4. Ceza Dairesi 2020/22763 E. , 2021/9613 K.
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın beraatine dair, ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 23/03/2016 tarih ve 2015/566 esas, 2016/383 sayılı kararın katılan ... vekili tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 23/01/2019 tarih ve 2016/15496 E. - 2019/2086 K. sayılı kararıyla;
'Sanığın suç tarihinde 155 Polis İmdat hattını arayarak, temyize gelmeyen müşteki ve mağdurla birlikte, katılan ...'e hitaben gıyabında hakaret içerikli sözler söylediği, sanığın katılan ...'in gıyabında söylediği hakaret içerikli sözleri, yalnızca hattaki polis memuruna söylemesine karşın, bahse konu sözlerin ses kaydına alındığı ve 155 polis imdat hattında görevli polis memurları tarafından yargılamaya konu olayın tutanak altına alınıp bu tutanağın resmi olarak değişik aşamalarda işlem gördüğü, bu suretle olay kapsamında katılanın yokluğunda gerçekleşen hakaret suçunun TCK'nın 125/1-son cümlesinde düzenlenen, birlikte ya da dağınık en az üç kişi ile ihtilat unsurunun gerçekleştiği gözetilerek TCK’nın 125/3-a maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken sanığın beraatine karar verilmesi,' gerekçesiyle oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.
I- Yerel Mahkemenin Direnme Kararının Kapsamı
... 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10/10/2019 gün ve 2019/326 esas 2019/1045 sayılı kararında;
'Tüm dosya kapsamının incelenmesinden; 07/07/2014 tarihinde sanığın gece saat 23:10 sıralarında... Emniyet Müdürlüğü 155 Polis İmdat hattını arayarak 'bu akşam bağlanan bir araç var 55 NR 006 paşam sizin şahsınızı tenzih ederim, ... Emniyet Müdürünü, Valinin, Cumhurbaşkanının ve Başbakanın ta anasını avradını sinkaf edeyim, ben o arabayı bağlayanın ta anasını avradını sinkaf edeyim' dediği, kayıt altına alınan tutanaktan dinlenen tanık beyanlarından sanığın polis imdat hattını aradığına yönelik ikrarından anlaşılmıştır. Ancak sanığın üzerine atılı suç gıyapta hakaret suçu olup, sanığın söylediği sabit olan bu sözleri en az 3 kişiye ihtilat edecek şekilde söylemesi gerektiği anlaşıldığından ve sanığın yalnızca 155 polis imdat hattında bulunan polis memuruna hitaben bu sözü söylediği ve ihtilat unsurunun gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Bu itibarla;
Her ne kadar sanık hakkında müşteki ...'a ve katılanlar ... ve ...'a karşı kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı zincirleme hakaret suçundan TCK'nın 125/1, 125/3-a, 43/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de; yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeni ile CMK'nın 223/2-a maddesi gereğinc BERAATİNE, karar verilmiştir.
Mahkememizin 2015/566 esas, 2016/383 karar numaralı işbu hükmü; süresinde yapılan temyiz üzerine; T.C. Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin Esas No: 2016/15496, Karar No: 2019/12086 numaralı, 23/01/2019 tarihli ilamı ile; '...Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın suç tarihinde 155 Polis İmdat hattını arayarak, temyize gelmeyen müşteki ve mağdurla birlikte, katılan ...'e hitaben gıyabında hakaret içerikli sözler söylediği, sanığın katılan ...'in gıyabında söylediği hakaret içerikli sözleri, yalnızca hattaki polis memuruna söylemesine karşın, bahse konu sözlerin ses kaydına alındığı ve 155 Polis İmdat hattında görevli polis memurları tarafından yargılamaya konu olayın tutanak altına alınıp bu tutanağın resmi olarak değişik aşamalarda işlem gördüğü, bu suretle olay kapsamında katılanın yokluğunda gerçekleşen hakaret suçunun TCK'nın 125/1-son cümlesinde düzenlenen, birlikte ya da dağınık en az üç kişi ile ihtilat unsurunun gerçekleştiği gözetilerek TCK’nın 125/3-a maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken sanığın beraatine karar verilmesi,' gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; sanığın savunması, alınan beyanlar, tutanaklar, soruşturma aşamasında alınan beyanlar, nüfus ve adli sicil kayıtları, Yargıtay bozma ilamı, bozma kararına muhalif olan üye ...'ın karşı oyunun gerekçesi içeriği ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiş ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:
Mahkememizin 2015/566 esas, 2016/383 karar numaralı hükmünün bozulmasına dair; Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin 2016/15496 esas, 2019/2086 karar numaralı bozma ma kararına; 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi delaleti ile 1412 sayılı CMUK 326/3. maddesi gereğince direnilmesine, karar verilmiştir.
Bu cümleden olarak;
Her ne kadar sanık ... hakkında hakaret suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeni ile CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.' şeklindeki gerekçeyle, Dairemizin 23/01/2019 tarih ve 2016/15496 E. - 2019/2086 K. sayılı kararına direnildiği görülmektedir.
