Ceza Genel Kurulu 2020/238 E. , 2021/644 K.
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 299-438
Bedelsiz senedi kullanma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ...'nın, TCK'nın 156/1, 62, 52 ve 51/1-3. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine ve denetim süresi belirlenmesine ilişkin Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.10.2015 tarihli ve 299-438 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 14.01.2020 tarih, 14075-233 sayı ve oy çokluğu ile;
'Sanığa yüklenen bedelsiz senedi kullanma suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253 ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdir ve tayini zorunluluğu,' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş;
Daire Üyesi ...;
'TCK'nın 156/1. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçu 02.12.2016 tarihli ve 6763 sayılı Yasa ile değişiklik öncesi de uzlaşma hükümlerine tabi olup, uzlaşmanın gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilen olayda;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli, 2018/394-478 sayılı kararında açıklandığı üzere, 6763 sayılı Kanun'un uyuşmazlık konusunu ilgilendiren fıkraların gerekçesinde; söz konusu yasal değişikliğin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu değişikliklerle uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır. CMK'nın 253. maddesinin 18. fıkrasında ise uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda soruşturma evresinde sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin sonucu olarak önceki kanun döneminde yapılan ve tamamlanmış olan işlemlerin, sonradan yürürlüğe giren kanun bakımından da geçerliliğini koruyacak olması nedeniyle, usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesi gerekmediğinden, dosyanın esastan incelenerek bir karar verilmesi yerine, sanık hakkında uzlaşma yönteminin değişmesi gerekçe gösterilerek sair yönleri incelenmeden mahkûmiyet hükmünün bu nedenle bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.' düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 17.02.2020 tarih ve 389021 sayı ile;
'...Uyuşmazlığın çözümü için, CMK'nın 253. maddesine, 6763 sayılı Kanun ile eklenen 24 ve 25. fıkraların, karma bir yapıya sahip olan uzlaşmanın hangi boyutuna ilişkin olduğunun tespiti gerekmektedir. 6763 sayılı Kanun'un uyuşmazlık konusunu ilgilendiren fıkralarının gerekçesinde; söz konusu yasal değişikliğin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu değişikliklerle uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır. CMK'nın 253. maddesinin 18. fıkrasında ise uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda soruşturma evresinde tarafların kabul etmemeleri nedeniyle sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin zorunlu bir gereği olarak daha önce usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesini gerektirmediği,' görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 02.06.2020 tarih ve 1252-4224 sayı ile itiraz nedeni yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairenin bozma kararından önce de uzlaştırmaya tabi bulunan TCK'nın 156/1. maddesi kapsamındaki bedelsiz senedi kullanma suçu bakımından, Yerel Mahkeme kararından sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişikliklerin lehe olduğundan bahisle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; soruşturma ve kovuşturma evrelerinde uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi bakımından eksik araştırma ile karar verilip verilmediği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığının 08.05.2015 tarihli ve 1334-1237 sayılı iddianamesi ile; katılanın Emet ilçesi Göncek köyünde bulunan evine kalorifer ve sıcak su tesisatı kurmak için 2014 yılında sanığın yetkilisi olduğu ... Doğalgaz Taahhüt İnşaat Ltd. Şti. ile 9.000 TL karşılığında sözlü anlaşma yaptığı, katılanın 4.500 TL'yi peşin ödediği, kalan 4.500 TL için ise 20.04.2014 düzenleme ve 30.09.2014 vade tarihli senedi imzalayıp sanığa verdiği, sanığın da senedi malzeme aldığı Ayzer Isı Sistemleri İnşaat Ltd. Şti'ni ciro ederek verdiği, Ziraat Bankası Emet Şubesi'nde senet bedelinin ödenmesi için ihtarname gelmesi üzerine katılanın senet bedelinin tamamını 21.10.2014 tarihinde ödeyerek karşılığında makbuz aldığı, sanığın buna rağmen senedi ... Isı Sistemleri İnşaat Ltd. Şti'den geri almadığı gibi ödenen parayı da harcadığı, ... Isı Sistemleri İnşaat Ltd. Şti. vekilinin de senedi icra takibine koyduğu iddiasıyla sanık hakkında TCK'nın 156/1 ve 53/1. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı,
Soruşturma konusu bedelsiz senedi kullanma suçunun uzlaştırmaya tabi olduğu,
Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde sanığa ve katılana uzlaşma hususunun sorulmadığı, dosya içerisinde taraflar adına düzenlenmiş uzlaştırmanın mahiyeti ile bunu kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarına ilişkin açıklama içeren ve imzalanmış bir uzlaşma teklif formunun bulunmadığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ...; sanık ile kalorifer ve sıcak su tesisatı kurulması amacıyla 9.000 TL karşılığında anlaştıklarını, 4.500 TL'yi peşin verdiğini, kalan miktar için ise senet düzenleyip sanığa teslim ettiğini, daha sonra kalan miktarı avukat Hakan Uslu aracılığıyla sanığa ödediğini, makbuzunu da aldığını, sanığın senedi vermediğini ve ciro ettiği şirketin kendisini aleyhinde icra takibi başlattığını, şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini beyan etmiştir.
