16. Ceza Dairesi 2019/1466 E. , 2021/2735 K.
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
19.01.2017 (Sanık ... için)
Hüküm : I-Sanıklar ..., ...,
..., ..., ..., ...,
..., ..., ...,
..., ..., ...,
..., .....,...,...,...,...,...,...,... ve ... hakkında ayrı ayrı; TCK'nın 314/2, 3713
sayılı Kanunun 3-5/1 TCK'nın 62/1, 53/1-2-3, 58/9 ve
63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik
istinaf başvurusunun esastan reddi,
II-Sanık ... hakkında; TCK'nın 314/2,
3713 sayılı Kanunun 3-5/1 TCK'nın 53/1-2-3, 58/9 ve
63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik
istinaf başvurusunun esastan reddi,
III-Sanıklar ... ve ... hakkında
ayrı ayrı; TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1,
TCK'nın 221/4-son, 62, 53/1-2-3, 58/9 ve 63
maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik
istinaf başvurusunun esastan reddi,
IV-Sanıklar ... ve ... hakkında ayrı
ayrı; TCK'nın 314/2, 3713 sayılı yasanın 3-5/1,
TCK'nın 221/4-son, 62, 53/1-2-3, 58/9 ve 63
maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik
istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince sanıklar, ..., ..., ... ve ... hakkında Silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle tüm sanıklar hakkındaki hükümlere ilişkin olarak;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... müdafii, sanık ... ve sanık ...'in duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ..., ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1 maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyet hükmü yönünden, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin, 5271 sayılı CMK'nın 280/1-e maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinde İlk Derece Mahkemesince belirlenen cezanın 3 yıl 1 ay 15 günden 2 yıl 1 ay hapis cezasına indirilmesi hukuka aykırı ise de; anılan uygulamanın sanıklar lehine olması ve aleyhe temyiz de bulunmaması hususları gözetilerek CMK'nın 290/1 maddesindeki emredici düzenleme kapsamında değerlendirilen iş bu hukuka aykırılık bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Etkin pişmanlıktan yararlanan sanıklar hakkında TCK’nın 221/5 maddesi uyarınca bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, söz konusu hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün sanıklar ile ilglili fıkrasına “Sanıklar hakkında TCK’nın 221/5. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmasına' ibarelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanması yapılan sanığın, yargılama aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK'nın 156. maddesi gereğince de resen bir müdafii görevlendirilmediği, sanığa isnat edilen 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçunun niteliği dikkate alındığında, CMK'nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca hakkında müdafii görevlendirilmesinin zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, Anayasanın 36., Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde kovuşturmada müdafii hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
IV-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; 'ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil' olacağının kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın ByLock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici delil niteliğinde olması karşısında; temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının ve hüküm verildikten sonra dosyaya geldiği anlaşılan veri inceleme raporunun duruşmada CMK'nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
V- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; 'ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı'nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandıklarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock Tespit ve Değerlendirme Raporları ile Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığının 25.10.2017 tarihli veri inceleme raporuna dayanak delilin elde edilişi ve CMK'nın 134. maddesin göre alınan hakimlik kararı ile gizli tanık garsonun daha önce hakim önünde alınmış ifadelerini içeren veri inceleme analiz raporlarının soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından araştırılıp getirtilmesi, sanık ... hakkında istinaf aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan dijital inceleme raporlarının okunması, sanık ... hakkında istinaf aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan ...'nın beyanlarının okunması ile, UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanıklar hakkında herhangi bir beyan bulunup bulunmadığı tespit edilip var ise bu beyanlarla birlikte CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanıklar ve müdafiilerine okunarak ve gerektiğinde bu şahısların duruşmada usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmesinden sonra tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
VI- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; 'ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı'nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandıklarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici
nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock Tespit ve Değerlendirme Raporlarının getirtilmesi, sanıklar hakkında hüküm verildikten sonra dosyaya geldiği anlaşılan veri inceleme raporları ile sanık ... hakkında temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan ...'nın, sanık ... hakkında istinaf aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan...'in, sanık ... hakkında temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan ...'ın, sanık ... hakkında temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan...'ün, sanık ... hakkında temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan...ve...'ın beyanlarının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafiilerine okunup, gerekirse bu kişilerin tanık sıfatıyla anlatımlarına başvurulduktan sonra diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
VII- Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; 'ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı'nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların, ByLock uygulamasını kullandıklarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock Tespit ve Değerlendirme Raporlarının getirtilmesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığının 25.10.2017 tarihli veri inceleme raporuna dayanak delilin elde edilişi ve CMK'nın 134. maddesine göre alınan hakimlik kararı ile gizli tanık garsonun daha önce hakim önünde alınmış ifadelerini içeren veri inceleme analiz raporlarının soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından araştırılıp getirtilmesi ile sanık ... hakkında temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan ... ve ...'in beyanlarının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup, gerekirse bu kişilerin tanık sıfatıyla anlatımlarına başvurulduktan sonra diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Yapılan UYAP sorgulamasında, sanık ... hakkında Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin halen derdest olan 2020/83 esas sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçlarında açılmış davanın ve sanık ... hakkında Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesinin halen derdest olan 2019/255 esas sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılmış davanın bulunduğunun anlaşılması
karşısında; silahlı terör örgütüne üye olma suçunun temadi eden suçlardan olması nazara alınarak; anılan dosyaların getirilip derdest olmaları halinde birleştirilmesi, karar verilip kesinleşmiş olmaları durumunda ise dosyanın aslı veya Yargıtay denetime olanak verecek şekilde onaylı örneklerinin dosya arasına alındıktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
VIII- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yapısı, sanığın aşamalardaki beyanları ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın örgüt içerisindeki konum, durum ve faaliyetleri nazara alındığında eyleminin TCK'nın 314/2 maddesinde yazılı 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu oluşturduğu, ancak 31.01.2020 tarihli dilekçesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyan etmesi karşısında, duruşmada hazır edilerek etraflıca beyanı alınıp, verdiği bilgilerin örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığı, eldeki bilgilerle örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre haklarında 5237 sayılı TCK'nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmesi lüzumu,
2-Hüküm verildikten sonra dosyaya geldiği anlaşılan veri inceleme raporunun CMK 217. maddesi gereğince duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ve sanıklar müdfiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Adana 12. Ağır CezaMahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi .