16. Ceza Dairesi 2020/3323 E. , 2021/3511 K.
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Sanıklar ..., ..., ... için 01.06.2016,
Sanıklar ...,..., ... için 03.08.2016,
Sanıklar ..., ..., ...,
... için 04.08.2016, Sanıklar ..., ... için 16.08.2016,
Sanıklar ...,...,
..., ... için 25.10.2016,
Sanık ... için 25.11.2016,
Sanık ... için 17.01.2017,
Sanıklar ..., ... için
25.10.2016,
Sanık ... için 28.09.2016,
Sanıklar ..., ... için
29.09.2016,
Sanık ... için 08.12.2016,
Sanık ... için 17.12.2016,
Sanık ... için 12.12.2016,
Sanık ... için 16.12.2016,
Sanık ... için 07.06.2016,
Sanık ... için 06.11.2016,
Sanık ... için 30.09.2016,
Sanık ... için 25.11.2016,
Sanık ... için 02.01.2017,
Sanık ... için 17.08.2016,
Sanık ... için 19.07.2016,
Sanık ..., ... için 08.08.2016,
Sanık ... için 02.12.2016,
Sanık ... için 01.06.2016
Hüküm : 1- Sanık ... hakkında TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun süre yönünden reddi,
2- Sanık ... hakkında TCK'nın 314/2, 221/4-2, 62, 53, 58/9, 221/5, 63 maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurunun esastan reddi,
3-Sanıklar ..., ...,
, ..., ..., ...,
..., ...'in silahlı terör örgütüne
üye olmak suçundan CMK' nun 223/2-e maddesi
uyarınca ayrı ayrı beraatlerine yönelik istinaf
başvurusunun esastan reddi,
4- Sanıklar ..., ..., ... hakkındaki Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 06.07.2018 tarih 2017/105 E.
2018/340 K. sayılı mahkumiyet hükümlerinin
kaldırılarak sanıkların CMK'nın 223/2-e maddesi
uyarınca beraatlerine,
5-Sanık ... hakkındaki Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 06.07.2018 tarih 2017/105 E. 2018/340 K. sayılı mahkumiyet hükmünün kaldırılarak sanık hakkında TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi uyarınca mahkumiyete dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
Diğer sanıklar hakkında TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi
uyarınca mahkumiyet kararlarına yönelik istinaf
başvurularının esastan reddi
Temyiz edenler : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., sanıklar müdafileri ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, Bölge Adliye Mahkemesi ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından takdiren; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin ise yasal şartları oluşmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK'nın 299. maddesi gereğince; sanık ... ve müdafiinin 23.12.2020 tarihinde tebliğ edilen kararı süresinde temyiz ettiği, ancak temyiz dilekçelerinde temyiz nedenlerini bildirmedikleri anlaşılmakla temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nın 298 . maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan CMK'nın 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı aynı Kanunun 231/12. maddesine göre itiraz kanun yolu açık olup temyizi mümkün bulunmadığından ve anılan hükümler yönünden merciince de bir karar verilmiş olduğundan temyiz incelemesine yer olmadığına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
Sanık ... yönünden, süresinde yapılmayan istinaf başvurusunun 5271 sayılı CMK'nın 279/2 maddesi gereğince reddine ilişkin verilen itiraz mercii kararı kesin olup mahiyeti itibarıyla temyiz edilemez nitelikte olduğundan aynı Kanunun 298/1 maddesi gereğince temyiz talebinin REDDİNE.
Diğer sanıklar yönünden temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., Ali Aslıyürek, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet ve beraat hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında, İlk Derece Mahkemesi kararında hükmolunan temel cezada 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince arttırım yapılırken '7 yıl 15 ay' yerine '8 yıl 3 ay' hapis cezasına hükmolunması sonuç ceza doğru tayin edildiğinden bozma nedeni yapılmamış,
5271 sayılı CMK'nın 232/2-d maddesi uyarınca gerekçeli karar başlığında belirtilmesi gereken gözaltında geçirdikleri sürelerin bir kısım sanıklar yönünden yazılmaması, silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanıklar ... ve ... için '03.08.2016', sanıklar ..., ... ve ... için '25.10.2016', sanık ... için '29.09.2016', sanık ... için '01.06.2016', sanık ... için '17.12.2016', sanık ... için '12.12.2016', sanık ... .. için '02.01.2017', sanık ... için '07.06.2016', sanık ... için 01.06.2016', sanık ... için '17.08.2016', sanık ... için '08.08.2016', sanık ... için '02.12.2016', sanıklar ..., ..., ..., ... için '04.08.2016', sanıklar ..., ..., ... için '25.10.2016', sanıklar ..., ... için '25.11.2016', sanık ... için '28.09.2016', sanık ... için '16.08.2016', sanık ... için '17.01.2017' yerine yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında '15.07.2016 ve öncesi' olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiş,
Örgütteki konumu ve faaliyetleri nazara alındığında, sanıklar ..., ... hakkında alt sınırdan daha fazla uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda
şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ..., sanıklar müdafilerinin ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet ve beraat hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
a- Sanıklar ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin kaldırılarak beraatlerine yönelik hükümlerin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Ayrıntıları Dairenin 2019/11085-2021/1786 sayılı ilamında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK'nın 303/1-a maddesi gereğince hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi, özü itibariyle uyuşmazlık hakkında maddi ve hukuki yönleri tekrar ele alınarak yeni bir karar verilmesi anlamına geldiğinden bir tür “ıslah”tır.(Yenisey İstinaf ve tekrar Kabulü sh.189,Centel/Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku sh 359) Esas itibariyle istinaf kanun yolunda aslolan bozma yerine ıslahtır. Bu şekilde ıslah olunan karar, bir bütün olarak yeni bir karar olmayıp İlk Derece Mahkemesi kararında tespit olunan maddi ve/veya hukuki meseleye ilişkin hataların düzeltilmesi sonucunda ortaya çıkan ve İlk Derece Mahkemesi kararı üzerine bina edilen kısmi bir hükümdür.(Birtek Fatih Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı, kural olarak ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen, incelenen kararda kısmi değişiklik yapılarak veya yeni bir hüküm fıkrası eklenerek verilen bir karardır.
