6. Ceza Dairesi 2015/1225 E. , 2015/46149 K.
Tebliğname No : 9 - 2014/262331
MAHKEMESİ : İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi (İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi CMK 250. Madde ile görevli)
TARİHİ : 09/10/2013 - 05/06/2014 (ek karar)
NUMARASI : 2011/489 (E) ve 2013/469 (K) - (2011/124 E, 2013/136 K.)
SUÇLAR : Yağma, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve üye olmak, insan ticareti, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, tehdit, yaralama, içmek için uyuşturucu bulundurmak, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar A.. S.. ve E.. S.. savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.10.2014 ve 18.04.2015 tarihli tebliğnameleri ile Daireye gönderilmekle başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık E.. S.. savunmanının duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezanın süresine göre 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi aracılığıyla CMUK'nın 318. maddesi gereğince REDDİNE,
I- Sanık E.. K.. savunmanının Mahkemenin 05.06.2014 günlü temyiz isteminin reddi kararına karşı temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye göre sanık E.. K.. savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.06.2014 tarih ve 2011/489 - 2013/469 Esas ve Karar sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararın tebliğname gibi ONANMASINA;
II- Sanık A.. S.. hakkında yakınan A.. M..'ya karşı tehdit, yakınan H.. Y..'a karşı yaralama ve sanıklar A.. S.. ile U.. Ö..
hakkında yakınan N.. B..'a karşı yaralama; sanıklar A.. S.., E.. S.. ve U.. Ö.. hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık A.. S.. hakkında yakınan A.. M..'ya karşı tehdit suçunda, koşulları oluşmadığı halde, TCK'nın 106/2. maddesinin (c) bendinin yanı sıra (d) bendiyle de uygulama yapılması, temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi karşısında sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış,
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanıklar hakkında TCK'nın 58. maddesinin 9. fıkrasının uygulanma koşulları oluşmadığı gözetilerek, sanıklar A.. S.. ve E.. S.. hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmamasına, sanık U.. Ö.. hakkında da aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca uygulama yapılması gerektiğinin düşünülmemesi;
2- Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1- a, b, c, d, e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverdikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, 'seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan' ibaresinin iptal edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık U.. Ö.. ve savunmanı ile sanıklar A.. S.. ve E.. S.. savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53 ve 58/9. maddelerinin uygulanmasına ilişkin bölümleri çıkarılarak 53. maddenin yerine, 'Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına' sanık U.. Ö.. hakkında yakınan N.. B..'a karşı yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırı davranma suçlarına ilişkin hüküm fıkralarına 'sanık Ulaş Özkul'un hapis cezasının TCK'nın 58/6. maddesi uyarınca, Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.1.2008 gün ve 2006/403-2008/98 sayılı ilamı esas alınarak mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına' cümlelerinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
lll- Sanıklar A.. S.., E.. S.. ve U.. Ö.. hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve üye olmak; sanık A.. S.. hakkında yakınan B.. T..'ya karşı insan ticareti; sanıklar A.. S.. ve U.. Ö.. hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması; sanık A.. S.. hakkında yakınan P.. K..'ya karşı yağma ve yakınan E.. D..'ya karşı tehdit; sanık E.. S.. hakkında içmek için uyuşturucu bulundurmak suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler ve sanık A.. S.. hakkında yakınan P.. K..'ya karşı yağma suçu yönünden duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunma doğrultusunda yapılan incelemede;
1- TCK'nın 220. maddesi anlamında bir örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir.
Öte yandan, soyut olarak sanık sayısının üç kişi veya daha fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp, örgütü, basit bir birleşmeden ayıran özelliklerden birisi de, fiili bir araya gelmenin, belirsiz birtakım suçları işlemek amacına yönelik olmasıdır. Böyle bir amaç olmaksızın, başka saikler ile kurulmuş fiili bir birliktelik içerisinde bulunan kişilerin işledikleri münferit suçlar nedeniyle, bu
topluluğun 'suç örgütü' olduğunu kabul etmek mümkün değildir.
