15. Ceza Dairesi 2014/5991 E. , 2016/8736 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : 1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında; Düşme
2- Sanıklar ...,
haklarında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından; beraat
3-Sanıklar ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat
4- Sanıklar ... ve ... haklarında:
a-Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK 158/1- son, 43, 52, 62 maddeleri gereğince mahkumiyet
b-Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK 204/1, 43/1, 62 maddeleri gereğince mahkumiyet
5-Sanık ... hakkında;213 sayılı Kanun 359/b-1, 5237 sayılı TCK 62 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında verilen düşme hükümleri ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,... ile nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ..., ... haklarında verilen beraat hükümleri katılan hazine vekili, sanıklar ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve sanık ... hakkında Vergi Usul Kanununa muhalefet suçlarından mahkumiyet hükümleri sanıklar ile katılan hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli kararda 158/1-(f) maddesinin unsurları bulunmadığı halde, sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
... isimli işyerini işleten sanık ... ile işçisi sanık ...’in gerçek mal hareketine dayanmayan sahte müstahsil makbuzlarını çiftçilik yapan diğer sanıklara vererek bu sanıkların Tarım Kredi Kooperatifi Müdürlüklerine ibraz etmeleri suretiyle haksız şekilde destekten yararlandıkları, bu suretle kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri ve sanık ...’ın ayrıca 213 sayılı Kanuna muhalefet ettiği iddia olunan somut olayda;
I)- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçları nedeniyle verilen düşme hükümleri yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Sanıkların hüküm tarihinden önce öldüklerinin UYAP ortamında bulunan MERNİS’ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine ilişkin hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin herhangi bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II)-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,... haklarında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyizin incelemesinde;
Sanıkların savunmalarının aksine üzerilerine atılı suçlardan mahkumiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç yönünden sanıklar hakkında gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin kanuna aykırı karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
III)-Sanıklar ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık ... hakkında 213 sayılı vergi usul kanununa muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizlerin incelenmesinde,
A) Sanıklar ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıkların temyiz dışı diğer sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nın eylemlerine iştirak ettiklerinin anlaşıldığı ve bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK'nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e) fıkrasınca, adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek, sanıklara yazılı şekilde fazla adli para cezası tayini,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “2.000 gün” ve “2.500 gün”, ”50.000 TL” ve “41.666 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak, yerine sırasıyla “500 gün”, “625 gün”,”520 gün” ve “10.400TL“ ibareleri eklenmek suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Sanık ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik suçu ve sanık ... hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
a) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
Suça konu sahte müstahsil makbuzlarının resmi belge niteliğinde olmayıp, özel belge niteliğinde olduğu, sanığın temyiz dışı diğer sanıklara sözkonusu sahte müstahsil makbuzlarını verip kullandırmak suretiyle zincirleme suretle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında; yazılı şekilde zincirleme suretle resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
b)Sanık ... hakkında, resmi belgede sahtecilik suçu ile 213 sayılı Vergi usul kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Sanık hakkında 213 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılmış dava bulunması karşısında; özel belgede sahtecilik suçu yönünden, TCK'nın 44 maddesi gereğince ayrıca ceza verilemeyeceği cihetle, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde zincirleme resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması ve 213 sayılı Kanuna muhalefet suçunda, suç tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b maddesi gereğince, alt sınırın 18 ay hapis cezası olduğu gözetilmeksizin, takdiren denilmek suretiyle, yazılı şekilde sanığa fazla hapis cezası tayini,
Kabule göre de;
Sanıklar hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş olması karşısında, kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan idare lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekâlet ücretine hükmedilmemiş olması,
Suça konu sahte makbuz ve kaşenin delil olarak dosyada muhafazası yerine, yazılı şekilde TCK'nun 54/1 maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
IV)-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyizin incelemesinde ise;
Hükümden sonra Sanık ...’ın 13/08/2016 tarihinde, sanık ...’in 09/03/2013 tarihinde,sanık ...‘ın 23/02/2016 tarihinde,sanık ...’ın 19/04/2016 tarihinde, sanık ...’in 02/05/2014 tarihinde, sanık ...’un 24/02/2015 tarihinde, sanık ... ...’nin 27/04/2016 tarihinde,sanık ...’ın 09/06/2015 tarihinde ve hükümden önce ...’ın 06/05/2012 tarihinde öldüklerinin UYAP'tan temin edilen nüfus kayıtlarından anlaşılması karşısında, haklarında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1 maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, katılan hazine vekili ile sanıklar ... ve ...’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.11.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy:
Olay:
... Şehir Merkezinde zahirecilik işi yapan sanık ...'in muhasebe kayıtları ve belgeleri üzerinde yapılan vergi incelenmesi sonucunda 2007 yılı içinde 5.298.449 kg hububat aldığı, buna karşılık 2.038.747.20 TL ödediğinin görüldüğü, oysa 2007 yılı içinde herhangi bir mal satışının bulunmadığı, sanığın herhangi bir mal alış ve satışı yapmadan komisyon karşılığında diğer sanık çiftçilere sahte olarak müstahsil makbuzu imzalattırıp verdiği, sahte olarak düzenlenen müstahsil makbuzlarının, çiftçiler tarafından, mağdur ... kooperatifine verilerek destekleme primi alınmak istendiği, ancak bu şahıslar hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından soruşturma başladıktan sonra kurum tarafından ödemelerin durdurulduğu, sanıklardan ...'in ise, sanık ...'in yanında işçi olarak çalıştığı, tanık ve sanık çifçilerin müstahsil makbuzlarını ...'ten aldıklarını beyan ettikleri, bu suretle sanıklar ... ve ...'in resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına iştirak ile VUK'nun 359.maddesine aykırılık suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ve Yüksek Yargıtay 15. Ceza Dairesi vaki temyiz üzerine sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararını onamıştır.
İHTİLAF:
... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/72-2012/91 E.K sayılı ilamının temyiz incelemesi sırasında sayın daire çoğunluğu ile ihtilafımız sanıklar ... ve ...'in, muhteva olarak sahte tanzim ettikleri müstahsil makbuzlarını, Devletten Tarımsal Destekleme Primi almak isteyen diğer sanık üreticilere komisyon karşılığı vermeleri şeklindeki eylemler sebebiyle; bu makbuzları kullanarak prim almak isteyen diğer üretici sanıkların eylemine iştiraklerinin mümkün olup olmadığı, bu sebeble 213 sayılı VUK 359/6 maddesi yanında TCK'nın 158, 204 veya 207 maddeleri gereğince mahkum edilip edilmeyecekleri hususudur.
İZAHAT:
Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 17/06/2003 gün ve 2010/10-166-90 sayılı kararın da açıklandığı üzere; bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli hareketler yaparak hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına haksız yarar sağlaması dolandırıcılık suçunun maddi unsurudur.
Öte yandan 5237 sayılı TCK'nın 37 ve 39.maddelerinde düzenlenen iştirak müessesinde; birden fazla kişinin birlikte suç işleme kararına bağlı olarak suçun icra hareketlerini gerçekleştirip, suçun kanuni tanımında yer alan fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmaları halinde söz konusu olan iştirak şekli müşterek failliktir. Müşterek faillik bilinçli ve iradi bir birliktelikle, bir suçun kanuni tanımındaki fiilin gerçekleştirilmesini gerektirmektedir.
Suçun kanuni tanımındaki fiilin gerçekleştirilmesinde işbirliği halinde hareket edilmesi sebebiyle müşterek faillik, eşdeğer sorumluluk ilkesine dayanmaktadır.
Müşterek faillikten söz edilebilmesi için iki unsurun bir arada bulunması gerekmektedir, bunlar, fiilin birlikte icrasına katkı ve birlikte suç işleme kararıdır.
Öte yandan TCK'nın 39.maddesinde düzenlenen dolayı faillikte; bir suçun bir başkasını araç olarak kullanmak suretiyle işlendiği hallerde, dolaylı faillik sözkonusudur. Suç tipini bu şekilde gerçekleştirenler, bir başkasını buna sevk ettiği ve suç tipi bakımından zorunlu olan hareketler onun planı çerçevesinde icra edildiği için sorumludurlar. Dolaylı faillikte arkadaki kişi, aracının (failin) iradesine hakim olarak bir suçun işlenme sürecini elinde tutmaktadır. (İlhan Koca TCK Genel hükümler 6. baskı sy. 430-433)
SONUÇ:
Yukarıdaki izahat ışığında;
Sanıklar sadece sahte müstahsil makbuzlarını komisyon karşılığı çiftçilere vermişler, bu makbuzu kullananlar ise kamu kurumlarının zararına hileli işlem gerçekleştirmek istemişlerdir.
Sanıkların dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarına iştirakı mümkün değildir. Çünkü sanıklar makbuzları para karşılığı satmışlardır. Artık makbuzların nerede kullanılacağı veya bundan elde edilen gelirin ne şekilde paylaşılacağı hususunda fiile hakimiyetleri bulunmamaktadır. Bu makbuzu alan çiftçiler isterlerse destekleme primini almaktan vazgeçebilirler. Vazgeçme iradesine makbuzu kesenlerin müdahalesi olabilirse, mesuliyeti de olacaktır. Aksi takdirde mesuliyet mümkün olmayacaktır. Dosya kapsamından bu iradeye hakimiyetin mümkün olmadığı görülmektedir. Diğer yandan 213 sayılı VUK'un 359.maddesine muhalefet suçu özel bir suç olup, aynı eylemden birden fazla sonuç çıkarılamaz. Öte yandan sahtecilik suçlarında içtimayı düzenleyen TCK'nın 212.maddesinin içeriği Türk Ceza Kanununda düzenlenen sahtecilik suçlarına ilişkin olup, sahte müstahsil makbuzunu komisyon karşılığı satan sanıkların, ayrıca TCK'nın kapsamında sahtecilik suçundan da cezalandırılmaları kanunun amacına aykırıdır.
Bu itibarla sanıklar ... ve ...'in sadece 213 sayılı VUK 359.maddesi gereğince cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden, ayrıca dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından mahkumiyeti kanuna aykırı bulunduğundan sayın çoğunluğun bu sanıklar hakkındaki dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından kurulan hükümleri onanması kararına muhalifiz.