16. Ceza Dairesi 2019/3289 E. , 2019/5361 K.
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Edilen Daire Kararı : Yargıtay l6. Ceza Dairesinin 06.11.2018 tarih ve 2018/989 - 2018/4981 sayılı kararı
İtiraz İlgili Mahkeme Kararı : Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli ve 2017/702 değişik iş sayılı kararı
İtiraz İlgili Hüküm : Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.10.2017 tarih, 2017/279 İddianame Değerlendirme nolu iade
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- İTİRAZ OLUNAN KARAR:
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16.10.2017 tarihli 2017/985 sayılı iddianamenin iadesine dair Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.10.2017 tarihli 2017/279 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli ve 2017/702 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309 maddesi uyarınca bozulmasına dair Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin incelenmesi sonucunda Dairenin 06.11.2018 tarih ve 2018/989 - 2018/4981 sayılı kararı ile kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
II- İTİRAZ KONUSU:
Şüpheli hakkında yapılan soruşturma sonucunda, toplanan delillerin kamu davasının açılması için yeterli olup olmadığı, düzenlenen iddianamenin iadesinde isabet bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.
III- İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.03.2017 tarih ve KD-2018/8356 sayılı itiraz yazısı ile;
'İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, toplanan delillerin kamu davasının açılması için yeterli olup olmadığının belirlenmesine, mevcut deliller ışığında düzenlenen iddianamenin iadesinde isabet bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre, yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. Ceza davası, kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamede hangi hususların yer alacağı ve iddianamenin ne şekilde düzenleneceği 5271 sayılı CMK'nın 170. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin 4. fıkrasında; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiş, CMK’nın 174. maddesinde ise iddianamenin iadesi müessesesi düzenlenmiştir. Maddede Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamenin hangi durumlarda ve sürede iade edilebileceği hüküm altına alınmış, iddianamenin iadesi nedenleri sınırlı olarak belirtilmiştir. Süresi içerisinde iade edilmeyen iddianamedeki eksiklikler artık kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından giderilecektir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174. maddesi;
(1)Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170'inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4)Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5)İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanunun 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açması zorunlu olmakla birlikte anılan maddeye göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekmektedir. Soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını bizzat takdir edecektir. Cumhuriyet savcısının kamu davası açması halinde mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Cumhuriyet savcısı soruşturmasını yürütürken suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut delilleri toplayacak, kamu davasını açarken CMK'nın 170. maddesinde belirtilen hususları içerir iddianame düzenleyecektir. Eğer iddianame suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenmiş ise iddianamenin Cumhuriyet savcılığına iadesine karar verilebilecektir.
Somut olayda; şüpheli ...'ın müdafiisi huzurunda savunmasının alındığı, şüphelinin savunmasına, tanık anlatımlarına ve dosya içeriğinde toplanan diğer delillere göre; şüpheli ...'ın üniversite öğrenimi gördüğü dönemde örgüte ait evde ikamet ettiği, üniversiteden mezun olduktan sonra 15.07.2016 tarihine kadar örgütle bağlantısını devam ettirdiği, ilahiyat fakültesi mezunu olmasına rağmen örgüt liderini din bilgini olarak tanımladığı, örgütün gerek bulunduğu şehirde gerekse farklı şehirlerdeki toplantı ve etkinliklerine düzenli olarak katıldığı, toplantılara katılan tanıkların beyanlarının alındığı, örgüte ait bankada aktif hesabının bulunduğu, örgüt propagandası yapan yayınlara abone olduğu, dijital verilere ise el konulduğu yönünde deliller bulunmaktadır. Bu çerçevede toplanan deliller dikkate alındığında kamu davası açılmasına yeter şüphe vardır. Bunun yanı sıra iddianamenin iadesi sebepleri arasında 'dijital delil ve materyaller üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması' zorunluluğu da bulunmamaktadır. Mevcut deliller kamu davası açılmasına yeterli ise dijital verileri ile ilgili bilirkişi raporlarının suçun sübutuna etki edeceğine ilişkin mutlak bir delil olup olmadığının takdiri Cumhuriyet savcısına aittir. Cumhuriyet savcısı itiraz dilekçesinde, dijital materyallerde şüpheli aleyhine delil elde edilemese dahi kamu davası açılacağını açıkça belirtmiştir. İddianamede belirtilen bu delillerin mahkûmiyet kararına yeter olup olmayacağı ise mahkemece değerlendirilecektir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2017 tarihli ve 2017/702 değişik iş sayılı kararına yönelik, kanun yararına bozma isteminin reddine ilişkin Yüksek 16. Ceza Dairenizin bu kararının isabetli olmadığı kanaatine varıldığından, CMK'nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. Açıklanan gerekçelerle;
1- Yüksek Dairenizin, 06.11.2018 tarihli ve 2018/989 esas, 2018/4981 sayılı kanun yararına bozma isteğinin reddine dair kararının kaldırılması,
2- Şüpheli ... hakkında düzenlenen iddianamenin iadesine ilişkin karara itirazın reddine dair Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli ve 2017/702 değişik iş sayılı kararına yönelik Adalet Bakanlığının, haklı nedene dayanan kanun yararına bozma talebinin KABULÜNE karar verilmesi,
3- Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi'ne karar verilmesi talep edilmiştir.
