4. Ceza Dairesi 2018/6410 E. , 2018/17649 K.
Kasten yaralama, basit tehdit ve silahla tehdit suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 106/1-1. cümle, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay (iki kez) ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 51. maddesi gereğince hapis cezalarının ertelenmesine, anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da ceza süresi kadar denetim süresi belirlenmesine ve cezaların infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53. maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına dair....8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2016/682 esas, 2017/541 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 30/05/2018 gün ve 94660652-105-35-11178-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/06/2018 gün ve 2018/49176 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 19/09/2018 tarihli ve 2018/13171 sayılı görevsizlik kararıyla Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/4. maddesinde yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, hapis cezaları ertelenen sanık hakkında, aynı Kanun’un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinde,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51/3. maddesinin, 'Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz. ' şeklinde olduğu, sanık hakkında ise kasten yaralama ve basit tehdit suçlarından dolayı ayrı ayrı 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen, cezaların süresi kadar denetim süresi belirlenmesinde,
3-Sanığın mağdur İrfan Aydın'ın dükkanına gelerek, mağdurun eşinin kendisine olan borcunu istediği, mağduru yaraladığı, 'ölüm anını beklersin, parayı ödemezsen Balçova'da rahat gezemezsin' diyerek tehdit ettiği, silahı mağdurun başına dayararak 'parayı ödemezsen seni öldürürüm' dediği kabul edilerek, sanığın tehdit suçundan dolayı iki kez cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın mağdura yönelik tehdit eylemlerinin aynı yer ve zamanda, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleştirilip geçekleştirilmediği, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılmayarak, sanığın iki ayrı tehdit suçundan dolayı mahkûmiyetine karar verilmesinde,
./..
.2.
4-5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin üçüncü fıkrasında, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluklarının uygulanamayacağının belirtilmesine ve silahla tehdit suçundan sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesine karşın, bu açıklamalara aykırı olarak sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesinde,
isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Kasten yaralama, basit tehdit ve silahla tehdit suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 106/1-1. cümle, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay (iki kez) ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 51. maddesi gereğince hapis cezalarının ertelenmesine, anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da ceza süresi kadar denetim süresi belirlenmesine ve cezaların infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53. maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına dair....8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2016/682 esas, 2017/541 sayılı kararının,
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/4. maddesinde yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, hapis cezaları ertelenen sanık hakkında, aynı Kanun’un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinde,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51/3. maddesinin, 'Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz. ' şeklinde olduğu, sanık hakkında ise kasten yaralama ve basit tehdit suçlarından dolayı ayrı ayrı 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen, cezaların süresi kadar denetim süresi belirlenmesinde,
3-Sanığın mağdur İrfan Aydın'ın dükkanına gelerek, mağdurun eşinin kendisine olan borcunu istediği, mağduru yaraladığı, 'ölüm anını beklersin, parayı ödemezsen Balçova'da rahat gezemezsin' diyerek tehdit ettiği, silahı mağdurun başına dayararak 'parayı ödemezsen seni öldürürüm' dediği kabul edilerek, sanığın tehdit suçundan dolayı iki kez cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın mağdura yönelik tehdit eylemlerinin aynı yer ve zamanda, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleştirilip geçekleştirilmediği, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılmayarak, sanığın iki ayrı tehdit suçundan dolayı mahkûmiyetine karar verilmesinde,
./..
.3.
4-5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin üçüncü fıkrasında, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluklarının uygulanamayacağının belirtilmesine ve silahla tehdit suçundan sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesine karşın, bu açıklamalara aykırı olarak sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesinde,
İsabet bulunmadığı gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kısa süreli hapis cezaları ertelenen sanığın, TCK'nın 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinin, kasten yaralama ile basit tehdit suçlarından dolayı ayrı ayrı 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına ve cezaların ertelenmesine karar verilmesine karşın, ertelenen cezaların süresi kadar denetim süresi belirlenmesinin, sanığın mağdura yönelik tehdit eylemlerinin aynı yer ve zamanda, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleştirilip geçekleştirilmediği, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan sanığın iki ayrı tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmesinin ve silahlı tehdit suçundan hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesine karşın, sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesinin yasaya uygun olup olmadığının tespitine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
TCK'nın hapis cezasının ertelenmesi başlıklı 51. maddesinin üçüncü fıkrası; 'Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.' biçimindedir.
Yine anılan Kanun'un belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma başlıklı 53. maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları;
'(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (...),
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır.
./..
.4.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.
(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz. '
şeklindedir.
