16. Ceza Dairesi 2020/7721 E. , 2021/2174 K.
I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2020 tarih ve 2020/96523 sayılı yazısı ile; Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 265/1, 265/3, 265/4, 62 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddeleri uyarınca iki kez 15 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 06/11/2014 tarihli ve 2014/103 esas, 2014/300 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 265/1. maddesi uyarınca tayin edilen 6 ay hapis cezasından, anılan Kanun’un 265/3. maddesi gereğince 1/3 oranında artırım yapılmak suretiyle 8 ay hapis cezası yerine, 9 ay hapis cezasına; aynı Kanun’un 265/4. maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılarak 12 ay hapis cezası yerine, 13 ay 15 gün hapis cezasına; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. gereğince 1/2 oranında artırım yapılması neticesinde 18 ay hapis cezası yerine, 18 ay 22 gün hapis cezasına ve 5237 sayılı Kanun’un 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması neticesinde 15 ay hapis cezası yerine, 15 ay 18 gün hapis cezasına hükmolunarak fazla ceza verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 15/10/2020 gün ve 94660652-105-56-16396-2018-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının (TMK'nın 10 maddesi ile görevli ve yetkili) 01.08.2013 tarih, 2013/568 numaralı iddianamesi ile özetle; PKK silahlı terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgüt liderinin yakalandığı tarih olan 15 Şubat tarihine yönelik olarak Siirt il merkezinde; 12.02.2013 tarihinde Çal Mahallesi Salih Erdem Caddesi üzerinde, yaşları 16-19 arasında değişen aralarında 4-5 kişinin tanınmamak için yüzlerini puşi diye tabir edilen bez parçaları ile kapattığı 10-12 kişilik bir grubun, devriye görevini ifa eden zırhlı ekipleri görmesi üzerine ara sokaklara kaçtıkları, grupta yer alan şahıslarca zırhlı araçlara yönelik taşlı saldırıda bulunulduğu; aynı eylem talimatı kapsamında 15.02.2013 tarihinde Çal Mahallesi Aydınlar Caddesinin araçların geçişine engel olacak şekilde taşlar ve çöp
konteynırları ile kapatıldığı, yaşları 15-17 arasında değişen yüzlerini puşi tabir edilen bez parçaları ile kapatan yaklaşık 15-20 kişilik grup tarafından, güvenlik güçlerine yönelik taşlı saldırıda bulunulduğu, güvenlik güçlerinin uyarılarına rağmen dağılmayan ve taşlı saldırı eylemlerine devam eden grubun müdahale edilmesi sonucunda ara sokaklara kaçarak dağıldığı; örgütün Nevruz nedeni ile verdiği eylem talimatları doğrultusunda ise 15.03.2013 tarihinde Aydınlar caddesi, Aytemi... Petrol önünde bir grup gösterici tarafından taşlar ve çöp konteynırları ile yolun trafiğe kapatıldığı ve güvenlik güçlerinin müdahalesiyle dağıldıkları, 19.03.2013 tarihinde 155 polis imdat hattına “bir ihbarda bulunmak istiyorum. Bugün öğlen saatlerinde siyah poşetlerle benzine benzeyen bolca şişe aldılar, şahıslar aralarında nevroz akşamı şimşeklere eylem yapacaklarını, bunları vuralım diye konuşuyorlardı. Bu şahıslar sürekli şimşeklere taş atıyorlar. Bu şahısların isimlerin söyleyeceğim. Şahısların isimleri ..., ..., ...,...,...,...,...,..., Alan mahallesinde tam olarak göremediğim eve, ya 24 ya 26 numaralı binanın alt katına girdiler. Çıkarken bu şahıslar ellerinde hazırladıklarını binanın içine sakladılar. ... akşamları gençleri burada