IV-İTİRAZ HAKKINDAKİ HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dosyanın incelenmesinde;
Bandırma Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünce yapılan disiplin soruşturmasında alınan ifadelere istinaden Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Din Kültürü Öğretmeni olarak görev yapan ...'ın FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı olduğu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hırsızlıkla itham ettiğine dair bilgiler elde edildiğine dair ilçe olağanüstü hal bürosuna yapılan bildirimin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli hakkında yapılan araştırmalarda;
-ByLock kullanıcısı olup olmadığına dair CBS yeni ByLock sorgu ekranında yapılan sorgulama sonucunda herhangi bir kaydının bulunmadığına dair ekran görüntüsünü içerir, 18.01.2017 tarihli el yazılı şerhinde bulunduğu tutanağın temin edilerek dosya içerisine alındığı,
-... hakkında yürütülen idari soruşturma kapsamında hazırlanan 19.12.2016 tarihli İlçe Müftülüğünün soruşturma raporunda dinlenen tanıklardan;
Tanık...’ın 'FETÖ ile yakınlığı bilinen ... ile arası iyiydi.' şeklinde şüpheli hakkında beyanda bulunduğu,
Tanık...'ın ifadesinde ise '.. Kahvenin üst katında Zaman Gazetesi bürosunun olduğunu, ...'ın burada bazı akşamlar şuan.... İmam Hatip Ortaokulunda görev yapan ... ile birlikte ve birkaç kişi daha toplandıklarını, ...'ın kendinden Cumhurbaşkanımız aleyhine konuştuğunu ve onu hırsızlıkla ilgili itham ettiğini duyduğunu....' beyan ettiklerine dair rapor ve...'a ait ifade zaptının celp edildiği,
-17.02.2017 tarihli kolluk araştırma tutanağının tanzim edildiği, ... ve...'ın idari soruşturma kapsamında alınan ifadelerinin ve hakkında idari soruşturma yapılan ...'ın tanık beyanları dışında örgütle iltisaklı olduğuna dair somut delil elde edilemediğinin bildirildiği,
-İlçe Emniyet Müdürlüğünce tanzim edilen bilgi alma tutanaklarında; ...'ın, örgütle iltisaklı olduğuna ve Cumhurbaşkanını hırsızlıkla itham ettiğine dair bilgisinin olmadığını, duymadığını; ...'ın ise özetle sohbetlere katıldığını, örgütle bağı olduğunu bilip duyduğunu, Zaman Gazetesi aboneliği, himmet veya finansal destek verip vermediğine dair bilgisinin olmadığını, 17/25 Aralık olaylarından önce hükümet aleyhine konuşmasını duymadığını, sonrasında cemaatle ilişkisinin devam ettiğini kesin olarak bilmediğini, duymadığını, kesin ve net olarak bir bilgisinin olmadığını, Ömer ile birlikte sohbete gidip gitmediklerini bilmediğini, Ramazan Eraydın'ın ise perşembe akşamları... ile birlikte şüphelinin Zaman Gazetesi bürosunda toplandıklarını bildiğini, 17/25 Aralık sonrasında Cumhurbaşkanına hakaret ettiğini duyduğunu hatta kendisi ile tartıştığını, kurban alarak himmet verdiğini, Zaman Gazetesi abonesi olduğunu, fazladan iki üç tane alarak kahvelere dağıttığını, abla adı verilen şahısların şüpheli aracılığı ile Bandırma'dan Edincik'e gelip şahsın evinde toplanıp sohbetlere dağıldıklarını bildiğini özetle beyan ettiklerine dair ifadelerin bulunduğu,
-Bank Asya'da 04.01.2011 tarihinde açılan 2999693 nolu hesabı ve aktif kredi kartı kullanımı bulunduğu bildirilmekle birlikte kredi kartı kullanımına dair tablolarda 08.01.2012-09.02.2017 tarihleri arasındaki ekstrelerinde rutin kredi kartı harcamalarının bulunduğu, yine hesabına ait tablolarda 18.01.2012-22.09.2015 tarihleri arasında çeşitli ödeme ve bankacılık işlemlerinde bulunduğu tespit edilen,
