17. Hukuk Dairesi 2013/13851 E. , 2015/571 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve davalılar ..., ..., ..., ... ve ... ve ... vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.01.2015 Salı günü davacılar vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Esas davanın davacısı vekili, davalı borçlu ...'in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı 1201 parsel nolu taşınmazını 30.12.1999 tarihinde, 1175 parsel nolu taşınmazı 2.5.2001 tarihinde, 1400 ve 1410 parsel nolu taşınmazlarını 23.2.2000 tarihinde davalı ...'e, ...'ın da 1175 parseli 15.11.2001 tarihinde davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işlemlerinin iptali ile İİK'nun 283/1.maddesinin kıyasen uygulanmasını talep etmiştir.
Birleştirilen davanın davacısı vekili, davalı borçlular ..., ... ve ...'in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adlarına kayıtlı 1201 parsel nolu taşınmazı 23.2.2000 tarihinde, 1175 parsel nolu taşınmazı 2.5.2001 tarihinde, 1647 parsel nolu taşınmazlarını 3.4.2001 tarihinde davalı ...'e, ...'ın da 1175 parseli 15.11.2001 tarihinde davalı ...'a, 1647 parsel nolu taşınmazı da 11.6.2003 tarihinde davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işlemlerinin iptali ile İİK'nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanmasını talep etmiş; 21.6.2007 tarihli duruşmada davalı ... hakkındaki davasından feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalı ... esas davanın süresinde açılmadığını, tasarrufların borçtan önce yapıldığını belirterek davanın reddini, birleştirilen davada ise adı geçen borçlu ..., ... ve ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, satışların gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin de davalılardan alacağı olduğunu, taşınmazları borçtan önce rayiç bedelle aldıklarını, davaların süresinde açılmadığını belirterek esas davanın reddini, birleşen davanın davacısı tarafından aynı konuda açılan dava reddedildiğinden kesin hüküm nedeniyle birleştirilen davanın da reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili taşınmazı iyiniyetli 4 kişi olarak borçtan önce aldıklarını, davanın süresinde açılmadığını, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmama ihtimali olduğunu belirterek esas davanın reddini, birleşen davanın ise kesin hüküm nedeniyle reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, esas dava yönünden;4.6.2009 tarihli karar ile davalı borçlu ile davalı ... arasında yapılmış olan borca karşılık taşınmazların devrine ilişkin sözleşmedeki alacak miktarı ile taşınmazların değeri arasında açık orantısızlık bulunduğu, davalı ... ile davalı ...’in uzaktan akraba oldukları taşınmazların muvazaalı olarak devredildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili, davalı ... tarafından temyiz edilmiş davacı vekili ise kararı yapılan tavzihe yönelik olarak temyiz etmiş; Dairemizin 13.4.2010 tarih 2010/742 esas 2010/3425 karar sayılı bozma ilamı ile;
1-Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin incelenmesinde; H.U.M.K’nın 455. maddesine göre hükmün müphem ve gayrivazıh olursa veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri iphamın tavzihini ve tenakuzun ref’ini isteyebilir. Ancak tavzih ile hüküm değiştirilemeyeceği gibi hükmün esaslı unsurlarından sayılan hesaplama yöntemini de değiştiremez. Bu itibarla mahkemece 26/08/2009 tarihinde yapılan tavzih suretiyle harç ve vekalet ücretinin düzeltilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu,
Davalılar ... vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
2-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava konusu 1175 parselin satışında 3.kişi olan ... ve borçlu ...’un aynı beldeden olmaları nedeniyle 3.kişinin borçlu ...’un satıştaki amacını bilebilecek durumda olmasına, borcun dayanağı olan bononun 24/04/2001 ve 30/03/2001 tarihli çeklere karşılık olarak düzenlendiğinin anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği;
Ancak;dava konusu 1201 ve 1410 parsel sayılı ve borçlu ... tarafından davalı ...'a satışı yapılan taşınmazlar açısından bakıldığında tasarruf tarihleri 30/12/1999 olup satışların, davacı tarafın borcun doğum tarihi olarak ileri sürdüğü 24/04/2001 ve 30/03/2001 tarihli çeklerin tanzim tarihinden önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda borç ilişkisinin bu tasarrufların yapıldığı tarihten önce doğup doğmadığı mahkemece re’sen araştırılmadan, anılan parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı,
