4. Ceza Dairesi 2020/1568 E. , 2020/10195 K.
Sair tehdit ve hakaret suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 125/1-4 ve 62/1. maddeleri uyarınca 25 gün ve 2 ay 27 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 51/1. maddesi gereğince sanık hakkında verilen cezaların ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına dair İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/11/2015 tarihli ve 2014/171 esas, 2015/637 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/09/2019 gün ve 92963 sayı ile 17/03/2020 gün ve 30879 sayılı istem yazılarıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
27/09/2019 gün ve 92963 sayılı istem yazısında: “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki 50/3. maddesi karşısında, dosya arasındaki sabıka kaydına göre atılı suçun işlendiği 18/11/2015 tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanık hakkında hükmolunan 25 gün kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
17/03/2020 gün ve 30879 sayılı istem yazısında ise; 'Dosya kapsamına göre, anılan Mahkemesince '...Sanık ... hakkında daha önceden Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/06/2009 tarih, 2008/1081 Esas 2009/1203 Karar sayılı ve 11/09/2009 kesinleşme tarihli kararıyla, TCK'nın 142/1-f, 168/1, 62/1. maddelerinden 6 ay 20 gün hapis cezasına hükmedilip, bu karar hakkında CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararda sanığın CMK'nın 231/8. maddesi uyarınca 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içinde kasten ve mahkememizde yargılaması yapılan hakaret ve tehdit suçlarını 09/10/2013 tarihinde işlediği, dolayısıyla 5 yıllık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediğinin anlaşıldığı...' gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, karar tarihinde sanığın adli sicil kaydında yer alan Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/06/2009 tarih, 2008/1081 esas 2009/1203 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının, 28/06/2014'ten önce 11/09/2009'da kesinleşmesi karşısında; incelemeye konu hüküm yönünden, yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği, bu nedenle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında, ertelemeden daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesine dair diğer koşulların tartışılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.' denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Sair tehdit ve hakaret suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 125/1-4 ve 62/1. maddeleri uyarınca 25 gün ve 2 ay 27 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 51/1. maddesi gereğince sanık hakkında verilen cezaların ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına dair İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/11/2015 tarihli ve 2014/171 esas, 2015/637 sayılı kararının kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan sanık ... hakkında hükmolunan 25 gün hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ve tehdit ve hakaret suçları yönünden, karar tarihinde sanığın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının, 28/06/2014'ten önce 11/09/2009'da kesinleşmesi karşısında; incelemeye konu hükümler yönünden, yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği, bu nedenle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında, ertelemeden daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesine dair diğer koşulların tartışılması gerektiğine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
1-Seçenek yaptırımlara çevirme açısından;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrasında 'Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
a)Adlî para cezasına,
b)Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
c)En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d)Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e)Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f)Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.'
2. fıkrasında 'Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.'
3. fıkrasında ise 'Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.' hükümleri yer almaktadır.
2-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri açısından;
Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasa'nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun'un 7. maddesiyle 'sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.' cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle 'Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez' cümlesi eklenmiştir.
5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
1)Suça ilişkin olarak;
a-Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b-Suçun Anayasa'nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2)Sanığa ilişkin olarak;
a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve onsekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılması için, yargılamanın herhangi bir sujesinin talepte bulunması şart değildir. Maddede öngörülen şartların oluşup oluşmadığı ve bu hükmün uygulanıp uygulanmayacağı hakim tarafından her olayda re'sen değerlendirilip takdir edilmeli ve denetime imkan verecek biçimde kararda gösterilmelidir.
İncelenen dosyada;
Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde, suç tarihi itibariyla sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair bir adet kayıt bulunmaktadır.
Sanık, ceza verilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiğini beyan etmiştir.