Ancak İlk Derece Mahkemesinin hükmü mahkumiyet iken, istinaf mahkemesi duruşma açılmasına ihtiyaç duymaksızın CMK'nın 303/1-a maddesi gereğince beraat kararı verip hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine kararı vermiş ise bu kararın hüküm niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla CMK'nın 280/1-a,b,c maddesi kapsamında duruşma açılmaksızın verilen istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin kararın, maddi vakıanın belerlenmesi bakımından yeni delil ikamesini veya mevcut delillerin yeniden takdir edilmesini gerektirmeyen hallerle sınırlı olduğunun kabulü gerekmektedir. Doktrinde de, CMK'nın 280/1-a (CMK m. 303/1-a) hükmü uyarınca “olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması” gerekçesiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, bu türden durumlarda duruşma açılması ve bir öğrenme yargılaması yapılması gerekeceği görüşü savunulmaktadır.(Kaymaz Seydi Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.132, Balcı/Öztürk Ceza Yargılamasında İstinaf ve Temyiz sh 165)
Yargıtayın CMK m. 193/2 (ve CMK m. 223/9) hükmünün uygulanmasında derhal beraat kararı verilmesi) bakımından dahi “delil takdiri gereken hallerde” savunma alınmaksızın ve sanık sorguya çekilmeksizin beraat kararı verilemeyeceğini kabul ettiği nazara alındığında CMK m. 280/1-a hükmü kapsamında duruşma açılmaksızın ve delil takdiri yapılmaksızın sadece dosya üzerinden inceleme yapılarak sanığın savunması alınmaksızın mahkumiyet kararı verilebileceğini kabul etmenin ceza muhakemesinin temel ilkelerine aykırı olacağı izahtan varestedir.(Birtek Fatih Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
Şu hale göre istinaf mahkemesi, İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünü maddi vakıanın sübutu yönünden isabetli bulmakla birlikte, sübutu kabul edilen maddi vakıaya bağlanan hukuki neticenin hatalı olduğunu düşünmekte, mesala eylemin kanunda suç olarak düzenlenmediği ya da suç olmaktan çıkarıldığı kanaatinde ise incelenen hükmün bütünü kaldırılmaksızın sadece hukuki meselenin çözümüne ilişkin mahkumiyet yerine beraat kararı verebilecektir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da böyledir.
Bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının istinaf edilmesi üzerine, delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin kanıtlanamaması gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanıkların beraatine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanıklar ... ve ... için '01.06.2016', sanık ... için '29.09.2016' yerine yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında '15.07.2016 ve öncesi' olarak yazılması,
b- Sanıklar ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz talepleri yönünden;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar ..., ... ve ...'nın temyiz aşamasında 12.03.2021 tarihli dilekçelerinde yeniden ifadelerinin alınmak suretiyle etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediklerini beyan ettikleri görüldüğünden, duruşmada hazır edilerek etraflıca beyanları alınıp, verdikleri bilgilerin örgüt içerisindeki kaldıkları süre, örgütsel faaliyet ve konumlarına uygun faydalı bilgiler olup olmadığı, eldeki bilgilerle örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre haklarında 5237 sayılı TCK'nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışıldıktan sonra bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile
temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık ... '25.04.2016', sanık ... için '03.08.2016', sanık ... için '16.08.2016' yerine yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında '15.07.2016 ve öncesi' olarak yazılması,
c-Sanıklar ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
aa-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun şekilde alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşılarak bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
bb-Kabul ve uygulamaya göre de;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanık ... için '08.08.2016', sanık ... için '06.11.2016' sanık ... için '30.09.2016', yerine yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında '15.07.2016 ve öncesi' olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmekle, sanıklar ..., ... sanıklar müdafilerinin ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, tutuklu sanıklar ..., ..., ...'in üzerlerine atılı suç için öngörülen ceza miktarı,mevcut delil durumu gözetilerek tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.