Ceza Genel Kurulu 2018/286 E. , 2021/573 K.
Sanık ... hakkında mağdureye yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu kabul edilerek TCK’nın 104/1, 73 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının düşmesine ilişkin İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.12.2013 tarihli ve 170-538 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı ve katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 07.12.2015 tarih, 7610-11355 sayı ve oy çokluğu ile;
'...Onyedi yaşı içerisindeki mağdurenin özellikle olay sonrası verdiği soruşturma beyanı, sanığın aşamalardaki çelişkili savunmaları kovuşturması ayrı yürütülen dosyada suça iştirak eden ...'ın savunmalarının sanık savunması ile çelişkiler içermesi doktor raporları ve tüm dosya içeriğine göre, olay günü çalıştığı su satış istasyonuna gelen mağdureye karşı sanık tarafından, yaşı nedeniyle dosyası tefrik edilen suça sürüklenen çocuk ...'la beraber cebirle ve ruh sağlığını bozacak şekilde birbirini takiben organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunulduğunun sabit olması karşısında, sanığın eylemine uyan TCK'nın 103/2, 103/3, 103/6, 43. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki kabulü ile şikayet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi,' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Daire Üyesi ...ise;
'Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, savunma, doktor raporu ve tüm dosya içeriğine göre, mahkemece sanığın eyleminin TCK'nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun kabulü ile şikayetten vazgeçme nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine dair verilen hüküm usul ve kanuna uygun görüldüğünden, sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti gerektiğine dair sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin kararına katılmıyorum.' düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Bozmaya uyarak yargılama yapan Yerel Mahkemece 16.05.2017 tarih ve 104-238 sayı ile; sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/2, 103/3, 103/6, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin verilen resen de temyize tabi hükmün katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 09.01.2018 tarih, 7213-301 sayı ve oy çokluğu ile onanmasına karar verilmiş;
Daire Üyeleri ...e...ise;
'Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, savunma, doktor raporu ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın eyleminin TCK'nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun kabulü ile şikayetten vazgeçme nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine dair karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken sayın çoğunluğun hükmün onanmasına dair kararına katılmıyoruz.' düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 21.02.2018 tarih ve 53743 sayı ile;
'Kartal Cumhuriyet Başsavcılığının; '28/03/2011 günü saat 12:00 sularında mağdurenin, şüpheli ... ile buluşup oturdukları sırada diğer yetişkin şüpheli ...'in yanlarına geldiği ve birlikte buradan bir parka gittikleri burada da çocuk şüpheli ...'ın yanlarına geldiği ve birlikte şüpheli ...'in çalıştığı ...mah. ... Ülker sok. No:14 adresinde bulunan Abant Su isimli işyerine geldikleri, şüpheli ...'in buradan ayrılmasından sonra şüpheliler ... ve ...'in, ...'in çalıştığı işyerine gelmeleri ve mağdureyi buradan götürmek istemeleri üzerine ...'in karşı çıktığı ve mağdureyi bırakmadığı, ...'in işyerinde şüpheli ... ile birlikte bulundukları sırada ...'in mağdureyi öpmeye başladığı, mağdurenin karşı koyması üzerine diğer şüpheli ...'ın, mağdureyi arka tarafından tuttuğu ve şüpheli ...'in ayakta mağdure ile cinsel ilişkiye girdikten sonra bu defa ...'in mağdureyi tuttuğu ve şüpheli ...'ın da zorla mağdure ile cinsel ilişkiye girdiği, mağdurenin bu ilişki nedeniyle 'travma sonrası stres bozukluğu ve majör depresif bozukluk' geliştiği ve ruh sağlığının bozulduğu,nun doktor raporunda belirtildiği, şüphelilerin alınan savunmalarında cinsel ilişkiyi doğruladıkları ancak cinsel ilişkinin zorla değil rızaen olduğunu beyan etmişler ise de, şüpheli ...'ın mağdure ile zorla cinsel ilişkiye girdiği' şeklinde ki 06/04/2011 tarihli iddianame ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılması talebiyle açtığı kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/12/2013 gün ve 2011/170 Esas, 2013/538 Karar sayılı kararı ile sanığın eylemi reşit olmayanla cinsel ilişki suçu olarak vasıflandırılmış ve şikayet yokuluğundan kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
Hükmün O Yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan mağdure vekili tarafından temyizi üzerine, bağlantılı İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 gün ve 2011/203 Esas, 2013/68 Karar sayılı dava dosyası ile birlikte yapılan inceleme sonunda Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 07/12/2015 gün ve 2015/7610 Esas, 2015/11355 Karar sayılı kararı ile 'Onyedi yaşı içerisindeki mağdurenin özellikle olay sonrası verdiği soruşturma beyanı, sanığın aşamalardaki çelişkili savunmaları kovuşturması ayrı yürütülen dosyada suça iştirak eden ...'ın savunmalarının sanık savunması ile çelişkiler içermesi doktor raporları ve tüm dosya içeriğine göre, olay günü çalıştığı su satış istasyonuna gelen mağdureye karşı sanık tarafından, yaşı nedeniyle dosyası tefrik edilen suça sürüklenen çocuk ...'la beraber cebirle ve ruh sağlığını bozacak şekilde birbirini takiben organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunulduğunun sabit olması karşısında, sanığın eylemine uyan TCK'nın 103/2, 103/3, 103/6, 43. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki kabulü ile şikayet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi' gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bu Karar oy çokluğu ile verilmiş olup, karşı suç vasfının reşit olmayanla cinsel ilişki olduğu yönündedir.
Yerel mahkeme bozmaya uyarak yaptığı yargılama sonucunda temyize konu kararı vermiştir.
Mağdurenin bağlantılı İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 gün ve 2011/203 Esas, 2013/68 Karar sayılı dava dosyasında talimatla alınan ve bir örneği bu dosya içinde bulunan 10/06/2011 tarihli ifadesinin bu dosyanın kovuşturma aşamasında alınan beyanı ile çelişkili olduğu, o ifadesinde ilişkinin rızaya dayalı olduğunu beyan ettiği gözetildiğinde, suç vasfının reşit olmayanla cinsel ilişki mahiyetinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği,' görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 15.05.2018 tarih, 3029-3690 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; mağdurenin sanığın eylemine rızasının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu mu yoksa beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
29.03.2011 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; saat 21.45 sıralarında devriye görevini ifa ederken durdurdukları kişinin kayıp şahıs olarak aranan mağdure olduğunu tespit ettiklerinin, işlemlerin yapılması için mağdurenin çocuk büro amirliğine teslim edildiğinin belirtildiği,
30.03.2011 tarihinde saat 02.00’de kolluk görevlilerince düzenlenen teşhis tutanağına göre; mağdurenin, kendisine tecavüz eden şahıslar olarak inceleme dışı sanıklar .... ..., ... ..., ... İşler, ...ve sanık ...'ı tam ve kesin olarak teşhis ettiği,
30.03.2011 tarihinde saat 03.00’te kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; yakalanan inceleme dışı sanık ... ’e olay hakkında bilgi verilip iddia edilen kamera görüntüsünün sorulduğu, sanığın samimi olarak görüntüleri cep telefonuna çektiğini, cep telefonundan bilgisayarına aktardığını ancak bilgisayarda görüntüleri açamadığını, cep telefonunu da bir ay kadar önce telefoncuya sattığını belirttiği,
30.03.2011 tarihinde saat 13.15’te kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; Cumhuriyet savcısının yazılı talimatı üzerine inceleme dışı sanık ... ...’in ikamet ettiği eve saat 12.15’te gidildiği, arama yapıldığı, ...’in odasında bulunan bilgisayar kasasının incelenmek üzere muhafaza altına alındığı, saat 13.00’te aramaya son verildiği,
30.03.2011 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; sanık ... ’in adresinde yapılan aramada bulunan bilgisayar kasasında yapılan inceleme sonucu ele geçen CD’de bir kadının yüzüstü ve belden aşağısı çıplak bir şekilde yattığı, görüntüdeki erkek şahıs olan ...’in tamamen çıplak vaziyette olduğu ve kamerayı yatak istikametine doğru ayarladığı, ardından kadınla ilişkiye girdiği, görüntülerin 4 dakika 18 saniye sürdüğü,