topluyor ve onlara örgütsel bir şeyler anlatıyor. Bu evde şu an hazır Molotof var.” ve 19.03.2013 günü 155 polis imdat hattına ismini vermeyen erkek şahıs tarafından “bir ihbarda bulunmak istiyorum. Akşam saatlerinde yine aramıştım. Molotof kokteyl yapımı ile ilgili. Yeni bir bilgiye daha ulaştım. Molotof kokteyli için benzini ... Petrol’den almışlar” şeklinde ihbarlarda bulunulduğu, ... adresinde 20.03.2013 tarihinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, Emniyet Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan telefona 27.03.2013 tarihinde “... sayılı adreste ve bahçesinde poşetler içerisinde polislere eylem yapmak üzere hazırlanmış Molotof var.” şeklinde ihbarda bulunulduğu, ayrıca molotoflara ilişkin dinlenen Balyoz kodlu gizli tanığın; “20 mart 2013 tarihinde...poşet içerisinde 25-30 adet Molotof olduğunu ve dün hazırladıklarını söyledi. Birazdan buraya şimşek tabir edilen araçlar gelecek. Bizde onlara bu Molotofları atarak eylem gerçekleştireceğiz dediler. Ancak şimşek dedikleri araçlar gelmeyince Molotofları saklayalım. Yarın veya bir başka gün atarız dediler…” şeklinde beyanda bulunduğu, ihbarda belirtilen ... adresinde 27.03.2013 tarihinde yapılan aramada ikametin bahçesinde mavi poşetler içerisinde toplam 22 adet molotof kokteyli bulunduğu ve el konulduğu, 28.03.2013 günü ikamette yapılan aramada her bir kutu içerisinde 40 adet olmak üzere açılmamış vaziyette 2 kutu torpil bulunarak el konulduğu, 22 adet molotof kokteylinin bulunduğu adresin ...'in ikameti olduğu ve Balyoz kod isimli gizli tanığın ifadesi ile örtüşmesi üzerine yürütülen çalışmalarda, Balyoz, Sabırlı ve Sahra kod isimli gizli tanıkların beyanları doğrultusunda, örgütün gençlik yapılanması içerisinde eylem ve faaliyetlerde bulunan şahıslar tarafından 12.02.2013, 15.02.2013, 15.03.2013 ve 20.03.2013 tarihlerinde gerçekleştirilen yol kapama, güvenlik güçlerine
yönelik taşlı, molotoflu saldırı eylemlerine katıldıkları, örgüt propagandası yaptıkları, ...’ın doğum günü olan 4 Nisan tarihinde güvenlik güçlerine yönelik molotoflu saldırı eylemi hazırlığında bulundukları şüphesiyle ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in yakalandıkları, bu kapsamda sanığın;
12.02.2013 tarihinde, Balyoz kodlu gizli tanık olaya ilişkin alınan ifadesinde, Çal mahallesi Aydınlar caddesi üzerinde Şehit Osman Demir İlköğretim okulu karşısında bulunan boş arazide ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...ve ismini bilmediği birkaç kişinin toplandığını, bu şahısların bulunduğu yere şimşek olarak tabir ettikleri zırhlı araçların gelmesi ile taşlı saldırıda bulunduklarını, güvenlik güçlerinin müdahalesi ile kaçan şahısların “biji serok apo, şehit namırın, Öcalan Öcalan” şeklinde slogan attıklarını, eylemi organize eden, grubu yönlendiren ve slogan attıran şahsın ... olduğunu, ayrıca ..., ..., ..., ... isimli şahısların eylem sırasında tanınmamak için yüzlerini puşi ile kapattıklarını” beyan ettiği, buna göre 12.02.2013 tarihinde örgütün gençlik yapılanması içinde organize edilen izinsiz gösteriye, gençlik yapılanmasının bir üyesi olarak katılıp, sloganlar attığı, olay yerine gelen güvenlik güçlerine taş atarak direndiği, bu suretle terör örgütü propagandası yapmak, 2911 sayılı yasanın 32/1 ve 33/1 maddelerine muhalefet, görevli memura görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işlediği; 15.02.2013 tarihinde, Balyoz kodlu gizli tanığın beyanında, ... isimli şahsın, ...’