Ceza Genel Kurulu'nun 18/11/2014 tarih ve 2013/4-663 esas, 2014/498 sayılı kararında; '5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında 'kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır' ilkesi esas alınmış, dolayısıyla da gerçek içtima kuralı benimsenmiştir. Nitekim Adalet Komisyonu raporunda bu husus; 'Ceza hukukunun temel kurallarından birisi, ‘kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır’ şeklinde ifade edilmektedir. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Böylece verilen her bir ceza, bağımsızlığını koruyacaktır' şeklinde ifade edilmiştir (TBMM Adalet Komisyonu’nun 03.08.2004 gün ve 1/593-60 sayılı Raporu). Bu kuralın istisnalarına ise, 5237 sayılı TCK’nun “suçların içtimaı” bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44. (fikri içtima) maddelerinde yer verilmiştir. 765 sayılı TCK’da, aynı nev’iden fikri içtima ile farklı nev’iden fikri içtima tek madde halinde 79. maddede düzenlenmiş iken, 5237 sayılı TCK’da bu iki hal birbirinden ayrılarak, aynı nev’iden fikri içtima, zincirleme suçun düzenlendiği 43. maddenin 2. fıkrasında, farklı nev’iden fikri içtima ise kanunun 44. maddesinde düzenlenmiştir....Doğal anlamda gerçekleştirilen her bedeni hareket ayrı bir hareketi oluşturmakta ise de, hukuki anlamda hareketin tek olması ile ifade edilmek istenen husus, doğal anlamda birden fazla hareket bulunsa dahi, bu hareketlerin, hukuki nedenlerden dolayı değerlendirmede birlik oluşturması suretiyle tek hareket kabulüdür. Diğer bir anlatımla, doğal anlamda fiilin tek olduğu her halde hukuki anlamda da fiilin tek olduğu söylenebilirse de, doğal anlamda fiilin çok olduğu her halde hukuki anlamda da fiilin çok olduğu her zaman söylenemeyecektir. Bazen bir hareketler kümesi, hukuki açıdan tek bir fiil olarak kabul edilecektir. Bu halde suç tipinin birden fazla hareketle ihlal edilebilir olması hareketin hukuken tekliğini etkilemeyecek, doğal hareketler hukuken tek kabul edilecektir. Fikri içtimada da, fiil ya da hareketin tekliği, doğal anlamda değil hukuki anlamda tek olmayı ifade etmektedir. Bir kısım suçların işlenmesi sırasında doğal olarak birden fazla hareket yapılmakta ise de, ortaya konulan bu davranışlar suçun kanuni tanımında yer alan hukuksal anlamdaki “tek bir fiili” oluşturmaktadır' denilmiştir.
Yine Ceza Genel Kurulu'nun 29/09/2015 tarih ve 2014/13-251 esas, 2015/287 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı CMK’nın 307/4. maddesinde yer alan “aleyhe değiştirememe yasağı” 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 326. maddesinin son fıkrasında; “Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz
./..
.5.
edilmişse yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz” biçiminde düzenlenmiş olup; ceza usul hukukumuzda bu madde dışında kazanılmış hakkı düzenleyen başka bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, ceza hukukunda genel anlamda bir “kazanılmış hak” kavramından bahsedilemeyeceği ancak, 1412 sayılı CMUK’nın 326. maddenin son fıkrası uyarınca sınırlı biçimde uygulanabilecek bir “cezayı aleyhe değiştirememe ilkesi”, “Reformatio in pejus” veya “aleyhte düzeltme yasağı”nın söz konusu olduğunun kabulü gerekmektedir. Aleyhe değiştirme yasağı münhasıran “cezalar” ile ilgili olup; cezalar da 5237 sayılı TCK’nun 45. maddesinde; hapis ve adli para cezaları olarak sayıldığından, cezalar arasında sayılmayan güvenlik tedbirlerinin ve diğer müesseselerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği Ceza Genel Kurulunca duraksamasız olarak kabul edilegelmiştir. Bu bağlamda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 11.05.2010 gün ve 87-112 ve 23.02.2010 gün 230-32 sayılı kararlarında 5237 sayılı TCK’nun 51. maddenin 3. fıkrası gereğince belirlenen denetim süresinin kazanılmış hakka konu olmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
İncelenen dosyada;
Sanık ...'ın mağdur İrfan Aydın'ın dükkanına gelerek, mağdurun eşinin kendisine olan borcunu istediği, mağduru yaraladığı, 'ölüm anını beklersin, parayı ödemezsen Balçovada rahat gezemezsin' diyerek tehdit ettiği, silahı mağdurun başına dayararak 'parayı ödemezsen seni öldürürüm' dediği kabul edilerek, sanığın, TCK'nın 86/2, 86/3-e, 106/1-1. cümle, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay (iki kez) ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, TCK'nın 51. maddesi uyarınca hapis cezalarının ertelenmesine, TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca ceza süresi kadar denetim süresi belirlenmesine, TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verildiği, hükümlerin kanun yoluna konu edilmeksizin kesinleştiği, sanığın söz konusu hükümlülükleri halen başka hükümlülükleriyle birlikte cezaevinde infaz ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık ...'ın mağdur İrfan Aydın'ın dükkanına gelerek, mağdurun eşinin kendisine olan borcunu istediği, mağduru yaraladığı, 'ölüm anını beklersin, parayı ödemezsen Balçovada rahat gezemezsin' diyerek tehdit ettiği, silahı mağdurun başına dayararak 'parayı ödemezsen seni öldürürüm' dediği kabul edilerek, sanığın, TCK'nın 86/2, 86/3-e, 106/1-1. cümle, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay (iki kez) ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Ancak; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/11/2014 tarih ve 2013/4-663 esas, 2014/498 sayılı kararında açıklandığı üzere, sanığın mağdura yönelik tehdit eylemlerinin aynı yer ve zamanda, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit
./..
