Hukuk Genel Kurulu 2018/1098 E. , 2021/1431 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Derneği Başkanlığı vekili Av. ...
1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki hâliyle 438. maddesinin 2. fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davalı ... vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; maaş ödemelerini yapan dava dışı bankalar ile yapılan sözleşmelerden dolayı müvekkiline ödenen promosyonun bir bölümünün öğretmenevi yapımı için davalı derneğin hesabına aktarıldığını, sonradan müvekkilinin 24.10.2007 tarihinde aldığı karar ile yapılan bağışın öğretmenevi yerine okul yapımında kullanılmasına karar verildiğini, bu doğrultuda davalı ile imzalanan 06.11.2007 tarihli protokolde; davalı derneğin L tipi projeye göre zemin + iki katlı olmak üzere toplam yirmi dört derslikli lise binasını anahtar teslim inşa ederek kullanma hakkını Milli Eğitim Bakanlığına devretmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalı derneğin protokolün gereklerini yerine getirmediğini, bu nedenle yapılan bağışın geri alınması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.250.531TL bağışın ödendiği tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile imzalanan 06.11.2007 tarihli protokolde öğretmenevi yerine okul yapılmasının kararlaştırıldığını, ancak dernek yönetimine okul yapımı ile ilgili projelerin verilmediğini, davacının inşaatla ilgili herhangi bir girişimde de bulunmadığını, müvekkilinin İl Milli Eğitim Müdürlüğüne protokol koşullarına uyulmadığı ve süresi içinde okul inşaatına başlanmadığı için protokolün iptal edileceğine dair yazı gönderdiğini, müvekkili tarafından 09.03.2009 tarihinde gönderilen yazıda ise; dernek tüzüğünde okul yapımına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bağışlanan promosyon parasının okul için değil öğretmenevi yapımı için verildiği, derneğin öğretmenevinin yapımına yönelik proje giderlerine karşılık 147.500TL ödemesine rağmen öğretmenevi yapımının durdurulduğu açıklanarak okul yapımına ilişkin protokolün iptal edilmesinin istenildiğini, öğretmenevinin yapılamaması hâlinde derneğe bağışlanan paraların tüzüğe göre yine öğretmenlerin yararına yapılacak tesislerde kullanılması gerektiğini, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün bu parayı kendi bütçesi gibi görerek örtülü ödenek şeklinde kullanmak istediğini, nitekim söz konusu para ile müdürlere araçlar alındığını, bu araçların derneğe kayıtlı olması nedeniyle trafik ve kasko poliçelerinin, bakım, onarım ve cezalarının dernek tarafından karşılandığını, davacının derneğin amacına uygun olarak yapılan bağış ve harcamaları geri istemesinin doğru olmadığını, müvekkilinin yaptığı harcamaların dernek tüzüğüne ve mevzuatına uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; 05.08.2014 havale tarihli ıslah dilekçesinde ise; zamanaşımı def’î ve husumet itirazında bulunmuştur.