ın yakalanarak ülkemize getirilişinin yıl dönümü olarak kabul ettikleri 15 Şubat günü..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ....., ..., ..., ... ve ismini bilmediği birkaç kişiyi Çal mahallesi Salih Erdem Caddesi ve Aydınlar caddesi kesim noktasında bulunan ... marketin önünde toplayarak eylem yapılması için konuştuğunu, eylem kararı alındıktan sonra ... ve Adil Topu isimli şahısların motosiklete binerek benzin almaya gittiğini, yaklaşık beş dakika sonra tekrar ... Marketin önüne gelerek motosikletten benzini bir kaba boşalttıklarını, benzini kovaya aktarma esnasında kovayı ...’nun tuttuğunu ve ...’in ise benzini boşalttığını, Ramazan ve Adil'in daha önceden ayarladıkları 2 adet bira ve 3 adet gazoz şişesine molotof kokteyli hazırladıklarını, Adil, Agit ve Havzullah isimli şahısların birer adet, Ramazan’ın ise iki adet hazırlanmış bu şişeleri alarak Ayyıldız İlköğretim okulunun bulunduğu sokağa girdiklerini, ismini verdiği şahıslar ile birlikte yaklaşık 14-15 kişi olduklarını ve hepsinin tanınmamak için yüzlerini puşi ile kapatmış olduklarını, şimşek tabir edilen zırhlı araçların olay yerine gelmesi ile toplanan grubun “biji serok apo, Öcalan Öcalan, kürdistan TC’ye mezar olacak, katil Erdoğan” şeklinde slogan atarak polise yönelik taşlı saldırıya geçtiklerini, çok sayıda zırhlı aracın gelmesi ile grubun mahalle aralarına dağılarak kaçtıklarını, molotofları ise kaçarken ara sokaklara attıklarını ifade ettiği, buna göre sanığın organize edilen izinsiz gösteriye, gençlik yapılanmasının bir üyesi olarak katılıp, tanınmamak için yüzünü puşiyle kapatarak terör örgütü ve örgüt
elebaşı lehine şiddet içerikli ve şiddeti özendirici sloganlar attığı, olay yerine gelen güvenlik güçlerine taş atarak direndiği, bu suretle terör örgütü propagandası yapmak, 2911 sayılı yasanın 32/1 ve 33/1 maddelerine muhalefet, görevli memura görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işlediği, Balyoz kodlu gizli tanık beyanına göre ...’in verdiği örgütsel eğitime katıldığı, terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olup, silahlı terör örgütüne üye olduğu, tüm eylemleri de doğrudan terör örgütü üyesi sıfatıyla gerçekleştirdiğinden, Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama (15/02/2013 ve 12/02/2013 tarihlerindeki eylemleri), Dağılma Sırasında Silah veya Araçlarla Mukavemet Etme (15/02/2013 ve 12/02/2013 tarihlerindeki eylemleri), Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma (28/03/2013 ve öncesi), Terör Örgütü Propagandası Yapmak (15/02/2013 ve 12/02/2013 tarihlerindeki eylemleri), Görevi Yaptırmamak İçin Direnme (15/02/2013 ve 12/02/2013 tarihlerindeki eylemleri) suçlarından, TCK'nın 314/2, TMK'nın 5/1, TCK'nın 53/1,58/9,63; 2911 sayılı Kanunun 32/1, 33/1, TCK'nın 53/1, 63 (2'şer kez) TMK'nın 7/2, TCK'nın 53/1,63 (2'şer kez) , TCK'nın 265/1-3-4, TMK'nın 5, TCK'nın 53/1,58/9,63 (2'şer kez) maddelerince cezalandırılması istenilmiştir.
Diyarbakır 7.Ağır Ceza Mahkemesinin (TMK.10. maddesi ile görevli) 2013/69 esasına kayden yürütülen kovuşturmada, 11.12.2013 tarihli duruşmada yaptığı savunmasında sanık özetle, 12 ve 15 Şubat tarihlerinde evde olduğunu beyanla atılı suçlamaları kabul etmemiştir.
