T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/728 Esas
KARAR NO : 2021/859
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle; 20.04.2014 tarihinde müvekkilın sevki ve idaresindeki ... plakalı motosiklet ile davalının sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın halk eğitim müdürlüğü önünde bulunan kavşakta çarpışmaları ile meydana gelen trafik kazası ilgili olarak Bergama C. Başsavcılığı' nca soruşturma başlatıldığını ve Bergama ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... E.-... K,Sayılı dosyası ile açılan davada; davalı sürücü ...'ın kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu kanaatine varılarak davalı hakkında, taksirle yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğunu, davalının başvurusu nedeniyle dosya halen Yargıtay ... Ceza Dairesinde olduğunu, kaza neticesinde müvekkil ciddi şekilde yaralandığını, aylarca tedavi gördüğünü, bacağındaki yaralanma sebebiyle kalıcı maluliyet oluştuğunu, kaza sebebiyle müvekkilin sol bacak femur kemiği kırılmış olup, bacağına kalçadan diz altına kadar yaklaşık 30 cm uzunluğunda platin takıldığını, tedavisi Bergama Devlet hastanesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde yapılan müvekkillinde ciddi bir ameliyat geçirdiğini, 12.05.2015 tarihli engelli sağlık kurulu raporu ile müvekkilin %24 oranında sürekli maluliyetinin oluştuğu tespit edildiğini, aynı raporda “tek baston veya tek koltuk değneğini sürekli kullanmak zorundadır.” şeklinde bir ifade yer aldığını, müvekkilinin kaza sebebiyle sürekli gelir getiren bir işte çalışamadığı gibi günlük işlerini dahi yalnız başına yaparken zorlandığını, dizini kıramayan müvekkillinin uzun süre oturamadığını, uzun süreli yürüyüşler yapamamakta, eğilip kalkarken acı çektiğini, kaza tarihi itibarı ile henüz 17 yaşında olan müvekkilinin geriye kalan hayatını kaza sebebiyle bu haliyle sürdürmek zorunda kaldığını, günlük ihtiyaçları ve bakımının ailesi tarafından karşılandığını, diğer davalı ... şirketinin de, tanzim etmiş olduğu 28.03.2014 tarihli ekte sunulu poliçeye istinaden 2918 sayılı KTK gereği sorumlu olduğunu, davalı sürücünün aracını sigorta ettirdiği davalı ... Sigorta daha sonra isim değiştirerek ... Sigorta olarak faaliyetini sürdürğünü, müvekkiline kaza sebebiyle ... Sigorta A.Ş. tarafından 17.08.2016 tarihinde 73.162,00 TL, 26.09.2017 tarihinde de 23.861,00 TL olmak üzere toplam 97.023,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin kaza sebebiyle yaşadığı maluliyet neticesinde oluşan iş gücü kaybı bu miktarın çok üzerinde olduğunu, yapılacak aktüerya hesabından sonra çıkacak miktardan, ödenen bu bedelin tenzili sonucunda kalacak bakiye miktar üzerinden talepte bulunduklarını, müvekkili açısından işbu kaza maddi açıdan çok kendisini manevi anlamda gösterdiğini, zira bacağında kalıcı hasar oluşan müvekkil topallayarak ya da koltuk değneğiyle yürümekte olduğundan manevi açıdan çok zor durumda kaldığını, müvekkilin henüz 21 yaşında olduğu göz önüne alındığında söz konusu yaralanmanın müvekkilde yaşattığı travma daha iyi anlaşılacağını, bacağındaki sakatlık nedeniyle askerlik muayenesinden geçerek askere gidebilmesi de zor görünen müvekkil bunun da stresini yaşadığını, bu haliyle evlenebilmesi de neredeyse imkansız hale gelen müvekkilin hayatının karardığını, müvekkildeki bu acıyı maddi bir bedelle telafi etmek elbette ki mümkün olmadığını, ancak bir an için olsun bu acının unutulması ve hafifletilmesi için talep ettiğikleri manevi tazminatın müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, kaza nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu maddi zarar ile vücudunda meydana gelen sakatlık nedeniyle yaşamış olduğu iş gücü kaybı ve oranı doğrultusunda yaşayacakları muhtemel zararların tazmini ve manevi açıdan acısının az da olsa dindirilmesi için iş bu davayı açtıklarını belirterek alacak tam ve kesin olarak belirlendiğinde arttırılmak ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere; şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketi açısından KTK 99 Mad.gereği ilk başvuru tarihine göre hesaplanacak yasaltemerrüt tarihinden itibaren diğer davalı açısından olay tarihi olan 20.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı sürücü ... dan tahsili ile müvekkiline ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ... Sigorta A. Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, müvekkil şirkete sigortalı, ... plakalı aracın sebebiyet verdiğini iddia ettiği 20.04.2014 tarihli trafik kazası neticesinde kusursuz olarak yaralandığı iddiasıyla maddi tazminat istemiyle huzurdaki davayı ikame edildiğin, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1.maddesi uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine göre temin eder. Ayrıca A.3.maddede yer alan “m bendi” gereğince dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri sigorta teminatı dışında kaldığını, davacının maddi tazminat talepleri sadece tedavi masrafları ve sürekli sakatlık hallerinde poliçe teminatı dâhilinde değerlendirilebilecek olup, söz konusu taleplerinin makbul ve muteber belgelere dayanması gerekli olduğu gibi, bu hususun miktar ve kusur yönünden sayın mahkemenizce yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonunda tespit edilmesine, sigortalı aracın kusurunun bulunması halinde dahi, poliçemiz teminatı kapsamında bir sorumluluk doğması için, davacıların maluliyet durumu ve sürekli sakatlık oranının Adli Tıp Kurumu veya Tam Teşekküllü Devlet Hastanesi tarafından verilecek bir heyet raporu ile tespit edilmesi gerekmekte ve bu oran üzerinden yapılacak aktüer incelemesi ile tazminat tutarının tespit edilmesi gerektiğini, kusur ve sürekli sakatlık durumunun tesbiti halinde maddi tazminat miktarının aktüer tarafından hesaplanması esnasında SGK tarafından davacılara yapılmış veya yapılmakta olan ödemelerin tenzili gerektiğinden, bilirkişi incelemesi öncesinde SGK’dan davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun sorulmasına, öncelikle davanın reddini mahkeme aksi kanaatte ise davacının iddia ettiği maluliyet miktarının tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu alınmasına karar verilmesini, “Kusur oranı” ve “Tazminat miktarı”nın tesbiti yönünden mahkemece hazineye kayıtlı bir aktüer tarafından bilirkişi tetkikatı yaptırılmasını, herhangi bir kabul beyanı olmamak kayıt ve şartıyla, yukarıda açıklandığı üzere, müvekkil şirkete ait poliçenin ‘Tedavi Masrafları” ve “Bedeni Tazminat Talepleri” sorumluluğunun, poliçe teminatı dâhilinde ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline açılan dava ile davacının mevzu bahis kazada % 24 engelli olduğu, bu hususta rapor aldırdığı görülmektedir. İlgili raporu kabul etmiyoruz. Davacının başka bir kaza geçirip geçirmediğinin araştırılmasını talep ederiz. Ayrıca davacının İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevki ile kalıcı engel durumunun mahkemenizce tespitini, dava dilekçesinde davacının yürümekte güçlük çektiğinden bahsedilmiştir. Oysa müvekkilin haricen öğrendiğine göre davacı, ...nde babası ile birlikte çalışmakta, çaycılık yapmaktadır ve gözle görülür bir engeli olmadığını, çalışmasına engel bir durumunun da bulunmadığını, eğer olsa idi bütün gün ayakta geçirilen bir işi yapabilmesinin mümkün olmadığını, ilgili kazada müvekkile atfedilen kusuru da kabul etmediklerini, mahallinde mahkemece keşif yapılarak yeniden kusur durumuna dair rapor aldırılmasını, müvekkilin mali durumu iyi olmadığını, talep edilen manevi tazminat çok yüksek olup, manevi tazminat zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, müvekkilinin emekli olup, aylık 1720 tl geliri bulunmaktadır, başkaca geliri bulunmadığını, bakmakla yükümlü olduğu eşi ve yetişkin oğlu olduğunu, bahsi geçen tazminatı ödeme gücü olmadığını, ilgili ceza dosyasının işbu dava dosyası bakımından bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
Bergama ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan yargılama sırasında 01/10/2021 tarihli karar ile dosyanın HSK'nın 07/07/2007 tarih ve 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine şeklinde karar verildiği ve dosyanın mahkememize gönderilmesi üzerine mahkememiz esasına kaydedildiği anlaşılmıştır
Bergama ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın trafik kazası nedeniyle cismani zarardan kaynaklı maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkin olarak aralarında sigorta şirketinin de bulunduğu davalılar aleyhine açılmış ticari dava niteliğinde olduğu görülmüştür.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun 08/07/2021 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 07.07.2021 tarihli 608 nolu kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği ve bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/11-10 Esas, 2019/401 Karar sayılı 04.04.2019 tarihli kararında da belirtildiği ve mahkememizce de aynen benimsendiği üzere 'usul hukukumuzda mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle taraflarca yargılamanın her aşamasında görev itirazında bulunabileceği gibi taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemeninde yargılamanın her aşamasında görevli olup olmadığını re'sen gözetmesi ve görevsiz olduğu kanısına varılması durumunda kendiliğinden görevsizlik kararı vermesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 'Kanuni Hakim Güvencesi' başlığını taşıyan 37.maddesinde 'Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.' hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada Kanuni Hakim Güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Anayasa'daki bu düzenleme hukuk ve ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması ön görülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımda her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.'
Davaya konu Bergama ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin gönderme kararının dayanağı olan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun kararındaki kararında eldeki derdest davaların, 07/07/2021 tarih ve 608 nolu yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararında 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği görülmüştür.
Her ne kadar Bergama ... Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu' nun 07/07/2021 tarihli 608 karar sayılı kararı gereğince Mahkememize gönderilmesine karar verilmiş ise de; gönderme kararının dayanağı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu' nun 07/07/2021 tarihli 608 karar sayılı kararında kararın uygulanmasına karar verilen 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest durumdaki dosyaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi kararın 08/07/2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmasına rağmen 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu hususlar göz önüne alındığında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' nun 2017/11-10 Esas , 2019/401 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılmasının gerektiği ve dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilemeyeceği, dava dosyasının Mahkememize gönderme kararı ile geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin kararı ticaret mahkemesi sıfatıyla verdiği dolayısıyla gönderme kararını veren mahkemenin 01/09/2021 tarihine kadar açılmış davalar yönünden aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilerek Mahkememizce de görevsizlik kararı değil niteliği itibariyle kesin olan gönderme kararı verilmesi ve iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine gönderilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış , dosyanın Bergama ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine, iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1- Hakimler Ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu ' nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı gereğince 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın Bergama ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına ,
3-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Mahkememiz kararı ile Bergama ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas, ... Karar sayılı kararı doğrultusunda iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair niteliği itibariyle kesin olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.18/10/2021
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır