Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/1420 E. , 2021/1267 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/1420
Karar No : 2021/1267
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ..
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 15/01/2019 tarih ve E:2015/4530 K:2019/270 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dava, davacılar tarafından 10/08/2012 tarihinde Hakkari ili Yüksekova ilçesinde …'in inşaatta çalıştığı sırada meydana gelen toplumsal olaylar nedeniyle polisin gösteri halindeki gruba müdahalesi sırasında kullanmış olduğu biber gazı kurşununun gözüne isabet etmesi sonucu meydana gelen maddi ve manevi zararının tazmini istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile … için iş gücü kaybı nedeniyle 5.000,00 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi, eşi … için 50.000,00 TL manevi, üç çocuğunun her biri için 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 205.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, tazminat taleplerinin zımnen reddine ilişkin işlemin iptali yönünden talebin incelenmeksizin reddine, tazminat istemi yönünden ise; dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek maddi zarar yönünden rapor aldırıldığı, bilirkişi tarafından 238.081,04 TL olarak iş gücü kaybı maddi zararı hesaplanmış ise de bilirkişi raporunun davacıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen herhangi bir miktar arttırım talebinin Mahkemeye sunulmadığı, dolayısıyla taleple bağlılık kuralı gereğince davacı … için 5.000,00 TL maddi tazminatın zararın meydana gelmesinde hizmet kusuru bulunan davalı idarece davacı …’e ödenmesi gerektiği, davacıların manevi zararın tazminat istemine gelince, olayın vuku buluş şekli ve davacıların bundan sonraki yaşamları üzerindeki neticeleri, bu nedenle duydukları elem ve ızdırabın karşılığı olarak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde … için için 40.000,00 TL, eşi … için 20.000,00 TL ve çocuklarının her biri için 10.000,00 TL olmak üzere, toplam 90.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davacıların 5.000,00 TL maddi tazminat talebi ile 90.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 95.000,00 TL talebinin kabulüne, manevi tazminatın fazlaya ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddine, kabul edilen toplam 95.000,00 TL miktarın davalı idarece başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Tarafların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME
TALEP EDENLERİN_İDDİALARI :
1- Davacılar tarafından, kolluk tutanakları da dikkate alındığında davacı …'in inşaat işinde çalışan kalıp ustası olduğunun anlaşıldığı, davacının gelirinin asgari ücret üzerinden hesaplandığı, gelir tespiti için ek rapor alınması gerektiği yönünde bilirkişi raporuna itiraz ettikleri, rapora itirazın sonucuna göre ıslah hakkını kullanacaklarını belirtmelerine rağmen, Mahkemece itiraz hususunun karara bağlanmadığı, ıslah hakkının engellendiği, dava bedelinin ıslah edildiği, bu hususta karar verilmek üzere kararın bozulması gerektiği, manevi tazminatın da düşük olduğu ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesinin gerekçeli kararında davacının gözünün gaz kapsülünden mi yoksa farklı bir cisimden mi yaralandığının tam olarak belirlenemediği, yaralama eyleminin 3. kişilerin kusurlu hareketi sonucu meydana gelmiş olabileceği, yaralama eyleminin sorumlusunun yapılacak tahkikatla belirleneceği, buna göre idarenin sosyal risk mi yoksa kusur sorumluluğu ilkesine göre mi sorumluluğu olduğunun belirlenmesi gerektiği, meslekte kazanma gücünün tespitinde görevli kurumun Adli Tıp Kurumu olduğu, idarenin eyleminin görev sınırında kaldığı tespit edilirse manevi tazminata hükmedilemeyeceği, manevi tazminatın yüksek olduğu ileri sürülmüştür.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı …'in karar düzeltme isteminin kabulü, davalı idarenin karar düzeltme isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, davacılar tarafından 10/08/2012 tarihinde Hakkari İli Yüksekova ilçesinde …'in inşaatta çalıştığı sırada meydana gelen toplumsal olaylar nedeniyle polisin gösteri halindeki gruba müdahalesi sırasında kullanmış olduğu biber gazı kurşununun gözüne isabet etmesi sonucu meydana gelen maddi ve manevi zararının tazmini istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile … için iş gücü kaybı nedeniyle 5.000,00 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi, eşi … için 50.000,00 TL manevi, üç çocuğunun her biri için 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 205.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasında; 'Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler. (EK Cümle: 11/04/2013 - 6459/4 md.) Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir' hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanunu'nun geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında ise; 'bu Kanunun 16'ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.' hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın dilekçelerde gösterileceği; 15. maddesinde ise, 3. maddeye aykırı düzenlenen dava dilekçesinin reddedileceği belirtilmiş; ancak, tam yargı davalarında dilekçede gösterilen uyuşmazlık konusu miktarın artırılmasını yasaklayan bir hükme yer verilmemiştir.