Süreçte ise mahkemenin 07.03.2014 tarih 2013/69 esas 2014/85 sayılı kararı ile özetle, 06.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Kanun ile TMK'nın 10 uncu maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılmış olması ve Kanunun dosyaların bulundukları aşamadan itibaren yetkili ve görevli mahkemelere devredileceğine dair amir hükmü uyarınca yargılamaya devam edilmek üzere yetkili ve görevli Siirt Ağır Ceza Mahkemesine devredilmesine ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/103 esasına kaydedilen dosya kapsamında yapılan kovuşturmada, 19.09.2014 tarihli duruşmada iddia makamınca verilen mütalaada 15.02.2013, 28.03.2013, 12.02.2013 tarihli eylemleri nedeniyle 2911 sayılı Kanunun 32/1,33/1,3713 sayılı TMK'nın 7/2,5237 sayılı TCK'nın 265/1-3-4, TMK'nın 5, (2'şer kez) ve TCK'nın 314/2 maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilen ve süreçte tutuksuz olarak yargılanan sanık hakkında, 06.11.2014 tarihli duruşmada, yokluğunda tefhim olunan hükümle özetle; 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı TMK'nın 3-5, TCK'nın 62/1,63, 53/1-2-3, 58/9 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile, 2 kez, 2911 sayılı Kanunun 32, TCK'nın 62/1,63,53/1-2-3 maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile, 2 kez, 2911 sayılı Kanunun 33, TCK'nın 62/1, 63, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile, 2 kez, 3713 sayılı TMK'nın 7/2,TCK'nın 62/1, 63,53/1-2-3, 58/9 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile, 2 kez, 5237 sayılı TCK'nın 265/1-3-4,3713 sayılı TMK'nın 4, TCK'nın 62/1,63,58/9, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 3 kez 15 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan açıklanan hükmün ilgili kısmı şöyledir;
'1- Sanık ...'in üzerine atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği sabit olmakla eylemine uyan 5237 sayılı TCY'nın 265/1 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araç, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın amaç ve saiki dikkate alınarak takdiren 2 kez 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına
2- Sanığın üzerine atılı suçu kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyma suretiyle işlediği anlaşılmakla cezasında 5237 sayılı TCY'nın 265/3 maddesi uyarınca 1/3 oranında artırım yapılarak 2 kez 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına
3-Sanığın üzerine atılı suçu silahla işlediği anlaşılmakla cezasında 5237 sayılı TCK'nın 265/4 maddesi uyarınca 1/2 oranında artırım yapılarak 2 kez 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına
4- Sanığın üzerine atılı suçun 3713 sayılı TMK'nun 4. maddesinde sayılan suçlardan olduğu anlaşılmakla cezasında aynı kanunun 5. maddesi uyarınca 1/2 oranında artırım yapılarak 2 kez18 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
5-Cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nın 62/1 maddesi gereğince sanığın cezasında takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 3 kez 15 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına...'
Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2014 tarih 2014/103 esas 2014/300 sayılı gerekçeli kararının ilgili kısmında ise özetle, 12.02.2013 tarihinde ...'ın yakalanarak ülkeye getirilmesinin yıl dönümü olarak kutlanan 15 Şubat tarihinin yaklaşması nedeniyle geleneksel olarak eylem yapıldığı, bu eyleme hazırlık yapmak için 12 Şubat 2013 günü Siirt Aydınlar Caddesinde Aytemiz Petrolün karşısında boş bir alana 10-15 kişilik bir grubun toplandığı ve bu grubun yüzlerini puşi denen bez ile kapatarak 'Biji Serok Apo, Şehit Namırın' diyerek slogan attıkları ve polisin olay yerine gelmesi üzerine polis aracını taşladıkları ve polisin müdahalesi ile ara sokaklara kaçarak kayboldukları hususunun gizli tanık Sabırlı'nın ve gizli tanık Balyoz ve aynı zamanda soruşturma ve kovuşturma aşamasında tanık olarak dinlenen ve ilk beyanlarına itibar edilen ...'in beyanlarından anlaşıldığından, eyleminin 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1 maddeleri kapsamında kaldığı, yine 15.02.2013 tarihinde bu kez ...'ın ülkeye getirilişinin yıl dönümünü kutlamak amacıyla ... Petrolün karşısındaki boş arazide yine yüzü kapalı bir şekilde 15-20 kişilik bir grup halinde toplandıkları, burada yine Biji Serok Apo Şehit Namırın' diye slogan attıkları, olay yerine gelen polis ekiplerini taşladığı ve diğer arkadaşları ile birlikte yola çöp ve konteynır koyarak yolu kapattıkları, polisin müdahalesi ile dağıldıklarının gizli tanıklar Sabırlı ve Balyoz'un beyanlarından anlaşıldığı, tanık ...'in bahsedilen olay ile ilgili gizli tanık beyanlarını doğrular nitelikte beyanda bulunduğu anlaşılmakla eyleminin 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1 maddeleri kapsamında kaldığı, 15.02.2013, 12.02.2013 tarihlerindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 32/1, 33/1 maddesi ve bu eylemleri esnasında polise
taş atarak mukavemette bulunduğu anlaşılmakla 5237 sayılı TCK'nın 265. maddesi ve bu eylemlerde propaganda yaptığı anlaşıldığından 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmiştir.
Gerekçeli kararın, sanığın savunmasında ikameti olarak beyan ettiği adresinde 'o anda evde olmaması' nedeni ile sürekli aynı konutta birlikte oturduğunu beyan eden 'babası Ali ...'e' 14.01.2015 tarihinde tebliğ edildiğine dair tebligat mazbatası görülmüştür.
23.02.2015 tarihli kesinleşme şerhlerinde temyiz edilmediğinden 22.01.2015 tarihinde kesinleştiği belirtilen karar gereği sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin süreçte infazına başlanılmıştır.
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 27.02.2015 tarihli yazısıyla özetle, sanığın 11.09.2014 tarihinden itibaren asker olduğu, muhtemel terhis tarihinin ise 11.09.2015 tarihi olduğu, gerekçeli kararın 14.01.2015 tarihinde hükümlünün babası ...'e tebliğ edildiği, asker şahıslara yapılacak olan tebligatların 7201 sayılı Kanunun 14. maddesince kıtasında yapılması gerektiğinden tebligatın geçersiz olduğu, bu nedenle ilamın kesinleşmediği değerlendirildiğinden, hapis cezalarının infazına devam edilip edilmeyeceği hususunda karar verilmesi, mahkemesinden talep edilmiştir.
Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2014/103 esas 2014/300 karar sayılı, 27.02.2015 tarihli ek kararı ile özetle, 5275 sayılı Kanunun 98/3 maddesi gereği, sanık hakkındaki ilamların infazının durdurulmasına karar verilmiştir.
Bu kapsamda 27.02.2015 tarihli müzekkereler ile ilamat evraklarının işlemsiz olarak iade edilmesi Cumhuriyet Başsavcılığından istenilmiş ve Cumhuriyet Başsavcılığının 03.03.2015 tarihli müzekkereleri kapsamında da ilamat evrakları bila infaz mahkemesine iade edilmiştir.
Süreçte, mahkemenin 27.02.2015 tarihli müzekkeresi ile Kandıra 2. Motorlu Piyade Tabur Komutanlığından gerekçeli kararın, asker olan sanığa tebliğ edilerek tebellüğ evrakının gönderilmesi istenilmiştir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 2 inci Motorlu Piyade Taburu, 4 üncü Motorlu Piyade Bölük Komutanlığının 19.03.2015 tarihli yazısı ve eki 09.02.2015 tarihli tutanak ile 27.01.2015-02.02.2015 tarihleri arasında çıktığı kanuni izinden dönmeyen sanığın firari olduğu mahkemeye bildirilmiştir.