6. Davacı vekili ıslaha cevap dilekçesinde; ortada teslim edilen bir eser olmadığı için zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını, dava konusu alacağın derneğin hesabına taraflar arasındaki protokol nedeniyle yatırıldığını ve davalının husumet itirazının reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkeme Kararı:
7. Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.01.2016 tarihli ve 2014/59 E., 2016/29 K. sayılı kararı ile; davada istenen paranın, öğretmenlerin maaşlarının karşılığı olarak ödenen promosyon olduğu, davalı derneğe yapılan bağışın gerçek sahipleri olan öğretmenler için kullanılmadığı ve öğretmenevinin yapılmadığı, davacının eğitim hizmetinin yerine getirilmesi için yapılması gereken okul binasıyla ilgili davalı dernekle imzaladığı protokole aykırı davrandığı, buna rağmen davalı derneğin yaptığı harcamaların ise, dernek tüzüğü çerçevesinde lokal binası satın alınması, Çağdaş Eğitim Kooperatifine bağış gibi eğitime yapılan harcamalar olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 02.02.2017 tarihli ve 2016/3866 E., 2017/428 K. sayılı kararı ile;
“…Dava, sözleşmeden kaynaklanan ve dava dışı bankalar tarafından davalıya ödenen bedelin sözleşmedeki edimin yerine getirilmemesi nedeniyle iadesine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık sözleşme uyarınca dava dışı bankalar tarafından davalı Derneğe promosyon kesintilerinin aktarılmasına karşın, davalı derneğin edimini ifa etmemesi nedeniyle iade edilip edilmediği konusunda toplanmaktadır. Davacı Valilik davalının promosyonların aktarılmasına rağmen 06.11.2007 tarihli protokol uyarınca lise binasını inşa edip teslim etmediğini, bağışın davacıya iadesinin gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı ise, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, paranın gerçek sahipleri olan öğretmenler için öğretmenevi yapılmadığı gibi, devletin eğitim hizmetini yerine getirmesi için yapılması gereken okul binası yapılmaya çalışılmışsa da bu konudaki protokolün de davacı tarafça yerine getirilmemesi ve derneğin yaptığı harcamaların tamamının dernek tüzüğü çerçevesinde (lokal binası satın alınması, Çağdaş Eğitim Kooperatifine bağış gibi) eğitime yapılan harcamalar olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 06.11.2007 tarihli protokolde davacının talimatıyla promosyon ödemeleri davalıya okul yapılması karşılığında aktarılmıştır. Sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle ödenen bedelin davacıya iadesi gerekmekte ise de, davalı taraf davacı tarafın talimatıyla bir kısım ödemelerin yapıldığını kanıtlamıştır. Kanıtlanan ödemeler tutarı 1.215.925,00 TL olup, bu miktar dışındaki harcamalar için davacı tarafın talimatı olduğu kanıtlanamamıştır. Gerçekten de, davalı dernek tarafından yapılan bağışın, lokal binası satın alınması ve bir kısım harcamaların davacı adına yapıldığı da ispatlanamamıştır. Bu durumda ödenen miktaran kanıtlanan 1.215.925,00 TL'nin mahsubuyla bakiye kısım yönünden davanın kabulü gerekirken, tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.06.2017 tarihli ve 2017/315 E., 2017/661 K. sayılı kararı ile; dava konusu olayda promosyon paralarının davalı derneğe aktarıldığı ve bunun karşılığında taraflar arasında 06.11.2007 tarihli protokolün imzalandığı, bozma kararının taraflar arasında protokolün yapıldığına dair kısmına uyulduğu, ancak bozma kararındaki miktar yönünden yapılan anlaşma ve harcamalar ile ilgili kısma direnildiği, derneklerin topluma yararlı hizmet geliştirmek için kurulduğu ve sosyal devlet ilkesini tamamlayan kuruluşlar olduğu, devletin tam olarak yapamadığı, eksik kaldığı, geliştirmesi gerektiği alanlarda sivil toplum kuruluşları olan dernekler ve vakıfların bu eksiklikleri gidermeye ve tamamlamaya çalıştığı, derneğin devlete değil, devletin derneğe yardım etmesi gerektiği, davalı derneğin kuruluş amacı doğrultusunda öğretmenlerin yararlanması için lokal binası satın alması, öğrenci yurdu yapımı için Çağdaş Eğitim Kooperatifine bağış gibi yaptığı harcamalar yanında yardıma muhtaç olmaması gereken, yardım edilen değil, yardım etmesi gereken devlete (Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğüne) yardım ettiği, önceki kararda derneğin tüzüğü doğrultusundaki harcamalar dikkate alınarak davanın tümden reddedildiği, sadece talimatla yapılanın değil, talimat dışı Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yapılan harcama ve bağışların da dikkate alındığı, bilirkişi kurulu raporundaki beş nolu bendin ilk kısmına göre 38.552,90TL'den davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile bu tutarın davalıdan tahsili şeklinde direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı tarafından davacının talimatıyla yapıldığı ispatlanan 1.215.925TL ödeme dışındaki harcamalar için davacının talimatı olup olmadığının kanıtlanıp kanıtlanamadığı, sadece talimatla yapılanın değil, talimat dışı yapılan harcama ve bağışların da dikkate alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
13. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden önce; mahkemece direnme olarak adlandırılan kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ve kararın temyiz incelemesinin Özel Daire tarafından mı yoksa Hukuk Genel Kurulunca mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
14. Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkemece bozma kararından esinlenilerek yeni herhangi bir delil toplanmadan önceki deliller çerçevesinde karar verilmeli; kararın gerekçesi, önceki karara göre genişletilebilirse de değiştirilmemelidir.