Sanık ...; ... Doğalgaz Ltd. Şti'nin yetkilisi olduğunu, katılana kömürle çalışan kalorifer kazanını 9.000 TL karşılığında sattığını, 4.500 TL peşin ödeme yapıldığını, kalan 4.500 TL için ise katılanın 30.09.2014 vade tarihli senet verdiğini, senedi malzeme aldıkları şirkete ciro ettiklerini, katılanın borcunu 21.10.2014 tarihinde ödediğini, bu parayı da işleri iyi gitmediği için kullanmak zorunda kaldığını, malzeme aldıkları şirkete ödeme yapmadığını ve bu şirketin vekili vasıtasıyla senedin icraya konulduğunu, en kısa sürede katılanın zararını gidermek için uğraşacağını savunmuştur.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 17.09.1987 tarihli 410. toplantısında alınan Ceza Adaletinin Sadeleştirilmesi Hakkında Üye Devletlere Yönelik 18 Sayılı Tavsiye Kararında;
'Ceza adaletinin işleyişini hızlandırma ve sadeleştirme işleminde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özellikle 5 ve 6. maddelerinde öngörülen şartların dikkate alınması gerektiği göz önüne alınarak; Mahkemelere intikal eden ceza davalarının kabarıklığı ve özellikle hafif cezaları gerektirenler ile ceza yargılamasındaki uzunluğun neden olduğu sıkıntılara bakılarak ...yetkili makamlarca ceza işlerinde savcılık ve mahkeme dışı anlaşmalar sağlanması, bu tür ihtilafların uzlaşma yolu ile halledilmesinin tavsiye edilmesi' kabul edilmiştir.
Benzer düşünce ve ihtiyaçlar sonucu Türk Ceza Hukuku Sistemine dâhil edilen ve 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişikliğe kadar 'uzlaşma' başlığı altında düzenlenen uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, 'Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir.' hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle, TCK'nın 73. maddesinin başlığında yer alan 'uzlaşma' ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin 8. fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK'nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeye göre uzlaştırmanın bir ceza muhakemesi kurumu olduğu açık ise de birey ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi nedeniyle maddi ceza hukukunu da ilgilendirdiği tartışmasızdır.
Suç tarihinden önce yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değiştirilen CMK'nın 253. maddesinde uzlaşmanın kapsamı;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239)
suçları.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez.' şeklinde belirlenmiş; aynı maddenin uzlaştırmanın kimler tarafından ve nasıl yapılacağına ilişkin 4, 5 ve 9. fıkralarında ise;
'(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Cumhuriyet savcısı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.
(5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
...
(9) Şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin uzlaşma teklifini kabul etmesi halinde, Cumhuriyet savcısı uzlaştırmayı kendisi gerçekleştirebileceği gibi, uzlaştırmacı olarak avukat görevlendirilmesini barodan isteyebilir veya hukuk öğrenimi görmüş kişiler arasından uzlaştırmacı görevlendirebilir.' hükümlerine yer verilmiştir.
