10. Ceza Dairesi 2022/8 E. , 2022/6444 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2021/107 esas, 2021/76 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 08/12/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 10/12/2013 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 07/02/2014 tarihli ve 2014/13848 soruşturma, 2014/6891 esas, 2014/2992 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Bakırköy 11.Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Bakırköy (Kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/05/2014 tarihli ve 2014/183 esas, 2014/681 sayılı kararı ile; 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 16/05/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
3- Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 22/05/2014 tarihli ve 2014/9190 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan sanığın MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 12/06/2014 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak 02/07/2014 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4- Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/11/2014 tarihli ve 2014/441 esas, 2014/395 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetime tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 02/12/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5-Sanığın denetim süresi içerisinde 09/07/2018 tarihinde işlediği silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından Bakırköy 24.Asliye Ceza Mahkemesinin 19/01/2021 tarihli ve 2019/839 esas, 2021/80 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine;
Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 20/04/2021 tarihli ve 2021/107 esas, 2021/76 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 01/06/2021 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ... hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2-3-4. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Bakırköy (Kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/05/2014 tarihli ve 2014/183 esas, 2014/681 sayılı kararının 16/05/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle 5237 sayılı Kanun’un 191 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/11/2014 tarihli ve 2014/441 esas, 2014/395 sayılı kararının 02/12/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 09/07/2018 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar olunması üzerine, 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2021/107 esas, 2021/76 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı nazara alındığında, somut olayda, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde müracaat etmesine dair Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 2014/9190 DS sayılı çağrı yazısının 12/06/2014 tarihinde sanığın mernis adresine tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi üzerine Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 02/07/2014 tarihli ve 2014/9190 DS sayılı yazısı ile dosya kaydı kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmiş ise de; tek başına bu durumun ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı esasen denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesince kamu davası hakkında durma kararı verilerek yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesinin gerektiğinin gözetilmemesinde,
Kabule göre de;
1- Sanık hakkında müsnet suçtan yapılan kovuşturma sırasında, 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, sanık hakkında Bakırköy (Kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/05/2014 tarihli ve 2014/183 esas, 2014/681 sayılı kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığının anlaşılması karşısında, 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasının olayda uygulanma imkanı bulunmadığı, anılan Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7380 esas, 2017/6802 karar sayılı ilâmı ile '....bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir...' şeklinde değinildiği üzere, dosya kapsamına göre, Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/11/2014 tarihli kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 02/12/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 09/07/2018 tarihinde aynı neviden olmayan silahla tehdit ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçlarını işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etmek suçu ile aynı neviden olmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2021/107 esas, 2021/76 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 10/12/2013 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy (Kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/05/2014 tarihli ve 2014/183 esas, 2014/681 sayılı kararı ile, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2-3-4. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 16/05/2014 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine, Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/11/2014 tarihli ve 2014/441 esas, 2014/395 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun’un 191 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 02/12/2014 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 09/07/2018 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2021/107 esas, 2021/76 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
1- 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinin yeniden düzenlendiği, aynı maddenin 2. fıkrasında 'Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir... ', 4. fıkrasında
'a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.' ve 7. fıkrasında 'Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.' şeklinde yer alan düzenlemelere göre, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı dikkate alındığında, şüphelinin fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için en az 2 kez ihtar yapılmış olması ve şüphelinin usulüne uygun 2 haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği, buna karşın somut olayda şüpheli hakkında Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 12/06/2014 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak 02/07/2014 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, şüphelinin doğrudan MERNİS adresine yapılan tebligat usulüne uygun olmadığı gibi, infaz dosyasının kapatıldığı ve kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesindeki ısrar şartının da gerçekleşmediği, denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesince kamu davası hakkında durma kararı verilerek yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesinin gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi bu gerekçe ile yerindedir.
2- Ancak; Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/11/2014 tarihli ve 2014/441 esas, 2014/395 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetime tabi tutulmasına karar verildiği, mahkemece 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/3. maddesi gözetilerek yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulduğu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2.maddesi gereğince değil 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesi gereğince verildiği anlaşıldığından; kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamedeki, 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasının olayda uygulanma imkanı bulunmadığı ve denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile aynı neviden olmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gerekçelerine dayanan kanun yararına bozma istemi yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak; yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, kovuşturma şartı olan ısrar şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından; açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartı olan ısrar şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından açılan kamu davası hakkında 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2.cümlesi gereğince durma kararı verilerek sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde olduğundan, Bakırköy 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2021/107 esas, 2021/76 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.