15. Başka bir anlatımla, mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek ya da daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek bir karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
16. Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
17. Mahkemece direnme kararı verildikten sonra ilk karardan farklı bir karar verilmesi mümkün değildir. Gerekçe genişletilebilir ise de, verilen hükmün ilk karardan farklı olmaması, direnmeye ilişkin hüküm fıkrasında, bozma kararına hangi yönden uyulmadığının tek tek ve anlaşılır biçimde kaleme alınması, hükmedilen miktarların doğru ve çelişki oluşturmayacak biçimde ortaya konulması gerekir.
18. Somut olayda; mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece taraflar arasında imzalanan 06.11.2007 tarihli protokole göre davacının talimatıyla promosyon ödemelerinin davalıya okul yapılması karşılığında aktarıldığı, sözleşmenin ifasının imkansız hâle gelmesi nedeniyle ödenen bedelin davacıya iadesinin gerektiği, ancak davalı tarafın davacının talimatıyla bir kısım ödemelerin yapıldığını kanıtladığı, kanıtlanan ödemeler tutarının 1.215.925TL olduğu, bu miktar dışındaki harcamalar için davacı tarafın talimatı olduğunun kanıtlanamadığı, davalı dernek tarafından yapılan bağışın, lokal binası satın alınması ve bir kısım harcamaların davacı adına yapıldığının ispatlanamadığı, bu nedenle ödenen miktardan kanıtlanan 1.215.925TL'nin mahsubu ile bakiye kısım yönünden davanın kabulünün gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
19. Özel Dairece verilen bozma kararından sonra mahkemece bozma kararının taraflar arasında protokolün yapıldığına dair kısmına uyulduğu, ancak bozma kararındaki miktar yönünden yapılan anlaşma ve harcamalar ile ilgili kısma direnildiği, önceki kararda derneğin tüzüğü doğrultusundaki tüm harcamalar dikkate alınarak davanın tümden reddedildiği, oysa sadece talimatla yapılanın değil, talimat dışı Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yapılan harcama ve bağışların da dikkate alındığı, bilirkişi kurulu raporunun beş nolu bendinin ilk kısmına göre 38.552,90TL'den davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
20. Görüldüğü üzere birinci kararın gerekçesi dernek tüzüğüne dayanmasına rağmen, direnme kararında protokole göre hesaplama yapılarak sonuca varıldığı ve gerekçenin farklı olduğu, direnme hâlinde önceki hükmün aynen kurulması gerektiği hâlde hüküm fıkrasının değiştirildiği anlaşılmaktadır.