01.08.2011 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; mağdurenin yüzüstü, belden aşağısı çıplak ve kameraya sırtı dönük bir şekilde yattığı, ...’in bilgisayar yanında bulunan kayıt cihazını yatak istikametine doğru ayarlamış olduğu, bilgisayar masasından kalkıp mağdurenin yanına gittiği, ilişkiye girdikleri, mağdurenin ilişki süresince uyanık ve bilincinin yerinde olduğu, cinsel ilişkide konuşmaları ve hareketleriyle karşılık vererek ve isteyerek birlikte olduğu, görüntülerde tecavüz olayının olmadığı sonucuna varıldığı,
Mernis doğum tutanağına göre; mağdurenin 10.09.1994 tarihinde doğduğu, doğum oluş şekline ilişkin bölmede 'diğer' yazdığı, mernis doğum formunun 10.09.2001 tarihinde mağdurenin annesi ve babasının bildirimde bulunması üzerine düzenlendiği, mağdurenin yaşının 7 olarak tahmin edildiği,
02.06.2011 tarihinde Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen, heyette radyoloji uzmanı bulunmayan sağlık kurulu raporuna göre; mağdurenin radyolojik ve klinik olarak 17 yaşın üzerinde olduğu,
17.08.2012 tarihinde Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunca düzenlenen raporda; mağdurenin film çekilme tarihi olan 02.06.2011 ve olay tarihi olduğu iddia edilen 25.03.2011 tarihlerinde 16 yaşını bitirmiş, 17 yaşının içerisinde olduğunun, 17 yaşını bitirmediğinin mütalaa edildiği,
30.03.2011 tarihinde Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen rapora göre; mağdurenin sağ ön kolunda düzgün kenarlı yüzeysel kesi, sağ göğüs üstünde eski ekimoz, sol göğüs üstünde sarımtırak lezyon (eski ekimoza bağlı) bulunduğu, anal mukozada external-internal ekimoz, fissür ve fistüle rastlanılmadığı, perianal ekimoz olmadığı, RT'de anal sfinkter tonusunun az da olsa azalmış olduğu, yapılan jinekolojik muayenesinde; saat 7 hizasında hymenin eski, deflore olduğunun izlendiği, mağdurenin beyanına göre gündüz vakti âdetinin başladığı, kanamalı olmasına rağmen vajinal örnek alındığı,
31.03.2011 tarihinde Kartal Adli Tıp Şube Müdürlüğünce mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; yapılan mauyenesinde; hymende saat 2 hizasında doğal çentik olduğu, hymenin özellikle alt tarafta iyice inceldiği, ince kenarlı açıklığın yaklaşık 2 cm olduğu, eski ya da yeni yırtık izine rastlanılmadığı, hâlen anatomik bakire olduğu, anal muayenesinde; akut ya da kronik livata bulgusuna rastlanılmadığı, memeler üzerinde bulunan rengi sararmış ekimozların sevişme izi olduğu, sağ kol içte yer alan 4 cm uzunluğundaki sıyrığın kesici aletle meydana gelmesinin mümkün olduğu,
İnceleme dışı sanıkların yargılandığı İstanbul Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 tarihli ve 203-68 sayılı kararında yer alan 13.05.2011 tarihli İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen rapora göre; mağdureye ait olduğu belirtilen yarım badi üzerindeki meni lekeleri ile askılı tişört üzerindeki meni lekelerine ait genotip özelliklerin sanık ...’ın genotip özellikleri ile uyumlu olduğu, mağdureden alınan vajinal yıkama sıvısında herhangi bir erkek karakteristik özelliğe rastlanılmadığı, mağdureye ait külotlu çorap üzerindeki meni lekesinin inceleme dışı sanıklar ve sanık ...’dan farklı bir erkek şahsa ait olduğu, mağdureye ait külotlu çorap üzerindeki diğer meni lekesinin inceleme dışı sanıklar ve sanık ... dışında farklı ikinci bir erkek şahsa ait olduğu, mağdureye ait askılı tişört üzerindeki diğer meni lekesinin inceleme dışı sanıklar ve sanık ...’dan farklı üçüncü bir erkek şahsa ait olduğu,
04.04.2011 tarihinde Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Polikliniğince mağdurenin değerlendirmeye alındığı 3 hekim tarafından düzenlenen rapora göre; mağdure ve babasıyla yapılan görüşmede; mağdurenin davaya konu olaydan sonra mutsuz, içine kapanık bir hâle geldiğinin, yaşantılarından keyif almadığının, kendini değersiz ve suçlu hissettiğinin, neredeyse her gün ağladığının, uykusuzluk yakınmalarının olduğunun, olayla ilgili kabuslar gördüğünün, olayın zaman zaman gözünün önüne geldiğinin ve o sırada yoğun bir kaygı yaşadığının, olayı hatırlatan kişi ve etkinliklerden uzak durduğunun, aşırı irkilme tepkilerinin olduğunun öğrenildiği, yapılan ruhsal durum muayenesinde; mağdurenin yaşında gösterdiği, sorulan sorulara uygun yanıtlar verdiği, görüşmeye istekli olduğunun gözlendiği, duygu durumunun depresif olduğu, görüşme sırasında travma yaratan olayları duygu içeriğinden yoksun bir şekilde anlattığı, olay sonrasında mağdurede 'Travma sonrası stres bozukluğu' ve 'Major depresif bozukluk' geliştiği, ruh sağlığının bozulduğu kanaatine varıldığı,
16.03.2012 tarihinde 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; yapılan genital muayenesinde; hymenin anüler, elastiki yapıda olup fevhasının 4 cm olduğu, saat 7-8 hizasında doğal çentik bulunduğu, yırtılmaksızın duhule müsait olduğu, Temmuz 2010-29.03.2011 tarihleri arasında mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu,
İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesince 14.03.2013 tarihinde inceleme dışı sanıklar ... , ... , ... , ... ... ve ...'in mağdureye yönelik nitelikli cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetlerine ilişkin verilen hükümlerin sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 07.12.2015 tarihinde ... hakkında mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm dışındaki hükümlerin oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş, bir Daire Üyesi ise;
'Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ...'ın savunmaları, doktor raporu ve tüm dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocuklar ... ve ...'ın cinsel amaçla alıkoydukları mağdure ile cinsel ilişkiye girdikleri hususunda soyut iddia dışında cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek müsnet suçlardan karar verilmesi gerekirken kurulan mahkûmiyet hükümlerinin onanması yönündeki,
Ayrıca suça sürüklenen çocuklar ... ve ...'in suç tarihinde onyedi yaşı içerisinde bulunan mağdureyi cinsel amaçla alıkoyup tehdit ile cinsel ilişkiye girdikleri hususunda cezalandırılmalarına yeter, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve mevcut hali ile cinsel ilişkiye girme eylemlerinin TCK'nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun kabulü ile şikayetten vazgeçme nedeniyle suça sürüklenen çocuklar haklarındaki kamu davalarının düşmesine ve TCK'nın 26/1. maddesinde yer alan mağdurenin hukuken geçerli rızasına istinaden alıkonulması eyleminin suç teşkil etmemesi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatlerine karar verilmesi gerekirken her iki suçtan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin onanması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.' düşüncesiyle karşı oy kullandığı,
Anlaşılmaktadır.
Mağdure ... 30.03.2011 tarihinde saat 01.30’da Kollukta; ev sahiplerinin kızı ...’de kendisine ait bir fotoğrafın olduğunu, bu fotoğrafı gören inceleme dışı sanık ... İşler’in ...’den, kendisinin telefon numarasını isteyip kendisini telefonla aradığını, tanışmak istediğini söylediğini, yaklaşık 7-8 ay önce ...’le bir kafeye gidip tanıştıklarını, ardından inceleme dışı sanık ...’in geldiğini, onunla da tanışıp oradan ayrıldıklarını, aradan bir süre geçtikten sonra ...’in, kendisini inceleme dışı sanık ...'le de tanıştırdığını ve kendisini ...’in evine götürdüğünü, ...’in ...’den evden çıkmasını istediğini, ardından kendisine cinsel ilişki teklifinde bulunduğunu, ilişki teklifini kabul etmediğini, bunun üzerine ...’in, üzerine saldırdığını ancak ...’e tokat atıp oradan ayrıldığını ve eve gittiğini, yine 7 ay önce ...’in, kendisini telefonla arayıp evine çağırdığını, evde kimsenin olmadığını, ...’in odasına geçtiğini, ...’le görüşürken ...’in ilişkiye girmek istediğini, ona 'Daha arkadaşlığımızın ilk gününde olmaz.' dediğini, ...’in, kendisine saldırıp sadece üst tarafındaki elbise kalacak şekilde üzerinde bulunan kıyafetlerin hepsini çıkardığını, ...’in de soyunduğunu, yatağına kendisini sırtüstü yatırdığını, onu yapmaması için defalarca uyardığını ancak ...'in dinlemediğini, cinsel organını kendi cinsel organına soktuğunu, 5 dakika boyunca cinsel ilişki yaşadıklarını, ...’in dışarı boşaldığını, orada kızlığını kaybettiğini, hemen üzerini giyinerek eve gittiğini, duş almak için soyunurken iç çamaşırında kan gördüğünü, iç çamaşırını da makineye attığını, olayı kimseye anlatmadığını, olaydan 2-3 gün