Hukuk Genel Kurulu 2017/366 E. , 2019/174 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “imzaya itiraz” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 11. İcra (Hukuk) Mahkemesince itirazın reddine dair verilen 27.10.2009 tarihli ve 2009/67 E., 2009/1558 K. sayılı karar, borçlular vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 21.06.2010 tarihli ve 2010/3899 E., 2010/15968 K. sayılı kararı ile;
“...1-Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Borçlular.... Bilgisayar San ve Tic. A.Ş. ve ....Bilgisayar San ve Tic. Ltd. Şti.nin temyiz itirazlarına gelince;
İmza itirazının reddine dair mahkeme kararından sonra borçlulardan.... Bilgisayar San ve Tic. A.Ş. ile ....Bilgisayar San ve Tic. Ltd. Şti.nin, İstanbul 5. Asliye Ticaret ve Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemelerince 2.12.2009 ve 22.12.2009 tarihlerinde, iflaslarına karar verilmiştir.
İİK.nun 194. maddesi gereği; acele haller müstesna olmak üzere, müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları, 2.alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar durur. Bu maddenin, henüz kesinleşmemiş olan davalarda da gözönünde bulundurulması gerekir.(...nun 9.11.1988 T.14-631/984)
Dolayısıyla İİK.nun 194. maddesi gereği müflis borçlular.... Bilgisayar San ve Tic. A.Ş. ile ....Bilgisayar San ve Tic. Ltd. Şti. hakkında davanın durdurulması kararı verilmesi gerektiğinden, mahkeme kararı sonrası verilen iflas kararları nedeniyle, kararın kısmen bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir…”
gerekçesi ile karar.... Bilgisayar San ve Tic. A.Ş. ve ....Bilgisayar San ve Tic. Ltd. Şti. yönünden bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinde imzaya itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir.
Borçlular vekili; müvekkilleri hakkında 7.000.000 USD meblağlı bonoya dayanılarak icra takibi yapıldığını, takibe konu olan bonodaki müvekkili şirketlerle ilgili borçlu veya avalist olarak vazedilen imzaları kabul etmediklerini, ayrıca Eyüp Tayfun Göney’e ait olduğu varsayılan imzanın da kendisine ait olmadığını ileri sürerek itirazın kabulü ile %40 tazminatın alacaklıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı vekili, imzaların tamamının Eyüp Tayfun Göney’in eli ürünü olup, müvekkil banka yetkilileri huzurunda atıldığını, ayrıca davacı ... firmasının iflasına karar verilmesi istemiyle iflas davası açıldığını, iflas dosyasına sunulan alacaklılar listesinde müvekkil banka alacaklı olarak ve huzurdaki davada inkâr ettikleri icra dosyasının da alacak sebebi olarak bildirildiğini, bu nedenle haksız ve kötü niyetli itirazın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının huzurda alınan el yazı ve imzaları ile toplanan diğer medarı tatbik imzaların takibe dayanak senetlerdeki imzalar ile karşılaştırılarak incelenmesi hususunda grafoloji uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi kurulundan alınan 20.08.2009 tarihli raporda takip konusu senedin borçlusu ve avalisti 'Ufotek Bilgisayar-....Bilgisayar-Wisco AG ve ...' adına atfen atılı toplam 8 adet imzanın Eyüp Tayfun Göney'in eli ürünü olduğunun saptandığı, raporun denetlenmeye ve hükme elverişli bulunduğu gerekçesiyle borçlunun imzaya itirazının reddine, İİK.nun 170/3. maddesi koşulları oluşmadığından alacaklının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Borçlular vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece önceki gerekçelere ek olarak; itirazın yapıldığı tarih ve itirazın karara bağlandığı tarihlerde verilmiş bir iflas kararı bulunmadığı gibi borçlunun takibin iptali, borca itiraz, imzaya itiraz gibi İcra ve İflas Kanununa dayalı olarak icra mahkemesine yaptığı başvuruların hukuk davası olarak nitelendirilmesine yasal olanak bulunmadığı, bu itirazların dayanağını teşkil eden icra dosyalarının iflastan sonraki hukuki durumlarının İİK 193. maddesince belirlendiği, dolayısıyla borçluların imzaya itiraz etmiş olmaları nedeni ile itiraza ilişkin yargılamanın ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına dek durdurulmasına anılan yasa hükümlerinin engel teşkil ettiği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı borçlular Müflis.... Bilgisayar San. Tic. A.Ş. iflas idare memuru, müflis Eyüp Tayfun Göney iflas idare memuru ve ....Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyize getirilmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlular.... Bilgisayar San. ve Tic. A.Ş. ile .... hakkında iflaslarına karar verilmiş olmaları nedeniyle somut olay bakımından eldeki davanın İİK.nun 194. maddesi gereğince durdurulmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
I- Borçlu Eyüp Tayfun Göney iflas idare memurunun temyizi yönünden;
Bilindiği üzere, hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır.