Bu durum üzerine mahkemece, gerekçeli karar sanığın mernis adresinde kayıtlı bulunan adresine gönderilmiş ve evde olmaması nedeni ile aynı konutta yaşadığı belirtilen, babası 'Lokman ...'e', 24.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
03.07.2015 tarihli kesinleşme şerhlerine göre temyiz edilmeyen karar 05.05.2015 tarihinde kesinleşmiştir.
Süreçte, diğer sanıklar yönünden temyiz incelemesine gönderilen dosya içeriğinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.05.2015 tarih 2015/130171 sayılı tebliğnamesinin ilgili kısımlarında ise sanık hakkında özetle;
-Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık hakkında ceza tayini sırasında hesap hatası sonucunda 15 ay hapis yerine 15 ay 18 gün olarak fazla
ceza tayini ve maddi hata sonucunda 2 kez yerine, 3 kez şeklinde cezalandırılmasına karar verilmesi yine sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ceza tayin ederken sonuçta 5 yıl 15 ay hapis yerine aleyhine ve fazla olacak şekilde 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilmesi yasaya aykırı olduğundan, hükmün CMK’nın 321 nci maddesi gereğince bozulması, ancak bu husus yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322 nci maddesi uyarınca, sonuç cezanın düzeltilmek suretiyle hükmün onanması,
-15.02.2013 ve 12.02.2013 tarihlerinde yasa dışı gösteriye katılıp 15-20 kişilik bir grup halinde 'Biji Serok Apo, Şehit Namırın' şeklinde slogan atılması nedeniyle terör örgütü propagandası yaptığından bahisle cezalandırılmış ise de belirtilen sözleri sanığın olay yerinde sarfettiği kesin ve inandırıcı delillerle ortaya konulmadığı gibi, şiddet çağrısı ve övgüsü yapmadan, sadece, 'Biji Serok Apo, Şehit Namırın' şeklinde slogan atılmasının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 26 ve Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'nin 10. maddelerinde öngörülen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ile de desteklenen ifade hürriyetinin kullanılması kapsamında kaldığı, bu şekilde düşünce açıklamasını hürriyeti bağlayıcı cezai yaptırıma bağlamak suretiyle sınırlandırmanın demokratik toplumda gerekli olma ve orantılılık ilkeleriyle bağdaşmayacağı dikkate alınmadan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
-Sanığın hangi gerekçeyle silahlı terör örgütü üyesi olduğu veya örgüt üyesi gibi davrandığı kanaatine varıldığının, gerekçeli kararda yasal ve yeterli nedenleri ve gerekçesi tartışılmadan ve gerekçesi gösterilmeden örgüt üyeliği suçundan mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı bulunduğundan hükmün CMK’nın 321'nci maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
Dairenin 11.11.2015 tarih 2015/4731 esas, 2015/4008 sayılı kararı ile özetle, yokluğunda karar verilen sanık hakkında hükmün kesinleştiğinden bahisle infaz evrakının Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi üzerine, infaz savcılığınca adı geçen sanığa gerekçeli kararın tebliğinin asker olduğu dönemde, babasına usulsüz olarak yapıldığından söz edilerek infazın durdurulup bu hususta bir karar verilmesi mahkemeden istenmesine rağmen dosyada bu yönde bir karar bulunmadığı gibi, tebligat parçasına da rastlanmadığı anlaşıldığından gerekçeli kararın sanığa tebliği ile temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesinin de eklenerek iadesinin temini için dosyanın mahalline iadesine oy birliği ile karar verilmiştir.