Somut olayda, kovuşturma aşamasında ölen sanık S.. K.. ile diğer sanıkların aynı genelevinde ve çevresinde bulunan işyerlerinde çalışmaları ve buradan kaynaklanan iş ilişkileri çerçevesinde bir arada bulunmalarının, suç işleme amacına özgülenmiş bir birleşme olarak değerlendirilemeyeceğinin tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında, yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşmadığı nazara alınıp beraatlerine karar verilmesi gerekirken, suça iştirak ilişkisine yanlış anlam katılarak yazılı şekilde sanıklar A.. S.., E.. S.. ve U.. Ö..'un suç işlemek için örgüt kurma ve suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçlarından mahkumiyetlerine karar verilmesi;
2- Kaçak olması nedeniyle hakkındaki davaların ayrılmasına karar verilen Ş... S... ile suç arkadaşlarının, olay günü H... Y...'ın evinin mutfağında bulunan yakınan N.. B..'ı hedef alıp, dışarıdan ateş etmek suretiyle anılan yakınanı yaralamaları biçimindeki eylemlerinde TCK'nın 44. maddesi uyarınca ayrıca aynı Yasanın 170/1. maddesinde düzenlenen genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçunun oluşmayacağı gözetilmeden sanıklar A.. S.. ve U.. Ö..'un yazılı biçimde hükümlülüklerine karar verilmesi;
3- Yakınan P.. K..'nun ilk olarak 30.09.2009 tarihinde kolluğa müracaat ederek sanıktan 60 bin lira borç aldığını, bunun 30 bin lirasını ödediğini, anlaşamadığı için ayrılmak istediğini söylediğinde, sanığın ''seni buradan başka bir eve göndermem, il dışına 80-90 milyara göndereceğim, kardeşim Şehmus'la görüştüm, karar aldık, bunu kabul etmezsen Şehmus'u feda ederim seni öldürttürürüm'' diye söylediğinden bahisle şikayetçi olduğu, bu şikayetinde zorla senet alınmasından söz etmediği, bu şikayet üzerine kollukta ve hakkında tehdit suçu nedeniyle İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesine açılan davada yaptığı savunmalarında, yakınandan senetli olarak 61 (duruşmada 65) milyar lira alacağı olduğunu belirttiği;
Genelevinde örgüt olduğu gerekçesiyle yapılan soruşturma sırasında yapılan aramalarda ölmesi nedeniyle hakkındaki davanın düşmesine karar verilen S.. K..'nün evinde borçlusu yakınan P.. K.., alacaklısı ise S.. K.. ile dost hayatı yaşayan ve genelevde vekillik yapan G... Ş... olan bir senedin ele geçirilmesi üzerine, yakınan Pınar'ın 17.12.2010 tarihinde alınan kolluk ifadesinde, söz konusu senedin, sanık A.. S.. tarafından kendisinden zorla alınan senet olduğunu ve senedi verdikten sonra, S.. K..'nün kendisini arayıp, senedi sanık Aydın'dan aldığını belirtmek suretiyle ödemesini istediğini, kabul etmeyince bu kez S.. K..'nün kendisini tehdit ettiğini belirttiği ve bu iddia karşısında sanık A.. S.. hakkında yağma suçundan dava açıldığı, bu yeni soruşturmada konuya ilişkin ilk kez duruşmada beyanda bulunan sanık Aydın'ın suçlamaları kabul etmediği ve müştekiye 60 bin lira borç verdiğini ancak karşılığında senet almadığını ve S.. K..'de ele geçen senedin kendisiyle ilgisinin bulunmadığını belirttiği, S.. K..'nün ise konuya ilişkin ilk kez duruşmada yaptığı savunmasında, söz konusu senedin eşi Gülistan tarafından müştekiden alındığını belirtip borç ilişkisinin neden kaynakladığına ilişkin bir açıklama getirmediği ve yakınanın da duruşmada tüm şikayetlerinden vazgeçip önceki ifadelerini kabul etmeyip kimsenin kendisinden zorla senet almadığını belirttiğinin anlaşılması karşısında;
a) Sanık A.. S..'dan İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesine ait davaya ilişkin soruşturma ve kovuşturma safhalarında verdiği borç para karşılığı elinde senedinin olduğunu belirtmesine karşın, Mahkeme huzurunda borç para verdiğini ancak senet almadığına ilişkin savunmaları arasında ki çelişkinin giderilerek, senet alıp almadığı, almış ise nerede ve ne şekilde kullandığı hususlarının belirlenmesi;
b) Dosya içeriğinden başka soruşturmalarda sanık olduğu anlaşılan G... Ş...'in, S.. K..'nün evinde ele geçen senette lehtar olarak gözükmesine ilişkin bilgi ve görgüsü sorulup, senedi neden ve hangi hukuksal borç ilişkisine dayanarak aldığı sorulup, kendisi hakkında yapıldığı anlaşılan örgüt soruşturmasına ilişkin belgeler arasında konuya ilişkin anlatımının olup olmadığı da tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
4- Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; yakınanlar B.. T.. ile E.. D..'ya karşı eylemlerin sanık A.. S.. tarafından, kullanmak için uyuşturucu bulundurmak suçunun sanık E.. S.. tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Sanık A.. S..'a ait genelevde çalışmaya başlamasından önce kendi rızasıyla fuhuş yaparak geçimini sağlamak için çeşitli genelevlerde kayıtlı olarak çalışan ve sanığa yönelik şikayetinden sonra da Edirne genelevinde benzer biçimde geçimini sağlamaya devam eden yakınan B.. T..'nın, sanık tarafından aldığı borcu ödememesi nedeniyle başkasına ya da kendisine ait genelevde çalışmaya zorlamak için tehdit edilmesinde, zorla çalıştırmak, fuhuş yaptırmak gibi amaç suçların gerçekleşmesi amacıyla cebir, şiddet gibi araç suçların önceden ya da en geç amaç suçlarla aynı anda gerçekleşmesini arayan TCK'nın 80/1. maddesinde düzenlenen insan ticareti suçunun oluşmadığı gözetilmeden suçun hukuki vasfında yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması;
b) Dairemiz ilamının (III) nolu başlığının (1) nolu alt başlığındaki 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak suçuna' yönelik bozma gerekçesi karşısında, sanık A.. S.. hakkında, yakınan E.. D..'ya karşı tehdit suçundan TCK.nun 106. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinin uygulama olanağının bulunmadığının gözetilmemesi zorunluluğu;
c) Hüküm tarihinden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesiyle TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik ve anılan Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasındaki düzenleme karşısında sanık E.. S..'ın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekliliği;
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısı ile sanık U.. Ö.. ve savunmanı ile sanıklar A.. S.. ve E.. S.. savunmanlarının temyiz dilekçelerinde ve sanık A.. S.. savunmanları Av. M.. D.. ve Av. M.. A..'ın duruşmada ileri sürdükleri savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık A.. S..'ın yakınan P.. K..'ya karşı yağma eylemi bakımından duruşmalı temyiz incelemesi yapılan hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 325. maddesi gereğince çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçlarına yönelik bozmadan temyiz istemi reddedilen sanık E.. K..'nın da yararlandırılmasına, ilişkin oybirliğiyle alınan karar 16.12.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı katıldığı oturumda, sanık A.. S.. savunmanı Av. M.. D..'in yüzüne karşı açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.