T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1054 Esas
KARAR NO : 2019/455
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/11/2017
KARAR TARİHİ : 17/04/2019
KARAR YAZIM TARİHİ :10/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı...'ın sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın 16/04/2017 tarihinde sürücünün tam kusuru ile yaralamalı ve ölümlü trafik kazasına karıştığını kaza sonrası düzenlenen tutanağa göre ehliyeti bulunmayan davalının tanık beyanlarına göre piknik alanında araç sürmeyi öğrendiği sırada geri manevra yaparken aracın hakimiyetini kaybederek yol kenarındaki ormanlık alan içerisinde yürüyüş yapan ve sırtları araca dönük olan ... ile ...'a çarptığını, kaza sonucu ...'ın vefat ettiğini, davacı....'ın ise ciddi oranda malül kaldığını, tedavisi için ciddi masraflar yapıldığını, davacılar .... ve ....'ın vefat eden ....'ın mirasçıları olduğunu, kaza nedeniyle maddi ve manevi zararlarının bulunduğunu, diğer davalılarının aracın işleten ve sürücüsü olduklarını ileri sürerek davacı .... için 10.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 3.000,00TL bakım evi masrafının faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ....'ın yaralanması nedeniyle 15.000,00TL, eşinin vefatı nedeniyle 60.000,00TL olmak üzere 75.000,00TL, ... ve ... için ayrı ayrı 70'er bin TL olmak üzere toplam 175.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 16/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ....LTD. ŞTİ. Ve....'dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı.... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracı kullanmadığını, araç sürmeyi öğrenmek gibi bir eyleminin bulunmadığını, piknik alanında sızlanan çocuğunu uyutmak amacıyla araca götürdüğünü, ancak uyumayan çocuğun müvekkilinin dalgınlığından istifade ile aracı çalıştırması, aracın ilk sert hareketi ile çocuğun müvekkilinin kucağından düşerek pedallara baskı uygulaması sonucu kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, geliri bulunmadığını, kaza sonrası davacıların tutumu nedeniyle maddi konularda uzlaşılamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı.... LTD. ŞTİ. Vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan .... plakalı aracın müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin iştigal konularından birinin de araç kiralama olduğunu, aracı 23/03/2017 tarihinde dava dışı ....'ye kiraladığını, aynı tarihte teslim edildiğini, bu nedenle müvekkilinin işleten sıfatının bulunmaması nedeniyle pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ....Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi itibariyle .... plakalı aracın ZMSS sigortasının müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunu poliçe kapsamı, limiti ve sigortalı sürücünün kusuru oranınıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava ve cevap dilekçeleri, bilirkişi raporları, hasar dosyası ve tüm dosya kapsamı vs.,
Davalı .... LTD. ŞTİ. Vekili tarafından ibraz edilen kira sözleşmesine göre, kazaya karışan aracın 23/03/2017 tarihinde 1 ay süre ile...'ye kiralandığı, kira bedelinin 1.600,00TL olarak düzenlendiği ve buna ilişkin irsaliyeli faturanın sunulduğu görülmüştür. Mahkememizce uzun süreli kiralama sözleşmesine ilişkin belgelerin yanı sıra yapılan ödemelirin de bildirilmesi istenmiş olup, davalı şirket vekilince 15/04/2019 tarihli dilekçe ekinde sunulan EFT makbuzlarının 18/05/2017 ve 28/07/2017 tarihlerini kapsadığı, ilk makbuzdaki para ... tarafından gönderildiği bu kişinin davalı....'ın eşi olduğunu, davacı vekilinin duruşmadaki beyanına göre arcın kiralanması nedeniyle sicil sahibi adına yazılan cezanın, davalının eşi tarafından ödendiğini, diğer makbuzun ise aracı kiralayan.... tarafından fatura ödemesi açıklamalı olarak 28/07/2017 tarihinde yapıldığı, faturanın neden kaynaklandığının ise açıklanmadığı görülmüştür.
İhbar olunun... vekili beyanında özetle aracı kiraladığını beyan etmiştir.
Mahkememizce kazaya ilişkin trafik kaza tutanağı, sigorta poliçesi ve ceza soruşturması evrakları getirtilmiştir.
Mahkememizce tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması için ilgili yerlere yazı yazılmış olup, manevi tazminata esas olmak üzere gelen müzekkere cevapları dosyaya konulmuştur.
Davacılar ile davalı sigorta şirketi arasında anlaşma kapsamında, davacıların maddi tazminat ödemesini almaları nedeniyle davacılar vekili, maddi tazminat davanın konusuz kaldığnı, davaya sadece sürücüler ve işleten yönünden manevi tazminat davası olarak devam edileceği, yargılama gideri ve vekalet ücreti bulunmadığını bildirmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili ise feragate bir diyeceğinin bulunmadığını yargılama gideri ile vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Ceza yargılamasının yapıldığı İstanbul ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin .... esas sayılı dosyası celb edilmiş, incelenmesinde, kaza nedeniyle davalı sürücü hakkında taksirle adam öldürme suçundan kamu davası açıldığı, mahkemece davalının suçunun sabit görülerek 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığı, istinaf isteminin, İstanbul BAM .... Ceza Dairesinin .... sayılı esasa .... karar sayılı ilamı ile istinaf isteminin red edilerek hükmün kesinleştiği görülmüştür. Ceza mahkemesinde alınan kusur raporu ve dinlenen tanık beyanlarında eylemin davalı tarafından meydana getirildği anlaşılmıştır.