geçtikten sonra ...’in telefon mesajı göndererek kendisini evine çağırdığını, gittiğinde ...’in evlenmek istediğini söylediğini, 'Yüzüklerimizi alalım.' diyerek boynuna sarıldığını, 'Olan oldu artık. Birlikte olalım yine.' dediğini, ona her defasında 'Birlikte olamam.' dediğini, yine ...’in, üzerine saldırdığını, üzerindeki elbiseleri çıkardıktan sonra kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini, ilişkiye girerken ...’in bilgisayarındaki kameranın açık olduğunu fark ettiğini, bilgisayarın çalışıp çalışmadığını görmediğini, sadece şüphelendiğini, cinsel ilişkiye girdiklerinde ...’in yine yatağa boşaldığını, üzerini giyindikten sonra eve gittiğini, yine kimseye anlatmadığını, aradan bir hafta geçtikten sonra ... ile ayrıldığını, 2 ay sonra ...’in, kendisini çağırdığını, eşyalarının kendisinde olduğunu söylediğini, buluştuktan sonra fotoğraf ve anahtarlığını verdiğini, ardından '...’le senin videon var.' dediğini, ilk başta inanmadığını ancak yemin etmesi nedeniyle inandığını, 'Benimle birlikte olmazsan videoyu herkese yayarım.' dediğini, korktuğu için onunla gitmeye karar verdiğini, ...’in, kendisini bir arkadaşının evine götürdüğünü, evde kimsenin olmadığını ancak sonra 5 kişinin daha geldiğini, gelen kişileri daha önce görmediğini ve tanımadığını, ...’in yatak odasında kendisine zorla sahip olduğunu, cinsel organını vajinasına soktuğunu, yatağa boşaldığını, yataktan kalkıp üzerini giyinirken ...’in odaya girdiğini, 'Giyinme ilişkiye girelim.' dediğini, kabul etmediğini ancak ...’in zorla kendisine sahip olduğunu, cinsel organını vajinasına soktuğunu ancak yatağa boşaldığını, ...’in de odadan çıktığını, üzerini giyinirken, gördüğü takdirde tanıyabileceği 15-16 yaşlarında, sarışın ve mavi gözlü birinin gelerek 'Neden giyiniyorsun?' dediğini, ona giyineceğini söylemesi üzerine bu kişinin, eline vurduğunu, kendisinin de ona vurduğunu, ağladığını, ...’in içeri geldiğini, ...’e 'Beni o...u yerine mi koyuyorsunuz?' dediğini, ...’in 'Yok öyle bir şey.' diyerek kendisinden ...’le barışmasını istediğini, kabul etmemesi üzerine ... ve ...’le birlikte evden çıktıklarını, diğer 5 kişinin evde kaldıklarını, onlardan ayrılıp eve gittiğini, ...'in bir hafta önce kendisine mesaj gönderdiğini, 'Yanıma gelmezsen senin videonu herkese dağıtırım.' dediğini, korktuğu için 24.03.2011 tarihinde buluştuklarını, ...’in, kendisine video olduğunu, videoyu gösterebileceğini söylediğini, ...’ın evine götürdüğünü, ...’in, kendisini odaya çağırıp 'Video yok.' dediğini ve üzerine saldırdığını, karşı çıktığını ancak başarılı olamadığını, ...'le, ...’ın odasında cinsel ilişkiye girdiğini, ilişkinin zorla olduğunu, ardından ...’in odadan çıktığını, ...’in geldiğini, ...’in de kendisiyle cinsel ilişkiye girip odadan çıktığını, üzerini giyindiğini, evden çıkacağı esnada ...’in elindeki bıçakla gelerek '...’la da ilişkiye girmezsen seni bu evden çıkartmam, öldürürüm.' dediğini, ...’e 'Yapamazsın.' dediğini, ...’in bıçağı boğazına dayayıp kendisini ilişkiye girdiği odaya götürdüğünü, soyunmasını istediğini, soyunduğunu, ... ve ...’in evden çıktıklarını, ... ve kendisinin evde yalnız kaldıklarını, ...’ın cinsel ilişkiye girmek istediğini, kabul etmediğini, ...’ın zorla kendisiyle ilişkiye girdiğini, ...’la evden çıktıktan sonra ayrılmak için koşmaya başladığını, ..., ... ve ...’ın, peşinden koşarak kendisini yakaladıklarını, ...’ın kendisine 'Benim evimin adresini verirsen seni yakarım.' dediğini, ...’in ise elindeki telefonu zorla alıp telefon numarasını sildiğini, ...’in 'Senin videon olduğunu babana söyleyeceğim.' dediğini, babasının da sürekli kendisini telefonla aramaya başlaması üzerine korkup eve gidemediğini, gece Maltepe’de bir parkta kaldığını, başına bir olay gelmediğini, 25.03.2011 tarihinde aynı mahalledeki sevgilisinin, kendisini evine çağırıp dışarıda kalmamasını istediğini, kabul ederek iki gün onun evinde kaldığını, ikinci gün erkek arkadaşıyla rızası dahilinde ilişkiye girdiğini, 27.03.2011 tarihinde ...’in telefonla arayıp ...’ın evine geçmesini ve ellerindeki videoyu sileceklerini söylediğini, gittiğinde evde ... ve ...'ın olduğunu, ...’ın bıçakla bileklerini kestiğini, ... ile cinsel ilişkiye girmesini istediğini, odaya geçtiğini, bıçak bileğinde dururken soyunmasını istediklerini, korktuğu için soyunduğunu, ...’ın balkonda tütünle karışık esrar içtiğini gördüğünü, ...'ın zorla kendisine sahip olduğunu, evden çıktıktan sonra Burcu’nun evine gittiğini, ...’in kendisine mesaj atıp yanına çağırdığını, onunla 28.03.2011 tarihinde Maltepe’de saat 12.00 sıralarında buluştuklarını, ... ile otururken ... ile ismini bilmediği bir kişinin geldiğini, ..., ... ve yanlarındaki kişinin biraz uzakta görüştüklerini, ...’in 'Seni bir yere götüreceğim.' dediğini, kendisini başka bir parka götürdüklerini, parkta ...’in yanına gelen isminin ... olduğunu öğrendiği kişinin tek başına yürüyerek yanına geldiğini, ...’in 'Arkamdan gel. Beni takip et.' dediğini, onu takip edip bir iş yerine girdiğini, ...’e, kendisini neden oraya götürdüğünü sorduğunu, ...’in 'Oturup biraz sonra gideceğiz.' dediğini, ...’in dışarı çıkıp gittiğini, geri gelmediğini, ...’in üzerine saldırdığını, karşı koyduğunu, cinsel ilişki yaşanmadığını, biraz zaman geçtikten sonra ..., ... ve ismini bilmediği bir erkek şahsın geldiğini, ...’in 'Seni buradan götüreceğim.' dediğini, ...’in ise dükkânda kalmasını istediğini, dükkânda sadece ... ve ...’ın kaldığını, 29.03.2011 tarihinde saat 21.00 sıralarında ...’in, kendisini öpmeye başladığını, kendisine saldırdığını, ona karşı koyduğunu ancak ...’ın, kollarından tuttuğunu, ...’in, üzerindeki kıyafetleri çıkardığını, ...’ın ise kendisini arkadan tuttuğunu, ayaktayken ...’in, kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini, ...’ın, kendisini koltuğa oturttuğunu, ...’in, ellerini arkaya çektiğini, ...’ın, ayaklarını açarak cinsel ilişkiye girdiğini, ilişkiye girdikten sonra gece orada kaldığını, sabah saatlerinde ...’e mesaj attığını, 'Gel seninle konuşacağım.' dediğini, polise şikâyette bulunacağını söylemeyi düşündüğünü, ağlayarak ...’le görüşmeye giderken... isimli tanıdığının kendisini gördüğünü, 'Ailen seni arıyor. Seni ailene götüreceğim.' dediğini, başından geçenleri ona anlattığını, onun da aynı mahalledeki tanık Deniz’e söylediğini, Deniz’in bu kişilerin hepsini toplayıp konuştuğunu, 'Video olayını kapattım.' dediğini, teyzesine olanları anlattığını, şikâyetçi olduğunu,
30.05.2011 tarihinde Mahkemede; sanık ...'in beyanlarının doğru olmadığını, ...’le tanışmadan önce ...'le sevgili olduğunu, ...’in, kendisiyle zorla birlikte olmak istediğini, kabul etmeyip ona tokat attığını, bu şekilde ayrıldıklarını, daha sonra ...’in yine kendisine telefonla çağrı atıp 'Seni seviyorum.' dediğini, buluştuklarında kendisini ...'in evine götürüp orada cinsel ilişkiye girmeyi teklif ettiğini, kabul etmediğini, ...'in, telefonunu aldığını, sonra ...'in evinde ..., ..., ... ve ...’ın zorla kendisine tecavüz ettiklerini, ardından ...’in, kendisiyle birlikte olmak istediğini ancak kabul etmediğini, ...’in, annesinin evde olduğunu söyleyip evlerine davet ettiğini, evde annesinin olduğunu düşünerek gittiğini, orada ...’in, kendisine tekrar zorla tecavüz ettiğini, sonra ...’in, kendisini telefonla arayıp ...'le olan görüntüleri eve gönderdiğini söylediğini, kendisini 'Eşyalarını vereceğim.' diyerek çağırdığını, onları verdikten sonra birlikte olmak istediğini ancak kendisinin kabul etmediğini, orada ... ile birlikte parkta otururken ...'in arkadaşı ...’ın geldiğini, ... ve ...'ın konuştuklarını, ...’ın oradan ayrıldığını, ...’in, kendisine 'Seni bir yere götüreyim.' dediğini, oradan sanık ...'in dükkânına götürdüğünü, ...’ın da orada olduğunu, kendisini dükkâna götürdükten sonra ...’in ortadan kaybolduğunu, o akşam, ...'in çalıştığı dükkânda kaldıklarını, dükkânın kapısını kilitlediklerini, ardından bir film koyup kendisine soyunmasını söylediklerini, kabul etmemesi üzerine ellerini ...’ın tuttuğunu, ...’le birlikte kendisini soyundurduklarını, her ikisinin kendisine tecavüz ettiğini, sabahleyin kendisini serbest bıraktıklarını, sonunda polise gitmeyi düşündüğü için bağırıp da kendisini rezil etmek istemediğini, soruşturma aşamasındaki ifadesi okunup kısmi aykırılık nedeniyle sorulması üzerine; o ifadesinin de doğru olduğunu, ...’in, kendisini ...'in dükkânında bırakıp gittikten sonra ... ile ...’in geldiklerini, ...’in 'Seni götüreceğim.' dediğ.