21. Şu hâlde “direnme” olarak adlandırılan kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni gerekçe ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
22. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; mahkemece kısmen uyma kısmen direnme kararı verildiği, bozmaya uyularak verilen karar kapsamında 1.215.925TL talimatlı harcamaların istenemeyeceği konusunda direnme hükmü bulunmadığı, Özel Dairece istenebileceği belirtilen miktar içinde kalan 345.552TL için yeni bir olgu ve gerekçeyle karar verildiği ve geçerli bir direnme kararı olmadığı, 38.552,90TL yönünden de bozma kararının uyulan kısmı gereğince davanın kabul edildiği, böylece toplam 1.600.000TL bakımından bozma kararına uyularak bu tutarın okul yapılması için ödenmesi kararlaştırılan miktar olarak kabul edildiği, dava dilekçesinde istenen 2.250.531TL’den uyma kararı verilen ve protokolde belirtilen 1.600.000TL düşüldüğünde kalan 650.531TL yönünden ise bozma kararına uyulmayarak direnme kararı verildiği, davanın reddine karar verilen bu miktarla ilgili direnme kararında yeni bir olguya dayanılmadığı, gerekçesinin de değiştirilmediği, 650.531TL'lik kısım için çok net bir şekilde direnme kararı verildiği ve kısmî direnmeye konu bu miktar yönünden temyiz incelemesi yapılması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
23. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olup; yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın bozma kararını veren Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
V. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Mahkemece bozma öncesi verilen kararda, paranın gerçek sahipleri olan öğretmenler için öğretmenevinin yapılmadığı, devletin eğitim hizmetini yerine getirmesi için yapılması gereken okul binasının yapılmaya çalışıldığı, ancak bu konudaki protokolün davacı tarafça yerine getirilmediği, davalı derneğin lokal binası satın alınması, Çağdaş Eğitim Kooperatifine bağış gibi yaptığı harcamaların tamamının dernek tüzüğü çerçevesinde eğitime yapılan harcamalar olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin bozma kararında, taraflar arasında imzalanan 06.11.2007 tarihli protokole göre davacının talimatıyla promosyon ödemelerinin davalıya okul yapılması karşılığında aktarıldığı, sözleşmenin ifasının imkansız hâle gelmesi nedeniyle ödenen bedelin davacıya iadesinin gerektiği, ancak davalının davacı tarafın talimatıyla bir kısım ödemelerin yapıldığını kanıtladığı, kanıtlanan ödemeler tutarının 1.215.925TL olduğu, bu miktar dışındaki harcamalar için davacı tarafın talimatı olduğunun kanıtlanamadığı, yapılan bağışın davalı dernek tarafından lokal binası satın alınması için ve bir kısım harcamaların da davacı adına yapıldığının da ispatlanamadığı, ödenen miktardan kanıtlanan 1.215.925TL'nin mahsubuyla bakiye kısım yönünden davanın kabulünün gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozma kararına kısmen uyulmuş olup; dava konusu olayda promosyon paralarının davalı derneğe aktarıldığı ve bunun karşılığında taraflar arasında 06.11.2007 tarihli protokolün imzalandığı, bozma kararının taraflar arasında protokolün yapıldığına dair kısmına uyulduğu, ancak bozma kararındaki miktar yönünden yapılan anlaşma ve harcamalar ile ilgili kısma direnildiği, derneklerin topluma yararlı hizmet geliştirmek için kurulduğu ve sosyal devlet ilkesini tamamlayan kuruluşlar olduğu, devletin tam olarak yapamadığı, eksik kaldığı, geliştirmesi gerektiği alanlarda sivil toplum kuruluşları olan dernekler ve vakıfların bu eksiklikleri gidermeye ve tamamlamaya çalıştığı, derneğin devlete değil, devletin derneğe yardım etmesi gerektiği, davalı derneğin kuruluş amacı doğrultusunda öğretmenlerin yararlanması için lokal binası satın alması, öğrenci yurdu yapımı için Çağdaş Eğitim Kooperatifine bağış gibi yaptığı harcamalar yanında yardıma muhtaç olmaması gereken, yardım edilen değil, yardım etmesi gereken devlete (Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğüne) yardım ettiği, önceki kararda derneğin tüzüğü doğrultusundaki tüm harcamalar dikkate alınarak davanın tümden reddedildiği, sadece talimatla yapılanın değil, talimat dışı İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yapılan harcama ve bağışların da dikkate alındığı, bilirkişi kurulu raporundaki beş nolu bendin ilk kısmına göre 38.552,90TL'den davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 38.552,90TL'nin davalıdan tahsiline şeklinde kısmî direnme kararı verilmiştir.