3-Dava konusu edilen 1400 parsel sayılı taşınmazda borçlunun tasarrufu söz konusu olmayıp satış, dava dışı ... tarafından davalı ...’a yapıldığından bu parsele yönelik olan davanın reddi yerine iptal kararı verilmesinin doğru olmadığı,
4- Dava konusu 1175 parsel sayılı taşınmaz yönünden, davalı ... ile borçlu ve 3. kişi arasında var olduğu iddia edilen yakınlık ve akrabalığa ilişkin olan kayıtlar arasındaki irtibatın ne şekilde kurulmuş olduğu belirlenememiştir. Davalılar arasındaki tanıdıklık ve akrabalık ya da aynı beldeden olup olmadıklarına ilişkin deliller tartışılıp, dayanakları karar yerinde gösterilmeden karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu,
5-Tasarrufların iptaline karar verilen taşınmazlar 1201, 1410 ve 1175 sayılı parsellerde, borçlu ...’un devrettiği payın 3/8 olduğu dikkate alınmadan, payların tamamı üzerinden hüküm tesis edilmesi HUMK'nun 74 maddesine aykırı olup talep aşıldığından hükmün doğru olmadığı gereğine değinilerek yukarıda (2) numaralı bendin ilk parağrafında açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (2) numaralı bendin 2.parağrafında açıklanan ayrıca, (3)(4) ve (5) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davalı ... vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, senet belgeleri tanık beyanları ve protokol gereğince davalı ...'un 1990'lı yıllarda işlerinin bozulması nedeniyle piyasaya borçlandığı,..., ... ve ...'ün de davalı ...'a borç verenler arasında olduğu, ...'un davacı ...'den borç aldığı gibi, aynı zamanda hatır çeklerini de kullandığı, ...'un davalı ...'la protokol yaparak hem alacaklılarından mal kaçırmak hem de ...'dan aldığı borçlara karşılık teminat olmak üzere bir kısım taşınmazlarını 30.12.1999 tarihinde devrettiği, diğer davalılar ... ve ...'ın bu alacak borç ... ilişkisinin tarafı olmayıp daha sonra senede ciro veya kefil yoluyla 2001 yılında borç silsilesine dahil olduğunun subut bulduğu, ...'un borçlanmasının 1999 öncesine dayandığı, ...'un borçlarının artması ve borcun yenilenmek istenmesi üzerine senetlerin sonradan tanzim edildiği, davalılar ... ve ...'ın ... borç ilişkisinin tarafı olmadığı gibi taşınmazların devrinden sonra borç ilişkisine dahil oldukları bu kişilerin tasarruflarının borçtan önce olduğu, devir tarihinde muvazaalı hareket ettiklerine ilişkin delil bulunmadığı, davalı ...'un zamanaşımı itirazının borcun vade tarihi ile davanın açılış tarihleri arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından bu itirazının yerinde olmadığı, davacıların alacaklarının aynı borç olmadığı gerekçesiyle davaların kısmen kabul kısmen reddi ile; esas dava yönünden dava konusu 1201 ve 1410 parsel yönünden davalı ...'un 3/8 hissesi ile sınırlı olarak davacı ...'ün 2006/9354 sayılı takip dosyasındaki alacağı için haciz ve satış yetkisi verilmesine, 1400 parsel yönünden davalı borçlu, tasarrufun tarafı olmadığından bu parsele yönelik davanın reddine, 1175 parsel maliki ... aleyhine muvazaa iddiası sübut bulmadığından anılan parsel yönünden davanın reddine; birleştirilen dava yönünden dava konusu 1201 parsel yönünden davalı ...'un 3/8 hissesi ile sınırlı olarak davacı ...'nın 2006/7266 sayılı takip dosyasındaki alacağı için haciz ve satış yetkisi verilmesine, davalılar ... ve ... hisseleri hakkında açılan davanın reddine,dava konusu 1175 parsel maliki ... aleyhine muvazaa iddiası subut bulmadığından anılan parsel yönünden davanın reddine,dava konusu 1647 parsel için davalı ... aleyhine açılan davanın vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ... vekili ile, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Birleştirilen davanın davacısı ... tarafından eldeki davadan önce davalılar ..., ..., ..., ... ve ... aleyhine 1201, 1647 ve 1175 parsel nolu taşınmazların satışının iptali için dava açılmış; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.3.2005 tarih 2003/71 esas 2005/96 karar sayılı ilamı ile takip konusu borcun 30.3.2001, 24.4.2001 keşide ve 9.4.2001, 4.5.2001 ibraz tarihli çeklere dayalı olduğu dava konusu 1201 parselin 23.2.2000 tarihinde ...'e satıldığı, anılan tasarrufun takip konusu borçtan önce yapıldığı, davacı tarafından borcun doğumunun daha önce olduğu yolunda iddia ortaya atılmadığı, 1647 parselin 3.4.2001 tarihinde davalı ...'a onun tarafından da 11.6.2003 tarihinde davalı ...'a satıldığı, davacı tarafından Halit hakkında açılan davadan feragat edildiği, davacı tarafından aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle davacı tarafından davalılar ..., ..., ..., ... hakkında açılan davanın reddine davalı Halit hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş hüküm Yargıtay denetiminden geçerek davalı ... yararına vekalet ücreti takdiri yapılarak düzeltirerek onanmış ve 5.7.