6. Ceza Dairesi 2015/3815 E. , 2016/992 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi (Kapatılan ....Ağır Ceza Mahkemesi)
SUÇLAR : Yağma, yağmaya kalkışma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/06/2015 tarihli kenar yazısı ile Daireye gönderilmekle; sanıklar ... ve ... savunmanı Av.... duruşma gününden usulen haberdar edildiği halde duruşmaya gelmediği ve bir mazerette bildirmediği anlaşılmakla, adı geçen sanıklar yönünden duruşmasız olarak, sanık ... yönünden duruşmalı olarak yapılan incelemede; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Hükmedilen cezanın süresine göre, duruşmalı incelenmesi olanaklı bulunmadığı için sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 421.maddeleri gereğince REDDİNE,
I-Sanıklar ... ve ... hakkında, mağdur...'a yönelik 1998 yılı Mart ayı ile 1999 yılının Kasım aylarındaki eylemleri nedeniyle yağma; sanık ... hakkında, mağdur ....na yönelik yağmaya kalkışma ve sanık ... hakkında, mağdur ... ...'a yönelik yağma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Oluş ve dosya kapsamı, mağdur ...'ın aşamalarındaki beyanlarına göre, sanıkların yağma suçunu gerçekleştirirken silah kullandıklarına ilişkin beyanlarının olmaması karşısında; eylemin silahla gerçekleştirildiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan 5237 sayılı Yasanın 149/1-a maddesine yer verilmiş ise de, birden fazla bendin ihlal edilmiş ve bunların teşdit nedeni olarak gösterilmiş olması ve sanık ... hakkında, mağdur ...'na karşı yağma eyleminden kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK'nın 149/1-(c),(d),(g) maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğunun anlaşılmasına karşın uygulama maddesinde (d) bendi yerine (a) bendinden hüküm kurulması, sonuca etkili olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-2-3.maddelerinin uygulanmasına karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, 'seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan' ibaresinin iptal edilmiş olması,
2- Sanık ... hakkında, örgüt kurmak suçundan inceleme tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin geçmiş olması, diğer sanıklar ... ve ... hakkında da, örgüt üyeliği suçundan zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle yerel mahkemece düşme kararı verildiği halde, haklarında 5237 sayılı TCK'nın 58/9.maddesi gereğince uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK'nın 53.maddenin uygulanmasına” ilişkin bölümler çıkarılarak yerlerine, 'Sanığın, kasten işlemiş olduğu
suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK'nın 53/1.maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; aynı Kanunun 53/2.maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamasına' cümlesinin yazılması ve hükümden “5237 sayılı TCK'nın 58.maddesinin uygulanmasına” ilişkin bölümlerin çıkartılması suretiyle eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık ... hakkında örgüt kurmak suçundan kurulan hükmün incelenmesinde :
Sanık ... hakkında, örgüt kurmak suçundan eylemine uyan 4422 sayılı... Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunun 1/1-2, 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2.maddelerine göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 220/1, 220/3, 66/1-d, 67/4.maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 4422 ve 765 sayılı Yasa hükümlerinin sanık yararına olması ve sanık için aynı Yasanın 102/3, 104/2.maddelerinde öngörülen 15 yıllık sürenin, son suçun işlendiği 17.05.2000 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar dolmuş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
III- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur ...'a yönelik 2000 yılının Ocak ayında yağmaya kalkışma; sanık ... hakkında, mağdur ...'na yönelik yağmaya kalkışma; sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur...'a yönelik yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık ... hakkında mağdur...'a yönelik yağma suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...'a yönelik yağmaya kalkışma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler ve sanık ... hakkında, mağdur...'a yönelik yağma suçu için kurulan hükümler yönünden duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunmalar doğrultusunda yapılan değerlendirilmede;
