Ceza Genel Kurulu 2014/379 E. , 2016/6 K.
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi : Ağır Ceza
Kasten öldürme suçuna yardım etmekten sanığın, TCK'nun 81/1, 39/1, 29/1, 62, 53, 63. maddeleri uyarınca üç yıl dört ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.10.2011 gün ve 98-170 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 05.12.2012 gün ve 4133-9091 sayı ile;
'... Sanık Hasan hakkında öldürmeye yardım suçundan kurulan hüküm yönünden;
Sanığın kasten öldürme suçuna ne şekilde yardım ettiği açıkça gösterilmeden, dosya kapsamı ile uygun bulunmayacak şekilde beraatı yerine cezalandırılmasına karar verilmesi' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Ağır Ceza Mahkemesi ise 19.03.2013 gün ve 13-74 sayı ile;
'Olay tarihinde maktulün traktörü ile tarlasında çalıştığı, bu tarlanın yakınlarında da tanıkların çalıştıkları, maktulün bulunduğu yerin yaklaşık dörtyüz metre yukarısında sanık...'in traktörü ile kendi tarlasında çalıştığı, bir süre önce maktulün oğlunun sanık Celal'in arabasına çarpması ve daha sonra adı geçen sanığın çocukları tarafından dövülmesi nedeniyle aralarında husumet bulunduğu, maktulün bu olayla ilgili olarak, bulunduğu yerden...'e el kol işareti yaptığı ve küfür ettiği, sanığın traktörüne binerek maktulün bulunduğu yere doğru hareket ettiği, bir süre gittikten sonra tanıkların kendisine engel oldukları, bunun üzerine o tarih itibarıyla yaklaşık birbuçuk kilometre uzaklıktaki köyde bulunan kardeşi sanık ...'ı telefonla arayarak durumu anlattığı, oğlunu ve tüfeğini alıp gelmesini istediği, sanık ...'in onbeş yirmi dakika sonra emanet olarak aldığı bir araçla sanığın oğlu olan ve hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü onanarak kesinleşen sanık ...'i de aynı arabaya almak suretiyle olay yeri olan tarlaya geldiği, tarlada sanık İsmail'in, yanında getirdiği tüfekle araçtan inerek babasının kullandığı traktöre bindiği, sanık ....'ın da geldiği araçla kendilerini takip ettiği, maktulün bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladıkları, bu durumu gören tanıkların sanıklara engel olmaya çalıştıkları, traktörün önüne geçip durdurmak istedikleri, engellemeye yönelik olarak sanıklara dil döktükleri, ancak sanık ...'in tanıklara 'önümüzden çekilin, sizi de öldürürüm' dedikten sonra traktörünü sürdüğü, hatta tanıklardan birinin sol baldırının yan tarafına çarparak tanıkları geçtikleri, bu durumu fark eden maktulün sanıkların yanına gelmelerini engellemeye yönelik olarak havaya üç dört el ateş ettiği, buna rağmen sanıkların maktulün bulunduğu tarlaya kadar ilerledikleri, sanık İsmail'in ...'in azmettirmesi sonucu maktule dört el ateş ettiği, maktulün yaralandığı, sanık ...'in kullandığı aracın anahtarını tanıklara verdiği, maktulün o araçla hastaneye kaldırıldığı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat ettiğinin sabit olduğu, yasal düzenlemeye göre yardım eyleminin, asli iştirakin dışında kalan fakat suçun meydana gelmesi bakımından nedensellik değeri taşıyan hareketleri ifade ettiği, burada fiil üzerinde hâkimiyet kurulmamakta, yalnızca suçun icrasının kolaylaştırılmakta olduğu, yardım edenin eylemlerinin asli faillere nazaran, suçu yaratıcı ve yapıcı bir nitelik taşımayıp, destekleyici, hazırlayıcı veya kolaylaştırıcı bir durum arz ettiğinden yardım edenin ikincil bir konumda yer aldığı, yardım fiilinin 'maddi ve manevi yardım' şeklinde gerçekleşebileceği, maddi yardımın fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamayı ve suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmayı ifade ettiği, dikkat edilmesi gereken hususun, yardım eylemlerinin suçun icrasından önce yapılması halinde hazırlık hareketleri boyutunda kalması, yine aynı şekilde suçun icrasının kolaylaştırılmasına yönelik hareketlerin icra hareketlerini yapan kimsenin fiili ile işbirliği şeklinde gerçekleşmemesi olduğu, manevi yardımın ise, 'suç işleme konusunda niyet sahibi olup da karar vermemiş bulunan kimseyi suç işlemeye yöneltmek, teşvik, verilen kararın hareket aşamasına geçmesinin sağlanması halinde kuvvetlendirmek, suç işlendikten sonra yardımda bulunulacağı vaadi, suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek' şeklinde gerçekleştirilebileceği, incelemeye konu olan olayda sanık ... ile diğer sanığın öz kardeş oldukları, kardeşinin maktulün kendisine hakaret ettiğini telefonla bildirilmesi