T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/525
KARAR NO : 2021/791
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2018
NUMARASI : 2017/52 Esas, 2018/697 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazası sonucu Oluşan Cismani Zarar Sebebine Dayalı)
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli, 2017/52 esas ve 2018/697 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
TARAFLARIN İDDA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;02.02.2015 günü meydana gelen trafik kazasında davalılardan ... sevk ve idaresindeki, maliki davalılardan ... olan ... plakalı aracın karşıdan karşıya geçmekte olan davacı yayaya çarpması sonucu, davacının yaralandığını,davalı araç sürücüsü ... hakkında İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada davalının taksirle yaralama suçundan ceza aldığını, davacının kaza nedeni ile ağır yaralandığını ve bakıma muhtaç hale geldiğini, kalça kırığı operasyonu nedeni ile 5.000,00.-TL maddi zararının bulunduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL tazminatın davalı ... Sigorta A.Ş'den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile diğer davalılar ... ve ...’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 15.000,00 TL manevi tazminatın da dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar ... ve ...’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davadan önce müvekkiline başvurma şartını yerine getirmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının maluliyetinin tespiti için ATK 3.İhtisas Kuruluna sevkinin ve kusur incelemesinin de ATK Trafik İhtisas Dairesince yapılması gerektiğini, davacının avans faizi talep etmesinin yerinde olmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... sundukları cevap dilekçesinde özetle; ceza mahkemesinde yürütülen yargılama sonucunda hagb kararı verildiğini, anılan dosyada müvekkili ...'a yüklenen kusur oranını kabul etmediklerini, mahkemece olay yerinde keşif yapılarak ve olayın tek görgü tanığı dinlenilerek kusur raporu tanzim edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya çarpmadığını, davacıda oluşan kırığın çarpma neticesinde meydana gelmediğini, davacının tedavi giderinin de fahiş olduğunu, aynı tedavinin Devlet Hastanesinde de yapılabileceğini, Asliye Ceza mahkemesinde görgü tanığı dinlenilmeden karar verildiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINDA ÖZETLE;
İzmir 42. ASCM'nin 2015/359 E sy dosyasının incelendiğinde; katılanın ..., sanığın ... olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmiş olduğu, kesinleşmiş ceza dosyasında tanıkların dinlenildiği, hüküm kesinleşmiş olmakla davalının ceza mahkemesinde dinlenilen ve o mahkemede değerlendirilen beyanına göre verilen oluşa ve somut delillere uygun kesinleşmiş mahkeme kararı uyarıca aynı tanıkların yeniden dinlenilmesine gerek görülmediği, , davalının bu konudaki itirazları yerinde görülmediği, ceza mahkeme kararında da belirtildiği üzere olayın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu, davalının ise tali kusurlu bulunduğu, davacının maluliyet raporuna göre ise olay nedeni ile tıbbi iyileşme süresinin 9 ay, meslekte kazanma oranındaki kaybın ise %37 oranında olduğu, kusur oranlaması yapılması ve maluliyet tazminat miktarının hesaplanması için kusur ve Aktürya bilirkişilerinden alınan rapora göre davacı yayanın %75 oranında, davalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu, yapılan oranlamanın kesinleşmiş ceza dosyası içerisindeki ve mahkememiz dosya kapsamına uygun ve oluşa uygun olduğu görüldüğü, kusura yönelik itirazların yerinde olmadığı, aktüer bilirkişi raporuna göre kusur indirimi yapıldığında davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik miktarının 1.984,13 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 9.938,20 TL olduğu, toplam talep edebileceği miktarın 11.922,33 TL olduğu, davacının ayrıca talep ettiği hastane gideri de bulunduğu, ıslah dilekçesinde davacının yaptığı hastane gideri ile birlikte toplam 12.589,83 TL olarak davasını ıslah ettiği ve eksik harcını tamamladığı, bu miktarın poliçe limiti ve teminat süresi içersinde bulunduğu gerekçesiyle, maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulü ile toplam 12.589,83 TL maddi tazminatın davalı ... Sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuşlardır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde özetle;mahkemece hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, zira olayda davalı ...'ın asli kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin yaşlı bir insan olduğunu, bu nedenle en azından anılan davalı ile eşit kusurlu sayılmaları gerektiğini, trafik bilirkişisinden yeni bir rapor alınması gerektiğini, tazminat hesabının PMF 1931 yaşam tablosuna göre değil TRH 2010 tablosuna göre yapılması gerektiğini, müvekkilinin emekli olmasına rağmen oğlu ile birlikte kaza tarihine kadar sıhhi tesisat işlerinde ustalık yaptığını, bu sebeple gelirininin asgari ücret üzerinden değil bu ücretin üzerindeki gelirine göre , hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin ... Hospital a ödemiş olduğu 2.670.00 TL nin davalı tarafından tanzim edilmesi gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle,davacının dava açmadan önce müvekkiline başvurması gerektiğini, ancak başvurmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalılar ... ve ... vekilleri istinaf dilekçesinde özetle,tanık deliline dayanmalarına rağmen mahkemece tanıkları ...'in dinlenmediğini, İzmir 42. Asliye Ceza Mahkemesinde müvekkili hakkında hagb kararı verildiğini, kararın temyize tabi bulunmadığını, anılan mahkemede yargılamayı sonuçlandıran hakimin ihraç edildiğini, ceza yargılamasının sağlıklı yürütülmediğini, keşif yapılmadığını, bu sebeple yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulduğunu,davalı ...'