Davalı işleten vekili aracın müvekkiline ait olmakla birlikte, aracın kiralanması nedeniyle müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda 2918 Sayılı Kanunun 3.Maddesi gereğince, davalının işleten sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK'nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay'ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK'nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Belirtilen ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, kira sözleşmesinin 1 aylık süre için düzenlenmesi nedeniyle uzun süreli kiralama sözleşmesi sayılamayacağı, sözleşmedeki uzama maddesinin, sonucaa etkisinin bulunmadığı, sözleşmenin 7.maddesinde sigorta ve sorumluluk hükmünün kiralama sözleşmesinni taraflara açısından bağlayıcı olduğu, sözleşme gereğince kiracının kiralama bedelini muntamazan ödemesi gerektiği, bu hususta davalı şirketçe 18/04/2017 tarihinde toplam 1.568,00TL'lik kiralama faturası düzenlediği, faturanın her zaman düzenlenmesi mümkün belgelerden olduğu, kiracı tarafından fatura borcu nedeniyle yapılan ödemenin 1.000,00TL olduğu, hangi fatura bedeli olduğu açıklanmadığı, fatura ve sözleşmenin her zaman düzenlenmesi mümkün belgelerden olduğu ve uzun süreli kiralama sözleşmesinin mali kayıtlarla doğrulanmadığı anlaşılmakla, davalının, karinenin aksini ispat edemediği ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan belge ile işletenlik sıfatının kalktığının kabulünün mümkün olmadığı gözetilerek bu davalı da manevi tazminattan sorumlu tutulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminatın tahsiline istemine ilişkindir. Davacılar ile davalı sigorta şirketinin maddi tazminat miktarının üzerinde sulh olarak bu miktarın ödenmesi nedeniyle davacıların, konusuz kalan davanın esası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesinin talep ettikleri, davanın konusuz kalması nedeniyle feragat edildiğinden, esasıyla ilgili karar vermeye yer olmadığına, dava açıldığındaki haklılık durumuna göre davacılar lehine yargılama gideri takdiri gerekirken davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinin belirtilmesi nedeniyle maddi tazminat için yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, davacılar lehine vekalet ücereti taktirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede; kazanın oluşumunda davacı ve davacıların desteğini herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kazanın tamamen davalı sürücünün kusurlu eylemleriyle meydana geldiği anlaşılmıştır. Davalı sürücünün kusurlu hareketi sonucu meydana gelen kazada davacı .... yaralandığı gibi ....'ın eşi ve diğer davacıların annesi .... ölmüştür. 6098 sayılı TBK.'nın 56. Maddesi gereğince bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde tutularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Belirtilen yasal düzenleme haksız fiilin doğurduğu sonucun ağırlığı, kazaya karışan tarafların kusur durumu ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi dikkate alındığında, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı ....'ın yaralanması nedeniyle yaralanmasının ağırlığı da dikkate alındığında TBK'nun 56/1.madde gereğince takdiren 3.000,00-TL, eşinin ölümü nedeniyle aynı maddenin 2.fıkrası gereğince takdiren 30.000 TL olmak üzere toplam 33.000,00 TL manevi tazminat ile davacı ... ve .... için 56/2 fıkra gereğince ayrı ayrı takdiren 15.000,00'er TL manevi tazminatın davalılar.... ve ....Ltd.Şti'den olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının, vaki ödeme nedeniyle konusuz kaldığı anlaşıldığından, esası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, Davacı .... yaralanması nedeniyle 3.000TL, eşinin ölmesi nedeniyle 30.000TL olmak üzere toplam 33.000TL manevi tazminatın, davacılar .... için 15.000TL, Ali için 15.000TL manevi tazminatın ayrı ayrı kaza tarihi olan 16/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar.... ve ....Ltd Şti'den tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu'na göre belirlenen 2.254,23TL ilam harcından peşin alınan 611,38TL harcın mahsubu ile bakiye 1.642,85-TL harcın davalılar.... ve .... Ltd Şti'den alınarak Hazine'ye irat kaydına,
4-Peşin alınan 611,38TL harcın davalılar.... ve .... Ltd Şti'den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 262,75-TL (Yargılama gideri ayrıntısı 'Tevzide dava açma gideri: 35,40-TL, tebligat-posta gideri: 227,35-TL)den 47,29TL'nin davalılar.... ve .... Ltd Şti'den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili için AAÜT'ne göre belirlenen manevi tazminat yönünden 3.960,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar.... ve .... Ltd Şti vekili için AAÜT'ne göre belirlenen manevi tazminat yönünden 3.960,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı ... vekili,.... vekilinin yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/04/2019Katip ....
¸e-imzalıdır
Hakim ....
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.