15. Ceza Dairesi 2013/1440 E. , 2014/16630 K.
MAHKEMESİ :Ağır ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK'nın, 158. maddenin ikinci fıkrasında yer alan,bu düzenlemeyle failin, kamu görevlileriyle ilişkisi olduğunu, onlar nezdinde hatırı sayıldığını ileri sürerek ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin etmesi nitelikli dolandırıcılık kabul edilmektedir. Suçun maddi unsuru, kamu görevlileri yanında hatıra sayıldığının, onlarla ilişkisi bulunduğunu iddia ederek, yapılacak aracılık karşılığında kamu görevlisine verilmek üzere, para veya başkaca menfaat almak, kabul etmektir.
Kamu görevlisi, TCK'nın 6. maddesinde tanımlanmış ve açıklanmıştır. Bu suçun meydana gelmesi için,suç konusunun resmî nitelikte bir iş olması ve failin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğundan bahsederek dolandırıcılık eylemini gerçekleştirmesi gerekir. Faildeki ahlaki kötülüğün, yalnız başkalarını Dolandırmakla kalmayıp, aynı zamanda kamu görevlilerini şüphe altına sokmasındaki vahameti, suçu nitelikli hâle getirmiştir.
Bu iddia yapıldığında, o kamu görevlisinin gerçekten var olup olmadığı, yada o işi yapmaya yetkili bulunup bulunmadığının bir önemi yoktur. Ancak nüfuzdan faydalanacağı söylenen kişinin kamu görevlisi olması gerekir. Kamu görevlisi sayılmayan bir kişiyle ilişkisinden dolayı bir yarar sağlanması halinde bu nitelikli hal uygulanmayacaktır. Kamu görevlisinin taraflarca tanınan ve bilinen bir görevli olması aranmaz. Asıl olan tarafların anladıkları ve anlattıkları memurun makam olarak belirlenebilen bir görevli olmasıdır. Failin mağdurdan sağladığı çıkarı…. Başsavcısına, …kaymakamına, vereceğim şeklindeki beyanında Başsavcının, Kaymakamın kişi, makam ve görev olarak yeterince belirliliği bulunmaktadır. Failin, belirli bir memur yanında hatırı sayıldığından bahsedilmeksizin, bakanlardan, milletvekillerinden, hakimlerden, tanıdıkları olduğu ve işi halledeceğini söyleyerek çıkar sağlanması halinde basit dolandırıcılık söz konusu olacak ve TCK'nın 158/2. maddesi uygulanmayacaktır. Keza,failin, belli bir memur yanında hatırı sayıldığından söz etmeksizin kendisini Kamu kurumunda görevli (müfettiş, genel müdür vb.)olarak tanıtıp müştekinin tayinini yaptırabileceğini söylemesi halinde eylemi, basit dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır.
Kamu görevlisine gerçekten ve onun bilgisi içinde çıkar sağlanmış ise eylem rüşvet suçunu oluşturacaktır.