1- Oluş, dosya kapsamı, mağdur ...'ın aşamalardaki beyanları ve sanıkların ifadelerine göre, mağdurdan 10.000 Doları alan sanık ...'in mağdurun kişiliğini anladığı ve ondan tekrar korkutarak para alabileceklerini düşünerek durumu diğer sanık ...'ye anlattığı; iki sanığın yapmış olduğu plan çerçevesinde, ... adındaki şahsa vermiş oldukları talimatla, mağduru 18.01.2000 tarihinde bacağından vurdurarak yaraladıkları; bu olaydan sonra sanık ...'in mağduru telefon ile arayarak, “Geçmiş olsun, seni vurmuşlar” dediği; mağdurun, sanık ...'e kendisini vuranın ... olduğunu söylemediği halde, “... çok tehlikeli birisi” diyerek telefonu kapattığı; daha sonra bir akşam saat 21:00 sıralarında sanık ...'nin cep telefonundan müştekiyi arayarak, “Senin çok büyük kabahatlerin” var dediği, mağdurun “Neden vurdurdun?” diye sorduğunda, “Sen bilirsin, bir şey söylüyor musun?” diyerek telefonu kapattığı; bu konuşmalardan sonra ...'ın müştekiyi arayarak, “... ile görüştüklerini, işlerini hallettiğini, kendisi ile görüşmek istediklerini” söylediği, ancak mağdurun telefonunu kapatıp telefonu değiştirmesi nedeniyle sanıkların tekrar mağdura ulaşamaması şeklinde gelişen eylemde; her ne kadar mağdur ..18.01.2000 tarihinde sanıklar....'in planları doğrultusunda, ... tarafından ayağından vurulmuş ise de, sanıkların, mağdurdan para veya maddi bir menfaat temin etmek amacı ile mağduru ayağından yaraladıklarını bildirmemeleri karşısında, yağma suçunun plan aşamasında kaldığı, fiiliyata geçmediği görülmekle; sanıklar ..., ... ve ... hakkında, mağdur ...'a yönelik yağmaya kalkışma suçunun unsurları oluşmadığı anlaşıldığından, beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Oluş ve dosya kapsamına göre, mağdur...'nun sözde...'dan olan alacağını tahsil etmek amacı ile, diğer sanık ...'in yanında adamlarıyla birlikte mağdurun işyerine gittiği,...'a olan alacağını istediği, mağdurun bu konu ile ilgili mahkemeye başvuracağını belirtmesi üzerine, “Sen mahkemeyi bırak bu işler bizden sorulur, bu işlerde kanun biziz, bizi yorma bu işi bitirelim” dediği; daha sonra sanık ...'in sık sık müştekiyi telefonla arayarak, “Bu işi bitirelim” şeklinde konuştuğu, bir keresinde, mağdur ....,... ve ...'in, mağdur...'in avukatının bürosunda buluştukları, daha sonra diğer sanık ...'in de geldiği, sanık ...'ine, mağdura, “...'i vurdurduğunu, ölmediğini, ancak hastaneden çıkınca tekrar vuracağını ve çek senet tahsilatı yapan ... da vuracağını” söylediği; bunun üzerine mağdurun avukatı dosyaları açarak, “Mağdurun,...'a borcu olmadığını, onun tarafından mağdurun dolandırıldığını” anlattığı; sanık ...'in de 'Biz bu yola baş koyduk, biz
belimizdekine güveniriz, başka hiçbir şeye güvenmeyiz, bizim geçimimiz bu yoldandır,” dediği, mağdurun avukatı sanık .. ile iki dakika yalnız görüşüp, “20.000 Dolara anlaşabileceklerini” belirtiği ve sanık ...'in mağdura hitaben, “Allah kaza beladan korusun' diyerek sanıkların olay yerinden ayrılmaları şeklinde gelişen eylemde, yağma suçunun sanıklar tarafından, geceleyin, aynı anda ve eylem bütünlüğü içerisinde el ve işbirliğiyle hareket edilmek suretiyle işlendiği anlaşılmış ise de;
İddianamede sanık ... hakkında mağdur ...' na yönelik yağmaya kalkışma suçundan, 765 sayılı TCK.nın 65/3. maddesinin (5237 sayılı Yasanın 39.maddesinin) uygulanılması istendiği halde, 5271 sayılı CMK’nın 226.maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden, anılan madde uygulanmayarak, yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3-Oluş ve dosya kapsamına göre, 08.05.2000 günü gündüz saat:14.30 sıralarında, sanık ...'in yanında ... ve ismi tespit edilemeyen bir başka kişi ile birlikte, müşteki...'ın işyerine otomobil ile geldikleri, 'Seni Avukat ... ile görüştüreceğiz' diyerek kandırıp araca aldıkları, ..de bir kahveye götürdükleri, kahvede tuvaletin yanında bir masada oturttukları; bu sırada yaptıkları plan gereği, sanık ...'nın,...'in yanına gelerek, diğer sanıklara, “Bu işi bitirin” diyerek korkutup dışarı çıktığı; daha sonra sanıklar.. ve .. ile aralarındaki 100.000 dolarlık protokolü ...'e devir etmesini” istedikleri; bunun imkansız olduğunu söylemesine rağmen mağdura, “... olan alacağını sanık ...' e devrettiğine ilişkin bir yazı ile 50.000 dolarlık iki adet senet imzalattıkları ve '11.05.2000 günü saat: 15.00'e kadar 10.000 Dolar hazırlamasını, kendilerinin gelerek işyerinden parayı alacaklarını” söyleyip mağduru serbest bıraktıkları; mağdurun kolluk kuvvetlerine şikayetçi olduğu; 11.05.2000 günü sanık ... ve müştekinin ismini bilmediği şahsın arayarak “10.000 Dolar parayı...