10.06.2011 tarihinde inceleme dışı sanıkların yargılaması sırasında istinabe olunan Mahkemede; inceleme dışı sanıklardan ... İşler, ... ..., ... ve ... ...’in, kendisine herhangi bir cinsel saldırıda bulunmadıklarını, ... ve ...’ı olay nedeniyle tanıdığını, 7-8 ay önce ev sahibinin kızının, telefon numarasını ...’e vermesi nedeniyle ...’in, kendisini bir hafta boyunca rahatsız ettiğini, bu durumdan rahatsız olduğu için ...’in yanına gittiğini, ...’in kötü biri olmadığını anladığını, 1-2 ay boyunca cinsel birliktelik olmadan ...’le sevgili gibi bir arkadaşlıklarının olduğunu, bir gün Maltepe’de ...’le tartıştıklarını, aralarında bir mesafe oluştuğunu, tartışmalarından sonra ...’in, kendisini tekrar Maltepe’ye çağırdığını, 'Hava soğuk. Arkadaşımın evine gidelim.' dediğini, ...’le birlikte ...’in evine gittiklerini, ...’in orada kendisine birlikte olma teklifinde bulunduğunu, sinirlenerek ona tokat attığını, ...’in lavaboya gittiğini, o sırada ...’in gelerek kendisine ne olduğunu sorup üstelediğini, ona bir şey olmadığını söylediğini, ...’in '... senden bir şey isteyeceğim ama yanlış anlama.' dediğini, ne istediğini sorduğunda 'Telefon numaranı istiyorum.' dediğini, ona telefon numarasını verdiğini, ...’in 'Cep telefonunu aldığımı ...’e söyleyeceğim.' dediğini, ... döndüğünde ona karşı sinirli olması nedeniyle gitmek istediğini söylediğini, ... ve ...’in, kendisini minibüs durağına bıraktıklarını, ertesi gün ...’in kendisine 'Ne oldu? Neden mesaj atmıyorsun?' şeklinde mesaj gönderdiğini, ona 'Senden ayrılacağım.' şeklinde cevap verdiğini, 2-3 gün sonra ...’in 'Ne yapıyorsun? Buluşalım.' içeriğinde mesaj gönderdiğini, kabul ettiğini, ...’in, annesinin de evde olduğunu söyleyip eve davet ettiğini, eve gittiğinde sadece ...’in orada olduğunu, annesinin nerede olduğunu sorduğunu, ...’in 'Bir yere kadar gitti. Gelecek.' dediğini, ardından ...’in 'Senden hoşlandım.' diyerek kendisine çıkma teklif ettiğini, ...’le sevgili olduklarını, biraz oturup eve döndüğünü, 2 gün sonra ...’in, kendisini tekrar eve çağırdığını, evde ...’in, kendisine cinsel ilişkiye girme teklifinde bulunduğunu, orada ...’le rızası dahilinde ilişkiye girdiklerini, bu olayın 2010 yılının son aylarında yaşandığını, ardından eve gittiğini, 1 ay kadar ...’le konuşmadığını, sonra ...’in, kendisine 'Elimde videon var.' içerikli mesaj gönderdiğini, ...’e 'Ne videosu?' şeklinde soru sorduğunu, ...’in '...’le senin videon var. İnanmazsan gel.' şeklinde cevap yazdığını, ...’in, yanına gittiğinde 'Videon bir arkadaşın bilgisayarında.' dediğini, inanmayıp eve döndüğünü, ...’in sonraki günlerde ısrarla mesaj atarak videoyu ailesine göndereceğini söylediğini, ...’le ayrılmaları nedeniyle ondaki fotoğrafını almak ve video konusunu konuşmak için buluştuklarını, fotoğrafı ve anahtarlığı aldığını, ...'in 'Videon arkadaşımda. Benimle gel. Videoyu sileceğim.' dediğini, ...’le onun bir arkadaşının evine gittiklerini, ...’e 'Videoyu göster.' dediğini ancak gitttikleri evde bilgisayar olmadığını, ...’in birlikte olmak istediğini, ona 'Yok.' dediğini ancak buna rağmen rızasıyla birlikte olduğunu, onunla ilişkiye girmesinin '...’le videon var.' şeklindeki şantajı nedeniyle olduğunu fakat ...’in, kendisini fiziksel olarak zorlamadığını, bu ilişkinin 2010 yılının son aylarında olduğunu, ardından eve gittiğini ve ...’le 5 ay kadar konuşmadığını, ...’in sonrasında mesaj gönderip barışmayı teklif ettiğini, bu teklifi kabul etmediğini, ardından ...’in 'Videon elimde. Buluşalım.' içeriğinde kendisine mesaj attığını, ...’le daha önce tanışlıklarının olduğunu, ...’in yanına gittiğini, bir alışveriş merkezinin önünde buluştuklarını, ...’in kendisine video olayından bahsettiğini, ...’e neden videoyu silmediklerini sorduğunu, ...’in 'Gel benimle.' dediğini, minibüse binip ...’ın evine gittiklerini, ...’ın mutfakta olduğunu, ...’in '... ve ...’le birlikte olmuşsun. Benimle de birlikte ol.' dediğini, bunun üzerine ...’le rızası dahilinde cinsel ilişkiye girdiğini, ...’le birlikte olmasında video şantajının bir etkisinin olmadığını, ...’in cinsel ilişkiye girmek için fiziksel bir şiddet uygulamadığını, sonra giyindiklerini, o sırada odaya ...’ın geldiğini, ...’ın 'Benimle de birlikte olacaksın.' dediğini, ...’la tartıştıklarını, bunun üzerine ...’in geldiğini, ...’in evde olduğunu o zaman fark ettiğini, ...’in kendisine '...’la birlikte ol.' dediğini, ...’e 'Ne oluyor?' şeklinde cevap verdiğini, ...’in 'Ne olur.' diyerek sinirlendiğini ve ...’le birlikte evden çıkıp aşağı indiğini ancak çıkmadan önce kendisinin ve ...’ın üzerine kapıyı kilitlediğini, sonra ...’la birbirlerine bakıştıklarını, ...’ın 'Bir kereden bir şey olmaz.' dediğini, bunun üzerine ...’la rızası dahilinde bir kez cinsel ilişkiye girdiğini, ...’ın, kendisine video konusunda şantaj yapmadığını, videodan haberinin de olmadığını, kendisine karşı fiziksel bir şiddet de uygulamadığını, bu ilişkinin 2011 yılında olduğunu ancak hangi ay yaşandığını hatırlamadığını, ...’ın telefonla mesaj göndermesi üzerine ...’in geldiğini, ..., ... ve ...’le birlikte evden çıktıklarını, ...’in 'Videonu babana göndereceğim.' dedikten sonra elinden telefonunu aldığını ve kendi numarasını sildiğini, sonra telefonu iade ettiğini, telefon geçmişinden ...’in numarasını bulup ona 'Kendini çok mu akıllı sanıyorsun?' içeriğinde mesaj gönderdiğini, ...’in bu duruma çok sinirlendiğini, o günlerde babasının kendisini çok sık telefonla araması nedeniyle ...’in videoyu göndermiş olabileceğinden şüphelendiğini, ...’e bu durumu sorduğunu ancak ...’in göndermediğini söylediğini, o gece parkta yattığını, sabah olunca Burcu isimli bir arkadaşında kaldığını, ardından 2 gün erkek arkadaşında kaldığını, o gün ...’in, kendisine 'Ne yapıyorsun?' içerikli bir mesaj gönderdiğini, ...’e 'Eve gidemiyorum. Babamdan korkuyorum.' şeklinde cevap yazdığını, ...’in tekrar 'Babana video göndermedim.' dediğini, ardından ...’in, kendisini bir parka çağırdığını, parkta ...’in de olduğunu, ...’in, yanlarından ayrıldığını, ...’le birlikte parkta oturduklarını, yanlarına ...’ın geldiğini, ... ve ...’in aralarında bir şeyler konuştuklarını, ...’ın ayrıldığını, sonra tekrar geldiğini, hep birlikte ...’in bulunduğu dükkâna gittiklerini, ...’in 'Sen ...’le otur. Ben kapıdayım.' dediğini, ...’in acil bir işinin çıktığını ve gittiğini, ...’le otururken ...’in gelerek kendisini öpmeye çalıştığını, ...’e kızdığını, akşam vakti olması nedeniyle gece dükkânda kaldığını, ...’in gelip kendisini almasını beklediğini, ...’in 'Gitme. Bu havada seni bırakmam.' dediğini, o gece ...’le rızası dahilinde cinsel ilişkiye girdiklerini, ...’in, kendisine video şantajı ya da fiziksel bir şiddetinin olmadığını, bu olayın yaklaşık 2-3 ay önce olduğunu, sabah ...’ın mesaj atıp davet ettiğini, ...’ın evine gittiğini, o sırada inceleme dışı sanık ...’ın da evde olduğunu, beraber oturduklarını, oradan kalkıp ayrıldığını, ardından polise gittiğini, orada teyzesini telefonla aradığını, polisle beraber teyzesine gittiklerini, hiçbir ilişkisinde zorlama olmadığını, her ne kadar ... ilişkiden önce videodan bahsetse de bunun ilişkiye girmelerinde bir etkisinin olmadığını, onunla da herhangi bir şantaj ve zorlama olmadan rızasıyla ilişkiye girdiğini, çelişki nedeniyle sorulması üzerine; ...’le rızasıyla ilişkiye girdiğini,
