13. Ceza Dairesi 2014/8646 E. , 2015/4917 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet ve beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık ...'a gerekçeli kararın tebliğine ilişkin belgede ve aynı belgenin UYAP'ta yapılan incelemesinde tebliğ tarihi okunaklı değil ise de, mahkemenin gerekçeli kararının sanığa tebliğ edilmesine ilişkin yazısının tarihinin 26/02/2013 olduğu, aynı gün tebliğ edildiği kabul edilse bile sanığın temyiz dilekçesini 04/03/2013 tarihinde verdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21 ve Tebligat Tüzüğü'nün 28.maddeleri uyarınca, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması ve yaptığı bu araştırma sonucunda muhatap ve onun adına tebligat yapılabilecek kimseler o adreste bulundukları halde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar ve ihtiyar heyeti veya meclis azasından birine veyahut zabıta amir veya memuruna imza mukabilinde teslim etmesi ve Tüzüğe ekli 2 örnek numaralı ihbarnameyi muhatabın kapısına yapıştırarak, durumu en yakın komşusundan birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerektiği gözetilerek, yokluğunda verilen gerekçeli karar sanık ...'e 08/03/2013 tarihinde Yasanın 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş ise de, muhatabın adresinde bulunmama nedeninin bilinmesi muhtemel yerlerden araştırıldığına dair bir kaydın tebliğ belgesinde yer almadığı, dolayısıyla tebliğin usulsüz yapıldığı, bu nedenle sanık ...'ün öğrenme ile hükmü süresi içerisinde temyiz ettiği anlaşılarak yapılan incelemede;
.... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün .... uzmanlık numaralı raporunda, mağdur ...'a ait işyerinde gerçekleştirilen hırsızlık olayında, işyerinde ele geçen 3 ve 4 numaralı ... ve ... marka meyve şişeleri üzerinden alınan süprüntü örneklerinin sanık ...'a ait DNA profili ile uygunluk gösterdiği, katılan ...'na ait işyerinde ele geçen 8 ve 9 numaralı sigaralar üzerinde ele geçen DNA profilinin sanık ...'ın DNA profili ile uygunluk gösterdiği, aynı işyerinden alınan ... ibaresi yazılı pet şişe üzerinden alınan süprüntü örneğinin karışık olarak sanıklar ... ve ...'ın DNA profilleri ile uygun olduğunun bildirilmesi ve Aralık ayının 21'ini 22'sine bağlayan gece, .....İşhanında ..., ... ve ... isimli yakınanların işyerlerinde hırsızlık meydana geldiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar ... ve ... hakkında adı geçen yakınanlara karşı işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırılmaları yerine beraatlerine karar verilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
A-Sanık ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
Sanık müdafiinin temyizinin beraat kararının gerekçesine yönelik olmadığı ve kararı temyiz etmesinde de hukuki yarar bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince temyiz talebinin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
B-Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ...'a karşı hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Katılan ...'ın soruşturma aşamasında, olaydan hemen sonra alınan ifadesinde; 01/12/2009 tarihinde saat 15:00’de işyerini kapattığını, 02/12/2009 tarihinde sabah 09.00 sıralarında hırsızlık olayının farkına vardığını beyan ettiğinin ve sanık ...'ın saat 05.00-06.00 sıralarında işyerine girdiklerini savunduğunun ve de suç tarihi itibarıyla güneşin doğuş ve batış saatlerine göre şüphe bulunduğundan dolayı eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulünün gerektiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar ... ve ...'a hırsızlık suçundan verilen cezanın TCK'nın 143/1. maddesi ile artırılması,
2- Sanık ... hakkında kurulan hükümde tekerrüre esas alınan .... 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2003/446 Esas, 2003/647 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan hapis cezasının 16/07/2006 tarihinde infaz edildiği ve yeni suçun ise infaz tarihinden itibaren 3 yıllık süre dolduktan sonra 02/12/2009 tarihinde işlenmiş olması sebebiyle eski hükümlülüğün TCK'nın 58/2-b maddesi gereğince tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
3-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasa'nın 108. maddesi uyarınca denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan Mahkeme'ye ait olacağı gözetilmeden, mahkumiyet hükümlerinde mükerrir olan sanık hakkında TCK.nın 58/7 maddesi gereğince 'mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına' karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
4-Kasten işlemiş oldukları suçlardan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ...'ın temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması ile teşebbüs hükmünün uygulandığı kısımdaki 1 yıl 2 ay hapis cezasının neticeten 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılması şeklinde düzeltilmek suretiyle ve sanık ... hakkında kurulan hükümlerden 5237 sayılı TCK.nın 58.maddesinin uygulanmasına ve denetim süresinin belirlenmesine ilişkin bölümün çıkarılarak yerine '5237 sayılı TCK.nın 58/6-7.maddesi gereğince sanık hakkında hükmolunan cezanın, ... 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 428-900EK sayılı kararına konu 6 ay hapis cezasına ilişkin önceki hükümlülüğü nedeni ile mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, infazdan sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına'' cümlesinin eklenmesiyle yine hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılarak, yerlerine '' TCK'nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu/soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan mahkum olduğu/oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu/soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine/tarihlerine kadar yoksun bırakılmasına/bırakılmalarına'' cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C-Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ...'a karşı işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan ile sanık ... hakkında katılan ...'na karşı hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar vermek suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelenmesine gelince ise;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; katılan ...'a karşı işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarının sanıklar ... ve ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar ... ve ...'a CMK'nın 226.maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan 5237 sayılı TCK'nın 119/1-c. maddesi uyarınca cezadan artırım yapılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Katılan ...'