II- Hukuksal Değerlendirme
Sanığın suç tarihinde 155 Polis İmdat hattını arayarak, temyize gelmeyen müşteki ve mağdurla birlikte, katılan ...'e hitaben gıyabında hakaret içerikli sözler söylediği, sanığın katılan ...'in gıyabında söylediği hakaret içerikli sözleri, yalnızca hattaki polis memuruna söylemesine karşın, bahse konu sözlerin ses kaydına alındığı ve 155 Polis İmdat hattında görevli polis memurları tarafından yargılamaya konu olayın tutanak altına alınıp bu tutanağın resmi olarak değişik aşamalarda işlem gördüğü, bu suretle olay kapsamında katılanın yokluğunda gerçekleşen hakaret suçunun TCK'nın 125/1-son cümlesinde düzenlenen, birlikte ya da dağınık en az üç kişi ile ihtilat unsurunun gerçekleştiği gözetilerek TCK’nın 125/3-a maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği anlaşıldığından, Yerel Mahkemece sanığın beraatine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ve Yerel Mahkemenin direnme hükmünün bu yönden yerinde olmadığı değerlendirilmekle;
III- Karar
Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Dairemizin 23/01/2019 tarih ve 2016/15496 E. - 2019/2086 K. sayılı bozma kararındaki gerekçeye göre Yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, 6763 sayılı Yasa'nın 36.maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 307/3. maddesi hükmüne göre dosyanın Ceza Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 17/03/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
Karşı Oy
A- Olay: ... Cumhuriyet Başsavcılığı 12/10/2015 gün 2015/14456 sayılı iddianame ile; 07/07/2014 tarihinde mağdurlara hakaret eden İbrahim Kelekçi'nin TCK'nın 125/1, 125/3-a, 43/2, 53/1-2. maddeleri gereğince cezalandırılması için iddianame düzenlemiş. ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi yaptığı yargılama sonrası 23/03/2016 gün 2016/383 sayılı kararıyla sanığın beraatine karar vermiş, bu karar süresi içerisinde temyiz edilmiş ve Yargıtay 18. Ceza Dairesi 23/01/2019 gün 2019/2086 sayılı kararıyla oy çokluğu ile hükmün bozulmasına karar vermiştir.
... 1. Asliye Ceza Mahkemesi bozma sonrası yaptığı yargılamada 10/10/2019 gün 2019/326 esas, 2019/1045 sayılı kararı ile beraat kararında direnmiştir. Bu karar süresi içerisinde temyiz edilmiş ve Yargıtay 4. Ceza Dairesi 21/03/2021 gün ve 2021/9613 sayılı kararıyla Yerel Mahkemenin direnme kararını yerinde görmeyerek dosyanın Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesine oy çokluğuyla karar vermiştir.
Yüksek Daire'nin gönderme kararına katılmıyorum, usul ve yasaya uygun bulunan... 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10/10/2019 gün 2019/1045 karar sayılı beraat kararının onanması gerektiği kanısındayım.
B- Nedenler: Hakaret suçu TCK'nın 125. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre hakaret suçu huzurda, gıyapta veya iletilmek kastıyla işlenebilir.
a) Huzurda işlenmesinde fiilin mağdurun yüzüne karşı işlenmesi halidir. Bu durumda mağdur hakareti doğrudan öğrenmiş olur. Suçun huzurda işlenmesi mutlak fail ile mağdurun fiilin işlendiği sırada yüz yüze olmasını gerektirmez. Sanık fiili işlediği sırada mağduru hedef alan hareketlerin mağdur tarafından doğrudan duyulabileceğini, görülebileceğini biliyor ve istiyorsa, bu durumda suç huzurda işlenmiş sayılır.
b) TCK'nın 125/2. fıkrasında hakaretin ileti yoluyla işlenmesi hali düzenlenmiştir. Fiilin mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur denilmiştir. İleti yoluyla hakarette failin kullandığı vasıtalarla mağduru hedef aldığını bilmesi ve mağdur tarafından bu fiilin öğrenilebileceğinin istenmesi gerekir. Şayet ileti mağdurdan başkasına gönderilmiş ancak tesadüfen mağdur tarafından öğrenilmiş ise hakaret suçu oluşmayacaktır. Fail mağdurun öğrenmesi amacıyla hareket etmiş olmalıdır. İleti yoluyla hakaretin cezalandırılması için sanığın hakaretini mağdurun öğrenmesini isteme amacıyla hareket etmesi gerekir. Başka bir ifade ile sanığın ileti kastı ile hakaret etmesi gerekir. Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/12396 sayılı kararında sanığın iletme kastı olmaksızın mesajı başka birine gönderdiği anlaşılmakla, suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
c) TCK'nın 125/1. maddesi uyarınca gıyapta hakaret suçunun en az üç kişi ile ihtilat edilerek işlenmesi gereklidir. Belli somut bir durum ve olgunun isnat edilmesi suretiyle kişinin şeref ve saygınlığını zedelenmesi. Genel ve soyut nitelikteki söz ve davranışlarla kişinin değersizleştirilmesi, rencide edilmesi hakaret suçunu oluşturur. Hakaret suçu doğrudan kişinin birey olmaktan kaynaklanan kişilik haklarına saldırıdır. Hakaret suçu ile sosyal bir kavram olan şeref ve kişinin öz saygısı korunmaktadır.