Sanığa isnat edilen tehdit ve hakaret suçları nedeniyle dosyaya yansıyan ve talep edilen somut maddi bir zarar bulunmamakta, manevi zarar ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Sanık hakkında yükletilen suçlardan hüküm kurulurken, geleceği üzerindeki olumlu olası etkileri de göz önüne alınarak takdiri indirim uygulanmasına, yine verilen cezanın sanığın geçmişi, üzerine yüklenen suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılarak hükmolunan hapis cezalarının ertelenmesine karşın, 'sanık hakkında daha önceden uygulanan CMK'nun 231/5. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması dolayısıyla, 18/06/2014 tarihli 6545 sayılı yasanın 72. maddesiyle değişik CMK'nun 231/8. maddesi uyarınca 5 yıllık denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemiş olduğu da nazara alınarak, sanık hakkında CMK'nun 231/5. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına takdiren yer olmadığına,' biçimindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde; Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/06/2009 tarih, 2008/1081 esas 2009/1203 karar sayılı kararıyla, TCK'nın 142/1-f hükmünde düzenlenip yürürlükten kaldırılmış olan ve 6352 sayılı Kanun kapsamında yeniden değerlendirilmesi gereken elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, anılan kararın 11/09/2009 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Sanığın adli sicil kaydında yer alan bahsi geçen kararın, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle CMK'nın 231/8. maddesine eklenen 'Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.' şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanık hakkında yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel oluşturup oluşturmadığı hususunun, öncelikle çözüme kavuşturulması gerekir.
Kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir. Ceza Genel Kurulu'nun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK'nın 231/5. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağı hüküm altına alınmış ise de; sanığın belirli sürelerle denetime tabi tutulmasını öngörmesi, adli sicile işlenmese dahi kendisine mahsus bir sisteme kaydedilmesi, 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmesi, yine müsadere, yargılama giderleri ve bu kapsamda vekâlet ücretinin sanığa yüklenmesi bakımından hukuki etkilerinin bulunması nedenleriyle bu karar, esasında kesin bir hükmün bir kısım hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuk dünyasında varlık kazanabilmesi ve yukarıda sayılan etkileri gösterebilmesi için yöntemince kesinleşmesi gerekmektedir. Kesinleşmeyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, denetim süresini başlatmayacağı gibi 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine de engel teşkil etmeyecektir.
CMK'nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle 'Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez' cümlesi eklenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle adli sicil kaydında daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan sanık açısından bu karara bağlı denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suç nedeniyle yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin karma yapısı nazara alındığında yapılan bu değişikliğin sanık aleyhine olduğunda ve bu nedenle incelemeye konu suçların bu tarihten sonra işlenmesi gerektiğinde kuşku yoktur. Peki adli sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kayıtlar yönünden nasıl bir yol izlenmelidir. İkinci suç tarihi yasal değişikliğin yapıldığı 28/06/2014 ve sonrasında olsa bile, adli sicilde bu tarihten önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kayıt varsa, bu kayıt ikinci suç yönünden engel teşkil edecek midir? Engel teşkil edecekse bunun sınırı nedir? Kanun koyucunun bu düzenlemesinden sanığı sorumlu tutabilmek için 'kanunu bilmemek mazeret sayılmaz' ilkesi de nazara alındığında sanık, hem yasal değişikliği hem de adli sicilde yer alan kaydın bu tarihten sonra kesinleştiğini bilmelidir. Adli sicildeki kayıt bu düzenlemeden önce kesinleşmişse sanık yönünden ikinci suç için yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyecektir. Sonuç olarak; CMK'nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle eklenen 'Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez' şeklindeki düzenleme, incelemeye konu suç tarihinin ve adli sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kaydın kesinleşmesinin 28/06/2014 ve sonrası olması halinde uygulanabilecektir.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
1-Seçenek yaptırımlara çevirme açısından; Sanık ...'ın suç tarihinden önce hapis cezasına mahkumiyetinin bulunmaması karşısında, tehdit suçundan hükmolunan 25 gün hapis cezasının, TCK'nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
2-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri açısından;
Karar tarihinde sanığın adli sicil kaydında yer alan Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/06/2009 tarih, 2008/1081 esas 2009/1203 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının, 28/06/2014'ten önce 11/09/2009'da kesinleşmesi karşısında; incelemeye konu hüküm yönünden, yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği, bu nedenle, CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında, ertelemeden daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesine dair diğer koşulların tartışılması gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. cümle, 62. maddeleri gereğince, tehdit suçundan 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine dair, İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/11/2015 tarihli ve 2014/171 esas, 2015/637 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 18/11/2015 tarihli ve 2014/171 esas, 2015/637 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4-b maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.