ın davacıya hiçbir şekilde çarpmadığını, davacının yaralanmasının trafik kazasından kaynaklı olmadığını, ceza davasında dinlenen olayın tek görgü tanığı ...'in beyanlarının gözardı edildiğini, ceza dosyasında alınan İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nün 09/11/2015 tarihli 2015/15637 sayılı raporunun ve ... Hastanesi epikriz formu ve raporunun davacı yayaya sürücü davalı ...'ın çarpmadığını ortaya koyduğunu, davacının kalça kırığının çarpmanın etkisiyle oluşmayacağını,zira davacının bacağında tampon hizasında bir yaralanma olmadığını, hükme esas alınan kusur raporunun yeterli olmadığını, 27/12/2017 tarihli itirazlarının dikkate alınarak yeni bir rapor alınması ve kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigora şirketi vekilinin istinafının incelenmesinde; Davalı sigorta şirketi, sigortalısının kusuru nispetinde tazminattan sorumludur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115/1.Maddesi 'Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesini içermektedir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 'Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı' başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda kaza tarihi 02/02/2015 olup davacı taraf, davalılardan sigorta şirketine zorunlu trafik sigortası poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı kazada, bu aracın çarptığı davacının yaralanması nedeniyle oluşan geçici-sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri zararına ilişkin olarak davalı sigorta şirketine başvurmadan doğrudan 12/07/2016 tarihinde tazminat davası açmış, davalı sigorta şirketi vekili davacının sigorta şirketine başvurmaksızın doğrudan doğruya dava açma hakları olmadığını cevap dilekçesiyle ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince bu hususta herhangi bir karar verilmemiştir.
Eldeki dava HMK'nın yürürlüğünden sonra açılmıştır. HMK'nin 114.maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklindeki düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi, bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi gerekir. HMK'nin 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrasında 'Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu' belirtilmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi uygulamalarında sigorta davalarında örneğin dain-mürtehinden muvafakat alınması, İİK'nin 277. maddesinden kaynaklanan davada 'aciz belgesi' gibi dava şartı ibrazı olarak kabul edilen hususlarda eksiklik varsa, dava usulden red edilmemekte bu eksiklik tamamlatılmaktadır.
Somut olayda davacı tarafça sürekli-geçici iş göremezlik tazminatının ve tedavi giderinin tazmini için davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvuru yapılmaksızın, doğrudan doğruya dava açıldığı anlaşıldığından, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, mahkemece davacı tarafa, davalılardan sigorta şirketine yazılı olarak müracaat etmesi için kesin süre verilmesi ve yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacının geçici iş göremezlik, tedavi gideri yönünden alanında uzman bilirkişiden ülke çapında uygulama birliği açısından tazminatın hesaplanmasında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu (Bknz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi' nin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas 2021/34 Karar sayılı İlamı) ile hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle (Bknz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi' nin 14/01/2021 tarih ve 2019/3292 Esas 2021/1848 Karar sayılı ilamı) taraf ve yargı denetimine esas, ayrıntılı ve gerekçeli ek rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Açıklanan nedenlerle; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 355. 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davacı ile davalılardan ... ve ... vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/05/2018 tarih ve 2017/52 Esas 2018/697 Karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK ' nın 355., 353/(1)-a-6. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK'nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacı ile davalılardan ... ve ... vekillerinin istinaf itirazlarının sair istinaf itirazının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, davacı ile davalılardan ... ve ... vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının iadesine
4-Davalı sigorta şirketinin İstinaf başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi davalı sigorta şirketine iadesine,
5-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK'nın 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.