-16.05.2017 tarihinde kendiliğinden TEM büro amirliğine gelerek yakalaması yapılan ve rızaen cep telefonu, bilgisayar vs, dijital materyallerini teslim eden,
-Kollukta müdafii huzurunda alınan ifadesinde özetle, öğrencilik yıllarında 1 yıl KYK yurdunda kaldığını, sonrasında ev tuttuğunu, 1999 yılında din kültürü öğretmeni olarak göreve başladığını, 2005 yılında Edincik Beldesine tayin olduğunu, 17/25 Aralık 2013 öncesi zaman zaman kahvehanenin bulunduğu binanın üst katında bulunan ve kirası ödenmediğinden 2012 yılında boşaltılan yerde ve bu yer boşaltıldıktan sonra da bir eğitim kurumuna ait kamp yerine bir kaç defa giderek ve katılan diğer şahısların isimlerini de bildirerek sohbetlere katıldığını, bu sohbetlerde Fetullah Gülen'in kitaplarının okutulduğunu, kendilerinden Zaman Gazetesine abone olunmasının ve öğrenci bursu bulunmasının istenildiğini, 17/25 Aralık olaylarından sonra ise kesinlikle hiç bir sohbete katılmadığını, irtibatını kestiğini, 2009-2015 yılları arasında Zaman Gazetesi ve Sızıntı Dergisine abone olduğunu, Yapı Kredi bankası, Akbank, Ziraat Bankası, Vakıfbank, İNG Bank ve Bank Asya'da hesaplarının bulunduğunu, Bank Asya'nın TMSF'ye devredilmesine müteakip kredi kartı borcunu kapattığını, belirtilen bankaya talimat ile hesap açtırmadığını, yüklü miktarda para yatırmadığını, Dünyada müslümanların yer bulması nasıl sağlanır konulu Gönen ilçesinde düzenlenen bir konferansa bir defa katıldığını, dini duygular nedeni ile sohbetlere katıldığını, cemaat evlerinde eğitim görmediğini, ancak üniversite yıllarında cemaat evinde kaldığını, 15 Temmuz darbe girişimine kadar Fethullah Gülen'i din bilgini birisi olarak düşündüğünü, ancak yaşanan bu olaydan sonra örgütün lideri olduğunu anladığını, 17/25 Aralık olayları öncesinde dini duygular ile sohbetlere gittiğini, sohbetlerde devlet ve devlet büyükleri aleyhine konuşmalara şahit olmadığını, Cumhurbaşkanının da dediği gibi altı ibadet ortası ticaret üstü ihanet olan bir yapı olduğunu, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz olayları sonrasında gerçeklerin farkına vardığını ve bilmeden içerisinde bulunduğu sözde cemaat ile isminin anılmasından üzgün ve pişman olduğunu, örgütle iltisaklı olmaması nedeni ile de etkin pişmanlıktan yararlanmak istemediğini beyan ettiği görünen,
-Rızası dahilinde teslim ettiği dijital metaryaller üzerinde incelemenin devam ettiği ve adli sicil kaydı bulunmadığı anlaşılan şüpheli hakkında;
Öğrencilik döneminde örgütün evinde kalması, örgüte ait bankada aktif hesabının bulunması, örgüt üyesi olan kişiler ile yakın irtibatının bulunduğuna dair beyanların olması, örgütün toplantı ve faaliyetlerine katılması, 2013 yılında örgütle olan irtibatını kestiğini beyan etmesine rağmen 2015 yılına kadar örgüte ait gazete ve dergiye üye olması, din öğretmeni olmasına karşın 15 Temmuz darbe girişimine kadar örgüt liderini din bilgini olarak düşündüğünü beyan etmesi ve tevilli ikrarı nedeni ile yeterli şüphe bulunduğundan 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 53, 58/9, 3713 sayılı TMK'nın 5. ve 7. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile tanzim olunan iddianamenin, Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.10.2017 tarihli 2017/279 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile ele geçirilen dijital materyallere yönelik rapor sonucunun beklenilmeden dava açılması nedeni ile CMK’nın 170 ve 174/1-a-b maddeleri uyarınca iade edilmesine dair yapılan itiraz üzerine Balıkesir 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 07.11.2017 tarihli 2017/702 değişik iş sayılı kararı ile dijital materyal inceleme sonuçlarının suçun sübutuna mutlak etki edecek delillerden olduğu ve bu delil toplanmadan CMK'nın 174/1-b maddesine aykırı biçimde kamu davası açılamayacağından bahisle itirazın reddine dair verilen karara karşı;
Dairemizin daha önceki kanun yararına bozma başvurusu üzerine yaptığı değerlendirmede; dosyadaki dayanak delillerin Dairemizin kabul ve uygulamalarına göre terör örgütü üyeliği suçundan dava açılması için yeterli şüphe oluşturacak nitelikte olmadıkları, şüphelinin mensubu olduğu iddia edilen silahlı terör örgütü hakkında ülke genelinde kapsamlı biçimde soruşturma yapıldığı ve yeni delillerin ortaya çıktığı bu durum çerçevesinde şüphelinin hukuki durumunda değişiklik olabileceği nazara alınarak; Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından CMK 174/1-b maddesi uyarınca 'suçun sübutuna mutlak etki eden delil' niteliğinde olduğu kabul edilerek iddianamenin iadesine sebep olarak gösterilen, 'teslim edilen dijital materyallere yönelik inceleme raporu' geldikten sonra rapor ve dosyada bulunan diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre şüphelinin müsnet suçu işlediğine dair yeterli şüphe oluşuyor ise iddianame düzenlenmesi gerektiği gerekçesi ile kanun yararına bozma talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Etkin bir soruşturma yürütmeden, toplanabilecek olan tüm delilleri toplamadan ya da yeterli şüpheye ulaşmadan yetersiz iddianamelerle kamu davasının açılmasının önlenmesi ve davaların tarafların adalete olan inancını zedelemeyecek şekilde en kısa sürede sonuçlanmasını amaçlayan, ayrıca şüphelinin lekelenmeme hakkını da teminat altına alan iddianamenin iadesi müessesesinin niteliği dikkate alındığında Bandırma Sulh Ceza Hakimliğinin 18.05.2017 tarihli 2017/945 değişik iş sayılı kararı kapsamında şüphelinin kendi rızası ile teslim ettiği 16.05.2017 tarihli tutanak kapsamındaki dijital materyallerin incelenmesine yönelik raporun UYAP sisteminde yapılan incelemede aradan geçen süre de nazara alındığında düzenlenmediği görüldüğünden, dairemizin FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamındaki yerleşik kabul ve uygulamaları da gözetilerek mevcut deliller kapsamında kovuşturma aşamasında mahkumiyet hükmü için aranan, işlenen suçun sabit olduğuna dair kanaatin mahkemesince değerlendirileceği de gözetilerek itirazın kabulüne karar verilmiştir.
V-SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2019 tarih ve KD-2018/8356 sayılı itiraz talebinin kabulü ile Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.11.2017 tarih ve 2017/702 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA;
Usuli işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın CMK 309/4-a maddesi gereğince mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.