Bozmaya uyularak verilen karar kapsamı hükme esas alınan raporun ilgili bölümüyle değerlendirildiğinde bozma kararında belirtilen ve varlığı kısmî uyma kararıyla kabul edilen protokolde okul yapımı için harcanacak paranın 1.600.000TL olduğu, bu miktar kapsamında kalmak üzere 1.215.925TL talimatlı harcamaların istenemeyeceği konusunda mahkeme ile daire arasında uyuşmazlık yoktur. Bu bölüm için bir direnme hükmü de bulunmamaktadır.
Özel dairece istenebileceği belirtilen miktar içinde kalan 345.552TL için mahkeme direnme kararında önceki gibi davayı reddetmiş ise de direnme kararında bu miktarın ayni yardım olarak davacıya verilen araçlarla ilgili olduğu, bu miktar paranın nakdi olarak aktarılmadığı şeklinde önceki gerekçesinden farklı ve yeni bir gerekçeye yer vermiş olduğundan bu miktar için geçerli bir direnme kararı olmayıp yeni bir olgu ve gerekçeyle karar verilmiş bulunduğundan bu bölüm için temyiz itirazlarının Özel Dairece incelenmesi gerekir.
38.552,90TL yönünden de bozma kararının uyulan kısmı gereğince dava kabul edilmiş olduğundan temyiz itirazlarının özel dairece incelenmelidir.
Yukarıda belirtilen 1.215.925TL, 345.552TL ve 38.552,90TL toplamı olan 1.600.000TL, mahkemece bozma kararına uyularak okul yapılması için ödenmesi kararlaştırılan miktar olarak kabul edilmiştir. Dava dilekçesinde istenen miktardan uyma kararı verilen protokolde belirtilen miktar düşüldüğünde kalan 650.531TL yönünden ise mahkemece bozma kararına uyulmayarak direnme kararı verilmiş ve davanın reddine karar verilen bu miktar yönünden direnme kararında yeni bir olguya dayanılmamış ret gerekçesi de değiştirilmemiştir.
Dava dilekçesinde ayrıştırılmış alacak kalemlerinden söz edilmese de mahkeme iddia ve savunmayı dayanılan vakıaları değerlendirip yukarıdaki şekilde istenen alacağı kalemler hâlinde ayrıştırıp hem mahkemece hem Özel Dairece bir kısmı (345.552TL) için farklı bir gerekçeyle yeni hüküm niteliğinde, bir kısmı (38.552,90TL) için bozmaya uyarak karar vermiş olduğundan incelemenin Özel Dairece yapılması gerekmektedir. Talimatlı harcamalar olan 1.215.925TL yönünden davanın reddi gerektiği konusunda özel daire ile mahkeme arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkeme dava dilekçesinde istenen miktarın 650.531TL’lik kısmı için ise bozmaya uymayıp aynı biçimde ve aynı gerekçeyle davayı reddederek önceki hükmünde direnmiştir.
Mahkemenin bozma kararına kısmî olarak direnmesini engelleyen bir medeni usul kuralı da bulunmamaktadır.
Nasıl ki dava yığılmasında davacının birden fazla talebi incelenip karara bağlanmakta ve bozma kararına uyulup uyulmayacağının her bir kalem için ayrı ayrı değerlendirilip kısmî olarak direnme kararı verilebilmesi mümkün ise burada da durum aynıdır. Zira davacının talebi tek bir kalem gibi görünse de borcun varlığı veya sona ermesi yönünden farklı vakıalar ile miktarların ayrışması durumu ortaya çıkıyorsa her bir miktarın varlığı veya yokluğuna esas alınan vakıanın gerçekleşip gerçekleşmediği ve buna uygulanacak hukukî sebebe göre bu miktarların farklı esasa göre karara bağlanması söz konusu olabileceğine göre, mahkemenin farklı olgulara dayanan bu farklı miktarlar için de kısmî direnme kararı verebileceği kabul edilmelidir.
650.531TL’lik kısım için çok net bir biçimde direnme kararı verilmiş olup kısmî direnmeye konu bu miktar yönünden temyiz incelemesi yapılması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, bu bölüm yönünden de yeni hüküm bulunduğu ve incelemenin Özel Dairece yapılması gerektiği yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.