Borçlu Eyüp Tayfun Göney’in temyiz istemi Özel Dairece incelenip reddedildiği, karar düzeltme isteminin de reddine karar verildiği anlaşılmakla; borçlu Eyüp Tayfun Göney yönünden hüküm kesinleşmiş ve uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle müflis Eyüp Tayfun Göney iflas idare memurunun direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır.
O hâlde borçlu Eyüp Tayfun Göney iflas idare memurunun direnme hükmünü temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
II- Borçlu.... Bilgisayar San. Tic. A.Ş. iflas idare memurunun temyizi yönünden;
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bir adet bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçluların süresi içinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettikleri, mahkemece 27.10.2009 tarihinde imzaya itirazının reddine karar verildiği, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.12.2009 tarihli ve 2009/393 E. sayılı kararıyla borçlu şirketin iflasına karar verildiği, kararın derecaattan geçerek 18.01.2011 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
İcra ve İflas Kanunu’nun 193. maddesinde; 'İflasın açılması, borçlu aleyhindeki haciz yolu ile yapılan takiplerle, teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile takipler düşer. İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı yukarıda belirtilen takiplerden hiçbiri yapılamaz.' hükmü yer almaktadır.
İflas küllî (toplu) bir cebrî icra yolu olduğundan ve iflas tasfiyesinde alacaklılar eşit bir şekilde işlem göreceklerinden, artık küllî bir tasfiye olan iflas tasfiyesi sırasında, ferdî icra takiplerine devam edilmesine ve müflise karşı yeni icra takibi yapılmasına olanak ve gerek yoktur. Bundan böyle, müflisin alacaklıları, alacaklarını iflas masasına yazdırırlar ve iflas masasının tasfiyesi sonucunda elde edilecek paradan alacaklarını alırlar.
Müflis hakkındaki iflas kararı kesinleşirse, iflasın açılması ile durmuş olan takipler düşer, yani hükümsüz kalır. Bu takiplere dayanarak borçlunun malları haczedilmiş idi ise, bu hacizli mallar kesin olarak iflas masasına girer (İİK m. 186/1). İflasın kesinleşmesi ile düşen takiplerle ilgili itirazın incelenmesi (İİK m.169/a, 170) talepleri de düşer. Başka bir anlatımla icra mahkemesi, artık bu talepler hakkında inceleme yapıp karar veremez.
İflasın açılması ile yukarda sayılan takiplerin durması, iflas kararının kesinleşmesi ile düşmesi ve iflas tasfiyesi sırasında müflise karşı yeni bir takip yapılamaması hakkındaki İİK m. 193 hükmü, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, alacaklıların, icra dairesinin veya icra mahkemesinin borçlunun iflas etmediğini bilip bilmediklerine bakılmaksızın, iflas açıldıktan sonra yapılan icra takip işlemleri geçersizdir. Şikâyet edilmese bile, bunu icra dairesi ve icra mahkemesinin kendiliğinden gözetmesi gerekir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara 2013, s.1222 vd).