Sonraki süreçte ise, usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen sanık hakkındaki hükmün temyiz edilmediği belirlenerek, diğer sanıklar ..., ..., ... yönünden silahlı terör örgütü üyesi olma, sanıklar ..., ... hakkında patlayıcı madde bulundurma, sanık ... hakkında silahlı terör örgütü propagandası yapma ve 15.03.2013 tarihinde işlenen 2911 sayılı kanuna muhalefet ile görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz incelemesinde; Dairenin 07.11.2016 tarih 2016/1201 esas, 2016/5639 sayılı kararı ile özetle, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK'nın 53 maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması, sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan ceza tayin edilirken hesap hatası sonucu '15 ay hapis' yerine '15 ay, 18 gün' olarak fazla ceza tayini kanuna aykırı görülmekle hükmün bozulmasına, ancak bu hususların yeniden yargılama yapılmadan CMK'nın 322' maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükümdeki TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlarının bütünüyle çıkarılarak yerine 'Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK'nın 53. maddesinin sanıklar hakkında uygulanmasına' ibaresinin eklenmesi, sanık ... hakkında ise görevi yaptırmamak için direnme suçundan hükmedilen sonuç hapis cezasının 15 aya indirilmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin düzeltilerek onanmasına, sanık ... hakkında 15.02.2013 ve 20.03.2013 tarihlerinde işlenen patlayıcı madde bulundurma ile, 15.02.2013 ve 12.02.2013 tarihlerinde işlenen 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyizlere gelince; farklı tarihlerde imal edildiği belirlenemeyen patlayıcı maddeler nedeniyle sanık hakkında tek bir patlayıcı madde bulundurma suçundan ceza tayini gerekirken iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi, aynı örgütsel çağrı kapsamında ve yakın tarihlerde işlenen 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından tek bir ceza verilip TCK'nın 43. maddesi uyarınca uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden ayrı ayrı cezaya hükmedilmesi nedeni ile hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
Diğer sanık ... yönünden bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Siirt 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2017 tarih 2017/9 esas 2017/58 sayılı kararı ile atılı suçlardan mahkumiyetine karar verilmiştir. Yapılan temyiz incelemesi neticesinde de Dairenin 21.09.2019 tarih, 2018/3100 esas, 2019/6249 sayılı kararı ile hükümler onanmıştır.
Sanık 04.11.2019 tarihli dilekçesi ile özetle; 24.10.2019 gün ve 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun ilgili hükümleri gereğince, hakkında lehe yasa hükümlerinin uygulanarak infazının durdurulması ve tahliyesine karar verilmesini mahkemesinden talep etmiştir. Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/103 esas, 2014/300 karar sayılı 06.11.2019 tarihli ek kararı ile koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
Sanık müdafii, 02.08.2018 tarihli dilekçesi ile özetle; yargılama sürecinde müdafii yardımından yararlandırılmayan sanığın adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümde hata olduğunu ve fazla ceza tayin edildiğini, ilk beyanlarına itibar edilen tanık Havzullah'ın beyanlarına dayanarak 2911 sayılı kanunun 32/1 ve 33/1 maddeleri ve propaganda suçu kapsamında cezaya hükmedilmiş ise de örgüt üyeliği suçu ile ilgili gerekçenin belirtmediğini, tanık Havzullah'ın ise mahkemede alınan beyanında kolluk ifadesinin
kendisine ait olmadığını, okumadan imzaladığını belirttiğini ayrıca sanık hakkında beyanda bulunmadığını, gizli tanık Sabırlı'nın mahkemede verdiği beyanında belirttiği isimler arasında da sanığın adının geçmediğini, soruşturma aşamasında verdiği beyanında da sanık hakkında bir beyanda bulunmadığını, gizli tanık Balyoz'un kovuşturmada dinlenilmesinden vazgeçildiğini, soruşturma aşamasında sanığın iki eyleme katıldığını beyan etmiş ise de 12.02.2013 tarihli eylem için 7 kişinin ismini, 15.02.2018 tarihli eylem için de 11 kişinin ismini verdiği, bu verdiği isimler içerisinde sanığın adının yer almadığını, hangi eylemleri yaptığına ilişkin beyanı olmamakla sadece orda olduğunu beyan ettiğini, tanıklar Yusuf Kuruç ve Bedia Erdoğan'ın sanık hakkında beyanda bulunmadıklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, örgüt propagandası yapma suçundan TCK 58/9 hükmünün uygulanamayacağını, örgüt propagandası suçu, görevi yaptırmamak için direnme suçu ve toplantı ve gösteri yürüyüşlerine kanuna muhalefet suçlarından tek bir ceza verilip TCK'nın 43. maddesi uyarınca uygulama yapılmaması kanuna aykırı olduğundan ilamların infazının durdurularak, kesinleşen kararın Kanun yararına bozulması hususunda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne ihbarda bulunmuştur.
Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 27.11.2018 tarihli yazısı ile dosya kapsamına göre sanık müdafinin diğer kanun yararına bozma sebeplerinin yerinde görülmediği ancak; görevi yaptırmamak için direnme suçundan '2 kez' yerine '3 kez' 15 ay 18 gün hapis cezası verilerek hükümlü hakkında fazla ceza tayin edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olması ve TCK'nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması sebepleriyle kesinleşen karara yönelik kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hususunda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne ihbar ve görüşte bulunulmuştur.
III- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünde, cezanın doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususuna ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Yasal Mevzuat şöyledir.
5237 sayılı TCK'nın
Görevi yaptırmamak için direnme
Madde 265- (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin
oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun 17.07.2007 gün 145/172, 02.10.2007 gün 82/196, 10.06.2008 gün 83/166 sayılı ve 07.09.2009 tarih 2009/8-51-85 sayılı kararlarında vurgulandığı üzere yasa yararına başvurulan ve olağanüstü temyiz denilen yasa yolunda geçerli “istekle bağlılık kuralı” gereği, isteme konu edilmeyen hüküm ve hukuka aykırılıklar yasa yararına bozma konusu yapılamayacaktır. Burada aranması gereken, bizzat istem yazısında ileri sürülen aykırılık olgusu ve sebepleri ile bağlılıktır.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
PKK silahlı terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgüt liderinin yakalandığı tarih olan 15 Şubat tarihine yönelik olarak Siirt il merkezinde, 12.02.2013 tarihinde ve aynı eylem talimatı kapsamında 15.02.2013 tarihinde yapılan eylemlere katıldığının kabulü ile TCK'nın 265 maddesi gereğince görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında ceza tayin edilirken hesap hatası sonucu fazla ceza tayin edildiği anlaşılmakla, bozma isteminin kabulüne karar verilmiştir.
V-SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenler ile,
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2020 tarih ve 2020/96523 sayılı Kanun Yararına Bozma talebinin KABULÜNE,
2-Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2014 tarihli ve 2014/103 esas ve 2014/300 sayılı kararın Ceza Muhakemesi Kanunun 309/3 maddesi uyarınca sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden kurulan hükmün diğer fıkraları mahfuz kalmak üzere BOZULMASINA, aynı Kanunun 309/4-d maddesinin verdiği yetkiye istinaden hukuka aykırılığın Dairemizce giderilmesi mümkün bulunduğundan; E fıkrasının 2,3,4 ve 5. maddelerinin çıkartılarak yerine,
'2- Sanığın üzerine atılı suçu kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyma suretiyle işlediği anlaşılmakla cezasında 5237 sayılı TCY'nın 265/3 maddesi uyarınca 1/3 oranında artırım yapılarak 2 kez 8 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA
3-Sanığın üzerine atılı suçu silahla işlediği anlaşılmakla cezasında 5237 sayılı TCK'nın 265/4 maddesi uyarınca 1/2 oranında artırım yapılarak 2 kez 12 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA
4- Sanığın üzerine atılı suçun 3713 sayılı TMK'nun 4. maddesinde sayılan suçlardan olduğu anlaşılmakla cezasında aynı kanunun 5. maddesi uyarınca 1/2 oranında artırım yapılarak 2 kez 18 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA.
5-Cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nın 62/1 maddesi gereğince sanığın cezasında takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 2 kez 15 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA' ibaresinin eklenmesine, müteakip işlemlerin yapılması için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.