30.06.2011 tarihinde inceleme dışı sanıkların yargılandığı Mahkemede; inceleme dışı sanıklar ... ile ...'ın hiçbir şekilde kendisine organ sokmak suretiyle cinsel istismarda bulunmadıklarını, inceleme dışı sanık ...’le tanıştıktan sonra yanlarına inceleme dışı sanık ...’in geldiğini, ...’in hesap ödemek için yanlarından ayrılması üzerine ...’in, cep telefonu numarasını istediğini, aradan bir iki hafta geçtikten sonra ... ile tekrar buluştuklarını, ...’in 'Arkadaşımın evine gidelim. Hava biraz soğuk.' dediğini, bunun üzerine daha önceden tanımadığı inceleme dışı sanık ...’in evine gittiklerini, ...’in, kendisine cinsel birliktelik teklif ettiğini, ilk defa ... ya da ...’den birisiyle cinsel ilişkiye girdiğini, sorulması üzerine; ilk defa ...'le cinsel ilişkiye girdiğini, ilişkinin ...’in evinde gerçekleştiğini, ...'le başka bir odaya gittiklerini, ilişkiden sonra bekaretinin bozulduğunu, iç çamaşırında kan gördüğünü, ayrılıp eve gittiğini, ardından ...’le aralarının soğuduğunu, ...'le dertleşmek için ...'in telefon numarasını evdeyken istediğini, ...’in hasta olması nedeniyle evine gittiğini, ...’in sevgili olmayı teklif ettiğini, cinsel ilişkiye girdiklerini, o sırada bilgisayarın kamerasının ışığının yandığını, ...’e 'Beni kameraya mı aldın?' dediğini, ...’in gülerek hiçbir şey söylemediğini, bu durumu kendisinin takıntı hâline getirdiğini, ailesine ya da başkalarına göstermesinden korktuğunu, eve gittikten sonra mesajla ona video çekip çekmediğini ısrarla sorduğunu ancak ...’in hiçbir şey söylemediğini, bu nedenle ondan ayrıldığını, videoyu öğrenmek için ...’in arkadaşları olan ... ve ...’la görüşmeye başladığını, bir hafta sonra ...’in, kendisini ...'ın evine götürdüğünü, ... ile ilişkisinin daha sonra olduğunu, ...'ın evinde ...’le rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini, ...’e videoyu sorduğunu, ...’in haberinin olmadığını söylediğini, ...’ten ertesi gün ...'ın telefon numarasını istediğini, ...'ı telefonla aradığını, mesaj attığını, o gün ...'ın evine gittiğini, aralarında yakınlaşma olduğunu, ikisinde de cinsel ilişkiye girme konusunda bir arzu oluştuğunu, ilişkiye girdiklerini, o sıralarda eve gitmediğini, bir gün dışarıda, iki gün de erkek arkadaşının evinde kaldığını, ...’la telefonla mesajlaşarak görüştüklerini, ...’ın 'Ertesi gün bize gel.' dediğini, gittiğinde inceleme dışı sanık ...’ı ilk kez gördüğünü, ...’tan rica edip duş aldığını, bornozla banyodan dışarı çıktığını, ...’ın 'Sen kadın mısın?' şeklinde soru yönelttiğini, ona 'Evet.' dediğini, ardından çay içip ayrıldığını, ... ile bir dükkâna gittiğini, ...’in de oraya geldiğini, ...’in 'Bizim antrenmanımız var. Biz gideceğiz.' dediğini, kendisinin oturmaya devam ettiğini, sonra ...’in gelip kendisini çağırdığını ancak onunla gitmediğini, ... ve ...’la konuştuğunu, o sırada aralarında bir yakınlaşma olduğunu ve öpüştüklerini ancak cinsel ilişkiye girmediklerini, sonra ...’ın eve gittiğini, kalacak yeri olmadığı için dükkânda kaldığını, ...’le sabaha kadar sohbet ettiklerini, onunla da bir defa rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini, Mersin’de ikamet etmesine rağmen ...’in davasına girdiğinde onu elleri kelepçeli ve tutuklu gördüğü için vicdanının sızladığını, Mersin’de konu ile ilgili ifade vermekle beraber doğruları anlatmak için Mahkeme’ye geldiğini, sanıkların aileleriyle görüşmediğini, ...’ın ablasıyla telefonda görüştüğünü, ablasının davadan bahsettiğini, kendisinin de 'Vicdanım el vermiyor. Doğruları söyleyeceğim.' dediğini, polise ifade verdiğinde ruhsal durumunun çok bozuk olduğunu, ilaç kullanmaya başladığını, yaklaşık 1 aydır ilaç kullanmadığını, ruh sağlığının iyi olduğunu, nasıl ifade vermesi gerektiği konusunda herhangi bir tembihte bulunulmadığını, Kolluk ifadesiyle arasında oluşan çelişki nedeniyle sorulması üzerine; o sırada anne ve babasının hasta olduklarını, ailesinden de bu olaylar dolayısıyla çok korktuğunu, olayları polis merkezinde anlattığını ancak doğru olmadığını, Mahkemede doğruları söylediğini, polis memurunun kendiliğinden ifade yazmadığını, kendisinin anlattıklarına göre yazdığını ancak ailesinden korkması nedeniyle kafasında tasarlayıp o şekilde ifade verdiğini, 10.06.2011 tarihinde istinabe olunan Mahkemede verdiği ifadesinin okunup sorulması üzerine; 10.06.2011 tarihinde ifade verdiği sırada zaman zaman video şantajından bahsettiğini, kafasının videoya takıldığını, suça sürüklenen çocukların hapiste yattığını, yüreğinin el vermediğini, bu nedenle olayın en doğrusunu Mahkemede anlattığını, sorulması üzerine; suça sürüklenen çocuklara 19 yaşında olduğunu hiçbir şekilde söylemediğini, bir anaokulunun servis aracında hosteslik yaptığını ancak hiç kimseye hostes kıyafetiyle fotoğraf göstermediğini, böyle bir kıyafetinin olmadığını,
Müşteki ... Kollukta; 25.03.2011 tarihinde saat 13.45’te mağdurenin kayıp olduğunu belirterek müracaatta bulunduğunu, 29.03.2011 tarihinde saat 22.00 sıralarında polis memurlarının, kendisini telefonla arayıp mağdurenin bulunduğunu söylediklerini, emniyet amirliğine gittiğinde mağdurenin sanık ... ile inceleme dışı sanıklar ... ..., ... , ... ..., ... ...ve ...'in tecavüzüne uğradığını öğrendiğini, şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
07.12.2016 tarihinde bozma sonrası Mahkemede; mağdurenin evlendiğini ve çocuğunun olduğunu, mağdurenin eşinin dava hakkında bilgi sahibi olmadığını, bu nedenle duruşmalara katılmak istemediğini, daha önceki şikâyetlerinden vazgeçtiklerini,
Tanık ... Kollukta; mağdureyi aynı mahallede olmaları nedeniyle yaklaşık 3 yıldır tanıdığını, 28.03.2011 tarihinde büfede yemek yediğini, mahalleden arkadaşı olan ... ve mağdurenin yanına geldiklerini, geldiklerinde mağdurenin ağladığını, ...’ın, mağdurenin evden kaçtığını, evine götürmediği takdirde kız kardeşini ifadeye çağıracaklarını söylediğini, mağdurenin eve gitmediğini ve bir arkadaş grubunun kendisiyle sırayla cinsel ilişkiye girdiklerini anlattığını, mağdurenin kendisine bahsettiği şahısları tanımadığını, mağdureden söz konusu kişilerden birisinin telefon numarasını istediğini, mağdurenin inceleme dışı sanık ...’in numarasını verdiğini, ...’i cep telefonundan arayıp buluşmak ve bu konuları çözmek istediğini söylediğini, aynı günün akşamı ...’le buluştuklarını, ...’e ulaşmasında ...’in arkadaşları olan inceleme dışı sanık ... ve sanık ...’in yardımcı olduklarını, ..., ..., ...ve ...'le buluştuklarını, kendisinin yanında ise ... ve mağdurenin olduğunu, orada ...’in 'Ben bu kızı seviyorum. Ama bu gidip benim arkadaşımla yatmış. Bu yüzden artık ...’ı istemiyorum.' dediğini, diğer şahısların da mağdureyle rızası dahilinde birlikte olduklarını söylediklerini, oradaki konuşma bitince ...’a, mağdureyi götürüp ailesine bırakmasını söylediğini, daha sonra mağdureyi tekrar görmediğini,
İnceleme dışı sanık ... İşler 31.03.2011 tarihinde Savcılıkta ve tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; mağdure ile kendisini iki buçuk yıl önce ...isimli bir arkadaşının tanıştırdığını, bir buçuk hafta sonra ondan ayrıldığını, bir müddet sonra mağdurenin, kendisine mesaj gönderdiğini, ona yaşını sorduğunda mağdurenin 19 yaşında olduğunu söylediğini, mağdureyle Maltepe’de buluştuklarını, mağdurenin, sokakta elini tuttuğunu, öpüşmeye başladıklarını, mağdureyi ... isimli bir arkadaşının evine götürdüğünü, orada mağdurenin rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini, sonra mağdureyi minibüs yoluna bıraktığını, bir buçuk hafta sonra tekrar buluştuklarını, sohbet edip ayrıldıklarını, mağdureyi ondan sonra tekrar görmediğini, bakire olmadığını daha önce mağdurenin kendisine, söylediğini, şantaj yapmadığını,
Mahkemede; mağdureyle kafede buluşup konuştuklarını, mağdurenin, kendisine hostes kıyafetli fotoğrafını gösterdiğini, o sırada yanlarına inceleme dışı sanık ...’in geldiğini, 4-5 gün sonra tekrar buluştuklarını, mağdureyle konuşurken hayatında daha önceden bir erkek arkadaşı olduğunu, onunla cinsel ilişkiye girdiğini, bakire olmadığını söyleyip daha rahat konuşabilecekleri bir yer olup olmadığını sorduğunu, bunun üzerine inceleme dışı sanık ...’in evine gittiklerini, mağdurenin rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini, ...’in ayrı bir odada olduğunu, ...'le mağdurenin cinsel ilişkiye girmediklerini, yaklaşık iki hafta sonra mağdurenin telefonla aradığını, buluştuklarını, mağdurenin, kendisine soğuk davrandığını, bu nedenle onu bir daha aramadığını, şantaj ve tehdit yoluyla cinsel ilişkide bulunmadığını,
İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...30.03.2011 tarihinde saat 12.21’de Kollukta; mağdureyle 4 ay önce inceleme dışı sanık ... İşler vasıtasıyla tanıştığını, ... ve mağdurenin, ailesiyle birlikte kaldığı evine geldiklerini, o dönemde mağdure ve ...’in sevgili olduklarını, evde mağdure ve ...’in bir süre oturduklarını ancak çok fazla yalnız kalmadıklarını, evde otururken mağdure ve ... arasında bir şey geçip geçmediğini bilmediğini, telefon numarasını mağdurenin istediğini, kendisini kuzeniyle tanıştıracağını söylediğini, sonra ayrıldıklarını, akşam kendisine mağdureden 'Ne haber tatlım?' yazan bir mesaj geldiğini, mesajı atan kişiye kim olduğunu sorduğunu, mağdure olduğunu anlayınca bir süre mesajlaştıklarını, mağdurenin 'Ne yapıyorsun?' içerikli mesaj gönderdiğini, kendisinin mağdureye evde olacağını söylediğini, mağdurenin ise 'Tek başıma Maltepe’ye inip sahilde gezeceğim. İşin yoksa görüşelim mi?' içeriğinde mesaj gönderdiğini, mağdurenin görüşme teklifini kabul ettiğini, ardından mağdurenin 'Evine geleyim.' dediğini, mağdureye 'Sen bilirsin.' şeklinde cevap yazdığını, ertesi gün mağdurenin eve geldiğini, evde kimsenin olmadığını, oturup müzik dinlediklerini, sohbet ettiklerini, mağdurenin '...’i sevmiyorum. Senden hoşlanmaya başladım.' dediğini, bunun üzerine aralarında bir yakınlaşma olduğunu, mağdureye 'Başıma iş açma. Bakire misin?' şeklinde soru sorduğunu, mağdurenin daha önce iki kişiyle cinsel ilişkiye girdiğini ve bakire olmadığını söylemesi üzerine rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini, mağdureyi zorlamadığını, ilişki esnasında yanında bulunan cep telefonuyla ilişkiye girmelerini 2-3 dakika görüntüleyip telefonuna kaydettiğini, sonra mağdurenin evden ayrıldığını, 1-2 hafta sevgili olarak kaldıklarını, bu süreçte iki kez mağdurenin rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini, mağdurenin cep telefonuna sürekli mesajlar gelmesi ve telefonuna bakmasına izin vermemesi nedenleriyle ayrıldıklarını, mağdurenin telefon rehberinde çok sayıda erkek isminin olduğunu, mağdureye sorduğunda mağdurenin hiç kız arkadaşının olmadığını belirttiğini, ayrılmadan önce mağdureyi ...isimli bir kişinin telefonla aradığını, mağdureye kızdığını ancak mağdurenin telefona cevap verip konuşarak gittiğini, o günden sonra tekrar mağdureyle görüşmediklerini, cinsel ilişki görüntüsünü telefonundan sildiğini ve kimseyle paylaşmadığını, görüntüyü silmeden bilgisayarına aktardığını ancak açılmaması nedeniyle oradan silmeyi unuttuğunu, görüntüyü kaydedip bilgisayara aktardığından ...’e telefonda bahsettiğini ancak ...’in görüntüleri izlemediğini, ...’in mağdureye görüntüleri kullanarak şantaj yapıp yapmadığını bilmediğini, mağdureye şantaj yapmadığını, evinde, adı geçen diğer şahıslarla mağdurenin ilişkiye girmediklerini, mağdureyle rızası dahilinde iki kez birlikte olduklarını, ilk cinsel ilişkiyi kaydettiğini, mağdurenin de buna rızasının olduğunu, görüntüyü telefonundan sildiğini ve telefonunu bir ay önce sattığını, mağdureye şantaj yapmadığını,
Savcılıkta; görüntüleri kullanarak ne kendisinin ne de diğer arkadaşlarının şantaj mahiyetinde mağdureyle cinsel birliktelik yaşadıklarını, diğer arkadaşlarının mağdureyle ilişkiye girip girmediğini bilmediğini, görüntü kaydını ailesine göndereceğine dair bir beyanının olmadığını, hiç kimseyle paylaşmadığını, polis memurlarına da bilgisayarında olduğunu söylediğini, mağdureyle arkadaşlığına son verdikten sonra mağdurenin, kullandığı eski telefon numarasına 'Beni bıraktığına seni pişman edeceğim.' şeklinde mesaj göndererek tehditte bulunduğunu, mağdureyi yaklaşık 4 aydır tanıdığını, 2010 yılının son ayında mağdureden ayrıldığını,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; 3-4 ay önce mağdureyle cinsel ilişkiye girdiğini, ilk defa olduğu için mağdureyle cinsel ilişkisini kameraya aldığını ancak kimseye söylemediğini, göstermediğini, ilişkiye girdikten sonra mağdurenin kendisini tehdit ettiğini, 'Sen pişman olacaksın.' dediğini, mağdurenin telefon rehberinde çok sayıda erkek ismi olması nedeniyle ayrıldıklarını,
Mahkemede; inceleme dışı sanık ... ile mağdurenin eve gelmesi üzerine onunla tanıştığını, ertesi gün mesajlaşıp buluştuklarını, aralarında duygusal yakınlaşma olduğunu, sevgili olduklarını, rızası dahilinde iki kez cinsel ilişkiye girdiğini, cinsel ilişkiyi mağdurenin bilgisi dahilinde cep telefonuna kaydettiğini, başka bir erkekten mağdureye mesaj gelmesi üzerine tartışıp ayrıldığını, görüntüleri bir başkasının eline geçmemesi için bilgisayara kaydettiğini, polis memurları geldiğinde bu durumu onlara da söylediğini, Savcılık ifadesiyle arasında oluşan çelişki nedeniyle sorulması üzerine; o tarihte psikolojisinin biraz bozuk olduğunu, ne dediğini bilmediğini,
İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... Savcılıkta; mağdureyi, arkadaşları inceleme dışı sanıklar ... ... ve ... İşler aracılığıyla tanıdığını, 27.03.2011 tarihinde ... ve ...’in mağdureyi dükkâna bırakıp idmana gittiklerini, mağdurenin akşama kadar dükkânda oturduğunu, sohbet ettiklerini, akşam arkadaşlarının geri geldiklerini ancak mağdurenin ...’le gitmek istemediğini, kendisinin mağdureyle rızası dahilinde seviştiğini, inceleme dışı sanık ...’in de orada olduğunu, ardından eve gittiğini, ... ve mağdurenin dükkânda kaldıklarını, ne yaptıklarını bilmediğini,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; diğer arkadaşları olduğu hâlde mağdurenin, kendisiyle öpüşmeye başladığını, mağdureyle cinsel ilişkiye girmediğini,
Mahkemede; dükkânın dışarıdan görünmeyen iç kısmında mağdureyle öpüşmek ve yakınlaşmak suretiyle zaman geçirdiğini, cinsel ilişkiye girmediğini,
İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... 31.03.2011 tarihinde Savcılıkta ve tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; inceleme dışı sanık ... İşler ile arkadaş olduğunu, mağdure ve ...’in daha önce sevgili olup bir şeyler yaşadıklarını, mağdureyle ...’in yanında tanıştığını, mağdurenin, telefon numarasını alıp kendisine mesaj göndererek buluşma teklif ettiğini, ...’ın evinde buluşmaya karar verdiklerini, ...’ın evden ayrılarak gittiğini, evde mağdureyle yalnız kaldıklarını, mağdurenin, kendisini tahrik edici ve erotik hareketler yaptığını, orada mağdureyle cinsel ilişkiye girdiğini, mağdurenin bakire olmadığını, ardından oradan ayrıldıklarını, bir gün sonra mağdurenin, kendisine mesaj gönderip ...’ın numarasını istediğini, ...’ın telefon numarasını mağdureye verdiğini, mağdureyle sadece 26.03.2011 tarihinde bir kez rızası dahilinde birliktelik yaşadığını, şantaj yapmadığını,
Mahkemede; tutuklanmadan yaklaşık 1 ay ya da 3 hafta önce mağdureyle rızası dahilinde cinsel ilişkiye girdiğini, bir gün bir kafede inceleme dışı sanık ...’in yanında mağdureyi gördüğünü, birlikte oturup bir şeyler yediklerini, ...’in hesabı ödemek için ayrıldığı sırada mağdurenin, kendisinden cep telefonu numarasını istediğini, ertesi gün idmana giderken sorduğunda ...’in, mağdureyle sevgili olduklarını ancak ayrıldıklarını söylediğini, aradan tahminen 1 ya da 2 ay geçtikten sonra mağdurenin buluşmak istediğini, bir kafeye gittiklerini, mağdurenin orada kendisine 19 yaşında olduğunu ve hosteslik yaptığını söyleyip fotoğraflarını gösterdiğini, aralarında bu nedenle bir yakınlaşma olduğunu, mağdurenin 'Daha müsait bir yere gidebilir miyiz?' dediğini, inceleme dışı sanık ...’ın evine gittiklerini, ...’ın alışveriş yapmak için dışarı çıktığını, mağdureyle cinsel ilişkiye girdiğini, ... geldikten sonra evden ayrıldığını, ertesi gün mağdurenin ...’ın cep telefonu numarasını istediğini, bunun üzerine ...'ı telefonla arayıp mağdurenin evin önünde olduğunu söylediğini, tutuklanmadan birkaç gün önce ... ve sanık ...’in dükkânın önünde oturduğunu gördüklerini, antrenmana gitmek için ... ile birlikte ayrılırken ...’in sinirli bir vaziyette mağdureyi kastederek 'Bende kendisinin videosu olduğunu söylüyor. Gerizekalı.' dediğini, böyle bir video olup olmadığını anlatmak istemediğini, Savcılık ve Sulh Ceza Mahkemesindeki ifadeleriyle arasında oluşan çelişki nedeniyle sorulması üzerine; o gün ailesinin yüzüne nasıl bakacağını düşünerek baskı altında olduğunu, o nedenle yanlış açıklamada bulunduğunu, Mahkemede anlattıklarının doğru olduğunu, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalının raporunun okunup sorulması üzerine; eğer rızaya aykırı bir durum olsaydı en ufak bir bağırma sesinde apartman komşularının geleceğini,
İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... 31.03.2011 tarihinde Savcılıkta ve tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; mağdure ile kendisini inceleme dışı sanık ...’in tanıştırdığını, yaklaşık bir hafta önce evdeyken kapının çaldığını, ... ve mağdurenin eve girdiklerini, bir odaya geçtiklerini, odada ne yaptıklarını bilmediğini, ardından çıkıp gittiklerini, bir gün sonra ...’in, kendisini telefonla arayıp evinin çevresinde mağdurenin gezdiğini söylediğini, dışarı çıktığında mağdurenin evin karşısında olduğunu gördüğünü, mağdureyle evde sohbet ettiklerini, sonra mağdurenin istemesiyle cinsel ilişkiye girdiklerini, mağdurenin bakire olmadığını, sonra mağdurenin evden çıkıp gittiğini, mağdurenin, kendisine 19 yaşında olduğunu söylediğini, rızasıyla cinsel birliktelik yaşadıklarını, şantaj yapmadığını,
Mahkemede; mağdurenin 19 yaşında olduğunu söylediğini, kendisine tahrik edici sözler söyleyip hareketler yaptığını, rızasıyla bir kez cinsel ilişkiye girdiğini,
İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... Kaya aşamalarda; mağdureyi ilk kez 28.03.2011 tarihinde arkadaşı inceleme dışı sanık ...’in evinde gördüğünü, mağdurenin ...’ın arkadaşı olduğunu, ... ile mağdureyi inceleme dışı sanık ...’in, ... ile mağdureyi ise inceleme dışı sanık ...’in tanıştırdığını öğrendiğini, ...’ın evinde otururken mağdurenin de orada olduğunu, biraz sonra mağdurenin banyoya gitmek istediğini söylediğini, mağdurenin üzerini banyoda çıkarıp bornoz giyerek yanlarına geldiğini, yemekte mağdureye 'İlk kim kadın yaptı?' şeklinde soru yönelttiğini, mağdurenin 'O bende saklı.' şeklinde cevap verdiğini, mağdureyle cinsel ilişkiye girmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta müdafisi huzurunda; mağdureyi üç gündür tanıdığını, çalıştığı dükkâna arkadaşı inceleme dışı sanık ...’in mağdureyi getirdiğini, ardından ...’in işi olduğunu söyleyerek yanlarından ayrıldığını, kendisiyle mağdurenin dükkânda kalıp sohbet etmeye başladıklarını, mağdurenin, kendisine, evine fotoğraf ya da video gönderildiğini, bu şekilde ailesiyle arasının bozulduğunu, bu nedenle 3 gün önce evden kaçtığını, Burcu isimli bir arkadaşının evinde kaldığını, ...’le sevgili olduğu günlerde onunla cinsel ilişkiye girdiğini, daha sonra ...’in en yakın arkadaşı inceleme dışı sanık ...'le cinsel ilişkiye girdiğini, ardından inceleme dışı sanık ...'ın da cinsel ilişkiye girmek istediğini ancak kendisinin kabul etmediğini, bunun üzerine ...'in, kendisine bıçak çekip ...'la cinsel birliktelik yaşamasını istediğini, tehdit nedeniyle mecburen ...’la birlikte olduğunu, en sonunda bir şekilde ailesine fotoğraf ya da video gönderilmesi üzerine ailesiyle arasının kötü olduğunu, ardından tekrar ...’le görüşmeye başladığını anlattığını, mağdurenin başka şeyler de söylediğini ancak hatırlayamadığını, mağdurenin bunları anlatması üzerine yanında bulunan arkadaş grubuna mağdureyi ...’e vermemelerini söylediğini, daha sonra ... ve arkadaşlarının geldiğini ancak arkadaşlarının mağdureyi ona vermediklerini, mağdurenin gideceği yeri olmadığını söylediğini, o gece mağdureyle beraber dükkânda kaldıklarını, onun rızasıyla bir kez cinsel ilişkiye girdiklerini, sabah olduğunda mağdureye gidecek yerinin olup olmadığını sorduğunu, mağdurenin 'Mahalleme döneceğim. Ne var ne yok bir bakacağım.' diyerek ayrıldığını, tekrar mağdureyle görüşmediğini, inceleme dışı sanıklar ..., ..., Muhammet ... ve ...’i tanıdığını, diğer şahısları tanımadığını, ...’in evine hiç gitmediğini, belirtilen kamera görüntülerini izlemediğini ve kaydetmediğini,
Savcılıkta; mağdureyi yaklaşık 4 gündür tanıdığını, iş yerine mağdureyi inceleme dışı sanık ...’in getirdiğini, mağdurenin, yanında yaklaşık 2,5-3 saat kaldığını, mağdureyle uzun uzun sohbet ettiklerini, ...’in de daha önceden mağdurenin başından geçenleri kısmen anlattığını, mağdureye ilk kez cinsel ilişkiye girdiği erkeği sorduğunu, hâlihazırda adliyede olan arkadaşlarıyla cinsel birliktelik yaşayıp yaşamadığını sorduğunu, mağdurenin, onlarla birlikte olduğunu ama ilk cinsel ilişkisini onlardan biriyle yaşamadığını söyleyip bir yıl kadar önce sevgilisiyle olan ilişkisini anlattığını, oturdukları sırada ...’in mağdurenin telefonuna mesaj gönderip kendisini almaya geleceğini söylemesi, mağdurenin de gitmek istememesi, patronunun da dükkâna gelme saatinin yaklaşması nedenleriyle mağdureyi dükkânın biraz ilerisinde bulunan parka iş yerindeki arkadaşlarıyla gönderdiğini, '... gelip mağdureyi almak isterse kesinlikle vermeyin.' diyerek onları tembihlediğini, saat 06.00 sıralarında mağdure ile arkadaşlarının, çalıştığı dükkâna geldiklerini, babasının kötü davranacağını düşünmesi nedeniyle mağdurenin eve gitmek istemeyip daha önce birlikte oldukları kişilerin cinsel ilişkiyi kaydettiklerini, video kaydını babasına gönderdiklerini ya da göndereceklerini söylediğini, kendisinden kalacak yer sağlamasını istediğini, bu nedenle dükkânda birlikte kalmaya karar verdiklerini, televizyon izlerken kendisine yaklaşması üzerine mağdurenin rızası ve isteğiyle cinsel ilişkide bulunduğunu, kesinlikle mağdureye zorla sahip olmadığını, mağdureyle cinsel ilişkiye girdiği sırada inceleme dışı sanık ...’ın da dükkânda bulunduğunu, ...’ın mağdureyle ilişkiye girdiğini kendisinin görmediğini,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; kamera ya da video kaydını, herhangi bir şekilde şantaj yapmadığını, yanına geldiğinde zaten mağdurenin evden kaçmış durumda olduğunu, rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini,
Mahkemede; mağdureyi daha önceden tanımadığını, 27.03.2011 tarihinde inceleme dışı sanık ... ile mağdurenin iş yerine geldiklerini, ...’le daha önce kendisine kadın bir arkadaş getirmesi hususunda konuştuklarını, sonra ...’in ayrıldığını, kendisinin ve mağdurenin dükkânda kaldıklarını, inceleme dışı sanık ...'ın da dükkânda olduğunu ancak onun bilgisayar başında durduğunu, kendileriyle ilgilenmediğini, mağdurenin, inceleme dışı sanık ...’in, kendisiyle yaşadığı cinsel ilişkiyi kameraya aldığını, kendisini tehdit ettiğini, bu olayın da babası tarafından öğrenildiğini, bu nedenle evden kaçtığını anlattığını, mağdureye onu eve bırakmayı teklif ettiğini ancak mağdurenin, kendisine eve gitmek istemediğini söyleyip kalabileceği bir yer bulmasını istediğini, mağdureyle birlikte dükkânda kaldıklarını, ailesiyle sorunları olan yakın arkadaşı ...'ın da orada kaldığını, oturup muhabbet ettiklerini, mağdureyle cinsel ilişkiye varmayan boyutta seviştiklerini, sabah 08.00'de dükkânı açtığını, mağdurenin de ayrıldığını, ... mağdureyi getirdiği zaman mağdurenin başına gelenleri bilmediğini, daha sonra mağdurenin, kendisine anlattığını, akşamüzeri ... ile ... mağdureyi almaya geldiklerinde, mağdurenin anlattıklarından dolayı, önceden olduğu gibi yine başına kötü şeyler gelebileceği düşüncesiyle mağdurenin onlarla gitmesine razı olmadığını, onların da fazla üstelemediklerini, Sulh Ceza Mahkemesindeki ifadesinin okunup sorulması üzerine; o ifadesini kabul etmediğini, Kollukta kendisinin ifadesini almadıklarını, sadece tutanağı imzalattıklarını, adliyeye gittiğinde de polisin nasıl ifade vereceğini kendisine söylediğini, o nedenle o şekilde ifade verdiğini, Savcılık ifadesinin okunup sorulması üzerine; Mahkemedeki ifadesinin daha doğru olduğunu, Kolluk ifadesinin okunup sorulması üzerine; Mahkemedeki ifadesinin daha doğru olduğunu, karakolda ifadesini almadıklarını,
Savunmuştur.
