1. Hukuk Dairesi 2021/2811 E. , 2022/2232 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davacılar vekili ve davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl dosyada ve birleştirilen dosyalarda davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların 40 yılı aşkın süredir davacılar ve öncesinde de murislerinin zilyetliklerinde bulunduğunu, buna rağmen taşınmazların önce Hazine adına daha sonra da TOKİ adına tapuya kaydedildikerini belirterek, yapılan tescillerin iptali ile dava konusu taşınmazların davacılar adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların evveliyatının mera niteliğinde olup, Van ilinde meydana gelen deprem nedeniyle vasıflarının değiştirilerek Hazine adına tescil edildiklerini ve sonrasında TOKİ’ye devredildiklerini, bu nedenle aleyhlerine açılan davada husumet nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiği, dava konusu taşınmazların imar planı kapsamında kalıp kalmadıklarının araştırılması gerektiği, imar planı kapsamındaki yerlerin zilyetlikle edinilemeyeceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı TOKİ vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazların Van ilinde meydana gelen deprem nedeniyle Hazineden devralındığını, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda kalıcı afet konutlarına ilişkin hazırlanan ... ile Uygulama İmar planının yürürlüğe girdiğini, davacının talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, davalı idarenin taşınmazları tapuya güven ve iyi niyet ilkeleri çerçevesinde iktisap ettiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2015 tarihli ve 2012/361 E., 2015/476 K. sayılı kararıyla; asıl dosyaya konu dava ile birleştirilen 2012/362, 363, 364, 365, 366, 367, 368, 369, 370, 371, 372, 373, 374 sayılı dosyalarında açılan davaların reddine; birleştirilen 2012/497 dosyasında davanın kısmen kabulüne; Van ili Edremit ilçesi Eski Cami Mahallesi 184 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan ve teknik bilirkişiler Bahat Özçelik ile Mehmet Çoşkun'un 17/06/2014 havale tarihli raporlarında (k1) ile gösterilip 140 metrekare olan evin tapu kaydının iptali ile davacı Mehmet Ali Düztaş adına kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacı Temyizi
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazlar üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğunu, dava konusu taşınmazların mera vasfında olmadığını, dava konusu bir takım yerlerin ise tescil harici alanda kaldığını, davacılara ait 1986 tarihli arazi tahakkuk fişleri bulunduğunu, Mahkemece yapılan araştırama ve incelemenin yetersiz olduğunu belirtmiş, daha sonra davacılar ... ve arkadaşları vekilleri tarafından aynı gerekçelerle ek temyiz dilekçesi sunulmuştur.
2.2. Davalı Temyizi
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; birleştirilen 2012/497 E. sayılı dava dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, davacıların dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliklerini ispatlayamadıkları gibi, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, mera araştırması yapılmadığını ve dava konusu taşınmaz üzerine ev-ahır yapmanın imar-ihya sayılmayacağını belirtmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmaza karşı tescil davası açılamayacağını, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalı İdarenin iyi niyetli olduğunu ve tapuya güven ilkesinden yararlanması gerektiğini, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın bozulması gerektiği gibi lehlerine de nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, 'Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.'
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, 'Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. '
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, 'Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.' hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli taşınmazların yörede 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında mera olarak tespit edildiği, dava konusu 184 ada 2 (eski 282 parsel) parsel sayılı taşınmazın tespitinin 1985 yılında kesinleştiği, 184 ada 4 parselin (eski 240 parsel) tespitine itiraz edildiği ve itirazın kadastro komisyonunca 10.05.1985 tarihinde reddedilerek dava konusu taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiği, 2011 yılında yörede 3402 sayılı Kanun’un 22/a maddesi uyarınca yapılan çalışmalar sırasında taşınmazların parsel numaralarının değiştiği, dava konusu taşınmazlar mera sicilinde kayıtlı iken Van ilinde meydana gelen deprem nedeniyle 11.06.2012 tarihinde vasıflarının değiştirilerek ham toprak niteliği ile Hazine adına tescil edildikleri ve 03.10.2012 tarihinde TOKİ’ye devredildikleri, 11.10.2012 tarihinde dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede imar işlemlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
3.3.2. Davacılar vekili ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 02.11.2012 ve 26.11.2012 tarihlerinde dava açmış, dava konusu taşınmazların 40 yılı aşkın süredir davacıların ve öncesinde de babalarının zilyetliklerinde bulunduğunu beyan etmiş, Hazine ve TOKİ adına oluşturulan tapu kayıtlarının usulsüz olduğunu belirterek, TOKİ adına oluşan tapu kayıtlarının ve önceki tescilin iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.