2577 sayılı Kanunda yer almamasına karşılık, Danıştay içtihatları ile istemle bağlı olma kuralı uygulanarak, tam yargı davalarında dilekçede gösterilen uyuşmazlık konusu miktarın artırılamayacağı kabul edilmiştir. Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralına ilişkin Danıştayın bu içtihadının, hak arama özgürlüğünün kullanımına ve adil yargılama hakkına engel oluşturduğu ileri sürülerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulmuş ve adı geçen Mahkemece ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Tarafların Manevi Tazminata İlişkin Karar Düzeltme İstemlerinin İncelenmesi :
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir.
İdare Mahkemesi kararının manevi tazminatın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki kısmının onanmasına dair karara karşı taraflarca sunulan kararın düzeltilmesi dilekçelerinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, mahkeme kararının manevi tazminata ilişkin kısmının onanmasına dair kararın düzeltilmesi istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tarafların Maddi Tazminata İlişkin Karar Düzeltme İstemlerinin İncelenmesi :
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile ''Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir'' cümlesi, aynı Kanun'un 5. maddesi ile de 2577 sayılı Kanun'a Geçici 7. madde olarak ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.'' cümlesi eklenmiştir.
Nitekim, 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (Tasarının 3. maddesi) gerekçesinde, ''AİHM, devletin sorumluluğuna ilişkin tazminat davalarında, davacıların yargılamanın yavaş işlemesinden doğan zararlarını ortadan kaldıracak yeterli bir çözüm bulunmadığı yönünde ülkemiz aleyhinde ihlal kararları vermektedir. Düzenlemeyle, idarî yargıda açılan tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılama hakkının ihlali olarak kabul edilmesi sebebiyle, nihai karar verilinceye kadar ıslah suretiyle talep edilen tazminat miktarını arttırma hakkı tanınmaktadır.'' ifadesine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda, 6459 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin artırılmasına olanak tanınmıştır. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, yasal değişiklikle ilgililerin uğramış olduğu zararın, dava dilekçesinde gösterilen zarar miktarından fazla olmasına karşın, davacı veya davacıların dava dilekçesinde gösterdikleri zarar miktarını artırmalarına yönelik taleplerinin mahkemelerce kabul edilmeyerek istemle bağlı kalma kuralını uygulayarak dava dilekçesinde gösterilen zarar tutarı kadar tazminata hükmetmelerinden doğan hak kayıplarının giderilmesi amaçlanmıştır. Bir başka ifade ile mahkemelerce istemle bağlı olma kuralı uygulanmak suretiyle verilen kararlara karşı taraflardan herhangi birinin kanun yoluna başvurmuş olması şartıyla davacı veya davacıların artırılan miktara isabet eden harcı ödemek suretiyle kararı veren Mahkemeye verecekleri dilekçe ile bir defaya mahsus olmak üzere dava dilekçesinde gösterilen miktarı artırmaları mümkündür.
Bakılan uyuşmazlıkta, davanın 16/07/2013 tarihinde açıldığı, bu tarihte miktar arttırımına ilişkin hükümlerin yürürlükte olduğu, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun davacıya 29/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, diğer yandan; davacıların 12/05/2015 tarihli itiraz dilekçesi ile bilirkişi raporuna itiraz ettikleri, söz konusu dilekçede, davacının mesleğine göre ilgili odadan veya meslek kuruluşundan gelirin sorularak buna göre ek rapor alınması gerektiğinin belirtildiği, ancak Mahkemece bu itiraz karşılanmadan ve davacıların ek rapor sonrası miktar arttırım hakkını kullanması sağlanmadan karar verildiği, bilirkişi raporu sonucunda hesaplanan maddi zararın 238.081,04 TL olduğu, davacının dava dilekçesinde 5.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu, Mahkemenin taleple bağlı kalarak 5.000,00 TL maddi tazminatın ödenmesine hükmettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun davacıya tebliğ edildiği ve davacının söz konusu bilirkişi raporuna itiraz ettiği görülmekte olup, İdare Mahkemesince davacının itiraz dilekçesinde iddia ettiği hususların değerlendirilmesi suretiyle davacının itirazının sonucu (kabul edilip-edilmediği) ile davacının miktar arttırımında bulunup bulunmayacağının davacıya bildirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak maddi tazminat istemi hakkında karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesince davacının bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazın değerlendirilmesi ve davacının itirazının kabulü halinde ek bilirkişi raporu ve/veya yeniden bilirkişi raporu almak suretiyle karar verilmesi veyahut davacının itirazının reddi ile davacının miktar arttırımında bulunup-bulunmayacağı noktasında gerekli bildirim yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek verilen kararın maddi tazminata ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddine, davacıların manevi tazminata yönelik karar düzeltme isteminin reddine, davacılardan …'in maddi tazminata yönelik karar düzeltme isteminin ise kabulüne, Dairemizin 15/01/2019 tarih ve E:2015/4530, K:2019/270 sayılı kararının maddi tazminatın onanmasına ilişkin kısmının kaldırılmasına,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 18/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.