5560 sayılı Kanun değişikliği ile CMK'nın 253. maddesine eklenen 24. fıkrasında yer alan '(24) Uzlaştırmanın uygulanmasına ilişkin hususlar, yönetmelikle düzenlenir.' hükmü uyarınca Adalet Bakanlığınca çıkarılan ve 26.07.2007 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve suç tarihinde yürürlükte bulunan Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 'Uzlaştırma teklifi' başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrası;
'(3) Cumhuriyet savcısı veya adlî kolluk görevlilerince yapılacak uzlaşma teklifi, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek 1/a veya Ek 1/b sayılı uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formlarının hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi ve formda yer alan bilgilerin açıklanması suretiyle yapılır. Cumhuriyet savcısı veya adlî kolluk görevlisi tarafından, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği soruşturma evrakı içine konulur.' şeklinde düzenlenmiştir.
Karar tarihinden sonra 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı 'Uzlaştırma' olarak değiştirilmiş ve;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. Hırsızlık (madde 141),
6. Dolandırıcılık (madde 157),
7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
suçları.
c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz...' şeklindeki düzenlemeyle uzlaştırmanın kapsamı genişletilmiş; ayrıca değiştirilen 4 ve 24 ile eklenen 25. fıkralarda ise uzlaştırmanın kimler tarafından ve nasıl yapılacağına ilişkin yenilikler getirilmiştir. Buna göre değiştirilen 4 ve 24 ile eklenen 25. fıkralarda;
'(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur…
...
(24) Her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir. Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilir. Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu, tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.
(25) Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.' hükümlerine yer vermiştir.
Anılan düzenlemeler ilişkin madde gerekçesinde de, söz konusu düzenlemelerin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu düzenlemeler ile uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmaktadır.
6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile CMK'nın 253. maddesine eklenen 25. fıkrası hükmü uyarınca Adalet Bakanlığınca çıkarılan ve 05.08.2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin 'Uzlaştırma teklifi' başlıklı 29. maddesinin 5. fıkrası;
'(5) Uzlaştırmacı tarafından yapılacak uzlaşma teklifi, Ek-4'te yer alan uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formu'nda yer alan bilgilerin açıklanması ve teklif formunun hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi suretiyle yapılır. Uzlaştırmacı tarafından bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği uzlaştırma evrakı içine konulur.' şeklinde düzenlenmiştir.
Diğer taraftan 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren CMK'nın 'Mahkeme tarafından uzlaştırma' başlıklı 254. maddesi;
'(1) Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tâbi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır.
(2) Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir.' şeklinde iken 5560 sayılı Kanun'un 25. maddesi ile;
'(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre, mahkeme tarafından yapılır.
(2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def'aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.' biçiminde değiştirilmiş, 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile ise CMK'nın 254. maddesinin 1. fıkrası;
'(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.' şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeler göz önüne alındığında, uzlaştırma gerek 5560 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce, gerekse 5560 ve 6763 sayılı Kanun'larla yapılan değişiklikler sonrası asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem ise de her ne suretle olursa olsun uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması hâlinde kovuşturma aşamasında da uzlaştırmanın mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması hâlinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ... hakkında, CMK'nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişiklikten önce de uzlaştırma kapsamında bulunan TCK'nın 156/1. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçundan kamu davası açıldığı, ancak gerek soruşturma gerekse kovuşturma evrelerinde sanığa ve katılana uzlaşma teklifinde bulunulmadığının anlaşılması karşısında, sanığa ve katılana usulüne uygun şekilde uzlaşma teklifinde bulunulması gerektiği ve CMK'nın yürürlükte bulunan 253 ve 254. maddelerinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden eksik araştırma ile karar verildiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün, sanığa ve katılana uzlaşma teklifinde bulunulmadığının gözetilmemesi suretiyle eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Ulaşılan bu sonuç karşısında Özel Dairenin bozma kararından önce de uzlaştırmaya tabi bulunan TCK'nın 156/1. maddesi kapsamındaki bedelsiz senedi kullanma suçu bakımından, Yerel Mahkeme kararından sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişikliklerin lehe olduğundan bahisle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 14.01.2020 tarihli ve 14075-233 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.10.2015 tarihli ve 299-438 sayılı hükmünün, sanığa ve katılana uzlaşma teklifinde bulunulmadığının gözetilmemesi suretiyle eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 16.12.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliği ile karar verildi.