Katılan ...’in ... Gıda Toptancıları Sitesi'nde toptan gıda işi ile uğraştığı, tanık ...'in ise katılan ile birlikte aynı şirkette ortak olarak çalıştığı, temyiz dışı sanık ... ile katılanın iş ortağı tanık ...'in uzun süreden beri arkadaşlık ilişkilerinin bulunduğu, tanık ...’i 08.02.2010 günü arayan temyiz dışı sanık ...'in ... İli'nde şeker olduğunu, bu şekeri istemesi halinde piyasa değerinin az altında verebileceğini söylediği, tanık ... temyiz dışı sanık ...'a şekerin kimden olduğunu sorduğunda temyiz dışı sanık ...'un 20 yıllık arkadaşı olan ... isimli kişinin yeğeni sanık ...'den olduğunu söylediği, bunun üzerine tanık ...'ın bu durumu iş ortağı katılana bildirdiği, katılanın da ortağı tanık ...'a 'Şartlar uygun olursa şekeri alalım, temyiz dışı sanık ...'u çağır konuşalım' dediği, katılanın bu beyanı üzerine tanık ...'in temyiz dışı sanık ... ile irtibat kurarak durumu ilettiği ve katılana ait büroya çağırdığı, temyiz dışı sanık ...'un büroya geldiği, katılanın temyiz dışı sanık ...'a sorması üzerine durumdan bir tanıdığı olan ... vasıtası ile haberdar olduğunu, ...'in ise ... Müdür Yardımcısı aracılığı ile şekerden haberdar olduğunu söylediği, bunun üzerine katılanın temyiz dışı sanık ...'a kendisini ... ile görüştürmesini istediği, temyiz dışı sanık ...'un ...'i aradığı, telefonu katılana verdiği, katılanın sanık ... ile telefonda görüştüğü, şekerin gümrükten nasıl çıkartılacağı,
Yerli olup olmadığı hususlarının konuşulduğu, sanık ...'in şekerin yerli olduğunu, resmî belgeli ve faturalı olduğunu söyleyerek 'Şekere alıcı olursanız ... İli'ne geldiğinizde gümrük müdür yardımcısı olan ... ile sizi görüştüreceğim, bu şahıs benim çok yakın tanıdığım olur' dediği, katılanın da 'O zaman gümrük müdür yardımcısından randevu al, ben şekerden alıcıyım' dediği, 2 saat sonra sanık ...'in katılanın bürosunda olan temyiz dışı sanık ...'i telefon ile aradığı ve katılanla yaptığı telefon görüşmesinde katılana '10/02/2010 günü saat 15.00'a randevu aldım' dediği, 10/02/2010 günü sabah saatlerinde katılanın yanında temyiz dışı sanık ... ve tanık ... olduğu halde yola çıkıp saat 14.00 sularında ...'e geldikleri, sanık ... ve kendisini ...'in iş ortağı olarak tanıtan sanık ... ile ... İli otogar çevresinde bir lokantada buluşup yemek yedikleri ve gümrükten satışı yapılacak şeker hakkında konuştukları, sanıklar ... ve ...'ün katılana 'Bu satışa aracılık eden gümrük müdür yardımcısıdır, herhangi bir hile olmaz, satışa kefiliz, zaten biz de serbest bölgenin özel güvenlik ihalesine girdik, ihaleyi bize vereceğine dair müdür söz verdi, sizinle yüz yüze görüştürmek için randevu almıştım' dediği ve birlikte kalkıp serbest bölgeye geldikleri, serbest bölge içine girmeden sanık ...'in 'Ben müdür beyi arıyorum' diyerek bir şahısla telefonla görüştüğü, bu telefon görüşmesinden sonra serbest bölgeden bir şahsın yanlarına gelerek sanık ... ile selamlaşıp öpüştükleri, sonra sanık ...'in katılanı yanına çağırdığı ve 'Gel seni müdürle tanıştırayım' dediği, katılanın sanık ... ve şahsın yanına gittiğinde önceden kurulan mizansen gereği sanık ...'nın sanki ... Serbest Bölge Gümrük Müdür Muavini ...'miş gibi davranarak kendisinin gümrük müdür muavini ... olarak katılana tanıttığı ve 'Şeker olayını dışarıda konuşursak daha iyi olur' diyerek birlikte şehir dışında olan alkollü bir restorana gittikleri, restorana bulunan şahısların sanık ...'ya 'Müdürüm' diye hitap ettikleri, katılanın şekerin birim fiyatını, miktarını, gümrükten nasıl çıkartılacağını, teslim şartlarını sorduğu, sanıklar ..., ..., kendisini gümrük müdür yardımcısı ... olarak tanıtan sanık ... ve gümrük müdür yardımcısının şoförüymüş gibi davranan sanık ...'