.6.
suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmamış ve yasaya aykırı şekilde sanığın iki ayrı tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
TCK'nın 51. maddesinin üçüncü fıkrasında cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresinin belirleneceği, bu sürenin alt sınırının, mahkûm olunan ceza süresinden az olamayacağı hüküm altına alınmasına karşın basit tehdit ve kasten yaralama suçlarından en az bir yıl denetim süresi belirlenmesi gerekirken ceza miktarları kadar denetim süresi belirlenmiştir.
Ayrıca TCK'nın 53. maddesinin üçüncü fıkrasında, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluklarının, yine aynı maddenin dördüncü fıkrasında; kısa süreli hapis cezası ertelenen kişiler hakkında birinci fıkra hükmünün uygulanamayacağının belirtilmesine, silahla tehdit suçundan sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile basit tehdit ve kasten yaralama suçlarından hükmolunan 5 ay hapis cezalarının ertelenmesine karşın, bu açıklamalara aykırı olarak silahla tehdit suçu yönünden sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına, kasten yaralama ve basit tehdit suçları yönünden ise hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle;
Kasten yaralama, basit tehdit ve silahla tehdit suçlarından sanık ...'ın, TCK'nın 86/2, 86/3-e, 106/1-1. cümle, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay (iki kez) ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 51. maddesi gereğince hapis cezalarının ertelenmesine, ceza miktarları kadar denetim süresi belirlenmesine ve TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına dair....8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2016/682 esas, 2017/541 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A) Kasten yaralama suçu yönünden,
1)Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan bozma nedenleri yerinde görüldüğünden, sanık ...'ın kasten yaralama suçu nedeniyle TCK'nın 86/2, 86/3-e ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 51. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine, ceza miktarı kadar denetim süresi belirlenmesine ve cezanın infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına dair....8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve
./..
.7.
2016/682 esas, 2017/541 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2)Yargılamanın tekrarlanması yasağı nazara alınarak,
a) Hükümde yer alan denetim süresinin belirlenmesine ilişkin fıkradaki 'ceza süresi kadar' ibaresinin '1 yıl' biçiminde değiştirilmesine,
b) TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına dair fıkranın hükümden çıkarılmasına,
c) İnfazın bu hüküm üzerinden yapılmasına, bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına,
B) Tehdit ve silahlı tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden,
1)Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, sanık ...'ın tehdit ve silahla tehdit suçları nedeniyle TCK'nın 106/1-1. cümle, 62, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince sırasıyla 5 ay ve 1 yıl 8 ay hapis cezalarıyla cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 51. maddesi gereğince hapis cezalarının ertelenmesine, ceza miktarları kadar denetim süresi belirlenmesine, cezanın infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına dair....8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2016/682 esas, 2017/541 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2) Tehdit ve silahla tehdit suçlarından sanık ... hakkında, ....8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2016/682 esas, 2017/541 sayılı kararıyla hükmolunan ve halen başka hükümlülükleriyle birlikte içtimalı olarak cezaevinde infaz edildiği anlaşılan 5 ay ve 1 yıl 8 ay hapis cezalarının İNFAZLARININ DURDURULMASINA, sanık ... bu suçların dışında başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu değilse, bu suçlardan derhal TAHLİYESİNE,
3)Bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4 maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 18/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.