Bu noktada hukuki yarar kavramının da üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
Mahkemeye yönelik taleplerde hukuki yarar, bir diğer ifade ile hukuki korunma ihtiyacı bulunmalıdır (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, s. 1363 vd. ve özellikle 1387). Bu dava açılmasında olduğu gibi yasa yoluna başvurmada da aranan bir dava şartıdır. Kişinin dava açma ya da yasa yoluna başvurma hakkının bulunması tek başına yeterli olmayıp, bunda hukuki yararının da bulunması gerekir. Kanun yolları bakımından da dava şartları geçerli olup, hakkında yasa yoluna başvurulan kararın düzeltilmesi ya da kaldırılmasında hukuki yararı bulunmayan kimsenin Yargıtay’a müracaatta bulunabilmesi mümkün değildir.
Somut olayda borçlu.... Bilgisayar San. Tic. A.Ş bakımından iflas kararı kesinleştiğinden aleyhine yapılan takibin ve buna bağlı olarak icra mahkemesinde görülen imzaya itiraz incelemesinin de düştüğü anlaşılmakla; temyiz talebinde bulunan anılan borçlunun, bu direnme kararını temyizde hukuki yararının bulunmadığının kabulü ile temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
III- Borçlu ....Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyizi yönünden;
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bir adet bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçluların süresi içinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettikleri, mahkemece 27.10.2009 tarihinde imzaya itirazının reddine karar verildiği, (Kapatılan) Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.12.2009 tarihli ve 2009/163 E. sayılı kararıyla borçlu ....Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti.’nin doğrudan iflasına karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.10.2010 tarihli ve 2010/5714 E., 2010/11652 K. sayılı kararı ile hükmün bozulduğu, karar düzeltme isteminin de Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 06.10.2011 tarihli ve 2011/337 E., 2011/852 K. sayılı kararı ile reddine karar verildiği görülmüştür.
Temyiz incelemesi sonucunda, iflas kararının bozulması hâlinde, bozma ile iflastan önceki duruma geri döndüğünden söz edebilmek için, bu bozma kararının kesinleşmiş, yani ya bozma kararına karşı süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmamış veya başvurulmuş olup da, Yargıtay'ın karar düzeltme talebini reddetmiş olması gerekir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara 2013, s.1129 vd).
İflas kararının bozulması (bozmanın kesinleşmesi) ile iflasın açılmış olmasının sonuçları sona erer; yani, iflastan önceki durum geri döner. Buna göre, bozma kararının kesinleşmesi üzerine, icra takiplerine (m.193) kaldıkları yerden devam edilebilir; seçilmiş ise, iflas idaresinin görevi sona erer.
Hâl böyle olunca borçlu ....Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti. yönünden verilen iflas kararına yönelik bozma kararının kesinleştiği anlaşılmakla, borçlunun hiç iflas etmemiş gibi iflastan önceki duruma geri dönülmesi nedeniyle mahkemenin itirazın durdurulmamasına yönelik verilen direnme kararı uygun ve yerindedir.
Ne var ki Özel Dairece işin esasına yönelik temyiz itirazları henüz incelenmemiştir.
Bu hususa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
Öte yandan eldeki davada borçlu ünvanının “....Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti.” olmasına karşın, gerekçeli karar başlığında davalı olarak “....Bilgisayar San. Tic. A.Ş”; borçlu “Eyüp Tayfun Göney” olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında “...” yazılmış ise de; bu hususların mahkemesince her zaman düzeltilebilecek maddi bir hata niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak, esasa etkili görülmeyen bu kısımlar bozmaya konu edilmemiş, hataya işaret olunmakla yetinilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle borçlu Eyüp Tayfun Göney iflas idare memurunun direnme hükmünü temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE oy birliği ile,
(II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle borçlu.... Bilgisayar San. Tic. A.Ş. iflas idare memurunun temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE oy birliği ile,
(III) numaralı bentte açıklanan nedenlerle borçlu ....Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti. yönünden verilen DİRENME KARARI UYGUN OLUP, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 5311 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.