10. Ceza Dairesi 2021/2586 E. , 2021/7616 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki ...Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 29/01/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 03/07/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, ...Cumhuriyet Başsavcılığının 21/04/2015 tarihli ve 2014/1680 soruşturma, 2015/17 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına, aynı Kanun'un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına, kesin olarak karar verildiği, kararın 20/05/2015 tarihinde bizzat şüpheliye tebliğ edildiği, infazı için 22/04/2015 tarihinde Ödemiş Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-Ödemiş Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 29/04/2015 tarihli çağrı yazısının 12/05/2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine gore tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle, dosyanın kapatılmasına karar verilerek 04/06/2015 tarihinde ...Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3-...Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 05/10/2015 tarihli, 2014/1680 soruşturma, 2015/304 esas ve 2015/302 sayılı iddianame ile, sanığın TCK’nın 191/1 ve 5395 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle ...Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4-... Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu, 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1, 31/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 51/1. maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine, 1 yıl denetim altında bulundurulmasına, karar verildiği, kararın 05/05/2016 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
5-Sanığın 30/10/2016 tarihinde işlediği hırsızlık,konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından Torbalı 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2017 tarihli ve 2016/1157 esas, 2017/195 sayılı kararı ile, cezalandırılmasına ve ...Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/414 esas sayılı dosyasına ihbarda bulunulmasına, karar verildiği, kararın 28/04/2017 tarihinde kesinleştiği,
6-İhbar üzerine, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2017/316 esas, 2017/724 sayılı kararı ile, hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, kanun yararına bozma yoluna gidilmesi üzerine ek kararla infazın durdurulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında; “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair ...Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/04/2015 tarihli ve 2014/1680 soruşturma, 2015/17 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62 ve 31/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair ...Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın erteleme süresinde işlemiş olduğu bir başka suç sebebiyle cezasının aynen infazına dair ...Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2017/316 esas, 2017/724 sayılı kararın, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararının bozulması hâlinde, infaz kabiliyeti olmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre;
1-Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 karar sayılı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/927 esas, 2016/4447 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, suça sürüklenen çocuk hakkında ...Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/04/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar suça sürüklenen çocuğa 20/05/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, anılan kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle yapılan tebligatın geçerli olmadığı cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde,
2-Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar etmiş olacağı, somut olayda, uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 12/05/2015 tarihinde suça sürüklenen çocuğa usulüne uygun olarak tebliğ edilmesinden itibaren 10 gün içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine erteleme kararı kaldırılarak dava açıldığı anlaşıldığından, usulüne uygun olarak ikinci kez uyarılı başvuru davetiyesi gönderilmeyen suça sürüklenen çocuk hakkında yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartının gerçekleşmediğinin gözetilmemesinde,
Kabule göre de;
3-Suçun işlendiği 03/07/2014 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamamış ve dosyada mevcut adli sicil kaydına göre suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan belirlenen 5 ay hapis cezasının kısa süreli olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi:
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında, 03/07/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, ...Cumhuriyet Başsavcılığının 21/04/2015 tarihli ve 2014/1680 soruşturma, 2015/17 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına kesin olarak karar verildiği, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligata rağmen müdürlüğe başvurmaması nedeniyle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, suça sürüklenen çocuk hakkında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62 ve 31/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, anlaşılmaktadır.
Sanığın erteleme süresinde işlemiş olduğu bir başka suç nedeniyle “cezasının aynen infazına” dair ...Asliye Ceza Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2017/316 esas, 2017/724 sayılı kararın, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararının bozulması hâlinde, infaz kabiliyeti olmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
1-28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, 'Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.' şeklinde düzenlemenin yer aldığı, 5237 sayılı Kanun’da, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan 'Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.' şeklindeki düzenleme gereği, ...Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/04/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye 20/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı,bu hâliyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, bu nedenle Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılan tebligatın hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından usulüne uygun bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri infaz süreci bulunmadığından kamu davasının açılma koşulunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.
Bu nedenle, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
2-Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar etmiş olacağı, somut olayda, uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 12/05/2015 tarihinde suça sürüklenen çocuğa tebliğ edilmesinden itibaren 10 gün içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmaması üzerine erteleme kararı kaldırılarak dava açıldığı anlaşıldığından, usulüne uygun olarak ikinci kez uyarılı başvuru davetiyesi gönderilmeyen suça sürüklenen çocuk hakkında yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartının gerçekleşmediği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
Kabule göre de;
3-Suçun işlendiği 03/07/2014 tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamamış ve dosyada mevcut adli sicil kaydına göre suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükmolunan 5 ay hapis cezasının kısa süreli olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi, kanuna aykırıdır.
D-)Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan; ...Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2016 tarihli ve 2015/414 esas, 2016/162 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına
BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
16/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.