ve daha önceki husumet nedeniyle temin ettiği arabayla av tüfeğini ve İsmail'i de alarak bulundukları tarlaya geldikleri, yeğeninin, tüfekle birlikte babası olan sanık ...'in kullandığı traktöre bindiği, sanığın aracı ile traktörü takip ettiği, tanıkların traktörü durdurup sanıkları engellemeye çalıştıkları, sanığın ise kardeşi ve yeğeni olan diğer sanıkları engellemeye yönelik bir gayretinin bulunmadığı, bu sırada kendisine zarar verileceğini fark eden maktulün havaya ateş ettiği, sanığın herhangi bir tepki vermeden diğer sanıkları geldiği araçla takip ettiği, diğer sanıkların sabit bulunan suçu işlemelerine, elinde silah olan sanık ...'i aracıyla olay yerine götürmek suretiyle yardım ettiği, öldürme olayına fiilin işlenmesi sırasında hem sanığı olay yerine götürüp, olay yerine intikalini sağlamak, hem de elinde silah bulunduğu için olay yerine silah götürülmesini de temin etmek suretiyle kanuna uygun olarak haklarındaki hükümler kesinleşmiş olan sanıklara suçun işlenmesi sırasında kullanılan tüfeği temin etmek suretiyle yardımcı olduğu, savunmalarında öldürme olayına yardımcı olmadığını ve suçlamayı kabul etmediğini belirtmiş ise de, kendisine gelen telefon üzerine köyde bulunan İsmail'e olayı haber verip suçta kullanılan tüfekle adı geçen sanığı olay mahalline götürdüğü, ...'in kullandığı traktöre bindirerek maktulün bulunduğu yere gönderdiği, arkalarından da arabası ile kendilerini takip ettiği hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın meydana gelecek öldürme olayını bildiği, anlatıldığı şekilde suçun işlenmesine yönelik sanık İsmail ile silahı aracıyla olay mahalline götürmek suretiyle yardımda bulunduğu' şeklindeki gerekçeyle direnerek önceki hükümde olduğu gibi sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme hükmünün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.05.2014 tarih, 195132 sayı ve 'onama' istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Kasten öldürme ve bu suça azmettirmekten sanıklar hakkında kurulan mahkûmiyet hükümleri onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, direnme hükmünün kapsamına göre inceleme ... hakkında kasten öldürme suçuna yardım etmekten verilen kararla sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın kasten öldürme suçuna yardım eylemlerinin sabit olup olmadığının tespitine ilişkin ise de, öncelikle yerel mahkeme direnme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay'ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Özel Dairece önceki hüküm; 'sanığın kasten öldürme suçuna ne şekilde yardım ettiği açıkça gösterilmeden ve dosya kapsamı ile de uygun düşmeyecek şekildeki gerekçeyle beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi' isabetsizliğinden bozulmuş, mahalli mahkemece ise; 'olay tarihinde maktulün traktörü ile tarlasında çalıştığı, bu tarlanın yakınlarında tanıkların da çalıştıkları, maktulün bulunduğu yerin yaklaşık dörtyüz metre kadar yukarısında ise sanık ... 'in traktörü ile kendi tarlasında çalıştığı, bir süre önce maktulün oğlunun sanık ...'in arabasına çarpması ve daha sonra adı geçen sanığın çocukları tarafından dövülmesi nedeniyle aralarında husumet bulunduğu, maktulün bu olayla ilgili olarak, bulunduğu yerden ..'e el kol işareti yaptığı ve küfür ettiği, sanığın traktörüne binerek maktulün bulunduğu yere doğru hareket ettiği, bir süre gittikten sonra tanıkların kendisine engel oldukları, bunun üzerine o saat itibarıyla yaklaşık birbuçuk kilometre uzaktaki köyde bulunan kardeşi sanık ...'ı telefonla arayarak durumu anlattığı, oğlunu ve tüfeğini alıp gelmesini istediği, sanık ...'in onbeş yirmi dakika sonra emanet olarak aldığı bir araçla sanığın oğlu olan ve hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü onanarak kesinleşen sanık İsmail ...'i de aynı arabaya almak suretiyle olay yeri olan tarlaya geldiği, tarlada sanık İsmail'in yanında getirdiği tüfekle araçtan inerek babasının kullandığı traktöre bindiği, sanık Hasan'ın da geldiği araçla kendilerini takip ettiği, maktulün bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladıkları, bu durumu gören tanıkların sanıklara engel olmaya çalıştıkları, traktörün önüne geçip durdurmak istedikleri, engellemeye yönelik olarak sanıklara dil döktükleri, ancak sanık ...'in tanıklara 'önümüzden çekilin, sizi de öldürürüm' dedikten sonra traktörünü sürdüğü, hatta tanıklardan birinin sol