10. Ceza Dairesi 2021/19866 E. , 2022/6436 K.
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Sivas Çocuk Mahkemesinin 04/06/2018 tarihli ve 2017/137 esas, 2018/96 sayılı kararı ile Sivas Çocuk Mahkemesinin 09/06/2021 tarihli ve 2021/5 esas, 2021/163 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 24/11/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 10/12/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 27/01/2017 tarihli ve 2017/1166 soruşturma, 2017/7 sayılı karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 03/02/2017 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, 02/05/2017 tarihinde tedbirin infazı için Sivas Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Sivas Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, infaz işlemleri devam ederken şüphelinin 09/02/2017 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine erteleme kararının kaldırılarak, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının 01/06/2017 tarihli ve 2017/1166 soruşturma, 2017/1606 esas, 2017/78 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Sivas Çocuk Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- Sivas Çocuk Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 04/06/2018 tarihli ve 2017/137 esas, 2018/96 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 12/06/2018 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
4- Sanığın denetim süresi içerisinde 10/12/2020 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, Sivas 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/12/2020 tarihli ve 2020/832 esas, 2020/834 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine;
Sivas Çocuk Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 09/06/2021 tarihli ve 2021/5 esas, 2021/163 sayılı kararı ile; denetim süresi içinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu olmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/01/2017 tarihli ve 2017/1166 soruşturma, 2017/7 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresinde aynı nitelikte suç işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Sivas Çocuk Mahkemesinin 04/06/2018 tarihli ve 2017/137 esas, 2018/96 sayılı kararının 12/06/2018 tarihinde kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı bir suçtan mahkum olduğunun ihbar edilesi üzerine yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına yer olmadığına ilişkin Sivas Çocuk Mahkemesinin 09/06/2021 tarihli ve 2021/5 esas, 2021/163 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1- Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5427 esas, 2019/8638 karar sayılı ve aynı Dairenin 05/10/2020 tarihli ve 2020/3684 esas, 2020/4900 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar 03/02/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi sebebiyle, Sivas Çocuk Mahkemesinin 04/06/2018 tarihli ve 2017/137 esas, 2018/96 sayılı kararında,
Kabule göre;
2- Sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği denetim süresi içerisinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine mahkemesince ihlale konu suçun uyuşturucu madde kullanmak suçu olması gerektiğinden bahisle hükmün açıklanmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen kararlarda ihlale konu suçun uyuşturucu madde kullanmak suçu
olması gerektiği ancak somut dosya kapsamında mahkemesince genel hükümler uyarınca 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesine göre takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, hükmün açıklanması koşullarının da genel hükümlere tabi olduğu anlaşıldığından mahkemesince hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle, Sivas Çocuk Mahkemesinin 09/06/2021 tarihli ve 2021/5 esas, 2021/163 sayılı kararında, isabet görülmemiştir.” denilerek Sivas Çocuk Mahkemesinin 04/06/2018 tarihli ve 2017/137 esas, 2018/96 sayılı kararı ile Sivas Çocuk Mahkemesinin 09/06/2021 tarihli ve 2021/5 esas, 2021/163 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 10/12/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/01/2017 tarihli ve 2017/1166 soruşturma, 2017/7 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın verildiği, şüphelinin 09/02/2017 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği gerekçesiyle Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının 01/06/2017 tarihli iddianamesi ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda Sivas Çocuk Mahkemesinin 04/06/2018 tarihli ve 2017/137 esas, 2018/96 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 12/06/2018 tarihinde kesinleşmesinden sonra, 10/12/2020 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkum olduğunun ihbar edilesi üzerine yapılan yargılama sonucunda Sivas Çocuk Mahkemesinin 09/06/2021 tarihli ve 2021/5 esas, 2021/163 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre;
1- Şüpheli hakkında verilen 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40.maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2.maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden sözedilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatlar hukuki sonuç doğurmayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı,
2-7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda kamu davasının
açılmasının ertelenmesi kararının sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğ edildiği, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle kamu davasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın doğrudan sanığın MERNIS adresine tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, erteleme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmediği,
3- Şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye 03/02/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, karara yaşı küçük şüphelinin ve dolayısıyla şüpheliye soruşturma aşamasında CMK’nın 150/2.maddesi uyarınca atanan zorunlu müdafiinin de itiraz hakkının bulunduğu, itiraz hakkının kullanılabilmesi için yaşı küçük şüpheliyi “temsilen” zorunlu müdafiine de ilgili kararın tebliğ edilmesi gerektiği, karar kendisini temsil eden zorunlu müdafiine tebliğ edilmeden kesinleşmeyeceğinden ve hukuki sonuç doğurmayacağından şüphelinin TCK’nın 191/4.fıkrası uyarınca erteleme süresi zarfında tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden de sözedilemeyeceği,
Kabule göre de;
4- Şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye 03/02/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüpheli yanıltılmış ve karar usulsüz olarak tebliğ edilmiş olmakla birlikte, tebliğ tarihinden itibaren kararda belirtilen 7 günlük itiraz süresi dolmadan 09/02/2017 tarihli suçu işlediğinden 09/02/2017 tarihli suçun erteleme süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği, erteleme kararının ihlal edilmesi sözkonusu olmadığından kovuşturma şartının gerçekleşmediği, mahkemece bu nedenle de durma kararı verilmesi gerekeceği,
5- Sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresi içerisinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine mahkemesince ihlale konu suçun uyuşturucu madde kullanmak suçu olması gerektiğinden hükmün açıklanmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen kararlarda ihlale konu suçun uyuşturucu madde kullanmak suçu olması gerektiği ancak somut dosya kapsamında mahkemesince genel hükümler uyarınca 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesine göre takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, hükmün açıklanması koşullarının da genel hükümlere tabi olduğu anlaşıldığından mahkemesince hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerektiği,
Anlaşıldığından; mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte şüpheliye ve zorunlu müdafiine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; mahkemece, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye ve zorunlu müdafiine kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Sivas Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiğinden, Sivas Çocuk Mahkemesinin 04/06/2018 tarihli ve 2017/137 esas, 2018/96 sayılı kararı ile Sivas Çocuk Mahkemesinin 09/06/2021 tarihli ve 2021/5 esas, 2021/163 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.