20. Hukuk Dairesi 2015/8183 E. , 2015/7602 K.
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 17.08.2009 tarihli, dava dilekçesi ile, ... hudutları içerisinde bulunan 101 ada 23 parsel, ... köyü hudutları içinde bulunan 126 ada 44 ve 68 parsel sayılı taşınmazların davacının murislerinden kendilerine kaldığını belirterek davalılar adına yapılan tespitin, iptalini ve taşınmazların miras hissesi oranında adına tapuya tescilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 126 ada 68 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davasından feragat etmiştir.
Asli müdahil Maliye Hazinesi vekili müdahale dilekçesinde özetle; ... köyü 101 ada 23 parsel ile ... köyü 126 ada 44 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir .
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacı ...’in ... köyü 126 ada 68 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının feragat nedeni ile reddine, ... köyü 101 ada 23 parsel ile ... köyü 126 ada 44 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davasının esastan reddine, asli müdahil Hazinenin davasının kabulü ile ... köyü 101 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile bu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olan dava dışı 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazla birleştirilmek süretiyle meşelik vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ... köyü 126 ada 44 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile bu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olan dava dışı 114 ada 16 parsel sayılı taşınmazla birleştirilmek süretiyle ... vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacı ...'in 126 ada 68 parsel sayılı taşınmazdan feraget ettiği gerekçesi ile bu parsel açısından davanın feragat nedeni ile reddine dair hüküm kurulmuşsa da, hükmün gerekçe kısmında feragat edilen taşınmazın 128 ada 68 parsel olduğu, davacının feragat beyanında bulunduğu keşif tutanağında; keşfi yapılan taşınmazın 128 ada 68 parsel olduğu ve davacının 128 ada 68 parselden feragat ettiğinin belirtildiği, dolayısıyla dava dilekçesinde ve hüküm kısmında yazan 126 ada 68 parselin mi, yoksa keşfi yapıldığı ve keşif sırasında feragat edildiği anlaşılan 128 ada 28 parselin mi dava konusu olduğu ya da bu çelişkinin maddi bir hatadan mı kaynaklandığı anlaşılamamıştır. Dosya kapsamından, bu çelişkinin giderilmesi mümkün olmamış, mahkeme gerekçesinde de bu hususa değinilmediği gibi çelişki devam ettirilmiştir.
Bunun dışında, asli müdahil Hazinenin davasının kabulüne karar verilerek, davalılar adına olan tapu kayıtları iptal edilmişse de, bu taşınmazlar açısından da yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur.
Şöyle ki, mahkemece, dava konusu taşınmazların en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre niteliği araştırılmadan, sadece eylemli durumları ile ilgili bilgi veren ... bilirkişi raporu ile, taşınmazlarda bulunan bitki örtüsünün niteliği, üzerlerinde bulunan ağaçların dağılımı, yaşı ve cinsi, komşu taşınmazlarla karşılaştırılmak suretiyle taşınmazın niteliği konusunda bilgi vermeyen yetersiz ziraat bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ayrıca, taşınmazların eylemli durumu ile ilgili sunulan ... bilirkişi raporu kendi içerisinde çelişkiler içermekte olup, bu hali ile de hüküm kurmaya elverişli değildir. Dairemizin 29.05.2014 tarihli iade kararı üzerine alınan ... bilirkişi ek raporu da çelişkili olan bilirkişi raporunu aydınlatmaya yetmemiş, yeni çelişkilerin doğmasına sebebiyet vermiştir. Yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde; mahkemece, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanı gösterir en eski tarihli ve tespit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası ve dayanağı hava fotoğrafları bulunduğu yerden getirtilmeli, daha önce keşfe katılmamış fen, ... ve ziraat bilirkişileri eşliğinde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak taşınmazların evveliyatı ve eylemli durumu da dikkate alınmak sureti ile ... sayılan yerlerden olup olmadığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların cinsi, yaşı ve dağılımı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, keşif esnasında davacıdan feragat ettiği parsel numarası sorulmalı, taşınmazların ... sayılmayan ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile kazanılması mümkün olan taşınmazlardan olduğu belirlendiği takdirde, bu sefer adına tespit yapılan kişiler lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşulları oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de, mahkemece hüküm kurulurken, dava konusu taşınmazların, dava konusu olmayan komşu taşınmazlarla birleştirilmek sureti ile tesciline karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/09/2015 gününde oy çokluğuyla ile karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı vekili, 17.08.2009 tarihli dava dilekçesiyle; ... ili ... ilçesi ... köyü hudutları içerisinde bulunan taşınmazlardan 101 ada 23 sayılı parselin ..., 126 ada 44 ve 68 sayılı parsellerin ise ... adına tesbit ve tescil edilmiş olduğunu, oysa bu taşınmazların tarafların müşterek murisleri olan babaları İsmail Demirel'den kaldığını, dolayısıyla taşınmazda müvekkilinin de hissesinin bulunduğunu belirterek, zikredilen taşınmazların tapularının hissesi oranında iptal edilerek müvekkili adına tesciline karar verilmesi istemiyle tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Davacı asil, keşif sırasında 128 ada 68 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davasından feragat ettiğini beyan etmiştir.