3.3.3. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, birleştirilen 2012/497 E. sayılı dava dosyasında bilirkişi raporunda (k1) ile gösterilen taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, asıl dosyada ve birleştirilen diğer dosyalarda ise dava konusu taşınmazların mera niteliğinde olduğu, meraların zilyetlikle kazanılamayacağı, dava konusu taşınmazların zaten tescilli olduğu ve zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar lehine gerçekleşmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
3.3.4. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacılar vekilinin Mahkemeye sunduğu dava dilekçesi, yargılama sırasındaki beyanlar ve dosya arasında bulunan bilirkişi raporuna göre; 184 ada 2 parsel hakkında davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (aynı zamanda tescil harici alan ve Hazine adına kayalık vasfı ile tescilli olan 156 ada 154 parsel), ...’un kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu, 184 ada 4 parsel hakkında aynı nedene dayanarak davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ...’un talepte bulunduğu, 184 ada 8 parsel hakkında aynı nedene dayanarak ...’un ve davacı ...’un (aynı zamanda tescil harici alan ve Hazine adına kayıtlı bulunan 184 ada 11 parsel) talepte bulunduğu anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kanunu’nun 12/3. maddesine göre, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” Dosya içeriğinden 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 1985 yılında kesinleştiği ve davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından dava konusu 184 ada 4 ve 8 parseller yönünden taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarih belli değildir. Ancak; bu parseller aleyhine açılan davaların hak düşürücü süre içerisinde açıldığı düşünülse bile davacıların dava konusu ettikleri taşınmaz bölümleri 1972 yılında mera niteliği ile tespit edilmiş olup, mera siciline kayıtlıyken 2012 yılında vasıf değişikliği yapılarak ham toprak vasfı ile Hazine adına tescil edilmiş, 03.10.2012 tarihinde TOKİ’ye devredilmiştir. Dava tarihi itibariyle taşınmazlar TOKİ adına kayıtlıdır. Mahkemece yapılan 2014 tarihli keşifler neticesinde dosyaya sunulan bilirkişi raporlarına göre de taşınmaz bölümleri üzerinde 25-30 yaşlarında meyve ağaçları ve ev-ahır gibi yapılar bulunduğu bildirilmiş olup, davacılar dava konusu taşınmazlar üzerinde zilyetlikle edinim koşullarının lehlerine oluştuğunu da ispatlayamamışlardır. Hal böyle olunca Mahkemece verilen ret kararı sonucu itibari ile doğru olsa da 184 ada 2 parsel aleyhine açılan davaların davada hak düşürücü süre geçmiş olduğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Davacılar vekilinin tescil harici bırakılan taşınmaz bölümleri ile Hazine adına kayıtlı taşınmaz bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacılar vekili dava dilekçesinde, Hazine tarafından TOKİ’ye devredilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve davacılar adına tescil isteminde bulunmuştur. Her ne kadar Mahkemece yapılan keşif sonrasında davacılar ... ve ... tarafından dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin tescil harici yerde ve Hazine adına kayalık vasfı ile tescilli olan 156 ada 154 parselde, ...’un dava konusu ettiği taşınmaz bölümlerinin tescil harici yerde ve Hazine adına tescilli olan 184 ada 11 parsel sayılı taşınmazda kaldığı tespit edilmiş ise de, tescil harici bölümler ile Hazine adına tescilli bulunan taşınmaz bölümleri aleyhine davacılar tarafından usulünce açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu nedenle davacılar vekilinin bu bölümlere ilişkin temyiz itirazları da yerinde değildir.
3.3.5. Davalı TOKİ vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece 184 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer alan ve bilirkişi raporunda (k1) ile gösterilen taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 1985 yılında kesinleştiği, davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
3.3.6. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava; tapu iptali ve tescil istemi ile açılmış olmakla beraber davaya konu taşınmazlar mera olarak sınırlandırıldıktan sonra vasıf değişikliği ile idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilmiş, dava tarihinden önce de TOKİ’ye devredilmiştir. Şu halde hükmü temyiz eden Hazinenin çekişmeli taşınmazların kayıt maliki olmadığı ve aleyhine açılan dava hakkında husumet nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
1. Yukarıda (3.3.4.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile 184 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davalarda hak düşürücü süre geçmiş olduğundan davaların hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün gerekçesinin bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2. Yukarıda (3.3.5.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle davalı TOKİ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazda hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün BOZULMASINA,
3. Yukarıda (3.3.5.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, Hazine aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.