ın soruşturma aşamasında, olaydan hemen sonra alınan ifadesinde; 01/12/2009 tarihinde saat 15:00’de işyerini kapattığını, 02/12/2009 tarihinde sabah 09.00 sıralarında hırsızlık olayının farkına vardığını beyan ettiğinin ve sanık ...'ın saat 05.00-06.00 sıralarında işyerine girdiklerini savunduğunun ve de suç tarihi itibarıyla güneşin doğuş ve batış saatlerine göre şüphe bulunduğundan dolayı eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulünün gerektiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar ... ve ...'a işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan TCK'nın 116/2-4. maddesiyle hüküm kurulması sonucunda fazla cezaya hükmedilmesi,
3- Sanık İlyas hakkında tekerrüre esas sayılan .... 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2003/446 Esas, 2003/647 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan hapis cezasının 16/07/2006 tarihinde infaz olunduğu, yeni suçun ise infaz tarihinden itibaren 3 yıllık süre dolduktan sonra 02/12/2009 tarihinde işlenmiş olması sebebiyle eski hükümlülüğün TCK'nın 58/2-b maddesi gereğince tekerrüre esas alınamayacağının ancak, sanığın adli sicil kaydında yer
alan ... 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin .... sayılı kararına konu 6 ay hapis cezasına ilişkin önceki hükümlülüğü nedeniyle TCK'nın 58. maddesinin tatbiki gerektiğinin gözetilmemesi,
4-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasa'nın 108. maddesi uyarınca denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek olan Mahkeme'ye ait olacağı gözetilmeden, mahkumiyet hükümlerinde mükerrir olan sanık hakkında TCK.nın 58/7 maddesi gereğince 'mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına' karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
5-Kasten işlemiş oldukları suçlardan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
6-Katılan ...'na yönelik eylemlerle ilgili olarak, olay yerindeki vergi dairesi alındı makbuzu üzerinde sanık ...'ün parmak izi tespit edilmiş ise de; .... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün .... uzmanlık numaralı raporunda, katılan ...'na ait işyerinde ele geçen 8 ve 9 numaralı sigaralar üzerinde ele geçen DNA profilinin sanık .....'ın DNA profili ile uygunluk gösterdiği, aynı işyerinden alınan .... ibaresi yazılı pet şişe üzerinden alınan süprüntü örneğinin karışık olarak sanıklar ... ve ...'ın DNA profilleri ile uyumlu olduğunun bildirildiği, her ne kadar beraat kararı verilmiş ise de, suçların adı geçen sanıklar tarafından işlendiği ve katılan ...'nun 19/01/2011 tarihli mahkemeye hitaben yazdığı dilekçede, 'sanık ...'ün dava açıldıktan sonra yanına geldiğini, kendisini tanıdığını, daha önceden bir araç satımı nedeniyle sanığı tanıdığını, bu aracın satışı ile ilgili evrakta ...'ün parmak izi olabileceğini, bu sanığın suçla ilgisi bulunmadığını' ifade etmesi ve sanığın aşamalarda ısrarla suçlamaları kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, savunmasının aksine, yüklenen suçları işlediğine ilişkin, mahkumiyetine yeterli kesin inandırıcı ve hukuka uygun kanıt bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi,
7-Kabul ve uygulamaya göre de;
a-Katılan ...'nun soruşturma aşamasında olaydan hemen sonra alınan ifadesinde, 21/12/2009 tarihinde saat 17:00’de işyerini kapattığını, 22/12/2009 tarihinde sabah 07.00 sıralarında hırsızlık olayının farkına vardığını beyan ettiğinin ve sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, eylemin gece işlendiğine ilişkin kanıtların neler olduğu gösterilmeden, sanık ... hakkında hırsızlık suçundan verilen cezanın TCK'nın 143/1. maddesi ile artırılması ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçu için ise, aynı gerekçelerle anılan Yasanın 116/2-4. maddesiyle hüküm kurulması neticesi fazla ceza tayini,
b-5237 sayılı TCK.nun 51/3. maddesi gereğince tayin olunan cezanın ertelenmesi halinde 1 yıldan az ve 3 yıldan çok olmamak üzere denetim süresinin belirlenmesi ve denetim süresinin tayin olunan hapis cezası süresinden az olamayacağı ve bu sürenin belirlenmesinde kazanılmış hakkın söz konusu olamayacağı nazara alınmadan, sanık ... hakkında 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına hükmedildiği halde denetim süresinin bu süreden az olacak şekilde 1 yıl 8 ay olarak belirlenmesi,
c-Sanık ... hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan sonuç olarak 10 ay hapis cezasına hükmedildiği halde, cezanın ertelenmesine ilişkin hüküm fıkrasında '5 ay' hapis cezasının ertelendiği belirtilerek hükmün karıştırılması,
ç-İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun niteliği gereği giderilmesi gerekli somut (maddi) bir zarar bulunmadığı, sanık ...'ün kayden sabıkasız olduğu, CMK'nın 231 maddesinin 6 fıkrasının (b) bendinde yer alan ölçütün değerlendirilerek sanığın tekrar suç işlemeyeceği yolunda kanaate ulaşılarak tayin edilen cezanın ertelendiği, erteleme müessesesinden daha lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluştuğu gözetilmeden, 'katılanın zararı giderilmediğinden' şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ...'ün temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 18/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.