İş Bankasının yanında buluşarak getirmesini istedikleri, karşılığında da senetleri geri vereceğini” söyledikleri; kolluk kuvvetlerinin belirtilen yerde gerekli tertibatı aldıkları ve mağdurdan para almaya gelen sanıklar ... ve ...'in yakalanması şeklinde gelişen eylemde; sanıklar ..., ... ve ...'nın eyleminin 765 sayılı TCK.nın 499/1-2 cümlesindeki suçu oluşturduğu, bunun karşılığının 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 149/1- c,d,g 53 ve 109/2-3,b, 53 maddelerinde öngörülen yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları olduğu; sanık ...'in eyleminin 765 sayılı TCK.nın 495/1.cümlesindeki suçun karşılığı olan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 149/1-c,d,g, 35, 53.maddelerinde öngörülen yağma suçunu oluşturduğu anlaşıldığı halde,
İddianamede sanıklar ..., ..., ... hakkında, mağdur...'a yönelik yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 765 sayılı TCK.nın 499/1-2 cümle maddesi (5237 sayılı Yasanın 149/1-a,c,g, 109/2,109/3-a,b maddesinin); sanık ... hakkında mağdur...'a yönelik yağma suçundan 765 sayılı TCK.nın 499/1-2 cümle maddesinin (5237 sayılı Yasanın 149/1-a,c,g, 39/1, 35/2) uygulanılması istenmediği halde, 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden, anılan madde uygulanarak, yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
4- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve... hakkında, mağdur ...'a yönelik eylemleri nedeniyle; yüklenen yağma suçunun kanun maddesinde öngörülen cezanın alt sınırına göre, hükmün tefhim olunduğu oturumda sanıklar ... ve ...'un savunmanı bulundurulmaksızın cezalandırılmalarına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 188/1.maddelerine aykırı davranılması ve diğer sanıklar yönünden de yapılacak temyiz incelemesinin bu sanıkların eylemleriyle bağlantılı olması,
5- Kabule göre de;
a- Sanık ... hakkında, mağdur...'a yönelik yağmaya kalkışma suçundan, 5271 sayılı CMK’nın 170/3 ve 225/1.maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış dava bulunmadığı halde, bu suçtan da hükümlülüğüne karar verilmesi,
b- Mağdur ...'a yönelik yağma suçunun, sanıklar tarafından aynı anda ve eylem bütünlüğü içerisinde el ve işbirliğiyle hareket edilmek suretiyle işlendiğinin anlaşılması karşısında, bu suç için kurulan hükümde sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 37/1. maddesi yerine, aynı Yasanın 39. maddesi ile uygulama yapılması,
c- Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1-2-3.maddelerinin uygulanmasına karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, 'seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan' ibaresinin iptal edilmiş olması,
d- Sanık ... hakkında, örgüt kurmak suçundan inceleme tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin geçmesi; diğer sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında da, örgüt üyeliği suçundan zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle yerel mahkemece düşme kararı verildiği halde, haklarında 5237 sayılı TCK'nın 58/9.maddesi gereğince uygulama yapılması,
e- TC. Anayasası'nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin ... bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin, sanıklar ... ve ...'dan alınmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz dilekçelerinde ve sanık ... savunmanı Avukat ...'ın duruşmada ileri sürdüğü tüm itiraz ve savunmaları yerinde görülmemiş olduğundan, mağdur ...'a yönelik yağma suçu bakımından diğer yönleri incelenmeyen hüküm ile diğer suçlar için incelenen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanık ... hakkında mağdurlar ...'a yönelik yağma suçundan kazanılmış hakkın korunmasına, ilişkin oybirliğiyle alınan karar, 17.02.2016 gününde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ...'ın katıldığı oturumda, sanık ... savunmanının yokluğunda açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.