Çocukların cinsel istismarı suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 103. maddesinde;
'(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.' şeklinde düzenlenmiş iken,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile;
'(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur', biçiminde değişikliğe uğramış,
02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile de;
'Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur' şeklinde son hâlini almıştır.
“Reşit olmayanla cinsel ilişki” başlıklı 104. maddesinin 1. fıkrası ise;
'Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' şeklindedir.
TCK'nın 103. maddesinde üç grup mağdura yer verilmiş olup birincisi onbeş yaşını tamamlamamış olan çocuklar, ikincisi onbeş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar, üçüncüsü ise onbeş yaşını tamamlayıp onsekiz yaşını tamamlamamış çocuklardır. Birinci ve ikinci grupta yer alan çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın dahi gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış istismar suçunu oluşturmakta, eylemin bu kişilere karşı cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi ise anılan maddenin dördüncü fıkrası uyarınca cezanın yarı oranında artırılmasını gerektirmektedir. Üçüncü grupta yer alan çocuklar yönüyle eylemin suç oluşturması için gerçekleştirilen cinsel davranışların cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Nitekim cebir, tehdit ve hile olmaksızın onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, anılan Kanun'un 103. maddesinde düzenlenmiş olan çocukların cinsel istismarı suçundan değil, şikâyet üzerine 104. maddede düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırılacaktır.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; 'suçsuzluk' ya da 'masumiyet karinesi' şeklinde, Latincede ise 'in dubio pro reo' olarak ifade edilen 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Olay tarihinde 17 yaşının içerisinde olan mağdurenin Kollukta; sanık ...’in dükkânına gittiğini, sanığın, üzerine saldırdığını, karşı koyduğunu, cinsel ilişki yaşanmadığını, biraz zaman geçtikten sonra inceleme dışı sanıklar ..., ... ile ismini bilmediği bir erkek şahsın dükkâna geldiklerini, ...’in 'Seni buradan götüreceğim.' dediğini, sanığın ise dükkânda kalmasını istediğini, dükkânda sadece sanık ... ...’ın kaldığını, 29.03.2011 tarihinde saat 21.00 sıralarında sanığın, kendisini öpmeye başladığını, kendisine saldırdığını, ona karşı koyduğunu ancak ...’ın, kollarından tuttuğunu, sanığın, üzerindeki kıyafetleri çıkardığını, ...’ın ise kendisini arkadan tuttuğunu, ayaktayken sanığın, kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini, ...’ın kendisini koltuğa oturttuğunu, sanığın, ellerini arkaya çektiğini, ...’ın, ayaklarını açarak cinsel ilişkiye girdiğini, ilişkiye girdikten sonra gece orada kaldığını, Mahkemede; ...’in kendisine 'Seni bir yere götüreyim.' dediğini, oradan sanığın dükkânına götürdüğünü, ...’ın da orada olduğunu, kendisini dükkâna götürdükten sonra ...’in ortadan kaybolduğunu, o akşam, sanığın çalıştığı dükkânda kaldıklarını, dükkânın kapısını kilitlediklerini, ardından bir film koyup kendisine soyunması söylediklerini, kabul etmemesi üzerine ellerini ...’ın tuttuğunu, sanıkla birlikte kendisini soyundurduklarını, her ikisinin kendisine tecavüz ettiğini, sabahleyin kendisini serbest bıraktıklarını, sonunda polise gitmeyi düşündüğü için bağırıp da kendisini rezil etmek istemediğini, soruşturma aşamasındaki ifadesi okunup kısmi aykırılık nedeniyle sorulması üzerine; o ifadesinin de doğru olduğunu, ...’in, kendisini sanığın dükkânında bırakıp gittikten sonra ... ile ...’in geldiklerini, ...’in 'Seni götüreceğim.' dediğini, sanığın izin vermediğini, neden bırakmadığını bilmediğini, şikâyetçi olduğunu, inceleme dışı sanıkların yargılanması sırasında istinabe olunan Mahkemede; sanığın bulunduğu dükkâna gittiklerini, ...’in 'Sen ...’le otur. Ben kapıdayım.' dedikten sonra ...’in acil bir işinin çıktığını söyleyerek gittiğini, birlikte otururken sanığın, yanına gelerek kendisini öpmeye çalıştığını, sanığa kızdığını, akşam vakti olması nedeniyle gece dükkânda kaldığını, ...’in gelip kendisini almasını beklediğini, sanığın 'Gitme. Bu havada seni bırakmam.' dediğini, o gece sanıkla rızası dahilinde ilişkiye girdiklerini, sanığın, kendisine video şantajı ya da fiziksel bir şiddetinin olmadığını, inceleme dışı sanıkların yargılandığı Mahkemede; ... ile bir dükkâna gittiğini, ...’in de oraya geldiğini, ...’in 'Bizim antrenmanımız var. Biz gideceğiz.' dediğini, kendisinin oturmaya devam ettiğini, sonra ...’in gelip kendisini çağırdığını ancak onunla gitmediğini, sanık ... ...’la konuştuğunu, o sırada aralarında bir yakınlaşma olduğunu ve öpüştüklerini ancak cinsel ilişkiye girmediklerini, sonra ...’ın eve gittiğini, kalacak yeri olmadığı için dükkânda kaldığını, sanıkla sabaha kadar sohbet ettiklerini, onunla da bir defa rızalı bir şekilde cinsel ilişkiye girdiklerini, Mersin’de ikamet etmesine rağmen sanığın duruşmasına girdiğinde onu elleri kelepçeli ve tutuklu gördüğü için vicdanının sızladığını, Mersin’de konuyla ilgili ifade vermekle beraber doğruları anlatmak için Mahkeme’ye geldiğini iddia ettiği, sanığın ise Kollukta, Savcılıkta ve tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; mağdurenin gideceği yeri olmadığını söylediğini, o gece mağdureyle beraber dükkânda kaldıklarını, onun rızasıyla bir kez cinsel ilişkiye girdiklerini, sabah olduğunda mağdurenin dükkândan ayrıldığını, Mahkemede; mağdureyle cinsel ilişkiye varmayan şekilde seviştiklerini savunduğu olayda;
Mağdurenin Kollukta; sanık ...'in dükkânına gittiğini, sanığın, kendisine saldırdığını, ona karşı koyduğunu belirtmesine karşın daha sonra dükkânda kalmaya devam ettiğini belirtmesinin hayatının olağan akışına ve genel hayat tecrübelerine uygunluk göstermemesi, mağdurenin Kollukta; sanığın, kendisiyle rızasına aykırı olarak ilişkiye girdikten sonra orada kaldığını, sanığın yargılandığı Mahkemede ise sanığın kendisiyle rızasına aykırı olarak ilişkiye girmesinden sonra sabahleyin kendisini serbest bıraktıklarını, sonunda polise gitmeyi düşündüğü için bağırıp da kendisini rezil etmek istemediğini belirtmesine karşın inceleme dışı sanıkların yargılanması sırasında istinabe olunan Mahkemede; birlikte otururken sanığın, yanına gelerek kendisini öpmeye çalıştığını, sanığa kızdığını, akşam vakti olması nedeniyle gece dükkânda kaldığını, ...’in gelip kendisini almasını beklediğini, sanığın 'Gitme. Bu havada seni bırakmam.' dediğini, o gece sanıkla rızası dahilinde ilişkiye girdiklerini, sanığın, kendisine video şantajı ya da fiziksel bir şiddetinin olmadığını, inceleme dışı sanıkların yargılandığı Mahkemede ise; kalacak yeri olmadığı için dükkânda kaldığını, sanıkla sabaha kadar sohbet ettiklerini, onunla da bir defa rızalı bir şekilde cinsel ilişkiye girdiklerini, Mersin’de ikamet etmesine rağmen sanığın duruşmasına girdiğinde onu elleri kelepçeli ve tutuklu gördüğü için vicdanının sızladığını, Mersin’de konu ile ilgili ifade vermekle beraber doğruları anlatmak için Mahkeme’ye geldiğini belirterek çelişkili açıklamalarda bulunması, mağdurenin ertesi gün alınan raporunda sanıkla ilgili anlattığı olaya ilişkin herhangi bir darp cebir izinin olmaması ve aşamalarda mağdureyle rızasına aykırı olarak cinsel ilişkiye girmediğini belirten sanık savunmasının aksine bir delil bulunmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın mağdureyle zora dayalı olarak cinsel ilişki gerçekleştirdiği iddiasının şüphede kalması, bu şüphenin de yasal olarak sanık lehine değerlendirilmesinin gerekmesi nedenleriyle sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün, mağdurenin sanığın eylemine rızası bulunduğundan, sanığa atılı suçun reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 09.01.2018 tarihli ve 7213-301 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.05.2017 tarihli ve 104-238 sayılı hükmünün, mağdurenin sanığın eylemine rızası bulunduğundan, sanık ...'a atılı suçun reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilip Özel Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçu için kanunda öngörülen ceza miktarı göz önüne alındığında sanık ...' hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezasının infazına başlanmış ve cezaevine alınmış ise İNFAZIN DURDURULMASINA, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse DERHAL SERBEST BIRAKILMASI için YAZI YAZILMASINA,
5- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.11.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.