baldırının yan tarafına çarparak tanıkları geçtikleri, bu durumu fark eden maktulün sanıkların yanına gelmelerini engellemeye yönelik olarak havaya üç dört el ateş ettiği, buna rağmen sanıkların maktulün bulunduğu tarlaya kadar ilerledikleri, sanık ...l'in ...'in azmettirmesi sonucu maktule dört el ateş ettiği, maktulün yaralandığı, sanık ...'in kullandığı aracın anahtarını tanıklara verdiği, maktulün o araçla hastaneye kaldırıldığı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat ettiğinin sabit olduğu, yasal düzenlemeye göre yardım eyleminin, asli iştirakin dışında kalan fakat suçun meydana gelmesi bakımından nedensellik değeri taşıyan hareketleri ifade ettiği, burada fiil üzerinde hâkimiyet kurulmamakta, yalnızca suçun icrasının kolaylaştırılmakta olduğu, yardım edenin eylemlerinin asli faillere nazaran, suçu yaratıcı ve yapıcı bir nitelik taşımayıp, destekleyici, hazırlayıcı veya kolaylaştırıcı bir durum arz ettiğinden yardım edenin ikincil bir konumda yer aldığı, yardım fiilinin 'maddi ve manevi yardım' şeklinde gerçekleşebileceği, maddi yardımın fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamayı ve suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmayı ifade ettiği, dikkat edilmesi gereken hususun, yardım eylemlerinin suçun icrasından önce yapılması halinde hazırlık hareketleri boyutunda kalması, yine aynı şekilde suçun icrasının kolaylaştırılmasına yönelik hareketlerin icra hareketlerini yapan kimsenin fiili ile işbirliği şeklinde gerçekleşmemesi olduğu, manevi yardımın ise, 'suç işleme konusunda niyet sahibi olup da karar vermemiş bulunan kimseyi suç işlemeye yöneltmek, teşvik, verilen kararın hareket aşamasına geçmesinin sağlanması halinde kuvvetlendirmek, suç işlendikten sonra yardımda bulunulacağı vaadi, suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek' şeklinde gerçekleştirilebileceği, incelemeye konu olan olayda sanık ... ile diğer sanığın öz kardeş oldukları, kardeşinin maktulün kendisine hakaret ettiğini telefonla bildirilmesi ve daha önceki husumet nedeniyle temin ettiği arabayla av tüfeğini ve İsmail'i de alarak bulundukları tarlaya geldikleri, yeğeninin, tüfekle birlikte babası olan sanık ...'in kullandığı traktöre bindiği, sanığın aracı ile traktörü takip ettiği, tanıkların traktörü durdurup sanıkları engellemeye çalıştıkları, sanığın ise kardeşi ve yeğeni olan diğer sanıkları engellemeye yönelik bir gayretinin bulunmadığı, bu sırada kendisine zarar verileceğini fark eden maktulün havaya ateş ettiği, sanığın herhangi bir tepki vermeden diğer sanıkları geldiği araçla takip ettiği, diğer sanıkların sabit bulunan suçu işlemelerine, elinde silah olan sanık İsmail'i aracıyla olay yerine götürmek suretiyle yardım ettiği, öldürme olayına fiilin işlenmesi sırasında hem sanığı olay yerine götürüp, olay yerine intikalini sağlamak, hem de elinde silah bulunduğu için olay yerine silah götürülmesini de temin etmek suretiyle kanuna uygun olarak haklarındaki hükümler kesinleşmiş olan sanıklara suçun işlenmesi sırasında kullanılan tüfeği temin etmek suretiyle yardımcı olduğu, savunmalarında öldürme olayına yardımcı olmadığını ve suçlamayı kabul etmediğini belirtmiş ise de, kendisine gelen telefon üzerine köyde bulunan İsmail'e olayı haber verip suçta kullanılan tüfekle adı geçen sanığı olay mahalline götürdüğü,...'in kullandığı traktöre bindirerek maktulün bulunduğu yere gönderdiği, arkalarından da arabası ile kendilerini takip ettiği hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın meydana gelecek öldürme olayını bildiği, anlatıldığı şekilde suçun işlenmesine yönelik sanık İsmail ile silahı aracıyla olay yerine götürmek suretiyle kasten öldürme suçunun işlenmesine yardım ettiği' biçiminde, bozma ilamında tartışılması istenen, ilk hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçeyle beraat kararı verilmiştir.
Bu itibarla, mahalli mahkemenin son kararı, direnme niteliğinde bulunmayıp, bozma ilamında araştırılması ve tartışılması gerektiği belirtilen hususlar tartışıldıktan sonra 'eylemli uyma neticesi verilen yeni hüküm' olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Ağır Ceza Mahkemesinin 19.03.2013 tarih ve 13-74 sayılı kararı, eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılabilmesi amacıyla Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.01.2016 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.