ın gümrükleme bedelleri yapılacak malın millileştirileceğini, akşam 17.30'dan sonra gümrüğe mesai ücreti yatırıldıktan sonra şekerin yüklenebileceğini, 400 ton şeker verebileceklerini, bu şekerin tutarının ise 400.000,00 TL tuttuğunu, bu paranın 200.000,00 TL'sini peşin kalan kısmını ise mal teslim edildiğinde nakit alacaklarını, peşin alacakları 200.000,00 TL'yi nakliye ve gümrük bedellerinin yatırılması işlerinde kullanacaklarını söylediklerinde katılanın elinde şu anda istenen miktarda nakit olmadığını, istedikleri nakit paraya karşılık banka teminatı ya da 120.000,00 TL peşin para verebileceğini söylediği, bunun üzerine sanık ...'nın nakit para dışında hiçbir şekilde ödeme kabul etmeyeceğini belirttiği, 1 gün sonra yani olay tarihi olan 11/02/2010 günü katılanın kendi aracı ile yanında temyiz dışı temyiz dışı sanık ... ve tanık ... olduğu halde sanıklar ... ve ... ise kendi araçları ile hareket ederek Vakıfbank ... Şubesi'ne gittikleri ve katılanın bankaya girip 120.000,00 TL para çektiği, bu sırada diğer şahısların banka dışında bekledikleri, katılanın bankadan parayla birlikte çıkması üzerine hep birlikte ... Serbest Bölge Müdürlüğü'nün önüne gittikleri, sanık ...'in telefon açarak müdürü çağırdığı, kendisini gümrük müdür yardımcısı olarak tanıtan sanık ...'nın gümrük binasından çıkarak yanlarına geldiği, katılanın, tanık ..., temyiz dışı sanık ..., sanık ... ve sanık ...'nin yanlarında 120.000,00 TL'yi kendisini müdür yardımcısı olarak tanıtan sanık ...'ya verdiği, sanık ...'nın bu parayı gümrükleme ücretlerinin yatırılması için bankaya götürmesi gerektiğini söylediği ve katılan ile diğer şahıslarla tokalaşıp vedalaştığı ve oradan ayrıldığı katılanın, temyiz dışı sanık ..., sanık ..., tanık ..., sanık ...'nin birlikte otogarın bulunduğu yerde bulunan lokantaya geldikleri, yemek için sipariş verdikleri, yemek siparişleri gelmeden sanık ...'in cep telefonunun çaldığı, sanık ...'in cep telefonu ile görüşme yaptıktan sonra katılana 'Kayınbiraderimden borç aldım, ben de şeker alacağım' diyerek kayınbiraderinin ... Bankası'na 55.000,00 TL tutarında havale göndermiş olduğunu, bu parayı çekmesi gerektiğini söyleyerek yemek yemeden saat 17.00 sıralarında yalnız olarak yanlarından ayrılıp gittiği, 15 dakika sonra siyah bir poşetin içinde para ile yanlarına gelerek 45.000,00 TL göndermiş olduğunu söyleyerek telefonla müdürü aradığı, nerede olduğunu sorduğu, müdürün gümrükte olduğunu söylemesi üzerine katılan ... ile sanık ...'in birlikte gümrüğe gittikleri, diğer şahısların lokantada kaldıkları, sanık ...'in müdüre tekrar telefon açtığı, müdürün binadan çıkarak gümrüğün önüne geldiği, sanık ...'in parayı vermek için poşeti açtığı, poşetin içerisinden 4 adet 10,00 TL'lik deste 1 tane 5,00 TL'lik deste parayı kendisini gümrük müdürü olarak tanıtılan sanık ...'ya verdiği, ancak bu arada katılanın dikkatini çeken bir şey olduğu, sanık ...'in kendilerinin yanında 'İş Bankasına 55.000,00 TL havalem geldi, gidip alacağım' dedikten sonra bankadan çektiğini söylediği paranın