Hazine vekili, 29.06.2010 havale tarihli müdahale dilekçesinde özetle; dava konusu ... köyü 101 ada 23 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bitişikteki Hazineye ait 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazla bütünlük teşkil edecek şekilde meşe, ardıç ağaçları ve çalıların bulunduğunu ve eğiminin de yüksek olduğunu belirterek, anılan parselle ilgili davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile bitişikteki Hazineye ait dava dışı 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazla birleştirilmek suretiyle veya ayrı olarak; dava konusu ... köyü 126 ada 44 parsel sayılı taşınmazın da meşe ağaçları ve çalılarla kaplı bulunup, kullanılmayan eğimli arazi olduğunu belirterek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına kayıt ve tescilini talep etmiştir .
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacı ...’in (davacı asil keşif sırasında 128 ada 68 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davasından feragat ettiğini beyan etmiş olmasına ve bu konuda herhangi bir tashih de yapılmamış olmasına rağmen) ... köyü 126 ada 68 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının feragat nedeni ile reddine, ... köyü 101 ada 23 ve ... köyü 126 ada 44 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davasının esastan reddine, asli müdahil Hazinenin davasının kabulü ile ... köyü 101 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile bu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olan dava dışı 101 ada 5 parsel sayılı taşınmazla birleştirilmek süretiyle meşelik vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ... köyü 126 ada 44 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile bu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olan dava dışı 114 ada 16 parsel sayılı taşınmazla birleştirilmek süretiyle ... vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel mahkeme hükmünün eksik inceleme ve araştırma yönünden bozulması gerektiği hususunda çoğunlukla aynı düşüncedeyim ve bu yöndeki bozmaya aynen iştirak etmekteyim.
Bbozma ilâmında, yerel mahkemece hüküm kurulurken, dava konusu taşınmazların, dava konusu olmayan komşu taşınmazlarla birleştirilmek sureti ile tesciline karar verilemeyeceğine de değinilmiştir. Bu konuda, aşağıda açıkladığın nedenlerle sayın çoğunluğun görüşüne katılamamaktayım.
Öncelikle belirtmem gerekir ki, ilâmda 'Kabule göre de' ibaresi ile başlayan ve 'mahkemece hüküm kurulurken, dava konusu taşınmazların, dava konusu olmayan komşu taşınmazlarla birleştirilmek sureti ile tesciline karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.' şeklinde biten cümleyle ifade edilen hususlar da, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.06.2015 gün ve 2014/5-44 E., 2015/1535 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, bozma kapsamına dahildir.
