Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/255 E. , 2021/576 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/255
Karar No : 2021/576
TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. Özge Üge. Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİLLER (DAVALI YANINDA) : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacılar tarafından esastan, davalı idare tarafından vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yakınları müteveffa …'un Aliağa Devlet Hastanesinde geçirdiği apandisit ameliyatı sırasında batın bölgesinde yabancı cisim (sargı bezi) unutulması ve buna bağlı olarak geçirdiği enfeksiyon neticesinde 23/05/2012 tarihinde hayatını kaybetmesi olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla müteveffa …'un annesi … için 145.132,69 TL (miktar artırım dilekçesiyle artırılmak suretiyle), babası … için 84.675,03 TL (miktar artırım dilekçesiyle artırılmak suretiyle) olmak üzere toplam 239.807,72 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile annesi … için 20.000,00 TL, babası … için 20.000,00 TL, kardeşi Murat Aksoy için 10.000,00 TL, diğer kardeşi … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın ölüm olayının meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olaya ilişkin olarak …'un eşi ve çocukları tarafından olayda hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda belirtilen tespitlerin yerinde olduğu, dava konusu ölüm olayında davalı idare görevlilerinin kusurundan dolayı davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle davacı anne ... bakımından 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 23/01/2017 tarihinden, 145.132,69 TL maddi tazminatın ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 07/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, baba … bakımından 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 23/01/2017 tarihinden, 74.675,03 TL maddi tazminatın ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 07/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, ... ve …'un her biri için ayrı ayrı olmak üzere 20.000,00 TL, … ve …'un her biri için ayrı ayrı olmak üzere 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 23/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıların çocuğu-kardeşi müteveffa …'un Aliağa Devlet Hastanesinde olduğu ameliyat sonrası 23/05/2012 tarihinde vefat ettiği ve vefat tarihinden itibaren bir yıl içinde davalı idareye başvurularak hakkın yerine getirilmesinin istenmesi ve bu isteğin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava açma süresi içinde tam yargı davası açılması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 19/01/2017 tarihinde davalı idareye tazminat talebiyle başvuruda bulunulduğu, ölüm olayının üzerinden yaklaşık beş yıl geçtikten sonra yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine açılan davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın kaldırılmasına, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, davanın süresinde açıldığı, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, davalı idare tarafından, kararın vekalet ücretine ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı yanında müdahil … tarafından davanın süresinde açılmadığı, olayda hizmet kusurunun bulunmadığı belirtilerek davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmakta olup, taraflarca ve müdahil … tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların çocukları ve kardeşi … (33 yaş), … tarihinde saat … sıralarında İzmir Aliağa Devlet Hastanesi acil servisine karın ağrısı şikayeti ile başvurmuş, yapılan muayene ve tetkikler neticesinde akut apandisit ön tanısı ile acil ameliyata alınmasına karar verilerek, aynı gün saat 14:00 civarında ameliyata alınmış, … tarihinde taburcu edilmiştir.
… … tarihinde saat … sıralarında Aliağa Devlet Hastanesi acil servisine yaygın karın ağrısı şikayeti ile başvurmuş, hastada akut karın tablosu bulunduğundan ultrason, tomografi ve diğer ileri tetkiklerin yapılması amacıyla Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilmiş, … tarihinde saat … sıralarında Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde çekilen tomografide yaygın hava seviyeleri sağ alt kadranda olası yabancı cisme ait radyoopak çizgi görülerek, akut batın ön tanısı ile acil operasyona alınmış, batın eksplarasyonunda batın apendektomi lojuna uyan kısımda çekum ve ince bağırsaklara yapışık kötü koku apse ile kaplanmış kompres olduğu tespit edilmiş, kompres batından çıkartılarak gerekli müdahalelerin yapılmasından sonra batın kapatılmış ve hasta cerrahi servisine alınmıştır.
… tarihine kadar hastanın tedavisine cerrahi servisinde devam edilmiş, ateş yüksekliği devam eden hasta … tarihinde tekrar ameliyata alınmış, … tarihinde saat …'da vefat etmiştir.
Bunun üzerine …'un eşi ve çocukları tarafından …'un Aliağa Devlet Hastanesinde geçirdiği apandisit ameliyatı sırasında batın bölgesinde yabancı cisim(sargı bezi) unutulması nedeniyle geçirdiği enfeksiyon neticesinde ölümünde hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemiyle … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında dava açılmıştır. Açılan davada olayda hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle kısmen kabul, kısmen ret yönünde karar verilmiş, bu karar da temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
Daha sonra bu kez 23/01/2017 tarihli dilekçe ile müteveffa …'un anne, baba ve kardeşleri olan davacılar tarafından, …'un Aliağa Devlet Hastanesinde geçirdiği apandisit ameliyatı sırasında batın bölgesinde yabancı cisim (sargı bezi) unutulması ve buna bağlı olarak geçirdiği enfeksiyon neticesinde 23/05/2012 tarihinde hayatını kaybetmesi olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla davalı idareye başvurulmuş. Başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağandışı zararların idarece tazmini, Anayasa'nın 125. maddesi gereğidir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması' başlıklı 13. maddesinde 'İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.' hükmüne yer verilmiştir.
İdari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebiyle tam yargı davası açılabilmesi için, zarara sebep olan eylemin ve maddi olayın idariliğinin ve yol açtığı zararın kesin olarak ortaya çıkması zorunludur.
Bu itibarla; ancak, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi halinde zararın öğrenilmiş sayılacağının kabulü gerekmektedir.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir davranışı, bir tutumu veya hareketsizliği; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir. Dolayısıyla zarara sebep olan eylemin ve maddi olayın idariliği ve yol açtığı zarar bazen eylemin yapılmasıyla veya olayın gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra, değişik araştırma, inceleme ve hatta ceza yargılaması sonucu da ortaya çıkabilmektedir.
Esasen, idari eylemin tamamlandığı ve zararın tam olarak ortaya çıktığı tarih dikkate alınmadan 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde öngörülen bir ve beş yıllık sürenin hesaplanması, bazı hallerde dava açma hakkının kullanılamaması sonucunu doğuracaktır. Zararın ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldırır biçimde süre hesabı yapılmasının ise hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacıların oğlu ve kardeşi olan …'un Aliağa Devlet Hastanesinde geçirdiği apandisit ameliyatı sırasında batın bölgesinde yabancı cisim unutulması ve buna bağlı olarak geçirdiği enfeksiyon neticesinde 23/05/2012 tarihinde hayatını kaybettiği, apandisit ameliyatını gerçekleştiren doktor hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı açılan davada verilen … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı mahkumiyet kararının Yargıtay … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği görülmektedir.
Bu durumda, davacılar açısından yakınlarının ölümüne ilişkin olarak eylemin idariliği yukarıda anılan ceza yargılaması sonucunda tam olarak ortaya çıkmış ve kesinlik kazanmıştır.
Bu itibarla, 11/02/2016 tarihinde onanarak kesinleşen karardan sonra süresinde yapılan 23/01/2017 tarihli başvurunun reddi üzerine süresinde açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken ölüm olayının üzerinden yaklaşık beş yıl geçtikten sonra başvuru yapıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunamamaktadır.
Öte yandan; Bölge İdare Mahkemesince, Dairemizin bozma kararı üzerine yeniden bir karar verileceğinden, davalı idarenin vekalet ücretine yönelik temyiz istemi bu aşamada değerlendirilmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 17/02/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.