DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/567 E. , 2021/3166 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/567
Karar No : 2021/3166
TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI): … Kurulu
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 24/09/2019 tarih ve E:2017/1680, K:2019/4930 sayılı kararının davacı tarafından esastan, davalı idare tarafından vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile yine aynı Kurulun … tarih ve … sayılı yeniden inceleme talebinin incelenmeksizin reddine ilişkin kararının iptali ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi ile 4.000.000,00-TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 24/09/2019 tarih ve E:2017/1680, K:2019/4930 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde görülmemiş,
'Maddi Olay ve Hukuki Süreç' ile 'İlgili Mevzuat'a yer verilmiş; 'Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç', 'FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler', 'Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü', 'Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği' başlıkları altında genel; 'Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi' başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen 'ByLock Tespit Tutanağı'nın ve davacının ceza yargılaması kapsamındaki beyanlarının incelenmesinden; davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiği ve kullanıldığının anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgüte müzahir dershaneye gittiğine, üniversitede örgüt yurtlarında kaldığına, örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine ve topladığına, ByLock kullandığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının ifadelerinin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, 2007-2008 yıllarından itibaren FETÖ ile bağlantısı bulunan yargı mensuplarının örgüt talimatı doğrultusunda sistematik bir şekilde üye olduğu YARSAV'a, davacının da aynı süreç dâhilinde … üye numarası ile 14/10/2010 tarihinde üyelik kaydı yaptırdığı, YARSAV Derneğine üyelik şekli değerlendirildiğinde, davacının YARSAV üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği,
Öte yandan FETÖ'nün Adalet Bakanlığında ve HSK'da etkin olduğu dönemde 2012-2013 yılında (6 ay dil eğitimine gönderilmesi ve akabinde 12 ay yüksek lisans izni verilmesine) ilişkin tespitin, davacı hakkındaki yukarıda aktarılan diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde davacının anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ile özlük haklarının iadesine ve 4.000.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.475,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, hakkında ihraç kararı tesis edilirken hiçbir aşamada savunmasının alınmadığı, bunun sonucu olarak da Anayasa'nın 36. maddesinde yer alan savunma hakkının ihlal edildiği, bunun yanında görev aldığı süre boyunca görev ve işlerini layıkıyla yerine getirdiği, bu görevlerinde bağımsız ve tarafsız olduğu, Anayasa'nın 132. maddesinde yer alan hakimlik teminatının bu açıdan hiçbir suretle dikkate alınmadığı, hakkında hiçbir soruşturma yürütülmeksizin kendisine bu cezanın verildiği, tüm bunların yanında evrensel hukuk ilkelerinden suç ve cezaların şahsiliği ve geriye yürümezliği ilkesinin, masumiyet karinesinin, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin ve lekelenmeme hakkının ihlal edildiği, söz konusu kararlarda kişiselleştirme olmadığı ve özel olarak şahsıyla ilgili bir belirlemenin bulunmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 'Manevi Tazminat davalarında ücret' başlıklı 10. maddesinin 3. bendinde, bu davaların tamamının reddi durumunda vekalet ücretinin, Tarife'nin İkinci Kısmının İkinci Bölümüne göre hükmolunacağı, 4. bendinde ise, manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda manevi tazminat açısından vekalet ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedileceğinin kural altına alındığı, Daire kararında reddedilen manevi tazminat istemi yönünden idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen ret kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddi ile Daire kararının redde ilişkin kısmının onanmasına, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile reddedilen manevi tazminat istemi yönünden davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
'a)Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b)Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması' sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Beşinci Dairesi kararı esası yönünden, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın esastan bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararının vekalet ücretine ilişkin kısmına gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 'Manevi tazminat davalarında ücret' başlıklı 10. maddesinin 3. fıkrasında, 'Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarife'nin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur' hükmüne, 4. fıkrasında 'Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.' hükmüne yer verilmiştir.
Temyize konu kararda, davacı aleyhine, 2019 yılı Avukatlık Agari Ücret Tarifesi'nde 2.475,00-TL vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile yine aynı Kurulun … tarih ve … sayıl kararının iptali ile bu kararlar nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük hakların iadesi ve 4.000.000-TL manevi tazminat istemiyle açıldığı, Dairenin yukarıda belirtilen kararıyla davanın reddine karar verildiği, davalı idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan 2019 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tek bir vekalet ücretine hükmedildiği, manevi tazminat istemi açısından ayrı bir kalem olarak vekalet ücretine hükmedilmediği görülmektedir.
Bu durumda, davalı idare lehine reddedilen manevi tazminat istemi açısından vekalet ücretine hükmedilmemesine yönelik söz konusu eksikliğin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, temyize konu kararın hüküm fıkrasındaki, 'Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.475,00-TL vekalet ücretinin' ifadesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile İkinci Kısmının İkinci Bölümü uyarınca; 'Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.475,00-TL vekalet ücreti ile reddedilen manevi tazminat istemi yönünden belirlenen 2.475,00-TL vekalet ücretinin' şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 24/09/2019 tarih ve E:2017/1680, K:2019/4930 sayılı kararının hüküm fıkrasının 'Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.475,00-TL vekalet ücreti ile reddedilen manevi tazminat istemi yönünden belirlenen 2.475,00-TL vekalet ücretinin' şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 16/12/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın aynen onanması gerektiği oyuyla, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına ilişkin kısmına katılmıyorum.
KARŞI OY
XX- Temyiz başvurusuna konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 'Manevi tazminat davalarında ücret' başlıklı 10. maddesinin 3. fıkrasında 'Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarife'nin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur' hükmüne, 4. fıkrasında 'Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.' hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara karşı yeniden inceleme talebinde bulunulması üzerine verilen … tarih ve … sayıl kararın iptaline, bu kararlar nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük hakların iadesine ve 4.000.000,00-TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle açıldığı, Dairece davanın reddine karar verildiği, davalı idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan 2019 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tek bir vekalet ücretine hükmedildiği, manevi tazminat istemi açısından ayrı bir kalem olarak vekalet ücretine hükmedilmediği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar' başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde temyiz incelemesinde Danıştayın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi nedeniyle ayrı bir vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceğine yönelik uyuşmazlık, anılan Kanun'un 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, 'yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık' kapsamında maddi hata olarak değerlendirilebilecek bir husus değildir. Anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren 'hukuka aykırılık' kapsamında bir husustur. Bu nedenle, avukatlık ücreti hakkında da davanın esası hakkında karar vermeye yetkili ve görevli olan Danıştay Beşinci Dairesince karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, davalı idare idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Daire kararının avukatlık ücreti yönünden bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.