3. Ceza Dairesi 2021/5587 E. , 2022/162 K.
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.02.2020 tarih ve 2019/45 - 2020/80 sayılı kararı
Suç :Silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütüne yardım etme... (07.11.2018), ...
(23.11.2018), ... (22.11.2018),
... (23.11.2018), ...
(23.11.2018), ... (07.11.2018),
... (08.02.2016), ...
(27.05.2015), ... (08.10.2014),
... (16.11.2014), ... (15.10.2014)
Hüküm : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., , ..., ..., hakkında; TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3,
5/1, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/8-9, 63 maddeleri
uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararlarına ilişkin
istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi,
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında; TCK'nın 314/3,
220/7 maddesi yollamasıyla 314/2, TCK'nın 220/7-2,
3713 sayılı Kanunun 3 ve 4, 5/1, TCK'nın 62, 53/1-2-3,
63 maddeleri uyarınca hükmedilen mahkumiyet
kararlarına ilişkin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi
... müdafii, ... müdafii,
... müdafii, ... müdafii,
... müdafii, ... müdafii,
... müdafii, ... müdafii,
... müdafii, ... müdafii,
... müdafii
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ... ve müdafi, ... müdafi, ... müdafii, ... müdafii ve ... müdafiinin duruşmalı inceleme taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
I- Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ... müdafii ile ... müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Çelişmeli yargılamanın gereği olarak, hükümden önce son sözün hazır bulunan sanıklara, sanıklar yoksa müdafiine verilmesi gerekirken, sanıkların hazır olduğu celsede sanıklar ve müdafiilerinin mütalaaya karşı savunmaları alındıktan sonra sanıklara son sözleri sorulmadan yargılamaya son verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 216/3. maddesine muhalefet edilmesi,
2- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında, Bankasyadaki hesaplarının ilk açılış tarihinden itibaren tüm hesap hareketleri ilgili yerden getirtildikten sonra hesaplarındaki işlemlerinin örgüt liderinin talimatı doğrultusunda olup olmadığının tespitine yönelik yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak aldırılacak raporun duruşmada 5271 sayılı CMK'nın 217. maddesi gereğince sanıklar ve müdafiilerine okunmasından sonra sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a) 16.02.2016 tarihli BİMER'e yapılan ihbar, 02.08.2016 tarihli İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan ihbar, 2017/2384328 barkod sayılı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına başlıklı ihbar, MASAK'a yapılan 'örgütün proje ve inşaat yapılanması gerçeği' başlıklı ihbar, CİMER'e yapılan 'fetönün proje ve inşaat yapılanması' başlıklı 2017/1510575 başvuru sayılı ihbar, ilgili makama hitaben yazılı olan ve ... Proje Yönetimi AŞ ve ... Mimarlık müh.İni.Aş firmaları hakkında yapılan ihbarlarda ihbarcıların kimliği tespit edilerek detaylı beyanlarının alınması;
b) İhbarda belirtilen hususlarla ilgili ... Isı İnş ve Yapı Malz. San. Tic. Ltd Şti. İle Welt Proje Yönetimi Ltd. Şti. İsimli firmaların kurucuları ve ortaklarının ilgili ticaret sicillerinden sorularak tespiti; ayrıca bu firmaların Bankasyada hesapları olup olmadığı, varsa açılış tarihinden itibaren tüm hesap hareketlerinin bilirkişi marifetiyle incelenerek örgüt elebaşının talimatı doğrultusunda talimat tarihinde hesaplarında para artışı olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu aldırılması,
c) Sanığın kendi adına olan Bankasyadaki hesaplarının ilk açılış tarihinden itibaren tüm hesap hareketleri ilgili yerden getirtildikten sonra hesaplarındaki işlemlerinin örgüt liderinin talimatı doğrultusunda olup olmadığının tespitine yönelik yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak;
Tüm bu delillerin duruşmada 5271 sayılı CMK'nın 217. maddesi gereğince sanık ve müdafiine okunmasından sonra sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a) Temyiz aşamasında dosyaya gelen ve sanık hakkında beyanlarda bulunduğu anlaşılan ...'in beyanlarının duruşmada 5271 sayılı CMK'nın 217. maddesi gereğince sanık ve müdafiine okunması gerekirse yeniden tanık olarak dinlenilmesi,
b) Sanığın Bankasyadaki hesaplarının ilk açılış tarihinden itibaren tüm hesap hareketleri ilgili yerden getirtildikten sonra hesaplarındaki işlemlerinin örgüt liderinin talimatı doğrultusunda olup olmadığının tespitine yönelik yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak tüm bu delillerin duruşmada 5271 sayılı CMK'nın 217. maddesi gereğince sanık ve müdafiine okunmasından sonra sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin 'suç işlemek amacı' olması aranır (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde kesin ve inandırıcı delil bulunmayan, örgüte müzahir Irmak Tv çalışanı olan ve örgüte müzahir sendika üyeliği bulunan sanığın Bank Asya'daki hesapları üzerinden örgütün talimatı üzerine işlem yapması, örgüte müzahir kurumda çalışmış olması, örgüte müzahir sendika üyeliğinin bulunması, örgüte müzahir derneğe kurban yardımında bulunmaktan ibaret eylemlerinin, TCK'nın 220/7 maddesi kapsamında örgüte yardım etme suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
6- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Şüphelinin Cumhuriyet savcılığı ve Sulh Ceza Hakimliği sorgusundaki beyanlarında örgütle ilgili birtakım faydalı bilgiler verdiği, ayrıca kovuşturma aşamasında vermiş olduğu dilekçelerle sorulması halinde daha eski tarihlerle ilgili bilgiler verebileceğini beyan etmesi karşısında, sanığın yeniden detaylı beyanı alınarak örgütteki konumu, örgütte kaldığı süre ve vermiş olduğu bilgilerle uyumlu bilgiler verip vermediği değerlendirildikten sonra buna göre hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, Sanık ... ve müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafi, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafii, ... müdafi, ... müdafii ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan; sanıklar ..., ..., ... ve ... ile ilgili olarak sair yönleri incelenmeyen hükümler ile diğer sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlerin bu nedenlerle CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedeni ve tutuklu kaldığı süre nazara alınarak sanık ...'in bihakkın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu ve hükümlü değil ise derhal salıverilmesi için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, sanık hakkında CMK 109/3-a maddesi uyarınca yurtdışına çıkma yasağı konulmak suretiyle adli kontrol uygulanmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 19.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.