üzerinde ...bank yazan kağıt şeritlerinin olduğunu gördüğü ve şüphelenmeye başladığı, sanık ...'in parayı sanık ...'ya vermesi üzerine katılanın sanık ...'le birlikte lokantaya döndükleri, ... İli'ne döneceklerinden sanık ... ile vedalaştıkları, bu esnada sanık ...'in 'Ben yarın müdüre 10.000,00 TL daha vereceğim, onun için burada kalacağım' dediği, katılan ...'nın temyiz dışı sanık ... ve tanık ... ile birlikte ...'ya hareket ettikleri, sanık ...'in ...'de kaldığı, 12/02/2010 günü katılanın sanık ...'i telefonla aradığı, kendisine 'Ben müdür beyle beraberim, 10.000,00 TL daha verdim, işleri beraber yürütüyoruz, şeker akşam 17.30'da yüklenmeye başlayacak, müdür beyle konuşun' deyip telefonu müdüre verdiği, konuşma esnasında müdür gibi davranan sanık ...'nın sevkıyatın akşam yükleneceğini, sabaha yola çıkacağını söyleyerek telefonu kapattığı, 12/02/2010 tarihinde kendisini ... olarak tanıtan sanık ...'nın katılanı telefonla arayarak evrakların yetişmediğini, şekerin 15/02/2010 günü yükleneceğini, 1-2 gün gecikme ile birşey olmaz dediği, daha sonra sanık ...'in yanında sanık ... olduğu halde katılanı telefonla arayarak 'Tereddüt etme, işleri bizzat biz kendimiz yaptırdık, pazartesi ben de ... İli'ne gideceğim' dediği, katılana da ...'e gelmelerini söylediği, 15/02/2010 günü katılanın tanık ... ile birlikte ...'e geldikleri esnada telefonla kendisini ... olarak tanıtan sanık ... ile görüştüklerinde 'Keşke haber verip de öyle gelseydiniz, gümrükleme bugün de yetişmez, ...'nda görevliyim, geç gelebilirim gelmezsem sabah görüşürüz' dediği, 16/02/2010 günü sabah kendisini ... olarak tanıtan sanık ... gelmeyince katılanın telefonla aradığı, sanık ...'nın cevap vermediği, daha sonra sanık ...'in katılanın telefonuna '... bey kusura bakma ben bu işten korkuyorum ve çekiniyorum ileride başım ağrıyacak işlemleri iptal ediyorum, yarın ...'in ödemesini, bir gün sonra da sizin bakiyeyi sizden hesap numarası alıp hesap numarasına çıkaracağım, masraf ve cezam neyse kabul ediyorum, bugün hala buradayım, tekrar özür dilerim' mesajını gönderdiği, sonra tekrar telefonla görüştüğünde ...nda olduğunu, geldiğinde görüşebileceğini söyleyerek telefonu kapattığı, bu görüşmeden sonra katılanın bir daha müdür ile görüşemediği, daha sonra tanık ... ile birlikte ... Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü'ne gittiklerinde ... adında bir müdürün olduğunu, ancak eşkal bilgilerinin kendilerinin vermiş olduğu eşkal bilgisi ile uyuşmaması üzerine dolandırıldığını anlayarak kolluk güçlerine başvurduğu, somut olayda;
1- Sanık ... hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan, sanık ... hakkında ise nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Alınan ifadeler, bilirkişi raporları ve teşhis tutanaklarına göre amaç ve fikir birliği içerisinde hareket eden sanıkların, katılana ... Gümrük müdürlüğü'nde bulunan 400 ton şekeri piyasa fiyatının altında satacaklarını söyleyerek 120.000,00 TL parasını almak şeklindeki eylemlerini bir kamu görevlisinin nezdinde hatırlarının sayıldığına yönelik hileli bir hareket ile değil, sanık ...'yı kamu görevlisi gibi göstererek gerçekleştirdikleri gözetilmeden TCK'nın 157/1 maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun temel hali yerine suçun hukuki vasfında hataya düşülerek TCK'nın 158/2 maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.