Taşınmazların birleştirilmesi (tevhidi) konusunda, 17/08/2013 tarihli ve 28738 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Tapu Sicili Tüzüğünün 66. ve 67. maddelerinde; taşınmazların birleştirilmesi hâlinde rehin haklarının ne olacağıyla ilgili olarak 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 859 ilâ 861. maddelerinde; imar plânı bulunan alanlarda yapılacak birleştirmeler yönünden 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 15., 16. ve 18. maddeleri ile Plânlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin (özellikle) 19. maddesinde; korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı parsellerinin, taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir edecek şekil ve surette birleştirilemeyeceğiyle ilgili olarak 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 18. maddesinde düzenlemelere yer verilmiştir. Mezkur düzenlemelerde, taşınmazların birleştirilmesi konusunda yargı mercilerince bir karar verilmesini engelleyici nitelikte herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Dairemiz uygulamasında da, daha önce dava konusu taşınmazların bitişikteki dava dışı ... parselleriyle birleştirilmek suretiyle verilen tescil kararları bozma sebebi yapılmadığı gibi eleştiri olarak dahi bu hususa değinilmemiştir. Meselâ Dairemizin 18/03/2010 tarihli ve 2010/2720 E., 2010/3463 K.- 09/05/2013 tarihli ve 2013/3310 E., 2013/5315 K. sayılı ilâmlarına konu yerel mahkeme kararlarında, dava konusu taşınmazların, bitişikteki ... parselleriyle birleştirilmek suretiyle tesciline karar verildiği ve hatta 18/03/2010 tarihli ve 2010/2720 E.,
2010/3463 K. sayılı bozma ilâmına konu yerel mahkeme kararında '...fen bilirkişi raporunda (2) ve (3) rumuzu ile gösterilip (A) ile gösterilen miktarları belirtilen taşınmazların ise ... vasfıyla gerekirse yeni bir parsel numarası verilerek veya komşu 101 ada 1 sayılı ... parseliyle birleştirilerek Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ...'şeklinde, ... yapılan taşınmaz yönünden seçenekli bir tescil kararı verilmiş olup, bu seçeneklerden birisi de ... yapılan taşınmazın 'komşu 101 ada 1 sayılı ... parseliyle birleştirilerek Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline' şeklinde karar olmasına rağmen, mezkur ilâmlarda bu hususlar bozma sebebi ve eleştiri konusu yapılmamıştır ki, kanaatimce de doğru değerlendirmede bulunulmuştur.
Öte Yandan, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan 'Bu Kanunun ;a) 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi,b) 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5.6.1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi, uygulamaları ile ... sınırları dışına çıkarılan, ancak fiilen ... olduğu ... Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerler, talep üzerine Maliye Bakanlığınca ... Genel Müdürlüğüne tahsis edilir. Tahsisi yapılan bu yerler Hazine adına tapuya ... vasfıyla tescil edilir.' şeklindeki hüküm ve yine 6831 sayılı Kanunun ve Ağaçlandırma Yönetmeliğinin ağaçlandırma sahası tahsisleri ile ilgili hükümleri ve 6831 sayılı ... Kanunu uyarınca yapılan tahsislerin 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre yeniden değerlendirilmesini öngören anılan KHK'nın geçici 1. maddesinde öngörülen düzenlemeler hep idarî işlemi işaret ettikleri hâlde, Dairenin bu konudaki uygulaması da, 'tahsislerin idarî bir işlemle yapılabileceği gibi dava yoluyla yapılabilmesine de bir engel bulunmadığı' şeklinde devam etmektedir.
Dairenin önceki uygulamaları da, taşınmazların özellikle de Dairemiz görev alanı itibarıyla ... yapılan taşınmazın dava dışı bitişikteki ... parseliyle birleştirilmesi konusunda yargı mercilerince bir karar verilebileceği yönünde olup, (yukarıda zikredilen mevzuat düzenlemelerinde, taşınmazların birleştirilmesi konusunda yargı mercilerince bir karar verilmesini engelleyici nitelikte herhangi bir hüküm de getirilmemiş olmasına rağmen), somut olayda, uzman bilirkişi raporlarında birleştirilmek suretiyle tesciline karar verilen taşınmazların birbirine sınır-bitişik ve üzerindeki bitki örtüsü itibarıyla bir bütünlük teşkil ettiklerini bildirdikleri de göz önüne alındığında, biraz önce zikredilen uygulamadan ayrılmayı gerektirecek herhangi bir neden ve mevzuat değişikliği veya bu konuda verilmiş bir içtihadı birleştirme kararı bulunmadığından ve buna bağlı olarak önceki uygulamamızın daha doğru olduğunu düşündüğümden, sayın çoğunluğun, yerel mahkemece hüküm kurulurken, dava konusu taşınmazların, dava konusu olmayan komşu taşınmazlarla birleştirilmek sureti ile tesciline karar verilemeyeceğine dair görüşüne iştirak edememekteyim. 13.01.2016