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda anılan hüküm birleşen dosyanın davalıları lehine güçlü delil mahiyetinde olduğu kabul edilerek dava konusu 1201 parsel yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Kaldı ki davalı ...'nın takip konusu alacağı 7.6.2006 tarihli ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/342 Esas 2006/277 karar sayılı ilamına dayalı olup anılan ilam gereğince 58.000 TL alacağı 29.5.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasıl faiziyle tahsiline karar verildiğinden dava konusu 30.12.1999, 23.2.2000, 2.5.2001 ve 3.4.2001 tarihli tasarrufların, takip konusu borçtan önce yapılmış olması nedeniyle eldeki davanın bu nedenle de (önkoşul yokluğu) nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken 1201 parsel yönünden davanın kabulü isabetli görülmemiştir.
Kabule göre de, birleşen dava yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yaranına daha düşük olan alacak miktarı üzerinden nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken maktu vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir.
3-Esas dava yönünden; 1201 ve 1410 parsel nolu taşınmazlar 30.12.1999 tarihinde borçlu ... tarafından davalı ...'a satılmıştır. Takip konusu alacak ise 18.11.2003 tanzim ve 24.1.2005 vadeli 100.000 TL bedelli bonoya dayalı olup davalı ... tarafından davacı ... aleyhine açılan menfi tespit davasında davacı ... 2006/9354 takip sayılı dosyasına konu 18.11.2003 tanzim 24.1.2005 vade tarihli 100.000 TL meblağlı senedin hatır senedi olmadığını 30.3.2001 ve 24.4.2001 tarihli çeklerin teminatı olarak verilmediğini bu senedin borç karşılığı ...'tan alındığı konusunda yemin etmiş ve ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/436 Esas 2006/611 karar sayılı ilamı ile ... tarafından ... aleyhine açılan menfi tespit davası reddedilerek 9.2.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Anılan ilam gereğince esas dosya yönünden takip konusu borcun, dava konusu 30.12.1999 tarihli tasarruflardan sonra 18.11.2003 tarihinde doğduğu (kaldı ki davacı tarafından sunulan ve ... borç ilişkisine dayalı olarak verildiği iddia edilen 15.1.2000 tanzim 31.7.2001 vadeli 60.000 TL'lik senet dahi dava konusu tasarruftan sonra düzenlendiği anlaşıldığından bu konuda borcun doğumuna ilişkin tanık beyanlarına itibar edilmesi yerinde görülmediğinden esas dava yönünden de dava konusu 1201 ve 1410 parseller hakkında da davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Kabule göre de reddedilen taşınmazlar bakımından kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına daha düşük olan alacak miktarı üzerinden nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken maktu vekalet ücreti takdiri de isabetli görülmemiştir.
Ayrıca 19.1.2007 tarihinde açılan ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/122 Esas sayılı dava dosyasının daha önce 11.9.2006 açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/211 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın 2006/211 Esas sayılı dosya üzerinden devam edilmesi gerekirken önce açılan davanın sonra açılan dava ile birleştirilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle esas ve birleştirilen davanın davacıları ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı ..., ..., ..., ..., ..., ... vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen davalılar yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...'e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan diğer davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 3,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve Halit'e geri verilmesine 20.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.