Mağdurun yüzüne karşı hakaret ve mağduru hedef alan meyil, mektup ve benzeri yöntemlerle yapılan hakaret mağdurun yüzüne karşı işlenmiş sayılır. Mağdurun yokluğunda hakaret suçu hakaret edenin söz ve davranışlarının en az üç kişi tarafından öğrenilmesi veya algılanılması ile oluşabilir. Bu suçun unsurudur, ispat ayrı bir durumu gerektirir.
Mağdur hakaret edilen ortamda yoksa kanun hakaret fiilinin üç kişiyle ihtilat halinde işlenmesi şartını aramaktadır. Üç kişinin aynı yerde olması gerekli değildir. Önemli olan üç kişinin hakaret fiilini öğrenmesi veya algılamasıdır. Sanık en az üç kişinin bu fiili öğrenmesini isteyecek şekilde hareket etmiş olmalıdır. Sanık mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. Bu fiili muhatapların bizzat anlamaları, vakıf olmaları veya algılamaları gereklidir. Fiilin en az üç kişiyle ihtilat edilerek işlenmesi gıyapta hakaret suçunun unsurudur. Gıyapta hakaret suçunun oluşması için sanığın en az üç kişiye aynı anda veya kısa zaman dilimi içinde hakaret içeren sözlerin aynısını veya benzerini ifade etmesi gerekir.
Yasalarımızda 155 Çağrı Hattı'yla ilgili bir düzenleme olmadığı, bu hususun 112 Acil Çağrı Merkezleri'nin kuruluş, görev ve çalışma yönetmeliği ile elektronik haberleşme sektöründe Acil Yardım Çağrı Merkezlerine İlişkin Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Çağrı Merkezlerini arayıp üçüncü bir kişiye hakaret edilmesi gıyapta hakaret fiilini oluşturur. Bu telefonlarda yapılan konuşmaların dinleyen memurca duyulması ve kayıt altına alınması veya tutanağa bağlanması delil veya tespit mahiyetinde işlemlerdir.
Eylemin ilgisine göre gerekli kuruma gönderilmesi CMK'nın 158. maddesi ve 112 Acil Çağrı Yönetmelik Hükümleri'nin gereğidir.
Bu merkezlere yapılan aramaların ne tür bir usule tabii olduğu 112 Acil Çağrı Merkezi Yönetmeliği'nde düzenlenmiştir. Bu Yönetmeliğin 22. maddesine göre yapılan işlemler gizlidir ve gizliliğin ihlalinde Yönetmeliğin 23/1. fıkrası ile Adli ve İdari işlemler derhal başlatılır denilerek eylem suç olarak kabul edilmiştir.
Çağrıya konu eylem suç ise Yönetmeliğin 23/3. fıkrası ile Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmesi esası getirilmiştir.
Çağrı Merkezleri'nde konuşmanın kim tarafından dinleneceği, kayda alınacağı Yönetmelikte gösterilmiştir. 112 Acil Çağrı Yönetmeliği'ne göre görevlendirilen bir kişi konuşmada çağrı alıcısı olarak görevlendirilir, bu görevlendirilen memur karşı tarafı dinler, muhatap olur, konuşmayı kayda alır ve olayın tanığı sıfatını kazanır.
Bir kişinin duyduğu ve tespit ettiği beyanın başka kişilere aktarması ihtilat unsurunu gerçekleştirmez. Sanığın hakaret eylemini birden çok kişiye söylemesi yönünde kastının olması gerekir, sanığın birden çok kişiye hakaret eylemini söyleme kastıyla hakaret etmediği durumda eylemin genişletici yorumla hareket edilerek suç haline getirilmesi, hukuken sakıncalı durum yaratır. Sanık en az üç kişiyi arayıp bu eylemini tekrar etmediği sürece ihtilat unsurunun gerçekleşmediğini ve gıyapta hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığını kabul etmek gerekir.
Sanığın ihtilat kastı olmaksızın bir memur tarafından düzenlenen veya kayda alınan tutanağın resmi olarak değişik aşamalarda işlem görmesi, sanığın bilgisi ve isteği dahilinde değil, idarenin düzenlediği Yönetmelik Hükümleri içeriğince yapılan bir işlemdir. Sanığın bu usulü biliyor olması hukuki sonucu değiştirmez.
C- Sonuç: TCK'nın 125. maddesi ve suç ve cezada kanunilik, dar yorum ilkeleri dikkate alındığında, 112 Acil Çağrı Yönetmelik Hükümleri birlikte değerlendirildiğinde gıyapta hakaret suçunda unsur veya cezalandırma şartı olarak aranan ihtilat unsurunun bu olayda gerçekleşmediği, unsurları oluşmayan hakaret suçundan Yerel Mahkemenin beraat kararı vermesinin hukuka uygun olduğu.
Tüm bu nedenlerle beraat kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken, hükmün Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesi düşüncesine katılmıyoruz.