T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ... Esas - ...
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 'TÜRK MİLLETİ ADINA'
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
: 2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 09/06/2021 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı ... plakalı aracın sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan ... ’nın vefat ettiğini, araç sürücüsünün taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan . Ağır Ceza Mahkemesi’nin ... Esas sayılı dosyasından kamu davası açıldığını, kazaya karışan aracın Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığından, sigortacı sıfatı ile davalının sorumluluğuna gidildiğini, müvekkillerden ... ’nın müteveffanın babası ... ’nın annesi olduğunu ve oğulları ... ’nın vefatı nedeniyle oğullarının desteğinden yoksun kaldığını, bu nedenle babası ... için 1,00 TL, annesi ... için 1,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden geçerli kişi başı poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak temerrüdün oluştuğu 01/10/2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması nedeniyle arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın zamanaşımına uğradığını, davanın görevli mahkemede ikame edilmediğini, davacının davalı sigorta şirketine başvuru aşamasında sunulması gereken evrakların taraflarına sunulmadığını ve bu nedenle başvuru şartının gerçekleşmediğini, davacının belirsiz alacak davası açmada hukuki yararı bulunmadığından davanın reddedilmesi hususunun değerlendirilmesi gerektiğini, yerleşik Yargıtay içtihadının da bu yönde olduğunu, davanın kabul manasında olmamak üzere, müvekkil şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunun gözetilerek kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesinin gerektiğini, ayrıca davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, öte yandan sigortalı araç sürücüsünün, kaza günü kullandığı aracın sınıfına uygun yeterli ehliyete sahip olmamasının ve alkollü olduğunu, açıklanan nedenlerle başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle reddini, dosyada kusur ve maluliyet tespitinin yapılmasını, eğer esas incelemesi yapılacak ise başvuru sahibinin güncel maluliyet durumunun tespiti için; ikamet ettiği yerdeki Üniversite hastanesine sevkinin sağlanarak Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uygun olarak heyet raporunun alınmasını, eğer esas incelemesi yapılacak ise alanında uzman bilirkişilerce poliçe tanzim tarihi uyarınca geçerli mortalite tablosu dikkate alınarak azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, müvekkil şirketin temerrüde düşmemiş olması ve diğer anılan gerekçelerle faiz talebinin reddini, sigorta şirketi aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK'nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK'nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
Kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 2918 sayılı KTK'nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve ... E, ... K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK'nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK'nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK'nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK'nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK'nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK'nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK'nın 53. Maddesine göre; Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
6098 sayılı TBK'nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK'nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK'nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK'nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK'nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK'nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK'nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. Gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK'nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK'nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacılar, davaya konu trafik kazası sonucunda ölen Necati Küçükfidancı'nın desteğinden yoksun kaldıklarını iddia ederek destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuştur.
Bu kapsamda öncelikle belirlenmesi gereken tazminat hesabının ne şekilde yapılacağıdır. 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK'da bu hususta bir düzenleme bulunmadığından bu boşluğun da içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ... E ... K sayılı kararı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları gereği, muhtemel yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınmalı ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmalıdır.
Bu yönteme göre hazırlandığından hükme esas alınan 25/03/2022 tarihli hesap raporu ile davacın ... destekten yoksun kalma zararının 219.437,18 TL, davacı ...'nın destekten yoksun kalma zararının ise 354.089,48 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yine, dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 24/02/2022 tarihli ATK kusur raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davaya konu trafik kazası nedeniyle yürütülen ceza dosyasının içeriği dikkate alındığında, destek ile sigortalı araç sürücüsünün arkadaş oldukları, kazanın araç ile gezinti yaptıkları esnada meydana geldiği ve kaza neticesinde desteğin öldüğü anlaşılmıştır.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ayrıca ahlaki ödev kapsamında kalan taşımaların hatır taşınması niteliğinde olmayacağının da belirtilmesinde fayda vardır. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi'nin ... E ... K sayılı ilamında da bu husus vurgulanmıştır. Hatır taşıması indiriminin resen dikkate alınması mümkün olmayıp taşımanın hatır taşıması olduğu yönünde bir savunmanın bulunması gerekmektedir. Ayrıca bu savunma sadece ileri sürenler yönünden etkisini gösterecek olup, yasal süresi içinde hatır taşıması definde bulunmayanlar yönünden bu indirimin yapılması mümkün değildir. (Emsal için bknz. Yargıtay . Hukuk Dairesi ... E ... K ve ... E ... K )
Somut olayda, cevap dilekçesi ile hatır taşıması definde bulunulmadığından bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır.
6098 sayılı TBK'nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi'nin ... E ... K sayılı ilamında da vurgulanmıştır.
Somut olayda, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsü ... sürücü belgesinin bulunmadığı sabittir. Destek ile araç sürücüsünün aynı yaşta ve arkadaş olmaları karşısında desteğin araç sürücüsünün sürücü belgesinin olmadığını bildiği kabul edilmelidir. Bu kapsamda, destek ehliyeti olmayan sürücünün kullandığı araca bindiğinden kendisinin ölümünde müterafik kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Desteğin % 20 oranında müterafik kusurlu olduğu kabul edildiğinden, davacı ... talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının (219.437,18-43.887,44=) 175.549,74 TL, davacı ... talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının ise (354.089,48-70.817,90=) 283.271,58 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi ölüm teminat klozu limitiyle sınırlı olduğu açıktır. Kaza tarihi itibariyle poliçe limiti 430.000,00 TL olup, her iki davacının toplam zararının poliçe limitinin üzerinde olması nedeniyle garame hesabı yapılması gerekir.
Bu yönde yapılan hesaplama neticesinde, davacı ... davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının (175.549,74 x 430.000,00 / 458.821,32 =) 164.522,41 TL olduğu, davacı ... davalı sigorta şirketinden talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının ise (283.271,58 x 430.000,00 / 458.821,32 =) 265.477,59 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Anılan nedenlerle davacıların davalarının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACI ... DAVASININ KABULÜ ile 164.522,41 TL destekten yoksun kalma tazminatının, olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi ölüm teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla, temerrüt tarihi olan 01/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ... verilmesine,
2-DAVACI ... DAVASININ KABULÜ ile 265.477,59 TL destekten yoksun kalma tazminatının, olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi ölüm teminat klozu limitiyle sınırlı olmak kaydıyla, temerrüt tarihi olan 01/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ... verilmesine,
3-Alınması gereken 29.373,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harç ile ıslah için alınan 1.470,00 TL mahsubu ile bakiye 27.844,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.360 TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu'nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 1.588,60 TL harç gideri ve 1.687,13 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.275,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
6-Davacı ... kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T'ne göre tayin ve taktir olunan 19.579,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ... VERİLMESİNE,
7-Davacı ... kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T'ne göre tayin ve taktir olunan 27.033,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ... VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK'nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2022
Katip Hakim
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.