13.05.2005” yerine 12.05.2005 olarak gösterilmesi,
2- Sanığın, satmak amacıyla üzerinde bulundurduğu 5 hap ve 1 plaka maddeyle ilgili uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması gerektiği gözetilmeden, uzmanlığı bulunmayan polis memurlarınca düzenlenen ve net miktarı da belirtilmeyen ön inceleme raporu ile yetinilerek hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK'nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, Başkan Vekili ...'nın değişik ve ek gerekçesi ve oybirliğiyle,
G) Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Sanığa akıl hastası olduğu gerekçesiyle vasi tayin edilmesine rağmen, gerekçeli kararın vasisi yerine kendisinin seçtiği müdafiye tebliğ edilmesi geçerli olmadığından, vasinin öğrenme üzerine yaptığı temyiz talebi süresinde kabul edilmiştir.
Sanığın vasisi tarafından hükümden sonra temyiz dilekçesi ekinde sunulan Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin 08.01.2008 tarihli, Serik Devlet Hastanesi'nin 28.02.2008 tarihli ve Antalya Devlet Hastanesi'nin 07.05.2008 tarihli raporlarında sanıkta “şizofreni” hastalığı bulunduğu belirtildiğinden; sanığın, suç tarihinde işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı ya da bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalıp azalmadığı konusunda Adlî Tıp Kurumu'ndan rapor alınarak sonucuna göre sanık hakkında TCK'nın 32. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın vasisinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
H) Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, ./....
eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Çalıştığı işyerine arama yapmak üzere gelen kolluk görevlilerine, işyeri önündeki çöp kovasının altında toprağa gömülü olan ve diğer sanık ...'nin saklamak üzere kendisine verdiğini söylediği 321 adet uyarıcı nitelikte tableti teslim ederek uyuşturucu maddenin ele geçirilmesine ve kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım eden sanık hakkında, TCK'nın 192. maddesinin 3. fıkrasında yer alan etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
I) Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
1- Hüküm fıkrasının son paragrafında, sanığın soyadının “Bağdınlı” yerine, “Bağcı” olarak yazılması,
2- Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde bulunmayan sanığın savunmasının aksine, sanık ...'nin soyut beyanı ile hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan davanın tefrikine karar verilen sanık ...'ın, fizikî takip tutanağı ile çelişen kovuşturma aşamasında verdiği sonraki ifadesi dışında, sanık ...'un 07.05.2005 tarihinde ele geçirilen haplarla ilgisi olduğuna ve dolayısıyla atılı suçu işlediğine ilişkin, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle,
J) Sanıklar Leman ve Hüseyin hakkındaki beraat hükümlerinin incelenmesi:
Serasında kenevir ekili bulunan ...'ün 08.05.2005 tarihinde kaçırılması ve bu serada ekili haldeki kenevirlerin sökülmesi eylemi nedeniyle sanıklar Leman ve Hüseyin ile diğer sanıklar Nadim, ... ve Vasıf hakkında Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldığı ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemeye göre, sanıklar hakkında 04.05.2006 tarihinde, 2005/366 esas ve 2005/182 karar sayı ile silahla yağma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin kesinleştiği, sökülen kenevirlerin de 12.05.2005 tarihinde ele geçirildiği anlaşıldığından; sanıkların söktükleri kenevirleri “uyuşturucu madde ticareti yapma” amacıyla bulundurdukları sabit olduğu halde, mahkûmiyetleri yerine beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, Başkan Vekili ...'nın değişik ve ek gerekçesiyle ve oybirliğiyle, 16.03.2015 tarihinde karar verildi.
A) KARŞI OY GEREKÇESİ VE DEĞİŞİK GEREKÇE
(sanıklar ... Vasıf, Fatih, Leman ve Hüseyin hakkında):
1- Eksik araştırma ile ilgili:
08.05.2005 tarihinde ...'ün kaçırılması ve bu kişiye ait seradaki kenevirlerin sökülerek götürülmesi olayı nedeniyle sanıklar hakkında 'yağma' suçundan Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne açılan dava derdest ise her iki davanın birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyasının getirtilerek bu dosya içine konulması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek;
a) Sanıklar Fatih, Leman ve Hüseyin'in fiillerinin sabit olup olmadığının,
b) Sanıklar ... Vasıf, Leman ve Hüseyin hakkındaki her iki davaya konu olan fiilin aynı olup olmadığının ve dolayısıyla fikrî içtima şartlarının bulunup bulunmadığının
Belirlenmesi, sonucuna göre sanıkların hukukî durumlarının tespit edilmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Açıkladığım nedenlerle;
aa) Sanıklar ... Vasıf ve Fatih hakkındaki hükümlerin bozulması gerektiği kanısını taşıdığımdan, çoğunluğun düzelterek onama görüşüne katılmıyorum.
bb) Sanıklar Leman ve Hüseyin hakkındaki hükümlerin ise belirttiğim değişik gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesindeyim.
2- Esasla ilgili:
Çoğunluk tarafından, eksik araştırma kabul edilmediğinden, sanıkların hukukî durumunun mevcut delillere göre belirlenmesi gerekmektedir.
a) Sanıklar Fatih, Leman ve Hüseyin'in atılı suçu işlediklerine ilişkin, kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil yoktur. Buna göre, sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün bozulması, sanıklar Leman ve Hüseyin hakkındaki beraat hükümlerinin ise onanması gerektiği kanısını taşıdığımdan; sanık ... hakkındaki hükmün düzeltilerek onanmasına, sanıklar Leman ve Hüseyin hakkındaki hükümlerin ise bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
b) Sanıklar ... ve Vasıf hakkında aynı fiilden dolayı Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne de dava açıldığı dikkate alınarak, CMK'nın 223. maddesinin 7. fıkrası uyarınca bu sanıklar hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanısını taşıdığımdan, çoğunluğun düzelterek onama görüşüne katılmıyorum.
B) DEĞİŞİK VE EK GEREKÇE (Sanık ... hakkında):
Sanığın savunmasının aksine, diğer sanıklarda ele geçirilen uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle ilgisi olduğuna veya onların suçuna iştirak ettiğine ya da üzerindeki 5 adet hap ve 1 plaka maddeyi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil yoktur. Bu nedenle;
a) 5 adet hap ve 1 plaka maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
b) Sözü edilen hap ve plaka halindeki maddenin;
aa) Uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğunun saptanması halinde, sanık hakkında 'kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma' suçundan hüküm kurulması,
bb) Uyuşturucu veya uyarıcı madde olmadığının saptanması halinde ise, sanığın 'beraatine' karar verilmesi
Gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Sanık hakkındaki hükmün belirttiğim değişik ve ek gerekçeyle bozulması gerekir. 16.03.2015